Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 EKİM 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA
J\_ LJ JLJ M. U MX kulturıŞ cumhuriyet.com.tr 15
Ölümünün 102. yılında Emile Zola
Hep haklının yanında olduH. NECMİ ÖZTÜRK
"Önceleri bir sanat olan tıp bili-
me dönüştüğüne göre, neden ede-
biyat da deneysel yöntem sayesin-
de bir bilim dalına dönüşmesin?
(...) Doktorlar nasıl insan yaşamı-
nı kontrol edebiliyorsa, biz doğalcı
romancılar da bireyde kültürel ve-
ya kişisel değişimlere yol açan olgu-
ları anlayarak bunlan kontrol ede-
bilmeliyiz."
1880 yılında yazdığı "Deneysel
Roman" adh eserinde bu sözleri di-
le getiren Emile Edouard-Charles-
Antoine Zola, ömrii boyunca yaşarm
döndüren çarklann dizgesini anlama-
ya çalıştı. Bir insan neden âşık olur,
neden terk eder, neden öldürür, neden
ayaklanır, niçin nefret eder? Buna
benzer birçok sorunun yanıtını, ro-
manlannın iskeletı yapmaya çalıştığı
determınızmde bulduğunu düşünür
Zola. Ancak doğalcılığın babasının
işini zorlaştıran, bir insanın, roman-
cının ıstedigi gibi hareket etmesı ıçin,
bir bardak suyun kaynaması için ge-
rekenden çok daha fazla koşul gerek-
tirmesiydi. Bu nedenle, Macar eleş-
tirmen Georg Lukacs Zola'yı beğen-
mekJe birlikte, onu romanlannın ki-
şilerini kendi kararlan çerçevesinde
yönlendirmekle suçlar.
Deneysel roman
Fakat Zola ne kadar eleştirifirse
eleştinlsın, dünya edebiyatındaki ye-
ri sarsılmazlığını koruyacaktır.
Emile Zola'nın, "Rougon-Mac-
quart'lar: Ikinci İmparatoriuk Dö-
neminde Bir Ailenin Doğal ve Top-
lumsal Tarihi" adh 20 kıtaplık dizi-
siyle anılması yanlış değil elbette, an-
cak bunu Balzac ın "Insanlık Ko-
medyası" gibi düşünmemek gerekir,
ne de olsa Zola tüm yapıtlan (kırktan
fazla kitap) için bu adı seçmiş değil-
dir. Zola, yirmi kitaplık yapıtını, ara-
da başka yapıtlar da verdiği halde.
ancak 22 yılda, 1893 'te tamamlamış-
tır.
Claude Bernard'ın yazdıgı "De-
neysel Tıp Çahşmalarına Giriş"
adh kitap, Zola'yı dennden etkilemiş
ve onu deneysel roman adını verdiği
sistemi geliştirmeye kadar görürmüş-
tür. Bu sıstemin geçerli olup olmadı-
ğını anlamak için de 20 kitaplık dizi-
sine başlamış ve determinizmin "Ay-
nı koşullar, aynı sonuçları doğu-
rur" ilkesüu kahramanlanna uygula-
mıştır. Yarartığı kahramanlarla ro-
manlannın hemen hepsinde karşılaş-
mak ise okuru, farklı bir roman türü-
nü keşfe çağınr adeta. Zola'nın,
1871de "Les Rougon-Macquart"
dizisine başlamadan önce de 10 kita-
bı vardır. En önemlileri de Les Con-
tes a Ninon (Ninon'a Masallar), po-
lisle başmı derde sokan ve bir söylen-
tiye göre Hachette Yayınevi'nden
atılmasına neden olan La Confessi-
on de Claude (Claude'un Itirafı) ve
Therese Raquin dir.
Zola 1893'ten 29 Eylül 1902'dela
kuşkulu ölümüne kadar birçok yapıt
verir. Yaşamına bırçok şey sığdırma-
yı başarsa da her ölüm gibi onun ölü-
mü de erken, üstelik zamansız olur.
