25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ SOYLESI Talankimin umurunda?A^r Irak'ta insanlığın ortak kültür mirası olan arkeolojik yerlerin tahribi, hâlâ ^r sürüyor. îşgal koalisyonunun bu konudaki umursamaz tavn da hâlâ değişmemiş - 2 - ZEYNEPORAL Irak işgaliyle birlikte Bağdat Müzesi yağması, tarih ve kültür kıyımının bir sımgesi haline geldi. Ancak yalnız Bağdat Müzesi değil askeri üsse dönüştürülen Ur, Babil, Hatra hâlâ yağmalanan Eridu, Larsa, Nippur gibı antik kentler dehşet verici bir insanlık suçunu ortaya koyuyor. Londra'daki Asurbilim ve Ortadoğu arkeolojisi uzmanlan toplantısından dönen arkeolog Gül Pulhan'la dün bıraktığımız yerden konuşmayı sürdürüyoruz. Soyguncular Iş başında - Bunca degerii. insanlığa mal olmuş, arkeolojik, tarihsel ve kültürel birildmleri banndıran merkezlerin askeri üs oiarak kullanılmasına dünya isyan etmiyor mu? GÜL PULHAN - Elbet ediyor! Nitekim Margarete van Ess, (UNESCO adına Irak'ta tespit yapan uzmanlardan ve Berlin'deki Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün Doğu Bölümü direktörü.) öncelıkle Amerikan asken güçlennın UNESCO ekibine hiç yardımcı olmadığını ve askeri karargâh haline gelen Ur, Babıl, Hatra ve Kış arkeolojik yerleşmelerine girip bakmalanna dahi izin verilmediğini söyledi. Ölümlerden ölüm beğen gibi bir durum var burada. Dünya uygarlığının başladığı bu paha biçilmez sitler ya yağmacılara terk ediliyor ya da asken üs haline geliyor ve kim bilir o durum ne tahribat yaratıyor. Inanılacak gibi değil! Güney Irak höyüklerindekı yağma tahribatını ise "facia" diye tanımladı. Nippur ve tsin gibi daha önce bilımsel kazı yapıhnış yerleşmeler yüzlerce soyguncu tarafından delik deşik edilmiş. Bir de adını dahı bilmediğimiz, henüz bılimsel çalışma yapılmamış yüzlerce yerleşme var, özellikle Sümer, Akad ve Babil dönemlerinden. Buralardan yok olan bilginin bürün insanlık tarihi ve uygarlık gelişımi içın öneminı ifade etmeye sözlerim yetersiz kalıyor. Sürprlz Isim... - Konferansm sürprizi Amerikalı savcı albay, Bağdat Müzesi talanını araştıran Matthew Bogdanos oldu demiştin. Nasıl biriydi? PULHAN - Sivil hayatında Manhattan'da cinayet savcısı olan Albay Bogdanos konferansın son günü bir konuşma yaptı. Hatta bu yüzden konferansın programı aksadı ve değiştırildi. Sivil giyimli olmakla birlikte gayet askeri bir hava estiren iki yardımcı/korumasıyla salona geldi. Konuşması çok organıze ve iyi olmakla birlikte küstah tavn, alaylan ve esprileri dayanıhnazdı. Bogdanos konuşmasına başlamadan siyasetle ilgili ya da ahlaki bir önyargısı olan sorulara asla cevap vermeyeceğini avaz avaz bağırarak söyledi. Bu konuda ne kadar cıddi olduğunu da konferansın sonunda anladık. Bogdanos kükrer... Amerikalı Profesör Jerrold Cooper, "Eski eser yağmalarına Amerikalı askerlerin de katıldığı söyleniyor bu konuda ne diyeceksiniz" dediği anda Bogdanos kükremeye başladı ve annesine babasına sağ gen döneceğıne söz verdiği genç Amerikalı kadın ve erkeklerin orada hayatlan feda olurken böyle bir soruya cevap bile vermeyeceğini kriz geçirerek ve çıldırmış gibi bağırarak söyledi. Salonda herkes dondu kaldı. Bir iki saçma sapan teknik soru Fotoğraf: KAAN SAĞANAK dışmda kimseden ses çıkmadı. Daha acıklısı, brifing bitimınde benim de Bogdanos'un yanmda durduğum bır sırada Prof. Cooper'un gelip özür dilemesıydi. Koca profesör ezılip büzülüp, "Asunda ben öyle demek istenıemiştinı. Maalesef AvTupata meslektaşlanmız böyle düşüncelere sahip, ben size o soruyu, tavrınızı ortaya koyabilesiniz diye sordum" dıyordu. - İnsanlık adına utanç vericL İnsan onurunun çiğnenmesine müthiş bir örnek bu anlattıklann. Peki Albay Bogdanos sonıştunnasının sonuçlanm açıkladı nu? PULHAN - Bogdanos, Bağdat Müzesi talanı için 20 Nisan'da görevlendinldiğini ve 22 Nisan'da soruşturmayı başlattığını söyledi. Gümrük, FBI. CIA, Ene'rji Bakanlığı ile ortak çalışıyor Soruşturmanın amacı yağmalanan eserlerin müzeye gen dönmesini sağlamak, bu nedenle de hem Irak'ta hem de yurtdışında bu konuyla ılgılı af ılan etmişler ve sadece esen gen verin hiçbir soru sorulmayacak, hiçbir kanunı yaptınm uygulanmayacak esasını uyguluyorlar. Zaten şu anda Irak'ta uygulanacak bir kanun mevcut değil. Anladığım kadanyla Amerika Bağdat Müzesi talanı ayyuka çıktığı için çalınan eserlerin mümkün olduğu kadannı müzeye geri döndüriip olayı kapatacak. Ve onlar için kültür talanı ve tahribatı ile ilgili her konu kapanmış olacak. Çalınan eserlerin bulunabilmesi ıçın fotoğraflar dağıtıhyor, Irak halkıyla mahalli lıderler, ımamlar vs aracılığıyla temas kuruluyor ve af olduğu duyuruluyor. Bilgi verecek kaynaklann üstüne gidiyorlar, gümrükçüleri eğitiyorlar ve uyuşturucu kaçakçılığı soruşturmalanndaki yöntemleri uyguluyorlar. Eserler sığınaklarda.... Bogdanos, "Müzenin ve müze görevHlerinin Baas partisi ile özdeşleştirilmesi benim umurumda değil, ben bilginin ve eserlerin peşindeyim" diyor. Bağdat Müzesi görevlileri, eserlerini savaş öncesinde, bomba sığınağına, Merkez Bankası'nın kasalanna ve gizli bir yere sakladıklannı açıklıyor. rkeolog Dr. Gül Pulhan: Eski eser yağmalarına Amerikalı askerlerin de katıldığı söyleniyor. Bu konu sorulduğu anda Bogdanos kükremeye başladı ve annesine babasına sağ geri döneceğine söz verdiği, genç Amerikalı kadın ve erkeklerin orada yaşamları feda olurken böyle bir soruya yanıt bile vermeyeceğini kriz geçirerek ve çıldırmış gibi bağırarak söyledi. Salonda herkes dondu kaldı... Gizli yeri 5 müze görevlisi biliyor ama Kuran'a el basıp Irak'ta güvenli bır yönetim olana kadar açıklamayacaklanna yemın ediyorlar. Bogdanos yeri öğreniyor, verilen envanter ile eserleri karşılaştınyor ve bilgiler birbirini tutuyor ama eserlerin yerini o da asla açıklamayacağını söylüyor. Merkez Bankası kasasına saklanan eserler tam ve bu eserler özellikle Nimrud hazineleri 3 Temmuz'da müzenin birkaç saat açık kaldığı tuhaf bir şov ile sergileniyor. tki saat açık kalan müzeyi kaç kişi gezdi diye lomse soramıyor tabii. Bogdanos hırsızlığı üçe ayınyor: 1 . Galerilerden ne çaldığını bilerek yapılan hırsızlık. 451 vitrinin, 28 tanesi kınlıyor. Müzeden daha önce büyük ya da kınlgan olduklan için taşınamayan eserlerden 40 tanesi çalınıyor, brifing gününe kadar, bunlann 10 tanesi geri gelmişti. 2 . Giriş katındaki depo odalannda rastgele yapılan hırsızlık ve yağma, Konservasyon odalanndan 199 eser çalınıyor, bunlann 30 tanesi geri getiriliyor. Ikı depo odasından 2 bın 939 eser çalınıyor, bunlann çoğu Bağdat civannda bulunuyor ve 2 bin 060 tanesi geri geliyor. 3 . îçeriden bilgi ve işbirliği gerektiren bodrum kat depo odalan soygunu/yağması: 5 depo odasının 4'üne girihyor, bir tanesi soyuluyor. İki numaralı depo odasında, üstünde herhangi bır şey yazmayan dolaplarda lOObinadetliksikke koleksıyonu ve silindir mühür koleksiyonlan var. Ama soyguncular karanlıkta dolaplann anahtarlannı düşürüyorlar ve bulamıyorlar. Bunun üzenne envanterlenmek üzere yeni yapıhnış kazılardan gelen eserlerin durduğu kutulan rastgele açıp 10 bin 337 eseri çalıyorlar. Bunlann arasında takılar, mühürler, silahlar vs var. Bu eserlerin 671 tanesi bulunuyor. Kaybolan tarlh... Özetle; müzeden 11 Temmuz ıtibanyla 10 bin 500 eser kayıptı. Çalınanlardan 2 bin 935 tanesi gen gelmişti. Bunlann 1344 tanesi af yoluyla iade, 1591 tanesi üç ayn ülkede yapılan dört ayn baskın ve ihbar neticesinde ele geçiyor. Merkez Bankası kasasında ve gizli yerde duran eserler envanterlerle tutuyor ve bunlar hasar görmemış ya da çalmmamış. Bunlar arasında: 337 kutuda duran 39 bin 453 el yazması Dar Saddam kütüphanesi koleksıyonu 179 kutuda duran 8 bin 366 eser, bunlar Bağdat Müzesi'nin galerilennden alınıp saklanan eserler Merkez bankasında duran 616 adet Nimrud altın takılan ki bir kısmı 3 Temmuz açılışında sergilendi. Müzede zarar görmüş, ezilmiş, kınlmış 10 bin civannda eserin olduğu da söylenebilir. Envanter kartlan duruyormuş ancak hepsinin düzene konması gerekiyor. Aynca tespit edilen 55 arkeolojik yerleşmenın korunması için yardım istenmiş ama yeterli asker olmadığı ve Iraklılann, özellikle aşiretlerin kendi bölgelerindeki yerleşmeleri ve eserleri korumalan gerektiği söyleniyor. Umursamaz tavırlar... - Bütün bunlardan ne sonuç çıkanyorsun? PULHAN - Konuşmalann ve sorulann hepsi siyasetten annmış ve son derece sterildi. Çok spesifik belli bir ören yerine ya da bellı bir eser grubunun durumuna yönelik sorular soruldu. Ama genel felaketin çapıyla ilgili tek bir söz edilmedi. Genel hava bunlan zaten herkes biliyor ve herhalde lanetliyor ama artık bır de bunlan burada yüksek sesle konuşacak halimiz yok, biz kendi özel sorunlanmıza bakalım ve yapıcı olalım edasıydı... British Museum büyük bir patronaj havası sergiliyor. Yapılacak ne varsa, özellikle Bağdat Müzesi ile ilgili bizden sorulur, diyorlar dünyaya. UNESCO ıse kültür ışleri ile ilgili biz yönetiriz, ihtiyaçlan biz belirleriz havasında. Ikisi rekabette. Eski eser yağmasına tamamıyla eski eser kaçakçılığı açısından bakıhyor ve bu önlenebilirse talanın önü kesilir diye düşünülüyor. Bu nedenle Interpol, gümriikçüler işin içinde ve fazlasıyla polisiye bir hava var.. Sonuçta, Irak'ın tüm altyapısı çökmüş durumda. însanlığın ortak kültür mirası olan arkeolojik yerlerin tahribi, hâlâ devam ediyor. îşgal koalisyonunun bu konudaki umursamaz tavn da hâlâ değişmemiş. B İ T T İ CUMARTESİ YA7JJAÜ1 ATAOL BEHRAMOĞLU Düz Bakmak... Bu sözii, tek yönlü bakmak, yalınkat bakmak, dar görüşlülük vb. kavramlarının karşılığı oiarak kul- lanıyoaım... Düz bakmak, çevremizde, ilişkileri- mizde sıkça rastladığımız bir olgudur... Çoğu kez kendimizin de dışında olmadığı... Olaylan, olgulan düz bir bakışla değerlendirişi- miz nereden kaynaklanıyor? Bilgi yetersizliği, nedenlerden biri, belki başlıca- sıdır. Ama onu tek neden oiarak görmek düz ba- kışlılığa örnek oluştururdu... Bilgi yetersizliğinin yanı sıra düz bakışlılığa yol açan başkaca bazı ne- denlerşöyle sıralanabilir: Değerlendirme yetenek- sizliği, sekteriik, başkaca kişisel eksiklik ve zaaf- lar, çıkar ilişkileri, vb... vb... Sadece bu bir tek kavramın irdelenmesinde uy- gulanacak yöntem farklılıkları bile düz bakışlı ol- makla olmamak arasındakı karşıtlığı ortaya koya- bilir... • • • Amacım felsefi bir deneme yazma çabası değil, bazı güncel toplumsal olgulan bu açıdan değer- lendirmeye çalışmak. Çünkü pek çok anlam kar- gaşasına, zıtlaşmalara, aynı amacı taşıyan, aynı dünya görüşüne sahip kişiler ve topluluklar ara- sında kan davasına varan kamplaşmalara yol açan karşıtlıklann çoğuna, düz bakışlılığın neden oldu- ğunu düşünüyorum... Türkiye solunu oluşturan kişiler ve gruplar bü- yük ölçüde düz bakışlılık nedeniyle bir araya ge- lemiyor, görüş ve güç birliğine ulaşılamıyor... • • • Son süreçlerdeki güncel toplumsal olguların ön- de gelenlerinden birinın ordu-AKP çatışması oldu- ğu söylenebilir... Bu çatışmada sol, nasıl bir konum- da olmalıdır? Düz bir sol bakış, ağırlığını kayıtsız koşulsuz sivil toplumdan yana koyacaktır... (AKP yandaşlığı ya da kayıtsız koşulsuz bir ordu yandaş- lığını konu dışında tutuyorum.) Sözünü ettiğim bu düz sol bakışın kuramsal oia- rak doğruluğunda kuşku yok... Fakat kuramsal doğruluk pratikteki gerçekliği açıklamaya herza- man yeterli olmuyor... Yukardakı olguyu (çatışkıyı) irdelemeye ginştiğimizde karşımıza Türkiye'de or- dunun niteliği, bugünkü konumu, orduyla çatışan siyasal kuruluşun niteliği, dünya "konjoktür'ü, böl- gemizdeki durum vb. çok sayıda etken çıkacak- tır... Düz bakış, girişte kimilerini sıraladığım neden- lerle, bu vb. etkenleri tek tek ırdeleyerek bır sonu- ca uiaşmaya istekli değildir... • • • Kıbns sorunu, AB üyeliği, YÖK sorunu, başka- ca güncel konulardan aklıma ilk gelenler... Üzer- lerinde kısaca düşünmeye çalışalım... Düz bir bakışla, Kıbns'ın ekonomik ve siyasal ba- kımdan Türkiye'nin başına bela olduğu, AB üye- liğine de engel oluşturan bu beladan bir an önce kurtulmak gerektiği, halkların kendi yazgılannı be- lirleme hakkının da bu yönde eğilim gösterdiği ile- ri sürülebilir, sürülüyor da... Gerçekler bu kadar düz ve yalınkat mı? Bir tek "halklann kendiyazgısını belirleme" hak- kı kavramı ve olgusunun ırdelenmesi bile, çağdaş tarihin, günümüze kadar bu alanda söylenmiş ya- lanlar, yaşanmış ve yaşanmakta olan çarpıtmalar- la dolu olduğunu gösterecektir... Emperyalizm gerçeğı, ulusal topluluklann ve ara- lanndaki çıkar çatışmalarının varlığı göz ardı edi- lerek tek başına "halklann kendi yazgısını belirle- me hakkı "nı ilen sürüp savunmak solculuk değil düz bakışlılıktır. Bunun gibi, kayıtsız koşulsuz bir Avrupa Birliği yandaşlığı ya da YÖK'ün ortadan kalkmasıyla üni- versite sorununun bir anda çözümlenebileceğidü- şüncesi de (içerdıkleri tehlikeler bir yana) tipik düz bakışlılık örnekleridir... • • • Başkaca çok sayıda örnek sıralanabilir... Düz bakışlılığın karşıtı eylemsizlık ya da "statü- ko" savunuculuğu değil, bilimsel düşüncenin ge- rektirdiğidonanımavenesnelliğe sahip olmaktır... Yaşanmakta olan pratik gerçeklikten, aynı zaman- da da bir çağa, bir ulusa aıt olma bilincinden kop- maksızın... ataol b@cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 Japonya'dan Amerika'ya Anadoluzenginliği dünyamüzelerinde ANKARA(AA)-Zen- gin Anadolu topraklan- nın hazineleri Japon- ya'dan Hollanda'ya, Ma- kedonya'dan ABD'ye dünyaca ünlü müzelerde sergileniyor. Japonya'da Anadolu topraklannıngöz kamaş- tıran eserlerinın yer aldı- ğı üç sergı sürerken Hol- landa'da açılan "Sefir, Sultan ve Sanatçı" sergi- sinde, Topkapı Sarayı Müzesi'nden 10 eser teş- hir ediliyor. Kıraz ağa- cındanyapılan top Make- donya'da sergilenirken Schlıeman kazılarından çıkan takılar ve dığer de- ğerli eserler de ABD "de- ki Metropolitan Müze- si'nde açılan sergıde Amerikalılann zıyareh- ne sunuluyor. Japonya'da "Türkiye Yıh" ilan edilmesi dola- yısıyla düzenlenen "Tur- Idye'de Üç Büyük tmpa- ratoriuk: Hirit. Bizans, Osmanh" sergısının res- mi açılışı dün Tokyo'da- ki Metropolitan Müze- si'nde yapıldı. Geçen yıl açılan "Tür- kiyeKültürHazinelerin- den Secme Eserler, Sad- berk Hanım Müzesi Ko- leksiyonu" sergisı de Ja- ponya'da devam ediyor. Türkiye'nin kültürzen- ginlıklerinden bir bölümü Hollanda'da açılan ser- gide Avrupalılann beğe- nısıne sunuldu. Amsterdam'da 3 Tem- muz "da açılan ve dünya- nın değişık müzelerin- den eserlerin yer aldığı sergi, 26 Ekım'e dek zi- yarete açık kalacak. Askeri Müze'ye aıt top da sergilenmek üzere Makedonya'ya gönderil- dı. Türkiye'yeait26eser de ABD'nin ünlü Met- ropolitan Müzesi'nde açı- lan sergıde Amerikalıla- nn zıyaretıne sunuluyor. Minyatür ve elyazmala- n da Ispanyol halkının beğenısine sunuldu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear