02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2004 CUMARTESİ HABERLERIN DEVAMI TU HKIYE •stanbu! S 10 Sınop B 10 —örne 7 Samstn Y 10 Kocaelı S 13 Trabz m Y 10 Ilanakkale S 12 Giresan Y 10 !.zrnir B 13 Ankaj'i Menısa B 12 Eskigcnf Denizli J3 V\_ Konye 9 Sıvas K 1 Zonguldak B 10 Antafcya B 13 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y Y K K 16 18 10 10 7 7 3 5 rjslo Butun bolgelerımız parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karade- nız, iç Anadolu'nun dogusu. Doğu Akdenız ile Doğu ve Guneydo- ğu Anadolu bölgelerı yağışlı geçecek Hava sıcaKlığı yurdun ıç ve kuzeyüoğu kesımlerın- de hıssedılır derecede azalacak, dığer yerter- Bonn DIS MERKEZLER B -11 ğ de bıraz artacak Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn K B Y Y Y Y Y -7 -3 5 6 5 8 6 Münıh Y 6 Zürıh Berlin Budapeşte Madrıd Vlyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y B K Y K Y B 4 8 11 3 10 5 13 14 Moskova K -2 8 Aşkabat B 15 Astana B -13 Taşkent Y 10 B 14 Bışkek Y Kahıre Y 7 Şam Y 15 Parçalı bulutlu t Çck bulutlu IbKartı Sulu kar , Gök gurultulü GUNCEL CUVEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada önkoşulu, Annan Planı'nı cabul etmek, 1 Mayıs 2004'e kadar Kıbns sorurunu çözmemizdi. Ver Kıbrıs'ı al tarihi slocanı ağızlarında sakız, durmadan çiğnediler. Çözümü engelleyen c>gelenn başında gelen Rauf Denktaş'ı görüşmecılikten uzaklaştınmak, AB-ABD-ingiltere ve Atin a«öoğrultusunda düğü- mü şıp dıye çözecek olanı ^ömeğin M. A, Talat'ı) i-şbaşına getirmek gerekliyl. Dışateslim olmuş, bumunun ucundaki gerçek- lerden nasip alrnamış olan bu tayfayı bu hükümet, Denktaş düşmanlığını aç«ça dile getiren RTE, sö/lemlerı ve davranışlan^la destekledi. Dışardan içerden baskıim son umudu KKTC seçimleriydi. 14 Aralık'ta Cenktaş'ı destekleyen- lenn tasfiye olacağına dayanıyordu. Olmadı. Baş- lannatuğla düştü de bırder kendilerine gelip ger- çekleri mi gördüler, yoksa içe'deki kimi engelle- ri aşamadılar mı veya Talat a ve benzerlerine faz- la güvenılemeyeceğini mianiadılar, elbette kes- tirmek olanaksız. Devlet içi devlet dışı veı kurtulcu tayfası hüs- rana uğradı. Ver kurtul tayfasının, Denktaş'ın tasfiyesinde, KKTC'nin ortadan kaldımlrrıası, Kıbrıslı Türklerin Rum yönetiminde azınlık statüsüyle teslim edil- mesini içeren tezlerinde, Talat'ı veya bir benzeri- ni tek sorumlu duruma grtırme çabaları da ba- şanlı olmadı. 1 Mayıs'a kadar sorun jözülmezse dünyanın sonu değil diyenleri Türkye'nin geleceğini en- gelleyen, statükocu diye sjçlayanlar, Brüksel'de makule dönüşü gösteren hava değişıkliğı başla- yınca birden ağız değiştirmeye... 1 Mayıs'a kadar Kıbrıs sorununda ileri adımlar atılırsa, çözüm görüşmelerinir, dahasonraki gün- lere sarkmasmın tarih alrnamız önünde engel teş- kil etmeyeceğını söylemeye... Bir koşu Brüksel'e gidtp gelenler; "1 Mayıs'a kadar bir çözüm bulunırtasını AB memnuniyetle karşılayacak. Çok rahatlayecak. Ancak çözüm bu- lunmaması da AB'yi rahatsız etmiyor" demeye başladılar. Yarınlarda bir gün -olur ya- Brüksel, soruna çö- züm bulunmaması bizi ranatsız eder deyiverse; papyon kravatlı eskı dip-lcmatı, üç beş aylık Dı- şişleri Bakanlığı'nı kartviziiınde kullanan profesö- rü, dönekliğin kitabını yazanı, şık giysilı bol para- lı ağzı laf eder, eli kalem tu:anı, kısacası bizim ver kurtul tayfası derhal ağız değiştirir... Bir yerden düğmeye basılmış gibi kcro halinde "çözüm de çözüm, yoksaAByok" diye sütunlarda, ekranlar- da çığhklar atacaklarındar zerre kadar kuşkunuz olmasın, • • • Ama çözüm diye bastıran tayfadan hiçbirinin ortaya çıkıp, çözüm işte şu şu koşullarda ya da Annan Planı'nda bu bu maddelerin değiştirılme- siyle olanaklıdır, ulusal yararlarımızı karşılar de- diğine ne rastladınız ne de rastlayacaksınız. Bekledikleri gibi gelişmedi olaylar. Güvendik- leri dağlara kar yağdı. Denktaş, görüşmeci kaldı. Teslimiyetçi, ver kur- tulcu Talat tek başına KKTC yönetimine egemen olamadı ve... Kıbrıs politîkasında biryıldırzikzak- lar çizen Ankara'daki bu hükümet; nihayet sağ- duyunun (veya başka bir şeylerin zorlamasıyla) Annan Planı'nda KKTC'nin varlığını koruyacak, Kıbrıslı Türklerı güvenceye alacak olmazsa ol- maz koşullar saptayarak yeniden görüşmelere hazır olduğunu açıkladı. • • • Bu tayfa Romano Prodi'nin resmi ziyaretine fazla bel bağladı. Oysa P'odi. gelmeden önceki demeçlerinde neler söylediyse, hemen hemen aynısını.TBMM'dekikonuşmasındayineledi. Re- formlara övgü yine aynı tcndaydı. AB deyince eli ayağı kesilenleri sevindiren tek cümlesi, "üyeliğe çok yaklaştınız"d\. Konuşmanın satır aralarını dikkatle incelemek gerekiyor. Örneğin üyeliğımize çoook yaklaştığı- mızı söylerken Prodi; Türk kamuoyundaki AB üyeliğı arzusuna karşın, "Avtvpa kamuoyunun (AB üyesi ülke haklarının) Türkiye'nin üyeliğine olumlu bakmadığına" deginmek gereğini neden duydu acaba? Hollanda ve Avusturya gibi ülke- lerin tarih verilmesine karşı olduğunu söylemek- ten niçin çekindi? Bağımsız Türk yargısının elin- deki bir davayı TBMM kürsüsüne taşıması mü- dahaleci bir zihniyeti sergilemiyor muydu? Prodi bilinen olumluları söyledı, ama olumsuz- ları da ustaca sergiledi. Tarih alma uğruna devletin temel politikalarını allak bullak eden bizim devlet içi devlet dışı ver kurtulculare; küçükbirdeğişıklikleOrhanVeli'nin şiiri pekâlâ /akışıyor: "Aralık 2004'te denizı göreceksin/Sakın şaşır- ma". 18 OCAK PAZAR Saat 20 00 İZMI« SANAT BİUTT SJtTlŞ: bmir S M ft< *&> 25 89 - K.yıkM Kabie tttrfK* AlMncak D U - Atuncrt VdkonnH - KüUraju Berfkı Kttabevl Buo Dtmıor Ktabevl • iornova & K-Ha O& tUtnol Sahibinden Satılık 2001 Palio 1.2 S Tel:0535 941 05 86 Incirlik'te rotasyonVVASHINGTON/ ADANA (AA) - Irak'takı Amerikan askerlerinin rotasyonu ışleminde ge- çiş noktası olarak kulla- nıma gıren tncirlik Üs- sü'nde, aynı anda azami 2 bin misafir askere hizmet verebilecek şekilde dü- zenlemeler yapıldığı be- lırtildi. ABD Hava Kuvvetle- ri'nin resmi yayın organı olan Air Force Link'te ya- yımlanan habere göre. üs- se gelen Amerikalı asker- lerin geçicı süreyle ağır- lanmasından sorumlu bi- nmin komutanı Yarbay Jeffery Linskens, misafir as- kerlerin yeniden uçaklara bin- meden önce Incirlik'te ortalama birkaç saat kalmalannın plan- landığını söyledi. Linskens, ola- ğanüstü durumlardaysa askerle- ADD'DEN İNCJRLİKTEKİ CİZLİLİĞE TEPKİ ANKARA (AA) - Atatürkçü Dü- şûnce Denıeği (ADD) Genel Baş- kanı Ertuğrnl Kazancı, hükümetin tncirlik Üssü'nü ABD'li askerlerin rotasyonu için kullandırması kara- nyla ilgili olarak, "Kendi halkın- dan ve meclisinden saklı bir siya- set anlayışı dehşet vericidir" de- di. Kazancı, yaptığı yazılı açıkla- mada, TBMM kararı olmaksızın Kore'ye asker gönderilmesinin ta- rihsel yanlışlığının belleklerde ol- duğunu dile getirerek, yıllar sonra aynı tutumun Türk topraklannın TBMM karan olmaksızın kullanı rin bir gece kalabilmesi için ge- reklı tedbirlenn alındığını \ e ay- nı anda 2 bin kişiye hizmet \e- rilebileceğini anlattı. Irak'takı Amenkan askerlennin ABD'ye dönüşüne öncelikle Musul böl- mıyla kamuoyu gündemine geldiği- ni kaydetti. Kazancı şöyle devam ettı: "Atatürkçü dış politikalan yadsıyip emperyaüznıin yandaşlı- ğını gizli anlaşmalara bağlı yü- rütmek. son yarım yü/yıhn çokça rastlamr tablosudur. Kendi hal- kından ve meclisinden saklı bir siyaset anlayışı ise dehşet verici- dir. Stratejik uyduculuğun bir politika sayılması. ulusalcı ve tam bağımsızlıktan yana olmanın reddi anlamındadır. Tarih, böy- lesine tutumun bir ülkeye esenlik getirdiğine asla tanık değildir." gesinden sorumlu 101'inci Ha- va tndirme Tümeni'nden baş- landı. Bu birliğin yenne. AB- D"de konuşlandınlmış başka bir birlik aynı bölgeye intikal ede- cek. 101'inci Hava tndirme Tü- menı'nde görevlı kadm subaylardan Yüzbaşı Jen- nifer Newsome. Irakta görev yaptıkları bölgede çok zor şartlarla karşılaş- tıklannı belirterek "I- rak"tan sonra burası cennet gibi. Çok mem- nunuz" dedi. Üs yetkilileri, tncirlik'e geçicı süreyle gelen as- kerlerin ağırlanması için büyük bir hangann ziya- retçi merkezine dönüştü- rüldüğünü anlattılar. Bu merkezde, alışvenş yapı- labılecek yerler, hediyelik eşya satan dükkânlar. ye- mek yenilebılecek bir bö- lüm. küçük bir kitaplık. internet bağlantılı bılgısayarlar, telefon- lar \e dev televizyon ekranlan bulunuyor. Bazı askerler. tncir- lik'te zamanlannı video izleye- rek geçırıyor. PROF. DR. TUNÇ EREM '50 yıl geriye gidecektik' Eğitim Ser\isi - Mar- mara Oniversıtesi Rektörü Prof. Dr. Tunç Erem, çağ- daş eğitim yolundaki mü- cadelelerinin süreceğini belirterek, "Atatürk cum- huriyetinin temel ilkele- rinden ve laiklikten hiç- bir zaman taviz vermeye- ceğiz" dedi. Universitenin Sultanah- met'teki rektörlük binasın- da düzenlenen "Marma- ra Üniversitesi 121. Ku- ruluş Yıldönümü"nde konuşan Prof. Dr. Tunç Erem. üniversitelerin önündeki en büyük enge- lin "kurumsal özerklik" olduğunu vurguladı. Çö- züm yollannı en iyi gören- lerin, sonınlan bizzat ya- şayanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Erem, "Üniver- sitelerarası Kurul ola- rak, çağdışı yükseköğre- tim şartlannı geri çektir- meseydik. üniversiteleri- miz karanlığa gömüle- cek, belki de 50 yü geriye gidecekti. Çağdaş bir yükseköğretim reformu konusunda mücadelemiz bundan sonra da süre- cek" diye konuştu. Törende konuşan Istan- bul Yüksek Ticaret ve tktı- sadi ve Idari Bilimler Fa- kültesi Mezunlar Derneği Genel Başkanı Sabri Tü- mer de "Türkiye Cum- huriyeti"ni kuran. çağdaş dünya ile entegrasyonu- nu sağlayan aydınlanma devrimini başlatan Mus- tafa Kemal Atatürk'ün mareşal üniformalı res- minden korkan ve rahat- sız olan siyasi zihniyetler- le karşı karşıyayız" dedi. Kameraya protesto ^ ^%/ A yerleşkelere konulan ka- meralarla izlendiklerini belirterek Sultanahmet'teki rektörlük bina- sı önünde protesto eylemi yaptı. Marmara Üniversitesi Öğrenci Plat- formu imzalı, 'Kamera, YÖK, disiplin yönetmeliği kaldırılsın' yaa- lı pankart taşıyan öğrenci grubu, universitenin rektörlük binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, kameraların hırsızhk gerekçesiyle konulduğu, oysa yerleşke koridorlannda çalınacak bir şey olmadığı belirtildi. (Fotoğraf: ERHAN KEMAL ÖZMEN) Ömer Dinçer'in dosyası kabarık I Baştarafı 1. Sayfada Muhammed Ekrem Han'a gön- derme yaparak "tslam ekono- misi gerçek hayat şartlannı ts- lamın dünya gorüşüyle bütiin- lük içinde inceleyen bir bilim dalıdır" görüşüne yer verdı Dinçer sunuşuna, çevirisini yap- tığı kitabı değerlendirirken şun- lan yazdı: "Bütün makaleler birlikte değerlendirildiğinde, kitabın hem İslam ekonomisinin an- lam ve kapsamım açıkladığı, hem de bugünkü meselelerin gayet açık bir şekilde tartışıldı- ğı görülür. Eser, bir yandan ko- nuyla ilgili olmayan herhangi bir okuyucuya İslam ekonomi- sini tanıtırken diğer yandan bugüne kadar tslam ekonomi- si adına yapılanlann bir kriti- ğini sunmaktadır." Ömer Dinçer'ın çevirisini yap- tığı kitabın Muhammed Ekrem Han tarafından yazılan "Ön- söz"ü ise besmele ile başlıyor. Muhammed Ekrem Han, ki- tapta "Genel Bir İslam Ekono- misi Teorisine Doğru" başlıklı bir gelişme süreci kurarken "Ka- mu politikalarının analizP'nın üstüne "değişim hipotezi"ni, o- nun üzenne de suasıyla "'İslami uygulamalar, Geçiş teorisi, İs- lam toplumu"nu oturtuyor ve sonuçta "İslam ekonomisi ge- nel teorisi"ne ulaşıyor. Dinçer'in çe\'irisine göre, Mu- hammed Ekrem Han kıtapta, la- ikliğin eleştirisini yaparak her alanın Islamlaştınlmasına ilişkin kimi öngörülerde bulunuyor. Ki- tapta yer alan konuya ilişkin ki- mi bölümler özetle şöyle: - Batı ekonomileriyle beraber ayn bir ders olarak tslam ekono- misinin okutulması, bilginin ts- lamlaşması fjkrine asla uygun GENEL BİR İSLÂM EKONOMİSİ TEORİSİME DOÖRU İSLÂM EKONOMİSİ GENEL TEORİSİ İSLAMIN ETKİLERİ KONUSUNDA HİPOTEZLER İSLAMİ UYGULAMALAR İSLAM TOPLUMU GEÇİŞ TEORtSl DEĞİŞİM HİPOTEZİ EGfflMVE DİÖER SOSYAL MÜESSamlN ROLO SOSYAL GERÇEKLERİN FARKEDİLMESİ KAMU POLfTİKALARlNlN ANAÜZİ düşmez. İslam ekonomisi kavra- mı, tanntanımaz düşünce yapısı içinde son iki asırdır geliştirilen laik bilimlerin tslamlaştınlması çalışmalannın bir parçasıdır. La- ik bilimlerin kapsamı sadece de- neysel metotlarla elde edilen bıl- gilerden ibarettir ve bu bilgiler hayatın maddi yönüyle ilgilidir. Dolayısıyla bu bilgiler insanlan Allah'tan uzaklaştırmanın bir aracı olmuştur. Batı bilimleri Al- lah'ın halifesi olarak yaratılan insanı bütünüyle kapsayan ilahi plan karşısında hayatın yapabile- ceği hiçbir şey olmadığını hesa- ba katmaz. Aynı zamanda batı değerleri bilime önemli ölçüde etki etmiştir. Bilım, batı inanç sisteminin bir elemanı durumun- dadm Kabaca laik dünya görü- şüyle bılim iç içe girmiştir. Bili- min îslamlaşması hareketiyle, ts- lamın dünya gorüşüyle bütünle- şen ve dünyevi olandan sonsuz ve evrensel olana doğru değiş- menın tasviruıı yaparak bütün bi- limlerin eleştirilen bir analizi an- laşıhnalıdır. Bu aslında Müslü- man ümmetin darmadağın hale getirildiği dönem içinde ortaya atılan bütün bilimlerin yeniden yazılması demektir. - Ekonominin îslamlaştınlma- sında ekonomik meseleler hak- kında temel olarak Islamın alın- ması gerekir. - Laik ekonomi, eleştirilen bir yaklaşımla ele alınmah, îslama uygun bölümlerin tasnifi yapıl- malı ve bu bölümlerin tslamla bütünleşmesi sağlanmalıdır. Da- ha sonra İslam ekonomisi olarak kabul edilebilecek bir ders hali- ne getirilebilir. Bu ders, laik eko- nomiden tamamen ayn bir eko- nomi olarak ortaya konulmahdır. - Bizim nihai amacımız, öğ- rencilerde açık bir tevhid (Al- lah'ın birliğine inanma) anlayışı- nın sağlanmasıdır. Yeryüzünde insanın yaratılmasının amacı Al- lah'a itaat etmek ve ilahi emirle- ri yerine getirmektir. Bu amaç bütün bilimlerin nihai amacı ol- malıdu-. İslam ekonomisinin öğ- retilmesi tevhid şuuruna ulaştı- nlmazsa eğer, tslam ekonomisi- nin diğerlerinden farklılığı ve haklılığı anlaşılmaz. Tevhid şu- uruna ulaştınlmayacak kitaplar- la piyasayı doldurmak Kuran'ın "kitap taşıyan" ayıplamasına (Cuma suresi 5) muhatap olmak- tır. - Bilginin İslamlaştırılması ha- reketi, günümüz laik toplumla- nndan îslam toplumuna geçiş (için) bir araç olacakrır. Bugüne kadar değişim süreci, çoğunluk- la politik bir süreç olarak algı- lanmıştır. Sonuçta, İslamlaşma süreci sadece bir politik süreç olarak kabul edilse bile Müslü- man gruplar faydalı kanunlar ha- zırlayabilirler. .\ncak, gerçek ha- yat şartlarının farkında olan ve bu hayatla ilgili problemleri çöz- me kapasitesi \e kabıliyetine sa- hip liderhği oluşturamazlar. Po- lıtık sürecin önemi inkâr edile- mez, ama tüm bilginin İslamlaş- tınlması hareketi politik alanda da gerçek lider tipini yetiştırme- ye yardımcı olacakrır. Öğrencile- rin gerçek hayatın içinde tslami uygulamalara yönelik bir şekilde eğitilmesi islamlaşma sürecinın bir safhasıdır. GUNDEM ML'STAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada kiye temasları için şu tanımı yapsak abartma sa- yılmaz: Prodi'nin parodisi! Her şeyden önce şunu vurgulayalım ki; konu gerçekten cıddi. Çağımızda bölgesel açılımlar büyük önem taşı- yor. Uzak Asya'dan Amerika'ya, Avrupa'dan Af- rika'ya kadar her kıtada bölgesel işbirlikleri öne çı- kıyor. Türkiye'nin bulunduğu bölgede de en iyi uygarlık projelerinin başında AB geliyor. Türkiye, kendi tarihsel deneyiminin, Atatürk'ün başlattığı aydınlanma devriminin devamında böyle bir uy- garlık projesini hedeflemekle doğru bir yön çizdi. Ancak güncel sıcak gelişmelere bakınca, Tür- kiye ile AB arasındaki ilışkıierin sık sık özden uzak, neredeyse gülünç noktalara geldiğinı görüyoruz. Tıpkı bir parodi gibi... 2003 yılı ılkbaharında Türkiye'nin Irak'a olan il- gisi gündemdeyken AB'den şu uyarı gelmişti: "Türkiye Irak'a girerse, AB'ye giremez..." Çünkü gündemde, Irak vardı. Şimdi şunu söy- lüyorlar: "Kıbns 'ı çözün. Bu, önkoşul değil ama, kolay- laştmcı olur..." Prodi ise Ankara'da şu değeriendirmeyi yaptı: "Kıbns AB üyelığiniz için önkoşul değil ama, Kıbrıs'ı çözmezseniz AB'ye giremezsiniz!" Yani önkoşul değil ama, son koşul! Prodi kusura bakmasın, bu anlatım şuna ben- ziyor: Restoranımıza giriş bedava ama, çıkış parayla! Müzakere tarifi! Asıl tartışma konusu ise 2004 sonunda Türki- ye'ye müzakere tarihi verilip verilmeyeceği... Prodi, Ankara'da Cumhurbaşkanı Sezer'le gö- rüşmesınden Meclis'teki konuşmasına kadar ge- niş bir yelpaze çızdi. Ama, tarih konusunda hep yan çizdı. Prodi'ye, gelmeden önce Türklerin has- sasiyetleri konusunda ön bilgi vermişler. öyle sa- nıyoruz ki, şunu demişler: "Senyor, bu Türkler var ya, beyinlerinden çok kalpleriyle düşünür. Kalplerine hitap eden birkaç güzel söz söyle, seni el üstünde tutariar. Hızlannı alamayıp Türk dostu ilan edeher..." Prodi, parodisinı iyi oynadı. Dedi ki: "Erdoğan, Tükiye-Avrupa ilişkileri tarihinin 3 büyük liderinden biridir. Biri, muhakkak Ata- türk 'tür. Kendısi, Türkiye'nin modernleştirilmesin- deAvrupa 'yla ilişkilerin çok önemli olduğunun 1ar- kına varmıştır. öteki ikisiyle tanışma fırsatı buldum. Bıriyakın dostum Turgut Özai'dır..." Bu konuşmayı Erdoğan'ın onuruna verdiği ye- mekte yapan Prodi, daha sonra Başbakan'a hi- taben şöyle dedi: "Ama ülkeniz hiçbir zaman sizin başbakanlığı- nızda olduğu kadar hızlı ilerleme kaydetmedi... Si- zı tebrik etmek isterim... Türkiye'de böyle bir dö- nemde bu doğrultuda yön veren bir başkan olma- sından dolayı çok gurur duyuyorum..." Erdoğan bu sözlerden sonra şu sloganı atsa yeridir: "Avrupa benimle gurur duyuyor..." Bu kadar övgü dolu sözlerden sonra Prodi, pa- rodiyi şöyle tamamladı: "Avrupa 'ya çok yaklaştınız..." Ne kadar? Çok... Ne kadar çok? Miktar yok... Aralık 2004'te Türkiye'ye müzakere tarihi veril- mesı için Mayıs'ta tam üye olan 10 ülke ile birlik- te 25 ülkenin "oybirliğıyle" evet demesi gerekiyor. Gidışe bakılırsa, Aralık zirvesınden şu çıkacak: Türkiye'ye müzakere tarihi yerine müzakere ta- rihi tarifi verilecek. Herkes bu tarifi farklı okuyup ayn telden çalacak! ankcum " ktv.ttnet.net.tr Dincer elestirileri sulu' Başbakan Erdoğan müsteşannı savundu ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan, 1- Başbakanlık Müsteşan Ömer Dinçer'e sahip çıktı Dinçer'e yönelik elestirileri "gayri ciddi ve sulu" bulduğunu söy- leyen Erdoğan. "Dinçer, dürüst ve çalışkan bir bir bilim adamı" dıye konuştu. Erdoğan, arv'de ya- )imlanan "Siyaset Mey- danı"nda öğrencilerin ve Ali Kırca"mn sorula- nnı yanıtladı. Erdoğan, Kırca'nın sorusu üzeri- ne. İncirlik'ten asker sev- kıyatının söz konusu ol- madığını, ABD'nin sa- dece Irak'takı askerleri- nin rotasyonunu yaptığı- nı kaydetti. Erdoğan, demokrasiyi bir araç olarak görüp görmediği sorusu üzeri- ne, tüm sistemlerin araç olduğu yanıtını verdi. Dinlerin de bir araç ol- duğunu. temel amacın insanlann mutluluğu ol- duğunu kaydeden Erdo- ğan, Türkiye'de demok- rasinin insanlann mutlu- luğu için seçilmiş bir sis- tem olduğunu savundu. Erdoğan. "Değiştim meselesine gelince, her şey değişime mahkûm- dur. Sizler de değişe- ceksiniz. Gelişimin ge- reği budur. Bunu yaşa- dıkça göreceksiniz" de- di. Gazeteci Kırca, Er- doğan'a "Müsteşanm- zın arkasında mısımz" sorusunu yöneltti. Erdo- ğan, Dinçer'ın bir bilim adamı olduğunu, tartış- ma yaratan açıklamala- nnm bir dergide ya>ım- landığını ve aradan ge- çen 9 yıllık süreç içinde hakkında hiçbir işlem yapılmadığını söyledi. Ağabeyimiz EYÜP ACAR'ı 14Ocak2004tarihinde kaybettik. Tüm sevenlerinin başı sağ olsun. Kardeşleri MBIVET ve AHMET ACAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear