25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
«OCAK 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA JV U L i J. U M\ kulturiacumhuriyet.conn.tr 15 w ılmaz Erdoğan'la ekibinin yeni filmi ilkine kıyasla daha başanlı bir trajikomik yergi Doğu'dan hüzzam faslı SUNGU ÇAPAN dönemde. yılhryılı çalışıp dıdinerek ıradi oluşturduğu scibıyle (Bir Demet Ti- tro), tiyatro ve tdevızyonda 7'den 70'e svlenen, büyük birfcaşan öyküsünü gerçek- f*ırerek ünlenen, zananla 'delikanu Mük- ıntân abi'likten birpopüler kültür ikonuna ırı jşen, oyuncu, konedyen. hikâyeci ve şa- Vılmaz Erdoğan.sahne ve ekrandan son- e l attığı sinemada.Ömer Faruk Sorak'la rlıkte yönettiğı Vuontele'yle (2001) yap- *m çıkışın ardından yine otobiyografik (ellikler gösteren kendi senaryosundan, » t kendi ekibiylt, büyük bir biitçe ve ıdroyia çekip (bu kez tek başına) yönet- £i. BKM yapımı ikinci fîlmi Vizontele ıauba'da, ülkemizın yakın tanhine bakma- ; sürdürüyor. kişisel yaşamının güncesinı îrdede kamerayla \azarcasina. rüm zamanlann en çok seyTedilen Türk irni olarak sinematırihimize geçen, 1970'li jlann başında, de^letin unuttuğu Hakkâ- rdeki küçükbir kasaba sakinlerinın televiz- >nla tanışmasını amlatan Vizontele "de, ya- ln tarihimizinKıbnsHarekâtı'na denkge- H sıkıntılı bir dönemine. Güneydoğu pen- cresinden bakan Erdoğan, bu kez aynı ka- ±»anın ve sakinlerinin 1980 yazındaki hali prmelalini hikâye ediyor Vizontele Tu- ua"da. 'ln unutulmaz yaz mevslmi 23 yıl öncesinde, küçük Erdoğan'm, bir kmpozisyon yazamadığı için Türkçe öğ- rtmenince hor göri-ldüğü olaılda sabah blümüyle açılan film, fırtınanın gelişini hberleyen sessizlik misah, 1980'in darbe öcesindeki yaz me^simi ve 12 Eylül üstü- n odaklanıyor. 4O'lı. 50"li (ya da üstü) yaş- lrdaki kuşaklardan herkese mutlaka bir şkilde 'dokunan' 12 Eylül ko- nsunu geçmişte işleyen Ze- k Ökten'in Ses, Şerif tören'in Sen de Târ- kilerini Söyle, Mu- anmer Özer'in Sev- ojlı Bulut vb. gibi, djıa çok darbenin sınuçlan ve kur- bmlan üstüne çev- nmiş kimi cüretli ptlitik filmler zin- crine uzun yıllar s«nra yeni bir hal- kı ekleyen Vizon- ttle Tuuba'da. ön- clikle 1980'den ve h;men öncesinden ak- lımızda kalanlarla karşılaşıyonız: Dönemin sosyalleşme biçimi sayılan TV'li evlere ya- pılan zoraki televizyon misafirlikleri, siyah- beyaz TRT ekranını parselleyen Dallas gibi diziler, Modern Folk Üçlüsü İconserleri, ülke genelindeki sağ-sol hırlaşması, çıkarcı- fınl- dak politikacılar, üniformanın otoritesi, Dev- rimci Folklorik Kültür Derneği (DFKD) ya da Devrimci Evrensel Kültür Derneği (DEKD) gibisinden (!) sürekli birbirleriyle çatışan çeşitli solfraksiyonlanndalaşmaları gibi. Ve kütüphane müdûrü çıkagellr... Hem 12 Eylül'e giden kanşık sürece iliş- kin bir polilik film, hem de yeterince ifade edilememiş, toz pembe bir sevda filmi ola- rak ilgiyle izlenen Vizontele Tuuba'da, kan- sı (Idil Fırat) ve başta Deli Emin (Erdo- ğan) olmak üzere çevTedeki erkekle- rin kalplenni güm güm attıran. ayaklan felçlh güzel kızı Tu- uba"yla(TubaÜnsal)birlikte,eş- raftan AP'li politıkacı bozunfula- nnın Demirel'in ziyaretini bekle- diğı, kütüphanesı olmayan, yok- sul kasabaya atanmış aydın bir kütüphane müdürünün (Tarık Akan) çıkagelişi ve bü- tün olumsuz koşullara karşın çevresine ışık saçmaya başlamasıyla olaylar giderek şekil- leniyor. Açık hava sineması televizyona ye- nik düşen, eşraftan, her devrin adarnı (Cez- mi Baskın) ve işine son verilmiş eski bir be- lediyeci (Bican Günalan) gibi, tutucu, çıkar- cı, askere yağ çeken, taşra politikacılannın kütüphaneciden rahatsız olmalan kaçınıl- maz. Yasak, baskı, kısıtlama dönemi 12 Ey- Yönetmen, senaryo: Yılmaz Erdoğan / Kamera: Uğur içbak / Müzik: Kardeş Türküler / Oyuncular: Yılmaz Erdoğan, Attan Erkekli, Tarık Akan, Tuba Ünsal, Demet Akbağ, idil Fırat, Cezmi Baskın, Tolga Çevik, Salih Kalyon, Erdal Tosun, Bican Günalan, Meral Çetinkaya, Zeynep Tokuş / BKM yapımı 2003 (WB) LüPün patlak verişıyle 'çocukluğuna nokta koyup ergenliğe adım atan' küçük Erdo- ğan'ın ağzından, dönemin karanlık atmosfe- rinde geçen romantik ve naıf bir sevda ma- salı anJatan film. komediyle trajediyi birbi- rine kanştınp harmanlayarak, acı-tatlı bir so- nuca ulaşıyor. Şatafatlı bir tanıtım kampanyasıyla göste- rime sunulan, solcuyu da sağcıyı da alaya alan, etkileyici bir yergi düzeyine erişen filmde kasabamn cin fikirli-akıllı delisi, icat- çı, radyocu, motorcu Emın'i (Erdoğan) bu kez tabelacılık yapar. güvercin imzası atar ve dağa- taşa Tuuba ya da DFKD yazarken gö- rüyor, ülkenin yaşadığı politik kaosu anım- sıyor, büyük ölçüde yaşanmış gözlemlere, gerçekçi saptamalara dayanan. dozu kıva- mında kimi duygusal sahnelere alkış tutar- ken özellikle Emin rolündeki Erdoğan'm kikirdeyip zorlama komıklik yaptığı sahne- lere pek katlanamıyoruz. Dönemin ruhunu verme iddiasındaki ve büyük ölçüde yaşanmış gözlemlere dayanan film kıssadan hisse mesajlarla yüklü ama, sıkıcı bir politik filmın engebeli arazısinde değil, genelde hümanist, keyıflı ve eğlendi- rici bk seyirlik lunaparkında gibiyiz. Üçüncüsüne de kapı aralanıyor Yoksulluğun dizboyu olduğu, mahrumiyet bölgesindeki Hakkâri kasabası dekorunda. tiplemeleriyle, diyaloglarıyla Bir Demet Ti- yatro'nun şamatalı skeçlerini kameraya kay- deden ilk filme kıyasla, daha siyasal ağırhk- lı ve yalın bu Vizontele 2: toplumsal eleştirisi güçlü. düz anlatımıyla. hatta yer yer taşı gediğine oturtan esprile- ri ve mizahıyla, kuşkusuz çok daha kişisel ve başanlı bir yapıt. Senar- yo, görüntü, müzik ve oyunculuk bakımından daha usta işi. daha in- celikli ve aşınhklardan anndınl- mış bır yergi bu Vizontele Tuuba. Üçüncü bır devam filmine açık kapı bırakarak sonuçlanıyor. Pamuk Prenses'le Pollyanna ka- rışımı Tuba Ünsal'a kesik bir De- li Emin'in büyük olasıhkla yine başrolünü üstleneceği Vizontele 3'e herhalde küçük Erdoğan'm \ 12 Eylül 1980 tarihiyle günümüz / arasındaki yaşamı sığacak sanı- nz. Anlaşılan bu seriyle çocuklu- ğundan bugüne, kendi yaşamöykü- süyle birhkte ülkenin yakın tarihini de perdeye yazacağa benzer Erdoğan bir nehir roman şekhnde. Zengin kadrosunda Nejat Uygur, Ata De- mirer, Bahri Beyat, Deniz Akkaya gibi ünlü konuk oyunculann da boy gösterdiği filmde denizkızı sahnesi ya da civciv faslı gibi. Fellini özenrisi, olma- mış kimi sahneler de var sıntan. YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... B E Ş ENCEL / De Fem Benspd J>rgen Leth, Lars von Triernın eı favon yönetmenlerindendir. Lsth'in yıllar önce çektiği kısa film Kusursuz İnsan ı bir başyapıt o arak tanımlayan von Trier, şımdılerde Haiti'ye taşınmış, hjzurlu bir hayat süren Leth'i lendıne getirmek için bir proje geliştirir ve Leth'le bir anlaşma yıpar. Leth 'Kusursuz İnsan'ı beş kez daha çekecek, ancak her çekim Trier'nin koyduğu engellere gâre gerçekleştirilecektir... Leth aylarca Küba'dan Hindistan'a uzanan yolculuklar yaparak çekimleri sürdürür ancak Trier hatalara karşı sert ve acımasızdır. Leth, Trier'ain kurallarma göre fılmlenni çekerken ortaya sinema adına eşsiz yapıtlar çıkar. Leth ile Trier'nin de rol aldığı, bugün gösterime girecek olan "Beş Engel'i sinemaseverlere kazandıran Bir Film'i, Donnie Darko gibi geçen yıl getirttiği bazı başanlı fılmlerin ithalcisi olarak tanıyoruz. Beş Engel, zorlayıcı bir yaklaşımın Leth'i kendine getireceğini düşünen Trier için kendi yüzünde patlayan bir tokata dönüşüyor. Gothica Bugün gösterime giren bir başka yeni film de Fransız yönetmen Mathieu Kassovitz'in ilk Amerikan filmi olan ve Oscar'h ilk siyahi kadın oyuncu Halle Berry'yi başrolde yönettiği doğaüstü bir korku denemesi 'Gothica'. Diğer rollerinde Robert Downey Jr., Penelope Cruz, Charles S. Dutton, John Carroll Lynch'in oynadıklan filmde Dr. Miranda Grey (Halle Berry) uzman bir suçlu psikoloğudur. Miranda. Woodward kadm cezaevinde, psikiyatri koğuşunun başındaki eşinin yardımlanyla, Chloe (Penelope Cruz) gibi psikolojik hasarlı ve satanist işkencelerle cinayet işlemiş hastalanna yardım etmeye çalışır. Sonradan doğaüstü bir güce karşı mücadele ettığini fark edecektir... İCİ GÖZÜİZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK Kral atını Oscar' a sürüyor... Lars von Trier ile Jorgen Leth'in sıra dışı 'Beş Engel'i bugün başlıyor. Yüzüklerin Efendisi-Krahn Dönüşü, 11 dalda Oscar'a aday gösterildi. Sinema tarihinin bu görkemli yapıtı kendi alanında bir kült yapıt olma özelliğinı ödül almada da göstereceğe benziyor. Tolkien'in ünlü üçlemesinden sınemaya uyarlanan "Yüzüklerin Efendisi" özellikle karakterlerin işlenmesinde Shakespeare tarzı bir yol izlemektedir. Genç Hobbit Frodo ile arkadaşı Sam 'sadakat' sungeleri olmaktadır. Sadakat ve göreve bağlılık, üçlemenin başından sonuna kadar bu gençler tarafından ortaya konulmakta, yaşanan bütün güçlükJer bu duygularla aşılmaya çahşıhnaktadır. Gollum, hırsın, hasedin, buna bağlı sahip olma tutkusunun ne olduğunu, insanı nereden nereye getirdiğini anlatmaktadır. Bır yüzüğe sahip olmak için Gollum'un göze aldığı kötülükler hasetle yola çıkanm nasıl çirkinleştiğini göstermektedır. Cesaret, bütün kahramanlann ortak özelliğidir. Umut dolu bilge liderlik Gandalf'ta simgeleşmektedir. Aragorn. Legolas. Cimni dayanışması însanlığın bü>Tik duşmanı Sauron, karanlık güçlerini harekete geçirip tüm insanlığı tehdit ettiği zaman ona karşı koyacak güç, ancak birleşmelerle sağlanabilecektir. Bu güçleri bırleştirmek. cesaretlendirmek, sonra da ortak düşmana karşı harekete geçirebilmek uzun bir süreci gerektirmektedir. Bu süreçte akılh ve vicdanlı bir liderlik zorunlu olmaktadır. Işte bu güç günlerde Aragorn, Legolas, Gimni arasındaki dayanışma büyük bir önem taşımaktadır. Aralanndan Aragorn, beklenen büyük lider olarak zafer kılıcını kuşanmaktadır. Seçilen mekânlar. savaş sahnelen, savaşm döndüğü anlar ve zafere giden çileli yol. insanlann yaşadıklan çok çeşitli dönemeçleri anlatmada büyük bir başan Altın Küre sonuçlanna göre 'Yüzüklerin Efen- disi: Krahn Dönüşü' Oscar yanşında çok şanslı. kazanmaktadır. Oscar Ödülleri bir yana, Yüzüklerin Efendisi'nin üç bölümü de sinema tarihindeki yerlerini şimdiden almış sayıhnalıdır. Kralın Dönüşü adlı son bölüm de bu üçlüye yakışır bir final olmaktadır Gösterimde bir süredir kalmasına karşın filmi görmemiş olanlann görmelerini özellikle öneririm. Oscar'ın önemli adayı olan "Dünyanın Uzak Ucu-Master and Commander" da önemli bir film olmasına karşın Yüzüklerin Efendisi'nin sinema sanatında özel bir yeri olduğu kamsındayım. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Faşizm ve Aşk Seyir defterimize tiyatrolarla devam etmeyi tasar- lıyorduk. Nevarki, "Vizontele Tuuba"gündeminbaş köşesine yerieşiverdi. "Vizontele" ile sinemamızın hasılat rekorunu elinde tutan Yılmaz Erdoğan, "Vi- zontele Tuuba'' ile sinemadaki yerini sağlamlaştırı- yor. Aksamayan bir dramatik yapıya sahip olan film, insancıl bakış açısıyla 1980 Türkiyesi'nden gerçek- çi bir kesit aktanyor. Yaşadığı tüm acılara rağmen ayakta durmayı başaran insanımızın yazgısı, yara- tıcılığı ve direnci beyazperdeye yansıyor. "Vizontele Tuuba"n\n, farklı kaynaklardan gelen oyuncu kadrosu, filmin en büyük avantajı. BKM'nin temel taşlan Yılmaz Erdoğan, Attan Erkekli, Demet Akbağ'dan, sinemamızın usta oyuncusu Tank Akan'a, Tuba Ünsal, İdil Fırat gibi genç yetenek- lerden Cezmi Baskın, Meral Çetinkaya, Salih Kal- yon, Şener Kökkaya gibi emektar oyuncularımıza, mükemmel bir takım oyunculuğu... Yılmaz Erdo- ğan'm gücünü insan sıcaklığından alan senaryosu, 'Kardeş Türküler'in dört dörtlük müzikleri ve Uğur İçbak'ın görüntüleri ile daha da güç kazanıyor. "Vi- zontele Tuuba"da. izleyiciyi güldürmekle yetinmiyor Erdoğan, naif bir aşk öyküsünü yalın ve inandıncı bir anlatımla aktarırken, dönemin siyasal atmosferini başarıyla yansıtıyor. Sümbül Dağı'nın eteklerinde yaşanan bu aşk öyküsü, büyük kentlerde çoktandır unutulan temiz duyguları anımsatırken 12 Eylül ger- çeğı ile tanışmamış genç kuşaklara, bu dönemi an- latma işlevini de üstleniyor, küçük fırça darbeleriy- le; gülümseterek... Filmin finalini anlatmayacağım el- bet, henüz izlememiş olanlann keyfini kaçırmaya ni- yetim yok. Ama, çok başanlı bir final olduğunu söy- lemeliyim. Bugün de dağlara taşlara "Tuuba" yaz- ma cesaretini gösterebilecek delilere ihtiyacımız yok mu? • • • Evet, inadına "Tuuba"... inadınaaşk... Baskıcı top- lumlarda nefes alabilmek için mizaha ne kadar ihti- yaç varsa, aşka da o denli ihtiyaç var. Isterseniz si- nemadan tiyatroya uzanalım ve faşizmin karabasa- nına karşı aşkın gücünü vurgulayan iki oyundan söz açalım. Ettore Scola'nın ünlü filminden sahneye uyarlanan "özel Bir Gün", Hale Soygazi'nin içten ve yalın yorumu ile izlenmeyi hak ediyor. Maya Sah- nesi'nde başlayan oyun, şu sıralar Istanbul Bilgi Üni- versitesi'nin Dolapdere'dekisalonundasürüyor. Bil- gi'de faşizmi konu alan bir başka oyun daha var Universiteli gençlerin oluşturduğu Tiyatro Cande- la'nın "Ay Carmela"sı. Genç ve başanlı bır tiyatro topluluğunun (iki yılda "ölüm ve Kız", "Tavşan Tavşan" gibi iki güzel oyun çıkaran), Tiyatro Pera'da izlediğim "Seyir Defteri I Julia", mevsimin en önemli oyunlanndan biri. Nes- rin Kazankaya'nın. Lillian Hellman'ın yaşam öy- küsünden yola çıkarak yazdığı ve sahnelediği oyun, faşizmin yıpratamadığı insanı duyguların en güçlü- sü, aşk üstüne... Yitik bir kuşağın öyküsünü anlatan "Seyir Defteri"r\\ izlerken geride bıraktığımız yüzyı- lın acılanna tanıklık edeceksinız. Aşk. bütün halleri ile sahnelerimizde desek yeri- dir. Mevsimin bütün önemli oyunlan aşk üstüne. A- ma, bazılan aşkı toplumsal-sıyasal atmosfer içinde anlatırken bazılan soyut bir düzlemde ele alıyor. Is- tanbul Devlet Tiyatrosu'nda Işıl Kasapoğlu nun ya- lın rejisi ile sahnelenen "Kır"da Ülkü Duru, Almıla Uluer ve Celal Kadri Kınoğlu başanlı bir takım oyu- nu çıkanyoriar. Kadın-erkek ilişkisini ve 'oerçe/ci sor- gulayan bir oyun "Kır". Tıpkı, Akbank Prodüksiyon Tiyatrosu'nda Kasapoğlu'nun rejisi, Tilbe Saran ve Selçuk Yöntem gibi iki müthiş oyuncunun yorum- lanyla sahnelenen "Femando Krapp Bana Mektup Yazmış" gibi... "K/r"dan söz açmışken geçen ya- zımda yer alan bir hatayı düzeltmeliyim. "K;r"ın çe- virisi Zeynep Avcı'ya ait değil (Oyun Atölyesi'nde sahnelenen "Ermişlerya da Günahkârlar" çevirisin- den söz etmeliydim oysa); Roza Hakmen'in imza- sınıtaşıyor... İnsan belleğinegüvenmemeli... (Birha- ta daha: Hasan Öztürk'ün ve belediye başkanının işbirliği ile ınanılmaz bir tiyatroya kavuşan Ege ken- ti Söke değil. Selçuk! Vefa Ülgür gibi sanata duyar- lı bir başkanın kentine yanlış yapmak olur mu?) Dilerseniz biz gene Istanbul'a dönelim. Mahir Günşiray'ın yönetiminde Tiyatro Oyunevi'nin sah- nelediği Gogol'ün "Evlenme"s\ de kadın-erkek iliş- kisi veaileüstüne.Tıpkı, "Kır", "FemandoKrapp..." ve Dostlar Tiyatrosu'nda izlediğimiz Behiç Ak'ın "FayHattı" gibi... Haftaya devam ederiz... vecdisayar(f yahoo.com Fotoğraflara yansıyan sevgi' • ADANA (AA) - Adana Rotary Kulübü tarafından düzenlenen \e 32 ülkeden 202 sanatçının 892 fotoğrafla katıldığı 'Sevgi' konulu uluslararası fotoğraf yanşması sonuçlandı. Renkli baskı dalında Ömer Serkan Bakır altın madalyaya, Noha F. Al Ghaleeb (Suudi Arabistan) gümüş madalyaya, Kong A. Siou Max (Yeni Kaledonya) bronz madalyaya değer görüldü. Yanşmanın Jüri Özel Ödülü'nü DianaCarlo (Belçika), Adana Rotary Kulübü Özel Ödülü"nü Saygı Uygur, Çağ Üniversitesi Özel Ödülü'nü Elif Baliç ve AFAD Mehmet Baltacı Özel Ödülü'nü Özer Kanburoğlu kazandı. Saydam dalında ise Digarq Monique (Fransa) altın madalya alırken Hasan Metin Soner gümüş ve bronz madalyalann sahibi oldu. Çağ Üniversitesi Özel Ödülü Klaus Strehlke'ye (Almanya), AFAD Mehmet Baltacı Özel Ödülü Eero Hauta-Aho'ya (Finlandiya) verildi. Yanşmanın sergi açılışı ve ödül töreni, 28 Şubat günü Adana Hilton Oteli'nde yapılacak. BUGUN • ATATÜRK KLXTÜR MERKEZİ'nde 19.30'da Gülden Turah'nın Anısına' adlı İDSO konseri. Şef: Yusuf Güler Aksöz Solistler: Yusuf Güler Aksöz (keman), Ayşe Özbekligil (keman), Ercan Irmak (ney). (0 212 251 56 00) • CRR KONSER SALONU'nda 20.00'de \'itto Meirelles Trio konseri. (0 212 232 98 30) • İŞ SANAT KONSER SALONU'nda 20.00'de Vitto Meirelles Trio konseri. (0 212 232 98 30) • NARDIS JAZZ CLUB'da 22.30'da Lezizmor konseri. (0 212 244 63 27) M NÂZIM KÜLTÜREVt'nde 19.30'da 'Mustafa Suphi ve Onbeşler'i Anıyoruz' başlıkh anma. (0 212 245 04 81) -
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear