25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SA'FA CUMHURİYET 30 OCAK 2004 CUMA HABERLER Dİ)]N¥4PABUGm ALİ SİRıMEN Otaya Başfta Açıdan Bir Oaha Bakalım Haberi okuyunca, öfkem başıma sıçradı. Siz de ckıduysanız eğer, sanınm aynı duyguya kapılmış- sınııdır. AB Komısyonu ve Avrupa Biriiği üye ülkelerinin temsilaleri, hükümet yetkilileri ıle yaptıklan görüş- melerde, Türkiye'yi bir kez daha uyarmışlar - Bu Ceza Yasa Tassrısı böyle geçerse, siz AB'yi unutun! Bu tehdidin neden.. Ceza Yasa Tasansı'nın, ka- dınlan ıkınci sınıf gör&n yaklaşımı, hele hele erke- ğin, tecavüz ettiği kad ı nla evlenmesi halinde ceza- dan <urtulmasını öngören hükümleriymiş. AB Komisyonu ve üye ülkdenn çeşitli kuruluşla- nnın temsilcilerinin hükümete de ilettikleri bu teb- ditler, fazla tepki uyandırmasın diye kamuoyundan saklanmış. Doğrusu haberi okuyunca insan, tepkı gösterme- den edemıyor. - Bunlar da, birbin ûzerine yeni yenı bahaneler çıkanyorlar, hele Kıbns'ta istediklerini bır elde et- sinler, o zaman görün daha neler çıkaracaklar, di- yesi gelıyor. Ben de başlangıçta aynen bu tepkiyi verdim. Sonra oturup, olaya başka bir açıdan bir daha baktım ve doğrusu ya, ilk tepkımden utandım. •*•••*- Yanlış anfaşılmak ıstemem. AB'nin çeşitfi kuru- luşlannın ve Avrupa üllcelerinin politikacılannın Tür- kiye'ye içten, açık davranmadıklan ve çifte standart uyguladıklanna inanıyorum. Bu inanç gözlemlerim- den kaynaklanıyor ve t>ir sürü yeni olay da düşün- cemin doğruluğunu kanıtlıyor. AB samimi değıl, biriiği oluşturan ülkelerin polı- tikacılan da... Peki ama ya biz? Biz ıçten ve dürüst rnüyüz? Gerçekten değışiyor muyuz, yoksa artık politika- mızın temel öğelerinden biri halıne gelmiş olan ta- kıyyeyi bir de Avrupa'ya karşı mı uyguluyoruz? AB istediği için kimi yasaları çıkarmak, gerçek bir değişimın kanıtı mıdır? Kafalar degişmeden yasalar değışınce ne deği- şiyor? Eloğlu, bu durumda "İyi arna bir de uygulamayı görelım!" demekte haksız mı? Tayyip Bey'ın özü ıle sözünün, eylemi ile söyle- minin çelişmesine tepki gösteriyoruz da aynı şeyi ülke olarak, AB'ye karşı yaptığımızda, bizetepki gös- terilmesine neden kızıyoruz ki? * - • • Değişiyor muyuz, değişmiş mı görünmeye çalı- şıyoruz? Bu soru bir kuşkuyu içermiyor, ben değişmiş gö- rünmeyi yeğlediğimizi, ama pek fazla değişmedi- ğimizi düşünüyorum. Değişim girişimı, ancak kendi öz iradesiyle oldu- ğu zaman bir anlam taşır, yoksa dışardan gelen bas- kıyla olduğu zaman değil. Türkiye 20. yüzyılın başında kendi iradesiyle, ken- di karanyla, kendi amaçlanna yönelik olarak büyük bir değişim yaşadı. 21. yüzyılın başında ise 19. yüz- yılda olduğu gibi, dışannın baskısıyla değişmiş gö- rünmeyi yeğliyor. Yanlış anlaşılmasın! Türkiye Mustafa Kemal Atatürk reformlanndan bu yana da değişti. Ama bu değişim çağdaş dünya ıle uyum yönün- de değıl, tam tersine oldu. Baksanıza, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Fransa'nın türban konusundaki tavnnı bıle anlaya- mıyor. Oysa bu tavırAİHM karariannda da belirtildiği gi- bı, demokrasi ile çelişmiyor. Kararlan ve gerekçe- sini ya da türban ıle ılgili Stasi komisyonunun ra- porunu veyahut Jacques Chıirac ın konuşmasını okuyan herkes bunu anlayabilir. Ama Bay Erdoğan anlayarnıyor. Çünkü Bay Erdoğan başka bir zihniyetin ürünü. Evet tecavüz ettiği kadınla evlenmesi halinde, mütecavizın cezadan kurtulmasını öngören bir Ce- za Yasası ile Avrupa'ya giremeyiz. Bu tehdrt üzerine maddeyi değiştirebiliriz, ama kafayı değıştirebileceğimizi sanmryorum. Olaya biraz da başka bir açıdan yeniden bakın- ca. AB temsilcilerinin bu konudaki görüşlerini hak- lı buluyorum. Içım acıyarak da olsa ben dte aynı şeyi söylüyo- njrn: - Beyler bu kafa ile AB'yi unutun! Yalnız onunla da kalmıyor ve ekliyorum: - Yalnız AB'yi değil, tüm çağjdaş kurum ve kuru- luşlan da unutun! Resmi Gazete'de yayımlandı Bürokraside atamalar sürüyor A\KAKA(ANKA)- Hûkümetin bürokrasi- de yapüğı atamalarRes- mı Gazete de yayımlan- dı. Dışişlen Bakanlığı BaLkanlar Genel Mü- dûrlüğü'ne Konsolos- luk Işlen Genel Müdü- rü Büyülelçi Umur Apaydin, Konsolosluk Işlen Genel Müdüriü- ğû"ne ıse ıeftiş kurulu «yesi, Büvükelçi Nazif Muıat Ersavcı atandı. Tznm xe Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yarcnncılıgı'na Enerjı -veTıbii KLaynaklar Ba- kaalğı Eaerji îşleri Ge- nel Müdiiı Yardımcısı MthnetÇağıl. Bakan- lık Müşavırliği'ne de İrfuıDilsizgetınldi. Ta- nm 3akanığı Hakkâri II \4üdürlüğü'ne Bur- dur II Müdürü M. Atil- la IVolukısa. tstanbul tl Mü.dürluğü'ne Ahmet Kavak. Şanlıurfa II Mü- dürtüğü'ne de Bflgin Ay- dm atandı. Ulaştırma Bakanlığı Demiryollar, Lımanlar ve Hlava Meydanlan In- şaatı Genel Müdürlüğü Istaaıbul 4"üncü Bölge MücKirlüğü'ne HahıkJOb- rahinı Özmen getınldı. D-evIetîstatıstikEns- tıtüsü Hatay Bölge Mü- dürlüğü'ne, Edırne Böl- ge Müdürü Ökkeş Ku- lako»ğ]u atanırken Sos- yal Sıgortalar Kurumu Başlanlığı Yönetim Kurtılu Üyeliğı"ne (Ha- zine ) Selahartin ŞaJıin getiınldı. Onur Öymen, AB ilerleme raporundaki savlan ve hükümetin rakamlarını gündeme taşıdı CHP'denişkenceye takipANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkan Yardım- cısı Onur Öymen, Türkiye'deki iş- kence savlan ile ılgili soru önerge- sıne verilen yanıtta bu suç nedeniy- le 1 yılda sadece 3 mahkûmiyet karan yerildiğinin bildırildiğini ak- tardı. Öymen, "AB ilerleme rapo- runda ülkemizdeki işkence konu- sunda baa iddialar var. Rakam bu kadar küçükse, 1 yılda topu topu 3 kişi mahkûm olmuşsa ya bu iddi- alar geçersizdir ya da hükümet ge- reğmi yapmamaktadır. Bariz bir çetişki var, bunun takipçisi olacağız" dedı. Öymen dün düzenledığı basın toplantısında, AB Komisyonu'nun 2003 yılı ilerleme raporundaki iş- • işkence suçu nedeniyle bir yılda sadece üç mahkûmiyet karan verildiğini oysa AB raporunda pek çok iddia olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, "1 yılda topu topu 3 kişi mahkûm olmuşsa ya bu iddialar geçersizdir ya da hükümet gereğini yapmamaktadır" dedi. kence savlanyla ilgili soru önerge- sine verilen yanıtı aktardı. 33 personel hakkmda işlem yapıldı îçişleri Bakanı Abdülkadir Ak- su, 3 Kasım 2002 tanhinden 1 Ara- lık 2003 tarihine dek işkence savıy- la ilgili olarak 33 personel hakkın- da işlem yapıldığını. 18 personel hakkında takıpsızlik karan verildi- ğini, 15 kişi hakkında ıse adli ış- lemin sürdüğünü aktardı. Aksu, TCK'nın kötü muamele ıle ilgili 245 maddesıne muhalefetten 221 personel hakkında işlem yapıldığı- nı, bunlardan 97'si hakkında takip- sizlik. 3'ü hakkında mahkûmiyet karan verildiğı ve 97 personel hak- kındakı adli işlemin sürdüğunü bil- dırdı. Aksu. "söz konusu iddialar- la ilgili olarak görevden uzaklaştı- nlan veya devlet memurluğundan ve meslekten çıkarma cezası ile tec- ziye edilen personelin bulunmadı- ğuu" açıkladı. Oymen. Aksu 'nun yanıtlannı de- ğerlendinrken "1 yılda sadece 3 mahkûmnet var. Ya rapordaki id- dialar geçersiz, suçlamalar yerstz ya da iddialar doğru ama gereği yapıl- mıyor. 'Hükümetin takipçisi olacağız' İddialar gecersizse hükümet bun- lan reddetmeli, o\ sa raporun ob- jektif oMuğu söylendL İddialar doğ- ruysa gereği yapıfanaa. Ortada ba- riz bir çeüşki var. Hükümetin uy- gulamalannın yakın takipçisi ola- cağız" dedi. 'Raporiar imha edildi mV Oymen, Aksu'ya "AB Komisyo- nu'nun 2003 yılı ilerleme raporun- daki Türkiye'deki doktorlara bas- kı yapüarak işkence savlanmn üb- bi raporlarla desteklenmesinin ön- lendiği. bazı raporlann polis tara- nndan imha edildiği sa\lanm da sordu. Öymen, "Bu iddialan dog- rulayacak bilgj var mıdır? Varsa bugüne kadar sonımlular hakkın- da hangi işlemler yapümıştir? Yok- sa bu iddialann gerçek dişt olduğu AB Komisyonu'na bildirilmiş midir" sorularını yöneltti. 1 stanbul tl Sağhk Müdürlüğü önünde yapdan eylemde cezalanngeri alınmasını iste>en sağhk çahşanlan, 'Sürgünler, cezalargeri ahnsuı", 'Sağhk haktır, saülamaz' sloganlan atnlar. (Fotoğraf: EYLEM CÇOK) İçişleri Bakanı Aksudan itiraf: 'Toplutna kazandırma y sonuç vermedi • 6 Şubafta süresi dolacak Topluma Kazandırma Yasasf nda istenen sonuç alınamadı. Yasadan yararlanmak için kendiliğinden başvuran örgüt üyelerinin sayısı 600'ü geçmezken İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, "Infazlar örgüt üyelerini korkuttu" dedi. tLHAN TAŞCI Saghkçılara eylem cezası İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Tabip Odası (İTO) ve Sağhk ve Sosyal Hızmet Emekçileri Sendıkası (SES) üyelen "sağhğm ticarileştiril- mesine karşı" düzenlenen 5 Kasun eylemi nedeniyle bazı sağlık çalışanlarına verilen ce- zalan protesto ettıler. İstanbul ll Sağhk Müdürlü- ğü önünde yapılan eylemde cezalann gen alınmasını iste- yen sağlık çahşanlan, Anka- ra'da42, Istanbul'da da 7 kişı- nin "sürgün". "kınama" ve "uyan" cezası aldığını belirt- tıler. SES adına açıklama ya- pan tstanbul Şubelen Başka- nı SongülBeydüiL SES ve İTO üyelerı Dr. Selma Okkaoğ- hı'nun sürgün. Dr. GürayKı- hç, Dr. HüsevinDemirdizen ve Dr. Mahir Dönmezer'in uya- n, Ekrem Balh. Hüseyin Fi- danbo>- ve Dr. AM Kücükün b- nama cezalan aldıklannı belir- terek "Dr. Selma Okkaoğ- lu'nun görev yeriııin değiştiri]- mesi de sendika yöneticileri- nin sendikal faaüyetini engel- leme niteügi taşıması nedeniy- k kanunsuzdur. Bu tutumlarm- dan vazgeçmedikleri sürece SES ve İTO demokratik meş- ru haklannı ar^acaklardır" dedı. İTO Yönetim Kurulu üyesı Dr. AH Çerkezoglu da baskıla- nn ve antidemokratık uygula- malann mücadelelermı engel- leyemeyeceğını söyledı. Parasız sağlık hızmetı iste- dıkleri için cezalandınldıkla- nnı açıklayan ÎTO ve SES üye- leri, "Sürgünler, cezalar geri ahnsuı". "Sağhk hakur.safıla- maz" şeklinde slogan atarak "Ben suçlu>~um! Sağhk ocağı- na yazarkasa degiL ebe, hem- şire, personel istedim" yazılı dövızler taşıdılar Sağhk pi> asaya teslim KESK İstanbul Şubeler Plat- formu da Haydarpaşa Numu- ne Hastanesı Acıl Semsı önün- de düzenledığı eylemle Kamu Yönetımı Temel Kanunu Ta- sansfnı protesto ettı. KESK Şubeler Platformu adına konuşan Anadolu Yaka- sı Şube Başkanı Ozkan Tüm. Sağlık Bakanhğf nın, tasan- nın yasalaşmasını bekleme- den döner sermaye, sözleşme- lı personel ve aıle hekımliği uygulamalanyla sağlık alanın- da "pivasaa" anlayışlan uygu- lamaya başladığını behrterek "Bu yasa tasansı, kamu varhk- lannın özelleştirilmesine hız veren, bütçenin oluşumunda borçödemeleriniesasalan, eği- rinı, sağhk ve kamu yaünmla- rını yok sayan polirikalann uzannsıdu-" dedı. AP, ZANA DAVASINI TAKİBE ALDI BRÎTCSEL (ANKA) - A\Tupa Parlamentosu, geçen yıllarda Sakaro\- ödülünü verdıği Leyia Zana ıle diğer kapatılan DEP eskı milletvekillerinin yargılandığı davanın bundan sonraki duruşmalannı izleyecek. Brüksel'den yayın yapan ABHaber sitesine göre, A\Tupa Parlamentosu'nda Leyla Zana gözlemciler heyetı, toplanarak dava süresince gözlemci olarak görevlendinlecek parlamenterleri belirledi. Buna göre şubat ayında yapılacak duruşmaya Yeşil parlamenter ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk katılacak. Da\ a sürecini Mart ayında Ingiliz Parlamenter Richard Balfe'nin, nisan ayuıda ıse Türk kökenli Alman Parlamenter Ozan Ceyhun'un izlemesi kararlaştınldı. 23-24 Şubat tarihlen arasında Türkiye'yi zıyaret edecek AJmanya Başbakanı Gerhard Schröder'e eşlık edecek Ozan Ceyhun, davanın şubat ayındaki duruşmasına AP mıllervekili ve AB vatandaşı olarak katdacağını söyledi. ANKARA - Kuzey kak'ta bulunduğu belırti- len 5 bin PKK üyesınin teslim olmasını sağlama amacıyla çıkanlan Toplu- ma Kazandırma Yasası 'na başvurularda ağırlığı hü- kümluler oluştururken ce- zaevi dışından başvoıranlar- da beklenen sonuç sağla- namadı Içıslen Bakanı Ab- dülkadir Aksu, yasa çıkar- ken kendısının 2 bın cıva- nnda başvuru beklediğını söyledığını anımsatarak "BaşMiranlar bunun çok üzerinde. Ancak çok daha Ki olabiürdi" dedı. Aksu, PKK'nın üyelerine "müt- hiş baskı" yaptığını anla- tırken örgüt ıçı ınfazlar ne- deniyle de baskının kınla- madığını vurguladı. 6 Ağustos'ta yürürlüğe giren ve 6 Şubat'ta süresi dolacak olan Topluma Ka- zandırma Yasasf ndan bu- güne kadar cezaevlerinde- kı tutuklu ve hükümlüler- den yaklaşık 2 bın 500 ki- şi yararlanmak ıçın baş- vurdu. Yasadan yararlan- mak için kendiliğinden başvuran örgüt üyelennın sayısı ise 600'ü geçmedi. Yasadan yararlanmak için başvuran 1347 PKK'liden 447'sı tahliye edıldı. 61 PKK üyesı ise yasadan ya- rarlanmasına karşın belir- lenen süreyı doldurmadı- ğı ıçın henüz tahliye olma- dı. 812 PKK üyesınin du- rumu ise inceleniyor. ABD, yasanın çıkanl- ması durumunda Kuzey u*ak'ta bulunan PKK üye- lennin bölgeden çıkanla- cağını söylemesine karşın bugüne kadar somut bir adım atmadı. h^k'tan gel- mesı beklenen örgüt üye- sı gruplann ışlemlerinin hızlandınlması amacıyla oluşturulan Topluma Ka- zandırma Merkezlen de boş kaldı. îçişleri Bakanı Abdül- kadir Aksu, kendiliğinden başvuranlann 600 civann- da olduğunu, cezaevlerin- den ıse 2 bin 500 dolayın- da müracaat yapıldığını bıldırdı. Sonucun kendisi- nı tatmin edıp etmedığıne ılışkin soruya Aksu, "Çok daha iyi olabilirdi. Örgüt müthiş bir baskı uygula- dı" karşılığını verdı. Ör- gütün, üyelenne yönelik baskısının kınlamadığını kaydeden Aksu, "Toplu- ma Kazandırma Merkez- leri'ni özeUikie Kuzey Irak'tan başvurular için bazırladık, ama olmadı. Kim bilir ne %aatlerle on- lan orada tuttular. Kendi aralannda yasanın taroş- ma konusu edilmesi. örgüt içi infaza neden oldu" di- ye konuştu."Orgütten bir grup kopsaydı arkası ge- 01X0" dıyen Aksu, kendi- sinin hep bunu beklediğı- nı vurguladı. Aksu, örgüt elemanlannın cesaret gös- terememesi nedeniyle bek- lenen kopuşun gerçekleş- mediğini söyledı. îçışlen Bakanı Aksu, gelecek haf- ta süresi dolacak olan ya- sanın süresınin uzaülması- nın, kapsamının genişle- tihnesinin gündemlennde olmadığım bildirdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP Genel Başkanı Murat Karayal- çın'dan gelen biriik çağnsını, "HA- DEP'le olmaz. Çünkü onlar etnik te- mele dayalı siyasetyapıyoriar" diye- rek reddetti. Tartışmanın diğer bö- lümlerini, Baykal'ın Karayalçın'a yö- nelik sözlerini bir yana bırakıyorum, asıl Baykal'ın DEHAP'a yönelik de- ğerlendirmelerini ele almak istiyo- rum. Sırayla gidelim: DEHAP yasal bir parti. Ikinci olarak DEHAR Türkiye'de bir geleneği temsil ediyor. Bu gele- nek Kürt kimliğine dayanıyor. Arka- sında önemli bir kitle desteği bulunu- yor. Içinde güçlü bir Kürt milliyetçili- ği eğilimini de banndınyor. Milliyetçi- lik, her siyasi akım için bir handikap. örneğin CHP'nin işbiriiği yapabilirim dediği MHP de Türk milliyetçisi. Hat- ta daha da ileri giderek söyleyebili- riz; Deniz Baykal önderliğindeki CHP de son yıllarda Türk milliyetçisi bir si- yasi çizgiye oturdu. Bir siyasi partinın, Türk milliyetçisi olunca iyi, Kürt milliyetçisi olunca ka- Baykal'ın Karayalçın'a Cevabı... bul edilemez sayılması bir çifte stan- dart değil mi? Kaldı ki bir kimlik tale- biyle ortaya çıkan Kürtlerin kimlikle- rine yönelik birçok engelle karşı kar- şıya olması, onlann milliyetçi eğilim- lerini kışkırtıyor. Sonuç olarak DE- HAP, Türkiye parlamenter rejimi için- de kendisineyerbulan bir siyasi par- ti. Tıpkı Bulgaristan'da, Makedon- ya'da Türk kimliği temelli partiler gi- bi. Üstelik, Bulgaristan ve Makedon- ya'da Türkler açıkça kendi kimlikle- riyle siyaset yapabiliyortar. Türkiye'de Kürtler bunu açıkça ifade edecek ya- sal olanaklara sahip değiller. CHP gibi sosyal demokrat kimlik- li bir partinin, Kürtlenn kimlik talebi- ne sahip çıkıp, bu talebin demokra- si içinde çözüme ulaşması için gay- ret sarf etmesi gerekirken, yerleşik mil- liyetçi ve devletçi önyargılarla, suç- layıcı bir tutum içine girmesi üzüntü vericidir. Solda biriiği reddederken milliyetçi temalara sarılması da ayrı bir sorundur. Bu kadar düzen yanlı- sı bir siyasi çizgi, acaba Türkiye'de hangi demokratik ya da devrimci de- ğişim ihtiyacı için umut verici olabi- lir? DEHAP'ın siyasi çizgisini beğenme- yebilirsiniz, eleştirebilirsiniz de. Zaten seçim ittifaklan, birbirine aynen ben- zeyen siyasi akımlar içinde olmaz, farklılıkları olan siyasi akımlar içinde olur. Dün soldaki 6 siyasi partinin li- derleri bir araya gelerek seçim ittifa- kı yapacaklannı kamuoyuna ilan et- tiler. DEHAP, EMEP, ÖDR ÖTR SDP ve SHP genel başkanlan, "Emekten, demokrasıden, banştan yana olan siyasi partiler olarak..." diyerek ortak özelliklerini de ortaya koydular. Bu partilerin her biri diğerinden farklı sıyasetlerı savunuyorlar. Ancak birleştikleri noktalar daha fazla. Işte o birleştikleri noktalan da şöyle açık- lıyorlar: "Halkımız, 'laik ve şeriatçı' kamplaşmasının kıskacına mahkûm değildir. Demokratik Güçbirtiği hal- kımızın kendialternatifidir." Bu seçim ittıfakı "28 Mart seçimlerinde halk AKP'ye karşı Demokratik Güçbirliği'ni iktidar seçeneği yapacaktır" diyor. Yapabilir yapamaz, bunu aynca de- ğerlendirebiliriz. Ancak AKP'ye kar- şı solda birseçenek yaratmayı amaç- ladığı çok açık. 6 siyasi partinin lideri şu çağrıyı da yapıyoriar: "Biz aşağıda imzası olan partiler, AKP politikalanndan zarar gören sendikalar, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, aydınlar, sanatçılar, ilerici, yurtsever, demok- rat bütün kişi ve kurumlaria bir ara- ya gelerekbu seçimlerde güçlerimi- zi birteştiriyoruz.." Solda biriik yapmak kolay mı? Ta- bii ki değil. Solun, demokrasiye, ba- nşa, özgürlüklere sahip çıkan bir plat- form yaratması kolay mı? Tabii ki de- ğil. Görünen o ki CHP, genel seçim- lerde aldığı yüzde 19 oyla ve parfa- mento içinde tek muhalefet olma üs- tünlüğüyle, soldaki diğer güçlerle it- tifakyapmayı gerekli görmüyor. Bun- ları anlayabiliriz. Ancak milliyetçi ve devletçi söylemle AKP'ye karşı yarat- mayı düşündüğü seçenek, solun, toplumun önemli bir kesiminin en azından ilgisizliğine neden oluyor. "Bunlariktidar olsalar ne yapariar?" endişesi topluma yayılıyor. Zaten bu nedenle yerel seçimlere yaklaşırken toplumda ciddi bir muhalefet potan- siyeli ortaya çıkmıyor. Solda biriik gerekiyor. Bu biriiğin ilkeli bir biriik olması gerekiyor. Hay- di AKP'ye karşı birleşelim demekle ol- muyor. Hangi temel ilkeler etrafında birleşilecek? Devletçilik ve mılliyetçi- lik, solun en temel ilkesi olabilir mi? Demokrasi, barış ve özgürlük solun önündeki en temel hedefler olmak zorunda değil mi? Gönül istiyor ki dün toplanan 6 par- tiye CHR YTP ve DSP de katılsaydı. Farklılıklan korumak başka şey, fark- lılıklan dışlamak amacıyla değerlen- dırmek başka şey.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear