25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Güldal Mumcu'nun sorusu Topluma çok şey kazandıran ınsanlanmız Uğur Mumcu, MuammerAksoy, Behçet Aysan, Has- ret Gültekin, Asım Bezirci, Asaf Koçak, Muhlis Akarsu, Erdal Ayrancı, Metin Altıok, Bahriye Uçok, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan, Ke- mal Kayacan, Turan Dursun, Onat Kutlar, Çe- tin Emeç ve binlercesi; evlerinde, evlerinin kapı- sında, eşlerinin, çocuklannın, toplumun gözü önün- de öldüriıldüler ve yıllardır hiç "evlerine döneme- d/"ler... Onlan öldürenler ıse evlerine dönecek, top- luma kazandınlacakmış! Onlann cenaze törenlerin- deyürüyen "toplum"6an,bemde"siviltoplum"dan tıs yok! Uğur Mumcu'nun eşi, UMAG Başkanı Güldal Mumcu, işte o derin sessizliğin gözeneklerine ses- leniyor: "Ulkemiz, son 35-40 yılını terör eylemleri ile iç içe geçirmiştir. 10 binlerce insanımızı bu ey- lemlerde yitirdik. Herbirimiz bunun ne demek ol- duğunu çok iyi bilmekteyiz. Buyolla ölûm acısını içinde duymayan aile kalmadı. Sözün bittiği nok- tanın getirdiği eylemlerin acısına ve Türkiye 'de ya- ratacağı olumsuz ortama, kaosa bu ülkede yaşa- yan hiç kirnsenin artık tahammülü olmadığını her- kesin çok iyianlaması, bilmesi ve idrak etmesi ge- rekiyor. Aynca, bu ülkenin insanlannın, sözün bit- tiği noktanın acılannı hem kendileriyaşamak, hem de komşulanna yaşatmak istemediklehnden emi- nim." Güldal Mumcu'nun, ülkeyi yönetenlere de küçük, ama çok anlamlı bir sorusu var "Teröryoluyla ya- kınlannı yitirmiş olan bizler, bu eylemleri yapanla- nn yakalanıp mahkûm edilmelerinin yanı sıra, bu kişileh terör eylemlerine azmettirenlerin ve onla- nn da arkasındaki güçlerin devletçe ortaya çıka- nlmasını beklerken, terör suçlulanna ve terör ör- gütü mensuplanna böyle birafgetirilmesi, aklımı- za, 'Yoksa devletin, bu ülkeyi yönetenlerin terörist- lere ihtiyacı mı var' sorusunu getirmektedir." atına binen AKP iktidan, Amerika istedi dıye "topluma ka- zandırma" yasası çıkanyor, Amerika istedi diye Türkaskerinı Irakbataklığınasürüklüyor. Yaşam için- de yaşayıp gördüklerimiz, geçmiş deneyımlerimiz bize yol göstermelı. Attan düşme deneyımıni bız- zat yaşayarak öğrenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, atasözüne kulak vermelı: "El atına binen tez iner." IŞIK KANSU Kavakların suçsuzluğunun kanıtıAralannda Ankara Vali Yar- dımcısı Mustafa Özer, An- kara Anakent Belediye Baş- kanı Melih Gökçek'in de bu- lunduğu ll Mahalli Çevre Ku- rulu'nun hiçbir bilimsel araş- tırma yapmadan, Başkent'te- ki kavakağaçlannı "polenle- rinin, astımkrizi, samannez- lesi, ürtiker gibi alerjik reak- siyonlaroluşturduğu" gerek- çesiyle kesme karan verdiği- ni dile getirmiştik. Aynı Çevre Kurulu üyeleri, Ankara Tıp Fakültesi Alerjik Hastalıklar Bilim DaJı'na baş- vurmuş olsalardı, neyin ne olduğunu anlayacaklardı. Bu bölümden Doç. Dr. Gülfem Çelik'ı dinleselerdi, kavaklann "yargısız in- fazı"r\a karar vermemiş olacaklardı. Polenlerin, çayır (çimen), ağaç ve ya- bani ot poleni olarak 3 grup bitkiden kaynaklandığını, çayır polenlerinin en alerjik olan grupta yer aldığını, ağaç polenlerinin ise çayır polenleri ile kar- şılaştırıldığında daha düşük alerjik et- kiye sahip olduğunun ayrımına vara- caklardı. Dahası, bu konuda Ankara Tıp Fa- kültesi Alerjik Hastalıklar Bilim Dalı ve Ankara Üniversitesi Fen Fakülte- si Biyoloji Bölümü ile yapılan ortak bi- limsel çalışmanın sonuçlanndan ha- berdar olacaklardı: "200T yılında mart ve temmuzay- lan arasında Ankara atmosferindeki kavakağacıpoleni ve çayırpolenisa- yılmış ve bu sayımlann kavak ağacı alerjisi olan hastalarda oluşturduğu şikâyetlerilekarşılaştınlmasıyapılmış- tır. Bu çalışmanın sonuçlanna göre; kavak ağacı poleni sayısı mart ayın- da 769 adetl metreküp, nisan ayın- da 201 adetlmetreküp ve mayıs ayı- nın ilk haftasında 36 adetl metreküp olarak ölçülmüş ve mayısın ikinci haf- tasından itibaren Ankara atmosfe- hnde hiç kavak ağacı poleni olma- dığı anlaşılmıştır. Aynı dönemlerde ka- vak ağacı alerjisi olan hastalann çok az şikâyet tanımladıklan ve bu şikâ- yetleriçin de hiç ilaç kullanmadıkla- n gözlenmiştir. Bu hastalarda, ilginç birşekilde kavakalerjisine ilaveten ça- yır poleni alerjisi saptanmıştır. Çayır poleni, Ankara atmosfe- rinde sayıldığında ise mart ayında düşük değeher var- ken mayıs ve haziran ay- lannda bu sayımlann çok arttığı gözlenmiştir. Kavak alerjisi olan bu hastalarda polen sayısındaki artışa paralel olarak belirgin bir artış gözlenmiş ve hasta- lann ilaç kullanmalan ge- rekmiştir. Kavak ağacın- dan salınan pamukçukla- nn atmosferde bulunduğu dönemde ise Ankara ha- vasında hiç kavak ağacı poleni olmadığı gözlen- miştir. İlginç olarak kavak ağaçlannın pamukçuklannın uçuş- tuğu dönemde çayırpolenlerinin çok arttığı gözlenmiştir. Bu sonuç, şikâ- yetlerin kavak ağacı pamukçuklannın uçuştuğu dönemde ortaya çıkması- nın, aslında aynı dönemde atmosfer- de miktan artan ve çok alerjik olan 'çayır polenine' ait olduğu gerçeği- ni açıkça belirlemektedir." Araştırma şunu kanıtlıyor: Çevre Kurulu'nun "kavakkesme" karar hem bilimsel gerçeklere hem de mantığa aykın... Bilimsel gerçeklere aykın, çünkü kavaklar suçsuz. Mantıksız, çünkü Çevre Kurulu'nun mantığı ile hareket edilirse, Ankara'da alerjik hastalık- lara yol açtığı belirlenen tüm ot, çayır, çimen tek tek yolunmak zoaında... TURKKAYAATAÖV TV panelinde "Amerikan em- peryalizmi" deyince, birgaze- teci bana hayrfla "Gençliğimiz- de biz de 'emperyalizm' diye sokağa dökülürdük; aynı şeyi bugün bir profesörün ağzına yakıştıramıyorum" ve sonra (bilgiççe) "Bunlar Baran ve Sweezy'n/n düşünceleri" de- mişti. Bu iki Amerikan yazan- nın yalnız adlarını işittiğini sa- nıyorum; yazdıklarını okuma- dı. Başkalannı da. Hele, günü- müz Amerikan yazarlarını da. "Yeni Amerikan Yüzyılı Tasa- nsı" adlı kuruluşun en üst yö- neticilerinden T. DonneHy, ABD resmî dış politika çevrelerinin sözcüsü Foreign Affairs der- gisinde yayımladığı (81 /4,2002) "Giriş Olarak Geçmiş: Bir Im- paratorluk El Kitabı" başlıklı yazısına şöyle başlıyor: "Ame- rikan Imparatorluğu'nu günü- müzde tartışan neredeyse yok." "Büyük güçlerin düşü- şü"ne eğilen P. Kennedy bile geçen şubatta şunu yazdı: "Na- polyon Fransası ve Filip'/n /s- panyası'nın karşısında, den- geieyen güçler vardı. Roma 'nın biraz ötesinde koca Pers, ile- risinde de daha büyük Çin. Bugün, ABD donanmasına bü- tün ötekilerin toplam filolan bile erişemez." Tek süpergüç, hegemonya ya da (Fransızla- rın deyimiyle) "hyper" güç. Bunca ABD yazarına göre adı: Amerikan Imparatorluğu. Wall Street Journal adlı bü- yük sermaye gazetesinin edi- törierinden M. Bootyeni kita- bında, ABD'nin "küçüksavaş- lar"\a daha da yükseleceğini vurguluyor. Karşı çıkanlar da medya pro- pagandasıyla önlenebilirmiş. Vietnam sonrası generalleri, kayıpları azaltmada gereksiz yere dikkatli olmakla eleştiriyor. Gazetesinde (14 Kasım 2001) şundan şikâyet etmişti: "Şu kefen saplantısı en büyük stra- tejik zaafımızdır." Yani, ölen- lerimize de aldırmayalım! Im- paratorluk için böyle şeyter olur. Boot'un (benim epeyi yayın yaptığım) birtezi de şu: "ABD herzaman genişleyen birim- paratorluktu." Hamilton ve Jefferson zamanında bile ve onlardan sonra da. Bush yep- yeni bir çizgi izlemiyor. Aynı şeyi "Ortadoğu'ya ve ötesine yayıyor". Clinton gibi lafı ağ- zında gevelemiyor, o kadar! Bu yayılmanın yöntemi, Don- nelly'nin sözJeriyle, "Küçüksa- vaşlardır ve elmalı pasta gibi, Amerikanvaridir". Boot, "Ame- rika geçmişine bakarak gele- ceğini de çiziyor". Bu yorumlar yalnız "sol" ya da aşın sağ kanattan da gel- miyor. Ortadaki yazarlar da VVashington merkezli "dünya imparatortuğu"n<iar\ yana. ör- neğin, VVashington Post'ta (12 Mayıs 2002) H.W. Brands, "emperyalizm "i açıkça savun- duğu için Boot'u kutluyor. B. Urquat, New York Kitap Ta- nrtma Rehberi'nde (10 Ekim 2002) Boot'un incelemesinde "düşünce dolu dersler" oldu- ğunu belirtiyor. CNN'de M. El- liott, "Biraz sömürgeciliğin yanlış yanı yok" dememiş miy- di? ABD'nin günümüzdeki dav- ranışlan içte radikal bir "yeni- den yapılanma"ya gitmemek ve kendi iç sorunlannı bir çe- şit "çözmek" için askerî mace- ralara yönelişin tek değil ama son örneğidir. Amerikan hiciv ustası Mark Tvvain daha 1902'de şunu demişti: "Bay- rağımızdaki beyaz çizgileri si- yaha boyayalım, yıldızlann ye- rine de kurukafalar koyalım." Bu gerçekler "Emperyalizm yok" ya da "Dünyaya birağa- bey gerek" diyenlere duyuru- lur. Hiç değilse, Amerikan ya- yınlannı izleyin, beyter! Demok- rasi karşıtı, saldırgan ve bazı- ları akademik yönden sıfır ol- salar da. Nasyonal sosyalist Dışişleri Bakanı Abdul- lah Gül, VVashington zi- yareti sırasında Amerika- lı yetkililere, AKP çizgisi- nin ABD değerleri ile ör- tüştüğünü söylerken, Tür- kiye'de kabaran "ABD karşıtlığı"nı ise "nasyo- nal sosyalizme" benzet- miş. Kavram karmaşası- na düşmemek gerek. Nasyonal sosyalizm, Hit- lerfaşizminin ideolojisidir. Faşizmin tanımı da kısa- ca şudur: "Kapitalizmin emperyalizm aşamasın- da kaba gûce dayanan, sömürgeci ve baskıcı bi- çimi." Ortada bir "nasyonal sosyalist" varsa eğer; pet- rol tekellerinin yöneticile- rini içinde banndıran, yer- yüzüne kaba güce daya- narak egemen olmayı he- defleyen, sömürgeci ve baskıcı yöntemleri nede- niyle tüm dünyada kına- nan bugünkü ABD yöne- timidir. Gül'ün söylediği gibi, AKP çizgisi de bugünkü ABD yönetiminin değer- leri ile örtüşüyorsa eğer, vann sonucu siz çıkann. Sadaka Recep Tayyip Erdo- ğan, attan düştükten sonra "Verilmiş sada- kamız varmış" demiş. Memurlan kastediyor olmalı. KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net HARBt SEMİH POROY semihporoyÇa yahoo.com HAYAT EPÎK TÎYATROSU MLSTAFA SAHİBİNDEN SATILIK ARSALAR OftMAN AR>Z±LERİ SATL$t MECLISTEN &ECTİStNt DJYUNC4 DIM ATTIM SIRTIMD/\N ARTIK SIRTTAN ATMA SIRASI SEND€ I.. SENIN KAOAR BECERİKLİ D€âİLİM AfAA HAYIRLISI.. L_J I BLLüT BEBEK MRAYÇİFTÇİ bulutbebek ı hotmail.com Çanta Cumhuriyet Mahallesinde 334/8 parsel • 524 m2 343/2 parsel • 401 m2 tel: (532) 526 4142 T.C. KEŞAP KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN İLAN 2001 I E. 2002 42 K. Davacı Ibrahım Aktepe vekili tarafından davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine mahkememizde açılan Bayramşah köyünde ka- in 105 ada 11 no'lu parselin iptalıne ilişkin dâvanın yapılan duruş- ması sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı Vakaflar Genel Müdürlüğü tarafından duruşma istemli olarak tem\'iz edılmiş olup Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2003 1499 esasına kaydı yapıla- rak duruşma günü olan 7.10.2003 günü tayin edilmiştir. Keşap Kadastro Mahkemesi'nin 2001 1 Esas 2002/42 Karar sayılı dava dosyasının Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'ndeki duruşmasının (2003 1499 esasuıda kayıtlı) 7.10.2003 olduğunun dahili davalılar Bilal Taşkan, tsmail Taşkan, Ayşe Özzuş, Ihsan Taşkan ve îsa Taş- kan'a ilanen tebliğ olunur. Basın: 36911 Gazi Üniversitesi mezuniyet çıkış belgesını yıtırdijn. Geçersızdir. NECL4 BAYTAR GÜN Bupjnlevde. htry h\ s.zviyovum,fe/stviyorum/.. TARİHTE BUGÜN MCMTAZ ARIKA* HINDENBURG 1334 'TE BUSUN, ALMAAJ ASKER (/£" DEV- LET ADAMI PAUL VON HrNDENBUISG ÖLDÜ. BiRÎNCİ DÜNrA SAVAŞI S/RAS/N- DA RUS ORDUSüNU TAMNENBERG'&E BÜYÜK BİR YENİLGlYE üSRAT/P ÜN YAP. TfZ'1314). KA2/M 19i6 'OA, BAT/ CEPNES/N DE GENEL KUfiîMAY 8AŞKANI OLA&V< BAŞARlLARlNA YENİLERlNl' KATT/.SA- VAŞTAN SONRA, 132S'TE ALMANYA , CUMUURBAŞKANI SEÇÎLOİ: f332'O£ / İKİNCJ KE2 SEÇJ/.Dİ-ÜSTSJ-/K H/T- LER'DEN 6 M/LYON PA2LA OX ALARAK.AMA AYfiJ/ y/L/N SO- NUNDA H/TLER'/ GA GETl/?M£K 2ORUNDA 2 Ağustos uncic.mumtaz-arikan.com CARUSO 13Z1'PE SU£Û/V, ÜNLÜ TEflJOR ENR/CO CARUSO, NAPOÜ'DE ÖL- DÜ.ŞARKI SOYLERKEA/ S/GTL4- ĞINDA HEYÛANA GELEA/ PAM*/?^ KOPMAS/ NEDENİYLE AME/?/-, * KA'DA AMELÎYAT ŞOİL£N CARUSO, OOĞDUĞU K6A/7E, A/APOL/-/E G/7M/ŞT/.. 26 YA}- ŞrNOAYtfEN MILANO'DAM;ı' ' SCALA'DA SAHHEYE ÇJKAK TENO&, SONRA AMERIKAYA GlDE- REK METROPOLİTAM OPEJZAS'MDA 1921'£ DEĞİfJ ÇAL/ŞM/Şr/. PlAfCLAR/yCA ÛAJÜ DÜA/YAYA yAY/L/)A! CA&OS SAT/Ş/NDAN ÇOK ZENGtN SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Stratejik Ortajjıü Tepör Borsası' "History Channel" yaz başında Çariık Rusyası hak- kında bir program yapmıştı. Çarlann nasıl "kafayıye- diğini" anlatan... Galiba bu bir kural. Imparatorluklar kabına sığmayan noktaya ulaştığında ıktıdar "başa vu- ruyor". Dünyayı ele geçirmek dürtüsü ile kontrolu ka- çırmak korkusu, imparatorlann "aklidurumunu" etki- liyor. Çöküş dönemi Osmanlı imparatorlan mesela.. dengeli miydi? Amerikan imparatorluğundadaolan bu. Bush'un ak- lı konusunda kimse zaten baştan beri iddialı olmamış- tı. Problem artık Bush'tan da öte, etrafındaki "cin fi- kir kadroya yayılmış durumda. Güç sarhoşluğuna ka- pılan Pentagon'un adamlan, Ortadoğu'yu resmen bir "monopoli" tahtasına çevirecek bir "terörvedarbe bor- sas/'planlamışlar... Terör/eeöonmûcadete'adına "bor- sayı" devreye sokmaya nıyetlenen Pentagon, projeye "500 bin dolar" harcamış. Toplam maliyet 8 milyon do- larmış. 4 At yanşı' oynar gibi... Fikir basit: Ortadoğu ülkelerinin geleceklerini -buğ- day ya da arpa fiyatı gibi- "Wall Street spekülasyonuy- la" belirlemek. "Kad&rieri", "mal" gibi borsada piya- saya sürülebilecek ülkeler Mısır, Ürdün, Iran, Irak, Is- rail, Suudi Arabistan, Suriye ve Türkiye olarak sırala- nıyor. "Şere/csen/"ülkeleriyle, "stratejik ortaklar" ya- ni -şimdilik düşte kalan- Amerikan borsasında yan ya- na.. Çıkar söz konusu olduğunda aynm yapmıyor VVas- hington. İlginç bir başka nokta da şu: VVashington hem Türkiye'yi "AB üyeliği" için rteleyip orda burda AB lo- bisi yapıyor; hem AB'nin "tek müstakbel Müslüman ül- kesinin" geleceğini "borsa" spekülasyonuna sunma- yı düşünüyor... AB başkentlerinın böyte bir ülkeyi ara- lanna almakta ne denli isteklı olabileceklerini siz dü- şünün! Plan yürürlüğe gırseymiş "future market" gibi çalı- şacakmış. Mesela ıleriye dönük herhangi -atmasyon- bırtarih verelim: "5 Ekim 2003". Bu tarihteTürkiye için darbe öngörülüyor ve İslamcılann alaşağı edilmesi" türü bir "bahıs" borsaya sürülüyor. Istıhbaratı güçlü yatınmcılar bahıs üzerine at yanşı gibi dolarla loto oynuyor... "Darbenin gerçekleşme olasılığına" biçilen fiyat, istihbaratın gücü ve güveni- lirtiğinı saptamış oluyor; Pentagon'un yanılma payı azalıyor. "Terör, darbe, istikrarsızlık" olaylanna hassas "pazar", "görünmez birel" gibi uluslararası ilişkilerede çekidüzen veriyor. Plan bu. Birtaşla iki kuş. Pentagon borsasında kotalanmak- tan korkan ülkeler bu arada hizaya girip VVashing- ton'un birdediğini iki etmeyecekler... Çılgın değil mi? Pentagon projeyi üzerinde "500 bin dolar" harcaya- cak kadar ciddiye almış. Projenin miman vaktiyle Re- agan'a ulusal güvenlik danışmanlığı yapan John Po- intdexter'mış. Hanı Iran-kontraskandalıyüzünden is- tifaya zorlanan ve yargılanan bir Pointdexter vardı ya.. o! Pentagon'un patronlan sabıkalı Pointdexter'i işte yeniden dolaşıma sokup, Ortadoğu'nun istikrar plan- lannı bu adamateslim etmişler. Ama Türkiye 'tarih yazdı'... "Borsaprojesi" -internetı lanseeden- "Darpa" (De- fense Advanced Research Projects Agency-lleri Sa- vunma Araştırmalan Proje Ajansı) tarafından geliştiril- miş. Pointdexterda "ûarpa"nın başına getirilmış. "De- mokrat Partili" iki senatör (Byron Dorgan ve Ronald Wyden) "gayri ahlaki ve mide bulandıncı" olarak ni- telendirdikleri projeye itiraz etmişler de Pentagon bu çılgınlığı durdurmuş. Uçurumdan dönmüşüz. Yine de "oh!" diyemiyor insan. Ülkelerin geleceğini borsaya sü- ren bir "kadro" karşımıza kimbilir başka ne projeler çı- karacaktır? Ünlü tarihçi Eric Hobsbavvn "Guardian" da (14 Temmuz) ölçüyü kaçıran "Amerikan imparatoriuğu" hakkında ilginç biryazı yazdı geçenlerde. Geçmiş im- paratorluklarla mukayeselı bir karşılaştırma yapan Hobsbavvn, Amerikan imparatorluğunu "Rakipsiz as- kerigûcüyüzünden sınır tanımayan, buna mukabil dün- yayıanlamayanbirimparatohuk" olarak tanımlıyorve bu nedenle geçmişteki benzerierinden çok tehlikeli buluyor. Yazının sonunu da şöyle bağlıyor Hobsbavvn. "VVashington'a, güçle halledilmeyecekbazı şeyler, geçilmeyeceksınırlarolduğu anlatılmalı. Şimdiye dek bu konudakien olumlu katkı Türkiye'den geldi. Çıkar uğruna da olsa bazı şeylerin yapılmayacağını açıkça söytedf Türkiye... Amerikan imparatoriuğunungûcüsınır- lanamıyorsa eğer, böyle terbiye edilmeli!" Kim ne derse desin.. tanh yazdı Türkiye! Pentagon'un "borsacr çılgın patronlanna rağmen... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDA.NSAĞA: 1/Yurdumuzun denızlerinde de yaşayan bir ba- lık. 2/ Yoksul- lara yiyecek da- ğıtan hayır ku- rumu... Asker. 3/Atlanntaşın- masıiçinyapıJ- mış kapalı taşı- maaracı... Ak- tarma, taşıma. 4/Camüretirni ve sanayide kullanılan soda külü. 5/ Telli bir çalgı... Aıuz ölçüsün- de kısa okımması gere- ken bir heceyi kalıba 3 uydurmakiçinuzatma. 6/ Hastalıktan kurtul- ma, iyileşme... Deride sinirler boyunca birta- kımağnhfıskelerindö- Q külmesiylebelirenhas- g talık. II "Pencereden - - geliyor/ Gurbet ban*z o r g e liyor" (Türkü)... iyi ya- şamak içın gereklı herş e y . 8/Tenüzlik işlerinde kuUa- nılanbırcınstoprak... Mkıntı verme,üzme. 9/Batı As- ya'da yaşayan Türk so,ıu bir halk YUKARTOAN AŞAĞnA: 1/Mersinbahğına veri[en bir başka ad. 2/Gözleri gör- meyen... Papalığın s ü l g e s ı 0 ^ ^ 3 / B i r ^ 1y a ^ paranın, emek verilmeden sağladığı gelir... Eskı Yu- nan ve Roma yapılantda, taban kirişi ile tavan arasın- da kalan ve üzeri boyd^nboya kabartmalarla süslü olan bölüm. 4/Şarkı, türkü . Coğrafyadaki kıyı tiplerinden biri... Bir soru sözü. y Gametlerde bulunan kromo- zomlann tümüne ver|e n ad... Bir meyve. 6/ Öleceği kesınlikle bilınen bir lastanın, acısını dindirmek için doktor tarafindan ( ^ a * ^ , ^ 7 / C l v a bileşimlerinden zehirli bir madde. 8/tu-note... Cılız, zayıf. 9/Güreş- •^ı erkek deve... Zerdışt dıninc}e ateş tfnnsı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear