Catalog

1EKİM 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr 11 ABD'nin tuttuğu İslamcı militanlann Türkiye'de eğitilip operasyonlara katıldığı ileri sürüldü Tanıktan şokiddiaOSV1ANÇUTSAY rRANKFURT-Eski Yugos- la\ya'nınparçalanma sürecin- de, 1990'lann ortasmda, Pen- tag>n tarafından kiralanan ba- zı İslamcı teröristlerin, Türki- ye de askeri eğitime tabi tutul- dulJan ileri sürüldü. Lahey'de devam eden Slo- bodan ^liloşeviç'in davasında salı ve çarşamba günleri tanık olarak söz alan bir Alman ga- zeteci, Balkanlar'dakı ıç savaş kışkırtıcılan arasında bizzat Pentagon tarafından kiralan- mış "lslam savaşçılannın" bu- lunduğunu doğru- larken bu müca- hitlerin o dönem- de kendisine Tür- kiye'yi yakından ilgilendirençokil- ginç bilgiler ver- diklerini bildirdi. Almanya'nın, aralannda Stern'inde bulun- duğu bazı büyük gazete ve dergıle- rine savaş muha- biri olarak haber ve değerlendirme- ler geçen Franz Josef Hutsch, Ar- navut gerilla ör- güfü UÇK kamp- larında konuştu- ğu \ r e aynntılı mü- lakatlar yaptığı 4 mücahıdin. 1992 ile 1995 ara- smda Bosna-Hersek iç savaşı- na kendi ginşimlenyle katıldık- lannı. 1996 yılı aralık ayında da Pentagon'a bağlı "Mihtary Professional Resources Inc." (MPRI) tarafından 5 bin dolar avans ve 1500 dolar aylıkla u işe ahndıklannT bildirdi. Bosna'dan Bohı'ya UÇK kamplannda haklann- da aynntılı bilgilertopladığı bu 4 mücahidin 1997 yılı mart ayında Saraybosnalı 12 Boş- nak mücahitle birlikte önce Bolu'daki bir askeri üsse git- tiğini, daha sonra da Siirt'e nakledildıklenni belirten Hutsch, grubun burada aske- iloşeviç davasında tanıklık eden Alman gazeteci, ABD'nin maaşh elemanı olan "mücahitlerin" Bolu ve Siirt'te askeri eğitim aldıktan sonra Kuzey Irak'ta operasyonlara katıldığını öne sürdü. ri eğitim aldığını söyledi. MPRI'nin bu mücahitlere verdiği bir sertifikayı da ta- nımlayan Hutsch, söz konusu belgede, grubun kara harekâ- tını destekleyıcı nitelikteki ha- va operasyonlarını karadan yönlendirebilecek bir biçimde eğitildiğinin bildinldiğine dik- kat çekti. Pilotiara yardım etmişler Bolu ve Siirt'teki eğitimle- rini pekiştirmek için Kuzey Irak operasyonlanna katıldık- lannı belirten mücahıtler, ga- zeteci Franz Josef Hutsch'a. "Oradabombar- dıman uçaklann- dakipüodarayer- den hedef hazır- lama ve bunları lazertabancalan- nın yardınuyla ay- nntıb olarak gös- ternıe yükümlü- lüğümüz vardı" bilgisini de verdi- ler. Alman gazete- ci, Kuzey Irak'ta- ki harekâtlarda Batman ve Van'- dan kalkan uçak- lara hedef hazır- lamavegösterme görevinı yerine getırdiklerini id- dia eden mücahit- lenn, 1998 baha- nnda Arnavutluk'un başkenti Tiran yakınındaki bir MPRI kampma, daha sonra da Koso- va sınınndaki Tropoya kampı- na aktanldıklannı söyledi. Grup üyeleri burada da UÇK birlik- lerine dağıtıldı. Yugoslavya'nın parçalanma süreci ve Balkanlar'daki savaş üzerüıe kitaplanyla tanınan bir başka Alman gazeteci Jürgen Elsaesser de Mıloşeviç' in o dö- nemde muhtemel bir savaşı en- gellemek üzere uluslararası gözlemcileri Kosova'ya davet ettiğine, ama o sırada Was- hington'ın savaş çıkarmak üze- re son hazırlıklannı yaptığının bugün tamklarla birlikte orta- ya çıktığma dikkat çekti. Sırplardan Srebreniça itirafi güçlerince öldürülen 7 binden fazla MüslümanuT listesini yerel hükümete sundu ve böylece ilk kez resmen katüamın büyüklüğunü kabul etmiş oldu. Aduun açıklanmasını istemeyen bir yetkili, "Kurbanlann sayısuun 7 binden fazla oldu- ğunu doğrulayabiKrim. ancak tam sayısını söyleyemem, bunu açıklamak hükümete düşer" dedi. (Fotoğraf: AFP) Bosna'daki Sırp C umhuriyeti'nde, Bosnah Sırplardan oluşanresmiko- misyon, Srebreniça'da 1995*te "Sırp Samarra yakınlannda 2 si Türk 4 şoför kamyonlanyla kaçınldı 1urk rehıne oldiırııldu Dış HaberlerServisi- Irak'ta rehin alınan Ramazan Elbu adlı bir Türk sürücü, başı ke- silerek öldürüldü. Samarra yakınlanndaysa, 2'si Türk 4 kamyon şoförü kaçınldı. Ensar el Sünnet Ordusu mi- litanlan, örgütün ınternet si- tesinde yayımlanan vıdeo ka- sette, Türk şoförü, "Irak'ta- kiAmerikan askerlerine mai- zeme taşıdığı için öldürdük- lerini" belirtti. Kasette, kim- liğini gösteren şoför, adının Ramazan olduğunu söylüyor. Türk rehinenin aduıı söyle- mesi ile başlayan görüntüler- de, şoför, "Amerikaidara kam- yonla malzemegötürüyorum. Türkiye'ye dönerken kaçınt- dım. Bütün Türk şoförlere Irak'a gebnemeleri çağnsın- dabulunuyorum"diyor. Türk şoför, maskeli 4 kişinin önün- de, gözleri bağlı olarak oturu- yor. Irakh aksanı olmayan mi- litanlardan biri Arapça ola- rak "Haçü Seferi yapanlara ve onlara yardım edenkre ör- gütün karşı kaymaya yemin ettiğini'' belirtiyor. Daha son- ra 2 militan, şoförü yere yatı- nrken başka bir militan bı- çakla şoförün başını kesiyor. 2 Türk, 2 Iraklı sürücü de Samarra yakınlanndakı oto- yolda kaçınldı. Irak polisi Türk şoförlerin kamyonlany- la kaçınldığını belirtti. Ramazan Elbu. KULTİIK • SANAT IO111) 293 S9 7« Bizim Tiyatro -f,\vww.bmmti 16.23 Ekim C.tesi 20.30 ve 30 Ekim C.tesi 18.30 Kadıköy Barış Manco K.M. (0216) 418 95 49 1"J v ıldır sahııelerde ! Dipcr nlaganustu bir vorumla butun hir ças;ın. sataşın, insani değerlerin >argılanmasım dile getirivor. Yargı'yı gornıeınek 20. MI/MI.I ait hilgilerini/de ciddi hoşlııklnr varatabilir. Zafer Diptrin virtüöz ovunculuk gnsterisini sakın kaçırmavın... RASIN RAK'TA KARAKOLA SALDIRIDA 15ASKER ÖLDÜ Direniş, seçime doğru tırmanışta "!"'*'" • I M K W »ı»j«ti»a!.(tt.!r Hm.HMrilin.CM.li um.dswclicla5a.c0m ö BEYOĞi-U BEYOĞLU NIŞAMTAŞIMOVIEPLK ŞIŞt.1 MOV1EPL£X O R W C V FERIYE EuraiKges ÇBffi=I ! Lr»Ş ŞAf/kK «OV1EPLEX ATAKÖY ATWUM A1TUN2ADE CAPITOL SP€CTRUI114 KAOIKOY B(1OADW»V ÛURA'JıiE AFM CAFREFOUR SUADIV E MOVIEPLÖ ANKARAARM'Dt AMOIRA METROPOL «•WRAO0t0N:<N£PLEX *HURATEPE;NEI*W)' 251 32 40 21S09 60 296 42 60 23628*» 516 2 6 » 558 96 62 651 35 X 346'48- 52514 44 380*6' 2-9 1600 425 74-8 54113 33 266 16 32 11 30-'4 00 16 30-19 00-21 30 1C 30-13 00--5 3O--8 00-20 30-C CTES123 00 11.45-14 •5-16.45-19.:5-21.45-CCTESI«) 15 12.00-14 I5-'6,3O-I9.OC-?11 3O 11 30-14 00-16 30-18 45-21,00 11 00-13.30-16 3O-'9OO-21JC 11 10-13,50-16 3O-"9 00-21,50 '115-13 45-1615-<8 45-21.15 •1 10-13,50-16 30-19 15-22.0C •1 00-13.3O-16 0O-18 3O-21,*5-CCTESt0C00 •1 40-1410-16 40-1910-21.40 •1.30-13.30-15 30-1- 30-19.30-21 30 10 55-13^5-16 30-18 55-21.40 " 50-13 30 16 00-18 45-21 30-C CTEStOO OC Yeni kaset ve CD çıktı. Tüm muzık marketlerde Dış Haberler Servisi - Irak'ta dün meydana ge- len çeşıtli saldınlarda ara- lannda 4 ABDTinin de bulunduğu 30'a yakın ki- şi öldü. Kaim'de bir karakola düzenlenen saldında Irak Ulusal Muhafız Gü- cü'nün 15 askeri yaşa- mını yitirdi. Önceki ge- ce karakola saldıran sılah- lı bir grubun 15 askeri öldürdüğü ve silahlannı çaldığı kaydedildi. Bağdat'ta Irak hükü- metinin merkeziyle ABD Büyükelçiliği" nin bulun- duğu yeşil bölgede mey- dana gelen patlamalarda 2'si ABDTi 8 kişi öldü, 4'üyaralandı. Yoğun gü- venlik önlemlerinm alın- dığı yeşil bölgede ABD'lilerin sıklıkla git- tiği bir kafede bir intihar komandosunun üzerin- deki bombalan patlatma- sı sonucu 2 kişi öldü, bir kişi yaralandı. Felluce görüşmeleri skıya alındı YENI KASET ve CD TUM MUZIK MARKETLERDE Dış Haberler Servisi - Irak'ta direnişçilerin karargâhı olduğu sanılan Felluce kentinin temsilcileriyle hükümet arasındaki banş görüşmelerinin, Irak Başbakanı tyad Allavi'nin talepleri yüzünden askıya alındığı bildirildi. Felluce din meclisi sözcüsü Ebu Esad, Allavi'nin Amerikalılann bile yakalamayı başaramadığı "Ebu Musab Zerkavi'nin teslim edilmesi" talebini yerine getirmenin mümkün olmadığım söyledi. Allavi, geçici Ulusal Konsey'de yaptığı konuşmada, "Zerkavi ve grubuyla yabancı direnişçilerin kendilerine teslim edilmemesi halinde Felluce'ye büyük bir operasyon düzenlemeye hazır olduklarını" söylemişti. Esad, El Cezire televizyonunda canlı yayında yaptığı açıklamada, "Tüm banşçı çözümler tükendiği için, kentin silahlarını çekmeye. dinini ve şerefini korumaya hazır olduğunu, Alla\i'nin açıklamalanndan korkmadıklannr belirtti. Ote yandan, Irak Devlet Başkam Gazi Yaver, savaş sonrası ilk kez yapılacak olan genel seçimlerin tarihinin, adil ve etraflı bir oylama olması için değişebileceğini söyledi. A\TII bölgedeki bir he- diyelik eşya pazanna yö- nelik saldında da 2'si ABD'li olmak üzere 6 ki- şi yaşamını yitirdi, 3 'ü ya- ralandı. Ölen ABD'lilerin si\il mi, asker mı olduğu açıklanmadı. ABD uçaklan dün yine Felluce'ye hava saldınsı düzenledi. Cubeyl sem- tinde Harac Raşid'e ait evin bombalanması sonu- cu aralannda 13 yaşında- ki bir çocuğun da bulun- duğu 3 kişi öldü, 8'i ya- ralandı. Amerikan uçakla- nnın Culan semtinde de boş birevi ha\aya uçurma- sı sonucu yoldan geçen bir kişi yaralandı. Rusafa bölgesinin sor- gu yargıcı dün sabah e\in- den çıktığı sırada öldürül- dü. Kürdistan Yurtsever- lerBirhğıhdenCelalTa- labani nin televiz>'onu El Hüniyet'te çalışan kadın muhabir Dina Muham- med Hasan'ın da evinin önünde öldürüldüğu be- ürtildi. Musul'da yol kena- nna yerleştirilen bir bom- banın patlaması sonucu bir sivil öldü, 6 kişi de ya- ralandı. Han Dari'de bir Amerikan konvoyu geçer- ken bir otomobilin infi- lak etmesınin ardından ABD güçlerinin ateş açtı- ğı belırtildi Olayda 1 Irak- lı öldü, 8 kişi de yaralan- dı.Bağdat'ta bir bomba- nın patlaması sonucuysa bir Amerikan askeri öldü, ikisı yaralandı. Bakuba'da da 2 subay.öldürüldü. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Avrupa Üzerinden 'Bizimkilerin' Oyunu - Içerde bir partimiz Avrupa'yı ve ABD'yi arkası- na almış. "Kendi misyonunu", ancak bunlaria iş- birliği yaparak yürütebileceğine inanıyor. - Sermayenin "gayri milli" olanı, yani kendi ge- leneğini Batı'nın büyük şirketlerine bağlı (ve bağım- lı) olarak geliştirebileceğinigörenleryalnızçokulus- lu şirketlerle değil, aynı zamanda Vaşington ve Brüksel ile işbirliği yapmak zorunda kalmışlar. - Çok güzel de "bu iki iç odağın" işbirliği yap- tıklan çevreler, kendi çıkarlan gereği Türkiye ve bölge üzerinde hesap yapıyorlar. Ve bu hesaplar siyasi ve iktisadi işgalleri öngören bir nitelik taşı- yor. - Türkiye içindeki ayrılıkçı bazı etnik çevreler de kuşkusuz, Batı ile işbirliği içindeler. Yumurta-tavuk bilmecesınde olduğu gibi, Batı mı bunları üreti- yor? Yoksa üreyip Batı ile işbirliğine mi gidiyoriar değerlendirmesi açık değil. Ancak "Kendiliğinden doğan gelişmeler olsaydı ABD '52' devlete, Fran- sa '8' devletçığe, Italya da 3-4 siyasi güce bölü- nürdü. Onlarda olmayıp bizlerde ortaya çıkması, bu işin daha çok dış kökenli olduğunu ortaya koy- maz mı? - Türkiye içinde bölünrnelerin temeli "Batı 'nin so- ğuk savaş sonrası şiddetlenen Türkiye ve bölge üzerindekiyeni hesaplanndan kaynaklanıyor. Gay- ri milli sermaye, gayri milli İslamcı siyasiler ve bö- lücüler Türkiye'nin Batı himayesi (mandası) altına alınmasını istiyorlar. Bu üç grubun amaçlarına ulaşması buna bağlı; gayri milli Islamcılar Cum- huriyete karşılar. Karşılannda askeri görüyoriar. Ancak Batı ipoteği altına girilırse askerin elinin ko- lunun bağlanabileceğini hesaplıyorlar. Kimler nereye bağlanmış... Gayri milli sermaye (şirket) çevreleri ise Batı'nın büyük şirketlerine zaten "bağlanmışlar". Türkiye de bütünüyle Batı'ya bağlı (ve bağımlı) hale gelirse iş- leri daha iyi yürüyecek: Içimizdeki Danimarka'nın itici gücü olarak bunlar, "Batıadına Türkiye'yiyö- netecekler". Batı memnun, kendileri memnun, ge- nsi de ite kaka yürütülür diye düşünüyoriar. Köylüyü ve kent varoşlannı sermayenin denet- leme olanağı yok. 1980li ve 199O'lı yıllarda böyle olduğu anlaşıldı. Cankurtaran simidi gibi "Batıcı İslamcı siyaset" yardıma geldi. Hem de Batı'nın "tam desteği" ile. ABD ve AB İslamcı siyasete destek verdi. Çünkü alternatifi Lula da Silva'lar, Hugo Chavez'lerola- caktı. Maazallah Türkiye'de onlar gibi düşünenler işbaşına gelir de; - köylünün çıkarı, - işçinin çıkan, - ulusal sanayi, - sosyal devlet, - karşılıklı çıkarlann korunması, - iç pazann çokuluslu şirketlere işgal ettirilme- mesi gibi politikaJar uygularlarsa Avrupa ve ABD'nin hali ne olur? Işte bu nedenle Batı için "İslamcı siyaset" her derde deva çözüm oluyor. Ipoteğin derinleştirilmesi... lleriemeRaporu'ndaTürkiye'ye, "üyelikiçingö- rüşmelere başlama" sinyali verilmesi üzerinde ko- panlan gürültü bundan. Görüşmelere bir kere baş- ianınca Türkiye zaten AB (ve Batı) ipoteği altına so- kulmuş olmuyor mu? Gümrük Birliği ile atılan adım derinleştirilecek ve Batı'nın sadece Vaşington ve Brüksel gibi mer- kezleri değil, onların şirketleri de, - siyasetimizi, - ekonomimizi, - kültürümüzü, - güvenliğimizi yönetmeye başlayacaklar. Ve herkes memnun kalacak; Türkiye üzerinde he- saplar yapan "Batılı dostlar" Kıbns'ta, Ege'de, Fe- ner'de, Güneydoğu'da, Ermeni tasanlannda, Ha- tay'da ve daha birçok şeyde amaçlarına ulaşa- caklar. Onlarla birlikte Cumhuriyet'ten, Atatürk'ten ve ordudan hazzetmeyenler de Kristof Kolomb gi- bi Batı üzerinden amaçlarına varacaklar... Geriye kala kala Türkiye ve onun halkı kalacak. Köylüsü bir ırgat gibi ÇUŞ'un denetimine girecek, ulusal sanayiye ve sanayiciye zaten hiç gerek du- yulmayacak. Esnaf da yapacak iş kalmayınca es- kiden olduğu gibi Danimarkalılann alışveriş paket- lerini arabalara taşıyarak bahşiş koparacak. llerleme Raporu'nun açıklanışında Prodi'nin, Verheugen'in yüzündeki gülücükler ve mutluluk her şeyi anlatmıyor mu? 6 Ekim günü Die IVe/f'te çı- kan beyanatımaşu başlığı uygun görmüşlen "Tür- kiye sonu olmayan tünelde". Oysa ben çıkışı ol- mayan tünel demiştim, neyse aynı kapıya çıkar! Daha açık olmak için Avrupa himayesinde Yu- goslavyalaştırma da diyebiliriz. Sahneye konan oyun budur değerli okurlar. Bu oyun Avrupa üze- rinden oynanıyor, hep birlikte... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Kolombiya raporu: Tecovüz bir savaş taktiği Dış Haberier Servisi -Uluslararası Af Örgü- tü, Kolombiya'da hem güvenlik güçlerinin hem sağcı milislerin hem de Marksist geril- lalanmn bir savaş tak- tiği olarak kadınlara te- cayüz ettiğini bildirdi. Örgütün raporunda, şiddet uygulamalannın ^düşmanı aşağüavarak cezalandırma ve dehşe- te düşürme" taktiği ola- rak görüldüğü belirtildi. Konunun "özel bir so- run" olarak algılandığı ve Kolombiya yöneti- mi ve kamuoyu tarafin- dan da yok sayıldığı kay- dedildi. Örgütyetkilile- nnden Susan Lee, "Cin- sel şiddetin kurbanı olan kadmlar tekrar tekrar suçlanıyor. Yalnızca kö- tii muameieye maruz kalmıyor, aileleri tara- fından reddediliyor ve übbidestek\erme\i red- deden hukuk sistemi ta- rafından da aşağılanı- yorlar. Saldırganlar na- diren adalet önüne çıkı- vor" dedi.