Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtyaz Sahibi: CLMHTRIYET VÂKFI
adm İLHAN SELÇUKI
Genel Yayın Yönetmenı:
Yıldız # Yazıişleri Müdürü:
# S l Mülü M
İbrahim
# ş Safim
AJpaston#Sorumlu Müclür Mehmet
Sucu # Haber Merkezi Müdürü:
Hakan Kara
îîtıhbarat Cengiz \ ildırım • Ekonomı Öz- Yayın Kurulu. tDıanSelçuk(Ba§- Ankararemsılcısı.VInstafaBalba) AtaturkBulvanNo !25.Kat4. MuesseseMüdürii:
lem Yüzak • Kültür Eeemen Berköz • Spor: kan).EmreKongar(Danışman). BakanJıkiar Tel 4195020<"haıı. Faks 4195027«tzmırTemsdcısı. Erol Erkut •
Abdülkadir Yiicelman • Makaleler: Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKızık.H ZıvaBh 1352 S 23Tel 4411220. Faks 4418745
raören • Düzeltme Abdullab Yazıcı • Bıl- kaya, Şiikran Soner, Fbrahira #AdanaTemsı)cısı'ÇetinY^eDog)ıı.İnonüCd I19S No.l l.Tel ,,
gı-Belge EdibeBuğra • Vurt Haberlen. Meh- Yıidız. Orhan Bursalı, Musta- 363 12 11. Faks: 363 12 15 Antalya Temsılcisı Ahmet Onıçoğhı
K o r u l s a n
met Faraç • Avrupa Temsılcısı Güra) Oz fa Balbav. Hakan Kara. CumhumetCad 80 5Tel. 0242248005"Fax 2430509 ' "
r
" " ' "
Bılgı Işlem. Ahmet
Sa-
tış Fazilet Kuza
• GenelMudur\urs>Öz*ek«
Reklam ûenel \ludui \ rd -Vlie»
•RfflEnas\cn\eTeknA.Mdek
Tdo:T?«n-s- BjratçugiJTd. 0212 3543398
Faisı;ı:w.-v e-maıl reUamitaİLvmıcomtr
\>™nla>iD:VenıGun Haber Ajan,ıBaamveVa>TiKÜJ. \ Ş Tudocığı Cad 394J Cagatoglu 54"4/sanbui PK C-I6- Sııiscı W î Isl Tel ıa:ijı 5\1 0< >; il< hal)
f-aL- (ij l'.Zı 513 V ">5 Basfcı: Meriez Gazeıe Dera Basım Yaymcıiık San \e TIÎ AS Barbaros Bul\an \ o \2> Bffijildaş - İ5i DağtOm: Merke/ Daimm Pazarlama San \e TK A $ 2IOCAK2004 Imsak" 5.46 Güneş 7.18 Ögle 12 22 Ikındı: 14 50 Akşam P.15 Yatsı: 18 39
Melbourne'de TV anzası
• Çpiri Servisi - Avustralya Açık Tenis Turnuvası
maçlannın oynandığı Melbourne Park'ta reklamlann,
çocukprogramlannın ve turnuvayia ilgili detaylı
bilginm gösterildiği dev bir televizyon ekranı
bulunuyor. Dün, bu ekranda kısa süreli
bir anza meydana gelmesi nedeniyle yetkililer acilen
tamircıyi çağırdı. Çocuklann çok sevdiği TV
kahramanı "Elmo" serüvenlerinin gösterildiği sırada
anza olması, en çok anne-babalanyla maç seyretmeye
gelen minikleri üzmüştü. Ancak,
vinçle dev ekranın tepesirıe kadar tırmanan tamirci
Jasa sürede anzayı gidererek herkesin yüzünü
güldürdü. (Fotoğraf: REUTERS)
Şarkı söylemek gerek
• FRA\KFURT (AA) - Alman bilim adamlan, şarkı
söylemenin bağışıklık sistemini giiçlendırdiğini tespit
ettiler. Frankfurt'taki Johann Wolfgang Goethe
Üniversitesi'nde görevli bilim adamianrun yaptığı
araştırmaya göre, 60 dakika şarkı söylemek
bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bilim adamlan
Hans Günther Bastıan ve Gunter Kreutz.
antikor türü olan immunoglobulin A düzeyinin
bağışıklık sistemının durumu hakkında bilgı verdiğini
belirttiler. Frankfurt Kilise Korosu'nun
bir saatlik provasından önce ve sonra koro
üyelerinin kanını alan bilim adamlan, şarkı söyleyen
üyelerin immunoglobulin A değerlerinin
yükseldiğini, şarkı söylemeyenlerin değerlerinin
değişmediğini tespit ettiler.
Sarhoş filleri elektrik çarpü
IGUVAHATt(AA)-
Hindistan'da
birayla sarhoş
olan filler elektnk
direğıne saldırdı,
hayvanlann
dördü öldü.
YereJ yetkililerin
açıklamasına
göre.
kuzeydoğudaki
Meghalaya
bölgesınde
köylülerin
tanklarda muhafaza ettiğı
pirinç birasını içen vahşi filler. "kafayı bulunca"
yakınlardaki elektrik direğine saldırdı. Fillerin
darbesine fazla dayanamayan yüksek gerilim hattı
direği sürünün üzerine devrildi. Cereyana kapılan
fillerden dördü orada öldü.
Harry Potter'm taslak baskısı
• LONDRA (AA) - Harry Potter'ın ilk macerasını
içeren "Harry Potter ve Felsefe Taşı"nın taslak bir
baskısı. 2 bin 642 dolara satıldı. Müzayede kunıluşu
Bonhams'dan yapılan açıklamada, yazar J.K.
Rowling'in adının yanlışlıkJa J. A. Rovvling olarak
yazıldığı taslak baskı. kimliği açıklanmayan bir kişi
tarafindan alındı. Taslak baskının dün yapılan satışı.
yazann adı yanlış yazıldığı için ve sadece 100 adet
basılmış olduğu için çok ilgi gördü.
Yaşfalara hareketsiz kalınayın çajjraı
• NEW YORK (AA) - ABD'nin
89 yaşına basan "fitness gurusu"
Jack LaLanne, yaşlılara
hareketsiz kalmamalan
çağnsında buJundu.
Amerikan
televizyonJannm ilk
fitness
programını 1951 yılında
başlatan ve 1985'e kadar
sunan LaLanne, 89 yaşına
bastığı bu günlerde
Kaliforniya"dakı evinde
gazetecilere yaptığı açıkJamada,
yaşı ilerlemiş olanlan hareket etmeye ve
egzersız yapmaya davet etti. Hersabah05.00'te
kalkarak spor salonuna giden LaLanne, ağırlık
çahştıktan sonra 2 saat yüzüyor, 50 yaşındaki eşi
Elaine ile 1J hektarlık arazilerinde yürüyüş yapıyor.
Prof. Dr. Üstün Dökmen, yasaklarla yetiştirilen nesillerin ilişkilerinin sağlıklı olmadığını söyledi
Türk insanıyaşamıizliyor'ANKARA(CumhumetBürt)su)
- Ankara Üniversitesi Eğitim Bi-
limleri Fakültesi Öğretim Üyesi. ti-
yatro oyunu yazan ve televizyon
programcısı Prof. Dr. Üstün Dök-
men, Türkiye'de, anne babalann,
çocuklanna doğduklan andan ıtiba-
ren, tt
C»! EHeme", "Çocuğmn ya-
sak!" uyanlannda bulunduklannı
belirterek, bu şekilde eğitim alan ço-
cuklann büyüdüklennde. hayatta
da "eflemediklerini". sadece izle-
mekle yetindiklerini bildirdi.
Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, ka-
palı gişe oynayan "Komşu Köyün
Delisi" oyununun da yazan olan
AKUPUNKTUR
Iğnelerin
mucizesi
görüntülendi
BERLİN (AA) - Çok sayıda
hastahğa iyi geldiği bilinen
akupunkturun beyne etkisi
görüntülendi. Alman "lifeline"
dergisindeki habere göre bilim
adamlan, fonksiyonel manyetık
rezonans tomografisi (fMRT)
yardımıyla akupunkturun beyne
nasıl etki ettiğini gösterdiler.
Haberde, bu sayede, çok sayıda
hastahğa olumlu etkisi çeşitli
araştırmalarla saptanan, fakat
nasıl etki ettıği konusunda somut
açıklamalar getirilemeyen ve bu
nedenle kuşkuyla yaklaşılan
akupunktur yönteminin
yaygınlaşacağı belirtildi. Bilim
adamlan, belirli akupunktur
noktalanna yapılan uygulamanın,
beynin spesifik bölgelerinin
faaliyetini değiştirdiğini fMRT
sayesinde gösterebildi. Bilim
adamlan, akupunkturun etkisini
tam olarak çözebılmek için bir
dizi fMRT incelemesinin
yapılması gerektiğini belirterek,
bu yöntemin, bilimsel kanıtlann
elde edilmesiyle daha çok hekim
tarafindan benimseneceğine
inandıklannı kaydettiler.
• Tiyatro oyunu yazan ve televizyon programcısı Prof. Dr. Üstün Dökmen,
yasaklarla yetişen çocuklann büyüdüklerinde, yaşamı sadece izlemekle
yetindiklerini söyledi. Dökmen, Türk insamnın televizyon konusunda geçiş
döneminde olduğunu vurguladı.
Dökmen, her insanın içinde bastı-
nlmış duygular olduğunu, oyunu
izleyen herkesin kendinden bir şey-
ler bulduğunu söyledi.
Ebeveynler dHclcat
Ebeveynlerin, çocuk eğitiminde
çok dikkatli olmalan gerektiğine
dikkat çeken Dökmen, "Çocukla-
nmıza bağb ohnak rvi ama, biz bağ-
b ofananmötesindebağımh ohı>oruz.
Çocuklarunızı sevmelhiz ama, biz
sevgide de çok ileri gkihoruz. On-
lan tehlikelere karşı uyarnıaü, an-
cak bunu da çok abartmamalıyız.
Çocuklara eOevebikcekJeri dokuna-
bflecekleri makul alanlar oluştur-
maMiz" diye konu^tu. Insan ilişki-
lerinde kıvamı tutturmanın, ilişki-
lerin sağhğı açısından önemli oldu-
ğuna işaret eden Dökmen, büyük-
şehirde yaşayan insanlann, hayat
temposunun yogunluğunu gerekçe
göstererek "selamlaşmajı" bile an-
garya olarak gördüğünü söyledi.
Köyde ve şehirlerde yaşamlannı
sürdüren insanlann ilişkilerinde
farklıhklar olduğunu ifade eden
Dökmen, "Köyde imece, yardını-
laşma var. Kentte tek başınasınız.
\almz iliskilerimizdc ölçülü olmak
zorundayız. Komşumuzla göriiş-
mek gûzel ama, 'çat kapf gitnıek
yannş. İşverinde, patronun kızun,
oglum' şektmde>apögı lütaplaryan-
lış. Bu yaJonhğm sonu yok. "Vıeık vı-
cık' dhaloglar çok sakmcan. tlişki-
lerimizde kıvamında bir resmiyet
olnıair dedi.
Türk insamnın televizyon konu-
sunda geçiş döneminde olduğunu
anlatan Dökmen, yapımcılann ka-
liteli programlar, izleyicilerin de
seçicilik konusunda titiz olmalan ge-
rektiğini kaydetti.
ÜÇ KlŞtYE BtR DtŞ FIRÇASI
Çürüklere
dişimizi
geçiremedik
EYLEM LÇOK
New York'ta a\larca kapah
* £Palyaçofotoğrafçektınrse...Sirld" AMistralya'da. Günlerce
öncesinden biletierini alan Sydnc\ liJerin he>ecan)a bekledikleri gösterilerin başlama tarihi öncesin-
de, tanıtım amaçlı bir basın toplanüsı düzenlendL Bakıcılany la büiikte basını selamlayan filler, may-
munlar ve diğer hayvanlann ysmı sıra paJyaçolar da medya mensuplanyla buluştu. (RELTERS)
Diş çürüklen oranmın yüzde 90"lara
ulaştığı Türkiye'de. gelişen teknoloji
sayesinde ağız ve diş saglığı konusunda
önemli gelişmeler sağlandığı bildirildi.
Türk Diş Hekimleri Birliğinin verilerine
göre Türkiye'de yılda sadece 10 bin kişi
diş ipi kullanıyor. Yılda 1 kişiye 4-6 diş
firçası düşmesi gerekirken 3 kişiye 1 diş
fırçası düşüyor. Tüketılmesi gereken diş
macunu miktan yılda 400-500 gram ıken,
Türkiye'de 85 gram civannda diş macunu
kullanılıyor. Istanbul Diş Hekimleri Odası
Başkanı Rıfat Yüzbaşıoğlu. ınsanlığın
ağız-diş sağhğı yönünden bugünkü kadar
rahat etmediğini belirttı. Hareketli diş
protezi takma başta olmak üzere birçok
zorunluluğu ortadan kaldıran ve bellı
sınırlar içensinde kemik dokusu oluşturan
ımplantlar sayesinde özellikle yaşhlann
hareketli protez kullanmak zorunda
kalmadığını söyleyen Yüzbaşıoğlu,
uygulamayla yüzde 80-90 oranında
başan sağlandığını belirtti. Yüzbaşıoğlu,
kemik erimesi, diyabet hastalan ve kalp
rahatsızlığı olanlarda bu yöntemin
kullanılamadığını söyledi.
Akdeniz SualtıAmştırmaları Merkezi 'nin çalışması
Aynı yerde iki ayn
antik liman bulundu
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'...Balık Nereden Kokar?..'
GliRSUKUVT
AMALYA -Akdeniz'ın
doğusundaki, antik
yerleşimlerin denizle
ilişkisini aydınlatmaya
yönelik çalışmada
Gazipaşa'nınMÖlOOO'li
yıllarda bi]e önemli bir
ticaret merkezi olduğu
ortaya çıktı. Bölgede iki
antik limana ait kalıntılann
yanı sıra MÖ 2-3 binli
yıllara, Roma, Bizans ve
geç Roma dönemıne ait
çapalar bulundu. Mtalya
Müzesi bünyesindeki
Akdeniz Sualtı
Araştırmalan Merkezi'nce
yürütülen çalışmalar
sonucunda bölgede en az
beş bin yıldır deniz
ticaretinin etkili olduğu
kanıtlandı. Tarsus'la
birlikte deniz ticareti
yapan en eskı yerleşim
yerlerinden bin olan
Gazipaşa'nın güneyden
gelen tüm rüzgârlara açık
lımanlann geçici bannma
için kullanıldığı tahmin
ediliyor.
Parisy
ten Finmm
rüzgârı geçti
Dünya modasırun başkenti Paris'te
düzenlenen haute couture haftasında
birbirinden ünlü nıodacılar tasanmlannı
tanıtma firsati bulu>or. Ingüiz tasanmcı John
GaDiano'nun kentin seçkin modae\1erinden
Christian Dior için haarladığı kreasyon
bunlardan sadece biri. Eski Mısır'da ghilen
kıyafederden esinlenen GaDiano'nun firavun
küığuıı andıran bir kostümfi kadınlar için
bazaiaynrak pod>uma çıkardığı manken
biiyükUgi gördü. (REUTERS)
Refet Paşa'nın Keçiören'deki evinde, o gece
Hüseyin Rauf Bey; hakikatte, Inkılâbı -dola-
yısıylaTürkiye'yi -yeniden 'Sistem'in denetimine
sokacak, önerilerde bulunuyordu; zira sözlerine
şöyle devam etmiştir:
"...bunlardan başka, umümi mütâleam da
vardır bizde vaziyet-i umumiyeyi tutmak güç-
tür; bunu ancak, kimsenin erişemeyeceği ka-
dar yüksek görülmeye alışılmış bir makam te-
min edebilir; o makam da 'Hilâfet'tir. Bu maka-
mı lağvetmek, onun yerine başka mâhiyerte
bir mevcûdiyet ikâmesine çalışmak, felâket ve
hüsrânı mûciptir, asla câiz olmaz!.."
Asıl anlamfı olan, Refet Paşa'nın da, Hüseyin
Rauf Bey'e 'tam destek' vermesi; GâzTnin nak-
lettiğine göre, o da diyor ki:
"...tamamen Rauf Bey'in fîkir ve mütâleası-
na iştirâk ederim; filhakika bizde, Padişahlık-
tan ve Halifelikten başka bir şekl-i idâre mev-
zubahis olamaz".. (Nutuk, cilt 2, s.684).
Hüseyin Rauf Bey, - sanki Kurtuluş Savaşı, ha-
nedanın kurtanlması ve devletin, onlann istediği gi-
bi Ingittere'nin himâyesi ve nüfûzu attında kalma-
sı, amacıyla yapılmış gibi; -bilâhare muhalefete
geçecek; Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı ör-
gütleyerek, muhâfazakâr ve liberal; gizlice padişah-
çı -aslında 'Batı'cı- bir parti kuracaktır. Bu vesiley-
le, Ismet Paşa'nın o dönemi nasıl değerlendirdi-
ğine eğilmek, birkaç bakımdan yararlı görünüyor;
önce ne demiş, onu görelim:
"...Terakkiperver erkânı, reformcu kimseler-
di ama, Osmanlı reformcusu idiler. (buraya dik-
kat!) Ben dahil hiçbirimiz, reformculukta Ata-
türk metodlannı daha evvel görmüş, düşünmüş,
benimsemiş değiliz. Atatûrk metodları mey-
dana çıkınca, ben sükûnetle vaziyeti mütâlea
ederek, 'hâlin, zamanın tedbirleridir' diye dü-
şünmüştüm. Atatürk'le konuşmalanmızda, 'ya-
pılabilirse, bu şimdi yapılır' dediği zaman, be-
nim inanmam, ötekilerin korkması, farkımız
bundan geliyor.." (Hatıralar, cilt 2, s.204)
Acaba yalnız ondan mı?
Aç kapıyı bezirgân başı...
Bilirmisiniz ki, dışandaki basın ve siyasetçiler ('Sis-
tem' anlayınız); Türkiye'nin o güç yıllannda,
MustafaKemali, 'tambağımsızlık've'özgüriük'
tutkusu yüzünden, şiddetle eleştirmişler; açıkça,
Hüseyin Rauf Bey'i ve partısini desteklemişlerdir.
Daha sonra bu destek, liberal düşünceli bir parti
olan Serbest Fırka'ya ve lideri AJi Fethi Bey'e ve-
rilmiştir. Ingıliz basını, özellikle ekonomi gazetele-
ri, 'Sistem'in Türkiye'yi neye uygun gördüğünü,
açıkça anlatmaktadır.
"...TBMM tutanaklanndan da görüleceği gi-
bi, savaş sonrası Türkiye'sinin liderleri, yoğun
ve sürekli bir kalkınma hamlesinin 'anavatan'a
sağlayacağı yararlan çok ryi bilmektedirler, ne
var ki bu hedefe ulaşmak için büyük paralar riar-
camak zorunludur ve Türkiye'de para yoktur,
demek ki bu paranın yabancı para piyasalann-
dan gelmesi gereklidir. Devletin yüksek çıkar-
lan, Türk bakanlann ecnebi kapitalistlere kar-
şı takındıklan olumsuz tavn, bir daha gözden
geçirmelerini ve yabancı sermayeye güven ve-
recek önlemlere yönelmelerini gerektiriyor..."
(17 Haziran 1936, The Economist).
"...Fethi Bey, ölüleri diriltemez, fakat sürgün-
deki Türkleri geri çağırarak yanına aldığı; bir de
yabancı sermâyenin ülke kalkınmasına katılma-
sı için gerekli koşullan yaratabildiği takdirde,
partisi için başan yollan açılacaktır..." (The Eco-
nomist, 16Ağustos 1936).
Kuşkusuz farkındasınız. Hepsi aynı şeyi söylü-
yorlar: 'ecnebi sermayeye açılınız, ulusal bağım-
sızlıktan vazgeçiniz, yoksa açlıktan kırılırsınız vs.
vs. vs...'
Nasıl görmüyorlar?
Gerfye dönüp, dikkatle bakılınca, ne görülüyor?
Ülkemiz, Devlet-i Aliyye döneminde de, -
özellikle Tanzimât-Hayriye'den sonra-; Cumhu-
riyet döneminde de -ilk yıllanndan itibaren, fakat
asıl II. Dünya Savaşı sonrasında-; 'Batı'lı Beyaz
ve Hıristiyan' Emperyalist, 'Sistem'ce, sürekli
'uzaktan kumanda' ile yönetilmek istemiştir. Üç
aşağı beş yukan, benzer bir platform üzerinde
benzer kişiler, ulusal ve tam bağımsız -dolayı-
sıyla anti/emperyalist- bir politikanın; Türki-
ye'nin kalkınmasına hizmet edemeyeceğini id-
dia edip durmuş, ısrarla 'açık kapı siyâseti' ve
'ecnebi sermâye iştirâki' savunulmuştur!
İyi hoş da, neden hıç kımse sorunu, bir de öte-
ki taraftan değerlendirmeyi düşünmüyor: hepimiz
biliyoruz ki, CHP'nin Türkiye'yi 'Sistem'e bağla-
dığı yıllardan bu yana, Türkiye, Kemalist tavır ve
tutumunu terk etmiş; her gün biraz daha fazla, on-
lann istediği liberalliğe yabancı sermâyeyle işbir-
liğinesürüklenmiştir; yâni, neresinden baksak, ya-
nm yüzyıldır devlet tam da Batı'nın, Batıh'nın -kı-
sacası Emperyalizm'in- istediği yoldadır; öyle ol-
duğu halde, ulaşılan sonuçlann; Cumhuriyet'i ku-
rarken Anadolu halkının, hayâlini kurduğu, sonuç-
lar olduğu iddia edilebilir mi? Ne münâsebet!
O kendisini, kimisi 'Avrupah', kimisi 'Müslü-
man', kimisi 'Post/Modern' olduğunu sanan 'hız-
lı aydınlanmız'; -çok daha güçlü olduğu halde,
devletin; Tanzimât/Mütâreke arasında içine
düştüğü 'perişanlığın', içinde çırpındığını nasıl
görmüyor?
e-mailrtilahanft isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88