23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 EKİM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Kısday'da yine ,_ kongre yapüacaknuş. 2 Kızday da afetlik no olursa! Anıtkabip Anıtkabir yakınındaki Anrtparkta verilen konserieri kimi okuriar savunuyor. Doğru bir görüş... Ancak, Anıtkabir'in ziyaret saatlerinde, Anıtparktan yükselen aşın müzik sesinin Anıtkabir'in sütunlannda patlamasını onaytamak söz konusu olmamalı. Anıtpark'ın yönetiminden sorumtu CHP'li Çankaya Belediyesi'nin daha duyariı olması gerek. Aldırma Gönül Bir subay dostumuzun tanıklığına dayanarak ^ I z m i r Inciralt'ndaki ^Puiaştırma Eğrtim ' Merkezi'nin subay gazinosunda Sabahattin Ali'nin şiirinden bestelenen "Aldırma Gönül" şarkısının yasak olduğunu yazmıştk. Yeni bir bilgi geldi. Askeri gazinoda uç noktadaki siyasal içerikli müzik dışında herhangi bir yasak olmadığını; "Aldırma Gönül"ün uç noktada bulunmadığını; parçanın çalınmamasının repertuvarda olmamasından kaynaklanabileceğini bildirdiler. Bektr<mft posta; derüzsom§curnhuriyet.com.tr www.dentesnn.coin Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 S? - Papa, tarihijest yapmış... "Haçlı Ordusu'nu mu tooluvori" emokratık Sol Parti'den eski Bursa milletve- kili Ali Rahmi Beyreli, Türkiye'deki sağ si- yasetçilerin AB'nin tuzaklarla dolu son rapo- runa olumlu bakması üzerine Türkiye sağı ikinci Abdülhamrt ve Vahdettin'ı yere göğe koya- maz, onlann 'teslimiyetçi' politikaiarına kılıf uydurur- lar. Bunlar acaba kökleri ikinci Abdülhamit ve Vah- dettin'e uzandığı için mi teslimiyetçidir' soaısunu or- taya atıyor... lsteyen ıstediği yanıtı versin... AJi Rahmi Beyreli, Abdülhamit'in özel doktoru Atıf Hüseyin Bey'in anılannı deıieyen M. Metin Hüla- gü'nün kitabından bazı alıntılar yapıyor... Abdülhamit: "Şayet biz Ittifak'ı Müselles'e iltihak edersek bunu vesile ittihaz ederek Mısır'ı ilhak, Hi- caz, Yemen, Suriye'yi taht'i işgale alır. Bir de Bogaz- lan gelirzoriar Istıhkamlan bombardıman eder. Ben her vakit Ingilizlerden korkanm." Beyreli: "Bugün aynen ABD'den, AB'den korktuk- Kökler lan gibi; 'maazallah borç vermezler', 'AB'den tarih vermezler' gibi benzer korkular ve çaresizlik sürüyor; devir değişse de kafalar değişmiyor." Abdülhamit: "Bismark, yalnız oralardan cüz'i bir kı- sım araziyi Karadağ'a terk etsinler diye cevap gön- dermiş. Bütün Rumeli'yi zayi etmekten ise cüz'i bir parça- yı zayi etmek selameti memleket idi." Beyreli: "Aferin iyi yapmışsın, bak senin yolundan gidenler de bugün Türkiye'nin Kuzey Irak'taki çıkar- lanndan, Kıbns'tan vazgeçtiler!" Abdülhamit: "Çanakkale'nin kapanmasından do- layı muharebenin hitamında ingiliz, Fransız ve sair devletler bizden ne kadar zarar ziyan dava edecek- ler." Beyreli: "Bu zihniyetin devamı da, geçen yıl es ka- za Meclis'te reddedilen tezkere sonrasında benzer korkuya kapılmışlar aylarca ABD'nin nasıl bir öç ala- cağı konusunda varsayımlarda bulunmuşlardı." Abdülhamit: "Ben de Ingiltere hükümetiyle daima hüsn-i münasebatta bulunmak isterdim. Hükümet-i Osmaniye'nin hayırhahı olduğunu takdir ederim." Beyreli: "Bugünkü AKP hükümeti de varlığını sür- dürebilmenin yolunu ABD ve AB ile iyi ilişkiler kurmak- ta görüyor." Abdülhamit: "Bizim gazeteler pek ileri vanyorlar. In- gilizlere, Fransızlara, Ruslara atıp tutuyorlar. Hain al- çak, namussuz gibi tabirler kullanıyorlar. Bu gibi söz- ler yakışmaz. Yann yüz yüze bakılacak." Beyreli: "Hatırladınız mı, Recep Tayyip Erdoğan da Kıbns'ta referandum öncesi Yunanlan ve Kıbns Rumlannı kızdırmamak için basına uygun haber ve yorumlarda bulunmalan konusunda telkin ve tavsi- yelerde bulunmuştu!" SESStZ SEDASIZ (!) Ramazan'da Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ndeki "Ramazan etkinlikleri"ni anlatan haberi birtikte okuyalım: "Üniversitenin şehir ve Taşlıçiftlik kampusunda, ramazan ayında ülkücü gruplann oruç tutmayan öğrencilere yönelik baskılan gün geçtikçe artıyor. önceki rektör döneminde üniversitede köşe başlannı tutan bu grubun, oruç tutmayan öğrencilere yönelik sindirme, tehdit ve dayağa varan şiddet olaylanna başvurması, öğrenciler tarafından okulda tansiyonun yükseteceğinin işareti olarak ifade ediliyor. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli'nin demokrat kimliğiyle bilinmesine karşın, demokrat öğrenciler uzun geçmişe dayanan kadrolaşma karşısında rektörün otorite kuramadığını ifade ediyor. öğrenciler, 'Eğer ülkücü gruplann bu baskı ve tehditlerin önüne geçilmezse kitlesel boyutlarda bir kargaşaya neden olunabilir' kuşkusunu dile getiriyor. öğrenciler, ülkücü terörünün önlenmesi konusunda yetkililerin gerekli önlemleri almamalan halinde Tokat'ta yeni bir Kahramanmaraş olayının yaşanabileceğini belirterek, 'ülkücü reisi' olarak bilinen ve kentteki mafyalaşmanın içinde de yer alan kişinin, üniversitede baskılan artırmak için okul dışından 'ekip' getirdiğini belirtiyor. Sorunun hemen çözülmesini isteyen öğrenciler, 'Biz Suudi Arabistan'da yaşamıyoruz. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde okuyoruz. Biz kimsenin orucuna kanşmıyoruz. Burada şeriat düzeni mi kurmak istiyorlar' diyor." Söylev'in 77. Yıhnda MERtÇ VELtDEDEOĞLU 77 yıl önce 15-20 Ekim ta- rih leri arasında okunan Ata- türk'ün Büyük Söylev'ini Hıf- zı Veldet Velidedeoğlu, altı gün boyunca baştan sona din- leyenlerden biridir. Söylev'in okunduğu 1927 yıhnda, 23 yaşında son sınıf hukuk öğrencisidir Velidede- oğlu; Meclis'teki görevi dolayı- sıyla, Söylev'de anlatılan pek çok olayın tanığıdır; ama bun- ların perde arkasını altı gün içinde, Atatürk'ü dinledikçe öğrenecektir. Üç ciltlik Söylev'in, üçüncü cildini oluşturan Belgeler 1 ! de 1981 yıhnda günümüzTürkçe- sine ilk kez o çevirmiş, böyle- ce o yıl kutlanmakta olan "Ata- türk 100 Yaşında" etkinlikleri- ne bir katkısı olsun istemiştir. Velidedeoğlu'nun Söylev için yaptığı değerlendirmeteri içinde, bu yapıtın "ilkelden tu- tulmuş günce niteliğinde" ol- duğu da yer alır. Söylev'e bu açıdan bakınca birçok "insancıl" yaklaşıma rastlanır; bunlann aynmına va- np okumak, insanı türlü dü- şünce alanlanna götürür. H. V. Velidedeoğlu'nu bu bağlamda en etkileyen durum- lardan biri, Sıvas Kongresi'nin ilk günü yaşanan bir olayla il- gilidir. Anımsanacağı gibi bu Kong- re'de, Atatürk'ü başkan seç- tirmemek için büyük bir çaba harcanmıştı; bunun için başını Rauf Bey'in (Orbay) çektiği grubun bir gece önce hazırla- dığı "düzenleme", Kongre'nin açıhşında ilan edilmesi için en yaşlı üye olan bir paşa görev- lendirilmişti. Yaşlı Paşa'nın, Atatürk'ün başkan seçilmesini engelleye- rek kendini başkan yapacak düzenlemeyi okurken Ata- türk'ün neler düşündüğünü, neler hissettiğini Söylev'de bu- labiliriz. Atatürk yaşanan o andan şöyle söz eder: "... kurtuluş çaresı olduğuna inandığım iş- leri, bitmez tükenmez güçlük- ler ve engellere karşın nesnel ve tinsel bütün varlığımla yü- rütmeye çalışırken, benim en yakın arkadaşlanm, daha dün Istanbul'dan gelmiş olup, işle- rin içyüzünü elbette bilmeyen 'çok saygı duyduğum' yaşlı bir kişinin diliyle (başkan olama- yacağımı)" bildiriyorlardı. Atatürk'ün üzüntüsü seçil- mesinin önlenmesinden daha çok, saygı duyduğu yaşlı bir kimsenin kendisine karşı kulla- nılmasıyla ilgilidir. Ne var ki, Atatürk bu kişinin adını Söylev'de vermez, ken- disini adeta korur; saygısının sürdüğünü de, onu ilk hükü- mette Bayındırlık Bakanı ya- parak ortaya koyar: Sıvas Kongresi yapıhrken Atatürk henüz 38 yaşındaydı... Söylev'in çok ilgi çeken bö- lümlerinden biri de sattanatın kaldınlması sırasında Rauf Bey'in sergilediği tutumdur. Osmanlı Devleti'ni adeta ta- rihten silen Mondros Silah Bı- rakışması'nı imzalayan Rauf Bey, Mondros'tan (Midilli) 1 Kasım Cuma günü Istanbul'a döner; durumu Padişah'a an- latmak için doğru Saray'a gi- der; geldiği Padişah'a bildirilir; uzun süre bekleyen Rauf Bey'e, "Padişah'ın harem da- iresinde olduğu, kendisini ka- bul edemeyeceği, ancak salı günü görüşebileceği" bildirilir. Rauf Bey anılannda bunu ay- nntılanyla anlatır. Ülkesi yok olmak üzere olan ve bu tutumu sergileyen kişiyi Rauf Bey'in nasıl değerlendir- diğini, saltanatın kaldınlması sürecinde Atatürk'ün Vahdet- tin hakkında ne düşündüğünü kendisine sorduğunda verdiği ünlü yanıtta görürüz. Padişah'a bağhhğını Rauf Bey: "Babam padişahın ek- meğiyle yetişmiştir. (...) Benim de kanımda o ekmekten var- dır" diyerek dile getirir. Ne var ki, bu konuşmanın er- tesinde Atatürk kendisinden, "padişahlıkla halifeliği ayınp saltanatın kaldınldığını", baş- bakan olarak Meclis'te söyle- mesini ister. Rauf Bey, yalnızca bunu söylemekle kalmaz. 1 Kasım gününün bayram olmasını da Meclis'e önerir: Bunlar Söylev'in oldukça renkli sayfalandır; bugünlerde Lozan Antlaşması'nı delmek isteyenler karşısında dimdik durabilmek için, o günlerde yaratılan "Kürt sorununu", Söylev'den altı çizilerek okun- ması gerektiği kanısındayız. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakı turk.net ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci <ı mynet.com 5**w*; HARBİ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com K a ^ a n K a d ı n t a r " k r ; t a b > n W g » T « s î«.. HAYAT EPİK TÎYATROSU MVSTAFA BILGİN hayatepikt mynet.com NAFİLE NAMAZI"!.. BÜYÜKÇEKMEÇE 1. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLANI DosyaNo: 2004/1794 Tal. Btr borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci artunna 05.11.2004 günü saat 11.50- 12.00 Fatıh Mahallesi, Adnan Kahveci Caddesi. Esin Pasajı No:5 Bü- ^çekmece-Istanbul adresüıde yapılacaktır. O gün kıymetinin yüzde 60"ına isteklı bulunmadığı takdiıde 10.11.2004 günü aynı yer ve saatte 2. açık arttırma yapüarak satılacağı, şu kadar ki arttırma bedelinin ma- lın tahmin edılen kıymetinin yüzde 40'ını bulmasının ve satış isteyenin alacağa rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olmasının ve bun- dan başka paraya çevirme ve paylann paylaştınna masraflannın geçme- sin şart olduğu, mahcuzun satış bedelı üzerinden yüzde oranında KDVnin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesınin bu ömeğinin isteye- ne gönderilebıleceği, fazla bilgi aknak ısteyenlerin yukanda yazılı dos- ya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. 14 10.2004 Muhammen kıvmeti(lira) Adedi Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleril 350.000.000.-TL 1 Vestel marka monıtör. LG be>ın. kla\ ye ve maustan ıbaret bılgısayar takımı 300.000.000.-TL 1 Escon marka beyın. klavye. maustan ıbaret bilgisayar takımı 12.000.000 000-TL 2 Bravo! elektronık çorap örgu makınesı Basın. 4^082 BU MUBARÇK ÖUNLERDE . ^U EMPERYALIST VAHŞILERE BIRAZ tNSAF NAStP EYLE YARABBIM 1. U l i. TARİHTE BUGÜN MVMTAZ AMKAN 21 Ekim ttww.mumtaz-arikan.com MAO UZUN YURUYUSE BASUYÖR.. İS34'rE SUSÜN, MAO Ç£ TUNG UbERÜĞİhlPEKİ ÇİM KOMUMIST KUI/Y£TLERİ, GÜMEYfrEKİ KIAN6Sİ vtLAyeriMOEtJ "uzutJ yii&ûyüf'E BAŞL/tMiŞrt. MILLİYETÇİ ÇAN KZAY ÇEK'ÎN KUOMİMTJİfiJG OG.- pusu, ONL4& Su y/cayerr^ *u/?ATMtş ı/£ AA/IO' X4 &AŞKA ÇÖzüM e/G4/£A*/4M/$rr/. SON DE&ECE 6ÜÇ KOfULLA/e İÇİNPE, 9.6OO Kft-OMETKE YOL İ ? KOMÜ- , UZUN vu/euyüç soyuNcA Ç SALDI&fLAgtMA KA£$t KOY- MAK ZORUNOA KALMIŞri. 8u Ag/)DA, SAy/CA- gl PA £S B/N£~ PÜfMÛŞTÜ. TZJM 8İ//VLACA eöeüs seesM MAO, yetJAu 'OA GÜÇLEAJ£J!£K £6£MEA/ OLMUÇTZ/. DÜZ ÇİZGİ ÜMtT ZtLELt Vahim, Çok Vahim! Hangisini yazmalı, hangisini anlatmalı... Türkiye'yi sanp sarmalayan, dört biryandan kuşat- ma altına alan, o ünlü deyişle, "Bindik biralamete, gidiyoruz kıyamete" dedirten o kadar çok olay üst üste yaşanıyor ki, yazmaya sütunlar yetmez! Bizimkitenn büyük birsevinçle karşıladığı "llerleme Raporu" ile başlayalım; raporda AB'nin ilk elde Tür- kiye için "ne iyilikler" düşündüğünü son iki köşe ya- zımda anlatmaya çalıştım. Ancak, raporun tamamt ortaya çıktıkça son derece vahim başka "iyiliklerin" de Türkiye'nin yolunu gözlediği ortaya çıkıyor! Avrupa Birliği Komisyonu'nun 6 Ekim'de yayımla- dığı üç belgeden "Komisyon Kurmaylan Çalışma Bel- gesi - Türkiye'nin üyelikperspektifiaçısından ortaya çıkan önemli konular" başlıklı bölümün 9. sayfasın- da "ülkeyiaşan konular" kısmını okuyalım: - Bölgedeki biranahtarkonu, kalkınma için su- ya ulaşmaktır. Su, önümüzdeki yıllarda Ortado- ğu'da giderek artan birstratejikkonu otacaktır ve Türkiye'nin katlımıyla, su kaynaklanyla ilgili aft- yapının (Fırat ve Dicle nehir havzalanndaki barajlar ve sulama projeleri, Israil ve komşu ülkelerarasında- ki sınır aşan su işbirtiği) uluslararası yönetim bek- lentisi, AB için önemli bir konu haline gelecektir. Ne kadar açık değil mi? Ne denli dıplomatik dille yazılmış olursa olsun, söylenen çok basit; stratejik önemi giderek artan ve de Türk topraklanndan çıkan su, AB ve Israil işbirliği ile "uluslararası yönetim" adı altında kontrol attına alınacakü! Burada soru; Türkiye'nin egemenlik haklannı or- tadan kaldıran böyle bir metnin bu rapora nasıl gir- diği değildir! Soru; Türkiye'yi yönetenlerin böylesi- ne vahim bir durumu nasıl kabullendikleri, hangi hakla onay verdikleridir! Aklım almıyor diyeceğim ama maalesef alıyor, "Di- yarbakır BOP'un yıldızı olacak" diyebilen anlayiş, bunu da yaparü! Turkiyeiilik üst kimliği! önceki gün Emin Çölaşan'ın köşesinde yayımla- dığı "Başbakanlık Insan Haklan Danışma Kurulu Ekim 2004 Raporu"r\u okuduğunuzda, AB ilerieme raporunda yer alan vahim konulara verilen onayın ne kadar doğal olduğunu anlayıveriyorsunuzü! Raporda, azınlıklann büyük kısıtlamalar altında ol- duğu belirtiliyor. Bunun temel kaynağı olarak ise ana- yasanın "Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bö- lünmez bir bütündür. Dili Türkçedir" şeklindeki üçüncü maddesi gösteriliyor. Milletin bölünmez bü- tünlüğü kavramının Batılıya çok ters geldiği, milleti oluşturan çeşitli altkimlikleri inkâr anlamı taşıdığı an- latılıyor! Devletin dilinin Türkçe olması ise "anlaşıla- maz" şeklinde değeriendiriliyor! Türk teriminin aynı zamanda etnik bir grup olduğu anlatılan raporda, "Osmanlı'daki attkimliklerden biri Cumhuriyetle biıiikte üst kimlik haline gel- miştir. Bu durum diğer altkimlikleriyabancılaştı- ncı nrteliktedir" deniliyor. Sonuçtatek kültüriü ulus- devlet modelinin yerine Turkiyeiilik" üst kimliği al- tında çokkültürlü yeni bir toplum modeli öneriliyor. Bunun için de anayasa ve yasalann yeni bir içerik- le" yeniden yazılması isteniyor. - Tesadüfe bakın; Leyta Zana da Avrupa'da yapb- ğı son konuşmada aynen bunu istemişti! Bu "ibret" belgesi, nerelere götürülmek istendiği- mizi, yapılanlann, söylenenlerin hiç de tesadüf olma- dığını gayet güzel anlatıyor! Trabzon'un sım! Başlık, Cumhuriyet'in dünkü manşeti. Son haftalar- da Trabzon Havaalanı'na inen Amerikan ve İngiliz as- keri nakliye uçakiannın sayısında büyük artış görül- müş. Çok doğal! Bir ay önce yazdığım Tersanele- rimize kadar girdiler" başlıkhyazımda Dışişleri Ba- kanlığı genelgesıyle yedi liman ile altı havaalanının Amerika'nın hizmetine verildiğini anlatmıştım. Işte ABD şimdi bu genelgeden doğan haklannı kullanıyor! Uçaklann vanş noktasının ise Irak olduğu belirtiliyor. Işte benim aklım bunu hiç almıyor, Irak'a gidecek olan uçak niçin Trabzon'da ikmal yapıyor? Niçin In- cirlik değil de Trabzon? Üstelik Vrak'a gidecek" açık- lamalan da havada kalıyor, zira bu resmi bir açıklama değil, Trabzon Valisi'nin havaalanı polisinden aldığı duyum! Insanın aklına; "Acaba, BOP çercevesinde Kafkasya ve Hazar/lran bölgeleri için bir takım 'iyilikler' mi düşünülüyor" sorusu geliveriyor! - Insan aklının şu fesatlığına bakın! E-posta: umitzileli(« ttnetnettr B U L M A C A SEDAT YAŞAYAJS 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Bir yüzme stıli. 2/Korun- mak için bın- neyadabirye- „ re bırakılan eş- ya...Eskidilde ayak. 3/ Parlak kırmızı renkte bir süs taşı... Parlak beyaz renkli bir ele- ment. 4/ Hay- vanlara vuru- landamga... Kuran'ın en uzun süresi. 5/ Bo- ğaza ya da bademcik- lere yerleşen ve anjin türû hastalıklara ne- den olan mikrop... Yu- nan abecesinde bir harf. 6/ Toplum için- deki davranışlarda iz- lenecekyol...Birbağ- 8 laç. II Hazar Denizi 9 kıyısında. Iran-Azer- baycan sınınnda yaşayan bir topluluk... Kuşun yav- rusuna taşıdığı yem. 8/Geminin saatteki hızını anla- mak için kullanılan aygıt. 9/ Anlam... Nâzun Hik- met'in biroyunu. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Ge%iş getiren hayvanların karaciğerinde görülen bir hastalık. 21 Eskiden kimi devlet dairelerine verilen ad... Panama"nın plaka işareti. 3/Dili tutulmuş. ko- nuşamaz hale gelmiş... Satürn gazegeninin en büyük uydusu. 4/Genişlik... Iskambil kâğıtlanyla oynanan bir tür kumar. 5/ Son derece kavgacı olan gözde bir akvaryum balığı... Ispanya'da Bask bölgesinin ba- ğımsızlığı için savaşım veren gizli örgüt. 6/ Bir ma- lın cinsini ve fiyatını gösteren küçük kâğıt... İlgi eki. II Lezzet... Olta ya da tuzağa konulan yem. 8/ Üze- rinde yüzlerce iğneli köstek bulunan uzun balık olta- sı. 9/Animist diolerdeki doğaüstü güç... Argoda çok çalışan öğrenciye verilen ad.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear