Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ
8
Istarbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Y 27 Sinop Y 26 Adana A 33
Edırne PB 30 Samsun Y 27
Kocaelı Y 28 Trabzon Y 27
Çanakkale PB 30 Giresun Y 27
Izrrilr  32 Ankara PB 30
Mansa
Aydın
_A 33 Eskişehir PB 29
A 35 Konya A 32
Denızli A 34 Sıvas A 30
Zonçuldak Y 24 Antalya A 35 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıirt
Hakkân
Van
A
A
A
A
A
A
A
32
39
40
40
39
32
39
A 27
Yurdun kuzey kesım-
ten parçalı bulırtlu Mar-
*nara nn doğusj. Kara-
deni2 Kıyılan ıle gece sa-
atlennde Trakya sağa-
nak ve gok gurutuİL sa-
ğanakyağışlı dığeryer-
lerazbulutluveaçıkge-
çecek Ha^a sıcaKİığı
Marmara ıle Batı Kara-
denız de bıraz azalacaK,
dığeryerterdeonemli bc
değışıkl k olmayacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
B
A
A
23
23
21
24
21
24
28
24
Münih A 23 Zunh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
A
PB
A
Y
A
Y
A
A
22
30
36
28
28
25
30
31
A 30 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahire
A
A
Y
A
A
Y
A
A
24
27
24
31
30
16
21
34
A 38
Açfc p a r
î
a l
' Sısl , Bulut L ı, Çok bulutıu p Yağmurlü ı Sulu < 3ok gürultûlü
G U N C E L CÜNEYT ARCAYLREK
• Baştarafı 1. Sayfada
de saygıyla diz çöken acfam: Türkiye Cumhuriye-
ti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan."
Star, bir gün önce (9 Temrnuz) fotoğrafı yayımlar-
ken Hikmetyar'ın yüzünü kapatarak, "Kimbuadam"
diye sordu.
Adamın kimliğini açıklayan (10 Temmuz) Ruşen
Çakır şu bilgileri verdi:
"Fotoğrafın 1985'te, Kasım'da, 1 Aralık gününde
çekilmiş olması gerekiyor. Çünkü Hikmetyar o tarih-
lerde Refah Partisi istanbul örgütünün davetlisi ola-
rak Istanbut'daydı. Davet sahibi, daha 31 yaşında
olan ve birkaç ay önce siyasi yasaklı Necmettin Er-
bakan 'ın talimatıyla Refah Partisi İstanbul ll Başkan-
lığı'na getihlen Tayyip Erdoğandı."
10 Temmuz, Star TV'nin ana haber bülteni. Star
muhabirinin AKP milletvekillerinden saptadığı tepki-
ler: Geçmişi kaşımayalım - Dün dündür bugün bu-
gün - Geçmişte böyle bir resim çektirmiş olabilir a-
ma bugün değişti.
Sendıka başkanları ve TİM Başkanı (öğleden son-
ra bir saat) gazeteyi henüz görmedik - Bakalım, in-
celeyelim görüşümüzü söylerız.
Sanayi Bakanı Ali Coşkun: Türkiye'nin böyle olay-
larla kaybedecek vakti yok!
İstanbul sokakları: (Kadın erkek genç yaşlı)- Re-
zalet - Kabul edilemez bir şey - Yakışmıyor - Fazla
bir şey söylemeye gerek yok, her şey fotoğrafta gö-
rülüyor.
Ankara sokakları: Sisterni, cumhuriyeti çökertmek
için yapılıyor - Daha çok böyle şeyler çıkar - Hisset-
tirmeden amaçları ıstıkametinde hareket ediyorlar-
Geçmişi deşmenin âlemi yok - Sözde memleketse-
ver bunlar - Oy verenler düşünsün - Hayret ettim,
böyle bir şey beklemiyordum bu adamdan - Bu ger-
çeklerı görünce neden konuşmadılar - Ne tür açık-
lama getirirse getirsin inandırıcı değil - Açıklama yap-
sın.
Star'ın ana haber spikeri Can Ataklı, Hikmetyar -
RTE muhabbetinı sergileyen fotoğrafla ilgili tepkıler
yayımlandıktan sonra kısa bir yorum yaparak:
"Medya yann -herzaman olduğu gibi- RTE'ye des-
tekçıkacak... RTE, ondan sonra belki konuşacak" de-
di.
Haklı çıktı. RTE iki gün bekledi. Etrafı kolaçan et-
ti. CHP'deki küçük bir hareket dışında siyasal alan-
da derin bir sessizlik. Medyada tık yok.
Avusturya'yagiderken; fotoğrafı "Biraile ortamın-
da yapılması olan (herhalde çekilmiş demek istiyor)
bu resim" diye kabullendi.
Dizi dibinde fotoğraf çektirdiği Hikmetyar' ı ve Hik-
metyar ile dostluğu, geziden döndükten sonra sa-
vunacak açıklamalar yapacağını söyledi.
Şimdiden anlaşılıyor ki, şeriatçı, dinci biryönetici,
sonradan terörıst olan Hikmetyar'ı -dün olduğu gi-
bi- yarın da göklere çıkaracak!
• • •
11 Temmuz. Laikliğe, çağdaşlığa ne kadar özenir-
se özensin, değiştiğini sabah akşam istedıği kadar
yinelesin... "Putlan devirmek üzere fıktidara) gele-
ceklehni" ve daha nice nice yaveleri ıçeren geçmişi
RTE'yi bırakmıyor. Geçmiş bütün çıplaklığıyla RTE'yi
kovalıyor.
Geçmişinin karıştırılmasını istemıyorama...
• • •
İki örnek (1)- Pişmanlık Yasası'nı yorumlayan ün-
lü hukukçu Turgırt Kazan' a göre: "Bu yasa, birafya-
sası ve öyle sanıldığı gibi dar kapsamlı değil. Kamu-
oyunun zannettiği gibiyalnızca PKK'lileri değil, içer-
deki-dışandaki Hizbullahçılan da kapsıyor. Acaba asıl
amaç Hizbullahçılan affetmek mi? PKKişin bahane-
si mi?"
(2)- Prof. Tahir Balcı - Adana: "AKP'nin hedefı
üniversitelerin tümünü şeriatın üssü yapmaktır."
Fotoğraf, RTE'nin dünü. Bugününü aydınlatıyor.
Bir kişi ağır yaralı
PKK-KADEK
köy bastı: 4 ölü
DIYARBAKIR /
TUNCELİ (Cumhuri-
yet) - Bıngöl'de bir mez-
raya baskın düzenleyen
bir grup PKK-KA-
DEK'li terörist. dört
yurttaşı öldürdü. bir ki-
şiyi de ağır yaraladı.
Şırnak'ın Kumçatı bel-
desinde yurttaşlann
üzerine otomatik silah-
larla ateş açıldı. Bir kı-
şinin öldüğü saldınyla
ilgili üç konıcu da gö-
zaltına alındı. Tunceli
Valisı Ali Cafer Ak-
yüz'e saldınyı gerçek-
leştirenlerden biri oldu-
ğu öne sürülen KA-
DEK'li Kahraman
Giivenç yakalandı.
Bingörün Genç ilçe-
sine bağlı Yumaklı kö-
yü Yeniköy mezrasında
önceki gece saat 21.00
sıralannda gelen bir
grup PKK-KADEK'li
terörist, mezradaki de-
ğişik evlerden erkekleri
toplayarak köyün dışına
götürdü. Burada köylü-
leri sıraya dızen terörist-
ler; Gıyasettin Üzmen,
Hacı Kaya, Ahmet
Acar ve oğlu Erdal
Acar'ı otomatik silah-
larla ateş ederek öldür-
dü. Teröristlerin ateşi
sonucunda Mahmut
Kaya adlı yurttaş da
ağır yaralandı. Terörist-
ler olay yerinden kaçar-
ken bölgede geniş çaplı
operasyon başlarıldı.
Bir saldın olayı da
Şırnak'ta yaşandı. Ön-
ceki gece DEHAP
Kumçatı Belde Başkanı
Abid Durak ve 20 ya-
kını tarlada çalışırken
gece saat 01.00 sırala-
nnda sılahlı saldınya
uğradılar. Saldında ya-
ralanan Halit Coşkun.
olay yerinde yaşamını
yitirdı. Kumçatı Jandar-
ma Karakol Komutanlı-
ğı, araştırmalar sonu-
cunda saldınyı yaptığı
öne sürülen Ahmet De-
mir, Abdullah Demir
ve Ahmet Demir adın-
daki 3 korucuyu gözal-
tına aldı. Abıd Durak,
saldınnın planlı olduğu-
nu savundu. DEHAP
Şırnak İl Başkanı Resul
Sadak, "Kumçatı bel-
desinde örgütlennıe
çalışması yaptığımız
sırada tehditlere ma-
ruz kaüyorduk" dedi.
Tunceli'de Pülümür
ılçesi Balpayam köyü
kırsalında "Tito Ke-
mal" kod adlı Kahra-
man Güvenç adlı terö-
rist yakalandı. Bir adet
uzun namlulu Kalaşni-
kof marka sılah ile 3
adet şarjör ve 2 adet el
bombası ile geçinldi.
'Taslak laikliğe aykırı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Milli Eğitım
Komisyonu üyesi CHP'li Mus-
tafa Gazalcı. YÖK taslağının
hukuka, laikliğe, öğremmbirli-
ğine ve üniversite özerkliğine
aykın olduğunu belirterek "Bu
taslakla varılan bütün kadro-
lar 'boş olmaktadır. Bu, üni-
versite tarihimizde görülme-
miş bir keyfılik ve kıyım ola-
caktır" dedi.
Yazıh bir açıklama yapan Ga-
zalcı, yüksekögretim konulu bir
milli eğitim şûrası toplanması-
nı isterken "Büyük bir gizlilik
içinde hazırlanan taslak orta-
ya çıkınca görüldü ki,
AKP'nin partizan ve dinsel
görüşlerini üniversitelere taşı-
mak, kimi üniversitelerin laik
ve Atatürkçü kadrolarından
kurrulmak amaçlanmakta-
dır" dedi.
ODTÜ Öğretim Cyeleri Der-
neği de, yasanın birçok madde-
sinin tartışmalı olduğunu bildir-
di. Dernek tarafından yapılan
yazıh açıklamada şu unsurlara
yer verildi:
• YÖK'ün bileşiminde Ba-
kanlar Kurulu'nca atanacak
üyelenn sayısının ve oranının
arttınlmış olması, üniversite
sistemini hükümet siyasetleri-
ne açık hale getirecektir.
• Üniversitelerde büyük bir
oranda seçimle ışbaşına gelmiş
yönetim kadrolannın görevle-
rinin sona erdinlmesi ve bu gö-
revlerin geçici olarak da olsa
MEB tarafından oluşrurulacak
7 kişilik bir kurula verilmesi,
üniversite özerkliğı açısından
son derece sakıncalı olup üni-
versitelerde yeni bir huzursuz-
luk ve gerginlik kaynağı oluştu-
racaktır.
CDP Genel Başkam Yekta
Güngör Özden de yaptığı ya-
zıh açıklamada. YÖK tasansı-
nın "1960 devrimini gerekti-
ren olaylan anımsatan, ikti-
dann sakıncalı anlayışımn bir
ürünü" olduğunu belirterek
şunlan kaydetti: "Hukukun te-
mel ilkeleri dışianmıştır. Ata-
türkçü yöneticilerin uzaklaş-
tınlması için görevlerinin so-
na erdirilmesi öngörülmüş-
rür. Türban adıyla yaygınlaş-
tınlmak istenen, siyasal sim-
ge durumuna getirilip inanç
sömürüsünün ayrılıkların
aracı kılınan sıkmabaşa yol
açmak için Anayasa Mahke-
mesi kararlan, ilgili Danıştay
kararlan göz ardı edilmekte-
dir. Silahh Kuv-vetler'e ve üni-
versitelere kabada>ılıkla kar-
şıtlık gösterileri rejime yöne-
lik saldırılardır.*1
Üniversite köktendinci yuvası olmaz• Baştarafı 1. Sayfada
DerneğF'nin toplantısına katı-
lan Güriiz, burada gazetecılerin
sorulannı yanıtlarken "Yeni
YÖK taslağının çağdaş üniver-
site sistemi açısından hiçbir tu-
tarlılığı yoktur, dünyada böyle
bir yönetim sistemi yoktur" di-
ye konuştu.
Türkiye'nin hukuk, siyaset ve
güvenlik alanlannda ve daha pek
çok konuda uluslararası planda
eleştiriler aldığını anlatan Gürüz.
Türk üniversitelerine ise bugüne
kadar en küçük bir eleştiri bile
gelmediğini söyledi. Böyle bir
durumda üniversite sisteminin
değiştirilmesinin kimseye anlatı-
ÇELİK YİNE
TÜRBANISAVUNDU
ANK.\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitim Baka-
nı Hüseyin Çelik, yine türban
ve imam hatip liselerini sa-
vundu. "Bazıları kafalarına
türban takıyor, bazıları da
| kafayı türbana takanlara
• takıyor" diyen Çelik, imam
hatip lisesi mezunlannın mes-
lek liseliler arasmda en küçük
\ parçayı oluşturduğunu söyle-
i di. Çelik, karıldığı bir televiz-
î yon programında YÖK tasla-
, ğının üniversitelerde kaos ya-
' rahnasının ve tasfıyenin söz
konusu olmadığını ileri sür-
dü. Çelik, taslağın yasalaşma-
sıyla üniversitelerin demok-
! ratikleşeceğini savladı.
lamayacağını ıfade eden Gürüz,
"Türk üniversiteleri uluslara-
rası alanda son derecede başa-
rılıdır, A\Tupa üniversite siste-
minin seçkin. saygın ve mümtaz
bir üyesidir" diye konuştu.
AKP'nin "özgürlük ve özerk-
lik" adı altında türban ve imam
hatip liselilere üniversitelerde öz-
gürlük vermek istediğini de anla-
tan Gürüz, sözlenni şöyle sürdür-
dü: "Bizden açıkça bu iki konu-
da esnek davranmamız isten-
mektedir. Anayasa Mahkeme-
si. dini sembol sayılacak kıya-
fetlerle üniversitelere girilme-
sini yasaklamıştır ve bunun.
anayasanın değiştirilmesi tek-
lif edilemeyecek hükümlerine
aykın olduğuna karar vermiş-
tir. Bu hükmü beğenmevebilir-
siniz. Ama değiştirmeye çalış-
mak.anayasaya aykırıdır; ana-
yasanın değiştirilemeyecek hü-
kümlerine karşı çıkmaktır. Bu
konuda esnek davranmamız
mümkün değildir, bu. laik cum-
huriyerin sonu olur. Virgülüne
bile dokunulmasını istemediği-
miz konu budur. Bu taslağın
çağdaş üniversite sistemi açı-
sından hiçbir tutarlılığı yoktur,
dünyada böyle bir yönetim sis-
temi yoktur?'
Gürüz'ün erken aymlmasının
ardından genel kurul, Başkanve-
YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz. "Yeni YÖk taslağının çağdaş üni-
versite sistemi açısından hiçbir tutarlılığı yoktur" dedi. (AA)
kılı Bener Cordan başkanlığın-
da sürdü. YÖK Genel Kurulu top-
lantısmın ardından yayımlanan
bildiride, üniversitelerin cumhu-
riyetın en büyük eserlen olduğu
kaydedilirken hazırlanacak yasa-
nın 1.5 miryon öğrencınin yaşa-
mını doğrudan etkileyeceği \iır-
gulandı.
AKP'nin tavrı net değil
Cordan, toplantının ardından
yaptığı açıklamada, taslağın ka-
muovuna açık olarak hazırlanma-
sı ge'rektiğini bildirdi. "YÖK'ün
bu konudaki görüşü açıktır"
diyen Cordan şu görüşlen dile ge-
tırdi: "Ünrversitelerarası Kurul
konuyu değerlendirmek üzere
İstanbuPda toplandı. Genel ku-
rulda ÜAK'den çıkan sonuç da
ele alındı. Taslak açıklanıncaya
kadar bekleyeceğiz."
Cordan, AKP'nin net bir tavır
içerisinde olmadığına da işaret
ederek şunlan söyledi: "Net bir
tavır ortaya çıkınca biz de ona
göre tavır alacağız, bu başkası-
nın tavnna göre tavır almak de-
ğil. Y ükseköğretim ile ilgili bir
kanun hazırlanırken yükse-
köğretimin bütünlüğü içerisin-
de bu sürecin içinde ve sahibi
olmamızın gerektiğinin altını
çiziyoruz. Bu sadece kurumsal
olarak bizlerin değil, bugün
okuyan 1.5 milyon öğrencimiz
ve Türkiye'nin geleceği ile ilgi-
li çok önemli yasadır. Çünkü
biz üniversitelerimizi, cumhu-
rivetin en büyük eserleri ola-
rak kabul edivoruz."
20 üniversitenin öğretim üyeleri, YÖK ve üniversitelerin durumunu irdeleyen bildiri yayımladı
Susmak sorıuıılıılıılv doğurur
MUSTAFA ÇAKIR
ANKAR.\ - Tıp fakültelerin-
de görev yapan öğretim üyeleri-
nin ağırlıkta olduğu profesör,
doçent, yardımcı doçent. araştır-
ma görevlisi ve öğretim görevli-
lerinden oluşan 98 kişi, YÖK ile
üniversitelenn durumunu irde-
leyen bıldın hazırladı. Bildiride,
12 Eylül darbesiyle başlatılan ve
AKP hükümeti tarafından "ye-
ni bir metin" haline getirilen
düzenlemelerin üniversiteleri
değışik görüntü ve kahplar ara-
cıhğıyla sermayeye kullandırma
girişimi olduğu vurgulandı.
Bildiriye imza atan 20 üniver-
sitenin öğretim üyeleri kendile-
rinı "Bizler bilmek için emek
vermiş, bildiklerinin ve bilme-
nin sorumluluğunu. toplumla
paylaşma ve toplumu ileriye
götürme olarak gören, top-
lumsal yaşantıdaki eşitsizlik-
ler, sömürü, haksızhklar ve
baskılar karşısında taraf olan,
erkin istediğini değil gerçeği
söyleyen, yazan ve paylaşan
öğretim üyeleriyiz" sözlenyle
ifade etti.
"Susmak Sorumluluk Doğu-
rur" isimli bildiride şu değerlen-
dirmelere yer verildi:
• 12 Eylül askeri darbesiyle
başlatılan. 57. hükümet dönemin-
de darbe kurumuYÖK'ün de kat-
kılanyla hazırlanmış yasa tasla-
ğıyla gelıştirilmek istenen, bugün
de AKP hükümeti tarafından
"yeni" bir metinle son şekli ve-
rilmeye çalışılan, aslında üniver-
sitelerimizi değişik görüntü ve
İTÜ Senatosu'ndan yeni Yükseköğretik Yasa Tasarısı'na tepki:
Akademik seviyeyi düşürür
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Tekruk Üni-
versitesı(ÎTÜ) Senatosu yeni Yüksekögretim Ya-
sa Tasansı'nı "kabul edilemez" olarak nitelen-
dirdi. lTL
T
Senatosu tarafından yapılan yazıh
açıklamada, tasannın, çağdaş üniversite kavra-
mı ile bağdaşmadığı sağlıklı verilere dayanma-
dığı belirtilerek. " Tasan, Türk vükseköğreti-
minin geleceğine yol göstermediği gibi akade-
mik seviyenin düşmesine yol açacaktır" denil-
di. Senato taslağın, "üniversitelerin akademik
özerkliğini ortadan kaldırmayı hedefledigini
ve üniversiteleri siyasi otoriteye bağımlı hale
getinneye çalıştığım" belirtti.
Açıklamada, Bakanlar Kurulu'na sunulan tas-
lağın gizlilik içinde hazırlanmasına tepki göste-
rilerek özetle şu görüşlere yer verildi:
"Gelişmiş ülkelerde bir yasanın hazırlan-
ma süreci üç aşamadan oluşur. Birinci aşa-
mada ilgili tüm taraflardan alınan görüşler-
le oluşan taslak, ikinci aşamada uygulama-
nın sonuçlarından sorumlu olacak ve uygu-
layacak olan kişi ve kuruluşlara gönderilerek
görüşleri değerlendirilir. Üçüncü aşamada
ise, yasanın uzlaşma sağlanarak çıkarılma-
sı için farklı görüşleri ortaya koyan kuruluş-
lar bir araya getirilerek yasa taslağının so-
nuçlandırılması gerekir. Değişimler bu doğ-
rultu ışığında yapılmalıdır."
kahplar aracılığıyla sermayeye
kullandırma girişimidir.
• Üniversitelerimizi değişik
görüntü ve kahplar aracılığıyla
sermayeye kullandırma girişim-
leri, üniversiteyi üniversite yapan
bütün unsurlanyla (öğretim ele-
manlan. öğrenciler ve diğer
emekçileri) birlikte durdunılma-
hdır.
• Eğitim bütün unsurlan ile
kamusal bir alandır. Metalaştın-
lamaz, piyasa koşullanna terk
edilemez. Eğıtim-öğretim birey-
sel faydayı değil, toplumsal ya-
rarhlık doğrultusunda, gençlerin
eşitlik, özgürlük, dayanışma bi-
lincını ve yaratıcılığını geliştir-
melidir.
• Bilimsel bi lgi özel çıkar alan-
lannın dışında olmalıdır Bilım
kâr etmenin, para kazanmanm
aracı olmamahdır. Üniversiteler
genel bütçeden finanse edilmeli,
mali kaynak arama, yaratmakla
ilgili olmamahdır.
• Üniversiteler mali, idari ve
bilimsel özerkliğe sahip olmalı-
dır. Mali, idan ve bilimsel özerk-
lik fakülte ve enstitüler düzeyin-
de ohnahdır. Bu düzeydeki yö-
netim birimleri seçimle belirlen-
melidir. Seçime ve yönetime fa-
külte ve enstitülerin bütün unsur-
lan katılabilmelidir.
• Öğrenciler hiçbir katkı payı,
harç, sınav ücreti ödemeden eği-
tim-öğretimden parasız yararlan-
mahdır. Üniversitelerin araştırma
projeleri kendi bütçelerinden fi-
nanse edilmelidir.
*' Üniversiteler yalnızca fakül-
te ve enstitüleri kapsamalıdır.
Yüksekokullar, meslek yükseko-
kullan ve açık öğretim üniversi-
telerinin dışında ve meslek eğiti-
mi ile sınırlandınlmış kuruluşlar
olmalıdır.
• Rektörlükler. üniversitenin
birimleri arasında koordinasyon
ve işbirliği ile görevli olmah ve
üniversitenin bütün unsurlarının
katıhmı ile seçilmelidir. Öğretim
elemanlan tam gün çalışmah, bil-
gıye ulaşmak, üretmek ve paylaş-
mak için ek iş yapmak gereksimi-
ni duymadan maddi koşullara
(kütüphane. laboratuvar, kongre
katıhmı) sahip olmahdırlar.
• Araştırma görevliliği kuru-
mu yeniden yapılandınlmahdır.
Sözleşmelı personel statüsü kal-
dınlmalıdır.
GUNDEM MISTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
kokarsa" derler ya, işte öyle bir durum...
Mayıs başından bu yana komisyonların çalışma-
larını ızlerken iyimserolmakta zortandık ve hep, "ya-
nılmayı diliyoruz ama" deyip gidişin gıdiş olmadığı-
nı, yolsuzluğun böyle araştırılmayacağını vurguladık.
Komisyon çahşmalannı anlatan yazılarda şu başhk-
ları kullandık:
Yolsuzluklan D-inleme Komisyonu!
Yolsuzluk Sektörünün Gelişimi!
Yolsuzlukları Anlatma Komisyonuna Sorular...
Son iddialardan sonra bu üç başlığın devamına
şu yakışıyor:
Yolsuzlukları Anlama Komisyonu!
Genel araştırma yapan komisyonun süresi geçen
hafta dolmuştu. Raporunu Meclis Başkanı'na tes-
lim etmesı gerekiyordu. Yolsuzluk lıstesi belliydi a-
ma, yapanların lıstesi konusunda anlaşamıyorlardı.
Işin ıçınden çıkamayınca da süre istediler. Ek süre
dün doldu, yine tam listeyapılamadı. Alt komisyon-
lar, haltlan tam olarak saptayamayınca, bu tür du-
rumlarda başvurulan en kolay yöntemi seçtiler:
"Toptancılık yapalım. O dönem adı geçen kim var-
sa, hepsiniyazalım. Işin içınden çıkalım..."
Bu yöntem yolsuzluk suçlusu değil, yolsuzluk
kahramanı yaratır!
Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, kayırmacıhğagıden pa-
ranın Türkiye'nin iç-dış bütün borçlarına karşılık ge-
lecek kadar büyük olduğunu bıliyoruz. Ancak bu-
nunla mücadele etmek için kurulan komisyonun an-
laşılan kendıne bile hayrı olmayacak...
Ya da iddiaları dikkate almak gerekirse, olsa olsa
bir tek kendıne hayrı olacak!
Yeni komisyonlar kurulmalı!
Izmit Su Projesi ve Yuvacık Barajı'nı araştıran ko-
misyon ise görev süresinin dolduğu gün son top-
lantısındaki gerginlikle adını duyurabildi. Bu kez ger-
gınliğin içeriği ve dozu farklıydı. Yuvacık Barajı ola-
yını araştırmak üzere Istanbul'a giden 4 kişilik alt ko-
misyon üyelerinin otel paralarını İSKİ müteahhitleri
ödemişti.
Komisyonun CHP'li üyesı Ismail Özay, komisyon
başkanı AKP'lı Muzaffer Baştopçu'yu topa tuttu:
"Bizler onurtu insanlanz. Istanbul'daki otel para-
lannıkimin ödeyeceğini sorduk, Meclis dediniz. öy-
le değilmiş. Bu siyasi birgaftır..."
Başkan Baştopçu bunun altında kalır mı:
"Siz onurlusunuz da komisyonun öteki üyeleri
onursuz mu? Sizi kımyorum!"
Devam eden tartışmada özay'ın son sözleri şu ol-
du:
"Bizi peşkeş çektiniz... 110 milyon lira için değer
mi?"
Mustafa Özyürek'in yorumu ise komisyonun du-
rumunu özetliyordu:
"Komisyon başkanı yolsuzluk batağına saplan-
mıştır. Bir an önce istifa etmelidir..."
Kemal Kılıçdaroğlu da başkana güvenin kalma-
dığını söyleyip üyelikten ayrıldı...
Tartışmalar sürerken Baştopçu'nun Meclis'ten ay-
rıca harcırah da aldığı ortaya çıktı, belgesi elden ele
dolaştı. Olayın güzelliğine bakın:
1 - Bir TBMM heyeti yolsuzluk araştırması için Is-
tanbul'a gidiyor.
2- Başkan, üyelereotel parası için garanti veriyor,
"Bendensiniz" diyor. ödemenın Meclis tarafından
yapılacağını söylüyor.
3- ödemenin İSKİ adına yapıldığı ortaya çıkıyor.
4- ISKİ'nin de faturayı kendisine çalışan bir mü-
teahhide ödettiği anlaşılıyor.
Bu durumda bizce yolsuzluğu araştıran komisyo-
nun faalıyetlerini inceleme komisyonu kurulmalı. Bu
komisyonun tarafsız bir bıçimde çalışmasını sağla-
mak için onları gözleme komisyonu kurulmalı. Göz-
leme komısyonunun taraf tutmaması için BM'den
gözlemci getırilmeli. BM gözlemcılerınin faaliyetı
Sayıştay denetimınde olmah...
Böylece yerinde say-ıştay faaliyetlerı kesıntisiz
sürmeli!
ankcum@ttnet.net.tr
Emniyette yeni atamalar
• İSTANBL (AA) - İstanbul Emnıyet Müdür-
lüğü'nde şubeler ve ılçelerden sorumlu emniyet
müdür yardımcılan belirlenirken, şube ve ilçe
emniyet müdürü ile müdür yardımcılan atama-
lan da yapıldı. Yeni görev dağılımında 22 emni-
yet müdür yardımcısının sorumlu olduğu şube
ve ilçeler belirlenirken, 44 şube ve 32 ilçe emni-
yet müdürlüklerine atamalar gerçekleştirildi.
Göz doktorlarına ameliyat yolu
• ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlığı, Ek-
simer Laser Cerrahisi Uygulanacak Cerrahi
Müdahale Binmleri Hakkında Tebliğ'de değişik-
lik yaptı. Buna göre, eksimer laser cerrahisi uy-
gulayacak hekimde aranan sertifika zorunluluğu
kaldınldı; göz hastalıklan uzmanı olan bütün
hekimler laser ile göz ameliyatı yapabilecek.
MESELADEDIK ERDAL ATABEK
Zamane Uzmanları
(Sürüyor)...
• Baştarafı Arka Sayfada
'Yazman', yazar da yazar...
Yazman'. not defteri uzmanıdır Bildiği her şeyi
not ettiği gibi, öğrendiklerini de not eder. Nele-
ri yazdığım da yalnız kendisı bılir. Uzun uzun not al-
ması çevrede merak uyandınr ama o ser verir, sır ver-
mez, 'Neleri yazdığı, neleri yazmaya değer buldu-
ğu?' sorulduğu zaman esrarlı bir gülümsemeyle so-
rujTi geçiştirir. Az konuşması onu kısa zamanda 'es-
rarengiz yazıcı uzman" konumuna getirir. Suskun-
luğu ile her şeyde otorite durumuna gelmıştir ama o,
bunun farkında değilmiş gibi davranır. Çevresindeki
tartışmalann sonuçlanması için onun fikrine başvu-
rulur ama 'yazman' gene net bir şey söylemez. So-
ruyu ya 'düşüdürücü' sözüyle karşılar kı bu da çok
felsefi bir suskunluğa yol açar ya da 'belki' diyerek
her ^' '''?a açık kapı bırakır. 'Yazman' çok önem-
li 'ır, deâeri ivi bilinmelidır.