Catalog

Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURÎYET \AKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetrnenı: Yıldız # Yazıişleri Müdürü: SaHm Alpaslan#Sorumlu Müdür Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara tbrahini Isiıhbarat Cengiz Yıldırım 0 Ekonomı Öz- lem Vüzak • Kültür Esemen Berköz • Spor Abdülkadir \ ücelnıan # Makaleler' Sami Ka- raören • Düzeltme Abdullah Vazıcı • Bıl- gı-Belge Edibe Buğra 9 Yun Haberlerı. Meh- met Faraç # A\nıpa Temsıkısı Güray Öz Yayın Kuıuht Ühan Selçuk | Baş- \nkara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan \ o 125. Kat:4. kan),EmreKongar (Damşman). Bakanlıklar Te! 4l95020(7hat). Faks:419502" 7 «tzmirTemsılcısı SerdarKızık.H ZıyaBN 1352 S 2 3Tel 4411220. Faks-4418745 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. İnönıi Cd 119 S No:l 1. Orhan Erinç, Hikmet Çetin- kaya, Şükran Soner, tbrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Musta- Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Antalya Temsılcısı AhmetOruçoğhı fa Balba\, Hakan Kara. Cumhun\et Cad. S0 5 Tel. 0242 2480057 Fax 2430509 MıiesseseMüdürü: ErolErkut • Bılgılşlem Ahmet ^ Sa * a z l l e t K u z a REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel Mıidıır Gütbtn Erduran # Koordmatör Reha Işıtman 0 Genel MudürYfd . Se\da Çoban A Fınansman Müdürir Çeün Erduran Tel 0212 514 07 53- 513 84 60-61. Faks 0212513 S4 63 }ayırataıan: eiKju- Haber \sanM Basıme \avuicilili \Ş. TuıkocagjCad.3941 Ci4al»|lu 343M lsjanbıJ PK_ 146 - SıAecı 34435 isL Tefı(';İ:ı5i: >5O5 :ı haı> Faks (O2i:ol3 55 05 B«skı: MeıtaGa2eteDergı Basim ">aymcılılcSan « T K \SBarbansBuhar.\o US GtmH Dagrtun: BBDMerlez 20TEMMUZ2003 tmsak: 3.47 Güneş:5.41 Ögle: 13.18 Ikındı: 17.13 Akşam: 20.41 Yatsı: 22.25 Kayıt dışı kitap, CD ve kasetler yıllık 500 milyon dolar verginin uçmasına neden oluyor KorsanlarhazineçalıyorVıllılx1 o o t r i | y°n T II lll\liralık kitap pazarının 40 trilyon liralık bölümü kaçak. Film ve oyun CD'si üreticilerinin yıllık kaybı ise 50 milyon dolan buluyor. Tüm korsan sektöründe 2002 yılındaki vergi kaybı ise ürkütücü: 500 milyon dolar. ANKARA (Cumhuri)«t Bü- rosu) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'yi istiia eden korsan kitap, CD ve kaset sektörünün yıllık 500 milyon dolar vergi ve binlerce kişilik iş kaybına neden olduğunu belirterek ilgi- li bakanlıklann acil önJem al- masını istedi. Türldye'nin korsan kayıtlar- da açık bir pazar haline geldi- ğini söyleyen Aygün, 2002 yı- lında korsan yayın olan 273 bin kitap, 265 binVcD, 142 bin müzik CD'si. 6 bin 500 DVD, 105 bin kaset, 12 bin play sta- tion oyunun ele geçırildiğinı vurguladı. Yıllık 100 trilyon liralık ki- tap pazannın 40 trilyon liralık bölümünün kaçak olduğunu be- lirten Aygün,filmve oyun CD'si üreticilerinin yıllık kaybının 50 milyon dolan bulduğunu, tüm korsan sektöründe 2002 yılın- daki vergi kaybının 500 mil- yon dolara ulaştığını kaydetti. Carîban değiller Korsanlığın basit bir suç ve dar gelırlilerin yaptığı bir iş ola- rak görülmesinin sorunun ana kaynağını oluşturduğunu belir- ten Aygün, "Korsanhkla uğra- şanlar gariban degiL organize ekipler'' dedı. Denetleme komisyonlannın yeterli altyapıya sahip olma- ması ve yakalanan sanıklar hak- kında yasal işlemlerin istenen hızda yapılmamasından şikâ- yetçi olduklannı vurgulayan Aygün, caydırıcı olmayan, bir- biriyle çelişen yasalar nedenıy- le yakalanan suçlulann para ce- zası ile kurtulduklannı belırt- ti. Sinan Aygün, korsancıhğın Türkıye ıçin bir utanç, ekono- mi için kara delik haline geldi- ğini belirterek şöyle konuştu: Sessiz pasajların hâkimi Trovesi Octet açık havada büyüledi Cazda İtalyan karnavalı Matrâ guzeü savaştan korktu • Haber Merkezi - Matrix fılmindeki başrolüyle ününe ün katan ünlü İtalyan oyuncu Monica Bellucci'nin başrolünü üstlendiği 'Gizli Ajan' filminin Antalya'da yapılacak çekimleri, Irak savaşı yüzünden iptal edildi. Sigorta şirketinin savaş ihtimali yüzünden Türkiye çekimlerine izin vermemesi nedeniyle ünlü Fransız yönetmen Frederic Schoendoerffer, fîlmi Antalya yerine Fas'ın Kazablanka kentinde çekti. Öci Fransız ajanın başlanndan geçenlerin anlatıldığı fılmin bazı önemli sahneleri, Antalya Limanı, Kebapçılar Çarşısı ile Kemer Marina ve plajında çekilecekti. Uzayda evlHik suya düştü • MOSKOVA (AA) - Uluslararası Uzay îstasyonu'nda (UUİ) görev yapan Rus kozmonot Yuri Malençenko'nun uzaydayken dünyadaki nişanlısıyla evlenme isteği reddedildi. Rus uzay ajansı Rossaviakosmos'un haberine göre UUt'de çalışan Malençenko, damatlığını ve nışan yüzüğünü istasyona götürmüş ve nişanlısının yaşadığı ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Bend bölgesi yetkililerinden, UUÎ ile dünya arasında kurulacak bağlantı sırasında evlenmek için izin almıştı. MHyonerlerin pahalı gözdesi • LONDRA (AA) - îngiliz milyonerlerin, 'uzayda tatile' büyük ilgi gösterdikleri * büdirildi. California şirketi tarafından programlanan ve "Daha önce hiçbir îngiliz tunstin gitmedığı yerlere gidin" sloganıyla pazarlanan uzayda tatilin tanıtım toplantısına çok sayıda tngiliz zengin katıldı. Tatil hakkında bilgileri içeren broşürler yaldızh kâğıtlara bastınldı. Kazakistan'daki Baykonur üssünden Rus Soyuz kapsülüyle başlayacak seyahate katılmak isteyenler 12.5 milyon steriini gözden çıkarmak zorunda. MURAT BEŞER 18 Temmuz akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonununda alışılmadık bir durum vardı; salon girişınde hiç de fon olamayacak kadar kalıteli bir müzik çalmaktaydı. Saati geldiğinde ve saksofon ve klarnet ustası Gianluigi Trovesinin îtalyan caz topluluğu Trovesi Octet sahnedeki yerini aldığında da müzik devam ediyordu; anlaşıldı ki Trovesi'lerin konserinin bir parçasıydı bu. Müthiş bir tansiyon oluşturan kontrpuanlar üzerine kurulu olan Trovesi Octet'in müziği, dur- kalklar, iniş-çıkışlar ve tempo farklılaşmalan ile zenginleşiyordu. Barok melodiler ve halk müziği motifleri arasında gidip gelen ses örgüsü, sessiz pasajların hâkımıydı. Celeneklere karşı çıktılar Hep birlikte çaldıklan yüksek tempolu bölümlerde ise karnaval ve eğlence müziği, özgür caz, modern caz ve hatta elektro-caz havasına bürünüyorlardı. tkinci parçada Marco Remondini nın elindeki elektrik çellonun rock gitanna özenircesine yaptığı giriş ve solo, öte yandan sofhvare eşliğinde yapılan vurmalı gösterisi ve trompetçi Massimo Greco'nun Roland D-50'den çıkardığı elektronik drum'n bass ritimler, cazda tam bir îtalyan eklektisizmine işaret ediyordu. Davulcu Vfttorio Marinoni ile vurmalılarda yer alan Fulvio Maras'nın karşılıklı yaptığı gösteri. konserin en heyecanlı anlanndan biriydi. Bir diğer ilginç an ise kontrbasçı Mareo Micheii nın vurmalılar eşliğindeki klasik tandanslı solosu oldu. Trovesi Octet, fazlasıyla okullu bir topluluk olmasına karşın, geleneklere karşı çıkmasını da iyi bildiklerini gösterdi bu konserde. ıplıılıık knnscıinı.«l( klıik <,< lloıııııı (|<ırı^ıı\( suls.ıı.ık lı.ısl.ııli't 'i <'ilıı sıııısıı/ ılı v.ıııı ı ılı lnlt ıı t»ıı scs ılı ııı.ııııl.ıılı Koııst ı s;ılıııııııııııı \.ıı ısını .lllııııl.ı lııs( m Iı ıı I ıııvı sı ( )< l< I. lm\lı 10. (sl.ııılıııl ( .1/ hstı\.ıli'nııı ı\ı koıısctlı ııııılı ıı IIIIIIK iııı/a ;ıllı. \ , Festival Bandosu'na 50 gönüllü danslarıyla eşlik etti îstanbul sokaklan şen şakrak Kültür Serviâ -10. Uluslararası îstanbul Caz Festivali kapsamında önceki akşam Galatasaray Lisesi'nin önünden başlayıp The Marmara Oteli'nde son bulan 'Festival Bandosu' izleyenlere neşeli anlar yaşattı. 15 kişiden oluşturulan Brass Latin grubunun yol boyu yürüyüşünü takip edenlenn etraflannda toplanmasıyla neşe saçtı. Müzik ise hem yarattığı sıcak ortam hem de çalanlann tatlılığıyla sokaklan şenlendirdi. Festival Bandosu'na yaklaşık elli kişilik gönüllü bir gurup da danslan ve salladıklan mor bayraklanyla eşlik ettiler. Bandoda görev alan sanatçıBarbaros Ardıvar(trombon) ilk defa Türk bir orkestradan oluşan bando ekibinin bu durumdan çok memnun olduğunu ve halk tarafindan büyük beğeni kazandıklannı beürtti. H'§ •4 Ka>ıt dışıhğın mabedi du- nınnındaki bu utanç verici du- rumamüdahaleedflmediğitak- dirde uluslararası itibanmız da kahnayacak. Diğer \andan. bes- tecisinden yazaruıa, yapımcı- sından üretkisine ve nihai ola- rak perakendecisine kadar sek- törde çahşanlann ceplerine or- ganize suç örgüderinin eü gir- mektedir. Kültür sanat işpor- ta\a düşerse insan kaKtesi a^-ak- lar altında sürünür." 1601 hasta MM I I I y( y AIDS Çiggibi büyüyor.\NKARA (AA) - Türkiye'de, 2002 yıh sonu itibanyla 1515 olan AIDS'li sayısı, 2003 yılının ilk altı ayında 86 kişi artarak 1601'eçıktı. Sağlık Bakanhğı'nın 30 Haziran 2003 tarihlı verilenne göre, ilk olarak 1985 yılında 1 hasta ve 1 taşıyıcıda görülen AIDS hastahğı, 18 yıldan bu yana sürekli artarak 1601 'e ulaştı. İlk görülen vakadan bu yana, en çok AIDS vakası 2002 yıh içinde 190 kişide tespit edilirken bu rakam 2003 yılının ilk altı ayı sonunda 86 olarak belirlendi. Erkeklerde daha fazla 2003 yılının ilk altı ayı itibanyla 26 yeni AIDS hastası, 60 yeni taşıyıcı saptanırken 1985 yılından bu yana 478"i AIDS hastası, 1123'ü taşıyıcı ohnak üzere toplam 1601 AIDS vakası tespit edildi. Erkeklerde daha fazla görüldüğü saptanan hastalığa yakalananlann 503'ünükadınlar, 1098'ini ise erkekler oluşturuyor. Hastalığa yakalananlann yaş gruplanna göre dağılımına bakıldığında ise AIDS en çok 30-34 yaşlan arasındaki erkeklerde görülüyor. Cençlerl vuruyor Hastalığın kadınlarda en çok görüldüğü yaş grubu ise 20-24 olarak belirlendi. Verilere göre, AIDS en çok heteroseksüel cinsel ilişki yoluyla bulaşıyor. hastalığın 126 erkeğe homo'biseksüel cinsel ilişki yoluyla, 94 erkeğe madde bağımlılığı nedeniyle bulaştığı belirlendi. DİNOZORLAR ÇAĞI TÜMÜ 3 BOYUTLU CANLANDIRMA İLE HAZIRLANAN BELGESEL MİLYONLARCA YIL ÖNCEKİ DÜNYADA İNANILMAZ BİR MACERA BU AKŞAM 2 1 : 0 5 İLK BÖLÜM AL GÖZÜiVI SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK Ay büyüsü ve denizkızları Dayanılmaz, gökte Ay koskoca- man bir eski zaman tannsı gibi du- ruyor. Kendinden ölesiye emin. Kü- çük kulaçlarla ona doğru yüzüyo- rum. Kendımi biraz zorlasam, Ay büyüsü beni kendine çekecek \ e hep çok uzaklara gitmeyi isteyen çinge- ne yüreğim gene baştan çıkacak. Ama bu iş tehlikeli, tıpkı de- niz altında mavinin büyüsü- ne kapılıp gitmek gibi bir şey. Ma\i sarhoşluğu başladığın- da öylesine mutlu olursunuz ki, tüpü ağzınızdan bir mut- luluk gülümsemesiyle çıkanr ve mavıye dalarsınız. Ay da biraz kendimi bıraksam bana aynı şeyi yapacak. Dostlan- mı üzmeye gerek yok, gene usul kulaçlarla tekneye dön- meliyim. Baştan çıkancı Ay"ı bir kez daha yenmenin keyfiyle, ye- ni şarkılara, yeni hikâyelere başlama- lıyım. Bu girişten de anlaşıldığı gibi ni- hayet yunus ohna özlemım sona er- di, en turkuvaz denizlerde yüzmek- teyim. Ve her kulaçta bütün bir yı- lın acılı tortulan beni terk ediyor. yeniden annıyorum. Ve hiç durma- dan herkesin ister denizde. ister dağ- da, ister bir keçi yolunda bu annma- yı kendisi için yapması gerektiğini düşünüyorum. Bütün bir yılın hatta yıllaruı tortulan, onlara birneşter at- tığınızda akmaya başlıyor. Denızin büyülü suyuna, dağlann şiirine ve ke- çi yollannın küçük hıkâyelerine ka- nşıyor ve siz yeniden doğmuş gibi oluyorsunuz. Hay Allah. tek bir söz başka söz- leri kucağıma getiriyor. Tatilin ne demek olduğu kafama takılıyor. Ve başlıyorum, kulaç kulaç ukalalık yapmaya. Önce insanın tatilı hak et- mesi gerektiğini düşünüyorum. Ama sakın ola ki, yaşamlannın uzunca birdöneminde tembellik hakkını kul- lananlar \ardir, onlarbu sözlerimi cıd- diye almasınlar. Benim sözüm çalış- mak zorunda olanlar için. Madem ça- lışmak mecburiyetindeyız öyleyse birer işkoük gibi çahşalım ki. tatil bi- zim için gerçek bu- armağan olsun. Ma\i sulann ve karlı dağlann büyü- sünü içimizde daha çok hissedelim. Daha çok bizim olsunlar. Ve mümkünse, kendimize tek ba- şına tatıller ayarlayalım. Yapılan araş- tmnalar, özellikle evh ve çocuklu çiftlerin tatil dönüşünde acilenboşan- dıklannı göstermiş. Doğrusu bunu anlamak zor değil. Bir yıl boyunca çalışan, birbirle- rini pek göremeyen iki kişi el- bette uzun bir süre için yan yana gelince ne yapacaklan- nı şaşınrlar. Dengeleri bozu- lur. Hele bir de çocuklar var- sa, iş daha da karmaşık bir hal alır. Ve anne baba sadece ço- cuklan için tatil yapar hale gelirler. Kendi tatillerini sü- rekh başka zamanlara erteler- ler ve bir de bakarlar, zamanlar geç- miş ve kendi tatillerinin ne olduğu- nu unutmuşlar. Çok mu acımasız ko- nuşuyorum, çevrenize bir bakın, ben zorunlu olarak gittigim pek çok, her şey dahil tatil köyünde can sıkıntı- sıyla güneşlenen erkekler, hiç dur- madan yemek yiyen kadınlar ve hiç durmadan anne! baba! diye ortalığı inleten pek çok çocuk gördüm. W Arkası 8. Sayfada