02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SSYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2004 CUMA HABERLERtN DEVAMI TURKIYE Istrbul E<rne Kcael Çaakkale Izırir Mnisa Ayın Ooızli Y Y Y Y Y Y Y Y 13 9 13 12 15 13 13 11 Sinop PB 14 Adana Samsurı PB 15 Mersin Y 14 Trabzon PB 13 Dıyarbakır Y Giresun PB 13 Şanlıurfa Ankara K 3 Mardın Eskişehir K 4 Siırt Konya Y 5 Hakkâri Sıvas B 4 Van Zcıguldak PB 13 Antalya Y 15 Kars Butun bolgeler par- çalı yer yer çok bulırt- lu.Marmara.Ege.Akde- nızjç Anadolu'nun gu- ney ve batısı.Batı Kara- denız'ın ıç kesımlen.Gu- neydoğu Anadolu ıle Doğu Anadolu'nun gu- neyı yağışJı geçe- cekYağışlar genellikle yağmur ve sağanak şeklınde olacak Hava sıcaklığında onemlı btr değışıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B Y K K Y K -b -6 6 6 1 3 6 3 Berlin B 1 Moskova K -3 Budapeşte K 0 Aşkabat PB 9 Madrid B 10 Astana PB-10 Vıyana K -4 Taşkent B 5 Belgrad K 5 Bakû Sofya K -1 Bışkek B Roma Y 10 Tiflis PB Atına Y 12 Kahıre PB 21 Münih K 1 Zürih K 1 Şam B 13 P a r ç a " b u l u t l u ^ ÇOK aulutlu • • f c Yağmuriu Sulu Kav ı Gok gürültuiü CUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK UBaştarafı 1. Sayfada rmoridor üzerinde görev yaptığı müsteşarının si- ysal Islamı laik rejime yeğleyen derin düşünce- letrıe karşın hasbelkader Başbakanlık görevine geen hazrete göre: "amtersine 2003'ü büyük başarılarta uğurtadık. Yeti yıla kimi gazetelerle köşe yazartan ve ana nnjhalefet partisi dişında başta TSK, hemen her çe/reyle "tam bir mutabakat içinde" girildi. Dysa, öyle bir mutabakat ki, nereden baksan ke! 5rneğin, Kıbns sorununu çözeceği savıyla Dı- şişleri'nin hazırladığı kimi öğelerde teslimiyete va- rai hazırlıklann açıklandığı gün, Balıkesir'de bu- luran Genelkurmay Başkanı geziyi yanda kesiyor, ahlacele Ankara'ya dönüyor. RTE ile bir buçuk saat görüşüyor. jörüşmede ele alınan temel konularda iki tara- fır duruşlanna bir göz atmak RTE'nin mutabakat- tan nasıl söz edebildiğine hayret etmeye yetiyor. öneğin Dışışleri'ne göre 1960 garantörlük anlaş- ması AB hukukuna bağlanmalı, yanı gözden çıka- nlnalı. Askere göre Türkiye'nin ve KKTC'nin gü- venliği için garantörtük kalmalı, Annan Planı'nda olduğu gibi, -en azından- sulandınlmamalı. kKP'li bir milletvekilinin Atatürk'e ve askere sal- dıran sözlerine, sakallı, cüppeli, sanklı ınsanlann tarikat şeyhinin sakalını, otomobilinin camını öp- mesi olaylarına askerin sert tepkisinin manşetle- retırmandığı gün; RTE, ordu ile mutabakat için- de olduğunu söyleyebiliyor. Karabük'te çocuklarla yeni yıla girerken; örne- ğin Kıbns sorununun çözümünde askerle hükü- met arasında mutabakat olup olmadığı soruları- nı; "Kimse hükümetle ordum arastna girerek böy- le bulanık havalar esr/rmes/n" diye yanıtlıyor ve.. bu konuda Genelkurmay Başkanı ile "tam bir mu- tabakat içinde" olduklanndan söz ediyor. Toplumun gözü içine baka baka olayları böyle- sine görmezlikten gelmeyi başaran, saptıran ilk Başbakan RTE'dir. • • • Temel sorunlarda tam mutabakat ha? CHP li- deri Deniz Baykal. siyasal Islamcı Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer'in düşüncelerini, "Türki- ye bunlan hazmediyorsa reflekslerini kaybetmiş demektir" diye yorumluyor, bu zatın koltuğundan uzaklaştırılmasını istiyor. Atatürk'e ve askere saldıran AKP'li milletveki- lini disiplin kuruluna verdiklerini söyleyerek ida- re-i maslahatçı davranışlannı sürdürüyor; ama, sorular müsteşara dayandı mı, RTE dut yemiş bülbül. Canı ciğeri akıl yoldaşı Ömer Dinçer'i gö- revinden uzaklaştıracağı yerde, herhalde susma- sını, polemiklere girmemesini tavsiye ettiği bir gö- rüşmeden sonra, birlikte Başbakanlık'a geliyor. Baykal'a göre Türkiye seçimlerin üzerinden bir ytl geçtikten sonra rejim tartışmalan yapılan bir duruma sürüklendi. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. RTE'nin değiştim, geliştim palavralarının bir yıllık ömrü olduğu 2003'ü kapatırken kabak gibi orta- ya çıktı. "Ne yapmak istiyor bunlar" sorusu abes. Amaç- lan, rejimi kafa yapılanna benzetmek! "Bunlar nereden cesarer a/ıyor" sorusuna ya- nıt DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'den geldi. RTE'ye seslenerek dedi ki: "Bu ülke, siz değilsi- niz. (Bir de 'ordum' dediği TSK'nin milletin ordu- su olduğu kendisine anımsarı/sa.) Parti yandaşla- nndan zenginleryaratmayı amaç/ayan kasaba po- litikalannızm, ülkemizi kargaşaya sürük/emesıne izin vermeyeceğiz." • • • Çaylı, içkili, yemekli, sinemalı özel görüşmeler- de gazeteci, bilim adamı, siyasetçi beyni ytka- maktaki maharetini sergileyen ABD Büyükelçısi Eric Edelman, rejimsel bunalımlar içine sürüklen- mekte olan bu ülkenin yeni yazgısını çizmek (çiz- mek ne demek, bildirmek için) 28 Ocak'ta Baş- kan Bush'un RTE'yi VVashington'da "sabırstzlık- la, dört gözle beklediğini" iletti. Elbette beklerler. Menderes'lerden beri bugü- ne değin Türkiye; RTE ve hükümeti gibi ABD ile mutabakat içinde olan bir başbakan, bir hükümet görrnedi. Içeride mutabakat, dışanda AB dayatmalarına boyun eğmek, ABD ile tam mutabakat. Ulusal iç ve dış politika eğer bunlar ise... Almanya'da dini simge tartışması Rau'ya hem destek hem tepki Dış Haberler Servisi - Almanya Cumhurbaş- kanı Johannes Rau- nun, okullarda bütün dinlerin mensuplanna eşit davranılmasını iste- mesi Hıristiyan Demok- rat Birlik Partisi'nde (CDLD rahatsızhğa ne- den oldu. Rau'ya destek ise Yeşiller'den geldi. CDU, Saarland Eya- leti Başbakanı Peter Müller, türbanın Hıris- tiyan sembolleriyle bir tutulamayacağını ileri sürerek okullarda Müs- lüman öğretmenlere türban yasağı konulma- sımn doğru olduğunu savundu. Müller, "Ay- rım çizgisi,Hıristiyan- lıkla İslamiyet arasın- dan değil, hoşgörü ile hoşgörüsüzlük ve kök- tendincüik ile özgür- liik arasından geç- mektedir" dedi. Müller, "kadının baskı altında tutulma- sını ifade eden sembol- lerden" kamu hizme- tinde vazgeçilmesi ge- rektiğini söyledi. Birlik 90/Veşiller Par- tisi'nden Federal Meclis üyesi Volker Beck ise Rau'nun sözlerini sa\ r u- narak "Rau, türban ko- nusundaki görüşleriy- le sadece çoğunluğun değil, Almanya'da ya- şayan herkesin cum- hurbaşkanı olduğunu bir kez daba göster- miştir" dedi. Rau, anayasadaki ta- rafsızlık ilkesi doğrultu- sunda okullarda tüm dinlere eşit davranılma- sının şart olduğunu be- lirterek Müslüman bir öğretmenin türban taka- maması durumunda, di- ğer dini sembollerin de okullarda bulundurul- maması gerektiğini söy- lemişti. Erdoğan basına çattıH Baştarafı 1. Sayfada bük Emniyet'i tarafindan gözal- tına alınarak bir süre alıkonuldu. Sonıyu uykusuz kalan insan- lara üzüldüğü için sorduğunu söyleyen gazeteci Erdem, Erdo- ğan'ın, sonıyu duyunca geri dö- nerek üzerine yürüdügünü anlat- tı. Erdoğan'ın, arabasına bınmek için yürüdüğü sırada, diğer gaze- tecilerin duyacağı biçimde, a Ağ- n leş gibi kokuyor" dediğini be- lirten Erdem, "Konuyla ilgiyi hukuki haklanmı saklı tutu- yorum" dedi.Erdoğan dahaön- ce de hükümetin baştan aşağı de- ğiştirmeye çalıştığı YÖK Yasa- sı'na tepki gösteren rektörleri "edepsiz"likle saıçlarruştı. Karabük'te Yücel Huzure- \i'ni ziyaret eden Erdoğan, bu- rada da gündeme ilişkın sorula- n yanıtladı. Erdoğan'a 2004 yı- lında Türkiye'nin Kıbns soru- nunu çözüp çözemeyeceği ve Türkiye'nin AvTupa Bırliği (AB) üyeliği yolunda bu yıl ta- rih alıp almayacağı sorulan yö- neltildi. Erdoğan, Mehmet Ali Talat'ın süratle hükümeti kur- masını temenni ettiğini belirte- rek şöyle konuştu: "Bundan sonraki süreç, 1 Mayıs sürecidir. 1 Majıs süre- cinde de müşterek çalışmalar- la masada bir Annan Planı vardır. Bu Annan Planı çerçe- vesinde yapılacak bir çalış- mayla 1 Mavıs'ta, yine temen- nimiz odur ki, Kıbns sorunu sorun olmaktan çıksın, taraf- lann üzerinde mutabık kaldı- ğı, adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulsun.Ve şu anda Dı- şişleri yetkililerimiz, Genel- kurmay yetküileriyle çalışma- lar yaptılar. Bu çalışmaların neticesinde. önümüze bir ba- zırlık getirdiler. Bu hazırhk çabşmalan üzerinde, bizi bri- fe ettiler. Bu, brife üzerinde bi- zim baa 'bunu nasıl değerlen- direbilirsiniz' gibi sorulanmız oldu. Onun üzerine bir çalış- ma yapacaklar." Bir gazetecınin "Kıbns ko- nusunda Dışişleri bürokrasisi ile Genelkurmay bürokrasisi anlaşmış durumda mı" sorusu üzerine Erdoğan şu yanıtı verdı: Bulanık hava estlrilmesln "Bakın bir gazete bugün şu- nu söylüyor, Genelkurmay Başkanı şöyle demiş, miş miş... Bir defa bunlar çok çirkin, ayıptır. Ben Genelkurmay Başkanımla baş başa bir gö- rüşme yaptım. Bir defa orada yaptığımız görüşmeyi, böyle miş mişlerle bir köşe yazısına malzeme etmek çok çirkindir, ayıptır. Bizim Genelkurmay Başkanıımzla yaptığımız ça- lışma. orada söylenenlerin ta- mamen bilafına ki, yalandır, bunlar. Bu tür yalanlan orala- ra sığdırmak çok çirkin. Hiç- bir ülkede kalkıp da hiçbir ga- zeteci. hiçbir köşe yazarı duy- madan. görmeden, bümeden bir Başbakan hakkında, bir Genelkurmay Başkanı hak- kında böyle yazı yazmaz. Çok çirkin bunlar. Kimse hüküme- tiyle ordusu arasına gelip de böyle bulanık havalar estirme gayreti içerisine girmesin." Başbakan Erdoğan. AKP Adı- yaman Milletvekili Hüsrev Kutlunun TBMM'dekı Ata- türk posteriyle ilgili yaptığı açıklamalara ilişkin Genelkur- may "dan gelen tepkilerin anım- satılması üzerine sinırlenerek "Yaptığımızı duymadınız mı yahu? Gazetecisiniz. yahu... Partimiz millervekili arkada- şımızı disiplin kuruluna sevk etmiştir. Hakkında soruştur- ma başlatmıştır. Karan disip- lin kurulu verecektir" dedi. Meclis'te Atatürk resmine karşı çıkanAKP'li vekilin tepkisi Said-i Nursi'ye uzanıyor KutlubabadanNurcuMEHMET FARAÇ TBMM'deki Atatürk fotoğ- rafi ve askeri birlikten rahatsız- lığını itiraf edince kamuoyu ve Genelkurmay'ın büyük tepkisi- ni çeken AKP Adıyaman Mil- letvekili Fehmi Hüsrev Kut- lu'nun düşünce yapısı, Büyük Önder ve Cumhuriyet'e düş- manlığıyla tanınan Said-i Nur- si'ye dayanıyor. Nurcu kÖkenli olan Kutlu'nun babası Mehmet Dursun Kutlu da Nur talebele- rinin barındığı Adıyaman Kültür ve Ilim Vakfi'nın finansörlerin- den. Baba Kutlu her cuma 40 kadar öğrencinin banndınldığı medresedeki derslere katıhyor. Oç çocuk babası bir avukat olan Fehmi Hüsrev Kutlu, Mec- lis'teki davranışlan ve çıkışla- nyla dikkat çekiyor. Milletve- killerine yaşam boyu dokunul- mazlık verilmesini, Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Se- zer'in yetkilerinin daraltılması- m, Yüksek Askeri Şûra kararla- n üzerindeki gızliliğin kaldınl- masmı savunuyor. Gündemde kalmak için çıkış yapmaktan ka- çınmayan Kutlu, şişman göster- diklen iddiasıyla zaman zaman kameramanlardan da yakınıyor. Memleketı Adıyaman "da "iyi hukukçu, biraz şovmen" diye de nitelenen Kutlu, bugünlerde Atatürk ve askerlerle ilgili çıkış- lan nedeniyle tepkilerin odağrn- da oturuyor, AKP hükümetiyle ordunun arasmı açıyor. AshndaKutlu'nun çıkışlanna şaşmamak gerekiyor. Çünküpo- litik geçmişi, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir ideolojiye dayanıyor. "Babadan Nurcu" olan Kutlu, özel sohbetlerde bu- nu vurgulamaktan kaçınmıyor. Kutlu'nun düşünce yapısı, aile- si ve kendisinin ilginç ilişkile- riyle daha da netleşiyor. Adıya- man'daki yakınları küçük bir ai- leyi kapsıyor. Kardeşi Hulusi Kutlu muhasebecilik yapıyor. Kutlu'yu politikada yükselten ağırlık ise babasından ka>ııakla- nıyor. DYP il başkanı olarak gö- rev yaparken milletvekili Mah- mut Bilgiç'le anlaşama^nca partıden koparak AKP'ye katı- hyor. Baba Mehmet Dursun Kut- lu'nun, tüm yaşamını Nurculu- ğa adadığı söyleniyor. Eski bir halı tüccan olan Kutlu'nun, mal varlığının büyük bölümünü Nurculuğa harcadığı da bilini- yor. Yavuz Selim Mahallesi. Hastane Caddesi'nde Adıyaman îlim ve Kültür Vakfi'nabağışla- dığı üç kath yurt binasında Nur medresesi faaliyet gösteriyor. Aile bireylerinden biri binanın Nurculara verilmesiyle ilgili "feragat etrik" diyor. Dursun Kutlu'nun evi ile vakfın telefon numaralan aynı seride yer alı- yor. Vakıftaki 40 kadar öğrencinin başında Hatem Özpolat diye biri bulunuyor. tlköğTetim ve li- se öğrencilerinden barınma kar- şıhğı çok az para da alınıyor. Ba- ba Kutlu, her cuma Nur cema- atinin "dershane"diye nitele- diği medresedeki derslere katı- hyor. Burada Said-i Nursi'nin risalelen okunuyor, öğrencilere Nurculuk aşılanıyor. Vakfın önde gelenlerinden olan Baba Kutlu'nun faaliyetle- ri bununla da kalmıyor. Malat- ya'ya bağlı Erkenek beldesi ya- kmlannda 3 yıl önce inşa edilen kurs binasını da finans edenler- den biri olduğu ilen sürülüyor. Nurcular yaz kamplannı burada sürdürüyor. Atatürk ilke ve devrimleri üzerine yemin ederek Meclis'e gİTen Kutlu, işte böyle bır sos- yopolitık yapıdan geliyor. Geçen yıl Mehmet Kutlu- lar'ın sahibi olduğu Yeni Asya gazetesi Ankara bürosunca dü- zenlenen Said-i Nursi'yi anma törenıne katılan tek milletvekili olarak dikkat çekiyor. Mehmet Kutlular'ın gecedeki, "Beddi- üzzamanm eserleri olan Risa- rurcu kökenli olan Kutlu'nun babası Mehmet Dursun'un Yavuz Selim Mahallesi, Hastane Caddesi'nde Adıyaman tlim ve Kültür Vakfi'na bağışladığı üç kath yurt binasında Nur medresesi faaliyet gösteriyor. le-i Nurlan daha fazla oku- mak. daha fazla yaymak nok- tasında cenabı hak bizi mu- vaffak kılsın" sözleri, aslında AKP milletvekili ve ailesinin misyonunu da gözler önüne se- riyor. Kutlu'nun cep telefonu kapa- lı çıkıyor. Baba Kutlu ise vakıf faaliyet- leriyle ilgili konuşmuyor, oğlu- nun sözlenyle ilgili sorulanmı- za da şu yanıtı veriyor: "Şakayla konuşmuş, gazete- ciler dile dolamış... Bahane anyorlar. 'Asker insin, sivil konsun' demesi suç mu?.. Ef- kân umumiyede bunu suç te- laki ediyorlar... Kendisi hu- kukçu daha iyi bilir... Cinayet mi işlemiş?.. Yanlış da olsa ol- muş bir kere..." Bölge insamnın tepkisini ise dünkü. Adıyaman'da Bugün ga- zetesi, "Kutlu, Adıyaman'ın geri kalmışlığıyla manşete çık- sın" diye özetliyor. ÇYDD GENEL BAŞKANI SAYLAN: Bindiği dalı kesiyor tstanbul Haber Servisi - AKP Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun, sözlerine ve AKP'nin Kutlu'yu, "tasvlp ermemekle" yetinmesine, sivil toplum örgütleri sert tepki gösterdiler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan iktıdarda olmanın verdiği pervasızlıkla, AKP'nin bazı seçümiş ve atanmışlannın, Türk ulusunun en duyarlı ve vazgeçilmez değerlerine saldırdıklannı vurgulayarak "Efendiler, bindiğiniz dalı kesiyorsunuz" diye konuştu. Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Başkanı Dursun Atılgan, "Atatürk'e karşı olan, Cumhurbaşkanı'na, orduya, yargıya, üniversitelere ve pek çok kurunıuna güven duymayan, ülkesini başka ülkelere şikâyet eden bir hükümet, bizim hükümetimiz olamaz" dedi. AKP, KONUŞMAMASI ÎÇtN UYARDI Kutlupişmanmtş Haber Merkezi - TBMM'deki Atatürk'ün mareşal üniformalı resmini ve Meclis koruma taburunun kaldınlmasını isteyen AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun, "pişman olduğu" ileri sürüldü. Hüsrev Kutlu'nun Genelkurmay Başkanı Orgenaral Hilmi Özkük, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgenaral Aytaç Yalman, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden gelen yoğun tepki üzerine, AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz u arayarak "Söylediğim sözlerin bu noktaya çekileceğini bilmiyordum. Pişmamm" dediği ileri sürüldü. Hüsrev Kutlu'nun Kapusuz'a "demokrat biri olduğunu, sözlerinin de herhangi bir art niyet taşımadığını söylediği" bıldirildi. AKP grup yöneticilerinin, Kutlu'yu basına konuşmaması için uyardığı bıldirildi. •• G U N D E M MLSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Her ne pahasına olursa olsun, yeter ki gezi ha- valı olsun! Bunun için birinci hedef, Erdoğan'ın olabildi- ğince çok kişiyie görüşmesi. Gerekirse aynı ko- nuyu farklı kişilerle konuşması! Tabii ilk sırada Bush'la görüşmenin süresi var. Erdoğan'ın çevresinde bugünlerde deyim ye- rindeyse süre suresi okunuyor. Zira, kimi önemli kaynaklara göre Beyaz Saray, Bush- Erdoğan gö- rüşmesini önce 3 dakika olarak planladı. Trafiği yü- rüten Cüneyd Zapsu ve Egemen Bağış, buna karşı çıktılar. Sonra 10 dakikaya çıkanldı. Bunu da yetersiz buldular. Hedef, en az yarım saatlık gö- rüşme. Eğer bunu başanriarsa, Bush-Erdoğan bu- luşmasının süresi "saatle" tanımlanmış olacak... Yeniden altını çizelim, görüşmenin süresi hâlâ kesin değil. Belki biz bu satırlan yazarken, yeni bir zaman tanımlaması yapılıyordur. VVashington'dan Ankara'ya ulaşan bir başka haber de şu: Amerikan yönetiminin kimi kurumsal unsurları, Erdoğan'ın gezisine soğuk bakıyor. AKP hükü- metinin verdiği sözleri tutmaması buna temel ge- rekçe olarak gösteriliyor! Zapsu ve Bağış bunu gidermenin yollarını, ABD'deki strateji kuruluşlarıyla çok sıkı işbirliği yaparak bulmaya çalışıyor. Kimi kulıs bılgilerine göre, gezinin havasını yükseltecek olan bu kuru- luşlar "maddi" olarak da beklenenın dışında bazı istemlerde bulunmuşlar. Ee, hava parası diye bir şey var! Erdoğan, VVashington'a Davos zirvesine katıl- dıktan sonra gidebilir. Böylece, Erdoğan'ın bir "dünya lideri" olduğu havası nıye verilmesin! ABD gezisi çok havalı geçerse, bunun yerel se- çimler bakımından da ayn bir öneminin olacağı hesaplanıyor. Bakarsınız, Türkiye'ye verilmesi planlanan bazı kredilerin değişik bir paketlemey- le yeniden verilmesi kararı açıklanır. Bu büyük bir başarı olarak sunulur. Gelecek "ara para" ile pi- yasalara pembe bir hava verilir. 28 Mart seçimle- rine bu iklimde gidilir! Hesap bu görünüyor... Edelman'ın altyapı hazırlığı Ankara'daki hesap VVashington'a uyar mı? ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın 2003'ün son gününde Erdoğan'la yaptığı 50 da- kikalık görüşme, sorunun yanıtına ilişkın bazı işa- retler verirken, yeni sorulan da berabennde geti- riyor. Edelman, Bush'un mektubunu Erdoğan'a ilet- ti. Mektupta, gezinin başarılı olmasının şifreleri vardı. Şifreler henüz tam olarak çözülmüş değil ama, bazı ipuçlan var. Bush yönetimi, önümüzdeki dö- nemde Türkiye'den şunlan istiyor: - Kıbrıs sorununun çözümü. - Irak'tatam işbirliği. -Terörle mücadele stratejisinde 'önleyici savaş' planlannın Türkiye tarafindan tam kabulü... Bunların içinde en yakın ve en somut durum, Kıbrıs. Eğer Erdoğan, Kıbns'ın çözümü için An- nan Planı zemininde somut bir çalışma ile gitmez- se ABD'nin "öteki şıkları görüşmeyelim" deme olasılığı bile uzak değil. Erdoğan nasıl bir çözüm bulabilir? Tartışılan olasılıklardan biri şu: Kamuoyuna açıklanmayan somut bir plan-tak- vim çantaya konur. Bunun Mayıs 2004'e kadar uy- gulanacağı söylenir. 28 Mart yerel seçimlerinden AKP'nin yüksek oranda oy alması halinde, 29 Mart'ta düğmeye basılacağı, bır ayda her şeyin yaşama geçirileceği belirtilir... Cüneyd Zapsu'yla Egemen Bağış'ın işleri bu- günlerde gerçekten zor. Bakarsınız soyadlarını da konuştururlar. Irak'ta işler Zap suyunun akışına bı- rakılır. Kıbns'ın egemenliğini "bağ/ş"lamanıyeya- kışmasın! ankcuma ktv.ttnet.net.tr Askerlere elestiri Islamcıbasın Kutlu'ya sahip çıktı tstanbul Haber Ser- visi - Genelkurmay Baş- kanlığfnca yapılan açıklamalara yer verme- yen Islamcı basın, bütün Türkiye'nin tepkisini çeken AKP'li Hüsrev Kutlu'ya sahip çıktı. as- kerlere yüklendi. Bu kesimin en radikal yayın organı olan Ana- dolu'da Vakit gazetesi. "Yalman'a tepki" manşetini atarak Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman'ı eleştirdi. Fatih Ca- mii'ndeki görüntüleri "İşte milletin ta kendi- si" diye niteleyen gaze- te, "Bu nıillet yüzde 10'lukCHP'denibaret değil" diye yazdı. Se- çimlerden bu yana AKP'ye çok yakın bir yayın politikası izleyen Vakit'in, haberinde, yal- mzca AKP'li milletve- killerinden görüş alma- sı dikkat çekti. Vakit ya- zarlanndan Ali Kara- hasanoğlu da "Cami avlusunda nıayo mu giyeceklerdi" başlıklı yazısmda, Fatih Ca- mii'nde "gerçek bir birliktelik görüntüsü" yaşandığını sa\xındu. AKP'ye yakın olan Albayraklar Grubu'nun gazetesi Yeni Şafak'tan Ahmet Taşgetiren ise yazısında, Aytaç Yal- man'm "kışkırtıldığı- nı" yazdı ama "kışlar- tanın" adını bile geçir- medi. Yeni Şafak, haberi bi- rinci sayfadan kullan- mazken bazı köşe ya- zarlan da AKP yöneti- minin Kutlu'yu zaten onaylamadığını, asker- lerin çıkışının gereksiz olduğunu yazdılar. MiUi Görüş çizgisinin yaym organı Milli Ga- zete ise AKP'li Kut- lu'nun sözleriyle başla- yan tartışmayı "suni gündem" olarak nitele- di ve üstü kapalı bir üs- lupla hem Kutlu'yu hem de Genelkurmay Başkanlığı'nı eleştirdi. Şeriatçı gazeteler ay- nca BBP Genel Başka- nı Muhsin Yazıcıoğ- lu'nun. katıldığı cena- zede, "sakal öpmevip şeyhin kulağına eğilip taziyelerini ilettiği" yönündeki açıklamala- nna geniş yer verdiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear