Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2004 CUMA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Miloşeviç mi Masum?
Sırplar mı Suçlu?
2003 yılının, sürpriz olmamakla birtikte şok ya-
ratacak olaylanndan biri de Sırbistan seçimleri ol-
du.
Kökten milliyetçi Sırbistan Radikal Partisi oyla-
nn yüzde 28'ini alarak seçimlerden birinci çıktı.
Partinin genel başkanı Voyislav Seseliç (Seselj)
şu anda savaş suçlusu olmakla suçlanıp tutuklu
olarak yargılanıyor.
Aynı durumda olan Sosyalist Parti önderi Slo-
bodan Miloşeviç de parlamentoya seçıldi.
Her ıki kişinın seçilmeleri pratikte fazla bir şeyi
değiştirmiyor; ikısi de tutuklu bulunduklan hapıs-
haneden çıkıp Sırbistan Parlamentosu'na girecek
değiller. Ülkenin anayasasına göre, yerlerine ken-
dilerinin veya partilerinin atayacağı başkaları otu-
rabilirler.
Reform yanlısı ılımlılann oluşturduğu grup, oy-
lann yüzde 40'ını alarak çoğuniuk oluşturabilecek
sandalye sayısına ulaşmış bulunuyor. Aralannda-
ki görüş aynhklan ve çekişmeleri aşarak koalisyo-
nu kurabitip kuramayacaklannı önümüzdeki gün-
lerde göreceğiz.
Miloşeviç'in Lahey'deki Savaş Suçlulan Mahke-
mesi'ne teshminde büyük rol oynayan eski baş-
bakan Zoran Cinciç'in öldürülmesinden bu yana
geçen 10 aylık süre içinde, Sırbıstan'da yayılma-
cı radikal milliyetçilerin gelişmesi, Sırpşovenizmi-
nin geçmişte yol açtığı trajediler de düşünülürse,
hem bölge hem de Avrupa açısından endişe veri-
cidir.
Üstelik gözlemciler, herhangi bır erken seçım
halinde bu blokun oylarının artacağını da, yani
yükseliş trendinin devam ettiğinı de söylüyorlar.
• • •
Sırbistan'dakı gelışmeler üzerine daha çok ya-
zılıp çizilecek.
Ama olayın bir yönü var ki, aynca üzerinde dur-
mayı gerektiriyor.
Seseliç de, Miloşeviç'de eski Yugoslavya'da iş-
lenen birçok trajik cinayetin suçlulandırlar.
Gerçi tarih, galiplerin zorla kabul ettirdikleri sa-
vaş suçlusu kavramının kepaze örnekleriyle dolu-
dur.
Kavramın 20. yüzyıldatarih sahnesine, Birinci Dün-
ya Savaşı'nın asıl failleri olan Itilaf Devletlerı'nin It-
tihat ve Terakki önderlerini savaş suçlusu olarak
ilan etmelenyle girdiğini unutmamak gerekır.
Yıne, Istanbul'daki Ingilız işgalcilerin, son Mec-
lisi Mebusan'ın kimi üyelerini savaş suçlusu ya da
sorumlusu bahanesiyle Malta'ya sürmelerindekı
utanmaz ikiyüzlülüğü de unutmamak gerekir.
Onu bunu savaş suçlusu ilan eden ABD'nin hiç-
bir yöneticisinin Vietnam Savaşı suçlanndan do-
layı yargılanmadığını da görmezden gelemeyiz.
VVashington'ın, kurallan ve işleyişi önceden sap-
tanmış bir uluslararası ceza mahkemesıne nasıl ıs-
rarla karşı koyduğunu da unutmamak gerekir.
Nitekim bu çıkmazlardır ki, Saddam'ın savaş
suçlusu olarak yargılanmasını engellemektedir.
öyle ya! Saddam'ı savaş suçlusu olarak yargı-
lamaya kalkarsanız, baba-oğul Bush'lan, hadı bi-
rinci müdahaleye kılıf bulsak bile, velet Bush'u ne
yapacaksınız?
• • •
Bütün bu gerçekler, nasıl geçmişte Hitler ve
hempalannın suçluluğunu ortadan kaldırmıyorsa,
Seseliç ile Miloşeviç'in dünya kamuoyu vicdanın-
da onaylanmış suçluluklannı da silmiyor.
Ama Sırp seçmeninin önemli bir bölümü, bu iki
kasaba, hatın sayılır oranda oy vermiştır.
Kimse çıkıp da "Efendim, çoğuniuk oylarını ala-
madılar" demesin!
Iki kasabın toplam oy oranı Türkiye'de Recep
Tayyip Bey ile partisinin aldığı oy kadardır.
Yani Sırbistan'daki milli irade, dünya kamuoyu
vicdanıyla ters düşecek biçimde tecelli etmiştir.
Sırbistan'daki mılli irade, bu iki caninin, tek baş-
lanna, keyfi bir davranış içinde olmadıklannı, hal-
kın küçümsenmeyecek bir bölümünün isteklerini
yerine getirdiklerini ortaya çıkarmıştır.
Şimdi bu duruma bakarak nasıl bir sonuca va-
racağız ve ne diyeceğiz?
Seseliç ile Miloşeviç masum mudurlar?
Yoksa Sırp halkının küçümsenmeyecek bir bö-
lümü de suçlu mudur?
Çağımızın karmaşık yaşamında, her şeyi "kut-
sal milli irade" basitlemesine indirgeyen, milli ira-
denin bile muktedır olamayacağı şeyleri görmez-
den gelenler işte böyle çıkmazlann içine düşüp ku-
kumav kuşu gibi düşünmek zorunda kalırtar.
Bakanlık Yüksek Müsaviri oldu
Başsavcı Cevdet
Volkan'a yeni görev
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
DGM Cumhuriyet Baş-
savcılığı görevini 8 yıl-
dır yüriiten Cevdet Vol-
kan, Adalet Bakanlığı
Yüksek Müşavirliği'ne
vekâleten atandı.
Hâkimler ve Savcı-
laı Yüksek Kurulu'nım
Ankara DGM Cum-
huriyet Başsavcılığı'na
29Arahkl995'teata-
dığı Volkan'ın görev
süresi, 29 Aralık
1999'da 4 yıl uzatıl-
mıştı. Volkan, ikinci
dönem görev süresi-
nin dolmasının ardın-
dan, Adalet Bakanlığı
Yüksek Müşavıriiği'ne
vekâleten atandı. Vol-
kan'ın, DGM'deki gö-
rev süresinin uzatılma-
sı yönünde bır istekte
bulımmadığı öğrenildi.
Volkan'ın görev yap-
tığı 8 yıllık dönemde,
Ankara DGM Cum-
huriyet Başsavcılı-
ğı'nca önemli soruş-
turmalar yapıldı. Bu
dönemde, terör örgü-
tü PKK'nin lideri Ab-
dullah Öcalan yakala-
narak Türkıye'ye geti-
rildi, sorgusu DGM
savcılarınca yapıldı.
Volkan, Imralı Ada-
sı'ndaki yargılamada,
emekli DGM Cumhu-
riyet Savcısı TalatŞalk
ile büiikte iddia ma-
kamında yer aldı.
DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı, Cevdet
Volkan'ın dönemınde:
*Lmut,Hizi>ulIah.Buf-
falo, Vurgun, Beyaz
Enerji, Örümcek Ağı,
Matador" operasyon-
lanileHADEPveMa-
vi Akım davalarıyla
gündeme geldi.
AKP'nin hazırladığı Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasansı cephesinde yeni bir şey yok
SosyaldevletiyoketmeplanıIŞIKKANSU
ANKARA-AKP'nin Kamu Yöne-
timi Temel Kanunu tasansı, "makyaj"
niteliğinde kimı değişikler ile
TBMM'ye gönderildi. Tasandaki,
sosyal devlet yerine "düzenJeykidev-
leti*. kamu hizmetlerini özele dev-
retmeyi öngören temel tema sürdürül-
dü. teftiş kurullannın kaldınlmasın-
da ısrar edildi. •
1995'te yaptığı bir konuşmada
"Cumhuriyet'in kendisiiçin bir anlam
ifade etmediğine" ve "laikliğin Mûs-
lümanlaşnnlması,adem-imerkezi bir
yaprya dönülmesi" yönündeki ifade-
lerin arkasında durduğunu açıklayan
Başbakan Müsteşan Omer Dinçer'in
eşgüdümünde hazırlanan tasan, fel-
sefesi değişıtirilmeden yasalaştınl-
mak isteniyor.
Görüştüğümüz uzmanlann yeni ta-
sanyla ilgili yorumlan şu noktalarda
Meclis'te AB reformu'
AKP'nin yeni tasansı makyaj niteliğinde değişiklikler içeriyor. Tasan, sosyal devlet yerine
'düzenleyici devlet', kamu hizmetüıi Özele devTetme felsefesi sürüyor. AKP, teftiş
kuTullannın kaldınlmasuıda da ısrarlı.
odaklaşıyor:
-Yeni tasan, üniter yapıyı, ulus dev-
let yapısını çözücü hükümleri yine
içinde banndınyor.
- Yeni tasanda, teftiş sistemiyle il-
gili olarak. Içişleri, Maliye, Milli Eği-
tim, Sağlık ve Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik bakanhklannda rehberlik ve
denetim birimi oluşturulabileceği ön-
görülüyor. Böylece sanki, asıl olarak
Sağlık Bakanlığı hariç \alilik emrin-
de taşra teşkilatı kurabılecek olan tef-
tiş görevi verilmiş gıbı gözüküyor.
Oysa, adma rehberlik ve denetim bi-
rimi denen bu birimler. ana hizmet bi-
nmi olarak örgütlenebileceklerdir.
Bakanlık örgütlenmesinde ana hız-
met birimi, hıyerarşık yönetim biçi-
mıne göre çahşan birimdir. Bunlara
mevcut teftiş kurullan gibi inceleme
ve soruşturmanın gerektirdiği özerk-
lik tanınamaz. Dolayısıyla yeni tasa-
nda getirilen bu düzenleme, teftiş hiz-
metüıi tümden kaldıran felsefeden
bü" adım dahi vazgeçılmedığini gös-
teriyor.
- Tasan, eskısinde olduğu gibi kal-
kınma plancılığını reddetmeye de-
vam ediyor.
Ücretfiden denetçi olamayacak
- Tasan ile getinlen halk denetçisı-
ne "hukuka uygunluğu değerlendir-
me" görevi verilmesi yanlışhğından
bü" ölçüde dönülmüş, yerine "anlaş-
mazhİdann çözümüne yarduncı ol-
ma* sorumluluğu yüklenmiş. Buna
karşılık halk denetçisüıin "ücretii bir
işte çalışamaz" denerek, şirket sahi-
bi olabüeceği, tüccar olabileceğüıe
ilişkin hüküm aynen bırakılmış. Böy-
lece özel sektör, yan yargısal temsil-
cıler yaratabilir hale getiriliyor.
- Kamu hizmetlerinin önce yerel-
leştirilmesi, daha sonra da özelleşti-
rümesine ılışkın maddeler korunmuş.
Kamu hızmetlerinin de\Tedümesi yet-
kisı eski tasanda yer alan "yetkfli or-
gantor" yerine "kanuna" verilerek. öz
itibanyla herhangi bü değişiklik ya-
pılmamış. Çünkü, önemli olan kamu
hizmetlerinin halkın ihtiyaçlan doğ-
rultusunda yeterli ve nıtelıkli biçim-
de görülmesidır. Kamu kurumlannın
bu hizmetleri görmekten kaçınması,
adeta görev üımali olarak görülmesi
gereken bır durum. Bu tanım, tasan-
Annç'ın hedefi
'sivü'güvenlikANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
Adıyaman Milletvekili HüsrevKuthı'nun
TBMM taburundan rahatsız olduğunu
"Kendimi kışlada gibi hissediyorunT sözleriyle
açıklaması, TBMM Başkanı Büfcnt Annç'ın
TBMM'nın güvenliğiyle ilgili projesıni yeniden
gündeme getirdi.
TBMM Başkanı Bülent Annç'm "Mecfiste AB
reformu" kapsamında hazırladığı projeler
arasında TBMM güvenliginin yeniden
yapılandınlması yer alıyor. Proje, "Mecüs
kampusu güvenlik sistemi, yüksek teknoloji ile
yeniden yapılandınlarak sKil görünüm ön piana
çıkanlacak" biçımınde açıklanıyor. Bu
çerçe\ede TBMM'nüı güvenliğıni sağlayan
TBMM taburunun yeni
projeyle nasıl bir
konuma getirileceği
konusunda aynnülı bü"
açıklama yapılmadı.
Annç, yasama yılının
başında düzenlediği
basın toplantısında,
Mecüs'ÜÎ askerler ve
polis olmak üzere iki
ayn koruma biçüni
olduğunun
anımsatüarak
"Güvenlik tamamen
özeOeşecek mi'"
sorusuna şu yanıtı
\ermişti:
tt
Cumhurbaşkannğı
Muhafiz Alayı'na bağh
olarak MecMs Muhafiz
Mangası adıyta
kurulmuş, sonradan da muhafiz taburu haüne
gelmiş SOO'e yakm askerimizi banndıran bir
taburumuz var.
Bunlar saat 19.00'dan sonra kapılarda
nöbeti devTahyorlar. Bazı arkadaşlanmızın
bu saatten sonra giriş ve çıkışlartla sıkıntı
yaşadığuu bflhorum. Ancak tabur komutanuun
ania\işn ta arkadaşlanmız bu sıkuıülan aşmış
ohnahlar. Şu anda, hemen bu aşamada Meclis'in
muhafiz taburunun çıkarüünak suretiv k veya
poösin gönderilmesi sureti>fe bir künliğe
kavuşturubnasnun peşinde değfliz.
Ama mesela şu olabüir; Dikmen kapısmdan
Mecüs'e zharetçi olarak girecek vatandaşlanmız,
ük karşdaşûgı kapıda önce shil halkla
Oişkfler görevtikrini görüp sonra polisin
kimlik tespiti \t aramasuıdan geçüikbilir.
TBMM srvil bir kurumdur. Bu srvü kurumda
shiIKği ön plana çıkarmakda herhalde
sonuıuzun karşüiğıdır.*'
• AXP'1İ
Kutlu'nun sözleri,
Annç'ın
TBMM'nin
güvenliğiyle ilgili
projesini yeniden
gündeme getirdi.
Projeyle, TBMM
güvenliginin
yüksek teknoloji
ile yeniden
yapılandınlarak
sivil görünümün
ön plana
çıkanlması
planlanıyor.
Istanbul'daçete operasyonu
İstanbul'daçaHıklano{onıobffleriparçalayaraksaüna\a
çalışüklan öne sürülen 14 kişi yakalandı. Asayiş Şube
Müdürlüğü'nden yapılan açıklama>a göre, Tuzla Ilçe
Emnhet Müdüıiüğü ile Oto Hırsızhk Büro Amiriiği
ekiplerinin ortak çalışmalan sonucu. elebaşı
konunwndakiE.C.wRK'nindearalaniKİabulunduğu
14 kişi gözalüna ahndL Gözalbna aiuıan 14 kişi cürüm
işkmek amaa 3e teşekkül oiuşturmak, oto çabnak,
çahnü otoyu degiştirmek, parçalamak, parçalannı
satmak, tezkere belgesiz pompab nıfek bulundumıak
suçlanndan Kartal Adlrvtsi'ne gönderikti. Bu kişilerin
verdikkri biigiler doğrultusunda harekete geçen polis,
çahnü oMuklan beürienen değişik marka ve modetde
17adetotomobifielegecirdL(Fotoğraf: HlLAL KÖSE)
da aynen kalmış.
- Eski tasandaki gibi bu tasan da
yurrtaş. ve halk sözünü sevmiyor. Ka-
mu yönetiminin muhattabı olanlan,
hizmetten yararlanan olarak görüyor.
Hizmetten yararlanan Türkiye Cum-
huriyeü yurttaşı olsun olmasın, Tür-
kiye Cumhunyeti sicillerine kayıtlı
olsun ohnasın, yerli ya da yabancı
her şü"ket tasannın deyişiyle "kurum
dışıişj'eri'' olarak kabul görüyor. Ka-
mu yönetimıninkurulus ve işleyişin-
de hizmetkârlığına temel sayılan kit-
le bu kitle olarak ortaya çıkıyor.
Düzenleyid devlet
- Tasannın felsefesinde değişmeyen
bü" önemli tercih de tasannın piyasa-
yı düzenleyici devlet kurmaya güiş-
mesidir. Bundan sonra yapılacak tüm
düzenleme ve kurulacak büimlerin
OECDpatentli "düzenleykietkiana-
fizi" eliyle yapılacağı hükme bağlan-
maktadır. Düzenleyici dev-
; let kurmayı üstlenmek üze-
re idareyi geliştirme baş-
kanlığı görevlendüiliyor.
Amaç maddesüıde ifade
edilmesüıden vazgeçihniş
obnakla büiikte tasannın
sosyal devlet yerine, dü-
zenleyici devlet ilkesini
tercihten vaçgeçmediği gö-
rühnektedü". Tasan, Prens
Sabahattin diliyle adem-i
merkeziyetçilık, AB diliy-
le subsidiarite, anlaşılabi-
lü" bü" dille yerelcilik ilke-
sine dayanmayı sürdür-
mektedü-. Ancak yeni tasa-
nda, kamu yönetimi bir
fıkrayla yerellik ilkesine
göre kurulurken, bır başka
fıkra "bütünhığü esasOr"
demektedır. Bu önemli bü-
çelişkidır.
- Kamu kurum ve kuru-
luşlanyla özel sekteör ve si-
vil toplum kuruluşlan ara-
sında hizmet ve işlevler
yüklenecek yönetişimci
devlet tercihi de yeni tasa-
n ile sürdürülmektedir. Bu
durum, üst kurullar olarak
gördüğümüz yeni tip me-
kanizmalann tüm kamu
hizmet alanlan için yay-
gınlaştınlacağını göster-
mektedü".
- Tasanda, eski tasanda
yer alan ve türbana ser-
bestiik tanıyan örtülü mad-
de de aynen korunmuştur.
AKP ve CHP eski bakanlar hakkındaki soruşturmalara hâlâ üye bildirmedi
Koıııisyoıılamı sadece adı varANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-AKP ve CHP, 9 Arahk 2003'te
eski Başbakan Mesut Yıhnaz ile
eski bakanlar Hüsamettin Özkan,
Recep Önal, Güneş Taner, Cum-
hur Ersümer ve Zeki Çakan hak-
kında kurulan 3 ayn komisyona he-
nüz üye bildirmedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 9
Arahk'ta yapılan göriişmeler so-
nucunda eski Başbakan Mesut
Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Gü-
neş Taner hakkında, Türkbank iha-
lesüıe fesat kanştırdıklan gerek-
çesiyle sorusturma acılmasına ka-
rar verilmişti. Aynı gün yapılan
görüşmelerde uyguladüdan ener-
ji politikalan, doğalgaz anlaşma-
lan ve bazı üıaleler nedeniyle es-
ki Enerji ve Tabii Kaynaklar ba-
kanlan Cumhur Ersümer ve Zeki
Çakan hakkında sorusturma açıl-
almayarak Türkiye Halk Banka-
sfnm zarara uğramasuıa neden
olduklan iddiasıyla da eski Dev-
let Bakanı Recep Önal ile eski
' • TBMM Genel Kurulu'nda eski Başbakan Mesut Yılmaz
ile eski bakanlar Hüsamettin Özkan, Recep Önal, Güneş
Taner, Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan hakkında üç ayn
j sorusturma komisyonu kurulması karan alınmıştı. Aradan
' geçen üç haftalık süreye rağmen AKP ve CHP komisyon
üyelerini TBMM Başkanlığı'na bildirmedi.
ması kararlaştınlmıştı.
Aynca bakanlıklan sırasuıda il-
gili kuruluşlann raporlannın ge-
reğinin yapümasını gecüchrerek
ve gerekh önlemleri zamannıda
Devlet Bakam ve Başbakan Yar-
dımcısı Hüsamettin Ozkan hakkın-
da Meclis sorusturması açıhnası
karanna \
ı
anbnıştı.
Sorusturma komisyonlan 10"u
AKP, 5"ı de CHPTi üye olmak
üzere toplam 15 kişıden oluşacak.
TBMM tçtüzüğü'ne göre grup-
lar, TBMM Başkanlığına üye sa-
yılannın üçer katı aday bildke-
cek. TBMM Genel Kurulu'nda
yapılacak kura çekimi sonucu so-
rusturma komisyonlannın üyele-
ri belu"lenecek.
Yeni önergeter
TBMM Genel Kurulu'nun 6
Ocak salı günü yapacağı toplan-
hda da eski Bayındırlık ve îskân
bakanlan Koray Aydın, Abdülka-
dir Akcan ve Yaşar Topçu hak-
kındaki sorusturma önergeleri ele
alınacak.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Yılbaşı sabahı 18 yıldır Londra'da
yaşayan Ipek'in kız kardeşi Dr. Fe-
za ve eşi Dr. Bülent'le birlikte bir Ha-
liç gezisine çıktık. Gecenin yorgun-
luğunun mahmurluğu gözlerimizden
silinmeden Eyiip'te Piyer Loti Kahve-
si'ndeydik. Sonra Haliç'in karşı kıyı-
sındaki Miniatürk Park alanına gittik.
Ülkemizin dört biryanınayayılmış,
tarihi binalann minik asıllannı seyre
başladık. Konya'daki Mevlana Külli-
yesi'nden Edirne'deki muhteşem Se-
limiye Camii'ne doğru yol aldık. Mev-
lana Külliyesi'nin tarihi 1274'tü. Ye-
şil kubbeli kümbet Türk göçebe ça-
dırlannı sembolize ediyordu. Yeşil
Türbe, mimar Bedreddin Tebrizi ta-
rafından Selçuklu veziri Muhyiddin
Pervane'nin kansı Gürcü Hatun adı-
nayapılmıştı.
Selimiye Camii'nin miman ise Si-
nan'dı. Selimiye, Osmanlı ihtişamının
sembollerindendi. Osmanlı Sultanı
II. Selim adına 1568 -1575 tarihleri
arasında yapılmıştı. 18 kubbesi, 71
metre yüksekliğindeki dört minaresıy-
le Mimar Sinan'ın olgunluk döne-
minin eserterindendi. Yolumuzun üze-
Tarih Karşısında Yalnızlık
rine Ankara'da Hacı Bayram Camii'nin
bahçesinde yer alan Augustus Tapı-
nağı çıktı. Roma Imparatoru Augus-
tus adına inşa edilmişti. Bizans Im-
paratorluğu zamanında bir dönem
kılise olarak da kullanılmıştı.
Üzerine türküler yakılan ünlü Ma-
labadi Köprüsü'nün yapılış tarihi
1147'ydi. Ârtuklular tarafından inşa
edilmişti. Yanına yapılan yeni köprü
nedeniyle artık bu ünlü köprü kulla-
nılmıyordu. Çocukluğumun en etkili
tarihi yapılanndan birisi Tarsus'taki
Baç Köprüsü'ydü. Şehrin Adana yö-
nündeki sınır kapısı da sayılan bu
köprünün Bizans Imparatoriuğu dö-
nemindeki adı Justinianus Köprü-
sü'ydü. Osmanlı Imparatoriuğu dö-
neminde köprüden kente girenler-
den baç adiı bir vergi alındığı için
köprünün adı Baç Köprüsü olmuştu.
Miniatürk Parkı'ndaTarsus'un bu ün-
lü köprüsü yoktu, ama Adana'nın Taş
Köprüsü vardı. Taş Köprü eski Ada-
na'nın sembollerindendi. Roma Im-
paratoru Hadrian tarafından II. yüz-
yılda yaptınlmıştı. Abbasi Imparato-
ru Harun Reşit köprüyü daha da ge-
liştirmişti. Tarsus'un Baç Köprüsü de
Malabadi Köprüsü gibi artık kullanıl-
mıyor. Hatta daha da beter, toprağa
gömülüp kaybolmak üzere. Iki bin yıl
kullanılan köprü son 30-40 sene için-
de kaderine terk edilmiş durumda.
Acaba, Taş Köprü hâlâ kullanılıyor
mu?
Amasya'nın Yahboyu evleri daha
yeni birtarihe ait. 0 evlerde yaşayan
Rumlardan yalnızca anılar kalmış.
Nemrut'un tannlan da yerlerini almış-
lardı. Selçuklu veziri Karatay tarafın-
dan yaptınlan Karatay Medresesi hâ-
lâ bütün ihtişamıyla duruyordu. Sel-
çuk'taki ünlü Artemis Tapınağı'nın
yalnızca izleri kalmıştı, gerisi Ingilte-
re'deydi, British Museum'ataşınmış-
tı. Yapılardan en etkileyici olanlardan
birisi Izmir'deki Meryem Ana Manas-
tın'ydı. Parktaki makette muazzam bir
yapı görünüyordu. Bu kıliseden he-
men hemen hiçbir şey kalmamıştı.
Sembol yapılann arasında dolaş-
tıkça, sahip olduğumuz ve giderek yok
ettiğimiz büyük tarihi ve kültürel mi-
rasın haşmetinden etkilenmemek
mümkün değildi. önlerinde duruyor,
o yapıya ilişkin kısa tarihi özeti dinli-
yor ve henüz onun etkisi geçmeden
diğerinin macerasına takılıyorduk.
Her birinin ardında koca bir tarih ya-
tıyordu. Ne imparatorluklar gelmiş, ne
sultanlargeçmişti. Tarih birsu gibi gö-
zümüzün önünden akıp gidiyordu.
Doğubeyazrt'taki Ishak Paşa Sara-
yı'nı dana önceden gezmiş ve öykü-
sünü öğrenmiştik. Parkın içinde o
muhteşem sarayı gördüğümüzde de
çok etkilendik. Tabii, o dünyalar gü-
zeli Mardin kentinin maketi de etki-
leyiciydi.
Bir grup 68'li yeni yılı, Mülkiyeli ar-
kadaşımız aktör Halil Ergün'ün evin-
de karşılamıştık. Küçük dertlerimiz,
güncel kaygılarımızla, "Neolacakbu
dünyanın haJi", "Ne olacak bu Tür-
kjye'nin hali"diye kaygılara düşerek...
Kendimiz, yakınlanmız için sevinç-
ler, umutlar, çaresizlikler salıncağın-
da o yana bu yana sallanmaya de-
vam ediyorduk.
O koca Ishak Paşa Sarayı'nı yap-
tırmış Ishak Paşa kim bilir ne kaygı-
larçekmişti? Çocukları, torunlan için
ne önlemler almıştı. Hiç birisinden
bir iz bile kalmamıştı. Sultanahmet
Meydanı'nın ortayerindeki MısırObe-
lisk'ini inşa eden mimar acaba kimi
seviyordu? Kaç eşi vardı? Bir kadın
mimar onu yapmış olabilir miydi?
2004 yılındayız. 2004 yıl önce Ana-
dolu topraklannda yaşayan insanla-
rın torunlan biz miyiz? Yani biz Türk-
ler. Hititler'in, Bizans'ın insanlan ne-
relere gittiler? Insanlığın tarihi içinde
bizim 60-70 yıllık ömrümüz ne ya-
zar? Dünya tarihi içinde insanlığın ta-
rihi ne yazar?
2004 yılındayız, bizim sevinçleri-
miz, umutlanmız ve kaygılarımız da
bize özgü olacak. Hepinize banş,
sevgi ve umut dolu bir yaşam diliyo-
rum. Tarih karşında kendi kaderimiz-
leyalnızgibiyiz...