Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2003 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denızlı
PB
PB
PB
PB
A
A
A
A
30
34
30
31
33
35
37
35
Zonguldak Y 26 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
B
B
B
B
26
25
25
25
29
28
30
26
A 35 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
33
32
37
40
34
36
31
29
Y 26
I Parçalı bulutlu
Yurdun kuzey kesım-
len parçalı bulutlu, Ba-
tı ve Orta Karadentz kı-
yılan. Doğu Karadenız
ıle Doğu Anadolu'nun
kuzeydoğusu sağa-
nak ve gök gürultulu
sağanak yağışlı. dığer
yerler az bulutlu ve
açik geçecek. Hava sı-
caklığında önemlı bır
değışıklık olmayacak.
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
-<
Y
Y
Y
Y
Y
Y
24
26
27
25
23
27
30
25
Münıh Y 28 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
B
Y
B
A
A
A
24
26
33
26
26
30
32
33
Y 27 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
A
B
Y
B
Y
B
Y
A
2b
34
24
37
30
21
17
35
A 38
Tahran
Cı
^ Çok bulutlu ^ ^ B > Yağrrnjıiu K a l i ; Sulu kar » Gok guruftu u
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Garip birtezat. Devlet işinde ciddiyetin gerekliliğine işa-
ret ederken alkışlanmayan bir başbakan, işçilerle memur-
lann sokağa dökülmelerini umursamadığını söyleyınce al-
kışlanıyor.
lşçilerie memurlar zam miktarlarından memnunlarmış
gibi, onlar adına Başbakanlık kapılannda, gazete sütun-
larında hak arayan sendika yöneticilerini "işçilerle memur-
lann sırtından siyaset yapanlar" diye tanımlıyor.
Bir de amaçları varmış sendika yöneticilerinin. Işçiye,
memura "/deo/o//g/yd/rmeye" çalışıyorlarmış... Hangi ide-
oloji? Islam ideolojisini başkasına kaptırmayacağına gö-
re, ağzındaki bakla, komünizm mi acaba?
Rize'deki nutkundan işçi memur nasibini alırken, işçi
emeklisini unutmadı. Esip savururken kalabalıktan birses,
"İşçi emeklisi ne olacak" diye soruyor.
Kasımpaşalıya böyle soru yönertilir mi, ne cesaret! Al-
mış sazı eline, işçiye memura verip veriştiriyor, elbette iş-
çi emeklisine de...
Işte, devlet ciddiyetini ne ölçüde benimsediğini kanıtla-
yanyanıtı; "Bu yıl aldı alacağını" d\yor işçi emeklisine, "ne
olacak, bir daha mı vereceğiz?"
Ayagındaki ayakkabı işçi emeklisinin aldığı aylık kadar.
Ankara'da, Istanbul'da iki ev, çocuklarAmerika'daeğitim
görüyor. Hanımefendisiyle kendisi birgiydiklerini bir daha
giymiyorlar. Memura verdiği, işçiye önerdiği zam iki kilo
kıyma parası.
Rize'deki işçiye, memura, emekliye hiddet ve şiddet
sergileyenler gelin beri: 1952'de SSK Yasası yürürlüğe gir-
diğinden beri primlerini ay sektirmeden düzenli olarak tı-
kırtıkırödeyen bir işçi emeklisinin -bendenizin- aylık emek-
li maaşına bir göz atın.
Aynı konu iktidardan altı kez gitmek, yedi kez gelmekle
övünen bir eski başbakan, bir eski cumhurbaşkanının ya-
nındadasöz konusu olmuştu. "BirmilletvekiliMeclis'ebir
kapıdan giriyor, üç ay sonra öteki kapıdan çtkınca milyar-
lar tutarında emekli maaşı alıyor. Halbuki 50 yıllık -yasaya
göre- bir 'fîkir işçisi' iki-üç yüz milyonla yetinmek zorunda
bırakılıyor. Sosyal adalet bunun neresinde" dediğimde;
Yıllanmış Bordo şarapları gibi herdaim aranan eski baş-
bakan, eski cumhurbaşkanı öyle celallendi ki, milletvekili
emekli maaşını savunurken verdiği demokrasi dersini
unutmak olanaksız: "Onlar seçilmiş!"
"Ya biz neyiz? Şunun bunun çocukları mı" dediğimi
anımsıyorum.
Diyeceğim o ki, yöneticinin eskisinin-yenisinin, işçiye,
memura, emekliye bakış açısı dün neyse bugün de aynı.
Adamlar değişiyor. Orta boylu şişkonun yerini uzun boy-
lu, bıyıklı, yapışık saçlı bir başkası alıyor.
Hamamda yalnız tellaklar değişiyor. Kafa aynı kafa!
• • •
Kafa aynı kafa olunca işçiye -dün olduğu gibi bugün de-
memur zammını karşılamak için iktidann eli senin benim ce-
bime uzanıyor.
Memur, alacağı küçük zammın yükselmesi olası tüke-
tim mallarıyla bir anda uçup gittığinden yakınmasın diye
bir de yeni yöntem bulmuşlar. önce bütçedeki yatırımlar-
dan miktar-ı münasip azaltmaya gideceklermış. Memur
birkaç ay olsun, zammın keyfine varsın diye!
Tabii zammı karşılayacak iki katrilyon gelirsağlamak içın
genelde 65 milyonu ilgilendiren yüzde 66 zamma kapı aç-
tıklarını yutan olursa...
• • •
Başka alanlarda yutturmaca sürüyor:
Rumsfeld'in mektubunda öyle sert ifadeler yokmuş.
Tersine VVashington'ın baskından haberi olmadığı ve AB-
D'nin Türk ordusunun onuruna -peki ama ulusun onuru ne
oluyor?- "duyartr olduklarını yazdığı işlenmeye başladı.
İktidann, yalaka sınrfının kıblesi VVashington olduktan
sonra...
Dön baba dönelim; dostluğa, işbirliğine, her şey kurban!
DEHAP açıklaması
Cüneyt Arcayürek'in
Güncel köşesinde
11.06.2003 tarihinde ya-
yımlanan "Gözden Kaçan
Gelişmeler" başlıklı yazıya
Demokratik Halk Partisi Ge-
nel Başkan Yardımcısı Ha-
mit Geylani'nin dün
(17.07.03) faksladığı açıkla-
mada yer alan, "yazıdan
üzüntü duyanlan" tatmin
edecek ifadeleri aşağıda
yayımlıyoruz:
"11.6.2003 tarihinde
Cumhuriyet Gazetesi'nde
yayımladığınız makalede;
partimizle ilgili olarak dile
getirdiğiniz görüşler ve yap-
tığınız değerlendirmeler,
DEHAP'ın hukuki ve siyasal
konumuyla bağdaşma-
makta ve makale bu anla-
mıyla okuyucularınızın ve
kamuoyunun doğru bilgi
edinme hakkını zedelediği
kanısındayız.
8.6.2003 günü Ankara'da
yaptığımız büyük kongremi-
ze, siyasi parti temsilcileri,
yabancı misyon şefleri, Av-
rupa Padamentosu'ndan
parlamenterler, eski bakan
ve milletvekilleri, sivil top-
lum örgüt temsilcileri ve on
binlerce partilimiz katılmış
ve destek sunmuştur.
Yakın siyasal tarihimizin
girdisini, çıktısını iyi bilen ve
tanığı bir yazar olarak; DE-
HAP'ın kongresini, KA-
DEK'in kongresi gibi sun-
manız, demokrasinin geliş-
mesinden yana duruşunuz-
la bağdaşmamıştır diye dü-
şünüyoruz.
Son derece hassas bir
süreçten geçiyoruz ve her-
kesin bu süreçte, Kürt-Türk
siyasal ilişkilerinde modern
ve demokratik ilişkilerın
oluşması yönünde bir so-
rumluluk taşımasından ya-
nayız.
Ayrımsız, siyasal birgenel
af talebini, elbette, çatışma-
nın acılarını e<*. yogun yaşa-
mış partili kitlemizin ve de-
mokrasiden yana olan her-
kesin vazgeçilmez talebi
olarak görüyor ve savunu-
yoruz.
Bu talebi, kuşkusuz, ken-
di siyasal kabulleriniz doğ-
rultusunda değerlendirme
hakkınız var. Kalıcı bir barış
kültürünün gelişmesi için
vazgeçilmez bir talep olarak
gördüğü siyasal ve herkesi
kapsayacak bir affı DE-
HAP'ın kongresinde dile ge-
tirme hakkı da var.
Ne var ki, bu beğenmedi-
ğimiz hükümet bile, toplu-
mu ve taraflan tatmin etme-
yen ve Kürt sorununun çö-
zümü yolunda 'Dağ fare do-
ğurdu' dedirtecek yasayı çı-
kartırken, yaşadığımız has-
sasiyetleri kısmen de olsa
dikkate almış ve adını 'Top-
luma Kazandırma Yasası' ya
da 'Eve Dönüş Yasası' koy-
muştur.
Kimler kazandırılacak
topluma ve eve dönecek
olanların belli bir kısmı dağ-
dakiler değil midir? Döne-
cek olanların gerekli yasal
sürelerde düzenlemeler ya-
pıldıktan sonra temel siya-
sal haklarını kullanmalanyla
toplumsal uzlaşı yolunda
olumlu bir adımın atılacağı-
nı düşünüyoruz. Bunu DE-
HAP'ın söylemesine neden
tepki gösterilsin, doğrusu
anlamakta güçlük çekiyo-
ruz.
Bir hak arama ülkesi ol-
ma adına, size yönelik dos-
tane sitemlerimizi ve söz
konusu makaleye 'itirazlan-
mızı' sizinle ve kamuoyuyla
paylaşmak istiyoruz.
Bu istemimizin, olaydan
üzüntü duyanları tatmin
edecek şekilde köşenizde
yayımlanmasını, hoşgörü,
karşılıklı saygı ve sevgiye
katkıda bulunarak, bizleıie
bir ortaklaşma yaratacağı-
na inancımla saygılar su-
nanm."
Kişiye özel fabrika satışıMURAT KIŞLALI
ANKARA - SEKA'ya aitAk-
su ışletmesının altı firmanın gır-
diği ihalede 3.5 mılyon dolarde-
ğeT bulması. Aksu'dan çok daha
büyük olan SEKA Balıkesir Iş-
letmesi'nin geçen ay 1.1 milyon
dolara hükümete yakın Albay-
raklar'a satışının tekrar sorgu-
lanmasına neden oldu.
Türkiye"de gazete kâğıdı üre-
ten iki şirketten Giresun'daki Ak-
su ışletmesi, Albayraklar'a satı-
lan Balıkesir işletmesıne göre.
üçte bir oranmda araziye, üçte i-
kı oramnda lojmana. dörtte üç
kapasiteye, 10 yıl daha eski tek-
nolojiye sahip. Buna karşın özel-
leştirme ihalesinde SEKA Ak-
su"ya en yüksek teklifi veren
Milda Gazete Dağıtım Ltd. çok
daha küçük olan bu işletmeye,
Albayraklar'ın ödediğinin üç ka-
tından fazlasını ödedi. Öte yan-
danburakammbile 197l'de 32
milyon dolara kurulan ve bugün
40.5 trilyon lira değer bıçılenAk-
su'nun "ucuza gittiği" gerçeği-
ni degiştirmediği ifade edildi.
Özelleştırme İdaresi Başkan-
hğı tarafından öncekı gün yapı-
lan ihalede SEKA'nın Gire-
sun'daki Aksu Işletmesi için en
yüksek teklifi Milda Mecmua
Gazete Dağıtun Pazarlama Sa-
nayi Ticaret Limitet Şırketi ver-
di. Milda 1971 yılında kurulan,
yılda 77 bın ton üretim kapasite-
sine sahip, 694 dönüm arazisi ve
125 lojmanı bulunan SEKA Ak-
su için 3 5 milyon dolar önerdi.
Buna karşın 1981 yılında ku-
rulan ve bu nedenle 10 yıl daha
yeni bir teknolojiye sahip olan
Türkiye'nın diğer gazete kâğıdı
üreticisi SEKA Balıkesir'in yıl-
lık üretim kapasitesı lOObinton.
arazısı 1980 dönüm. sahip oldu-
ğu lojman sayısı ıse 180. Başba-
kan Recep Tavyip Erdoğan baş-
kanlığındaki Özelleştirme Yük-
sek Kurulu (ÖYK) SEKA Balı-
kesir'i 10 Haziran'da yapılan
sözleşmeyle. İstanbul Belediye
Başkanlığı döneminde pek çok
ihaleyi verdiği ve birlikte \argı-
landıklan Albayraklar şirketine
1 1 milyon dolara verauşti Böy-
lehkle çok daha büyük bir işlet-
me olan SEKA Balıkesir 3 5 mil-
yon dolar değer biçilen SEKA
Aksu'nun üçte binnden düşük
bir fiyata elden çıkanlmış oldu
Selülöz-tş Giresun Şube Baş-
kanı Mehmet Aydın bu rakam-
lann SEKA Aksu'nun değerinı
bulduğu yönünde bir gösterge
olarak alınmamalan gerektiğim
söyledi. Aydın. SEKA Aksu'nun
makıne aksamının 20 trilyon lı-
ra, binalannın 7 tnlyon lira be-
delle sigortalı olduğunu, arazisi-
nin 2003 değerinin belediye ra-
yiç arsa bedeline göre 12 trilyon
lira ettiğini ve 125 lojmandan da
1 trilyon lira getiri sağlanabile-
ceğınibelirttı. Aksu'nımbugün-
kü toplam değennin 40 trilyon li-
raya ulaştığım söyleyen Aydın,
işletmenin 1971'de 32 milyon
dolar bedelle kurulduğunu ıfade
etti Aydın Aksu'nun ürün kali-
tesının de düşük kalıteh su kul-
lanan ve tesisleri fay hattı üzerin-
de bulunan SEKA Balıkesir'e
göre daha yüksek olduğunu be-
firterek "SEIC\ Balıkesir çok
ucuza gittiği için Aksu da in-
sanlann iştahlannı kabarttı"
değerlendinnesınde bulundu.
Aksu: 3.5 milyon dolar. Hem eski hem pahalı. Balıkesir: 1.1 milyon dolar. Hem iyi hem ucuz.
6
Vana AKP'nîn elinde'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Tanm, Ör-
man ve Köyişlen Komisyo-
nu'nda basına kapalı oturumla
görüşülen "kizılağaç ve kes-
taneliklerin orman alanı dı-
şına çıkanlmasına" ılışkın ta-
sarının perde arkasmda hükü-
metin yeni bır '*nüfuz skan-
daü" çıktı. Karadeniz'de hü-
kümete yakın şırketlerin ham-
madde gereksinimı için kızıla-
ğaç ve kestaneliklerin hedef
alınmasını değerlendiren CHP
Grup Başkanvekilı Haluk
Koç. "Yolsuzluk hortumu
kesilmedi, sadece vanalar el
değiştirdi. Bakanları Başba-
kan'ı yalanlıyor" dedi.
Meclis komisyonunda bası-
na kapalı olarak görüştürülen
tasannın Eneıji ve Tabii Kay-
naklar Bakanı Hilmi Cüler'in
bir dönem yöneticilık yaptığı
sıkıştınlmış levha şirketi Çam-
san AŞ gibi şırketlenn ham-
madde gereksinimini karşıla-
yacağı ortaya çıktı. CHP Grup
Başkanvekili Koç, "Gün geç-
miyor ki bir bakanın adı bir
şirketle birlikte geçmesin"
dedı. Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'ın mıkrofon bulduğu her
yerde "Hortumları kestik"
dediğini vurgulayan Koç,
"Hortumlar duruyor. sadece
vanalar el değiştirdi. Sayın
Başbakan. vanalar artık si-
zin elinize geçti. Celin şu do-
kunulmazlığı kaldıralım, şu
suçlamalardan kurtulun, ka-
nun önünde eşit olahm ve si-
Ormanlaryağmalanacak
ERDOĞAN ERtŞEN / ÖMER ŞAN
ORDU / RİZE - Hükümetin. Ordu'da kuru-
lu Çamsan AŞ'nin yoğun baskısı üzerine kesta-
ne gibi kızılağacı da orman kapsamı dışına çı-
karmaya çalışmasına, orman mühendisleri ve
TEMA büyük tepki gösterdi. Mühendisler. "Kı-
zılağacın orman kapsamından çıkarılması
talebi, bu propagandaya önderlik eden saııa-
yi kuruluşunuo kendi ucuz hammadde tale-
bi dışında hiçbir hukuki, teknik, idari, sosyal
ihtiyacı ifade etmiyor" dediler. Ordu'da orman
mühendisleri yaptıklan ortak açıklamada, kızı-
lağacın orman kapsamından çıkanhnasıyla her
türlü yasal denetimin ortadan kalkacağını vur-
guladılar. Yasadaki değişikliğin orman alanlan-
nın fiilen daraltılması anlamına geldiğini belir-
ten mühendisler, açıklamalannda şu ifadelere y-
er verdiler: "Kişilerin kendi arazileri üzerin-
de bulunan ve orman ağacı sayılan rürlerdc
orman idaresinin izin ve denetimi doğrudur.
Uygulamada keyfilik, bürokratik engel, pa-
halılık gibi olumsuzluklar olduğu da doğru-
dur. \'e bunlar düzeltilmelidir.Ancak tüm bu
olumsuzluklar var diye çok daha büyük bir
olumsuzluğa, Doğu Karadeniz'deki orman
varlığının geniş ölçüde tahribine yol açabile-
cek bir duruma izin verilemez." TEMA ise
"devlet ormanlannın yağmalanmasına ola-
nak tanınacak" açıklamasım yapn.
yaseti temiz hale gerirelim.
Kendi bakanlarınız her gün
sizi tekzip ediyor.' Bızler yol-
suzlukla uğraşamayız, çünkü
bız kendımız yolsuzluğa bulaş-
mışız' diyorlar" diye konuştu.
CHP Giresun MilleU'ekili
Mehmet Işık. tasarı ile kızıla-
ğaç ve kestaneliklerin tama-
men muhtarlann denetımıne
bırakılacağına dikkat çekti.
Işık, "Düzce, Adapazarı ve
Karadeniz Bölgesi'nde ku-
rulan sanayilerin hammad-
de ihtiyacı var. Bu ihtiyaç
Rusyadan karşılanıyordu.
Ancak ekonomik durumu
düzelince Rusya, Sibirya or-
manlarından ihracatı dur-
durdu. Hammadde fıyatlan
yükseldi ve gözler Türkiye
ormanlarına çevrildi" diye
konuştu. Tasannın komisyon-
da basına kapalı görüştürülme-
sıne tepki gösteren CHP'li
Gürol Ergin de, "Çalışma-
nızda haklıysanız. kamuoyu-
na yansımasını istersiniz.
Hükümetin genel anlayışı
kandırmaca. Bunları sakla-
yabilmek için Meclis'te mu-
halefetin de sesini kısnıak is-
tiyorlar. Tasarıyı basının
önünden kaçırmak istiyor-
lar" diye konuştu.
Apartmanın altına ilk mescit açıldı
• Baştarafı 1. Sayfada
şilerin bölgede örgütlendığıni öne süren
yurttaşlar şunlan söyledi: "Dar bir alan-
da 5 tane cami olmasına karşın apart-
man altına mescit' açılması irticai bir
yapılaşmanın önemli kanıtıdır. Mescit-
lerinde su bulunmayan bu adamlar, çev-
redeki camilerde aptes aldıktan sonra
buraya gelip namaz kılıyorlar. Bunun
altında nasıl bir amaç var, bilmek isti-
yoruz."
Maltepe tlçe Emniyet Müdürlüğü'ne
yaklaşık 90 imza ile başvurarak soruştur-
ma başlatılmasmı talep eden yurttaşlar, söz
konusu "mescif'e dışandan kimsenin
ahnmadığını ve buna gerekçe olarak "Bi-
zim namazımız farklı" denildiğini söy-
ledi. Adını vermek istemeyen bir yurttaş
ise tepkisini şöyle dile getirdi: "Benim e-
vim caminin çok yakınmda. Sanki biri
camıma konup bağıra çağıra ezan oku-
yor, vaaz veriyor. Ben bunların abuk sa-
buk vaazlannı dinlemek zorunda deği-
lim. Böyle bir şey olamaz. O zaman ben
de çarıma bir hoparlör koyup istediğim
zaman avaz avaz müzik çalayım."
Son iki yıldır çe\Tede çok sayıda sank-
lı, cüppeh, şalvarlı, çember sakallı erkek
ve çarşaflı kadın türediğinı anlatan çevre
sakinleri. bu kişilerin bölgede boşalan ev-
leri zaman kaybetmeden tutmak ya da sa-
tm ahnak ve aynı düşünceyi paylaşanlan
bıualara yerleştirmek için çalışmalarda bu-
lunduklannı söyledi.
"İran'daki Mollalan" andıran kıya-
fetler giyen bu ınsanlann çe\Teye korku
saldıklannı ve •'yol kapamaya" kadar va-
ran uygulamalarla çe\Teyı rahatsız ettik-
lennı anlatan yurttaşlar, '"Evlerine ya da
mescitlerine aldıkları küçük çocukla-
nn beynini yıkayıp Atatürk ilke ve dev-
rimlerine, laik Cumhuriyete karşı genç
beyinleri kendi kurmak istedikleri re-
jimler doğrultusunda eğitmektedirler"
şeklinde konuştular.
DEHAPhn kapatılması
davasında sona doğru
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri
Ok, DEHAP" ın kapatılması istemiyle
açılan davada esas hakkındaki görüşü-
nü Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi.
DEHAP, esas hakkındaki görüşe
karşı son yazılı sa\"unmasını yapacak.
Yazıh savunmanın ardından Anayasa
Mahkemesi heyeti, DEHAP yetki'lile-
rinin sözlü savunmasını, Başsavcı
Ok'un da sözlü açıldamalannı dinle-
yecek.
Emekliye aynlanYargıtay Cumhuri-
yet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, DE-
HAP'ın, "Demokratik cumhuriyet,
eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine ay-
kırı eylemlerin odağı haline geldiği"
gerekçesıyle temelli kapatılması iste-
miyle 13 Mart 2003 'te Anayasa Mah-
kemesi 'nde dava açmıştı.
Sabıh Kanadoğlu, DEHAP'ın "Ya-
sadışı PKK/KADEK terör örgütü ile
bağlantı içinde olduğu, bu şekilde
anayasanın 68/4. maddesinde ifade
edilen 'devletin ülkesi ve milletiyle bö-
lünmezbütünlüğüne' aykırı eylemle-
rin odağı haline geldiğinin tespit
edildiği" gerekçesiyle 29 Nısan 2003
tarihli ek iddianame ile temelli kapa-
tılması istemiyle dava açmıştı. Anaya-
sa Mahkemesi, son açılan davayı ilk
davayla birlikte inceliyor.
Türk askerine
Almanlardan
Kosova'da taciz
• Baştarafı 1. Sayfada
Özeller'in Prizren Polis
Karakolu'na giderek alkol
muayenesi yaptırdığı ve kanında
alkol bulunmadığı bildirildi.
'Üzüntfl duyduk"1
Prizren "de yaşanan gergınliğin
ardından bır basın toplantısı
yapan KFOR'da görevli Alman
askeri birliğinin sözcüsü Zigfrid
Hüben, yaşananlardan üzüntü
duyduklannı söylemekle yetindi.
Olayın ardından Prizren"de
devriye gezen Alman askerlerinin
sayısının düşurüldüğü belirtildi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yethariç... Yorumlardan, haberierdengördüğümka-
danyla bizim bu uygulamamıza karşı çıkacaklar!"
Masaya dışandan bakanlar, "burada iktidara en
yakın gazete Cumhuriyet" diyebilirdi. Ama Ecevit
haklıydı. Hükümetin o icraatına sistemli biçimde kar-
şı çıkan tek gazete Cumhuriyet oldu...
Cumhuriyet, olaylara bakarken iktidarda kim var
diye değil, doğru mu yanlış mı, ülke yararına mı de-
ğil mi, diye yaklaşan bir gazete. Ülke yaran ve doğ-
ru-yanlış elbette bizim tekelimizde değil. Ama Cum-
huriyet, kendi ilkeleri doğrultusunda bu sorulara en
akılcı yanıtı vermeye çalışan gazete.
önceki görevlerimin yanı sıra onuncu yılını doldu-
ran Ankara Temsilciliği döneminde detanıkolduğum
o ki, bizi iktidarlardan çok muhalefet seviyor. Sağ-
sol hangi parti olursa olsun, iktidardan muhalefete
düşen, etrafına bakıp sesini duyurabileceği bir ga-
zete anyor, bakıyor en yakında Cumhuriyet var.
Zira, Türkiye'de bır gelenek oluştu:
Gazeteler, tarafsız bır biçimde iktidar partisine ya-
kın duruyor!
Iktidarı destekleme biçimleri
Cumhuriyet'in çizgisini anlatan Türkiye özlemi 5
sözcükle özetlenebilir:
Laik, demokratik, çağdaş, sosyal, hukuk devleti!
AKP'nin tek basına iktidara gelmesıyle birlikte (yi-
ne doğal olarak) hükümete başlıca muhalif yayın or-
ganı Cumhunyet oldu. Gazetenin çizgisini belirieyen
5 sözcüğün tümü erozyona uğrarsa, Cumhuriyet el-
bette buna sessiz kalamaz.
Gazetenin bu çizgisinin son dönemde çok farklı
biçimlerde yorumlandığı dikkati çekiyor Laikiikten
demokrasiye, sosyal devlet kavramından hukuka
kadar her şey "darbe" alırken buna muhalefet eden
Cumhuriyet'in "demokratlığı"n\ sorgulamak Aziz
Nesin'lik bir kara mizah örneği!
En ciddi rejim sorunu şudur:
iktidann dokunulmazlığı!
Cumhuriyet'e çamur atmaya kalkanlann bu konu-
daki işlevlerini sorgulaması gerekiyor. Türkiye'de ik-
tidar destekçiliği 3 biçimde yapılıyor:
1- Iktidarın attığı her adımı büyük bir reform ola-
rak sunmak.
2- iktidara yönelik eleştiri getiren kesimlerin sesi-
ne kulak vermemek.
3- İktidann uygulamalanna seçenek oluşturabile-
cek kurum ve görüşleri değişik yöntemleıie erozyo-
na uğratmak. Dolaylı olarak iktidarın alternatifı olma-
dığını yerleştirmek.
AKP'nin tam ve yarı resmi yayın organlarının du-
rumu ise bir başka kara mizah konusu. İktidarda
başka bir parti olsaydı, bugünkü görüşlerinin 180 de-
rece zıddını savunacağı aşikâr olan gazeteler, "AKP
neylerse gûzel eyler" sığlığı içinde... Bu da bir gaze-
tecilik türü!
Bu gazetelerdeki Kopenhag kriterlerine uyumun
kaçınılmazlığına ilişkin haber ve yorumlar, demok-
rasimizin aldığı mesafe açısından göz yaşartıcı gü-
zellikte... Kopenhag'ı kendi çizgilerine "kopan hak"
gözüyle baktıkları için, bu kriterlerden bolca istiyor-
lar. Yukarıda açtığımız konuların her biri ayn ayn iş-
lenmesi gereken güncel sorunlar haline geldi. Ga-
zeteciliğin işlevi arttıkça, medya gücü büyüdükçe,
her kesim bundan edinmek, yararlanmak istiyor.
Bir başka deyimle medyanın işlevi artarken işleri
de artıyor!
Baştaki konuya dönmek gerekirse, gazetecilik de
genel erozyondan payını aldı, "gaz" kısmı öne çıktı.
İktidara gaz vermek en önemli işlev haline geldi. İk-
tidann her yaptığına gaz veren en demokrat ilan edi-
lir oldu. Ancak hükümetin yenilik diye sunduğu ya-
saların altından başka şeyler çıktıkça işin gazı da
kaçmaya başladı.
Cumhuriyet iktidardakilerin değil, dardakilerin ga-
zetesi olmaya devam edecek. Elbette bu çizgiyi
eleştiren, kızan, çamur atanolacaktır... Cumhuriyet'i
suçlayıp kendilerini öne çıkarmaya çalışanlar da ola-
caktır...
Ee onların gazını almak da bizim işimiz değil!
ankcum@ttnet.net.tr
Bağ-Kur özerkleşiyor
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağ-
Kur'un yeniden yapılandınlmasını öngören yasa
tasansı, TBMM Plan ve Bütçe Komısyonu'nda
kabul edildi. Tasanya göre, kurum. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı olmaktan
çıkanlarak ilgili kuruluş haline getiriliyor.
Kurum, idari \e mali bakımdan özerk bir
kuruluş olarak tanımlanıyor. Tasanya göre,
Bağ'Kur'lulara ölüm ayhğı bağlanabilmesi
için 5 yıllık hizmet süresı aranacak.
Ek vergi esastan görüşülecek
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, motorlu taşıtlar ve emlaktan bu yıl
için bir defaya mahsus ek vergi alınmasını
öngören yasa hükmünün ıptali ve yürürlüğünün
durdurulması isteminı 23 Temmuz Çarşamba
günü esastan görüşecek. CHP'mn bu yöndeki
iptal istemini gündemıne alan Yüksek Mahkeme,
Ankara 6. Vergi Mahkemesi'nden ıtıraz yoluyla
gelen başvTiruyaı da esastan karara bağlayacak.
Adli tatil başlıyor
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıda
toplu ızm kullammı anlamına gelen adlı tatil,
bugün mesai saati bitımınden ıtibaren başlayacak.
Adli tatil boyunca adlıyelerde görev yapacak
nöbetçi mahkemeler, tutuklusu olan ve acil nitelik
taşıyan davalan görüşecek. Diğer davalara ise
yeni adli yıla kadar ara venlecek. Yeni adli yıl, 8
Eylül 2003 Pazartesı günü törenle başlayacak.
Belediye otobüsü ağaca çarptı
• tstanbul Haber Servisi - Beşiktaş'ta, frenınin
boşalması sonucu ağaca çarpan tETT otobüsünün
sürücüsü ile 2 yolcu hafif şekilde yaralandı.
Taksim-Ortaköy Dereboyu arası nng seferi yapan
Yasın Akça'nın kullandığı, içinde yaklaşık 20
yolcunun bulunduğu tETT otobüsü, Dolmabahçe
yokuşundan inerken frenınin boşalması sonucu
kontrolden çıkarak yol kenanndaki direğe çarptı.
Kaza^" ^'irücü Akça ıle yolculardan Musa
Ce 7
a Kepez hafif şekilde yaralandı. "