Adalet (Jusrice) adh kitabı bitmeden
kaldıgı gibi Zolalar'ın evinde çalış-
maya gelen ve 1888'den ölümüne dek
yazarla 14 yıl süren tutkulu bir aşk
yaşayan Jeanne Rozerot'dan olan i-
• Dreyfus olayı, 19.
yüzyılın sonlannda
belki de en sarsıcı
olaydır. Yahudi kökenli
bir subay olan Albert
Dreyfus haksız yere
casuslukla suçlanır ve
onun suçsuz olduğuna
dair belgeler
kamuoyunun eline
geçmeye başlayınca,
Zola 'nın dönemin
cumhurbaşkanı Felix
Faure 'a yazdığı
"Suçluyorum..!"
başlıklı açık mektubun
"L'Aurore " gazetesinin
baş sayfasında
yayımlanmasıyla
başlayan olaylar
silsilesi, işi ordunun ve
yargı erkinin
sorgulanmasma kadar
götürür. Ve ordu ile
yargı gerçekten
hatalıdırlar.
kı çocuğu da babasız kalır. Fransa'da
geçen ay Gallimard Yayınevı tarafın-
dan basılan Lettres a Jeanne Roze-
rot (Jeanne Rozerofya Mektuplar),
kansı Alexandrine çok sayıda mek-
tubu yok ettiğinden. birçok başka ya-
zann yazışmalan gibi 4 veya 6 cilt de-
ğil, sadece 390 sayfadır. Ancak 200
mektup içeren bu ilk basım, yine de
Zola'nın Rozerofya duyduğu aşkın
saflığını okura yansıtmayı başanyor.
Zola'nın ölümü kuşkuludur, çün-
kü Dreyfus olayının alevinin biraz ol-
sun azalmadığı bir zamanda, üstelik
Yahudi karşıtlan ve "statüko" savu-
nuculan tarafindan gönderilen tehdit
mektuplan aldığı bir döneme "rast-
lar". Şu tür cümlelerin yer aldığı
mektuplar Zola için sıradanlaşmıştı o
dönemde: "Kim Fransa'yı senin ko-
kuşmuş varlığından arındıracak?
Başına ödül kondu" veya "Pis do-
muz, Yahudi âşığı, ölmene karar
verdiğimiz bir toplantıdan az önce
çıktım."
Dreyfus olayı, 19. yüzyılın sonla-
nnda belki de en sarsıcı olaydır. Ya-
hudi kökenli bir subay olan Albert
Dreyfus haksız yere casuslukla suç-
lanır ve onun suçsuz olduğuna dair
belgeler kamuoyunun eline geçmeye
başlayınca, Zola'nın dönemin cum-
hurbaşkanı Felix Faure'a yazdığı
u
Suçluyorum..!" başlıklı açık mek-
tubun "L'Aurore" gazetesinin baş
sayfasında yayımlanmasıyla başla-
yan olaylar silsilesi, işi ordunun ve
yargı erkinin sorgulanmasma kadar
götürür. Ve ordu ile yargı gerçekten
hatalıdırlar.
Preyfus olayı
Dreyfus olayı o dönem Fransa'sı-
nıo kadar sarmıştırki 1894"teDrey-
fus'ün zındana konulmasıyla patlak
veren olaym ızlen uzun yıllar sılin-
mez. 1907'de Zola'nın küllerinın
Pantheon'a defnediliş törenine katı-
lan Albert Dreyfus'e bir suikast dü-
zenlenir ve Dreyfus kolundan yara-
lanır. Zola'mn, bacadaki tıkanıklık
nedeniyle karbonmonoksıt zehirlen-
mesinden kaynaklanan ölümündeki
ilgi çekici bir dığer yön de Zolalar' ın
evindeki bacayı inceleyen uzmanla-
nn, bacada moloz buhnalan ve kom-
şulannın da olayın gerçekleştiği gü-
nün öncesinde çatıda gezen birtakım
adamlann olduğunu söylemeleridir.
Ancak hiçbır şey kanıtlanamaz ve
Zola'nm ölümü kayıtlara kaza olarak
geçer. Bayan Zola kısa sürede iyi-
leşmiş olarak geri döner ve sonra Zo-
la'mn sevgilisi Jeanne Rozerot'dan
olanDenise(doğumu 1889) ile Jac-
ques'ı(doğumu 1891) kendi çocuk-
lan olarak himayesine alır.
• • •
TUYAP Istanbul Sanat Fuarı'na ilk kez yurtdışmdan galeri ve sanatçılar da katıldı
Uluslararası olma yolundaSELCEN AKSEL
Beylikdüzü'ndeki Kongre ve Fuar Merke-
zi'nin hizmete gırmesiyle üç yıldır Kitap Fu-
an 'yla eşzamanh olarak burada yapılan 14. TÜ-
YAP Sanat Fuan'na katılan galeri ve sanatçı
sayısında artış var. Geçmişte ortalama 55 olan
katılımcı galeri sayısı 115'e ulaşmış durumda.
Bu nedenle, bu kez sanat fuan için iki salon ay-
nhnış. Fuarlann geçmişteki takipçileri, bu ikı
fuann bir arada yapılmasını benimsemiş, genel
yaklaşım çok olumlu. Bu, katılımcı sanatçı ve
galericıler için de geçerli.
Sanat fuannda bu yıl dört onur ödülü açık-
landı. 'Sanatçı Onur OdüJü' Fethi Kayaalp e.
'Eleştirmen Onur Ödülü' Prof. Dr. Semra
Gernıanere. 'Sanatsever Kurum Ödülü'
Milliyet Sanat ve Hürriyet Gösteri dergileri-
ne, 'Kolleksiyoner Kurum Ödülü' ıse ülkemi-
zin en köklü eğitım kurumlanndan Mimar Si-
nan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne bağlı İs-
tanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne verildi.
Sanatçı Onur Ödülü'ün sahibi Fethi Kayaalp.
fuann sanat adına yapılan çok önemli bir etkin-
lik olduğu görüşünde. "Tabii bu çok önemli ve
büyük bir iş. Bu kadar çok sanatçının katıl-
ması. yurtdışmdan gelenlerin olnıası... Bu
fuarı organize etmek kolay değil, sonuç ba-
şanlı. 82 yaşın basamağındayım. Böyle bir
ödül almak beni mutlu etti. Çok açık olarak
söyleyebiliyorum. Seçici kurula, tanımıvo-
rum kendilerini ama, teşekkür ediyorum.
Ayrıca TÜYAP çalışanlannı kutluyorum.
Buradaki sanatçıların hepsine başanlar di-
fiyorum" diyen Kayaalp, fuara retrospektıf ni-
telikte bir sergiyle katılıyor.
İstanbul dışından katılım
Uluslararası olmasıyla farklı birboyut kazanan
fuarrn önemli bir işlevi de. Türkiye'nin çeşitli il-
krinden galeri ve temsil ettikleri sanatçılan bir
araya getirmesi. Fethiye Levissi Sanat Galeri-
ji'nin yöneticisi Çetin Bilgin, sanatın salt ticari
boyutta var olmasına karşı olduğunu belirtiyor.
Bu fuara katılma nedenini ise böyle bir yaklaşım-
lı gerçekleştirilmemesi olarak açıklıyor. Istanbul
Antik Sanat Galerisi yöneticisi TevfÜt İhtiyar da
fjarın giderek geliştiğı görüşünde: "Yurtdışm-
dan gelenlerin olması. iki saionun açılması, fu-
inn geleceğinin daha iyi olacağının işaretle-
ri. tlginin yoğunluğu da sevindirici. Özellikle
lugünlerde." Balıkesir Çakınberk Sanat Gale-
rsi'nden Gül Çakınberk de, katılunın ve izle-
wci sayısının çok olmasının sevindirici olduğu-
nu söylüyor. "Biz Anadolu sanatçılaruu tanı-
tıyoruz İstanbul'a. Çok önemli bir misyon üst-
lediğimizi düşünüyorunı. tstanbul ve Ankara
galericileriyle ve sanatçılanyla buluştuğu-
muzdan. bizim için çok özel bir hafta oluyor"
diyerek fuara bakışını açıkhyor. Ankara Galeri
Soyut'tan Mehmet Subaşı da, Istanbul dışından
katılunın özveri gerektirdiğinin, altını çiziyor.
Subaşı 'na göre kitap fuanyla biraradayer almak
olumlu sonuç doğuiruyor.
• Sanat fuannda bu yıl
dört onur ödülü açıklandı.
'Sanatçı Onur Ödülü' Fethi
Kayaalp'e, 'Eleştirmen
Onur Odülü' Prof. Dr.
Semra Germaner'e,
'Sanatsever Kurum Ödülü'
Milliyet Sanat ve Hürriyet
Gösteri dergilerine,
'Kolleksiyoner Kurum
Ödülü' ise ülkemizin en
köklü eğitim kurumlanndan
Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi'ne
bağlı Istanbul Resim ve
Heykel Müzesi'ne verildi.
Fuarda, Heykeltıraşlar Derneği, Mimar Si-
nan Güzel Sanatlar İ niversitesi Resim Bö-
lümü ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve
Tasarun Fakültesi standlanna geniş yer aynl-
mış. Heykeltıraşlar Derneği'nden Müfide Ak-
soy, fuann heykel sanatını ve derneklerini ta-
nıtmak için iyi bir fırsat olduğunun altmı çizi-
yor. Ağırlıklı olarak tuval resminin yer aldığı
fuarda dikkat çeken bir nokta ise genç sanatçı-
larla katılan özel galeriler. Fuarda grup sergile-
nne de özel yerler aynlmış, böylece, bu oluşum-
ian sanatseverlenn izlemesi kolaylaşıyor.
Yurtdışmdan 28 galerinin kahldığı fuarda, Ro-
man Associaton of Modern Art GaUeries'e
(A.R.G.A.M) bağlı 22 galeri, birlikte çalıştıkla-
n sanatçılann yapıtlanndan özel bir seçkiyle
yer alıyor. Sanatçılardan biri de sanat yaşamıru
Roma'da sürdürmekte olan Fatih Mika Birhğin
başkanı Carmine Siniscalco, ilk kez Türkıye'de
bir sergi düzenledilderini söylüyor. "Üç şe\'
var" diyor, "tlişkiler, işletmecilik ve seçicilik.
Sanatçının işleridir aslolan. Severek \apıvo-
rum işinıi, kardeşim de sanatçı olduğundan
bir sanatçm vakından izleme şansım da oldu
benim. Zaten insan sanatçı doğar, sonradan
yetişmezler. Biz sadece kendi hayatımızı yara-
tıyoruz, yaratan insanlar ise sanatçılardır."
Ona göre, son on yılda sanatçılar da değişmiş.
"Hemen ünlü olmak ve para kazanmak isti-
yorlar" diyor. "Bir sanatçı için gerekii olan şey
sadece çaüşmaktır, çalışarak esin kaynaklan-
nı bulabilir." Ülkesinde, genç sanatçılara ken-
dini tanıtmada en büyük olanağı sağlayanın, dev -
let kurumlan olduğunu söylüyor.
Akdenlz Kültür ağı
ARGAM'la fuara katılan heykeltıraş Gabri-
ele Altobelü, fuara katılmaktan çok memnun
olduğunu, bu sayede, birçok yetenekli sanat-
çıyla tanıştığını belirtiyor. "Özellikle genç sa-
natçılann enerji ve yaratıcıükia dolu olduğu-
nu gördüm" diyor Altobelü. Fuann çok önem-
li olduğu, aynlan alanın ve organizasyonun çok
güzel olduğunu ekliyor.
Fuann zıyaretçilerinden biri olan Italyan Kül-
tür Merkezi 'nin yöneticisi Silvio Marchetti ise
ülkesi ve Türkiye açısındanyaklaşıyor: "Şunu
kesinlikle söyleyebiürim ki, Akdeniz ülkele-
ri arasında birçok ağ var, özellikle İtalya ve
Türkiye arasında. Klasik sanata baktığınız
zaman, ortak bir miras olduğunu da görür-
sünüz, Akdeniz geleneğinden kaynaklanan.
Şimdi yapmamız gereken, esinlenmelerimi-
zi paylaşnıak ve modern sanatçılarımız ara-
sındaki iletişimi arttırmak. Tecrübeyi pay-
laşmalı ve bir şekilde bu paylaşınu yaratıcı-
lığa doğru harekete geçirmeliyiz. Bu, aynı
zamanda, bizim ortak geçmişimizi geniş bir
Akdeniz-Avmpa kültürüne taşımak için de
bir yol olabilir. Avrupa'nın içinde ortak he-
defler içinde yer aldık. ama şunu da unutma-
malıyız ki, bu büyük Avnıpa düşünün bir
parçası da Akdeniz boyutudur. Bu düşünce
içinde ftalya ve Türkiye özel hir vere sahip.
Marquez'den yeni roman
• BOGOTA (AA) - Nobel Edebıyat Ödülü
sahibi Kolombıyalı yazar Gabnel Garcıa
Marquez, 10 yıl ara verdiği edebiyata 'Memoria
de mis Putas Tristes' romanıyla geri döndü.
'Yüzyıllık Yalnızhk" ile dünya edebiyat tarihinde
yerini alan Marquez'in 109 sayfalık yeni yapıtı,
"'90 yaşmdakı emeklı bir profesörün bakıre bir
genç kızla yaşadığı çılgın aşk gecesi"ni konu
edıyor. Ispanyolca 1 milyon adet basılan yeni
roman, 20 Ekim'de tspanya. Kolombiya ve
Meksıka'da piyasaya çıktı. 40 yıldan fazla
zamandır Meksika'da yaşayan "Gabo" lakaplı 76
yaşındaki yazann. konusu son dakikaya kadar
"'devlet sırn" gibi saklanan yeni kitabı, daha
piyasaya çıkmadan korsan baskılarla Kolombiya
kentlennın sokaklanndaki tezgâhlarda yerini
almıştı. Korsan baskılann çıkması üzerine,
yazann. kitabın son bölümünü değıştirdiği ve
kıtabın planlanandan bir hafta önce piyasaya
sunulduğu belırtıldi.
Rimbaud'nun 150. yıldönümü
• PARİS (AA) - 19. yüzyılın en önemli
şaırleri arasında olan Arthur Rimbaud'nun
doğduğu ve ilkgençlik yıllannın geçtiği ev,
şairin yaşamından ızler taşıyan eşyalar ve
belgelerle yeniden düzenlenerek 150. doğum
gününde zıyaretçilere açıldı. Rimbaud'nun
"küçük taşra kasabalannın en aptalcası"
olarak tanımladığı, Fransa'nın
kuzeydoğusundaki Charlevılle-Mezieres
kasabasındaki evde. şairin yaşammın
dönemlenni anlatan düzenlemeler bulunuyor.
Şaınn, 1870-1875 yıllan arasmda aılesiyle
yaşadığı evın düzenlemesini yapan kuruluşun
yetkilisi Philippe Comte, Rimbaud'nun
yaşamına şiirleri ve yolculuklan üzerinden
bakılırsa, aslında kendisi için çok değerli
olmayan bu evin. onun düş gücünün
"başlangıç noktası" olduğunun
görülebileceğinı belirtiyor.
6 haftada 1 milyon sattı
• LOS ANGELES (AFP) - Soul müzığin
dâhisi olarak tanınan Ray Charles.
ölümünden dört ay sonra. yaşamı boyunca
yakalayamadığı bir başanyı elde etti; son
stüdyo albümü 'Genius Loves Company'
'Platin Plak' satış rakamına ulaştı.
Albümün 6 haftada bir milyon sattığı
belgelendi ve albüm. The Recording
Industry Association of America tarafindan
•Platm Plak'la ödüllendirildı.
'Anadolu İdenimteri' sepgisi
• VVASHINGTON (AA) - Washıngton'daki
sanat kuruluşu Mendian Intemational Center,
baskı resim ustası-sanatçı Süleyman Saim
Tekcan'ın \e onun atölyesinden 1940"lı
yıllardan bugüne kadar yetişen çeşitli
sanatçılann yapıtlanna ev sahipliği yapıyor. 23
Ocak 2005 tanhine kadar Whıte-Meyer Sanat
Galensi'nde izlenebılecek sergi, Türkiye'nin
Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu'nun da
katıhmıyla düzenlendı. İstanbul Grafik Sanatlar
Müzesi \e Artess Çamlıca Stüdyosu ile ortak
bir çalışma sonucu ABD'ye getirilen sergide,
farklı tarz ve içerikte 70'ten fazla yapıt yer
alıyor. "Anadolu Izlenımlen" başlığını taşıyan
sergide. özgün baskı teknikleri kullamlarak elde
edilen gra\r
üı ve baskı resimlere ağırlık
verihniş. Sergide, usta Tekcan'ın kızı Elvan
Tekcan Şahinoğlu'nun da yapıtlan yer alıyor.
Washıngton'daki sergide, A\ııi Arbaş, Semih
Balcıoğlu, Filiz Başaran, Nurullah Berk, Cihat
Burak, Ergin Inan. Gülsün Karamustafa,
Mustafa Pile\neli, Turhan Selçuk'tan da
yapıtlar bulunuyor.
BUCÜN
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONL nda 19.30'da Kent Orkestrası ve
Ferhat Göçer konseri. (0 212 232 98 30)
M ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZI'nde
20.00de tDOB'dan 'Kiss Me Kate' adh
müzikal. (0 212 251 56 00)
• ATATÜRK KİTAPLIGI'nda 19.30'da
'Asri Zamanlar' adlı filmin gösterimi.
10 212 249 38 19)
• YAPI KREDİ ŞERMET ÇİFTER
AJRAŞTIRıMA KÜTÜPHANESİ nde
18 30da 'HakkJ Tarık Us ve Kütüphanesi'
konulu söyleşı. <0 212 252 47 00)
• TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR
MERKEZİ'nde 19.30'da 'Felsefe-Bilim
Tartışmalan". (0 212 293 12 70),