25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1S EKİM 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Bir örnek daha Hak-lş'in, iktidar gücünü de kullanarak önceOrman-lş'in, ardından da Belediye- iş'in üyelerine el atmak istediği duyulmuştu. Bu kez Petrol-lş Başkanı Mustafa Öztaşkın, kendi işkollanndan bir gelişmeyi aktardı: "Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu Ülker grubuna ait Polinas'ta çok ı'lginç bir dunım yaşanıyor. Bugünkü fktidara yakınlığı ile bilinen grvbun desteğiyle sözleşme yetkisi olmayan, bakanlık kayıtlannda dahi yer almayan bir sendika kurvldu. Işyerinde çalışan işçiler. Hak-lş'e bağlı Oz-Petrol-lş Sendikası adını taşıyan bu sendikaya işveren tarafından zorla üye yaptınldı. İşveren güdümündeki bir sendikayı kabul etmeyen Polinas 'taki 494 işçi arkadaşımızdan 318'i Izmir şubemizde örgütlendi. Sendikamızdan istifa etmeyen ve Öz-Petrol- Iş'e geçmeyen 28 üyemiz de işten çıkanldı." IŞIK KANSU Avrupa Birtiği'nin "iterleyelim beyler, ön tarafboş" raporunun sonuç kısmında, Türkiye'deki kamu kuruluşlannın özelleştirilmesine "hız verilmesi" isteniyor. Çifte standardın bu kadanna da pes doğrusu... Dr. Serdar Şahinkaya, ilki 1996'da, diğeri 2000'de olmak üzere iki kez Mülkiyeliler Birliği dergisinde yayımlanan makalesinde, "Avrupa Topluluğu'nun kamu gihşimciliğine ilişkin politikalan"n\ irdelerken topluluğun resmi gazetesinin 18 Ekim 1991 tarihli sayısında yer alan bir "duyuru"dan söz etmişti. Duyuruda, "her üye ûlkenin kendi kamu sektörünün büyüklük ve niteliğini Bize Gelince..,seçmede ve bunu zaman içinde değiştirmede özgür" olduğu vurgulanıyordu. Hatta, kamu girişimlerinin "kâr dürtüsü"ne dayalı olmayan işlevleri de sıralanıyordu: - Üye ülkelerde kamu girişimleri "ekonominin lokomotifi" olarak işlev görebilirler; bu çerçevede durgunluktan kurtulma, güçlük içindeki sanayilerin yeniden yapılanması ya da bölgesel gelişme için etkin olabilirler. - Kamu girişimlerinin geri kalmış bölgelerde yüksek maliyet ve gereğinden fazla istihdam ile çalışma durumunda kalmalan tümüyle ticari amaçlarla çalışmalannı engeller ki böyle bir olgu bile komisyon tarafından "topluluğun çıkanna" sayılacaktır. Serdar Şahinkaya, makalesinde "Duyuruda belihenen bu noktalar, yatınmcılık ya da rekabet kurallannın geçerii olmadığı durumlan gösteriyor" yorumunu yapmış ve eklemişti: "Bu durumlardaki kamu girişimlerinin 'yardım alabilir' bir özellik kazanacağı, bu düzenlemede vurgulanıyor." Avrupa ülkeleri için "ekonominin lokomotifi" ya da "topluluğun çıkanna" olabilen kamu girişimleri niçin Türkiye'de hızla özelleştirilecekmiş, anlamak olası değil... Bir argo deyim var, AB'nin çifte standardına cuk oturuyor: "Bize gelince lo lo..." Yerele "ulusal demokratik" bakışla yaklaşmayı, "etkili, özgür, ~* eşitlikçi" katılımcılığı güçlendirmeyi amaçlayan Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği (YAYED) kuruldu. Prof. Dr. Birgül Ayman Güler'in başkanlığı, Ismail Bingöl'ün başkan yardımcılığını, Deniz Sayın'ın genel sekreterliği, Ahrnet Dursun Yılmaz'ın da gene! saymanlığı üstlendiği YAYED'in Vedat Dalokay Salonu'nda düzenlediği kuruluş kokteyli, beklenenin Yerele 'ulusal demokratik 1 bakış de üzerinde ilgi çekti. Çok sayıda belediye başkanı, milletvekili ve akademisyenin katıldığı gecede YAYED Başkanı Güler'in konuşması, adeta efsunlanmış topluma bir "gözlerini aç" çağnsı gibiydi: "Inanılmaz özelleştirmeci, ulusal özden yoksun politikalar devreye sokuldu. Tasahanan bir gelecek var, apaçık görülüyor. Bu, ûniter yapı yerine federatif, memleketi açık pazara dönüştûren, holding yönetimine dayanan yerel yönetim oluşturmaya talip bir yapıdır. Yerelleşin, özelleşin, esnekleşin." Güler, YAYED'in bu talepleri tümüyle reddettiğini belirtip derneğin geleceğini özetledi: "Küresel mali kurumlann, çokulusulu şirketlerin talepleri için değil, ülkenin, yurttaşlann, halkın ihtiyaçlan için kuruldu derneğimiz. En partak beyinlerimiz küresel mali kurumlann o kadar hizmetine koşulmuş ki biz, halk için altematif geliştirebilecek bir nefes alanı olmak istiyoruz. Adil bir vergileme, yaygın bir kamu hizmeti alanı yaratma, yurttaştara duyarlı bir yönetim anlayışı, iş güvenceli ve örgütlü bir istihdam anlayışıyla yeni yasalan değerlendirmek de görevimiz." YAYED'e ulaşmak isteyenler için adres verelim: "ZJya Gökalp Caddesi No: 30 0:22 06420 Kızılay/ ANKARA. Web adresi: www.yayed. org " ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Kamu Personel Yasa Taslağı: Basamaklar ve Göstergeler Günümüzde, kamu personeli çeşitli personel yasalanna bağ- lı olarak görevlendirilmiştir. Bu yasalar: 1) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası, 2) 926 sayılı Türk Si- lahlı Kuvvetleri Personel Yasası, 3) 2802 sayılı Hâkimler ve Sav- cılar Yasası, 4) 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasası, 5) 3466 sayılı Uzman Jandarma Yasası'dır. Bu yasalann uygulandığı kamu personeline ödenen görev ay- lıklan, çeşitli ödemeler toplamından oluşmaktadır. Bu ödeme- ler üç ana grupta toplanmaktadır. Bunlar kısaca, A) TC Emekli Sandığı'nca kesenek alınan ve Sandıkça, bağ- lanan emekli aylıklanna yansıyan ödemeler, B) TC Emekli Sandığı'nca kesenek alınmayan ve emekli ay- lıklanna yansıyan ödemeler (makam tazminatı, temsil tazmi- natı ve görev tazminatı), C) TC Emekli Sandığı'nca, kesenek alınmayıp, emekli ay- lıklanna da yansımayan ödemeler (özel hızmet tazminatı, iş güç- lüğü zammı. iş riski zammı, temininde güçlük zammı vb, faz- la çalışma ücreti, kira yardımı vb.) Bu ödemelerden Emekli Sandığı'nca kesenek alınan ve emek- li aylıklanna da yansıyan ödeme birimleri: 1) Genel Gösterge Aylığı, 2) Ek Gösterge Aylığı, 3) Kıdem Aylık, 4) Taban Aylık, 5) Özel Tazminaftır. 1) Genel Gösterge Aylığı: 657 sayılı Devlet Memurlan Ya- sası'nın 43. maddesine ekli 15 derece ve 9 kademeden oluşan Aylık Gösterge Tablosu'nda yer alan 126 göstergenin "genelkat- sayT ile çarpımı sonucu "Genel Gösterge ayhğı" hesaplanmak- tadır. Bu tablodaki en küçük gösterge 15. derece 1. kademeye ait 500 sayısıdır. En büyük gösterge ise 1. derecenin 4. kade- mesine ait 1.500 sayısıdır. Bütün personel yasalan için. bu "Ay- lık Gösterge TaMosu" uygulanmaktadır. 2) Ek Gösterge Aylığı: Her personel yasasının kendine öz- gü "Ek Gösterge Cetveti" vardır ve ek gösterge aylıklan da bu cerveldeki sayılarla genel katsayı çarpılarak "ek gösterge ayb- ğı" hesaplanır. 3) Kıdem Aylık: Tüm kamu görevlilerinin bir kıdem yılına, 20 gösterge sayısı verilmektedir. Ancak, en yüksek kıdem ay- lık göstergesi, 25 yıl karşılığı 500 sayısıdır. Kıdem aylık gös- terge sayısı ile genel katsayı çarpılarak, "kıdem ayhk" hesap- lanır. 4) Taban Aylık: Personel yasası kapsamındaki, bütün kamu görevlileri için tek bir "taban aytak göstergesi'' vardır ve bu da 1.000 gösterge sayısıdır. Tavan aylık, taban aylık göstergesi ile ikinci bir katsayı olan "taban ayhk katsayısı"nın çarpımı sonu- cu bulunur. 5) Özel Tazminat: Başbakanlık müsteşannın, genel aylık gös- tergesi olan 1.500 ile ek göstergesi 8.000'in toplamı olan 9.500 göstergenin, genel katsayı çarpımı bulunan tutar, kamu görev- lilerinin ek göstergelerine göre en çok yüzde 240'ı oranında, en az yüzde 40' ı oranında olan kısmı "emekM aylıklanna" yan- sıtılır. Görüşümüze göre Genel Aylık Gösterge Tablosu ile ek gös- terge cetvellerinin yerini, Kamu Personel Yasası Taslağının 117. maddesinde yer alan ve 9 basamaktan oluşan "Temel Ayhk Gösterge Cetveli" alacağa benzemektedir. TEMEL AYLIK Basamaklar I Basamak 2. Basamak 3. Basamak 4. Basamak ] 5. Basamak 6. Basamak 7. Basamak 8. Basamak 9. Basamak Göstergesi 12.500 12.700 13.100 13.700 14.500 15.500 16.700 18 100 19 700 GÖSTERGE CETVELİ Kıdemi OYıl 3 Yıl 6 Yıl 9 Yıl 12 Yıl 15 Yıl 18 Yıl 21 Yıl 24 Yıl Katsayı 3S.610 38.610 38.610 38.610 38.610 38.610 38.610 38.610 38.610 Temel A\hk 482.625.000 490.347.000 505.791.000 528.957.000 559.845.000 598.455.000 644.787.000 698.841.000 760.617.000 TC TEKKEKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2002-46 Tekkeköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/46 Esas, 2003 54 Karar sayılı ilamı ile Samsun ili, Tekkeköy ilçesi Yazı- lar köyü cilt: 39, hane: 3, bsn: 222'de nüfusa kayıtlı Selim ve Ayşe'den olma. 09.09.1979 doğ.lu, Cem Aydın'ın nüfustaki adı- nn Yusuf olarak tashihen tesciline karar verilmiş olup, işbu ka- rar ilan olunur. Basın: 46607 Ureticinin sesi Türkiye Tanmcılar Vakfı Başkanı Abdullah Aysu, Şarköy ve çevresindeki köyleri dolaşmış, üzüm üreticileri ile görüşmüş. Ses alma aygıtına kaydedilmiş çığlıklan dinletti bize. Aysu, söze girerken bir üzüm üreticisine "Ûzümlerinizi kime, kaça satıyorsunuz" diye sormuş sadece. Aldığı yanıt şöyle: "Sokağa salınmış başıboş hayvan gibiyiz. TEKEL'in şarap fabrikası özelleştirildi, üzümü alan yok. Fiyatlar düştü düşmesine de alan yine yok. Başlangıçta da biz de TEKEL fabrikası özelleştihlsin diyorduk. Orada çalışan işçiler 1- 1.5 milyar lira maaş alıyor dedik, özelleştirmeye karşı çıkmadık. Fabhka özelleştihldikten sonra orada çalışanlara bir yerierde iş verildi, onlar işsiz kalmadı, ama biz tüccann kucağına düştük. 'Üzümümüzü alın' diyoruz, 'Şimdiye kadar kime satıyordunuz?' diye soruyohar. 'TEKEL' deyince de, 'Gidin TEKEL'e satın o zaman' diyohar." Aygıttaki ses kınlıyor, titrergibi oluyor o an: "Bizimle dalga geçiyohar..." KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakn turk.net H A R B Î SEMİH POROY semihporoy(â yahoo.com BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇI bulutbebekuhotmail.com HAYAT EPÎK TÎYATROSU MUSTAFA BÎLGIN hayatepik(g mynet.com B U G U N MÜMTAZAR1KAN 18 Ekim ıctnc.mumtaz-nrikan. com MACAR YAZARI T/BOR DERY.. 1834 'TE 8USÜM, ÜNLÜ MAO4/e X4ZAIZ( n8OR POĞMUŞTU. \SARUta.< BİR AİLEMİU ÇOCUĞu OLM4- StMA KARŞtN, DAU4 İUC GEMÇLİ*; y/LL^ISfNOA /ŞÇf LEHE rAK/MUK Di/yMi/Ç, /H4G4& KOMÜMST fHlÇn Sİ'NE 6İgMİf?İ. ÖMCELEBİ Bü UĞUGOA KAI/6A t/E- /, İ9SO'L££OE G£JfAJtE SONRA gA&rŞL4MMrŞTt. DöfiJEM, GOLÜ S£- , DAHA fS£ SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU "AB Mutluluğun Adresi Olamaz!' Geçen haftayı seminerlerde geçindim. Yurtiçi ve yurt- dışında; her yerde Türkiye tartışılıyor. llginç olan, te- mel biryaklaşım değişikliği var. Kimseartık: "Müza- kereler açılır mı, açılmaz mı?"y\ tartışmıyor. Bu ko- nu geride kalmış. "Müzakereleraçıldıktan sonra Tür- kiye neyapmalı? Müzakerelere nasıl hazırianmalı?" Bu konuşuluyor. Bu, her şeyden önce çok ciddi bir "eşik atlaması". AB tartşmalannda şimdjye kadar Türkiye hep uzak bir masal ülkesi gibiydi. "Üyelik perspektifi", belirsiz bir gelecek için söz konusu olan elle dokunulamayan, göz- le görülmeyen bir "varsayımdan" ibaretti. Bugün bu varsayımdan on yıl içinde gerçekleşebilecek "somut bir olasılık" olarak bahsediliyor. Fransız Parlarnento- su'ndaki tartışmalara ve "llerieme Raporv'ndaki" açık kapılara rağmen. AB için yeni bir strateji gerekiyor önce Brüksel. Hafta'nın ilk durağı, Brüksel'e yaptı- ğımız "Türkiye-AB Kadın Girişimi" çıkartması oldu. Tür- kiye'deki kadın mücadelesinin önde gelen isimleri ve ka- dın NGO'lann temsilcileri, Arzuhan Yalçındağ'm baş- kanlığında kurulan birekıpie bir araya gelerek-aylarsü- ren bir çalışma sonunda- bu girişimi örgütledi. Amaç: Türkiye'yi yalnız "erkekyüzüyle" tanıyan AB çevreleri- ne, ülkenin dinamik "sivil toplumyüzünü" ve "kadın çeh- resini" göstermekti. Mekân olarak "Analar, Tannçalar, Kadın Sultanlar" sergisinin (tek kelimeyie muhteşem!) yapıldığı Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı seçildi. AB'li ka- dın politikacılar. akademısyenler, gazeteciler, politikacı- lar, parlamenterlerle gün boyu süren bir sempozyum- da bir araya getdik ve ilk kez "kadın kadına" eteğimiz- deki taşlan döktük. Sevgıli Zeynep Oral, sütununda uzun uzun yer ver- diği için ben bir kez daha burada aynntıya girmeyece- ğim. Dikkat çekici iki ana başiık var yalnız. Bunlar he- men Brüksel dönüşü Istanbul'da katıldığım "British Co- uncil" seminerinde de ele alındığı için, bir kez daha vur- gu yapmak istediğim konular 1. "Avrupa sizi tanımıyor. Tanrtım girişimlerine ağıriık vermeli ve düzenli bir biçirnde bu çabayı sür- dürmelisiniz!" 'Bizi tanımayan eski krta"\\e bundan böy- le "kader b/r//ğ/" yapmayı ve "kadehmizi birteştirmeyi" düşündüğümüz için, bu konu artık her yerde karşımıza çıkryor ve ivedi bir eylem planı bekliyor. 2. "Duygusal, tepkisel olmaktan kaçının. Serin- kanlılığınızı koruyun. Bundan sonra yapabitecekle- rinize bakın!" Avrupa Parlamentosu üyesi Emma Bonino Brük- sel'de bunu en çarpıcı biçimde dile getirenlerdendi: "Tamam. Türkiye'nin AB ûyeliği konusunda kimse is- tekli değil" dedi, Bonino mesela: "Ama ne çıkar? Av- rupa mutluluğun adresi değil ki... Avrupa hukuk dev- leti ve daha geniş yurttaşlık haklan demektir. Avrupa bizi istemiyor diye bu hedeften vazgeçmeyin. Müza- kereler uzun sürecek ve Avrupa da bu yolun sonunda değişecek. Önemli olan tarbşmaya bir akıl boyutu ge- tirebilmekte!" AB diplomasisi için yeni 'taktikler' Istanbul'a dönüşümde Lord Hannay ve Joost La- gendijkde benzerşeylersöyledıler. Ingiltere'nin eski BM temsilcısi Lord Hannay: "Sakın rest çekmeye falan kalk- mayın!" dedi: "Ama sizi başlanndan atamayacaklannı anlamalılar. AB'ye girmeden biz de Fransa'dan iki kez vetoyedik. Bunun üzerine yaptığımız şey, 'Hayır'yan/- tının kabul edilebilir bir seçenek olmadığını dayatmak oldu. Bu bir sinir harbidir. Kontrolünüzü kaybetmeye- ceksiniz. Komisyon raporunu üstünüze alınmayın. Ra- por sizin hakkınızda da olsa; muhatabı AB üyeleri, siz değilsiniz... Siz yalnız sizi muhatap alan şeyleri kale alın. Doğrudan muhatap olmadığınızyerde, muhatap- mışsınız gibi davranırsanız AB ile kriz çıkar. Bu da kar- şıtlannıza yarar. Bırakın 25 ülke aralannda hesaplaşsın. Siz bundan sonraki diptomasinizi aralıktaki zirve kara- nnı etkilemek için yürûtün!" Londra'nın etkin düşünce kuruluşlanndan "Centre For European Reform" ile "British Councir'm Istan- bul'da düzenlediği toplantıda söz alan AB Karma Par- lamenter Komisyonu Başkanı Joost Lagendijk da, Han- nay gibi tıpkı, Ankara'ya "raporu değiştirmeye çalısmak- tan vazgeçmesini" salık verdi. "AB diplomasinin altın kuralını" yalnızca "e/cte edebilecek ve farkyaratılabile- cekşeylerinpeşinedüşmek"şe\<}\n<ieözetieyen Lagen- dijk; Ankara'nın bundan sonraki hedefini "tam üyeliğe yönelikbirmüzakeretarihialmak"şek\ındelan\m\ama- sı gerektiğini belirttı. Ali Babacan, Kemal Derviş, AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, AB Genel Sekreteri Mu- rat Sungar gibi üst duzey isimlerin de katıldığı top- lantının en ilginç oturumlanndan biri de Brüksel'de de çok konuşulan "tanıtıma" aynlmıştı. Bu konu bir başkayazıya... B U L M A C A SEDAT YAŞAYAıS 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Genişleme, yeni boyutlar kazanma... Derviş selamı. 2/ Beyoğ- lu'nun eski adı... Leyleğe benzerbirkuş. 3/ Radon ele- mentinin sim- gesi... Anado- lu'nun kırsal kesiminde erkekler arasında düzenlenen 1 yârentoplantlannave- 2 rilen ad. 4/Eski Yunan 3 kentlerinde pazar ye- 4 ri. 5/ "—- Tüfekçi": 5 Halk müziği sanatçı- 6 mız... Bir yerde biri- 7 ken sıvılan dışanya 8 akıtmakta kullanılan 9 oluk ya da boru. 6/ Düşmanlık. 7/Kalınbükülmüş sicim... Ateş... îstem dışı yapılan hareket. 8/ Bir Avrupa ülkesinin para bi- rimi... Çıplak vücut resmi. 9/ Pamuktan dokunmuş basma... Istek, amaç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Yanş atlannm bakımryla yükümlü ve antrenman için zaman zaman onlara binebilecek yetenekte seyis. 11 Çalgı eşitliginde oynamayı meslek edinmiş kadın... Süs için yapılmış giysi kıvnmı. 3/Şarkı, türkü... Ye- niçeri kışlası... Köpek. 4/ Kanada'nın kuzeydoğu- sunda büyük bir yanmada. 5/ Bir haber ajansının simgesı..."—- evladı bıkmamış cidden'Ne ezümek, ne hakkı ezmekten" (Tevfık Fikret). 6/Rus köylü top- luluğuna verilen ad... Tuzağa düşürülen şey... Bir cet- vel türü. II Asfalt yolun yan tarafindaki toprak bö- lüm. 8/ Kurnaz ve cin fikirli kimse... Avrupa'da bir İjaşkent.Ç/Bıkkınlık... Küçük agü. - M A L A K • E K A L A R A | A S U R E T | P I Y A Z A V | K A R A S U S •u R | A K •K P E K LLJ N T | B U 0 K A P I | K U L L A L •V I 0 L A II R A İ0 Ğ L A K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear