25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J\_ U _L J. LJ M\ kultur(acumhuriyet.com.tr 15 I^Wi8^^^^|g-w;mwiiıiıııJ'.fliM!Ü Antalya'da duvarfar renkleniyop • Kültür Servisi - Antalya Büyükşehir Beledıyesı ve Antalya Kültür Sanat Vakfı ışbirlığıyle 2-7 Eylül tanhleri arasmda gerçekleşecek olan ve bu yıl ıkincısi yapılan Antalya Resim Festıvali, duvar resmi uygulamasıyla başladı. Kentlerin yalnızca yerleşım yeri değıl. aynı zamanda birer estetik algı merkezi olduğu düşüncesiyle festıvale dahil edilen uygulama bu yıl, Ipek Anaokulu'nun yaklaşık 300 m2'hk batı duvannda, Amerika'da yaşayan ressam Sedat Kaya ve Mehmet Ali Sümbültepe tarafından yapılıyor. Müzik dergisi Andante'nin yeni sayısı çıktı • Kültür Servisi - Andante'nin Ağustos - Eylül sayısında üç pıyanıstle (Rüya Taner, Mehveç Emeç, Mehmet Okonşar) yapılan söyleşılere yer verildı. Dergi de Kemal Küçük'ün Fazıl Say'm 'Türkiye Yollannda Bır Virtüoz' projesı ıle ılgılı ızlenimlen aynca Türkiye'nin müzik eğıtiminde Batı'ya dönük yüzü sayılan Bılkent Üniversıtesı Müzik ve Sahne Sanatlan Fakiiltesiyle ılgili geniş bır yazı da bulunuyor. Ahu Cnalp'in 'Kuzeyin Ruhu' olarak nıtelenen bestecı Arvo Part ıle yaptığı söyleşı de Andante'nin sayfalannda okurla buluşuyor. Fazıl Say, Aspendos Antik Tiyatpo'da • Kültür Servisi - Fazıl Say, Doğuş Otomotıvın 'Türkıye Yollannda Bir Virtüöz' adlı projesı kapsamırrda, 29 Ağustos Cuma günü Antalya Aspendos Antık Tıyatro'da müzikseverlerle buluşacak. Fazıl Say, aynı proje ile daha önce Samsun, Edırne, Ankara, Erzurum, Kayseri, Nığde, Adana ve Gaziantep'te konserler vermiştı. Devlet Tiyatrolan yasasının altyapısı hazırlandı ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan'nda (DT) yıllardır eleştuılen ve sezon boyunca neredeyse hiçbır oyunda rol almadan maaş ödenmesıne yönelik sistem tarihe kanşıyor. Tiyatrocular, performansına, çalıştığı süreye, aldığı göreve ve kazandığı başanya göre maaş alacak. DT Genel Müdürü Lemı Bilgın, düzenledıği basın toplantısında, "Devlet Tiyatrolan Yasasf taslağının ana hatlannı aİctardı. Yıllardır gündemde olan yasayı bu yıl çıkarma konusunda kararh olduklannı belırten Bılgin, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile toplantı yaptıkJanm ve yasanın altyapısının tamamlandığını söyledi Çıkanlması düşünülen yasanın çok sık gündeme gelen 'sanatçı memur' ya da 'memur sanatçı' kavramını artık performansa dayalı bir sısteme dönüştürmeyi hedefledığini ıfade eden Bılgin, "Tamamen sanatçılanmıza, daha performansa dayalı kriterlere göre çalışma sistemıne dayalı bir yenı yasanın altyapısı hazırlandı" dedı. Tekel'den 'Cumhuriyef konulu resim yarışması • İSTANBUL (AA) -Tekel AŞ'nin düzenledıği resim yanşmasına başvurular başladı. Konusu, 'Cumhuriyetimizın 80. Yıir olarak belirlenen yanşma, yurt çapında amatör ve profesyonel tüm sanatçılara açık. Yanşmada; eserlenn kısa kenannın 100 santımetreden küçük, uzun kenannın 120 sanrimetreden büyük olmaması, resimlerin tuval üzen yağlıboya, aknlik veya benzen teknıkle yapılmış olması, her sanatçının en fazla 2 eserle ve daha önce sergilenmemiş yapıtlarla katılması şartlan aranıyor. Katılmak ısteyenler, yapıtlannı 20 Kasım'a kadar "Tekel Genel Müdürlüğü-Basın ve Halkla Ilışkiler Müşavırlığı Unkapanı - Istanbul" adresine teslım edebilecekler. Gülseren Engin 'Kurutulmuş Çiçek Bahçesi'nde duygularm bam teline dokunuyor Okurladertleşen öykülerGAMZE AKDEMİR Geçmışı net. günü bulanık hatırlamaktadır duvarlannda yorgun konağın bır o kadar yor- gun, yaşlı, hasta hanımı. Yaşa- yabılmek yürek istemektedir, yasalara göre suçluyken bile masumdur kımılen yazgı böy- le ışlemese de, kıtabın sayfala- n arasından çıkıp omzumuzdan dürten plastık terlıklı kadın da bunu hatırlatmaktadır bıze. Pakize Hanım \ar şen, şak- rak, yaşı geçkınce, pısırık koca- sının ölümünden sonra kıracısı olan ünıversıte öğrencısı Re- cep'ıne se\dalı. Ve kendıne Müslüman fabnka sahıbının yapmadığı bekçı kulübesı yü- zünden dondurucu soğukta sığıştığı odacıkta kötümrle ısınmaya çahşırken yavaşça can \enr satırlar arasında Maçkalı Hüseyın Efendı de. Yaşam hüzünler yumağı Usulüne uygun tutulan zabıt- lar onu kusurlu gösterecek, emekli maaşı da bağlanmaya- caktır. Yanı hem ölü, hem de suçludur. Kendısını sağ koma- yanlarsa adaletın boşluklann- dan kendı günışıklanna sıyn- lacaklardır. Ardında sıkılı yum- ruklar, öfkelı yürekler bıraka- rak. Yabancılamayacağız bu öyküyü de. Kocayınca üstüne töre belası kuma getınlen genç ıhtıyar kadınlann hayalsız, bır pazene, bır aşa talım yaşamla- n gözler önüne senhr "Kuma'da Ya o Erzurum'un Köprü köyünden Jandarma Hasan. el bebek, gül be- bek 10 kızın ardından gelen v e asker- de bır güzel adam edilen 'kıymetli oğul'un şehıtlıkle gencecık bıtıveren kırık öyküsü neler anlatmaktadır... Bıtık e\ lılıklenn aktör \ e aktnstlen- nın psıkolojık savaşımlan, yaşamdan kayan ıdeallık pabuçlan, çok geç kal- mışlık hezeyanlan... Öyküler her yerde, ardımızda ya da yanıbaşımızda, ışbu ki görmesını bılene. Görmesını ve yazmasını bılen aşamın pürtüklü duvarlarından bakıyor öykülerinde sıklıkla Gülseren Engin. Yaşam, dikensiz gül bahçesi değil, bir hüzünleryumağı ne de olsa. Düşüncesi tüm bu gaile arasında yaşamı yaşanılır kılan güzelliklerin ve mutlulukların ya anlık ya da kısa süreli olduğu. Biryazar olarakyaşamın bu karanlıkyanına eğilirken amacı, bu karanlık köşeleri kendi aynasından yansıyan ışıkla aydınlatmak ve okurla paylaşarak yaşamın sadece onlar (o anda öyküyü okuyan kişi) için zor ve acı olmadığını göstermek... bır yazann, Gülseren Engin'ın kıta- bı Remzı Kıtabevı'nden çıkan 'Ku- rutulmuş Çiçek Bahçesi'. Yaşamın pürtüklü duvarlarından bakıyor öykülennde sıklıkla Engin. Yaşam, dikensiz gül bahçesi değıl, bır hüzünler yumağı ne de olsa. Dü- şüncesi tüm bu gaıle arasında yaşa- mı yaşanılır kılan güzelhklenn ve mutluluklann ya anlık ya da kısa sü- relı olduğu. Bir yazar olarak yaşamın bu ka- ranlık yanına eğilirken amacı, bu ka- ranlık köşeleri kendi aynasından yan- sıyan ışıkla aydınlatmak ve okurla paylaşarak yaşamın sadece onlar (o anda öyküyü okuyan kışı) ıçın zorve acı olmadığını göstermek... Böylece gerek kendısını tanımada, gerekse yaşamı kavrayıp yorumlamada oku- ra kendınce yardımcı olmak, dertleş- mek. Öykü birikim ister Aslında yaşama ıyımser pencere- den bakan bın Gülseren Engin. Bu ıyımserhğı öykülennde de aktarma- ya çalışıyor Sonuç olarak okura söy- lemeye çalıştığı, yaşamın çok güzel ama zor olduğu, benzer acılan herke- sın yaşadığı v e onlann da bu güçlük- len aşabıleceklen Öykü onun ıçin peşınde koşulup avlanacak bır av de- ğıl asla Yaşamda evnlen öykülenn fark edilmeyı, şıfrelennın çözülüp or- taya çıkanlmayı beklediklennı düşü- nüyor ve bu noktada tavn sadece ın- sanlara, yaşama bakarken aynntılan görmeye, görünenın ardrndakı gerçe- ğı yakalamaya çalışmak "Örneğin çok neşeli kahkahalar atan bir insanın gözlerinde hüzün alevlerini görüvorsanız orada bir öykü var demektir. Bu öykünün ne olduğunu bilemezsiniz ama yaka- ladığınız birkaç ayrıntıvı, söylenen birkaç tümceyi de- neyimlerinizle ve eski göz- lemlerinizle edindiğiniz bil- gilerle harmanlayıp kendi kafanızda bir öykü \ aratır- sınız. Bu öykü o kişinin ger- çek öyküsü değildir elbette ama sizde yarattığı duygu- sal ve düşünsel çalkantuun oluşturduğu yep\ eni kurgu- sal bir öyküdür. Öykünün birkaç fırça darbesiyle oluş- turulan bir tablo gibi bir- kaç aynntı ile oluşturulan bir yaşam dilimi olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle her okur o fırça darbeleri arasına kendi duygu ve dü- şünce dümasından bir şey- ler katıp resmi (öyküyü) ta- mamlamak durumundadır. İşte bu katkılar öyküyü her okur için farklı ve benzersiz kılar. Çünkü artık öykü ya- zarın elinden çıkmış, oku- run belleğinde yepyeni im- gelerle donanarak farklı bir şekil almıştır. lşte bu katkıdan dolayı öykü okumak emek ve bi- rikim ister. Aksi halde bir 'yap-boz' gibi tabloda yeri- ne konan parçaların arası boş kahr" dıyor bu nedenle. Yazar ve adalet Yalnız 'Kurutulmuş Çiçek Bahçesfndekı öykülennde değıl, dığer kıtaplanndakı öykülennde de bıreyden bıreye sıra- yet eden adaletsızlıklen. saf tutmala- nnın yanlış olmayacağını duyumsa- tarak tepkı, ses, soluk, sağduyu pen- cerelerinden aktanyor okura Engin. Bır yazar olarak adalet duygusunun yaşatılmasında katkılannın olması gerektığıne ınanarak şu son sözle: •'İnsanın güçlüklere, haksızhkla- ra başkaldırması, onlarla savaşa- bilmesi adalet duygusunun yaşa- masından kaynaklanır. yaşamı kargaşa ve şiddetten koruyan ve yaşanılır kılan da bu adalet duygu- sudur çünkü." Sanatın gerçek yörüngesine oturacağı, insanın varoluşunu zamanın, uzamın ötesine taşıyacağı günler uzak değil Yeni bir döneminperdeleri açılırkenAYŞE EMEL MESCt "Güneşin kütlesi uzay-za- manı öyle bir biçimde büker ki, dünya dört boyutlu uzay- zamanda düz bir yörünge iz- lemesine karşın, bize üç bo- yutlu uzayda dairesel bir yö- rünge üzerinde gidiyormuş gibi gözükür"(l). Toplumsal alanla pozıtıf bı- lımler arasında doğrudan ben- zeştirmeler kurmanın sakın- calanndan habersız değılım, ama çağımızm en önemlı fı- zikçılermden Stephen Haw- king'ın bu saptamasının çeşıt- li çağnşımlara gebe olduğu da bır gerçek Zıtların birliği Uygarlık tarihi içinde sürek- lı yınelenen, neredeyse dön- gusel bır nıtelık taşıyan belır- gm çatışma algılan var. Bun- lann bır kısmı ıçınde yaşanan doğayı'e\Teni, bir kısmı insa- nın varoluşsal yönünü, çok da- ha geniş bır bölümü ıse top- lumsal bir varlık olarak ınsanı ilgilendinyor Belkı de dınlerin ve mıtolo- jilenn hemen hepsınde "zıt- ların birliği"nın temel ılkele- rinden bın olmasında bu çatış- ma döngülerının de etkısı var: "Tüm mitlerin ortaya konu- luşu iki yönlüdür. Mitler bir yandan aynı ilkeden türeyen iki tanrısal niteliğin iki karşıt niteliğini, diğer yandan tanrıların derin yapüarındaki coinciden- tia oppositorum'u (zıtların birliğini). yani tanrıların yüce gönüllü ve korkunç, yara- tıcı ve yok edici, güneş ve yılan biçiminde (başka bir ifadeyle fiil ve kuvve halinde) vb. oluşlarını ortaya koyar" (2). Kutsalhğm toplumsal yaşamda çok geniş bır yer ışgal ettiğı şu ya da bu ölçüde kapah geleneksel toplumlardan. geniş yenıden üre- tımın kapalı yapılan parçalayıp bıreyı gele- neklerden ve aıdıyetlerden görece "özgürleş- tirdiği" modern topluma geçıldıkçe de bu algılar ortadan kalkmaz, tam tersine kamu- sal ve özel arasındakı çatışmanın hem etkısi hem de şıddetı artar. 1789 Fransız Devnmı'nden bu yana zıhnı- %^^^^S$ • Ekonomi ve silah zoruyla "küreselleştirme" çabası felaket çanlarını çalarken, yanıbaşımızda Ortadoğu bir savaş ve yangın alanına dönmüş, yurtiçinde ekonomik, ekolojik, sanatsal, kültürel. düşünsel nitelikteki tüm kamusal kazanımlara karşı "kutsal bir ittifak" kurulmuş, medyanın başköşelerine banştan yana olmayı açık açık hedef gösteren kalemler çöreklenmişken, söyleyeceklerim garip gelebilir. Ama bence dünyada bir ara dönem kapanıyor; kimi ideal eksenlerinı yeniden öne çıkaracak bir kamusal-özel çıkar hesaplaşmasının perdesi aralanmaya başlıyor. yetler tarihi, söz konusu çatışan taraflardan kâh bınnin kâh diğerinın ağır bastığı bir sü- reç ızler. 'İdeaP eksenleri Havvkıng'm dört boyutlu uzay-zamanında dünyanın düz bir yörünge ızlemesi gibi, top- lumlar ve zıhnıyetler tanhmde sırayla birbı- rının yennı alan bu döngülenn de adeta ıçın- den geçen "düz" yörünge eksenlen vardır aslında Bunlar, en görkemlı ifadelenni sanat alanında bulan "idealler"dır. Idealın zaman vcVeya uzam boyutlannda yüklendığı aşkınlık ışlevını doğası gereğı en ıyi özümseyıp yansıtan etkinlik olan sanat, insanoğlunu deyim yerindeyse üç boyutlu uzaydan dört boyutlu uzay- zamana taşıyan en etkilı üretımdır belki de. Kozmık döngülenn yinelenmesıne dayalı geleneksel ınançlarda taşıyıcı eksenı oluştu- ran altınçağ ıdealinın en ıyı ifadesını kutsal- la sanatın kesıştiği alanda ortaya çıkan mıtos ve ritüellerde buknası; tasav-vTafla şıui, mü- zığı, dansı. kısaca sanatı harman etmış Mev- lana'nm Islam dünyasının en çok okunan ya- zarlan arasındakı yen; antık Yunanda dınsel düşüncenın kurucu metınlerinın Home- ros'un Ilyada ve Odysseıa'sı olması: ıçınde yaratıldıklan toplumsal, sıyasal vb bağlam- lar bugün ancak bırer tanh konusu olan kımı sanat yapıtlarının yenı anlamlar yüklenerek güncelhğını koruması başka nasıl izah edile- bılu-? Ara dönemin sonu Ekonomi \ e sılah zoruyla "küreselleştir- me" çabası felaket çanlannı çalarken, yanı- başımızda Ortadoğu bır savaş ve yangın ala- nına dönmüş, yurtiçınde eko- nomik, ekolojik, sanatsal, kültürel, düşünsel nitelikteki tüm kamusal kazanımlara karşı "kutsal bir ittifak" kurulmuş, medyanın başkö- şelenne banştan yana olma- yı açık açık hedef gösteren kalemler çöreklenmişken, söyleyeceklerim ganp gele- bıl'ır.' Ama bence dünyada bır ara dönem kapanıyor; kimi ideal eksenlennı yenıden öne çıka- racak bır kamusal-özel çıkar hesaplaşmasının perdesi ara- lanmaya başlıyor. Küçük bir "gelişmiş" em- peryalist (artık anlamını yı- tırdıği ileri sürülen bu teri- min günümüzde yeniden yaygınlaşan kullammma dik- katinizi çekerim) kampın "özel" çıkarlanyla dünyanın gen kalanı ve doğnıdan geze- genın "kamusal" çıkarlan arasındakı çelışkının telleri gerilıyor Türkiye "dekı dumanlı, göz gözü görmez hava moralleri bozmamalı. Ara dönemin ge- çıcı saflaşmalan hâlâ sürse de, kamusal çıkarlann savu- nulmasıyla demokrasi düş- manhğını, kamunun haber alma özgürlüğüyle ABD gü- dümlü mılıtarızmin şakşak- çısı medya olıgarşısinı, her türlü totaliterhğe karşı "özel yaşam alanla- n"run savunulmasıyla kamusal mülkıyeti sermayeye, bıreysel özgürlüğü de dm ıstıs- manna peşkeş çekmenin zemınıni oluşturan "köşe dönmecilik" ve "takıyye" zihnı- yetlennı aynştıracak o alttan alta işleyen "ideal" eksenı bızde de ramp ışıklarının önüne gelecektır. Sanatm gerçek yörüngesine yeniden otu- racağı, insanın varoluşunu zamanın ve uza- mın ötesine taşıyıcı, aşkınlaştıncı ışlevine yeniden kavuşacağı günler çok uzak görün- müyor. (1) Stephen W. Havvking, Zamanm Kısa Tanhi, Milliyet Yaymlan, s. 43. (2) Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, Kabalcı Yaymlan, 2003, s. 40P. ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear