Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 OCAK 2004 ÇARŞAMBA CUMHURIYIT: SAYFA
17
2 Erdoğan
m Hoüyvoodia
3 tanışacakmış.
£ Ovunculuk dersi de
ea rersm!
BekJronik posta: denizsomecumhitfiyetcom.tr
- Erdoğan, Islam Ortak
Pazan'na karşıymış...
"OrtaklıÇı kabul etmiyor.
patron olmak istivori"
Seven-Eleven
rı
i
Gazi Üniversrtesi'nden
Dr. llkay Orhan'ın,
Ingirtere gezisi
sırasında Londra'nın
ünlü Trafalgar
Meydanı'nda imza
toplayan bir grup
dikkatini çekiyor.
Yanlanna gidip
bakıyor. PKK-
KADEK mjlrtanlannın
Abdullah Öcalan'ın
serbest bırakılması
için imza topladığını
görüyor. Or. llkay
Orhan, terorizme karşı
olduğunu ifade eden
bir Avrupa ülkesinde
terorizme destek
kampanyasının nasıl
bir çrfte standart
oluşturduğunu
düşünürken dikkatini
kampanyanın
tanrtımındaki bir başka
görüntü çekiyor.
PKK'lilerin imza
kampanyasını
destekleyen kuruluşlar
arasında Türkiye'de de
mağaza zincirleri
kuran Seven-Eleven
fırması bulunuyor.
uvayı Mıllıye Gençlığının Sesı olarak on beş
günde bir yayımlanan "Gençlik Cephesi"
dergisi son sayısında, YÖK Yasa Taslağı'nı
kamuoyundan gizlenen maddeleriyle biriik-
te açıklıyor. Taslağın 33. maddesi ile devlet üniversi-
telerinin yerini vakıf şemsiyesi altında özel üniversi-
telerin almasının hedeflendiğini belirten "Gençlik
Cephesi"nin eleştirdiği maddelerden bazılan şöyle:
"Üniversiteye kaynak yaratmak adıyla özel sektör
ve vakrflarla ortaklık ve şirket kurma yolu açılarak
üniversitelerticari kuaıluşlara dönüştürülmek isteni-
yor. Bundan böyle üniversiteler, kâr amacıyla hare-
ket eden kuruluşlar haline gelecektir."
"Taslağın 27. maddesinde Yükseköğrenim Kuru-
mu özel bütçesinin gelir kaynaklan arasında hertür-
lü fiziki imkân, tesis, araç, gereç, teçhizat, insan gü-
cü ve bilgi biriminin değerlendtrilerek üreteceği hiz-
met ve mallardan sağlanacak gelir sıralanıyor. Kamu
Mali Reformu Yasası'yla uyumlu olarak hazırlandığı
Gençlik Cephesi
anlaşılan bu madde üniversiteleri ticarethaneye dö-
nüştüren anlayışın başka bir uygulamasını sergiliyor."
'Taslakta devlet, bir yandan yükseköğrenim ku-
rumlanna işleyişlerini sürdürebilmeleri için enflasyon-
dan etkilenmeyecek şekilde gerekli kaynağı tahsis et-
mekle yükümlü tutulurken bir yandan da gerekli kay-
nak sağlanamadığı takdirde bu durumun cari hizmet
maliyetine yansrtılması öngörülüyor. 'Devletin gerek-
li kaynağı sağlayamaması' durumu dikkat çekicidir.
Artık hükümetlerin 'üniversiteler için kaynak yok'ge-
rekçesi yasalaştırılmak istenmektedir. Bunun cezası
da cari hizmet maliyetine yani öğrencilerin ödeyece-
ği harca zam olarak yansıyacaktır."
"Sınavlan kamu yaranna düzenleyen bir kurum ola-
rak bilinen öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi,
taslağa göre eğer para bulunamazsa ihale açarak sı-
navlan başkasına yaptırabilecektir. Üniversitelerde
öğrencilerin eğitimi için bulunamayan kaynak, ihaie
yoluyla özel sektörü geliştirmeye gelince bulunabili-
yor."
Gençlik Cephesi'nin konuya ilişkin yorumunda ise
şu sorulara yanrt aranıyor:
"Kurulması daha da kolaylaştınlan vakıf üniversi-
telerine tarikatlartarafından yenilerinin eklenmesi na-
sıl önlenecek?
Devlet üniversitelere para aktarmıyor gerekçesiy-
le 'üniversitelere para kazandırma rehberi'ne benze-
tilen bu taslak, yasalaştığında gericiliği engelleyebi-
lir mi?
Türkiye'de gericilik, emperyalizme bağımlı olarak
beslenmiyor mu?
Kurtuluş Savaşı'nda gericileri ayaklandıran Ingiliz
emperyalizmi, 1950'lerde 'yeşil kuşak' projesini Tür-
kiye'de uygulayan da ABD değil midir?
Yanlış
Nur Bilimer "ABD
asıl büyük yanlışı
1991'deyaptı.
Kuveyt'in işgaline ses
çıkarmasaydı şimdi
Irak'la biriikte bir de
Kuveyt'i olacakt!"
SESSÎZSEDASIZ(l)
•ün
mESmb J
Sr ^32 BAŞAZP/JC
izüçük.
• P
Yılbaşı kutlamalan için tamim
Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler-
den birinde "tamim" niyetine yayımla-
nan yılbaşı "esprisi" biraz geç de olsa
elimize geçti:
"Bakanhğımızın 27/12/2003 tarih ve
3657 sayılı yazısı ile 31/12/2003 tarihi
saat 24.00'te yeni yıla girileceği ve
ağııiıklı olarak Avrupa Birliği ülkelerin-
de olmak üzere tüm dünyada yeni yıl
kutlamalan yapılacağı bildirilmiştir.
Avrupa Birliği uyum programı çer-
çevesinde hastanemizde de aşağıda-
ki koşullara uymak ve işi aksatmamak
koşulu ile nöbetçi ekibin yeni yıl kutla-
ması için gereğini bilgilerinize arz ede-
rim.
önlemler: 1. Taşkınlığın önüne geçil-
mesi. 2. Içkiden çok mezeye ağırlık ve-
rilmesi. 3. Dansözün acil binasına so-
kulmaması. 4. ... biriken suyun bazı
Batı ülkelerinde görülen havuza adam
atma türü kutlamalar için kullanılma-
ması. 5. Yerli içkiler limitsiz(
olup yabancı içkilerde limit-
lere riayet edilmesi. 6. Tüke-
tilen içki, meze ve sarf malze-
mesinin otomasyona kaydedilmesi. 7.
Kasap havasına katılanlann hasta ve
yakınlannın geçişine engel olmaması.
8. Hasta ve yakınlannın dansa zorlan-
maması. 9. Saat 24.00'te acil ameliyat-
hanesindeki ışıklann söndürülmemesi
ve ameliyattaki ekibin sanlıp öpüşme
türünde steriliteyi bozacak kutlama-
lardan uzak durması. 10. Kutlamalann
ocak ayındaki hastane performansını
düşümneyecek yoğunlukta cereyan et-
mesi için azami dikkat sarf edilmesi."
Yüksek Yerilim Hatö
Siyasi etik kalmadı abi..
Şimdi sadece tüccAR var!
erdincutkii"! yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Nişanyanlar ve Şirince
Korunması gereklı ŞirİDce'de
yasalara aylon "restorasyon" uy-
gulamalan yapılan "Nişanyan
EvterTndekı ruhsatsız pansiyon-
lara Mandannanm müdahalesi-
ni" konu aldığım yazıma (14 0-
cak 2004) Sayın Sevan Nişan-
yan'dan açıklamalar geldi...
Olayın kamuoyuna; "Enneni-
lere ırkçı baskL." şeklinde yansı-
tılmasıyla ilgıli eleştinlenme;
"Bu söylem bizün değil, medya-
nm tercihinden kaynaklanıyor"
diyen Sevan Nişanyan, öncelikle
şunlan söylüyor:
"SİT alamndaki pansiyon ve
Jokantalann tümü kâçak veçoğu
da mimari feJaket- Buna rağmen
jandarmadan ruhsat alanlar da
var_ Bunlann arasında sadecebi-
ze vüklenilnıesi, nasıl açıkianabi-
Bu sözler, Şirince'dekijandar-
ma komutanının gerçekten "yan-
h* davranıp davranmadığının da
nlım nasıl "şirince" gıdenlmeli
0
Öncelikle "temel sorunun"
tartışılmasınj perdeleyen şu "Er-
menilere baskT söyleminden
annmak gerekmıyor mu?.. Çün-
kü konu aslında "Ermeni soru-
nu" değil, Şırince'run nasıl öz-
gün güzellikleriyle yaşatüacağı...
Amaç: 'Sorun'u
çözmekse?
Bunun için de medyanın ırkçı-
lık kadar "mimarhk kühürûne"
de önem vermesıni sağlamanın
yaru sıra "jandarmaya" da görev
düşüyor.
Örneğin, yine bu konudaki ha-
berlerle ilgili Jandarma Gend
Komutanhğı'nın 14 Ocak 2004
tarihli basın bildirisınde;
"1996'da vıkun karan verilmesi-
ne rağmen mevzuata aykın inşa-
ata devam edilen Nişanyan Evle-
ri'" ıçın yasal gereklenn yerine
getınldiği belirtilirken eğer; "di-
Şirince'nin evleri - Kaya Dinçer (ÇtMENTAŞ - 2004 Takvimi)
mutlaka daha üst makamlarca so-
ruşturulmasını gerektirecek ka-
dar önemli... Ancak, benim asıl
önemsedığım durum; Nişanyan
evlerinın işte "bunlann arasın-
da" nasıl yeralabildiği?..
Eğer. "Nîşanyaıüar" bile kül-
tûrel mirasın kullanılmasında
"koruma kurallannı" birkena-
ra bırakmışiarsa ortada bu "du-
yarüdostianmızı'' da saraıalayan
"genel bir hukuksuzhığıuT Şi-
rince 'ye egemen olması var de-
mektir...
"Büe* diyorum, çünkü Sevan
Nişanyan'uı açıklamalannda, bu
köyün tarihi dokusunu bozma-
mak için "öncetikJekendflerinin"
nasıl çaba gösterdikleri de özet-
le şöyle anımsatılıyor:
"Koruma Kurulu'nun 2001 \>
imda beüriedigi \-apılaşraakoşui-
lannı ilk ben hazniamıştmi-.
1997'den bu vana da vasanın ön-
gördfiğü koruma planını ise ne
Külrür Bakanüğı. ne Koruma
Kurulu, ne de vahük vapü-"
Yanı, korumadan "sorumlu"
kunımlar Şinnce'yı yülarca
plansız bırakuıca. herkes kaçak
inşaata yönelmiş!.. 0 kadar ld,
Nişanyan Evleri de dahil SÎT ala-
nındaİd yasadışı yapılar hakkın-
da "yıkını kararian" alınırken
"hapfayatmalar" bileyaşanırol-
Peki: şimdi ne yapılmalı?..
Ege 'nin bu en güzel köyünde ge-
ğer yasadışı uyguiamalara da ay-
nı müdahaknin yapıldığı vva da
yapılacağı" yönünde bir açıkla-
maya yer venlseydi, konunun
gerçekleri gizleyen bir içerikle
tartışılması da önlenmiş olurdu...
Şirince'nin böylesi bır "yıp-
ranma sûredndeo" kurtaniması
için ise asıl ivedi gereksinmenin,
öncelikle şu "korunta planı"na
biran önce kavuşması olduğu or-
tada...
Kaçak yapılmış "mimari fela-
ketfcri" asla kalıcı kılmadan. kö-
>ün tarihi peyzajını ve eskı evle-
rin özgün şekıllenni gözeten bir
u
onanm ve j'eni yapılanma" dü-
zenı, ömeğin Kültür ve Turizm
Bakanhğı ve valilik işbirliği için-
de ve Izmir ünrversitelerinin de
desteğiyle üretilecek bir planla
Şirince'ye hemen getirilemez
mi?..
Nişanyanlar'ın bu konuda bile
"Koruma Kurulu'nu eleştirme-
leri", yaşadıklan genlimden ol-
malı... Çünkü, kurulun görevi
plan yapmak değil, "planın doğ-
ru yapdmasun" dehetlemek...
Kaldı ki eğer Koruma Kuru-
lu'nun SlT ilanı ve korumayı ön-
gören tescil kararlan olmasaydı;
Şirince'nin bugün "kooperatifsj-
teterijie" kuşatılarak tüm "turis-
tik gjzemini" de yitireceğinı, sa-
nınm Nişanyanlarda bıliyordur...
OekinciC« cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak ıı turk.net
ÇİZGİLÎK KÂMİL MASARACI
-\ kamifmasaraci" mynet.com
JJ
r
HARBÎ SEMİHPOROY semihporoy(a yahoo.com
HAYAT EPÎK Tt\ATROSU MLSTAFA BÎLGİN
MARESAL RESMIYÖZÜNDEN
GİBİ
HİSSEDtyORUM...
BENİM SİVtL RESİM
ÖNERtM. BUÖUR!..
TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 21 Ocak inni.rmimtaz-ankiin.com
BOĞAZA KÖFRU G&&KLİM?
1336'ÖA BU6ÜH,MÛZ£LERUMUU MÜ&U&Û, /STAN-
gUL gOĞAZ/UA yAPlLMASI £>ÜŞÜAİÜL£N ASMA
KÖP/ZÜ *X>MUSUAJDA yAA/Z/LAGA YOL AÇAAI
BİR KOA/L/ÇK/1A yAPTt. BOĞAZ >CÖPRÛ£Ü ÜZE-
B//S -n/^OJ SONUCA 8AĞUHAMAPIĞI SfSA-
OA, MÜZeLEZ UMUM MÜfiÜeÜ AZ/Z ŞÖYL£
DEMIÇTI : "ıceuriN &//eço< eeeeKSıNiMi
VARKEAI, ASMA UÖP£Ü YAP/LMASI LÜKSTZJ/S.
ULAŞIM SAIC/MINPAN fOSITLI FArCrtStfJA
/CA/af/AJ, İSTPfiJBUL'UM £ÜZEUJĞrHr 8OZ/IC4-
Ğl K£SİNDf/S. SAHAY8UBMU-HAYDARPAÇA
ARASINDA OÜŞÜHÜLEN KÖPSÜ rERıNE TÜ-
HEL WP/LMfi£l YA DA İ/APUR \/E FEJZİ8OT
DAHA "
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
f
Biz ki Kendimize
KalınzHepSeferinde../
Yazımın başlığını Ekrem Kahraman'ın, "Eyha-
yat/önümüzde yürij/sırtımızı sıvazla/Içimiz oyul-
muştur sanki boşluğumuza hatıralar dolar/ bizim-
lekal/yanımtzda dur"dizeleriyle başlayan, "Yılfar
var eser bu rüzgârl yıllar var uyanıp geriniryeni-
den yeniden ruhl Bir acemiyiz aşk'ara hâlâ olma-
dı yanmdır hayail Dökülüp/ Saçıldık/ yürüdüğü-
müz/ yollara/ Sağımız solumuzyara bere içindel
Biz ki, kendimize kalınz herseferinde" dizeleriyle
süren bir şiirinden aldım.
Geçen cumartesi günü 55 yaşını kutlayan Ek-
rem Kahraman güzel şiirler de yazan bir ressam-
dır, bir resim ustasıdır. Tarsus'un, "tarialan birer
sofralık, tepeleri kadın göğsü, dereleri böğürtlen-
lerte kaplı bir köyünde" dünyaya gelmiş, en güzel
düşlerini "tartaJarda" kurmuştur. Kendini, "hayal-
perest bir çiftçi" olarak tanımlar; "Ben resme baş-
lamadan da öyleydim, her zaman hayalperest-
tim" der. Bakanlara daha ötesini, gördüğünün, gö-
rebildiğinin daha gerisini merak ettiren resimleri
hayallerinin izdüşümüdür. "Çukurova imge-
s/"nden yola çıkan, bu nedenle de bugünkülere
göre çok daha yalın ve en azından daha tanıdık-
bildik imgeler taşıyan ilk dönem resimleri bile bir
gerçeklik olarak Çukurova'dan çok çocukluğunun
o hütyalt bakışı"r\ûar\ anımsanarak taşınan bir
dünyayı içeririer.
Sanat yazan, eleştirmen Kaya Özsezgin ho-
canın sözleriyle, "Onun Çukurova resimleri, Çu-
kurova doğasına bakılarak değil, Çukurova doğa-
sından esinlenerek yapılmıştır. Ekrem Kahraman,
insanlann bulunduğu değil, insanlann yaşadığı
bir Çukurova teması üzerine kurar resimlerini...
Çocuklukyıllannda belleğine kazmmış olan imge-
ler de öncelikle buyörenin çizgileriniyansıtır." Ki-
mi eleştirmenler de Ekrem Kahraman'ın resimle-
rini "fantastik peyzajlar" olarak tanımlarlar, çoğu
kez yerkürenin sonsuzlukla bütünleştiği bu pey-
zajlarda yeryüzünün yalnızca bir "dekor" olduğu-
nu söylerler. Kısacası, görülmeye değer, mutlaka
görülmesi gereken, insanın içini ısrtan, yüreğini
coşturan yapıtlar üretir Ekrem Kahraman.
Resimleri şu sıralar Atatürk Kültür Merkezi Sa-
nat Galerisi'nde sergileniyor. 31 Ocak akşamına
kadar açık kalacak, alışılmadık görkemdeki bu
sergide bu kez tek başına değil Ekrem Kahraman.
Kendinden 30 yaş küçük, önce çırağı, sonra kal-
fası, şimdi de usta bir meslektaşı olan Banş Sa-
nbaş'la biriikte çıkıyor sanatseverierin karşısına.
Türkiye'de bir "ilk" olan bu "çağdaş bir çıraklık-
kalfalık-ustalık denemesi"ne "Kendimize Ait Ova-
larda! - Kendimize Ait Dağlarda!" adını vermiş-
ler. Sergilenen elli dört resimden Banş Sanbaş'a
ait yedi resim Ekrem Kahraman'ın, Ekrem Kahra-
man'a ait dört resim de Banş Sanbaş'ın fırça izle-
rini taşıyor. Iki ressam birbirierinin yapıtlanna "mü-
dahale" etmişler.
Banş Sanbaş, bu müdahaleyi, "düşüncelerden
düşünme doğurmak" olarak tanımlıyor. Ekrem
Kahraman'ın resimlerine fırça vururken "biraz te-
dirgin " olmuş. Resimler o kadar "mükemmelmiş
ki, ne yapsa bozacakmış" duygusuna kapılmış.
Ekrem Kahraman ise "yıllann deneyiminden olsa
gerek" daha rahat davranmış. Bu birliktelik süre-
cek mi, sorusuna "Bu sergide Banş'a el verdim,
'sen ustasın' dedim, bundan sonra ikiusta sanat-
çı olarak bir şeyler yapar mıyız, bilemiyorum"
diye yanıt verdikten sonra ekliyor. "Ama biz aynl-
dık demekle de olmaz. Oğlun dediğin adam bir
gün büyür, onun da birçocuğu olur. Oğlun olmak-
tan çıkmaz ama aynı zamanda babadır da o."
Bu arada bir de güzel bir CD ile buluştu müzik-
severier. Besteci Sernat Akyol, Ekrem Kahraman
ile Banş Sanbaş'ın AKM'de sergilenen yapıtlann-
dan ve Ekrem Kahraman'ın 2002 yılında Bilim Sa-
nat Galerisi Yaymlan'ndan çıkan "Aşk Olsun Ha-
yat" adlı toplu şiirler kitabında yer alan yedi şiir-
den yola çıkarak bu CD'yi hazırlamış. Çağdaş, ev-
rensel müzik dilinin yanı sıra varolan toplumsal,
ulusal, evrensel kültür öğeleriyle geleneksel Türk
sanat ve halk müziği enstrümanlarının makam
renklerini yansıtan bu CD, "...dudaklann kanryor
senin" adını taşıyor.
(e-posta: dkavukcuoglu(n superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3
SOLDANSAĞA:
1/Avrupa'dan
doğuya akın-
lar yaparak
Orta Anado-
lu'yayerleşen
ve bu bölgeye
adını veren 5
Kelt halkı. 2/ 6
Muğla'nın 7
Milas ilçesi-
ne bağlı turis-
tikbirbelde...
Osmanlılarda
gece bekçisi. 3/ "Bir
işi başka birine yük-
leme, başına sarma"
2
anlamında argo söz-
3
cük. 4/ En küçük iz-
ci kuruluşu... Tele- 5
vizyon camı. 5/ Bir 6
akışkanın boru için-
deki dolaşımını dur- 8
durmak ya da serbest 9
bırakmak için kullanılan aygıt... Dokumacıhkta
mekikle enine atılan iplik. 61 Gizli yer, köşe bu-
cak... Duman lekesi. 7/Sulak yerlerde yetişen ve
sapının ucunda çok dekoratif kadifemsi bölümü
bulunan bir bitki... Hayat arkadaşı. 8/ Piyasaya
mal çıkartma işi... Ördeğe benzer bir su kuşu. 9/
Öğütülmüş tahıl... Yardmıcı.
YUKAMDAN AŞAĞIYA:
1/ Bodrum ve Datça yanmadalan arasındakı kör-
fez... Kenar süsü. II " — Sevdası": Recaizade
Mahmut Ekrem'in romanı... Sıkıntı, gam. 3/ Os-
manlı döneminde, Istanbul'da ve büyük liman kent-
lerinde yaşayan ve ticaretle uğraşan azınlıklara ve-
rilen ad. 4/Temel, esas... Altuun, simgesini aldığı
Latince adı. 5/Bir soru sözü... Neodim elementi-
nin simgesi. 6/Gevşemiş, düzeni bozulmuş... Os-
tü kapah olarak anlatma. II Birbirine uygun renk
ve yapıda olan... Konut. 8/Bir nota... Antalya'nın
bir üçesi. 9/Zan... "Şener—-": Oypıcumuz.