25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2003 CUMA 6 HABERLER GelecekipotekaltındaYurttaş ormanların korunmasını istiyor. DoğalHayatı Koruma Vakfi, 'nın TürJüye ayağı anayasanın ormanlardan rant elde etmek isteyen bir azınlığı mutlu etmek için değiştirilmek istendiğini düşünüyor SERDARKIZIK ÎZMİR - Dünya Doğayı Koruma Vakfi (WWF) tarafindan yapılan bir araştırmaya göre Türkler ormanlarda daha fazla korunan alan ıstiyor. 12 A\Tupa ülkesinde yapılan bir araştır- maya göre Türk toplumunun yüzde 98'ı ormanlann ıyi korunmasının önemlı olduğuna inanıyor ve yüzde 96'sı daha fazla milli park ve eşdeğer korunan alanlann olması gerektiğıru düşünüyor. Araşhrma sonuçlanna göre orman- lann iyi korunması konusunda Av- rupa ortalaması yüzde 93. Bu konu- da Türkiye, Çek Cumhuriyeti'nden (yüzde 99) sonra geliyor ve Yunanis- tan'la birlikte ikinci sırada yer alıyor. İnsanlar duyarlı Türk insanı, korunan alanlarda eğit- sel ve bilimsel çalışmalara yüzde 85, rekreasyonel faaliyetlere yüzde 77, sürdüriilebilirturizrne yüzde 83, mey- ve, mantar, vs. toplanmasına yüzde 67 oranında destek veriyor. Yüzde 33 oranla üışaat, yüzde 8 oranla avlan- ma, yüzde 5 oranla ağaç kesimi gibi angınlann bir bölümü kazalardan meydana geliyor, diğeri ise kasıtlı olarak çıkanlıyor. Bu durumda asıl sorumlu insan. Yanan ve yakılan hazinelerimiz bir süre sonra, bugün AKP'nin gözünü diktiği "bozuk orman arazileri"ne dönüşüyor. Teknik deyimiyle 2-B alanlan oluyor. Böylece kaçak semtler ve şehirler yaratılarak yakılan, yok edilen orman alanlan rantçılara yeni çıkarlar sağlıyor. çalışmalan reddeden Türk insanı, bu konuda Avrupa toplumlan arasında ilk sırada yer alıyor. WWF Türkiye Doğal Hayau Koru- ma Vakfı Çevre Koruma Bölüm Baş- kanı Ahmet Birsel bu verilere karşın iş bitirici AKP iktidannın orman ara- zilerine elini atmasının ardından şu uyarıyı yaptı: *Son zamanlarda gündeme getiri- len anayasa değişiklikleri, yabuzca or- manlardan rant ekk etme hevesinde olan bir azınlığı memnun etmeye yö- neBk. Böylesine önemli bir konuda karar vermeden önce, genel tophım- saleğihmleri\eügilitaraflarınyakla- şımlannı görmezlikten gelmek, Tür- kiye ormanlannm geleceğini ipotek alüna alacakür." Bu uyanlara karşın AKP. Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'ın veto ettiği orman alanlanyla ilgili yasal düzenlemeyi yeniden Meclıs'te ele aldı. Bu arada geçen pazartesi Mar- maris ve Bodrum'da başlayan ve 700 hektarda etirili olan yangınlarda ilk saptamalara göre 350 hektar orman kül oldu. Doğa ve insanın yüzyıllık çabasıy- la yaratılan ormanlar iki günde tü- kendi. Bu sayı son 5 yılın ikinci bü- yük kaybı. Tablo acı Ege'de hemen hemen her yaz or- manlarda yangın çıkıyor. Yıllara göre ortaya çıkan tablo hektar ba- zında şöyle: • 1996 Gökova Körfezi. Çamlı mevkii, TDT tesisleri yakını, 7 bin • 1997 Hisarönü 401 • 1998 Marmaris 306 (14 yangın) • 1999 Kovanlık 107 • 2000 Marmaris 37 (15 yangın) • 2001 Marmaris 159(10yangın) • 2002 Marmaris Çetibeli 1333 • 2002 Bodrum Torba 209 Yangınlann bir bölümü kazalardan meydana geliyor, diğeri ise kasıtlı olarak çıkanhyor. Görülüyor ki çok değerli varlıklanmız, ağır darbeler yemiş. Bu durumda asıl sorumlu in- san. Yanan ve yakılan hazinelerimiz bir süre sonra, bugün AKP'nin görü- zunü diktiği "bozuk orman arazOe- ri"ne dönüşüyor. Teknik deyimiyle 2-B alanlan oluyor. Daha sonra ço- ğunluğu, Maliye Bakanı KemalUna- krtan gibi "uyanık" milli görüş kad- rolannın eline geçiyor. Sonra da ka- çak semtler ve şehirler yaratılıyor. Sonuç olarak bugün Meclis'te yapıl- maya çahşıldığı gibi, gündeme geti- rilen yasal(!) düzenlemelerle yakı- lan, yok edilen orman alanlan rant- çılara yenı çıkarlar sağlıyor. Son yangınlara bu açıdan bakıldı- ğında çeşitli soru işaretleri doğuyor. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'nün yangınlann çıkmasının hemen ardın- dan yaptığı açıklama doğrusu çok dikkat çekici. Yeni 2B ler mi geliyor? Diğer yangınlann çıkış gerekçele- ri konusunda "Henüz araşünyoruz; incefiyoruz, birsonuç yok" dıyenler bu kez yangınlar başladıktan 3-5 saat sonra alelacele "Marmaris'teki yan- gın elekrrik tellerinden. Bodrum'da- ki de çöphlkten çıktT dedıler. Doğal olarak kamuovunda bir kuşku doğdu. Nitekım dün f EDAŞ bölge yetkilile- rinın araştırmalar sonucu a YangınJa- ruı elekrrik nakil hatlanyla bir ilgisi yok" açıklaması kuşkulan pekıştirdi. Acaba yangınlarla yenı 2-B alan- lan mi yaratıldı? AKP'nin orman alarüannı kapatan iş bitirici kadrola- nna ve Meclis'tekı milletvekıllerıne duyurulur... Orman Mühendisleri Odası Rastlaııtı değil ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık Marmaris ve Bodrum'da meydana gelen yangınlann rastlantı olmadığını söyledi. 2-B'de miladın 1981 olduğunu, ancak AKP hükümetinin bunu 2000'lere çekmek istendiğini belirten Sönmezışık. "O zaman bu yanan yerler de saülır" dedi. Sönmezışık, Muğla'nın Marmaris ve Bodrum ilçelennde çıkan orman yangınlannın 2-B satışına ve SÎT alanlannın daraltılmasına zemin hazırlığı olduğunu savundu. Bakanlıklann zoraki birleşmesi ve AKP'nin kadrolaşması sonucu Çe\Te ve Orman Bakanlığı ile birlikte yereldeki bürokratlann yangınlara hazırlıksız yakalandıklannı belirten Sönmezışık, "Karayolları ile orman içinden geçen enerji nakil hatlannın guzergâhlannı yıllardır temizletemediler. Devletin kurumlan topu birbhierinin üzerine atarken, yangınlara yoJ açryorlar. Yangınlar devlet enyle çıkanhyor" diye konuştu. Sönmezışık "Bu yangınlar rastlantı değiL SİT'in geri çekilmesi planh bir olay. StT'in geri çekilmesi ile yanguüann başlaması düşündürücü" dedi. Orman alanlan daralıyor Ağaçlara acımıyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Orman alanlannın daraltılmasına ilişkin yasa tasansı: TBMM Tanm, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nun basma kapalı oturumunda kabul edildi. Tasan, kızılağaç ve aşılı kestaneliklerin orman alanı dışına çıkanlmasını. aynca özel mülkiyete ait 3 hektardan büyük alanlardaki sınırlamalann kaldınlmasmı öngörüyor. Kaçak yapılaşma nedeniyle orman niteliğini yitiren arazilerin satışıyla ilgili anayasa değişikliğini, gelecek hafta genel kurulda yeniden görüştürmeye hazırlanan iktidar, diğer yandan orman alanlannın sınırlandınhnasıyla ilgili tasanyı komisyondan geçirdi. TBMM Tanm, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nun AKP'li Başkanı hyas Arslan. tarnşmalann kamuoyuna yansımaması ve düzenlemenin hızla çıkanlması için tasannın görüşüldüğü toplantıyı bastna kapalı olarak sürdürdü. Tasan, kızılağaçlıklar ile aşılı kestaneliklerin orman sayılamayacağı hükmünü getirirken, bu alanlar orman dışına çıkanlıyor. Buna göre, orman sınırlan içinde ve bitişiğinde, tapulu yerler, orman sınırlan dışmda her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan kızılağaçlıklar ile aşılı kestanelikler orman sayılmayacak. 250 hektar kül oldu Marmaristeki orman yangmı tamamen kontrol altma ahndı. Muğla Orman Bölge Müdür Yardımcısı Recep Demird, sön- diirme ve soğutma çahşmalannın devam ertiğini bikfirdi. Yan- gm alanının ölçüm çahşnıalanna da başbndığını befirten De- mirel, "Kesin olmamakla birlikte, yanan alanın 250 hektann altında olduğunu tahmin ediyoruz" dedi. (AA) YQŞÛ,yangın veçaresizlik L BANUAVAR MARMARİS - Orhaniye Keçibükü'ne yıllardır gelirim. Bu yıl da tatilimi geçirmek üzere koya geldim. Bir teknenin içinden sahile doğru olanca yeşilliğe teşekkür ederek bakarken çalılıklardan yükselen beyaz dumanı fark edip önce telsizle Martı Marina'yı aradım ve yangın ihban yaptım. Sonra iskeleye atladım ve deli gibi bağırarak yakındaki motel, tekneler ve turistlerden yardım istedim. Bu olay 16.00 sulannda oldu. Ve 10 dakika içinde 50 kişi denizle orman arasında zincir oluşturarak kovalarla yangının bir bölümünü söndürüldü. 15-20 dakika içinde jandarma olay yerindeydi. Kozalaklar füze gibi Bu arada 1 saat geçmişti. Ve yorgunluktan bitap insanlar umutsuz gözlerle ilerleyen yangına bakarak küçücük kovalan boşaltmayı sürdürdü. Ne itfaiye geldi ne de arazözler, ne bir helikopter. Değirmenyanı Itfaiyesi sadece 10 dakika mesafedeydi ve bir türlü gelemiyordu. Arada kovayı kenara atıp itfaiyeyi anyor, jandarmayla giderek şiddetlenen rüzgânn etkisiyle yolu aşarak karşıya geçebilme tehlikesi olan yangını tek bir kuvvetli arazözün durdurabileceğini konuşuyorduk. Ama, 1.5 saat sonra görünürde kimse yoktu ve insanlar giderek bitkinleşiyordu... Şişen kozalaklann füze gibi yolu geçmeye başladıklannı gözlerimle gördüm!.. Işte o sırada ilk itfaiye ekibi göründü. Çok geç kalınmıştı. Yangın yolun üst tarafina yayılmıştı. Artık tüm Orhaniye koyu yanıyordu. ilk helikopter 2 saat sonra 17.52'de gökyüzünde göründü. Jandarma daha önce Bodrum'daki yangına müdahale ettiklerini söyledi. Daha sonra konuştuğum Martı Marina görevlisi benim telsiz bağlantımdan 2 saniye sonra Bozburun Belediyesiyle konuştuğunu ve acil itfaiye istediğini söyledi. Yaşiılar ağlıyor Konuşulan yetkili 2 dakika sonra Martı Marina'yı arayarak Bozburun'da da yangın ihban aldıklannı ve araçlannı yoflayamayacaklannı bildirmiş. Oysa yapılan araştırmada Bozburun'da en ufak bir yangın olmadığını ortaya koydu. Gece Orhaniye köyüne gittik. Yanguı evlere doğru yaklaşıyor, köy boşaltılıyor, evlerini terk etmeyenler çatılarda toplanmış korku içinde bekliyordu. Yaşiılar ağlıyordu. Çevrede asker vardı ve orman ekipleri geldi. Orman ekibinden birine Değirmenyanı itfaiye ekibinin neden olay yerine 1.5 saat sonra geldiğini sordum. Hemen telefon açtı ve Değirmenyanı itfaiye sorumlusuyla beni konuşturdu. Ve yetkili bana yangın ıhbanndan 5 dakika sonra olay yerinde olduğunu söyledi. Jandarma, ben ve 50 kişi oradaydık. Bütün gece uyumadık. Karanlık basuıca helikopterler de çekilmiş ve ormanın çeşitli bölgelerinde çahşan ormancılardan başka kimse kalmamıştı. Çaresizlikle göğe uzanan alevlere bakakaldık sabaha kadar. Sabah 05.00'te yeniden helikopterler geldi, kül olan canım tepeler ortaya çıktı, hâlâ yanan tepeler vardı. Iskelede otururken yangının ilk başladığı bölgede birkaç kişinin jandarmayla konuştuğunu gördüm. TEDAŞ yetkilileri hasar gören telleri değiştirmek istiyordu! Jandarma onlan geri yolladı. Koyun can. kasap et derdinde Daha sonra savcılık izniyle tellerden örnek kestiler ve tellerin her yanımn arklarla kaplı olduğunu hayretle gördük. Tam o sırada Orhaniye köyünden bir haber geldi. Kadınlann bekleştiği bir orta alanda 50 metrekare bir yer yine yanmaya başlamış ve köylüler kazma, kürek ve süpürgelerle yangını söndürmütü. Yangının başladığı noktaya ilk basın mensubu 8 saat sonra geldi ve bilir bilmez köylüler yaktı, yok çöpten çıktı gibi asılsız haberleri ortalığa yayanlar oldu. Bütün acım ve heyecanımla çalakalem gördüklerimi yazdım. ilk görgü tanığı olarak jandarmaya daifade verdim. BIRBAKIMA SERVER TANtLLt Birkaç Satırla... Konular birden bastırdı. Üstelik, arka arkaya ölüm- ler Bir tekine kapanmak, ötekileri gözardı etmek gibi olacak. En iyisi, birkaç satırla konudan konuya geç- mek. Köşe yazaıiığında buna cevaz da vardır. Ben de öyle yapacağım bugün. Hangisinden başlamalı? • Yaşı ilerledikçe, hayatta oluşuna seviniyor, ama bir acı haberin tedirginliğine de gitgide gömülüyordum. Geçtiğimiz günlerde, hayatın şaşmaz yasası noktayı koydu: "Biryıldız daha kaydı." "Hollyvvood'un 'AJtın Çağı'na damgasını vuran akt- ris Katharine Hepbum, 96yaşında öldü" diye yazı- yordu Milliyet. Sonra, kimi yazılar... Onlann içinde, en güzellerinden biri, "özgürBir Yıl- dız" başlığıyla Mine G. Kınkkanat'ın kalemindendı Ra- dikal'de. "Biryukardan bakış, bir kamçılayıcı duruş, birhün- sa tavır Baş eğmeyen modern kadını temsil ediyor- du" diye tanımlıyor Telerama bu kural dışı sanatçıyı. Uzun ömrü ve hep diri duran sanatı ile kaç kuşağı da kendisine bağlamayı bildi. Onurla göğüsledi yaşam ve sanat yanşını... Aşk olsun sana Katharine Hepburn! • Ustalan da söylerier öykü yazmak, roman yazmak- tan güçtür. Birkaç sayfada, yaşamdan bir kesiti, bir ânı alıp yoğunlaştıracaksınız. Yürek de ister. Birkaç gün önce yitirdiğimiz Tomris Uyar, işte o yü- rekli yazariardan biriydi. Yalnız öyküde karar kılmıştı. Türk öytiıcülüğünün 1970'lerte başlayan yeni bir aşa- masına damgasını basan sanatçılardan biri oldu: O gü- zelim Türkçesi, o sürükleyici tekniği ve insan malze- mesiyle. Bu arada o nefis çevirileriyle... Kitaplığıma bakıyorum: Atladığım bir eseri var mı di- ye. Böyle bir sanatçının bir tek öyküsünü bile kaçır- mak vebal attına sokar insanı. < Tomris Uyar'ın anısı önünde eğiliyorum... • İki yıl önceydi: Büyükada'da oturan Melih Cevdet Anday'ı zıyaret amacıyla Bostancı'dan vapura bindi- ğimde karşılaştık. Yüzümüz gitgide uzaklaştığımız Anadolu sahiline dönük bir halde oturup sohbete dal- mıştık. Sohbet de ne? Kan ağlıyordu içimiz. Uzaklastıkça daha kavranır olan sahili gösterip hınç- la sormuştu: "Sevgili Tanilli, o kadar dolaştm, hiç böyle bir duvar gördün mü?" Gerçekten, ta Moda'dan başlayıp Pendik ve ötele- rine uzanan kıyı şeridi, yüksek ve iğrenç bir duvar olup çıkmıştı. Geçmişte doğa ile kucak kucağa olan bu şe- ridin yeşili yok edilmiş ve betona dönüştürülmüştü her şey. Kızgınlıkla konuşuyordu, ağlayacak gibiydi. Birkaç gün önce, "Istanbul'un başı sağ olsun!" di- ye ölüm haberini gazetelerde okuduğumda, o kısa vapur yolculuğu geldi aklıma. Içim cız etti; Çelik Gülersoy'u göremeyecektim. Gazeteler, yaza yaza bıtiremiyorlar yaptıklannı. Istanbul'un tarihsel dokusunu korumak ve kenti bir kültür merkezi halkıe getirmek; bu arada, kentin, yaz- gısına terk edilen tarihsel köşklerinin restorasyonunu yaparak bu rnekânlan haikla buluşturmak... ömrünün 55 yılını bu işe adamış adam! Istanbul'un, bir barbar ordusunun istilasına uğrayıp tarihsel ve doğal dokusunun hızla yok edildiği bir dö- nemde, Çelik Gülersoy koşup geliyor imdada. Hani Allah gönderdi" derter ya, öyle bir şey! Bir uygarlık görevi, yaptığı. Bu kent yaşadıkça, onun da adını yaşatacak olan hizmetler... "Istanbul O'na ağlıyor" diye yazıyor gazeteler; na- sıl ağlamazsınız? Ama, Istanbul Belediyesi'nin başına musallat olan o gerici gürûhun; daha gelir gelmez, bir teşekkürü bi- le esirgeyerek, bir noter ihtarnamesi ile, onardığı köşk ve kasırlardan kovmasını da hatıriamaz olur musunuz? Ve nedir dilinizin ucundaki? Söyler misiniz? Not: Geçen haftaki yazımın, 15'inci satınnda, "af" kelimesi "as" diye çıkmıştır. Düzettir, özür dilerim. Orman Idtabı yanbşlarla dolu MUSTAFAÇAKIR AJNfKARA - "Or- manlanmıza Sahip Çı- kalım BirBgT adı altın- da bir araya gelen 47 çevre örgütü, Çevre ve Orman Bakanlığı'nca hazırlanan "2-BGerçe- ği" adlı kitapçığı irde- ledı. Bakanlığm kitapçık- ta yer alan 11 görüşü- nü tek tek işleyen çev- re örgütleri. gerçeğin "bakanlığın açıkladığı gibi olmadıgı" sonucu- na ulaştı. Bakanlığın kitapçığı- nı irdeleyerek elde ettik- leri sonuçlar şöyle: # Bakanlığm kitap- çığında. 2-B arazileri "Bir daha geri kazanı- lamayan ve ıslah edile- me\en araziler" olarak tanimlanıyor. Çe\Te ör- gütlerinin kitapçığında ise, Orman Yasası'nda bu yerlerin bir daha ge- ri kazanılamayacağına ilişkin bir ifade bulun- madığına dikkat çekili- yor. # Bakanlıkkitapçık- ta uygulamanın yeni ol- duğunu dile getirmişri. Çevreciler ise, uygula- manın yeni olmadığı- nı, geçmişte de bu gibi yaklaşık 70 miryon met- rekare arazinin satıldı- ğını belûtiyorlar # Bakanlığm, "ya- sal boşluk nedenrv le iş- gaki durumundaki ki- şi ve kurumlann dev- lete hiçbir katkı sağla- madıklan" görüşüne çevrecilerin yanıtı ise şöyle: Herhangi bir yerin or- mansızlaştınlması ve çeşitli amaçlarla işgal edilmesi Orman Yasa- sı 'na göre suçtur. Yapıl- ması gereken suçlula- nn cezalandmlmasıdn-. Marmaris yangını mahkemelik • MUĞLA (Cumhuriyet) - Marmaris'te 3 günde güçlükle kontrol altına alınan orman yangını kurumlan karşı karşıya getirdi. Jandarmanm tespitine göre enerji nakil hatlanndan çıktığı açıklanan yangın, TEDAŞ'ın bilirkişi incelemesinde çöplükten kaynaklandığının belirlenmesiyle bir başka boyut kazandı. Orhaniye Muhtarlığı yeni bir tespıt ısterken Muğla Valisi Hüseyin Aksoy, "Biz uzman değiliz. Yangının nasıl çıktığını mahkeme belirleyecek" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear