02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2004 PAZARTESİ HABERLER İsmail Cem'e özelstatü • ANKARA (ANKA) - 24 Ekim'de toplayacağı olağanüstü kurultayda partiyi feshederek CHP'ye katılma karan alacak olan YTP Genel Başkanı ismail Cem'e. CHP'de '-Genel Başkanlık Başdanışmanı" gibi özel statüyle görev verilmesi beklenirken, YTP'nin kuruluş aşamasında CHP'ye gelen Kemal Deniş'e yapılan görkemli karşılama töreninin benzeri Cem'e de yapılacak. Tören, tedavısi ABD'de süren Cem'in bu ülkeden dönüşünün hemen ardından yapılacak. Bag-Kur emeklisi prim vepmesin • ANKARA (ANKA) - DYP, çalışmaya devam eden Bağ-Kur emeklilennden kesılen yüzde 10'luksosyal gûvenlik destek priminin kaldınlması için TBMM'ye yasa teklifi verdi. DYP Denizli Milletvekilı Ümmet Kandoğan'ın ımzasını taşıyan teklıfın gerekçesinde, emekli maaşının emeklınin temel ihtiyaçlanna yetmediği bir dönemde emeklinin ikinci bir işte çalışmasının Türkiye'nin en önetnli görüntülerinden bıri olduğuna dikkat çekildi. Emniyetten yalanlama • ANKARA (ANKA) - Içışlen Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün APK Uzmanı llhan Naci Ekıncı'nin Van'a tayin edileceği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Bakanlık'tan yapılan açıklamada, "Yasalarda atamalann hangı usul ve esaslara göre yapılacağı belirtilmiş olup Başbakanlık'tan tçişleri Bakanlığı'na, adı geçen kişinin aktif göreve getirilmesiyle ilgilı ne yazılı ne de şifahi herhangi bir talimat da söz konusu olmamıştır" denildi. Tutuklu yakmları yeni yasaya karşı • ANKARA (AA)- Tutuklu ve Hükümlü Yakınlan Yardımlaşma ve Dayanışma Deraeği üyeleri, yeni Ceza Infaz Yasa Tasansı'nın insani taleplere uygun olmadığını savunarak mevcut haliyle çıkanlmamasını istedüer. Dernek üyesi bir grup, Yüksel Caddesi Insan Haklan Anıtı önünde toplandı. Tutuklu yakını Nihat îldan, grup adına yaptığı açıklamada, tasanda. kaygıyla karşıladıklan bazı hususlar olduğunu belirtti. Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün, AKP'li olmayan belediyelerin cezalandınldığını belirtti: 2OOO'Lİ YILLARDA Sınırdeğiştirmeoyunu ERDAL ATABEK ÖZLEMGÜVEMLİ Büyükçekmece"nın ANAP'lı Belediye Başkanı Hasan Ak- gün, Büyükşehir Belediye Ya- sası'nda yapılan değişiklikle Çakmaklı ve Ahmediye köyle- rinin AKP'li belediyelere bağ- lanmasıyla ilgili tstanbul îdare Mahkemesı'ne baş\ıırdu Ak- gün, "BüyükçekmeceBelediye- sfniAKPkazansaydıbunlarya- şanmayacaktı. AKP sandıkta kazanamadıklarmı masa başm- da kazanmaya çahşıyor. Yürüt- meyidunhırmabaşvurusundan sonuç alamazsakAvrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne de gide- ceğiz" dedi. 5216 sayılı Büyükşehır Bele- diye Yasası uyannca Büyükçek- mece Belediyesi "ne bağlı Çak- Kıyı Yasası • Büyükşehir Belediye Yasası'nda yapılan değişiklikle Büyükçekmece'ye bağlı olan Çakmaklı ve Ahmediye köyleri AKP'li belediyelere bağlandı. Karara tepki gösteren Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, "AKP sandıkta kazanamadıklannı masa başında kazanmaya çalışıyor. A\Tupa Insan Haklan Mahkemesi'ne kadar gideceğiz" dedi. maklı köyünün Kıraç beldesıne, Ahmediye köyünün de Tepecik beldesine bağlanmasının yarat- tığı tartışma devam ediyor. Ko- nuyla ilgili sorularımızı yanıt- layan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, el- lerınden alınan köylerin uzun yıllardır Büyükçekmece "ye bağ- lı olduğunu, tüm hızmetlerinin kendılen tarafından sağlandı- ğını söyledı. Çakmaklı ve Ahmediye köy- lerinin ellerinden alınıp AKP'li belediyelere bağlanmasının al- tında yatan nedenin siyasi oldu- ğunu ifade eden Akgün, "Çak- maklı köyünü, Büyükçekmece iiçe belediyesinden alıp yüzde 95'i kaçakyapıdan oluşan gece- kondu mahaDesi görünümlü Kı- raç bekksine bağladdar. Kıraçta yaşayan çocuklarÇakmakb da- kiBseyegidiyorlar" dıye konus- tu. Akgün. Çakmaklı köyünün Büyükçekmece'ye yılda 1-1.5 trilyon lira civannda gelir sağ- ladığını ifade ederek sınırlann değiştirilmesini "AKP'nin ge- Brinive rantmı artürma operas- yomT olarak niteledi. Akgün, Çakmaklı köyünde tapusu Büyükçekmece Beledi- yesi'ne ait toplu konut inşaatı- nın sürdüğünü, mezarlığın, kü- çük sanayi sitesinin, sokak hay- vanlannı rehabilite merkezinin burada bulunduğunu belirterek "Buraya trilyonlarca Hrahk va- Deniz dolgusuna somşturma • Kıyı Yasası'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle bugüne kadar 27 belediye başkanı hakkında soruşturma başlatıldı. EMİNE KAPLAN ANKARA - Bırçok belediye başkanı, göreve gelir gelmez denizı toprak ve kayalarla doldurarak yapılaşma için yeni alan yaratırken, bugüne kadar 27 belediye başkanı hakkında Kıyı Yasası'na muhalefet etmekten soruşturma ve dava açıldı. Soruşturma açılan belediye başkanlannda illere göre Izmir birincı, Mersin ikinci, Antalya da üçüncü sırada yer alıyor. CHP Izmir Milletvekili Hakkı Ulkü, Kıyı Yasası'na aykın davrandığı iddia edilerek haklannda soruşturma açılan belediye başkanlannı TBMM gündemine taşıdı. Ülkü. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, hakkında soruşturma açılan belediye başkanlannm sayısını ve üye olduklan partilen sordu. Erdoğan- adına yanıt veren Ulaşhrma Bakam BinaU Yıldınm, Kıyı Yasası'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle haklannda inceleme ve soruşturma başlatılan 27 belediye başkanı olduğunu bildirdi. Yıldınm'ın Ülkü'ye gönderdiği listede. eski Urla Belediye Başkanı olarak Ülkü'nün de adı yer alıyor. Hakkında soruşturma izni verilen ve dava açılan bazı belediye başkanlanyla ilgili iddialar şöyle: Eski Ürkmez Belediye Başkanı Halil KÜÇÜkkural: Ürkmez Çayı'mn denıze boşaldığı yerde Kıyı Yasası uyannca gerekli onarma işlemleri tamamlanmadan belediye tarafından bazı dolgu ışlemlerinin yapıldığı iddiası. Eski Altınoluk Belediye Başkanı SÜIeyman Şahin: Sahil bandında Kıyı Yasası'na aykın yapılaşmaya göz yumulduğu ve sahil şendıyle ilgili imar uygulamasında usulsüzlük yapıldığı iddıasıyla ilgili olarak mahalli idareler kontrolörü tarafından rapor düzenlendi, Kaymakamlıkca soruşturma iznı verildi. Eski Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Esref: Terakki Mahallesi Milli Egemenlik Caddesi'nde Kıyı Yasası'na aykın olarak kıyı kenar çizgisi üzerine binalann yapılmasına göz yumulduğu iddiası. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmak üzere iddianame hazırlandı. Istanbul'da29 Ekim provası Cumhuriyet Bayramı kutlamalan kapsanunda dün. 29 Ekim Cuma gûnü Vatan Caddesi'nde gerçekleştirilecek törenin provası yapüdı. Provada, İstanbul VaM Yardımcısı Ergun Giingör ve 66. Zırhh Tugay Komutanı Tuğgeneral lhsan Balabanh, temsili tören geçişi yapan askeri ve sivil okullardan öğrenciler, gaziler, askeri birtikler, zn-hb araçlarla sKil kunıluşlann temsilcileri tarafından setamlandL Cadde tören nedeniyle bir süre trafiğe kapabhrken çevredeld bazı binalann pencere ve balkonlanna çıkan ya da seyir için alana gelen yurttaslar, tören provasııu bile büyük coşku ve alkışlaıia izkdi (Fotoğraf: AA) ünm yapok, O yüzden bu konu- da tarafiz" dedi. Akgün, Ah- mediye köyünün tamamının Bü- yükçekmece Barajı su toplama havzasının mutlak koruma ala- nında, Çakmakh'nın yansının da su havzasında bulunduğunu vur- gulayarak ılçenin yüzde 80"inin havza içinde bulunduğunu ve yülardır kendileri tarafindan ko- runduğunu anlatn. Akgün, "Şim- di Istanbul'a yılda 100 milyon metreküp su veren barajın su toplama havzasından 3 beledi- ye sorumlu olacak. Yetki kar- maşası yaşanacak. 3 gün sonra havzamn mantar gibi gecekon- dularla dolmasından endişele- niyorum" dedi 'Halk hesap sorar' Akgün, yeni çıkan 5216 sayı- lı Büyükşehir Yasası'nda hal- kın ikamet yerini seçme hakkı- nın elinden alındığına dikkat çe- kerek 1989 yılında Türkiye'nin de imzaladığı Avrupa Yerel Yö- netimler Özerklik Şartı'nm 5. maddesinde yurttaşlann onayı alınmadan sımr değışiklığı ya- pılamayacağının belirtildiğini kaydetti. Hükümetin bu durumu ınce- lemesi halınde kararlannın hep- sinin gen döneceğını ifade eden Akgün, "Bu durumu Büyükşe- hir Belediye Meclisi'nin ve ilgili ihtisaskomisyonunun incekme- si mümkün değfl. Çünkü komis- yona sınır değişiküği ile ilgili ça- hşmafirsaüverilmedi. AKP'nin yetki organlan karar verdi, Bü- yükşehir Belediye Meclisi'nde oyçokhığuyla kabul edildi" de- di. Akgün. "Bu konuda konuş- tuğum için tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hizmetlerimize engel olacağını söylüyoıiar. De- mokratik haklanmızı kullanma noktasında koymus olduğumuz tavTimız hazmedilemeyerek be- lediyemizcezalandınlacaksa ce- zalandırüsın. Halkbununhesa- bını sorar" diye konuştu. Çakmaklı köyünden birkaç kişinin de yürütmenin durdu- rulması için idare mahkemesi- ne başvuracağını dile getiren Akgün, sözlerini şöyle tamam- ladı: "Yaanmlarnnızdan dola- yı halkm isteklerinden dolayi bu işin peşinde olacağız. 25 yıldn" planlamasıyla, altyapısıvia, çev- redüzenlenıeavleburayayapnuş olduğumuz hizmetierden dola- yı bu işin peşinde olacağız. Tril- yonlarca lira harcavıp planlan- nı tamamladık. Ezh eti biz çek- tik. Hukuki ve demokratik mü- cadekmi vereceğun." Mersin'de 11 belediye başkanı sınır genişletmeye karşı dava açıyor Belde başkanları büyükşehire karşı MERStN (Cumhurijet) - Mersin'de 11 belde bele- diyesi. büyükşehir beledi- yelerinin sınırlannı geniş- leten 5216 sayılı yasanın ip- tali için dava açmaya hazır- lanıyor. 1 Eylül'de yürürlüğe gi- ren ve valilik binalan mer- kez ahnarak 20 kilometre yan çapındaki belediyele- rin ilk kademe belediyesi olmasını ve köylerin ma- halleye dönüştürülmesini öngören yasayla Mersin merkez ilçede 19 belde be- lediyesi büyükşehir beledi- yesine bağlanıyor. Bunun üzerine Mersin'de 11 bel- de belediyesi yasaya karşı hukuk sürecini başlattı. Toplu halde Mersin 1da- ri Mahkemesi'ne giden 11 belediye başkanı adına ko- rin de tüzel ktşinlderini ka\ - bederek mahalle haüne ge- tirilmesine, halkın irade- siyle kazanılmasına rağ- men özerkIdşiliğknizin ahn- masmakarşıyTz'' dedi. Be- • Büyükşehir belediye sınırlannı genişleterek bazı belde belediyelerini ortadan kaldıran düzenlemeye tepki gösteren belediye başkanlan genelgenin iptali için Danıştay'a başvuracak. nuşan Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldınm. "Belde belediyelerinin ilk kademe belediyesine dö- nüştürülmesine ve köyle- lediye başkanlanrun avuka- tı Arslan Koçak ise yasa- nın bazı maddelerinin ip- tali davası için Mersin 1da- ri Mahkemesi'ne, Içişleri Bakanlığı'mn Mahalli ida- reler Genel Müdürlüğü ka- nalıyla gönderdiği yasay- la ilgili genelgenin iptali için de Danıştay'a başvu- racaklarmı açıkladı. Dava dilekçelerinin Anayasa Mahkemesi'ne sunulmak üzere verildiğini belirten Arslan Koçak, "Belediye- lerin büyük çoğunluğu AKP'li olduğu için beledi- ye başkanları bu kanun karşısuıda sessiz kaüyor. Bu \ asanın iptali için sade- ce Mersin ve tzmir'de bel- de bekdiyeleri mücadele ediyorlar" diye konuştu. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Alaattin Çakıcı. son 20 yılımıza dam- gasını vuran mafya liderlerinden. Ken- disiyle 1986 yılı aralık ayında bir ay ay- nı cezaevinde, aynı koğuşta kalmıştık. 0 zaman yıldızı yeni parlıyordu. Ceza- evine onun ziyaretine emniyet müdür- leri, savcılargeliyordu. Ben de bu dev- let görevlileri nasıl olup cesaret ederek buraya geliyorlar, diye düşünüyordum. Çakıcı'ya ner gün, cezaevine bir çan- ta dolusu para geliyordu ve Çakıcı bun- lan dağıtıyordu. Bu sayede cezaevin- de rahat hareket edebiliyordu. 0 günden bugüne 20 yıla yakın bir süre geçti. Çakıcı birkaç kez daha ce- zaevine girdi çıktı. Gücü ve etkisi arttı. Bu arada birçok kritik olayda adı geç- ti. Devlet içinde birtakım güç odakla- nyla ilişki kurduğu anlaşıldı. Devlet gö- revlisi olup olmadığı tam anlamıyla hiç- bir zaman netlik kazanmadı. Bazıları onun devlet görevlisi olduğunu söyle- diler, bazıları da devletin onu kullandı- ğını iddia ettıler. Çeteler Neden Düşüşe Geçti? Sonuç olarak, Çakıcı olayında gör- dük ki, devletin bazı görevlileriyle Ça- kıcı arasında derin ilişkiler oluşmuştu. Bu ilişkilerin sonucunda devlet kade- melerinde etkili olduğu da anlaşıldı. Ancak son günlerde Çakıcı'nın eski gü- cünün ve itibarının kalmadığı şeklinde bir izlenim ediniyoruz. Bu izlenim yal- nızca Çakıcı'yla ilgili değil, Sedat Pe- ker olayında da benzer bir tabloyla kar- şı karşıyayız. Sedat Peker'in de devlet içindeki ilişkıleri bir anda ortaya dökü- lüverdi. Bütün bu tablo karşısında ba- zı ınsanlar şaşkınlığa kapılıyor ve dev- let görevlileriyle suç örgütleri arasın- daki ilişki onların devlete bakış açıla- rında yaralar açıyor. Aslında bu şaşkınlık ilk olarak derin- lemesine "Susurtuk kazası" sırasında ortaya çıkmıştı. Nasıl oluyordu da dev- letin üst düzey görevlileri suç örgütle- rinin elemanlanyla bu kadar iç içe ge- çebiliyordu? Aslında otoriter rejimlerin hep bu tür yolsuzluklar yarattığı bili- nen bir şeydi. Bir ülkede demokrasi ve şeffaflık olmayınca, devlet toplum ta- rafından denetlenemeyince yolsuzluğa uygun bir ortam da kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyordu. Pekı şimdi ne oluyordu da suç örgüt- leri ve onlaria işbirliği yapan devlet gö- revlileri birer birer gün yüzüne çıkıyor- du? Türkiye'de ne değişiyordu da böy- le yeni bir durumla karşı karşıya geli- yorduk? Burada rivayet değişik. Kimı yorumculara göre, bugüne kadar Tür- kiye'nin son 20 yılına damgasını vuran siyasi kadro artık iktidar gücünü yitir- mişti. Onların kurduğu yasadışı ilişki- lerin de kaçınılmaz olarak sonu gel- mişti. Türkiye'de yeni bir tek parti hü- kümeti kurulmuştu ve bu tek parti hü- kümeti bu ilişkiler ağının içinde değil- di. Bir başka iddia ise Türkiye'de 12 Eylül askeri darbesinin yarattığı yıkım ve tahribat, bütün devlet kurumların- da kaçınılmaz olarak yozlaşmaya ne- den olmuştu. Bu nedenle devletin de- mokratikleşme ihtiyacıyla bu yapı cid- di birçatışma içine girmişti. Türkiye'nin AB'ye yönelmesi, demokratikleşme projesinin adım adım hayata geçme- si, yerleşik ilişkileri yerınden oynatı- yordu. Bu altüst oluş, devlet görevli- leriyle suç örgütleri arasındaki ilişkiyi desarsıyordu. Bundan sonra ne olacağını kestir- mek zor. Ancak şu andaki durum, es- ki ilişkilerin cıddi bir şekilde yıprandı- ğı ve eski şekilde yürütülemez hale geldiğidir. Türkiye, yeni bir yolun üze- rinde. Tabıi kı bu yolun sağlıklı bir şe- kilde gelişmesi, ancak örgütlü birtop- lumla mümkündür. örgütsüz bir top- lum olduğu sürece bu çatışmalar yu- kandaki değişmelere bağlı olarak şe- killenir. Çeşitli uzlaşmalaria başka yoz- laşmalara kapı açılabilir. Alaattin Çakıcı ile cezaevinde bir arada bulunduğumuz dönem, Türki- ye'nin henüz askeri darbe sendromu- nun tam ortasında yaşadığı dönemdi. Aradan geçen 24 senenin ardından askeri darbenin, otoriter kurumlaşma- nın içinden nasıl çıkabileceğinin hesa- bı yapılıyor. Ancak acı olanı, bu süre- ce örgütlü toplum olarak henüz mü- dahale edilememesi. Bir gazeteci arkadaşımız, "Bu tar- tışmalar belli çevrelerin yönlendirme- siyle oluyor, biz bu havaya kapılma- yacağız" ü\yor. Biryönüyledoğruolan bu saptama, bir başka yönüyle eksik değil mi? Sonuçta medyaya yansıyan bu haberler, şeffaf toplum için de bir ön birikim oluşturmuyor mu? Yeni bir eleştirel bilinç oluşturmuyor mu? Ne Aradığını Bilmek... 'Ne aradığını bilmek', basit bir farkına vanş sa- nılır, oysa hiç de böyle değildir. 'Ne aradığını bilmek', sanıldığından daha kar- maşık bir süreçtir ve çeşitli aşamalardan geçer. 'Kendini tanımak', bu aşamalann ilkıdir ve en zo- rudur. Kendi duygularını, düşüncelerini tanımak, han- gi evrelerden geçtiğini kavramak, yaşamındaki destekleri ve köstekleri görebilmek, özdeğerierini oluşturmak, güçlü ve zayıf yanlarını sınamış ol- mak, 'kendini tanımak' için çok önemli işaret fe- nerlerıdir. Bütün bunlan göremeden ya da gör- mezden gelerek, kendisiyle yüzleşemeden 'ken- dini tanıdığını sanmak' insanlann en büyük yanıl- gısıdır. Çoğu insanın kendine acı veren seylerden kaçarak, sadece haz alacağı şeylerie buluşma is- teği bu yanılgının en büyük nedenidir. 'Aradığını nerede bulacağını bilmek', ikinci ve zor bir aşamadır. Insan genelde 'aradığına' değil de 'kolay bula- cağı yerdeki şeylere' bakar. Sonra da 'kolay yer- de bulduğunun' aradığı şey olduğuna kendini inan- dırmaya çalışır. Aslında 'burada bulduğunun' ara- dığı şey olmadığını için için bildiği halde yeni de- neyimleri göze alamaz, böylece de kendi 'doygun mutluluğunu' kaçırmış olur. 'Bulduğunun değerini farketmek', üçüncü aşa- madır. Pek çok insan 'bulduğunun değerini fark et- mek' olgusunu başaramadığı için elindeki değeri görememektedir. Buna bir anlamda 'psikososyal köriük' diyebiliriz. Bu durumdakı insan, 'zenginli- ğin içindeki fakir' yetersizliğine düşmektedir. içi- ne düştüğü körleşme, onu bir yandan yetersizli- ğe, bir yandan da doyumsuzluğa sürüklemekte- dir. Neyi aradığını bilmeden aramayı sürdürmek, çağımızın insanının içine düştüğü trajedidir. 'Bulduğunu kendisiyle zenginleştirmek', dör- düncü ve önemli aşamadır. Arayıp bulduğunuz her neyse, onu kendinizle zenginleştirmek, yaşama sanatının en büyük ba- şanlarından birisidir. 0 bir insansa, onu kendi nite- liklerinizle donatmak, onun niteliklerıyle de donan- mak, zevkli bir yaşam ilişkisini sürdürmenin ince- likli bir yoludur. Böyle yaşama sanatının usta yön- temlerıyle örülmüş insan ilişkisi, yaşamın en büyük hazzını verecektir. Bunun yerine, insanların birbiri- ni tüketmesi, birinin yaşam enerjisini tüketerek öte- kisinin yaşamaya çalışması, insan sömürüsünün çok az bilinen ama çok yaygın bir biçimidir. Arayıp bul- duğunuz bir meslek ise, o mesleği bulduğunuz yer- de daha öteye götürmek, o mesleğin amaçlarına uygun yeni yöntemler bulup denemek, ona yeni- likler katmak, kendinizi geliştirirken mesleğinize yeni değerler katmak, 'bulduğunuzu kendinizle zenginleştirme'nin iyi örneklerinden birisidir. Eğer o bir iş ise, gene işinizi bulduğunuzun ötesine ta- şımak, onu kendinizle zenginleştirmek, sizı de, işi- nizi de daha verimli, daha mutlu kılacaktır. 'Aradığınızı bulmak için bedel ödemeyi göze almak', çok önemli bir aşamadır. Bu beşinci aşamanın sürecin son ve en önemli aşaması olduğu kanısındayım. Hiçbir şey, bedelini ödemeyi göze almadan el- de edilemez. Hiç bedel ödemeden elde edildiği sanılan her şey için farkına varılmayan öyle çok bedel ödenir ki. Eğer bu gerçek bilinmiş olsaydı, kımse bedelini öde- meden elde etmeye kalkışmazdı. Hak edilmeden elde ediien para, insanın yaşam değerierinin yok oluşuyla ödenir. Hak edilmeden elde ediien insan, nefret dolu bir yaşamla ödenir. Hak edilmeden elde ediien ünvan ya da mevki, aşağılanma korkusuyla ödenir. Hak edilmeden elde ediien her basarı, kaybet- me korkusuyla ödenir. • • • 'Ne aradığını bilmek', çağımız insanının en bü- yük açmazlanndan birisi. Ne aradığını bilmediği için acı çeken, mutsuzolan, yıllar boyunca ne yapacağını bilmeden, ne yaptığı- nı düşünmeden yaşayan öyle çok ınsan var kı. Çocuklar, ne aradığını biliyor. Çikolata, gezmek, oyuncak, açık isteklerdir. Gençler, ne aradığını bilemiyor. öyle çok beklen- ti, öyle çok seçenek, öyle sınıriı olanak var kı. Erişkinler, bulduğunun aradığı şey olup olmadı- ğını bilemiyor. Artık bulduğuna razı olmaktan baş- ka çareleri yok. Yaşlılar, bulduğunun aradığı şey olmadığını bil- se de yapacak fazla şey olmadığını düşünüyor. Sonuç nedir dersiniz? İyi mi, kötü mü? Acaba her şeyden önce 'ne aradığını bilmek' eği- timini mi yapsak?... e-mail: [email protected] Faks: 0212 5139098 SHP Bağcılar binasının yıkılması Korakayapolisten şikâyetçi olacak tstanbul Haber Servi- a-SHP Bağcılar tlçe Baş- kanı MahmutKarakaya. ilçe binasının yıkımı sı- rasında, kendisine şiddet uygulayan polisler hak- kında şikâyetçi olacağı- nı söyledi. Yıkım sırasında kalp spazmı geçiren Karaka- ya'nın tedavisi sürüyor. Bağcılar Hastanesi'nde yatan Karakaya, bugün pohsler tarafından gözal- üna ahnarak sa\'cüığa gö- türülecek. Karakaya, bi- nanın kendilerine haber verilmeden, baskın yapı- larak boşaltıldığını ve yı- kıldığını anımsatarak "Bi- zim 2 yıDık kontraomız var. Içeri girip de her şe- yi parçaladıklannı göriin- ce smiıiendim. tşçiler ba- na saldınrken polis gektL Ama sonra da potislerbe- ni koDanmdan >< akalaya- rak süriikleme>e başla- dı" dedi. Bu esnada po- lislerin kendisine vurdu- ğunu anlatan Karakaya, şöyle devam etti: "PöKs- lerdenbiri 'Fazla vurma- yın' dedi'Vurmayın' de- P de fazla vunnayın di- yor. BağalarKarakoJu'na götürdüler. Daha önce iki kere kalp krizi geçirmiş- tim. Kötü oldum. Hasta oktuğumuvebenibir has- taneyegötürmelerigerek- tiğini söyledim. Götür- medier.Enazmdanbirdfl alü haptverin dedim. onu bilevermedfler. Durumu- mun körüleştiğini anla- yınca yakındaki sağlık ocağma götürmeye razı oldular.Orada$adecetan- ayonumuötçebüdiler.Ba- VTİmışun, hastaneye kal- dırnuşlar."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear