22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ 8 Istarbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 27 Sinop Y 26 Adana A 33 Edırne PB 30 Samsun Y 27 Kocaelı Y 28 Trabzon Y 27 Çanakkale PB 30 Giresun Y 27 Izrrilr  32 Ankara PB 30 Mansa Aydın _A 33 Eskişehir PB 29 A 35 Konya A 32 Denızli A 34 Sıvas A 30 Zonçuldak Y 24 Antalya A 35 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıirt Hakkân Van A A A A A A A 32 39 40 40 39 32 39 A 27 Yurdun kuzey kesım- ten parçalı bulırtlu Mar- *nara nn doğusj. Kara- deni2 Kıyılan ıle gece sa- atlennde Trakya sağa- nak ve gok gurutuİL sa- ğanakyağışlı dığeryer- lerazbulutluveaçıkge- çecek Ha^a sıcaKİığı Marmara ıle Batı Kara- denız de bıraz azalacaK, dığeryerterdeonemli bc değışıkl k olmayacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y Y Y B A A 23 23 21 24 21 24 28 24 Münih A 23 Zunh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına A PB A Y A Y A A 22 30 36 28 28 25 30 31 A 30 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahire A A Y A A Y A A 24 27 24 31 30 16 21 34 A 38 Açfc p a r î a l ' Sısl , Bulut L ı, Çok bulutıu p Yağmurlü ı Sulu < 3ok gürultûlü G U N C E L CÜNEYT ARCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada de saygıyla diz çöken acfam: Türkiye Cumhuriye- ti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan." Star, bir gün önce (9 Temrnuz) fotoğrafı yayımlar- ken Hikmetyar'ın yüzünü kapatarak, "Kimbuadam" diye sordu. Adamın kimliğini açıklayan (10 Temmuz) Ruşen Çakır şu bilgileri verdi: "Fotoğrafın 1985'te, Kasım'da, 1 Aralık gününde çekilmiş olması gerekiyor. Çünkü Hikmetyar o tarih- lerde Refah Partisi istanbul örgütünün davetlisi ola- rak Istanbut'daydı. Davet sahibi, daha 31 yaşında olan ve birkaç ay önce siyasi yasaklı Necmettin Er- bakan 'ın talimatıyla Refah Partisi İstanbul ll Başkan- lığı'na getihlen Tayyip Erdoğandı." 10 Temmuz, Star TV'nin ana haber bülteni. Star muhabirinin AKP milletvekillerinden saptadığı tepki- ler: Geçmişi kaşımayalım - Dün dündür bugün bu- gün - Geçmişte böyle bir resim çektirmiş olabilir a- ma bugün değişti. Sendıka başkanları ve TİM Başkanı (öğleden son- ra bir saat) gazeteyi henüz görmedik - Bakalım, in- celeyelim görüşümüzü söylerız. Sanayi Bakanı Ali Coşkun: Türkiye'nin böyle olay- larla kaybedecek vakti yok! İstanbul sokakları: (Kadın erkek genç yaşlı)- Re- zalet - Kabul edilemez bir şey - Yakışmıyor - Fazla bir şey söylemeye gerek yok, her şey fotoğrafta gö- rülüyor. Ankara sokakları: Sisterni, cumhuriyeti çökertmek için yapılıyor - Daha çok böyle şeyler çıkar - Hisset- tirmeden amaçları ıstıkametinde hareket ediyorlar- Geçmişi deşmenin âlemi yok - Sözde memleketse- ver bunlar - Oy verenler düşünsün - Hayret ettim, böyle bir şey beklemiyordum bu adamdan - Bu ger- çeklerı görünce neden konuşmadılar - Ne tür açık- lama getirirse getirsin inandırıcı değil - Açıklama yap- sın. Star'ın ana haber spikeri Can Ataklı, Hikmetyar - RTE muhabbetinı sergileyen fotoğrafla ilgili tepkıler yayımlandıktan sonra kısa bir yorum yaparak: "Medya yann -herzaman olduğu gibi- RTE'ye des- tekçıkacak... RTE, ondan sonra belki konuşacak" de- di. Haklı çıktı. RTE iki gün bekledi. Etrafı kolaçan et- ti. CHP'deki küçük bir hareket dışında siyasal alan- da derin bir sessizlik. Medyada tık yok. Avusturya'yagiderken; fotoğrafı "Biraile ortamın- da yapılması olan (herhalde çekilmiş demek istiyor) bu resim" diye kabullendi. Dizi dibinde fotoğraf çektirdiği Hikmetyar' ı ve Hik- metyar ile dostluğu, geziden döndükten sonra sa- vunacak açıklamalar yapacağını söyledi. Şimdiden anlaşılıyor ki, şeriatçı, dinci biryönetici, sonradan terörıst olan Hikmetyar'ı -dün olduğu gi- bi- yarın da göklere çıkaracak! • • • 11 Temmuz. Laikliğe, çağdaşlığa ne kadar özenir- se özensin, değiştiğini sabah akşam istedıği kadar yinelesin... "Putlan devirmek üzere fıktidara) gele- ceklehni" ve daha nice nice yaveleri ıçeren geçmişi RTE'yi bırakmıyor. Geçmiş bütün çıplaklığıyla RTE'yi kovalıyor. Geçmişinin karıştırılmasını istemıyorama... • • • İki örnek (1)- Pişmanlık Yasası'nı yorumlayan ün- lü hukukçu Turgırt Kazan' a göre: "Bu yasa, birafya- sası ve öyle sanıldığı gibi dar kapsamlı değil. Kamu- oyunun zannettiği gibiyalnızca PKK'lileri değil, içer- deki-dışandaki Hizbullahçılan da kapsıyor. Acaba asıl amaç Hizbullahçılan affetmek mi? PKKişin bahane- si mi?" (2)- Prof. Tahir Balcı - Adana: "AKP'nin hedefı üniversitelerin tümünü şeriatın üssü yapmaktır." Fotoğraf, RTE'nin dünü. Bugününü aydınlatıyor. Bir kişi ağır yaralı PKK-KADEK köy bastı: 4 ölü DIYARBAKIR / TUNCELİ (Cumhuri- yet) - Bıngöl'de bir mez- raya baskın düzenleyen bir grup PKK-KA- DEK'li terörist. dört yurttaşı öldürdü. bir ki- şiyi de ağır yaraladı. Şırnak'ın Kumçatı bel- desinde yurttaşlann üzerine otomatik silah- larla ateş açıldı. Bir kı- şinin öldüğü saldınyla ilgili üç konıcu da gö- zaltına alındı. Tunceli Valisı Ali Cafer Ak- yüz'e saldınyı gerçek- leştirenlerden biri oldu- ğu öne sürülen KA- DEK'li Kahraman Giivenç yakalandı. Bingörün Genç ilçe- sine bağlı Yumaklı kö- yü Yeniköy mezrasında önceki gece saat 21.00 sıralannda gelen bir grup PKK-KADEK'li terörist, mezradaki de- ğişik evlerden erkekleri toplayarak köyün dışına götürdü. Burada köylü- leri sıraya dızen terörist- ler; Gıyasettin Üzmen, Hacı Kaya, Ahmet Acar ve oğlu Erdal Acar'ı otomatik silah- larla ateş ederek öldür- dü. Teröristlerin ateşi sonucunda Mahmut Kaya adlı yurttaş da ağır yaralandı. Terörist- ler olay yerinden kaçar- ken bölgede geniş çaplı operasyon başlarıldı. Bir saldın olayı da Şırnak'ta yaşandı. Ön- ceki gece DEHAP Kumçatı Belde Başkanı Abid Durak ve 20 ya- kını tarlada çalışırken gece saat 01.00 sırala- nnda sılahlı saldınya uğradılar. Saldında ya- ralanan Halit Coşkun. olay yerinde yaşamını yitirdı. Kumçatı Jandar- ma Karakol Komutanlı- ğı, araştırmalar sonu- cunda saldınyı yaptığı öne sürülen Ahmet De- mir, Abdullah Demir ve Ahmet Demir adın- daki 3 korucuyu gözal- tına aldı. Abıd Durak, saldınnın planlı olduğu- nu savundu. DEHAP Şırnak İl Başkanı Resul Sadak, "Kumçatı bel- desinde örgütlennıe çalışması yaptığımız sırada tehditlere ma- ruz kaüyorduk" dedi. Tunceli'de Pülümür ılçesi Balpayam köyü kırsalında "Tito Ke- mal" kod adlı Kahra- man Güvenç adlı terö- rist yakalandı. Bir adet uzun namlulu Kalaşni- kof marka sılah ile 3 adet şarjör ve 2 adet el bombası ile geçinldi. 'Taslak laikliğe aykırı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Milli Eğitım Komisyonu üyesi CHP'li Mus- tafa Gazalcı. YÖK taslağının hukuka, laikliğe, öğremmbirli- ğine ve üniversite özerkliğine aykın olduğunu belirterek "Bu taslakla varılan bütün kadro- lar 'boş olmaktadır. Bu, üni- versite tarihimizde görülme- miş bir keyfılik ve kıyım ola- caktır" dedi. Yazıh bir açıklama yapan Ga- zalcı, yüksekögretim konulu bir milli eğitim şûrası toplanması- nı isterken "Büyük bir gizlilik içinde hazırlanan taslak orta- ya çıkınca görüldü ki, AKP'nin partizan ve dinsel görüşlerini üniversitelere taşı- mak, kimi üniversitelerin laik ve Atatürkçü kadrolarından kurrulmak amaçlanmakta- dır" dedi. ODTÜ Öğretim Cyeleri Der- neği de, yasanın birçok madde- sinin tartışmalı olduğunu bildir- di. Dernek tarafından yapılan yazıh açıklamada şu unsurlara yer verildi: • YÖK'ün bileşiminde Ba- kanlar Kurulu'nca atanacak üyelenn sayısının ve oranının arttınlmış olması, üniversite sistemini hükümet siyasetleri- ne açık hale getirecektir. • Üniversitelerde büyük bir oranda seçimle ışbaşına gelmiş yönetim kadrolannın görevle- rinin sona erdinlmesi ve bu gö- revlerin geçici olarak da olsa MEB tarafından oluşrurulacak 7 kişilik bir kurula verilmesi, üniversite özerkliğı açısından son derece sakıncalı olup üni- versitelerde yeni bir huzursuz- luk ve gerginlik kaynağı oluştu- racaktır. CDP Genel Başkam Yekta Güngör Özden de yaptığı ya- zıh açıklamada. YÖK tasansı- nın "1960 devrimini gerekti- ren olaylan anımsatan, ikti- dann sakıncalı anlayışımn bir ürünü" olduğunu belirterek şunlan kaydetti: "Hukukun te- mel ilkeleri dışianmıştır. Ata- türkçü yöneticilerin uzaklaş- tınlması için görevlerinin so- na erdirilmesi öngörülmüş- rür. Türban adıyla yaygınlaş- tınlmak istenen, siyasal sim- ge durumuna getirilip inanç sömürüsünün ayrılıkların aracı kılınan sıkmabaşa yol açmak için Anayasa Mahke- mesi kararlan, ilgili Danıştay kararlan göz ardı edilmekte- dir. Silahh Kuv-vetler'e ve üni- versitelere kabada>ılıkla kar- şıtlık gösterileri rejime yöne- lik saldırılardır.*1 Üniversite köktendinci yuvası olmaz• Baştarafı 1. Sayfada DerneğF'nin toplantısına katı- lan Güriiz, burada gazetecılerin sorulannı yanıtlarken "Yeni YÖK taslağının çağdaş üniver- site sistemi açısından hiçbir tu- tarlılığı yoktur, dünyada böyle bir yönetim sistemi yoktur" di- ye konuştu. Türkiye'nin hukuk, siyaset ve güvenlik alanlannda ve daha pek çok konuda uluslararası planda eleştiriler aldığını anlatan Gürüz. Türk üniversitelerine ise bugüne kadar en küçük bir eleştiri bile gelmediğini söyledi. Böyle bir durumda üniversite sisteminin değiştirilmesinin kimseye anlatı- ÇELİK YİNE TÜRBANISAVUNDU ANK.\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Baka- nı Hüseyin Çelik, yine türban ve imam hatip liselerini sa- vundu. "Bazıları kafalarına türban takıyor, bazıları da | kafayı türbana takanlara • takıyor" diyen Çelik, imam hatip lisesi mezunlannın mes- lek liseliler arasmda en küçük \ parçayı oluşturduğunu söyle- i di. Çelik, karıldığı bir televiz- î yon programında YÖK tasla- , ğının üniversitelerde kaos ya- ' rahnasının ve tasfıyenin söz konusu olmadığını ileri sür- dü. Çelik, taslağın yasalaşma- sıyla üniversitelerin demok- ! ratikleşeceğini savladı. lamayacağını ıfade eden Gürüz, "Türk üniversiteleri uluslara- rası alanda son derecede başa- rılıdır, A\Tupa üniversite siste- minin seçkin. saygın ve mümtaz bir üyesidir" diye konuştu. AKP'nin "özgürlük ve özerk- lik" adı altında türban ve imam hatip liselilere üniversitelerde öz- gürlük vermek istediğini de anla- tan Gürüz, sözlenni şöyle sürdür- dü: "Bizden açıkça bu iki konu- da esnek davranmamız isten- mektedir. Anayasa Mahkeme- si. dini sembol sayılacak kıya- fetlerle üniversitelere girilme- sini yasaklamıştır ve bunun. anayasanın değiştirilmesi tek- lif edilemeyecek hükümlerine aykın olduğuna karar vermiş- tir. Bu hükmü beğenmevebilir- siniz. Ama değiştirmeye çalış- mak.anayasaya aykırıdır; ana- yasanın değiştirilemeyecek hü- kümlerine karşı çıkmaktır. Bu konuda esnek davranmamız mümkün değildir, bu. laik cum- huriyerin sonu olur. Virgülüne bile dokunulmasını istemediği- miz konu budur. Bu taslağın çağdaş üniversite sistemi açı- sından hiçbir tutarlılığı yoktur, dünyada böyle bir yönetim sis- temi yoktur?' Gürüz'ün erken aymlmasının ardından genel kurul, Başkanve- YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz. "Yeni YÖk taslağının çağdaş üni- versite sistemi açısından hiçbir tutarlılığı yoktur" dedi. (AA) kılı Bener Cordan başkanlığın- da sürdü. YÖK Genel Kurulu top- lantısmın ardından yayımlanan bildiride, üniversitelerin cumhu- riyetın en büyük eserlen olduğu kaydedilirken hazırlanacak yasa- nın 1.5 miryon öğrencınin yaşa- mını doğrudan etkileyeceği \iır- gulandı. AKP'nin tavrı net değil Cordan, toplantının ardından yaptığı açıklamada, taslağın ka- muovuna açık olarak hazırlanma- sı ge'rektiğini bildirdi. "YÖK'ün bu konudaki görüşü açıktır" diyen Cordan şu görüşlen dile ge- tırdi: "Ünrversitelerarası Kurul konuyu değerlendirmek üzere İstanbuPda toplandı. Genel ku- rulda ÜAK'den çıkan sonuç da ele alındı. Taslak açıklanıncaya kadar bekleyeceğiz." Cordan, AKP'nin net bir tavır içerisinde olmadığına da işaret ederek şunlan söyledi: "Net bir tavır ortaya çıkınca biz de ona göre tavır alacağız, bu başkası- nın tavnna göre tavır almak de- ğil. Y ükseköğretim ile ilgili bir kanun hazırlanırken yükse- köğretimin bütünlüğü içerisin- de bu sürecin içinde ve sahibi olmamızın gerektiğinin altını çiziyoruz. Bu sadece kurumsal olarak bizlerin değil, bugün okuyan 1.5 milyon öğrencimiz ve Türkiye'nin geleceği ile ilgi- li çok önemli yasadır. Çünkü biz üniversitelerimizi, cumhu- rivetin en büyük eserleri ola- rak kabul edivoruz." 20 üniversitenin öğretim üyeleri, YÖK ve üniversitelerin durumunu irdeleyen bildiri yayımladı Susmak sorıuıılıılıılv doğurur MUSTAFA ÇAKIR ANKAR.\ - Tıp fakültelerin- de görev yapan öğretim üyeleri- nin ağırlıkta olduğu profesör, doçent, yardımcı doçent. araştır- ma görevlisi ve öğretim görevli- lerinden oluşan 98 kişi, YÖK ile üniversitelenn durumunu irde- leyen bıldın hazırladı. Bildiride, 12 Eylül darbesiyle başlatılan ve AKP hükümeti tarafından "ye- ni bir metin" haline getirilen düzenlemelerin üniversiteleri değışik görüntü ve kahplar ara- cıhğıyla sermayeye kullandırma girişimi olduğu vurgulandı. Bildiriye imza atan 20 üniver- sitenin öğretim üyeleri kendile- rinı "Bizler bilmek için emek vermiş, bildiklerinin ve bilme- nin sorumluluğunu. toplumla paylaşma ve toplumu ileriye götürme olarak gören, top- lumsal yaşantıdaki eşitsizlik- ler, sömürü, haksızhklar ve baskılar karşısında taraf olan, erkin istediğini değil gerçeği söyleyen, yazan ve paylaşan öğretim üyeleriyiz" sözlenyle ifade etti. "Susmak Sorumluluk Doğu- rur" isimli bildiride şu değerlen- dirmelere yer verildi: • 12 Eylül askeri darbesiyle başlatılan. 57. hükümet dönemin- de darbe kurumuYÖK'ün de kat- kılanyla hazırlanmış yasa tasla- ğıyla gelıştirilmek istenen, bugün de AKP hükümeti tarafından "yeni" bir metinle son şekli ve- rilmeye çalışılan, aslında üniver- sitelerimizi değişik görüntü ve İTÜ Senatosu'ndan yeni Yükseköğretik Yasa Tasarısı'na tepki: Akademik seviyeyi düşürür İstanbul Haber Servisi - İstanbul Tekruk Üni- versitesı(ÎTÜ) Senatosu yeni Yüksekögretim Ya- sa Tasansı'nı "kabul edilemez" olarak nitelen- dirdi. lTL T Senatosu tarafından yapılan yazıh açıklamada, tasannın, çağdaş üniversite kavra- mı ile bağdaşmadığı sağlıklı verilere dayanma- dığı belirtilerek. " Tasan, Türk vükseköğreti- minin geleceğine yol göstermediği gibi akade- mik seviyenin düşmesine yol açacaktır" denil- di. Senato taslağın, "üniversitelerin akademik özerkliğini ortadan kaldırmayı hedefledigini ve üniversiteleri siyasi otoriteye bağımlı hale getinneye çalıştığım" belirtti. Açıklamada, Bakanlar Kurulu'na sunulan tas- lağın gizlilik içinde hazırlanmasına tepki göste- rilerek özetle şu görüşlere yer verildi: "Gelişmiş ülkelerde bir yasanın hazırlan- ma süreci üç aşamadan oluşur. Birinci aşa- mada ilgili tüm taraflardan alınan görüşler- le oluşan taslak, ikinci aşamada uygulama- nın sonuçlarından sorumlu olacak ve uygu- layacak olan kişi ve kuruluşlara gönderilerek görüşleri değerlendirilir. Üçüncü aşamada ise, yasanın uzlaşma sağlanarak çıkarılma- sı için farklı görüşleri ortaya koyan kuruluş- lar bir araya getirilerek yasa taslağının so- nuçlandırılması gerekir. Değişimler bu doğ- rultu ışığında yapılmalıdır." kahplar aracılığıyla sermayeye kullandırma girişimidir. • Üniversitelerimizi değişik görüntü ve kahplar aracılığıyla sermayeye kullandırma girişim- leri, üniversiteyi üniversite yapan bütün unsurlanyla (öğretim ele- manlan. öğrenciler ve diğer emekçileri) birlikte durdunılma- hdır. • Eğitim bütün unsurlan ile kamusal bir alandır. Metalaştın- lamaz, piyasa koşullanna terk edilemez. Eğıtim-öğretim birey- sel faydayı değil, toplumsal ya- rarhlık doğrultusunda, gençlerin eşitlik, özgürlük, dayanışma bi- lincını ve yaratıcılığını geliştir- melidir. • Bilimsel bi lgi özel çıkar alan- lannın dışında olmalıdır Bilım kâr etmenin, para kazanmanm aracı olmamahdır. Üniversiteler genel bütçeden finanse edilmeli, mali kaynak arama, yaratmakla ilgili olmamahdır. • Üniversiteler mali, idari ve bilimsel özerkliğe sahip olmalı- dır. Mali, idan ve bilimsel özerk- lik fakülte ve enstitüler düzeyin- de ohnahdır. Bu düzeydeki yö- netim birimleri seçimle belirlen- melidir. Seçime ve yönetime fa- külte ve enstitülerin bütün unsur- lan katılabilmelidir. • Öğrenciler hiçbir katkı payı, harç, sınav ücreti ödemeden eği- tim-öğretimden parasız yararlan- mahdır. Üniversitelerin araştırma projeleri kendi bütçelerinden fi- nanse edilmelidir. *' Üniversiteler yalnızca fakül- te ve enstitüleri kapsamalıdır. Yüksekokullar, meslek yükseko- kullan ve açık öğretim üniversi- telerinin dışında ve meslek eğiti- mi ile sınırlandınlmış kuruluşlar olmalıdır. • Rektörlükler. üniversitenin birimleri arasında koordinasyon ve işbirliği ile görevli olmah ve üniversitenin bütün unsurlarının katıhmı ile seçilmelidir. Öğretim elemanlan tam gün çalışmah, bil- gıye ulaşmak, üretmek ve paylaş- mak için ek iş yapmak gereksimi- ni duymadan maddi koşullara (kütüphane. laboratuvar, kongre katıhmı) sahip olmahdırlar. • Araştırma görevliliği kuru- mu yeniden yapılandınlmahdır. Sözleşmelı personel statüsü kal- dınlmalıdır. GUNDEM MISTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada kokarsa" derler ya, işte öyle bir durum... Mayıs başından bu yana komisyonların çalışma- larını ızlerken iyimserolmakta zortandık ve hep, "ya- nılmayı diliyoruz ama" deyip gidişin gıdiş olmadığı- nı, yolsuzluğun böyle araştırılmayacağını vurguladık. Komisyon çahşmalannı anlatan yazılarda şu başhk- ları kullandık: Yolsuzluklan D-inleme Komisyonu! Yolsuzluk Sektörünün Gelişimi! Yolsuzlukları Anlatma Komisyonuna Sorular... Son iddialardan sonra bu üç başlığın devamına şu yakışıyor: Yolsuzlukları Anlama Komisyonu! Genel araştırma yapan komisyonun süresi geçen hafta dolmuştu. Raporunu Meclis Başkanı'na tes- lim etmesı gerekiyordu. Yolsuzluk lıstesi belliydi a- ma, yapanların lıstesi konusunda anlaşamıyorlardı. Işin ıçınden çıkamayınca da süre istediler. Ek süre dün doldu, yine tam listeyapılamadı. Alt komisyon- lar, haltlan tam olarak saptayamayınca, bu tür du- rumlarda başvurulan en kolay yöntemi seçtiler: "Toptancılık yapalım. O dönem adı geçen kim var- sa, hepsiniyazalım. Işin içınden çıkalım..." Bu yöntem yolsuzluk suçlusu değil, yolsuzluk kahramanı yaratır! Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, kayırmacıhğagıden pa- ranın Türkiye'nin iç-dış bütün borçlarına karşılık ge- lecek kadar büyük olduğunu bıliyoruz. Ancak bu- nunla mücadele etmek için kurulan komisyonun an- laşılan kendıne bile hayrı olmayacak... Ya da iddiaları dikkate almak gerekirse, olsa olsa bir tek kendıne hayrı olacak! Yeni komisyonlar kurulmalı! Izmit Su Projesi ve Yuvacık Barajı'nı araştıran ko- misyon ise görev süresinin dolduğu gün son top- lantısındaki gerginlikle adını duyurabildi. Bu kez ger- gınliğin içeriği ve dozu farklıydı. Yuvacık Barajı ola- yını araştırmak üzere Istanbul'a giden 4 kişilik alt ko- misyon üyelerinin otel paralarını İSKİ müteahhitleri ödemişti. Komisyonun CHP'li üyesı Ismail Özay, komisyon başkanı AKP'lı Muzaffer Baştopçu'yu topa tuttu: "Bizler onurtu insanlanz. Istanbul'daki otel para- lannıkimin ödeyeceğini sorduk, Meclis dediniz. öy- le değilmiş. Bu siyasi birgaftır..." Başkan Baştopçu bunun altında kalır mı: "Siz onurlusunuz da komisyonun öteki üyeleri onursuz mu? Sizi kımyorum!" Devam eden tartışmada özay'ın son sözleri şu ol- du: "Bizi peşkeş çektiniz... 110 milyon lira için değer mi?" Mustafa Özyürek'in yorumu ise komisyonun du- rumunu özetliyordu: "Komisyon başkanı yolsuzluk batağına saplan- mıştır. Bir an önce istifa etmelidir..." Kemal Kılıçdaroğlu da başkana güvenin kalma- dığını söyleyip üyelikten ayrıldı... Tartışmalar sürerken Baştopçu'nun Meclis'ten ay- rıca harcırah da aldığı ortaya çıktı, belgesi elden ele dolaştı. Olayın güzelliğine bakın: 1 - Bir TBMM heyeti yolsuzluk araştırması için Is- tanbul'a gidiyor. 2- Başkan, üyelereotel parası için garanti veriyor, "Bendensiniz" diyor. ödemenın Meclis tarafından yapılacağını söylüyor. 3- ödemenin İSKİ adına yapıldığı ortaya çıkıyor. 4- ISKİ'nin de faturayı kendisine çalışan bir mü- teahhide ödettiği anlaşılıyor. Bu durumda bizce yolsuzluğu araştıran komisyo- nun faalıyetlerini inceleme komisyonu kurulmalı. Bu komisyonun tarafsız bir bıçimde çalışmasını sağla- mak için onları gözleme komisyonu kurulmalı. Göz- leme komısyonunun taraf tutmaması için BM'den gözlemci getırilmeli. BM gözlemcılerınin faaliyetı Sayıştay denetimınde olmah... Böylece yerinde say-ıştay faaliyetlerı kesıntisiz sürmeli! ankcum@ttnet.net.tr Emniyette yeni atamalar • İSTANBL (AA) - İstanbul Emnıyet Müdür- lüğü'nde şubeler ve ılçelerden sorumlu emniyet müdür yardımcılan belirlenirken, şube ve ilçe emniyet müdürü ile müdür yardımcılan atama- lan da yapıldı. Yeni görev dağılımında 22 emni- yet müdür yardımcısının sorumlu olduğu şube ve ilçeler belirlenirken, 44 şube ve 32 ilçe emni- yet müdürlüklerine atamalar gerçekleştirildi. Göz doktorlarına ameliyat yolu • ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlığı, Ek- simer Laser Cerrahisi Uygulanacak Cerrahi Müdahale Binmleri Hakkında Tebliğ'de değişik- lik yaptı. Buna göre, eksimer laser cerrahisi uy- gulayacak hekimde aranan sertifika zorunluluğu kaldınldı; göz hastalıklan uzmanı olan bütün hekimler laser ile göz ameliyatı yapabilecek. MESELADEDIK ERDAL ATABEK Zamane Uzmanları (Sürüyor)... • Baştarafı Arka Sayfada 'Yazman', yazar da yazar... Yazman'. not defteri uzmanıdır Bildiği her şeyi not ettiği gibi, öğrendiklerini de not eder. Nele- ri yazdığım da yalnız kendisı bılir. Uzun uzun not al- ması çevrede merak uyandınr ama o ser verir, sır ver- mez, 'Neleri yazdığı, neleri yazmaya değer buldu- ğu?' sorulduğu zaman esrarlı bir gülümsemeyle so- rujTi geçiştirir. Az konuşması onu kısa zamanda 'es- rarengiz yazıcı uzman" konumuna getirir. Suskun- luğu ile her şeyde otorite durumuna gelmıştir ama o, bunun farkında değilmiş gibi davranır. Çevresindeki tartışmalann sonuçlanması için onun fikrine başvu- rulur ama 'yazman' gene net bir şey söylemez. So- ruyu ya 'düşüdürücü' sözüyle karşılar kı bu da çok felsefi bir suskunluğa yol açar ya da 'belki' diyerek her ^' '''?a açık kapı bırakır. 'Yazman' çok önem- li 'ır, deâeri ivi bilinmelidır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear