25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt StRMEN Paris, Johnny Hallyday ve Atillâ Dorsay Sevgili, Bir davet, iş ilişkileri, TV konuşmalan, toplarrtı- larla on günlük bir tatili birieştirerek, bu yılın hazi- ran ayını Paris'te geçirdim. Her zaman veartık heryerde olduğu gibi, Fran- sa'da da yoğun gündem hızla değişiyor. Ama, 2003 Haziranı'ndan Paris'te en çok akıl- larda kalacak olan, yüzyılın rekoriannı kıran Fran- sizların canicule dedikleri, mevsim normallerinin çok üstündeki anormal sıcaklar ile, kırkıncı sanat yılı dolayısıyla yalnız başkentin değil, bütün ülke- nin ilgisinin odak noktası haline gelen Johnny Hallyday'di diyebilirim. Kolay değil. adam kırk yıl boyunca zirvede kal- mayı başarmış ve yıldönümü dolayısıyla yaptığı konserde de yüzbin kişilik Stade de France'ın yal- nıztribünlerini değil, kocasahasını biledoldurmuş- tu. Ikide bir TV. ekranlannda boy gösteriyor, kon- serlerinden pasajlaryayımlanıyordu. Üstelikadam altmışlı yaşlanna karşın, zıpkın gibi genç duruyor- du. Hani benzetmek gerekse bizim ünlü şarkıcı- mız Alpay gibi fizik olarak olduğu kadar ruhen de genç kalmıştı. Johnny Hallyday sanat hayatına atıldığında, Fransız chansonne'un devlerinden Edith Piaf, Yves Montand, Jacques Brel, Georges Bras- sens, Charies Trenet, Gilbert Becaut hayat- taydılar. Ondan daha yaşlı olan Georges Moustaki, henüz bu kadar meşhur olmamış, yine favorıle- rimden olan Serge Regianni ise henüz şarkıcılı- ğa soyunmamış, oyuncu olarak ün yapmıştı. • • • Bütün altmışlı yıllann gençleri gibi, rock and roll'u sevmiştim. Ama nedense Johnny Hally- day'in müziğine hiç yakınlık duymadım. Belki de, rock and roll'u Fransız müziği içinde yadırgadığım- dandır. Şimdi, "Bütün bunları anladık da, Paris ve Johnny Hallyday ile Atillâ Dorsay'/n ilgisi ne"d\- ye sorabilirsin. Yüzlerce sinemasında, her hafta dünyanın bir- çok ülkesinin filmlerini görme imkânını sunan Pa- ris'e hergeldiğimde, yıllann ustasinemayazan Atil- lâ Dorsay'ı anmışımdır. Zaman zaman dönüşte gör- düğüm filmleri tartıştığımız olmuştur. Ama bu kez, onu müzik dolayısıyla hatırladım. TFTTdeki müzik programlannı keyifle dinlediğim Atillâ'nın "Ne Şurup - Şeker Şarkılardı Onlar..." kitabı çıkana kadar, onun, pop müziğin böylesi- ne engin bilgili bir "amatörü" olduğunu bilmez- dim. Büyük keyifle okuduğum kitabını, bu kez yola çıkarken yanımaaldım ki, herhangi bir şarkıcının parçasını dinlerken, öyküsünü de Atillâ'dan oku- mak olanağını bulabileyim. Kitabın çok hoş bir yanı da sonundaki isim di- zini; hangi şarkıcıyı arıyorsan, dizinden bakıp, il- gili sayfalara gidebiliyorsun. • • • Bana hiçbir şey söylemese bile, ülkesini ayağa kaldıran Johnny'nin konserinden bölümleri ek- randa izlerken, hemen Atillâ'nın kitabını açtım. ve Johnny Hallyday'e baktım. Anlaşılan Atillâ'da da Hallyday fazla etki bırak- mamış, Johnny Hallyday için yazdıklan şunlar: "...Böylece Fransızlann ünlü deyimiyle, 'yeye çağı'n/ atlatan Johnny Hallyday, 'Retiens La Nu- it', 'Queje't'aime', 'Elle m'oublie', 'BonneChan- ce' gibi daha olgun şarkılarıyla sesleniyordu. Hallyday biliyorsunuz, iyice inatçı çıkacak, birkaç kuşak seyirciyi eskitip yaşlandırdığı halde, ken- disibirplak müzik ve özellikle de sahne ilahı ola- rak o pariak konserierini ve müzik çalışmalannı 2000 7/ yıllara dek sürdürecekti..." Atillâ'nın kitabında 2000 kadar şarkıcı ve aktör yer alıyor. Bugün Fransa'da bile unutulmuş olan, Jacqueline François'dan, unutulmaz Beattles'a kadar kimleryokki... Bu kitap sayesinde mekân ve zaman içinde nostaljik ve bilgi dolu bir yolculuğa çıkmak ola- nağını buluyorsun. Bu kitabı Sevgili, "Mutlaka oku" demiyorum, "al yanında bulundur" diyorum... Eminim o zaman sen de, benim gibi, içtenlikle "Çok teşekküher Atillâ Dorsay!" dersin. TÜRKKENT Kongresi Kooperatif modeli değişmeli îstanbul Haber Servi- si- Türkiye Kent Koope- ratifler Merkez Birlı- ği'nin (TÜRKKENT) 15. olağan kongresinde konuşan SHP Genel Baş- kanı Murat Karayalçın, bugüne kadarkooperatif- çilikte geçerli olan yeni kent parçalan yaratma modeli yerine, kentsel yenilemeprojelerinin ön plana çıkması gerektiği- ni söyledi. Divan başkanlığını Milli Kooperatifler Bir- liği Genel Başkanı Mu- anunerMksarh'nın yap- tığı toplantiya Prof. Dr. Cevat Geray, Prof. Dr. YüdızSe\,Prof.Dr.Me- teTapan ve Prof. Dr. Ay- dm Aybay'ın da bulundu- ğu çok sayıda davetlı ka- tıldı. Toplantıda bir ko- nuşma yapan birliğin onursal üyesi Murat Ka- rayalçın, Türkiye'de kent kooperatiflerinde sağla- nan başannın, kendi sı- yasi kimlikleri açısından da önemli olduğunu söy- ledi. Karayalçın, "Ko- operatiflerin konutüreti- mindeki paylannın dev- let ya da özel sektör va- nmdagidereköneçıkma- sı Türkiye iktisat ve top- hunsaltarihiıünenönem- Hbaşanadır.Bu örgütJen- menin içinde solcu oldu- ğumuzu,sosyaldemokrat oHugumuzugördük'Me- di. Karayalçın, bugüne de- ğin kent kooperatifçili- ğinde yeni kent parçala- n yaratılması projesinin geçerli olduğunu. ancak bu modelin değişmesi gerektiğini söyledi. Karayalçın. "ArtikKo- operatif modeli değişti- rUmeli. Sektörel yapıda da örgütsel yapıdadade- ğisikHkler obnah. Bu de- ğişiklikkrde kentsel ye- nileme projeleri öne çık- malı" dedi. Toplantıda birliğin genel başkanı Oğuz Saydan da göre- vini noktaladı. İmam Hatip Lisesi öğretmenleri hazırladıklan internet sitesinde laik cumhuriyeti 'karanlık mazi' olarak tanımladı Lisede şeriatpropagandasıAYKUT KÜÇÜKKAYA AKP hükümeti Yüksek Öğretim Yasa Taslağı ile imam hatiplere üni- versite yolunu açmaya hazırlanır- ken Milli Eğitim Bakanhğfna (MEB) bağlı bu liselerde "aşdanan zihni- yet" laik eğitim sisteminin durumu- nu ortaya koyuyor. Nevşehir îmam Hatip ve Anadolu imam Hatip Li- sesi'nde öğretmenler tarafından ha- zırlanan okulun internet sitesinde "şeriat propagandası" yapılıyor. "imam Hatip Şüri" başlığıyla site- de yayımlanan metinde MEB'e bağ- lı bir meslek lisesi, "sabırvetesümi- yetin arhına bürünmüş'' olarak ni- telendirilirken öğrenciler de "Ken- dine değil, Mevia'ya güvenen/ BaO- la değil Hakka dayanan/ Bir şimşek, bir firüna çe\iknğinde/ Küfrün giz- ti emellerini kökünden çıkanp/ Sö- • Kadın öğretmenlerin fotoğraflanna bile yer verilmeyen sitede "îmam Hatip Şiiri" başlığıyla yayımlanan metinde MEB'e bağlı bir meslek lisesi, "sabır ve teslimiyetin zırhına bürünmüş" olarak nitelendiriliyor. köverenbir gençMk/İmam- Hatip/ Beş vakitteefleriniduayaaçmış/ Sabır ve tesümryetinzırhına bürünmüş/ Yap- macıkdeğil, içten ve gönülden/ Sıca- ak bfllurdan gözyaşlanyla/ Hakka s- ğman bir gençlik/ İşte İmam-Hatip" ifadeleriyle tanımlanıyor. Okulun tanıtıldığı ve yaklaşık 4 ay önce açılan sitede laik cumhuriye- tin kurucusu Mustafa Kemal Ata- türk'ün adına yer verilmezken met- nin içinde şeriatçı terör örgütü El Kaide'nin lideri terörist Usame bin Ladin'i çağnştıracak şekilde "Usa- me" adına yer verilmesi de dikkat çe- kici. Sitede okul yönetici ve öğretmen- lerinin fotoğraflannın yer aldığı bö- lümlerde kadın öğretmenlerin fo- toğraflan yer almıyor. 1968 yılında eğitim- öğretime açı- lan Nevşehir îmam Hatip ve Anado- lu imam Hatip Lisesi'nin internet sayfası okulun Meslek Dersleri Öğ- retmeni Mustafa Kırnnh ile okul memuru AB Seyhan tarafından ha- zırlanarak 2003 Mart'ında oluştu- ruldu. lt ww^ı jıevsehirihL8m. com" adresli okulun internet sitesi "Ana Sayfa, Okulumuz. Yöneticiler, Öğ- retmenler, Personel, İHL Şiiri,Hazır- layan, Bedava E-MaiT sayfalann- dan oluşurken sitede metın bölümü olarak yalnızca "Okulumuz" ve "İHL Şnri" sayfalan yer alıyor. Okulumuz sayfasında lisenin kı- saca tarihçesi anlatılırken "İHL Şi- iri'' sayfasında sitenin tek metni sa- yılabilecek uzunca bir metin yer alı- yor. ~İmam hatip Bselerinin nasıl bir zihni)etin eline bıraküdığmı" gözler önüne serecek nitelikteki metinde imam hatip liseleri ve okulda oku- yan öğrenciler için laik cumhuriyet "karanhkbir mazi" olarak şöyle ta- nımlanıyor: "Yüzümüzesoğukveanlamsn ba- kan. Her firsata soğukluğundan ya- kındığınıı/, Taşlan da ağlatabikn, Ağlatırken ağlayan bir hatip, İşte İmam Hatip buydu, Bir levhada iğ- Kürt konferansı basladı Bölünme korkusundan vazgeçümeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Türkiye'de Demokratikleşme ve Kürt Sorununun Çözümü" konulu konferansta, "Kürt sorumı" masaya yatınldı. Aralannda Hafil Ergün, Mehmet Altan, Mehmet Bekaroğlu. Mihri BellL Naci Kutky, Toktanuş Ateş, Fehmi Koru'nunda de bulunduğu 33 ismin çağnsıyla toplanan "Türkiye'de Demokratikleşme ve Kürt Sorununun Çözümü" konulu konferans, Dedeman Oteh'nde başladı. tHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül'ün başkanlığını etrığı ilk oturumda, "Türkiye'de çokkültürlülüğün sorunlan" tartışıldı. Gazeteci-yazar Mehmet Altan, 6. uyum paketinin yasalaşmasıyla bazı demokratik adımlann atıldığını, ancak sorunun vasaların • 33 aydının çağnsıyla toplanan konferansta, Türkiye'deki demokratik güçlerin birleşmesi ve etkin siyasi bir güç haline gelmesi gerektiği vurgulandı. uygulanmasından kaynaklandığını belırtti. Dr. Naci Kutlay. kültürel haklann sıyası bölünmelere yol açacağı korkusundan vazgeçılmesi gerektiğini savunarak, "Hiçbir toplum homojen değildir" dedi. Eski parlamenter TankZiyaEldnd çözüme ilışkin önemli bir yol katedildiğini ^ ^ • ^ ^ \iirgulayarak "Demokrasmhı altyapısı hazırdır. Türldye'deki demokratik güçler birleşmeli ve etkin bir siyasal güç haline gebneüdir" dedi. Yazar Sungur Savran ise. Kürt sorununun uluslararası bir sorun olduğunu belirterek "ABD Ortadoğu'ya demokrasi getirmeye çahşımyor. Kürt halkını kurtarmaya ise hiç getaıiyor" görüşünü dıle getirdi. Gazeteci Hikmet Çiçek'in Kürtlerin bazılannın Kürt Teali Cemıyeti izinde olduğunu, bazılannıri da sorunun Meclis'te çözüleceğine inandığını belirterek konferansın da Kürt Teali Cemiyeti izinde olduğunu söylemesi üzenne salonda tartışma yaşandı. Söz alan Prof. Dr. Baskın Oran, Kemalizmin 20-30 yıl Batı medeniyetini almaya çahşhğını, bunun yukardan bir devrim olduğunu belirterek "Yukardan yapüan devrime aşağıdan Utica tepkisi geldL Bugün de AB'ye uvıım pakederhie yapüan yukandan bir devrimdir" dedi. Konferansın, bugünkü oturumunda AKP. ANAP, CHP, DEHAP, DSP, EMEP, HAKPAR. ÖDP, YTP, SHP, TKP, ÎP, Özgür Toplum Partısi, SP, Sosyahst Demokrasi Partisi bildiri sunacaklar. tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN reti oturtubnuş, tmam Hatip Lisesi lafzından, Fersahlarca uzakta bir manave özifadeediyor,Gün doğum- lanna vurgun, Banş güvercinlerine hasret,Limandagözvaşlamia, l fuk- ta görünmeyen gemileri bekleyen, Karanlık bir mazinin ardından, Imanla, cesareüe, iUnı ve hikmetle koşarakgelen, Ha> lorarakgetenyep- yeni bir neslin. Müjdecisi İmam Ha- tipler-." \IEB'e bağlı eğitim kurumunun sitesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün adına yer ve- rilmezken hazırlıklan 2003 yılında yapılan sitede "Usame" adı ise şöy- le yer alıyor: "Minkikbebegibüyüttü veoigun- laşördı. \akışmıştı isim ona imamdı o, önder, Zamanının, mekâmn,insa- mn, eşyanın, cemryetin, En önemüsi tslamın sancağmı taşıyordu o, Toy- du belki ama hiç kimse- nin beklemediği kadar, Azim, ga>Tet\e şuur abi- desiydi, Kolay mıy dı Re- sulün sancağmı taşımak, Bir Mus'ab, bir Usame, bir Fatnıa olabilmek. Zor ama şerefli bir görevdi bu, Hatipti, insana, eşya- ya, manava ve maddeye, Hitap eden bir hatip." Okul Müdürü Osman Kıhç başta olmak üzere bütün yönetici ve öğret- menlerin fotoğraflannın yer almasına karşın ede- biyat öğretmenı Nermin Yüksel ile matematık öğ- retmeni Penin Demirka- ya adlı 2 kadın öğretme- nin fotoğraflanna yer ve- rilmemesi dikkat çeki- yor. öğretmenden memura'teşekkür Okul öğretmenlerin- den Mustafa Kınmlı, si- tenin hazırlayanlar sayfa- sında ise, "Bu sayfalan oluştururken metinleri hazniamada An Seyhan Bey'e... teşekkür edho- rum" ifadesini kiıl- lanıyor. Gürbüz Çapan, sözlerinin kimi basın organlannca yanlış aktanldığını söyledi: Atatüıtçiüiiğihııü taıtışümıaııı Haber Merkezi- Esenyurt Be- ledıye Başkanı Dr. GürbüzÇapan dün bir açıklama yaparak 'Ben AtatürkçülüğümütarüşOrmam" dedi. Çapan basın açıklamasında şunlan söyledi: "2 Temmuz'da Kars'ta yerel bir televizyonda yaptığun konuşma nedenryle 04 Temmuz 2003 tari- hinde hakkımda gnabi tutuklama karan veril- diğini üzüntüyle öğren- dim. Beni üzen tutukla- ma karanndan çok Ata- türk'e hakaretettiğim yö- nündeki suçlamadır. Gürbüz Çaban'ıyakm- dan tanıyanlar, düşünce yapısuu bilenler. dünden bugüne söylediklerini ve hizmet- lerini izleyenler bu türden bir suç- lamaya muhatap olamayacakbir kişi olduğunu çok iyi biİnier. Mustafa Kemal Atatürk ve ar- kadaşlanDe kurtuhışsavaşmda bu ülke uğruna canınıverenlerin dü- şünce, anı ve miraslanna hep sa\ - gı duydum. Bu anlavışla 14 yil- dan beri Belediye Başkanüğını yapbğnn Esenyıırt'un birçokcad- desine, bulvanna, parkına Ata- türkve arkadaşlannın, onlardan bize miras kalan Cumhuriyet'in ismini verdim. Atatürk Caddesi, Cumhuriyet Meydanı.Mustafa KemalMe>da- ıu, Mustafa Kemal Parta. 19 Ma- kilmesine öncülük yaptını. Bası- nın deyişiyleAtatürk he\ kennizi- yaret ederek çelenk bırakmak ve savgı duruşunda bulunmak bir geîenek oklu. Mustafa Kemal Ata- turk'ün ve Cumhuriyet' 1 in yanın- da olanlann yanında, karşısuıda olanlannkarştsmdadurdum.Gür- büz Çapan'ı tannanlar bunları • Tutuklama karanndan çok "Atatürk'e hakaret etmekle suçlanmasının" kendisini son derece üzdüğünü belirten Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, "Bu ülkenin kurtuluş ve bağımsızhğı için canını ortaya koyanlara hakaret etme onursuzluğu içine bugüne kadar düşmedim. Bundan sonra da düşmeyeceğim" dedi. hş anlaşıkuğnu beBrterek,Musta- fa Kemal ve arkadaşlanna sevgi- mi. saygınıı, sa>gıda kusur etme- diğimi ifade ettim. Bu ülkenin kurtuluş ve bağnn- sı/lığı için canını ortaya koyanla- ra hakaret etme onursuzluğu içi- nebugünekadardüşmedim.Bun- dan sonra da düşmeyeceğim. Adalete sunacağım bil- gi ve belgeler sonrasmda, verilen yanlış karardan dönüleceğine inanıyorum. Biz Cumhuriyet İçin canımızı veririz* vıs Bulvan, Erzunım Kongresi Caddesi, Sivas Kongresi Cadde- si, Cumhuriyet Caddesi, Hürri- yet Caddesi, Inönü Mahallesi, Amasya Kongresi Caddesi, Fe\^i Çakmak Caddesi Esemıırt'taki caddeve me>danlardan bir kısmı- dır. Küba'da Havana Ünrversite- sibahçesindeAtatürkAnıti'nm di- çok ivi büir. 02 Temmuz2003 tarihinde yap- tığun konuşmanın kimi basın or- ganlarmdavanhşaktardması üze- rine 03 Temmuz 2003 tarihinde, henüzhakkımdasoruştunna açıl- madan vegr>abi tutuklama kara- n çıkarümadan vaptığını basın açıklamasında,konuşmammyan- 4Nisanl997tarihliga- zetelerde Çapan 'Onlar şeriat için canımızı veri- riz diyorlar, biz de Cumhuriyet için canımızı veririz' dedişeklinde ha- berler>a>Tmlanmışü. Doğruydu- Nlustafa Kemal Atatürk ve ar- kadaşlannınkurduğuCumhuri- yetiçin canımızıvereceğimizi söy- lemiştim. Hep söyledim. Bugün de ajıu şeji söjiüyorum." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyetcom.tr Pınar Attuğ'un eşinden aynlma- ya karar vermesinin tartışmalan sü- rüpgidiyor. Böylebirtartışmanınol- ması son derece normal. Çünkü Pı- nar Altuğtanınan bir TVyıldızı. Onun özel yaşamı kaçınılmaz olarak top- lumun ilgisini çekecek. Medya da bu nedenle bu aynlığı günlerdir man- şetlerinden düşürmüyor. Gazetelerin birisi soruşturma yap- mış. Soruşturmanın konusu: "Pınar Altuğ, Meltem gibi mi davranma- lı?" Gazeteci meslektaşlarımızdan Sina Koloğlu'nun cevabı dikkatimi çekti. Sina şunları söylüyor: "Altuğ kazandığı parayı dizideki anne ima- jına borçlu. Bu imajı da ya profes- yonelce sürdürmeliya da bitirmeli. Ama herhangi bir insan olarakyap- tıklan önemli değil." Haberi hazıriayan Aycan Genlik de Sina Koloğlu'nun bakış açısını destekleyen bir başlıkla konuyu ele almış: "Meltem olsaydı böyle yap- mazdı. Peki 'Çocuklar Duymasın' Pınar, Meltem Gibi mi Davranmalı? çok tuttu diye Pınar Altuğ, Meltem gibi mi davranmak zorundaydı." Bu tartışmanın arkasındaki anla- yışı son derece zararlı görüyorum. Türkiye'de kadına sürekli erkeğe ta- bi olmak misyonu yükleniyor. Bu ne- denle, bir kadının eşinden aynlma- sını bu toplum kabullenmek istemi- yor. Halbuki medyanın önündeki er- kek yıldızlar, sürekli olarak eşlerinden ayrıhyorlar, çeşitli aşklar yaşıyorlar. Toplum da bunu normal karşılıyor. Toplum derken erkek egemen ide- olojinin şekillendirdiği toplumdan söz ediyorum. Toplum neden erkeğin aynlıp aşk- lar peşinde koşmasını normal karşı- lıyor da kadına böyle bir hakkı tanı- mıyor? Çünkü erkek, asıl olarak ma- li ve sosyal egemenliği elinde bu- lunduruyor. Unutmayın ki, ülkemiz- deki taşınmaz mallann yüzde 94'ü er- keklere ait. Çalışma yaşamında da erkekler çoğunluğu oluşturuyortar. O zaman bu gücü elinde bulundu- ran erkek, cinsel inisiyatifi de kendi tekelinde tutmak istiyor. Toplumu da erkeklerin bu anlayışı şekillendiriyor. Pınar Attuğ, güçlü sayılacak kadın- lardan birisi. İyi para kazanıyor. Ta- nınmış bir kişi. Bu nedenle başka bir erkeği sevme olanağı ve eğilimini içinde taşıyıp, gerektiğinde bunu ya- şayabiliyor. Yani erkeklerin sürekli ellerinde bulundurduğu bir hakkı o da kulla- nabilecek bir güce sahip. Bir gün bir başka erkeği sevdiğinde, ya da be- raber olduğu erkeği terk etmek is- tediğinde, kendinde böyle bir gücü görebiliyor. Işin doğrusu ve hakkaniyetli ola- nı, kadın ya da erkek kim olursa ol- sun, sevdiğiyle beraber olabilme hakkıdır. Türkiye gibi ülkelerde, ne ya- zık ki, sosyal, ekonomik nedenlerle kadınlar ya da erkekler isteseler de istemeseler de bir ilişkiyi sonsuza kadar sürdürmek gereğini üzerlerin- de hissediyorlar. Birçok istenmeyen birliktelik sürüp giderken bundan en çok zaran da ka- dınlar görüyorlar. Çünkü erkekler el- lerindeki olanaklarla evlilikleri sürer- ken başka kadınlarla beraber oluyor- lar. Kadınlann çoğu da buna boyun eğmek zorunda kalıyor. Kadın için erkekten aynlmak ço- ğu zaman bir felakete dönüşüyor. Kimsesiz ve çaresiz sokakta kalmak tehlikesi yerine erkeğin başka ka- dınlarla beraber olmasını kabulleni- yorlar. Pınar Altuğ'un eşinden aynlmak istemesi onun hakkıdır. Onun tanın- mış bir oyuncu olması, onun önüne bir engel olarak çıkanlmamalı. "Böy- le bir imajla meşhur oldu, o zaman bu imaja ya boyun eğsin ya da ro- lünü değiştirsin" demek, bütün oyun- culan oynadıklan role mahkûm etmek anlamına gelir ki, bu da çok saçma ve insan haklarına aykırı bir durum yaratır. • • • Pınar Altuğ tartışmasında, çoğun- lukla erkeklerin ve kadınlann tepki- leri farklı. Erkekler daha muhafaza- kâr ahlak anlayışına yatkın bir tutum alırken, kadınlar Pınar Altuğ'u des- tekliyorlar ve onun özel yaşamına saygı gösterilmesi gerektiğini söylü- yorlar. Meltem, dizide tipik bir Türk kadını imajı çiziyor. Ancak, bu tipik Türk kadını imajı da artık değişmeli ve kadınlar erkeklerin kaprislerine boyun eğen insanlar olmaktan çık- malılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear