Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUSLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Dışlanan Denider
TÜRKİYE'NİN birkaç yeri varki, çok merakedi-
lir. Daha doğrusu, televizyondan başka eğlencesi
olrnayan yaklaşık üçte iki nüfusumuz oraları çok
merak eder; çünkü, özellikle yaz akşamlan "tele-
vo>emsi" bütün programlan o yerier doldurur: Is-
tanbul'un Boğaziçi'nde birkaç gece kulübüyle Bod-
rurn başta olmak üzere, Assos, Çeşme, Marma-
ris Göcek ve Antalya'nın Kemer'i.
Türkiye kıyılannda merak edilecek, görülmeye de-
ğer başka yer yok mu?
Dünya kadar: Karadeniz'in Şile ve Ağva'sından
tutun da Hopa'sına vanncaya kadar bütün kıyısı,
Marmara'nın vaktiyle pek moda olan Erdek ve Av-
şa'sı, sonra kuzeyden güneye Ege'nin tümü, her
bin içerilerdeki tarih turizmi noktalanna uzanan Ak-
deniz limanlan.
Ama, insanlanmız özellikle manken ve starcık ad-
lannın dedikodulara kanştığı o yerieri görmek, ora-
larda hiç olmazsa birkaç saat geçirip "Biz de git-
tik" diyebilmek isterler. Bilmezler ki, o yerier, şiş-
kın cüzdanınız ve yanınızda "dam"ınız, "kaval-
ye"niz olmadıkça giremeyeceğiniz ve "kûnh"Qne
varamayacağınız köşeleıie doludur. Ama olsun,
gitmek ve görmek yine de büyük çoğunluğun öz-
lemıdir ve böyle olduğu için otobüslere doluşulur,
arabalara atlanır ve gidilir.
Oysa, halk yığınlan için, Türkiye gibi bır ülkede
iyi örgütlenirse pekâlâ ucuza gelebilecek, üs-
telik yalnız o yerieri değil, çok daha fazlasını gezip
görmeye olanak verıp aynca da dinlendirecek bir
başka yol vardır: Deniz.
Gelgelelim, yolculuk ve taşımacılık için denizi
kullanmayı başaramayan Türkiye, ondan bu amaç-
la yararianmayı bile becerememiştir.
Milyarder kruvaziyerierinin pahalı transatlantik-
lerinden söz etmeye gerek yok. Ucuz, fakat asga-
ri konforiu, servisi lüks olmayan, rahat ve kullantş-
lı gemilerie orta halli insanlanmızın deniz turizmi öz-
lemlerini gideremez mıydik? Heryıl yetiştirilen on-
ca gemi inşa mühendisi bizim kıyılara ve insanla-
nmıza uygun bu tip gemiler tasartamak için neden
kafa yormaz? Haydi iktidarlar bu konuda havlu at-
tı diyelim, armatörier neden zahmet edip de bu ko-
nuya el atmaz?
Vaktiyle Istanbul'dan kalkıp Karadeniz'e ve Ak-
deniz kıyılarının sonuna kadar gidip gelen gemiler
vardı; yüksek geliri olmayan çiftler, yaşlılar, emek-
liler onlara biner, özlem giderirdi. Başka amaçlar
için yapılmış olan gemiler mi elverişsizdi, yer ayır-
ma ve bilet işleri mi becerilemezdi, başarma niye-
ti mi yoktu? Nedense, onlar da bitti.
Vaktiyle, deniz üzerinden Istanbul'a mis kokulu
limon, portakal ve mandalina taşıyan "narenciye
posfa/an"nın, yerlerini kamyonlara bırakışı gibi.
Deniz, tarih boyunca insanları kıyılanna ve ora-
lardan da uzak ufuklanna çekmiş olan bir do-
ğa nimetidir. Ama, bu nimetin ortasına "kısrak ba-
şı gibi" uzanan bir ülkenin şimdiki insanlan, yani
çağdaşlık ve Batıhhk iddiası taşıyan biz "modern"
Türkler, denizle kucaklaşmak yerine, denize sırt
çevirmek ve denizi dışlamakta eşi emsali olmayan
hilkat garıbesi bir ulus olduk.
Captain Eragırt
GÜMÜŞLÜK - BODRUM
Bodrum'un doğal kalan son koylanndan
KOYUNBABA'DA
' 10 Temnıuza kads ı
1 Kişi T.P - 29.900.000 TL(+k.d.v.)
0-6- yaş ücretsiz, 6-12 yaş % 50 indirimli,
açık büfe kahvalb öğle yemeği, 5 çayı,
açık büfe akşam yemeği,
Çocuk ve büyülder için havuz,
TV Salonu - Bar - Şark köşesi
Gazeteniz, kitaplannız bizden
Tel: (252) 388 66 27
GSM (0532) 265 78 45
WORLD CARD VE BONUS CARD'INIZA 4 TAKSİT OIANAĞ)
80.VILIHDA LOZAti
Türkiye'ye bağımsızlığı kazandıran;
24 Temmuz 1923 saat 15.15'i
Lozan Barış Antlaşması nı unutmayalım.
V ISMÇT PAŞA
Ali Naci Karacan'ın
Kaleminden
LOZAN KONFERANSI
ve İSMET PAŞA
YAYINEVİ-Ankm 0.312.4M49»»/F»kl: 0.312 43177SS
OAâlTIM - isUnbuf 0.212522S201 / F*ks: 0.212.S274119
KİTABEVİ - Ankar* 0.312.434410» / Flkl: 0.312.4331*36
E
mperyalizmî karşı çı-
karak sömürgeciliğin
ortadan kı.lkması sü-
recini başlatan, yurti-
çinde bağnazlığın, ca-
hilliğin, geri kalmışlığın ortadan
kaldınlıp gelişmenin sağlanabıle-
ceğini, banşçı yöntemler kullanı-
larak hakça bir düzenin kurulabi-
leceğini, uluslar arasında banş or-
tamının yaratılabileceğini kanıt-
layan "Kemaliznrin, tarihsel sü-
recin belli bir anında, çok sayıda-
ki etkileşünlerin sonucu billurla-
şan bilinç düzeyinin ürünü olarak:
Toplumlann ve bireylerin yaşa-
dıldan olgulan ve sorunlannı boş
inançlarla ya da dogmalara daya-
narak yorumlamanın, tarihin so-
nuönceden betirienmişbir süreç (A-
duğuna inanmanuı yanlışlıgının
ayırdına varan;
Gerçeğin yalnızca aklın yardı-
mıylakavranabileceğinin, olgular
arasındaki nedensellik ilişkisinın
ancak ve ancak akılcı yöntemler
kullanılarak bulunabileceğinin,
yaşamda tek yol göstericinın bılim
oldugunun bılincine eren:
Bu nitetikleriyle algüadığı dün-
yadaki yaşanan koşullan, karşı
karşıya bolunulan sorunlan, bu
soruıdarm nedenlerini de kavraran
bir derinlikte yorumlayarak yaşa-
nan olumsuz koşullan olumluya
çevirecek,yaşanan sorunlan orta-
dan kaldıracak çözüm önerileri-
nin ohışturduğu, birbiriyle bağ-
lanüh düşünceler bütününü oluş-
turan, bu bağlamda toplum yaşa-
mında ve ülke yönetiminde geçer-
H olacak ve her birinin öbür beşi-
nin ışığuıda yorumlanabildiği. her
birinin öbür beşinin sınırlaması
içinde geçerli olduğu;
Cumhuriyetten önceki dönemin
tüm kurum ve kurallannı dışlama
ve egemenliğin sınırsız ve koşul-
suz olarak ulusa ait olduğu anla-
mında cumhuriyetçilik;
Ülke suurlan içinde yaşayan tüm
bireyierin, herhangi bir din, mez-
hep, soy ve>a budunfarlagözeönek-
sizin. eşit haklara sahip asd üyele-
rini oluşturduğu, ortak geçmişe,
ortakdileveortakekinesahip olan
toplumu "ulus" olarak kabul et-
me, bu ulusun her bir bireyinin ve
tüm ulusun sahibi olduğu ülkenin
doğal kaynaklannın, varhğınuı ve
insanlaruun sömürülmesine kar-
şı çıkma, bunun ohnazsa obnaz bir
gereği olarak "tam bağımsız" bir
deviete sahip olmayı isteme. kendi
ulusunun çıkarlaruu savunurken
başka uluslara da, onlann çıkar-
lanna da sayguı olma, genişleme-
Çağn...
Prof. Dr. Naci KEPKEP
ci olmama. ülke insanlannın ulus
olarakyaşama hakknu savunurken
bunu geçmişten gelen herhangi bir
dogmaya dav^ndırmama. tam ter-
sine gerçekçi ve uscu bir yaklaşun-
la,bunu ulusu oluşturan bireylerin
ortak çıkaıiarmm bir gereğiolarak
görmeve bu doğrultuda tophunun
herkesimindeveherbireyinde ulu-
sal kimlik büincini canh ve geçerli
bir inanç olarakyaratma ve yaşat-
ma anlammda ulusalcıhk;
Toplum ve devlet yaşamının ak-
la ve bilime dayandınlması, aklın
iman karşısında özgürleştinlmesi,
hiçbir kimseye din; ;1 ayncalık ve
üstünlük tanınmaması, bazılan-
nın din adına yapabileceği baskı
ve zorbalığa izin veriln ıemesı, dın-
le devlet işlerin;
n a>Tilması ve bu-
nunla birlikte dinin de siyasetten
aynlması, yasalann dıne göre de-
ğil, toplumun gereksinmelerine
göre yapılması anlammda laiklik,
GeneJde ekonominin heralanın-
da devletin her türlü yönlendirme
yetkisine sahip olnıası. özelde ise
de\1etin ürctime katılnıa \oluyla
ekonomhiyöntendirmesi anlanun-
dadevletçüik;
Emeğin en yüce değer olduğu-
nun bilincınde olma, herhangi bir
sınıfin egemenliğini reddetme,
ayncahksız, smıfsız bır kitle ol-
ma özlemi, gelir dağılımında ve
de\ letin veya ulusun sahip oldu-
ğu olanaklann kullanılmasında
halkın yarannı gözetme, toplum-
sal düzeru toplumun yaranna har-
canan emeğin temel ölçüt olarak
benımsendıği bır anlayışa dayan-
dırma ve bu bağlamda devlet ör-
gütündeki her oruna bu orunun ge-
rektirdiği niteliklere sahip olan
herhangi bir yurttaşın gelebilme-
sine olanak sağlama, ulusal sorun-
lara ilişkin görüş bildirme hakkı-
nı her yurttaşa açık tutma, bireyi
tek \e büyük bir aile olarak algı-
lanması geTeken ulusun bır par-
çası olarak görerek her yurttaşın
sağlık içinde yaşaması. yetenek-
leri ölçüsünde eğıtim ve öğrenim
görmesi, ailenin bir bireyi olarak
ulusun toplam gelirinden pay al-
ma hakkına sahip olması anla-
mmda halkçılık;
Değişen, getişen koşuHar karşı-
sında kahplaşmayi, durağanhğu iş-
levini yitirmeji, başka bir deyişle,
toplumun ve toplum gereksinme-
lerinin gerisinde kahnayı önlemek,
ça§daşhgısaglamakla>ıetinmemek,
çağdaşohnanınve çağdaş yaşama-
nın sürekliügini sağlamakamacrv-
la devingen bir de\TÜn anla>ışmı
benimsemek ve bu bağlamda ge-
rtktiğinde, Kemalist tdeoloji'nin
terneldoğrultusundanan.TÜrnadan,
akhn ve bifinıin önderhğinde yeni
çözümler bulma ve uygulama an-
lamında devrimcilik;
Ilkelerini benimseyen bir ide-
oloji olduğunu ve bu çağdaş nite-
likleri nedeniyle Kemalist tdeolo-
ji'nin yırminci yüzyıhn düşünce-
de yanlışlanamayan. eylemde ye-
nilmeyen tek ideolojisi olarak kal-
dığınu
Ancak Kemalizmin elH \ılı aşan
bir süreden beri, yoğunhığu gide-
rek artan çok yönlü bir saldırryia
karşı karşı>a bulunduğunu; bu sal-
dınlann bazılannın değişik tür-
lerdekisapkınlardan\ç'muhıp'ler-
den. enternasyonalist solculardan
geldiğini bunlardan daha tehüke-
li olan saldınlann ise emperyalizm
> önünden ve karşıdevrimcilerden
geldiğini, bir başka önemli terdike-
nin de sinsi bir saldından ka>nak-
landığını;
Dünya siyasal konjonktüründe-
ki gelişmelerden rahatlayan ve bu-
nun sonucu daha da azgınlaşan
emperyalistlerin saldınlannı bu
kez açıktan yapmaya başladıkla-
nnı, bazı sözde bilim adamlannı,
bazı politıkacılan kullanarak Ke-
malizmi ortadan kaldırma ginşi-
mim başlattıldarını, bu eylemleri-
nin değişik yöntemlerle sürdürül-
mesinin beklenmesi gerektiğini:
Çok partili shasalyaşama geçil-
diği dönemden başlayarak ödün
üzerine ödün koparan 'karşıdev-
nm" eyleminin 1950'degerçekkşen
iktidar degişikliginden hemen son-
ra ezanın Arapça okutuunasıyla
başlayan önemli kazanurunı adım
adun geüştirerek Kemaüzmin ku-
nımlanm bir bir ortadan kaldır-
dığuu, günümüzde ise anayasayı
değiştirebflecek parlamento çoğun-
luğuna çokyaklaşan bir güce ulaş-
oğuıı ve hiç kuşkusuz bununla ye-
tinme>ip düzeni tümü\1e değiştir-
me çabasıru sürdüreceğini;
Gelişmiş ülkelerin emekçi sı-
nıflannın çıkarlannı savunma ge-
rekçesiyle dünya siyaset sahnesi-
ne çıkmış olan ve yüz yılı aşan ta-
rihi içinde, hem düşünce hem yön-
tem bağlamında birçok değişik-
liklere uğrayan 'sosyal demokra-
si'nin tkinci Dünya Savaşı'nı izle-
yen evrede Kemalizme bazı ko-
şutluklar göstermesine karşın yet-
mişli yıllardan günümüze gelen
evrede karşısında savaşım vermek
savıyla ortaya çıktığı •HberaKzm'le
neredeyse özdeşleştiğini ve bir dö-
nemde yerden yere vurduğu 'ser-
best piyasa ekonomisi sistemi'ni
savunur dunıma geldiğini, bu ni-
telikleriyle de Kemalizmle hiçbir
ortak noktasının kalmadığını, an-
cakbazı kişilerin ve partüerin sos-
yal demokrasinin köklerinden kop-
muş bugünkü türünü Kemalizmin
evriminin doğal bir sonucu olarak
benimsetmeye çahştığını, bu sin-
sıce yöntemle de Kemalist
Ideoloji'yi Türk halkımn bilincin-
den silebüeceklerini, onun yerine
kökü dışarda. kökü dışarda olduğu
için de hiçbir derde çare olması
olanağı bulunmayan bir görüşü
koyabileceklerini sandıklannı;
Oysa Kemalist tdeoloji'nin her-
hangi bir ideolojinin ya da siyasal
düşüncenin arkasına takılmasının
söz konusu olamayacağını. ideolo-
jilerin ortaş-a çıkmasma neden olan
koşullar \ar olduğu sürece onlann
da v^r olma>i sürdürecekleri ger-
çeğinden dobyı,tarihi hakhhğı olan
kemaöstİdeok)ji'ninNİrminci\üz-
yılda olduğu gibi,yirmi birinci yüz-
yılda da insanhğin yolunu aydın-
latacağmı,onun «şığmda yurdumuz-
da empen^üizme, sömürüye, bağ-
nazhğa,dogmatiane,karşıdevTİm-
ciliğe karşı savaşın sürdürülmesi
gerektiğini;
Ancak, Kemalist tdeoloji'nin
gereğınin yurtiçinde tam anlamıy-
la yerine getirilmesinin yeterli ol-
madığını, onun ışığının başka ül-
kelerin halklanna da yalnızca em-
peryalistlerin sömürdüğü geri
bırakılmış ülkelerin halklanna
değil, aynı zamanda emperyalist
ülkelerin liberahzm gibi, rekabet-
çilik gibi deyımlerin arkasına sak-
lanarak kandırdıklan kendi halk-
lanna da tanıtılmastnın kaçınıl-
maz bir görev olduğunu düşünen-
ler bir araya gelmelidir.
Not 1) 'Kemafizm' ve 'Atatürk-
çülük' benim görüşüme göre an-
lamdaştır ve birbirleri yerine kul-
lanılabilir.
2) Bu çalışmada birçok yapıttan
yararlandım ve bazı şeylen aynen
aldım; bu bağlamda bu çalışmanın
herhangi bır ilksellik (orijinallik)
savı yoktur.
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
Kutluyoruz!
Yeditepe Üniversitesi olarak ÖSS'de başan gösteren öğrencilerimizi kutluyoruz.
Yardımcı Oluyoruz!
Psikolojik danışman Yrd. Doç. Dr. Ülkü Tosun koordinatörlüğünde uzman rehberlerimiz ve
CNBC-e program yapımcı ve sunucusu
Sadık Gültekin ile birlikte tercihlerinizde sizlere yardımcı oluyoruz.
Tanıtıyoruz!
Üniversitemizi ve ilgüendiğiniz bölümlerimizi öğretim elemanlanmızla sizlere tanıtıyoruz.
Bekliyoruz!
Sizleri, Üniversitemizin Rektörlük binasında. hem yardımcı olmak hem de
tanıtmak için bekliyoruz.
Tarih:
21 Temmuz - 05 Ağustos (Cumartesi-Pazar dahil)
Saat:
09:00- 19.00
Yer:
Yeditepe Üniversitesi 26 Ağustos Yerleşimi /Kayışdağı
Sadık Güüekin'in kaülacağı günler
25 Temmuz Cuma 09.00 - 16.00
27 Temmuz Pazar 09.00 - 19.00
29 Temmuz Salı 09.00 - 19.00
31 Temmuz Perşembe 09.00 - 16.00
03 Ağustos Pazar 09.00 - 19.00
Tel: (0216) 578 02 24 - (0216) 578 02 25 Faks: (0216) 578 02 44 - (0216) 578 02 49 E-posta: tanitım@yeditepe.edu.tr
ULAŞIM: Hergün Yeditepe Üniversitesi san midibüsleri ile ücretsiz olarak;
Taksim: Geliş: 11.00 de AKM önünden
Dönüş: 14.00 /15.00 Yeditepe Üniversıtesinden Taksim'e
Kadıköy: Geliş: 10.30/11.30 Haldun Taner Tiyatrosu önünden
Dönüş: 14.00/15.00/16.00 Yeditepe Üniversitesinden Kadıköy'e
Aynca, Üniversitemize toplu taşıma araçlan ile Kadıköy'den her 30 dakika ara ile kalkan 19 no.lu Belediye otobüsleri ve
Küçükbakkalköy (Kayışdağı-Yeditepe) minibüsleri ile ulaşüabilir.
PENCERE
Girişimci Diye Biri..
Tatara litiri..
"Anadolu Aslanlan Işadamlan Derneği" (AS-
KON) Genel Başkanı Mustafa Koca demiş ki:
"- Şu andaki durum itibarıyla TL üzerinden iş-
lem yapan faiz lobisi ve devlet üzerinden çokyağ-
lı olarak geçinen iç borç aktörieri durumdan çok
memnunlar; belki de medyada fazla aleyhte ses
çıkmamasının sebebi budur." (Yeni Şafak, 18.7.2003)
Ve eklemiş:
"- Yatınm olmayınca üretim ve istihdamın kalı-
cı dayanakları inşa edilmiyor demektir."
Demek ki Türkiye'de üretmek yerine "paradan
para kazanmak" bugün de en iyi iş...
•
Mustafa Kemal Türkiye'yi düşmandan kurtar-
dıktan sonra bakmış ki..
Kahraman çok..
işadamı yok..
17 Şubat 1923 günü -dahaCumhuriyet ilan edil-
meden-Izmir'de, 'Türkiye Iktisat Kongres/'ni top-
lamış; kürsüden liberal görüş ve serbest piyasa nu-
tuklan atılmtş; ama, bu görüşleri hayata geçırme-
yegelinceşınanay...
Peki neyapmalı?..
Ekonomide devletçiliğe yönelmek Türkiye'de bir
zorunluktu.
•
Çok partili rejime geçildikten sonra Anadolu'da
halk yer yer Adnan Menderes'ı karşılarken bağı-
nyordu:
- Fabrika isteriz!..
Menderes'in mirasçısı sayılan Süleyman De-
mirel bile Sovyetler ile anlaşarak büyük kamu gi-
rişimlerinın temellerini atmıştır; ama, bu süreç ken-
di içınden kundaklanıp bozuldu...
Nasıl?..
Çok partili rejim yozlaştınldı, ıktıdar partisinin ye-
rel kodamanı KİT (Kamu Iktisadi Teşekkülü) üze-
rinde siyasal egemenlik kurdu.
Devlet fabrikasının başına kendi adamını getirip
kadrolannı da sana oy verecek yandaşlaria doldur-
dun mu, KİT artık KİT olmaktan çıkıp iktidar parti-
sinin bir siyasal şubesine dönüşmez mi?..
Neyse bu fasıl da bitti...
•
Günümüzde devlet elindeki kuruluşlan satıyor, ye-
ni KlT'ler için yatınm yapmıyor...
Bütçe borç faizleriyle memur aylıklannı ödemek-
ten gayrı bir işe yaramıyor...
Peki, yatınmı kim yapacak?..
"özel girişimci" değil mi!..
Oysa gerçek özel girişimci iki arada bir derede
kalmıştır; çünkü iki düşmanı vardır:
1) Siyasal iktidar..
2) Medya!..
Vaktiyle KİT'lerı çökerten çirkin politikacının çı-
kargüdüsü, bu kez gerçek girişimcinin başında be-
ladır; banka düzeni çirkin politikacının elindedir, par-
tisine hizmet etmeyen girişimcinin defterini dürmek
yolunda gözü karadır iktidann...
Ya medya?..
Medya iş dünyasında şantajcılığı kendi çıkan yo-
lunda yayın politikasına dönüştürüyor, medya pat-
ronu kendisine rakip işadamını vuruyor...
•
Vaktiyle iyi kötü işleyen devletçiliği batırdık; şim-
di özel girişimcinin canına okumak için elimizden
ne gelirse yapıyoruz...
Girişimci, iktidar ve medya makası arasında çır-
pınıyor...
Serbest piyasanın kurallan işletilemezse, iktida-
nn siyaseti liberal ekonomiyi baltalarsa, yatınm ya-
pılamazsa, Türkiye nasıl kalkınacak?..
Üfürükçü hocanın nefesiyle mi?..
Ogzala
DOĞU KARADENİZ
yayla turizmi
her hafta kesin hareket
www.ogzala.com
Tel: 0.212. 293 91 95
252 30 39
günübirlik doğa yürüyüşleri için arayınız.
LtMoypt
difjlouıcılicfuetı'irkive
Labirentler gözünüzü korkutmasın.
Çıkış o kadar kolay ki!
ABD-t$«AİL VE GERÇEK "YOL HAfiİTALARI"
Le Monde Diplomatique Türkiye,
16. sayıayla bayilerde
IRAK SAVAŞI VE
BÜYÜK DEVLET
YALANLARI
IGNACtO RAM0NE1
OOSYA: TURKIYEOC
YENİ MUHAFA2AKÂRUK-
STRAIEJI VE FaKFE
M.Ü.'nden aldığım pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür.
GVLŞAH ÇALIK