23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2004 PERŞEMBE HABERLER Katledilişinin 5. yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikler Ümitköy'deki evi önünde başlayacak Kışlalrvı anıyoruzANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemız yazan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah, katledilişinin 5. yıldönümünde etkinliklerle anılacak. Kışlalı için ilk program bugün saat 09.00'da Ümitköy'deki evinın önünde katledildiğı yerde gerçekJeştirilecek. Gazetemiz Ankara Temsılcisı Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Sina Akşin'in konuşmalannın ardından kortej halinde Ahmet Taner Kışlah Parkı'na hareket edılecek. Parkta saat 10. 00 "da heykelı başında anma toreni yapılacak. Burada da Çankaya Beledıye Başkaru Prof Dr. Muzaffer Eryılmaz ve Prof Dr Kurthan Fişek konuşacak. Törenin ardından mezarlıktakı program ıçrn otobüsler kaldınlacak. Karşıyaka Mezarhğı'nda gömütü başında yapılacak tören saat 12. 00'de başlayacak. Atafürkçü Düşünce Derneğı (ADD) Gençlik Kollan'ndan Engin Balım ın konuşmasından sonra mezarhğa karanfıller bırakılacak. "Atatürk'e Saldınnamn Dayanılmaz Hafiffiğr başhklı panel, saat 15. 30'da Siyasal Bilgiler Fakültesi Prof. Aziz KökJü Salonu'nda gerçekleştınlecek. Gazetemiz yazan Işık Kansu'nun yöneteceğı panelde Prof. Dr. BirgüJ Aymao Güler, Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, Asker Kartan ve ADD Başkanı Ertuğnıi Kazaneı konuşacak. Anma etkinlikleri Hacettepe Üniversitesi'nin Sıhhiye'de bulunan M Salonu'nda akşam venlecek konserle sona erecek. Konserden önce Işık Kansu'nun hazırladığı "YurtseverHk ÖğreOneni" adlı Kışlah'nın yaşam belgeselı göstenlecek. Arya ve türkülerin seslendırilecegi konserde, sanatçılar Funda Ateşoğlu, Ömer Yılmaz, Stefan Kurudünov, l\ıncer Tercan ve Fügen Serbest yer alacak. Konser, saat 20.00'de başlayacak. Prof. Dr. Ahmet Taner fsjşlah, 21 Eidm 1999 tarihinde aracına yerieştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamnu yitirmiştL Ktşlah'ıun cenaze töreni, Ayduılanma düşmanlanna karşı Atarürkçülüğün ve Cumhııriyet'in değerlerini savunanlann gövde gösterisine dönüşmüştü. Kışlah cinayetinin üzerinden 5yılgeçti, tetiği çektirenler hâlâ bulunamadı Ifölnızca tetikçiler• Cumhuriyet ilkelerinin yılmaz savunucusu Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah'nm katledilmesinin üzerinden 5 yıl geçmesine karşın suikastın ardındaki sis perdesi tam olarak aralanamadı. Kışlah'nın aracına bombayı yerleştirenJer yakalandı ve sanıklardan üçü idam cezasına çarptınldı fakat tüm bulgulann işaret ettiği Tahran düğümü çözülemedi. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) -Laiklik savunucusu, gazetemız ya- zan Prof. Dr. AhmetTanerKjşüüVnın katledihnesınin üzerinden geçen 5 yılda tetiği çektirenler hâlâ buluna- madı. Kışlalı'nın aracına bombayı yerieştirenler yakalanırken tüm bul- gulann işaret ettiği Tahran düğümü ise çözülemedi. Kışlah'nın aracına bombayı koyanlardan Oğuz Demir de hâlâ fırari. Prof. Dr. Ahmet Ta- ner Kışlalı suikastının faillerinin de yargılandığı Umut davasının 50'yi aşkın hükümlüsü, AKP hükümeti- nin çıkarttığı Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için baş- vurdu. Kapatılan Ankara 2 No'lu DGM, tetikçilerin af istemini red- detti. Cumhuriyet ilkelerinin yılmaz sa- vunucusu Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah'nın katledilmesinin üzerin- den 5 yıl geçmesine karşın suikas- ön ardındaki sis perdesi tam olarak aralanamadı. îstanbul Beykoz'da Hizbullah'a yönelik yapılan ope- rasyonda ele geçinlen belgeler üze- rindeki incelemeyle faili meçhul cinayetlerde önernli bilgilere ula- şıldı. Soruşturma derinleştirildik- çe faili meçhul cinayetlere katılan "önemB'' kişilere ulaşıldı. Gazete- miz yazarlan Uğur Mumcu, Prof. Dr. Muammer Ak- soy, Doç. Dr. Bahri- ye Üçok ve Kışlah suikastlanna katılan Tevhid/ Selam örgü- tünün çok sayıda üyesi yakalandı. An- kara 2 No'lu DGM'de birçok ay- NecdetYüksel dına yönelik cina- yetin faillerinin yar- gılandığı Umut da- vasında, Kışlah su- ikastına katılanlar- dantf Tekin''kod ad- lı Ferhat Özmen, NecdetYükseL, Rüş- tü Aytufan, "anaya- sal düzeni sflah zo- ruyla değiftirmeye Ferhat Ozmen teşebbüs" suçundan yayımlanan yazısı M. Kemal'e Saldırmamn Dayanılmaz Hafifliği Aziz Nesin, yıllar önceki bir konuşma- mız sırasında şöyte demişti: "- Geçmişte Atatörk'ü eleştirmiş ol- maktan dolayr şimdi utantyorum. Her ge- çen gûn gözûmde küçüleceğine, tersine daha da büyüyor." Benzer aşamadan geçmiş bir kişi ola- rak, bu değerfendirmeyi gönülden paylaş- mam zordeğildi. Zaman bizleri değil, Mus- tafa Kemal'i haklı çıkarmıştı. Lenin'in, Mao'nun, Enver Hoca'nın, Dimrtrofun heykellerinin yerlerde sürük- lendiği, resimlerinin duvarlardan kaldınl- dığı, Leningrad isminin St. Petersburg'a dönüştürüldüğü günümüzde, bunu gö- rebilmek kuşkusuz daha da kolay. • • • Eğer Türkiye'de bir din devleti kurmak istiyorsa- nız, Mustafa Kemal'e saldırmanız elbette ki tu- tarlıdır. EğerTürkiye'nin birbölgesini ayınp ırk- çı birdevlet kurmak peşindeyseniz, Mus- tafa Kemal'e saldırmanın elbette tutar- lı bir yanı vardır. Ama "çağı yakalama" ara- yışında görünürken aynı şeyi yapmaya kalkarsanız; bel- ki -hergarip şeyi yapanla- ra olduğu gibi- bazı dik- katleri üzerinize çekersiniz, ama inandıncı olamazsı- nız. Bir bakıyorsunuz; Kültür Bakanı'nı temsilen açık otu- ruma katılan bir sayın konuşmacı, Kemalizmin Ba- tı Avrupa'daki totaliter ideolojiierin etkisi altında kal- dığını söylüyor. (Çekinmese, faşistliklesuçlayacak.) Bir bakıyorsunuz; Marksist soldan ciddi bir dü- şünür, "Halkasorulsaydıdildevriminikabuledermiy- di?" diye soruyor. (Sanki referandumla devrim ya- pılabilirmişgibi...) Bir bakıyorsunuz; 6O'lı yıllarda Atatürk'ün sosya- listliğini kanıtlamak için ter döken bir köşe yazan, şimdi onu küçültmek için tüm kalem kıvraklığını kul- lanma telaşı içinde. Birbakıyorsunuz; "orijinar olabilme uğruna, Ata- türk'ü demokrasi karşıtı gösterebilmek için, kendi eğilimlerine bilim kılıfı giydirme çabasına girenler var. Mustafa Kemal'i bilimsel olarak değerlendirebil- menin yöntemi açık: Hangi koşullardaydı? Ne yap- mak istiyordu? Ne yaptı? Sonuç ne oldu? Hangi koşullarda yola çıktığını bilryoruz. Ne yap- mak istediğini ise -en kıt zekâlılann bile yanlış an- layamayacağı kadar- açık söylemiş: "Cumhuriyet rejimi demek, de- mokrasi sistemi ile devlet şekli de- mektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerinisırasıgeldikçe uy- gulamaya koymalıdır. Türkiye Cum- huriyeti'nde de birbirini denetleyen partilerin doğacağına şüpheyoktur. Demokrasi maddi refah meselesi değildir. Böyle bir nazariyat, vatan- daşlannsiyasihümyetihtiyacınıuyut- mayı amaçlar. Bir uiusu oluşturan bireylerin herçeşitözgüriûğügüven altında bulunmalıdır." Neler yapmış? Hiçbir şeyin devtetin dışında olama- dığı faşizmin yükselme döneminde bile, Türk dil ve tarih kurumlannı, siya- sal iktidariann etkisinden uzak, bağımsız bir yapıda oluş- turmuş. Totaliterbirküttür- den demokratik bir kül- türe geçiş için büyük ça- ba sarf etmiş. Dışanda var olmayan çoğulculuğu, tek partinin içinde adeta özendirmiş. "Devletçilik" resmi ide- oloji iken, özei sektörve liberalizm savunucula- rı partinin ve devletin en üstdüzeyierine kadar yükselebilmişler; parti içinde ayn bir kanat oluş- turmuşlar. CHP'ye faşist bir model getirmek isteyenleri ters- lemiş. Bir muhalefet partisi kurulması deneyini, -çok ofumsuz koşullarda bile- kendi eliyle başlatmış. Peki, açtığı yol -tüm ihanetlerekarşın- nereyevar- mış? Eksikleri, yanlışlan olsa da hiçbirMüslüman ülke- de var olmayan bir demokrasiye!.. ••• Bir cümle hâlâ kulaklanmda: "Cesaretim olsa, tıpkı Ince Memed'in destanını yazdığım gibi, Mus- tafa Kemal'in de destanını yazmak isterdim..." ölümünden yanm yûzyıl sonra -ve tüm ideotojik değerierin altüst olduğu bir dünyada- eğer bir kişi hâlâ YaşarKemal'devemilyonlarca insandabu duy- gulan yaratabiliyorsa, hâlâ güncelse, bunun anlamı açıktır. Bu ülkede Atatürk'ü yıkarak olumlu bir şey- leryapılabileceğini sananlann, kendi küçükdünya- lan içinde büyük bir yanılgıyı yaşadıklanna inanıyo- rum. (Cumhuriyet, 8 Mart 1992) Türk Ceza Yasası'nın 146/1. mad- desıne göre idam cezasına çarptı- nldı. Suikasta katılan tüm faillerin Iran'a "turistik" gezi amacıyla git- mış olmalan ise dava dosyasında yalnızca bir "tesadüf" olarak kal- dı. Bu konu araştınlabılmış olsay- dı, yargılama sırasında faillere bu yönde daha kesin sorular yöneltil- mış olsaydj tetikçilerin arkasında- kı güçlere ulaşmak mümkün olabi- lecekti. Bulgulann işaret ettiği, mah- kemenin gerekçeli karanna da yan- sıyan İran düğümü çözülebilecek- ti. Aydınlara yönehk faili meçhul cı- nayetlerin ardındaki iz hep Tahran'a çıktı, ama hiçbir yaptınm uygula- namadı. Yalnızca, başta Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı olmak üzere birçok aydını katledenlerin mensu- bu olduğu Te\ îııd. Selam örgütünün tran güdümlü olduğu bılgısine da- va dosyasında yer verildi. Failleri, idama mahkûm eden An- kara 2 No'lu DGM'nın gerekçeli karan, tetikçilerin îran bağlantılan- nı gözler önüne seriyordu. Gerekçe- h kararda, faıllenn birçok kez İran'a giderek Savama'dan eğitim aldık- lanna işaret edildi. Kararda, iran 'ın devrim ihracı polıtikası kapsamın- da Türkiye'ye karşı sık sık 'Herorizın silahınr kullandığı belirtildi. Ka- rarda, Türkiye'deki Tevhid Selam örgütüyle Iran'daki Kudüs Ordusu örgütünün hedeflerinin aynı olduğu vurgulandı. han'ın gızli servisi Sa- vama'nın da bu örgütlere destek ver- dığı kaydedildi. 21 Ekım 1999 tanhinde aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren Prof. Dr. Ahmet TanerKışlalı'ya yönehk su- ıkast ve sonrasında yapılan araştır- malar, dava dosyasına şöyle yansı- dı: - Olay yerinde bulunan Efes Pil- sen bira kutusu, bombada dış kap- lama olarak kullanıldı. Parçalann akım kaynağı olarak Toshıba mar- ka pil kullanılırken bombada irti- bat kablosu olarak bakır kablo, par- ça etkisini arttırmak ıçın de metal bih/eler yerleştirildi. Patlayıcı ola- rak 250-300 gram TNT- RDX'in kullanıldığı bombanın el yapımı ol- duğu behrlendı. - Suikasta, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah'nın düşüncelenne karşı çık- tıklannı belirten Necdet Yüksel, Oğuz Demir, Ferhan Özmen ve Rüş- tü Aytufan birlikte katıldılar. Prof. Dr. Kışlah'nın evi, görev yaphgı yer, ai- le durumu gıbı konularda Necdet Yüksel ıle Rüştü Aytufan ın istih- barat çalışrnası yaptıklan belirlen- di. Ferhan Özmen'ınhazırladığı bom- bayı Necdet Yüksel'in gözcülüğün- de Rüştü Aytufan araca yerleştırdi. Araca bombayı koyan Rüştü Aytu- fan yapılan operasyonlar sonucu Çe- çenistan'a gitmeye hazırlanırken Sa- panca'da yakalandı. Ferhan Özmen ıle Necdet Yüksel"ın suikasta birlik- te katıldıklannı söyledıkleri Oğuz Demir ise hâlâ yakalanamadı. De- mir'in, h^n'a kaçtığı behrlendi. Afdaedüer Prof Dr. Ahmet Taner Kışlalı kat- liamının faillerinin de yargılandığı Umut davasının 50'yi aşkın hüküm- lüsü, AKP hüküme- tınin çıkardığı Toplu- ma Kazandmna Ya- sası'ndan yararlan- mak için baş\oırdu. Yasa gereği göriişü sorulan îçışleri Ba- kanhğı, hükümlüle- nn söylediklerimn arşivdeki bilgilerle örtüştüğünü ve bili- nen dışında bir şey açıklamadıklannı mahkemeye iletti. Ankara 2 No'lu DGM, katliam hü- kümlülelerinin Top- luma Kazandırma Yasası'ndan yararla- namayacaklanna karar verdi. Rüştü Aytufan Oğuz Demir PERŞEMBE ORHAN BURSALI Hesaplaşma Dönemi Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde ciddi eşiklere vanldıkça, büyük bir iki yönlü hesaplaşma dö- nemine de girdik. Henüz başlayan bu hesaplaş- manın bundan sonra kıran kırana geçeceğinin bü- tün işaretlerini görüyoruz. Bizdeki hesaplaşma henüz sığ mı sığ! Görünüş- te, en karşı olan bile AB üyeliğine karşı değil! Bir dizi amalarvar.. "Amalar" tabii ki olacak. Hem bu- rada, hem orada... özellikle Avrupa'nın "ama- /ar"ının içeriği, niteliği, kasti, üyeliğimizi belirleye- cek. "Azınlıklar" konusunda verdikleri işaretin içe- riği bu süreçte aydınlandıkça, bunlann ülkede ya- ratacağı yapısal depremin niteliği vegelişmesi, bu sürece ve sonuca damgasını vurabilir. Aleviler azın- lık mıdır? Kendileri bunu reddettiler. Ama Aleviler, Sünni devletin dışladığı büyük bir kültürlel çoğun- luktur. Burada, devletin Sünni niteliğinin tamamen de- ğişmesi gerektiği açıktır. Sünniler, geçmişte hep iki yüzlü davrandılar; hemAlevileri Müslüman sayma- dılar hem de işlerine geldikçe ülkenin Müslüman nüfusunu yüzde 99.9 olarak gösterdiler! öncelikle demokratik değişime uğraması gere- ken, bu açıdan bakıldığında, tepeden tırnağa Sün- ni partisi olan, içinde tek bir Alevinin bulunmadığı AKP'dîr. Bu aynmcılığı nasıl yok edeceklerdır? Kı- zıl Dany'nin işaret ettiği Başbakan Erdoğan'ın değişim sürecı, bakalım burada nasıl işleyecektir! • • • Esas mesele, Kürtler konusunda patlak verebi- lir. Türkiye'nin kendi içinde tartışarak geliştirece- ği, ülke yapısını sağlamlaştıracak demokratik uy- gulamalar, AB'nin bu alanda herhangi bir müda- halesine fırsat vermeyebilir. Şüphesiz bu konu, ulusal bir uzlaşma olmadan, çeşitli türde azınlık ra- porlan ve istekleri yayımlayarak, sadece AB da- yatıyor ve istiyordiye çözüme kavuşturulabilecek niteiikte değildir. AB'nin niyeti kötüyse, yani sürece Alman Hıris- tiyan lider Merkel gibiler ve uç noktaki Kürt gö- rüşler egemen olursa, AB'nin engelleyici ve yoku- şa sürücü niyeti ağır basacak demektir. AmaAB bu ikiyüzlülüğü yapar mı, bilmiyoruz. ller- leme raporuna egemen olan görüş, henüz iyi ni- yete ve Türkiye'nin AB içinde stratejik ortak ola- rak yer almasının kaçınılmaz olduğu düşüncesine dayanmaktadır. Türkiye, kendisine kalsa, tarama sürecini çok hız- la arkasında bırakabilir. Yasalar üzerinde değişik- lik en kolay yaptığımız işlemler değil midiri? bazı Fransızlar da, normal koşullarda bu iş 5 yılda bi- tebilirgörüşünde. Fakat AB tamamen iyi niyetli dav- ransa bile, süreç en az 10 yıla yayılacak. Üstelik bu defa uygulamalar da görülecek! • • • Bizdeki hesaplaşma şimdilık sade suya tirittir. Gardımızı, AB'nin atacağı adımlara göre almış du- rumdayız.. Kendimiz kendimizle ilgili hiçbir adım atmıyoruz ve kendimiz üzennde düşünmüyoruz! Ülkemizdeki asıl hesaplaşmanın yapılması ge- reken eksen, bence şudur: "Avrupa'nın dibinde, devletiyle, yönetimiyie, siyasetçisi ve siyasal ha- yatıyla, hukukuyla, demokrasisiyle, ekonomisiyle, bütün toplumsal yapısı ve yüzde 35 köylü nüfu- suyla... bu ülke nasıl birûçüncü dünya ülkesi ola- rak kalabilmiştir?" Siyasette, hiçbir gerıye dönük bir değerlendir- me yoktur. Yahu bu ülkeyi batınp duran ve üçün- cü dünya ülkesi konumunda tutan siyasetçiler ni- çin geçmişle bu açıdan siyasal hesaplaşmayı dü- şünmezler? Tün<iye'nin bu dönemine esas dam- gasını vuran merkez- muhafazakâr sağ, nerede- dir? • • • Bizde sular şimdilık sakin akar dururken, AB'de büyük bir hesaplaşma var. Baştan beri diyoruz kı, Türkiye AB'nin en zor ül- kesidir. Ülke ve nüfus büyüklüğü, coğrafi konumu, ekonornik ve toplumsal bütün yapısıyla ve kültü- rü ve tarihiyle, Avrupa'nın bir parçası olmasına rağ- men, Avrupa'nın bırayn-parçası'dıraynızaman- da! AB açısından da en büyük engel, bu ayn-parça halidir! önceşunu içselleştirmeliyiz: AB üyeliğimiz, Av- rupa ve dünya tarihinde birdönüm noktası ola- caktır! Olaya bir tarih düşülecektir! llerleme raporunda gördüğümüz bizim açımız- dan zoriuklar, Avrupa açısından haklıdır; onlann da bu reel süreci sindirmesi için zamana, tartışmaya, çatışmaya, çekişmeye gereksinimi vardır. Bize düşen, kendimizi sorgulamak ve AAB'nin bu sindirimine yardımcı olmaktır! obursali@cumhurjyet.com.tr Marmara Eğitim Kurumları'nda tören 'Amaçhrn ülkenin kulvannı değiştimek' İstanbul Haber Ser- visi- Gazetemız yazan Prof. Dr. AhmetTaner Kışlah, katledilişinin 5. yılında genç gazeteci adavlan tarafindan anıl- dı. Marmara Eğitim Ku- rumlan'na bağlı Rad- yo, T\^ Gazetecihk Tek- nik Meslek Lısesi öğ- rencileri, Kışlalı için bir anma töreni düzenledi. Törene konuk konuş- macı olarak katılan ga- zetemiz yazan Şükran Soner, "Buinsanlanbo- şunatekteköldürmedi- ler. Ortak bir amaç var. O da bu ülkenin aydm- lanma yohma öncülük yapanaydmlanyok ede- rek ülkemizi bir başka kulvara götünnektir'' dedi. Kışlah'nın. Kema- lizmi, aydınlanmayı. çağdaşlaşmayı, demok- rasiyi her yerde savu- nup anlattığını vurgula- yan Soner. şöyle devam etti: "tnsanhakları,eği- tim haklan, sağhk hak- hrı konusundamaaksef evrensel denetimişkmi- yor. Dünya bugün, 20- 30yıl öncesindençok da- ha büyük sayılaria anı- laböecekokuma-yazma bOmeyen insanlarla do- lu. Düzeni sorgulamab- yız. Uğur Mumcu'lar, Ktşlah'larçoğaldığmda onlan tek tek öidürme şanslan ohnayacak. Ye- ni dünya sömürii düze- ni çarldanndaTürkiye, müttefîk adı altında em- peryalizmin arka bah- çesiolarakgörülmekte- dir.Birflerininarka bab- çesi değil, yükselen de- gerlerinülkesiobcagE."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear