25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul _B 28 Sinop PB 26 Adana A 34 Edirne B 32 Samsun Y 26 Kocaeli B 30 Trabzon Y 27 Çanakkale B 30 Giresun Izmir A 3T Ankara Y 27 A 30 Manisa A 36 Eskişehır A 28 Aydın A 36 Konya A 32 Denızli A 36 Sıvas A 28 Zonguldak PB 24 Antalya A 35 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van A A A A A A A 32 41 41 37 40 35 28 B 27 Yurdun kuzeycogu kesımlerı parçalı bulut- lu Orta ve Doğu Kara- denız kıyıları sağanak ve gok gürültülu sağa- nak yağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık ge- çeceK. Hava sıcaklığı kuzeydoğu kesımlenn- de bıraz azalacak, dı- ğer yerierde onemı bır değışıkiık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Y 27 Berlin Y 28 Moskova PB 28 Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y Y Y Y Y 23 27 31 30 33 25 31 Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB B Y PB PB PB B 32 26 31 30 31 30 32 Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire B Y PB PB Y Y A 32 22 35 33 33 22 34 Münih Y 33 Zürih Y 33 Şam A 38 Parçalı bulutlu Sıslı ^ Çok bjıutlu ı Yagmurtu « W J Karlı Sulu kar > Gok gurtiltulü G U N C E L CÜıNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada mekle meşgulmüş! RTE yerine grupta Dışişleri Bakanı Gül konuştu. Bir gün sonra mektubun basında farklı yansıtıldığını söy- leyen Gül. grup konuşmasında mektuptan sanki ha- bersiz. Sonradan anlaşıldı; meğer Gül, "ABD'nin en üst düzeyde Süleymaniye olayına cevap verdiğini" söylerken nazik bir üslupla, ne ki ağır biçimde Tür- kiye'yi suçlayan mektubu, Genelkurmay'ın açıkla- masında olmayan bir notla, "ortaya çıkan netice şu- durki, büyük birhata söz konusudur" diyerek yanıt- lıyormuş! Oysa, "ortaya çıkan netice" açıklamanın üzerinden 12 saat geçmeden bütün çıplaklığıyla arz-ı endam eyledi. ABD, açıklama metnini iki generalin imzaladığını doğaıluyorama.. içeriğindeki öğeleri kabul etmiyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher'in açıklamala- rına göre "VVashington'un, Süleymaniye olaylannı değertendirmesi hâlâ sürüyor". ABD, hem suçlu hem de güçlü. Bırakın özür dile- meyi, hatalı olduklarını bile kabul etmiyor. • • * Rumsfeld'in mektubunda Süleymaniye'deki olay- ların kaynağında hâlâ Türkiye'yi, Türk askerini suç- lu bulan bir zihniyet yatıyor. Olayın patlak verdiği günden beri ABD aynı ma- salı gerçek gibi göstermeye özen gösteriyor. Ftums- feld, hâlâ "Türk askeri güçlerinin Kuzey Irak'taki fa- aliyetleri konusunda ellehnde bulunan bilgilerin doğ- ruluğundan emin olduklannı" yazıyor. Hâlâ "Türk güçleh Amerika'ya ciddi kaygı veren faaliyetler için- deydi ve yakalandılar" diyebiliyor. Haklıltğımızı vurgulayan kimi haberlerin medyaya pompalandığı günlerde RTE beyefendi: "yanlış he- sabın Bağdat'tan döndüğünü", Dışişleri Bakanı Gül ise "kaybedenin ABD olduğunu" söylüyordu. Gül ne diyor grupta: AKP iktidannda "daha özgür, daha modem, daha gelişmiş birdemokrasi"yeşerm\ş. Bu irdelemeye göre "daha gelişmiş bir demokra- si" demek, "ABD edepsizliği karşısında askerin de Türkiye'nin de onurunu koruyamamak" demek! Bu hükümet sayesinde bugünleri de gördük. • • • Genelkurmay'ın basın açıklaması, -askerler dahil- hemen hiçbir çevreyi tatmin etmedi. Baykalhaklı. "Süleymaniye olayı, Genelkurmay'ın açıklaması ile sessizce geçiştirilemez". Açıklamada bir "tavır takınılmamış ve özür dilenmemiştir". Efen- dim, ABD gibi büyük bir devlet özür dilemez diyerek işin ıçinden sıyrılmak olanaksızdır. Türkiye'nin -sa- vunması, korunması hükümete ait olan- onuru "ze- delenmiş, açıklama olayla ilgilibirhüküm de vermek- ten kaçınmıştır". Buna karşın VVashington, tam bir edepsizlik örne- 9'- Mağdur Türkiye'yi sanık iskemlesine oturtuyor, sa- nık ABD'yi mağdur mertebesine çıkarıyor. CHP lideri; hükümete "Kuzey Irak'ta bir şeyler ol- duğuna" dair sorular yöneltiyor. PKK-KADEK yöne- ticilerı ile ABD yetkilileri Kuzey Irak'ta bir araya ge- lip görüştüler mi diye soruyor. Bu görüşmelerden sonra -kimin kışkırtması, siparişiyle ele alındığını bi- lemediği- dağdaki eşkıyaya af yasasının gündeme geldiğini, bu ara terörün yeniden başladığını anım- satırken "tarihe şu notu" düşüyor: "PKK/KADEK'e Kerkük'te resmibirbina açılması için izin verilmiştir!" Medya pek çok şey ifade eden bu saptamalan duymazdan geliyor. ABD ile Kuzey Irak bataklığına saplanan bu hükümet ise Süleymaniye olaylarının can damarı sorulara yanıt veremiyor. Güncel soru şu: "En büyük güven bunalımı" Ge- nelkurmay açıklamasıyla giderildi mi? 7. paket inceleniyor CHP önlem paketine soğuk ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP. Milli Güvenlik Kuru- lu'nu (MGK) işlevsiz kı- lacak düzenlemeler içe- ren 7. uyum paketine temkınli yaklaşıyor. CHP Istanbul Miİlet\-ekılı Onur Öymen. Avrupa Birlığı (AB) üyeliği için zorunlu hükümler ile ilgi- si olmayan hükümlenn birbirine kanştınlmama- sı gerektiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül'ün CHP'ye verdiği 7. uyum paketini değerlendiren Oymen, AB ile ılgisi olmayan ba- zı düzenlemelerin de pa- kete konulduğuna işaret ederek "Olmazsa olmaz koşulları bilelim. Ona göre yasal değişiklikleri yapalım. Ama bazı ko- nuları sanki yapılmaz- sa AB ile masaya oruru- lamazmış gibi sunma- valım. Bunlardan han- gisi zaruri, hangisi çağ- daşlaşma yolunda atıl- ması gereken adımlar. hangisi parti politikası, seçmcne selam..." dedi. Hangi yaştaki çocuklann çocuk mahkemelerinde yargılanacağı gibi hü- kümlerin müzakereler için vazgeçilmez bir şart olarak görünmesinin söz konusu olmadığını anla- tan Öymen şunlan söyle- dı: "Hükümetin esas amacının MGK ile ilgi- li bazı kökJü değişiklik- leri yapmak olduğu, di- ğer yasa maddelerinin de bunun etrafında ade- ta bir garnirür gibi gün- deme getirildiği görül- mektedir. Paketteki ba- zı değişikUklerin, MGK ile ilgili düzenlemelerin bir parça gözden kaçı- rılması veya kamuoyu önünde sulandırılması için gündeme getirildiği anlaşılmaktadır." Şair-Yazar BEDRİ GİDER'i saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. EŞİ, ÇOCUKLARI, TORUNLARI Silivri Basınkent-1 'de sahibinden Tripleks Yazlık 0 542 423 28 72/513 85 94 Erdoğan'la görüşenYıldınm istifa etmeyeceğini söyledi, CHP soruşturma önergesi verecek 'Derin Deniz' büyüyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yetkisindeki ihale için nü- fiızunu oğlu ve geçmişte yöneti- ciliğıni yaptığı şirket lehine kul- landığı ortaya çıkan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm. Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan'ın koruması ile görevını sürdürüyor. Erdoğan ile görüşen Bakan Yıldı- nm, yakın çevresine "istifa ima- sı almadığını ve istifayı düşün- mediğini" söyledi. CHP grup yö- netımi, görevinde kalmakta dire- nen Bakan hakkında "soruştur- ma önergesi" hazırlıyor. "Derin Deniz" skandalı, Ba- kan'ın oğlu Erkan Yıldınm'ın 1.5 tnlyon liraya Denn Denız ad- lı gemiyı satın almasıyla ortaya çıktı. Oğul Yıldınm'a gemi alımı için 200 bin Euro borç veren San- tour adlı şirket, daha sonra devle- tin Ankara Gemisf ni ihalesiz ola- rak kiralamıştı. Bakan Yıldmm'ın da geçmişte Santour şirketinin yöneticısi olduğu saptandı. Basına yansıyan gelışmelere karşın "Ne var bunda" diyerek skandalı geçiştirmeye çalışan Yıl- dınm"ın durumu. partı yönetici- leri arasında da rahatsızlığa ne- den oluyor. AKP Merkez Yürüt- me Kurulu'nun gelecek hafta Bı- nali Yıldınm'ı çağırabıleceğı be- lirtiliyor. Bir parti yöneticisi ko- nuyla ilgili olarak "Partinin yıp- ranmaması için biz bu konuyu askıda bırakmak istemiyoruz. Belki kendisi sorulmadan da konuyu anlatacaktır" şekhnde konuştu. 'Görevinden aynlmaz' AKP kulisinde ise Yıldmm'ın Istanbul Büyükşehir Belediye- si'nde görev yaptığı dönemden ben Erdoğan"ın yakın arkadaşı olması nedeniyle genel başkanın iradesi dışında bır zorlamayla gö- revinden aynlmayacağı belirtili- yor. "Derin Deniz" skandalıyla ilgili olayın gelışımi şöyle: Bakan Binali Yıldınm "ın iki yıl genel müdürü olarak çalıştığı Sancak Line'ın ıştiraki Santours, Ulaştırma BakanJığı"na bağlı olan (ancak Özelleştirme kapsamında bulunan) Türkıye Denizcılik Iş- letmeleri'nden ihalesiz olarak ve ucuz olduğu iddia edilen bır fıya- ta Ankara feribotunu kiraladı. Bu kiralama işlemiyle aynı za- manda, Sancak Line'ın Çeşme acentası Bakan Yıldmm'ın oğlu Erkan Yıldınm, Sancak Lıne'dan "satacağı bilet karşılığT 200 bın Euro borç alarak. 445 bın Euro'ya Sancak Line'ın çalıştığı Çeşme- Brindısi hattında çalıştmlmak üzere îtalya'dan gemı satm aldı. BakanYıldınm, Sancak Line'da maaşlı çalışmadığını hattın kâror- tağı olduğunu söyledi, ancak San- cak Lıne'ın genel müdürü çıktı. Ankara fenbotunun kıralanma- sında bır etkisi olmadığını iddia ederek Denizcilik Işletmeleri'nin her zaman ihalesiz gemı kiraladı- TJJRJTA fT'tn ftnrvoni tnvıi nw/*i/?ci Türkive Bilimsel veTeknik Araştırma 1<J£>11SU\ in ^evreLl IUŞU prUJVM Kurumu(TCBİTAK)MarmaraAraş- tırma MerkezFnde (MAM) prototipi tamamlanan. Türkiye'nin ilk hibrid (iki enerjili) elektrikli taşıtı tanıtıldı.TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Naci Görür, elektrikli taşıt projesinin çevre veener- ji tasarrufu açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Projeyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yakından ilgilendiğini biİdiren Görür, "İstanbul'da 7200 belediye otobüsü olduğunu ve günde 50 ton yakıt harcadıklarını düşünürsek, gerçekten önemli bir çalışma" dedi.TOFAŞ adına konuşan FIAT Uluslararası fş Geliştirme Başkanı Jan Nahum Türkiye'nin sanayide büyük gelişme sağladığını belirterek "Türkiye, kendisinden uzakta olan gelişmiş ülkeleri yakaladı" dedi. (AA) ğını söyledi. Öyle olmadığı, TDt'nin daha önceden ihaleyle de gemi kiraladığı ortaya çıktı. Yıldınm'a soru önergesi CHP tstanbul Milletvekili Ber- ban Şimşek, Yıldmm'ın yanıtla- ması istemıyle TBMM Başkanlı- ğı'na verdiği soru önergesinde, "Ulaştırma Bakanı olmadan önce Sanrur şirketinde ya da bu şirketle bağlantılı başka bir şir- kette görev aldınız mı? Almış iseniz görev ve yetkileriniz ne- dir? Varsa ortaklığınızın duru- mu nedir" sorusunu yöneltti. Berhan Şimşek. BinaliYıldınm'a şu sorulan sordu: "Oğlunuz, Derin Deniz adlı gemiyi hangi koşullarda satın almıştır ve Sanrur adlı şirketten kredi almış mıdır? Almışsa kre- dinin miktarı nedir? Ankara Feribotu hangi yöntemle, hangi koşullarda, kişi veya kişilere kiralanmışbr." Oevlet yardımlan Partilere iyi haber ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi. 2. u}!^! paketınde yer alan ve siya- si partilerin devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar veren "O yıl aldığı yardımın yarısın- dan az olamayacağına" ilişkin hükmü iptal etti. Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Haşim Kılıç, AKP, SP ve bağımsızlardan oluşan dönemin 111 milletvekilinin "2. AB'ye uyum paketi" olarak bilinen 4748 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un bazı maddelerinin ıp- talı istemiyie açılan davanın kara- ra bağlandığını bildirdi. Kıhç, SPY'nin 101. maddesine eklenen ve kapatma davası dışında siyasi partilenn o yıl içinde verilen dev- let yardımından kısmen veya ta- mamen yoksun bırakılmasını ön- gören düzenlemedeki "yansın- dan az olmamak kaydıyla" hük- münün iptaline karar verildiğini bildirdi. Kılıç, miktan mahkeme- nin takdir edeceğini kaydetti. Planlanan değişiMiklerin devletyönetiminde ciddi boşluUarayol açacağı belirtildi MGK'ye büyük siıurlama SERTAÇ EŞ ANKARA - Hükümetin AB'ye uyum kapsamında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği Yasası'nda yapmayı planladığı de- ğişiklikle birçok görev boşta kalı- yor. Mevcut yasada Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde öngörülen "topyekûn savunma ve kurumla- rarası politikalann birbirine uyumlu hale getirilmesi" yönün- de birçok görev yeni taslakta sa- hipsiz duruma düşüyor. tstanbul Üniversitesi Uluslararası tlişkiler Bölümü Öğretim Üyesı Yavuz Gö- kalp Yddız, taslağin devlet yöne- timinde ciddi boşluklara yol açaca- ğını, eşgüdüm görevinin ortadan kalkması nedeniyle de kurumsal parçalanmanın hızlanacağrnı dile getirdi. Hükümetin, getirdiği yeni tas- lakta MGK Genel Sekreterliği' nin görevlerine ilişkin 4,5 ve 13 mad- delen büyük oranda kaldmlıyor. MGK Genel Sekreten'nin atan- masına ilişkin düzenlemede ise Türk Silahh Kuv\etleri (TSK) ta- mamen saf dışı bırakılıyor. Genel sekretenn atanması sırasındaTSK komuta heyetinin görüş bildirme yetkısı dahı kalmıyor. Yapılan dü- zenleme ile MGK ve genel sekre- terlikin görevlerine de büyük bir sıntrlama getiriliyor. Getirilen ye- ni taslak ile kurulun çok sayıda gö- revi sadece "tavsiye kararı al- mak ve görüş bildirmek'" konu- muna ındirgeniyor. Yıldız: Başka kurum yok Hükümetin hazırladığı taslağı değerlendiren Istanbul Cniversite- si Uluslararası İlişkıler Bölümü öğretim üyesi Yavuz Gökalp Yıl- dız, kurulun ve genel sekreterliğin işlevsızleştirildiğini dile getırdi. MGK'nin yerini dolduracak şu an- da başka bir kurum olmadığını, yasal görevlendirme olmayacağı için de devlet yönetiminde ciddi bir boşluğun doğacağını savunan Yıldız, "Çünkü MGK'nin var- lık nedeni kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlaması, ulu- sal hedefler doğrultusunda ku- rumların politikalannı uyumlu hale getirmesidir. Böyle bir işle- vi üstlenen kurum bu işlevden uzaklaştınldığı takdirde. devlet yönetimindeki kurumsal parça- lanma daha da hızlanır" diye ko- nuştu. Yeni uygulayıcılann tanım- lanmadığını anımsatan Yıldız şöy- le konuştu: "Türkiye'nin topyekûn sa- vunma ihtiyacı her geçen gün daha büyük önem arz ermekte- dir. Çünkü ekonomiden kültüre, siyasete. askeri yapıya. toplum- sal psikolojiye kadar bütün güç TARİHÎ VE KÜLTÜREL ÇEVRELERÎN YATIRIMA AÇILMASI Mumcu1danyetki itirafi unsurlan topyekûn savunmanın ana eksenini oluştururlar. Bu faktörleri kim koordine edecek? Hangi siyaset bağlammda aske- ri kuvvetlerimizi konumlandınp aktif hale getireceğiz? Bu güç unsurlanm parçaladığımız tak- dirde,Türkiye savunmasız ve ör- tülü operasyonlara hazır hale getiriliyor." ^ G K kaldırılıyor' Ulusal savunma sanayisinden ekonominin biçimlendirilmesine kadar birçok konunun topyekûn sa- vunma sisteminin ana unsuru oldu- ğunu belirtenYıldız, "Terör ve ir- tica karşısında bütün faktörleri harekete geçirip stratejik hedKe- fe kilitleyecek kuruma ihtiyaç var. MGK'yi kaldırdığın zaman bunlann hiçbiri olmaz. Getirilen düzenleme MGK'nin kalkması anlamına geliyor" dedi. Bağcılap'da kanlı takip 'Dur' ihtarı olum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Turizmi Teşvik Yasası'nda yapılacak değişikliklerle bakanlığına büyük yetkiler verileceğini söyledi. Mumcu. Turizmi Teşvik Yasası'nın 1982'deçıka- nldığını ve bu yasanm o dönemde Türk turizmi için bir" milat" olduğunu belirtti. Yeni tasarry la bu yasayı güncelleştirmeyi ve daha çağdaş biranlayış- la yeniden yapılandırmayı amaçladıklannı bildi- ren Mumcu, değişikliklerle Türk turizminde "ikin- ci hamle döneminin" başlayacağını ileri sürdü. Ta- sannın birçok yenilik getirdiğini belirten Mumcu. "Yasanın getirdiği en önemli konulardan birisi "kültür ve turizm koruma ve gelişme bölgeleri' kavramı. Tarihi mirasın yoğun bulunduğu bazı önemli kentleri bu anlayışla yeniden planlama- yı amaçhyoruz" dedi. Mumcu, "Tasarıyla milli parklar Kültür ve Turizm Bakanlığı'na mı ge- çecek" sorusuna şu karşılığı verdi: "Milli parkla- nn yönetimiyle ilgili hiçbir şey bize geçmeye- cek. Turizm çevresi olarak planlanmayan hiçbir orman veya Hazine arazisinde turizm tahsisi ya- pılmayacak. Madde ancak planlaması yapılmış çevrelerde Hazine ya da orman arazilerinin tu- rizm amaçlı tahsisine imkân vermekte ve bunu bakanlığm yetkisine bırakmaktadır." Mumcu, tasannın "sınırları Bakanlar Kuru- lu'nca belirlenmek üzere" özellikle tarihi kent- sel çevreler içinde bakanlığına önemli yetki ve so- rumluluk verdiğini kaydetti. tstanbul Haber Servisi - Bağ- cılar'da polis 'dur' ihtanna uvma- yan İbrahim Demirci'yi başın- dan \-urarak öldürdü. Polis ekiple- rince takip edilen Kenan Aksa- kal'ın kullandığı otomobil. Ka- zım Karabekir Mahallesi'nde dur- duruldu. Araçtan inen Aksakal, bir apartmana girerken, yanında bulunan ibrahim Demirci (24) ya- ya olarak kaçmaya çalıştı. Polisin "dur" ihtanna uymayan Demirci. başından \Tiruldu. Ağır yaralanan Demirci, kaldınldığı hastanede yaşamını yitırdi. Demirci'nin ya- kınlan ise polislere saldırdı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada vaat ve kabul-ret yaklaşımından uzak bir biçim- de karşı tarafın söylediklerini kayda geçirmek anla- mına geldiğine göre, yapılan ortak açıklama "taraf- lann anlaşamadıklan konulan birbirine söylemesi" bi- çiminde de değerlendirilebilir. ABD Türkıye'ye, "Senin Kuzey Irak'ta benim de- netimimden ve stratejimden uzakta hareket etmen- den rahatsızım" dedi. Türkiye not etti! Türkiye ABD'ye, "NATO şemsiyesi altında pek çok operasyonda birtikte hareket ettiğimiz bir müt- tefikin askerierimize karşı takındığı tutum kabul edi- lemez" dedi. ABD not etti! Anlaşılan Türk-Amerikan ilişkilerinin tutulacak ya- nı kalmayınca salt not tuttular. Kamuoyuna bir "uz- laşma" havası verilmiş olsa da ortada daha çok "buzlaşma" belirtileri dolaşıyor. Ortak açıklamada art arda şu sözcükler yer alı- yor: Bılgı paylaşımı, mutabık kalma, işbirliği, koor- dinasyon, eşgüdüm... İşbirliği" sözcüğü 3 yerde geçiyor. Demek ki açıklama yazılırken bir de sözlük bulun- duruldu, buna benzer kaç sözcük var saptanıp, açıklamanın değişik yerlerine serpiştirildi! Seviye testi mi? Açıklamaya ilişkin genel notlarımızı düştükten sonra soru işaretlerine ve saptamalara geçelim: 1 - Yapılan ortak açıklamaya karşın Amerikan ta- rafı değerlendirmenin sürdüğünü duyurdu. Bu, AB- D'nin özür dilemek bir yana, Türkiye'nin bölgedeki faaliyetlerini kontrol altına almak istediğini gösteri- yor. Buna karşı Türkiye'nin nasıl bir politika izleye- ceği henüz netleşmemiş görünüyor. 2- AKP hükümeti olayın meydana geldiği günkü tutumunu devam ettiriyor. Olay günü Başbakan Samsun'a kiraza, Dışişleri Bakanı da Kayseri'ye mantıya gitmişti. Açıklamanın ertesinde ise Başba- kan memleketi Rize'ye hasret gidermeye gitti. Aca- ba hükümet, kendisini birtaraf değil de Türk-Ame- rikan askerleri arasında "hakem" rolünde mi görü- yor? 3-1 Mart'ta Meclis'ten geçmeyen malum tezke- renin ardından Ankara kulislerinde şu değeriendir- me yankılanmıştı: - ABD bunun intikamını alır. Şu aşamada fatura- yı hangi kesime keseceğini saptıyor olmalı! Ikinci şıkka paralel olarak, Türk ordusunun "sevi- ye testi"ne tutulması mı söz konusu? 4- Amerika ile ilişkilerimizde yaprak kıpırdasa fır- tına alarmı veren TÜSİAD, kökler sarsılırken nere- de? 5- Geçici Irak yönetiminde yer alan kişilerden bi- rinin geçmişte terör örgütü PKK ile bağlantısının ol- duğu iddiaları var. Yönetimdekilerin çoğu tanınan ki- şiler olmadığı için araştırılması gereken bir durum. Terör örgütüyle diplomatik ilişkiye giren ABD'nin, Türk askerine terörist muamelesi yapması "geçiş- tirilirse" bunun devamında insanın aklına şu soru ge- liyor: - Acaba günün birinde Irak'ı temsilen Türkiye'ye gönderilecek büyükelçinin kimliği ne olacak? Soruyu daha fazla açıp okurun canını sıkmaya- lım! 6- Çuvallama krizinin açıklanmaya çalışıldığı bir anda, VVashington'dan, ABD'nin Türkiye'ye verece- ği 8.5 milyar dolarlık kredinin IMF koşuluna bağlan- dığı haberi geldi. Yoksa ABD Türkiye'ye dosya al- tından borç takvimi mi gösteriyor? 7- Gelişmelerin merkezinde yer alan Talabani, Türkiye'ye gelmemek için her yere gidiyor. En son Paris'te görüldü. Buradan Roma'ya geçecek. Son demeçlerini bütün Irak'ı kapsayacak biçimde veren Talabani'ye karşı Ankara'nın blok bır tutumu var mı? ankcum@ttnet.net.tr Açıklama Haber Merkezi - Gaze- temizin 22.06.2003 tarihli sayısında "Bulgar Orto- dokslara Rüşvet tddiası" başlığıyla yavımlanan ha- ber üzerine Bulgar Orto- doks Kiliseleri Vakfı Yöne- rim Kurulu Adına Avukat Ayşegül Topuz bir açıkla- ma yaptı. Haberde iddia edildiği gibi üç ayda bir, 1200 dolarlık maaşm. her- hangi bir Bulgar vatandaşı- na ya da Bulgar asıllı Türk vatandaşına verilmesının söz konusu olmadığını söyleyen Topuz, "Haber- deki diğer iddiaya gelin- ce. Konstantin Kostof ya- kın zamana kadar Bul- gar kiliselerinde görevli ancak ruhani olarak hiç- bir zaman başrahip' sıfa- tını almamış bir papaz- dır. Gerçekte baş rahip" diye bir kadro da yoktur" dedi. Haberde 1994\ılında Fener Rum Patrikliği tara- findan Bulgar Kilisesi'nde kullanılan belgelenn Rum- ca olmasının istendiğinin ve Kostof un bu isteği red- dettıği için 31.10.2002'de azledildiğinin belırtildiğı- ni kaydeden Topuz şöyle devam etti: "Gazetenize tamamen yanlış aksetti- rilen olay, Fener Rum Patrikhanesi'nin Bulgar vatandaşlan için düzen- lenen ve imzaya sunulan 'vaftiz ve e\ r lenme belge- leri'ile birlikte, sayın pat- rik hazretlerinin okuya- bilmesinin sağlanabilme- si için Türkçe ya da Rum- ca biv ^pğinin de bir- likt «ının isten- mesinden ibarettir. Sayın patrik hazretleri ve pat- rikhanc tarafından bu belgelerin Türkçe ya da Rumca bir örneklerinin daha sunulması talep edildiği halde. nedense belgelerin •Türkçe' olabi- leceği yolundaki taleple hiç ilgilenilmemiş, sanki orijinallerinin bile Rum- ca' olması istenilmiş gibi bu olay defalarca kamu- oyuna yanlış aksettiril- miştir." Kostof "un papazlık yet- kisinin kaldınlması karan- nın Bulgaristan Patrikha- nesi tarafından da 02.06.2003 tarihinde onay- landığını vurgulayan To- puz, Bojidar Çipofun ga- zetede yer alan, hiçbir yö- netim kurulu üyesinin pay- laşmadığı beyanatlannın kamuoyunu yanlış bilgilen- dirmeye yönelik olduğunu söyledi Cemaatlerinin, Fe- ner Rum Patrikhanesi ile hiçbir sorunu bulunmadı- ğını ve yayımlanan haber- den büyük üzüntü duyduk- lannı kaydeden Topuz açıklamasını şöyle tamam- ladı: "Bojidar ÇipoFun, vakfimızın yönetim kuru- lu başkanı ya da sözcüsü olmadığını ve vakıf yöne- tim kurulunun ortak ira- desi ile alınan bir karar olmaksızın, kendi şahsi düşüncelerini' Bulgar Or- todoks Kiliseleri Vakfi Yö- netim Kurulu Üyesi' sıfatı- nı kullanmak suretiyle açıklamış olmaktan ötü- rü 'ihtaren uyanlacağını' önemle belirtir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear