Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMÎ ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLER
• YKVI'nın erkek
giyim reyonlanndan
Babalar Günü'ne kadar
yapılacak 100 milyon ve
Câstü alışvenşler, altı
taksite bölünecek.
^Alınan tüm Men
konfeksiyon
Orünlennden ıkincisinde
i s e yüzde 50 ındiriın
uygulanıyor.
• YVORLDCARD
sahipleri, Kiğıh'daıı 30
Haziran'a kadar
yaptıkJan alışverişlerde
yüzde 50, Matraş'ta 16
Haziran'a kadar tüm
iirünlerde yüzde 20
indirim ımkânından
yararlanabilecekler.
• KOTON, rahat, spor
ve şık seçenekleriyle
Babalar Günü için
kampanya başlattı.
Koton. Advantage Card
sahiplerine 100 milyona
kadar olan alışverişlerde
4 taksit, 100 milyonun
üzerindekiler için ise 6
taksit imkânı sunuyor.
• ECZACIBAŞI Sağlık
Hizmetleri, Babalar
Günü'ne özel olarak
Çınar Kart'ı çıkardı.
Evde check-up'tan EKG
çekimine, telefonla tıbbi
danışmanlıktan sağlık
takibine kadar birçok
hizmeti bünyesinde
barındıran Çınar Kart,
indirimler sağhyor.
• DUFY cazip ödeme
koşullan sunduğu tüm
ürünleriyle, Babalar
Günü ahşverişleri için
farklı seçenekler
sunuyor.
•TIFFAiNY, Babalar
Günü dolayısıyla 7-15
Haziran tarihleri
arasında yapılacak nakit
alışverişlerde yüzde 25
indirim uyguluyor.
• BENETTON'un
Îlkbahar-Yaz erkek
koleksiyonu, babaların
tatil eksiklerini
tamamlayacak.
Koleksiyondaki
bermudalar, tişörtler,
batik desenli gömlekler,
renkli ve yumuşak plaj
havlulan Babalar Günü
için hediye almak
isteyenlerin beğenisine
sunuluyor.
• MYTNET, 15 Haziran
Babalar Günü için
hediye seçmekte
zorlananlara özel bir
sayfa hazırladı. 20 farklı
kategoride 150 binden
fazla ürünü bir araya
getiren Mynet Alışveriş
Servisi'nde, birden fazla
e- ticaret sitesinde yer
alan ürünler bir arada
görülüp fiyat
karşılaştırması
yapılabiliyor.
Gelir vergisi beyanlanna göre işadamları, çalıştırdıklan işçiden daha az kazanıyor
Zengirıleraçlıksınınnda!ANKARA (AA) - Gelirler Genel
Müdürlüğü'nün 2003 yılı gelir vergi-
si beyanname sonuçlan, Türkiye'de
vergi kayıp ve kaçağının had safhaya
ulaştığını ortaya koydu. Vergi barışı-
na yönelen mükellefler, bu defa nor-
mal vergilerini ödemekten kaçındı.
Mart ayında işadamları ile doktor,
avukat, mimar, mühendis gibi serbest
meslek erbabının oluşturduğu 793 bin
311 kişi 2002 yılı gelirleri için bildi-
rimde bulundu. Bildirimlerin ortala-
malanna göre bu gruplar, çalıştırdık-
lan işçilerden dahi düşük gelir elde
ettikleri gibi çoğunluk da 460 milyon
161 bin liralık açlık sınınmn ya da 1
milyar 398 milyon lira olan yoksulluk
sınınnın altında kazançla yaşıyor.
Beyanlara göre,
- Yoksulluk sınınnın üstündekiler
11 miryar 633 milyon lirayla noterler,
3 milyar 833 milyon lirayla ecza de-
polan, 3 milyar 58 milyon lirayla de-
terjan sanayicileri, 2 milyar 711 mil-
Meslek Grufau
Bektevalelfimai)
Konfeksiyon (malat)
OteHer-moteller
hş. malz.top. per.
Seyahat-turizm işiet.
Konfeksiyon (perak.)
Bakkai-süpermarketler
Ayakkatn ticareti
Mobiyajağaç)
Lokantalar
Deterjan san. tic.
Sayı
1.409
7.633
2.117
9.248
3.246
14.848
58.375
7.292
19.733
23.347
6.411
3
OrütUTHgefr
(y4k,binira)
3.641.191
3.282.548
3.267.215
3.163.224
2.297.048
1.767.375
1.707.634
1.634.974
1.201.032
1.180.663
1.012.353
Ortatona venj
1.040.193
942.415
957.095
886.044
639.168
487.855
387.001
426.217
305.994
321.248
245.307
yon lirayla sanatçılar ve 1 milyar 540
milyon lirayla akaryakıt bayileri.
- Yoksulluk sınınnın alündaküer: 1
milyar 922 milyon lirayla ihracat ve it-
halatçılar, 1 milyar 47 milyon lirayla
yeminli mali müşavirler, 885 milyon
lirayla demir çelik tüccarlan, 837 mil-
yon lirayla avukatlar, 701 milyon li-
rayla baraj ve yol müteahhitleri, 476
milyon lirayla doktorlar.
• Beyanagöre
sanayici 303 milyon
lira, lokantacı 98
milyon, müteahhit
206 milyon, otelci
272 milyon ile açlık
sınınmn altında
kazanıyor. îhracatçılar
1.3 milyar lira ile
yoksulluk sınınnın
altında.
- Açhk sınınnın altmdakiler: Diğer
sanayiciler, kuyumcular, otel ve mo-
tel sahipleri. mobilyacılar, lüks bina
inşa eden müteahhitler, süpermarket-
ler, kürk imalatçılan ve lokantalar gi-
bi çok sayıda meslek mensubunun or-
talama geliri ise açlık sınınnın da al-
tında kalıyor.
Gelirler Genel Müdür Vekili Os-
man Anoğhı, "Beyan ettikleri gelir açı-
smdan en düşüklerden başlayarak yu-
kanya doğru bütün mükellefleri tek
tek inceleyeceğiz. Hızh denetim prog-
ranu Be kün ne kazanmış, ne harcamış,
ne bildirmiş bunlan çapraz kontrole
alacağız" dedi.
Toplamda gelir düştü
Rakamlar, beyannameli gelir vergi-
si mükelleflerinin ortalama yıllık ge-
lirinin 4 miryar 422 milyon 933 bin li-
ra, ortalama vergilerinin de 1 milyar
334 milyon 429 bin lira olduğunu gös-
terdi. Geçen yıl mart ayında ise top-
lam gelir 3 katrilyon 769 trilyon 131
milyar lira, toplam vergi de 1 katril-
yon 88 trilyon 254 milyar lira olarak
gerçekleşmişti.
Yıllık gelir vergisinin seçilmiş mes-
lek gruplarma göre dağıhmında 46
meslek grubundan 34'ünün yıllık ge-
lirini bir önceki yıla oranla düşürdüğü
ortaya çıktı.
Sıcak havalarla umutlanan üreticiler, kampanyalann meyvesini bekliyor
Kliıııa uazan ısnıdi
• Havalann ani bir şekilde
ısınması klima üreticisi ve
ithalatçısı firmalan harekete
geçirdi. Düzenlenen
kampanyalarda uzun vade
seçeneklerinin yanı sıra peşin
alımlarda indirim imkânlan da
bulunuyor.
LEYLAÇEVtK
Yaz mevsiminin artan bunaltıcı sı-
cağıyla birlikte Ege, Akdeniz ve Gü-
neydoğu başta olmak üzere Türkiye'de
lüks tüketim olmaktan çıkıp ihtiyaç
halini alan klimalarda, pazar her yıl
daha da ısınıyor. Sektördeki ithalatçı
ve üretici frrmalann mayıs ayında baş-
lattıklan reklam kampanyalannın ar-
dından, haziran ayuıa canlanma bek-
lentisiyle girildi.
KJima kullanım oranırun henüz yüz-
de 3-3.5 civarlannda seyrettiği Türki-
ye'de bu yıl klima satışının 200 bin adet
olacağı tahmin ediliyor. Ancak her yıl
yüzde 15 gibi bir büyüme kaydeden kli-
ma pazan Türkiye'yi yerli ve yabancı
aktörler için cazip hale getirmekte. Bu
yıl 40 bin adet gibi bir satış rakamına
ulaşmayı hedefledikJerini belirten Tek-
nosa Genel Müdürü Mustafa Altındağ
beyaz eşya bayileri, hipermarketler, yet-
kili sahcılar gibi birden fazla dağıtım
kanalını kullandıklannı söyledi.
Sharp, Mitsubishi, Samui, Trorick,
Denki, Midea gibi markalann satışını
gerçekleştirdiklerini belirten Altındağ,
kendilerini Türkiye'nin klima danışma-
nı olarak gördükJerini ve 2003 yılında
sektörün lideri olmayı amaçladıklarını
ifade etti. "Herkese ve her keseye uygun
Havalann ısınmasıyla kampanyalanna hız veren klima üreticikri, yaz sıcak-
lannın donığa çıkacagı temmuzda saüşlann artmasmı bekliyorlar.
ürün seçenekleri sunabilmek amacında-
yız" diyen Altındağ. farklı ürün seçe-
neklerine 18 aya varan vadeler yaptık-
lannı vurguladı.
Toshiba Türkiye'nin Genel Müdürü
Leon Biryoti 2000 yılında kJima satışla-
rının 70 bınlere kadar düştüğünü belir-
terek piyasanın, ekonominin seyri ile
paralel bir gelişme gösterdiğine dikkat
çekti. Şu anda koşullann olumlu görün-
düğünü ifade eden Birtoti, faizlerin düş-
mesinin vadelerin açılmasını sağlaya-
cağını belirtti.
Biryoti, Türkiye'de kJima pazannın
yüzde 2.5'ine sahip olduklannı söyleye-
rek bunu korumaya çalışacaldannı dile
gerirdi. Şu anda peşin 10 taksıt kampan-
yası yaptıklanm belirten Biryoti, peşin
ödemelerde yüzde 3.5-4 nakitte ise yüz-
de 8'lik indirim imkânı sunduklannı
söyledi.
Öte yandan Arçelik, havalann ısın-
masıyla satışlarda gözle görülür bir ar-
tış yaşandığını, ama canlanmanın önü-
müzdeki aydan itibaren bekJendiğini
açıklamıştı. Arçelik'e göre, yerli üretim
klimalar, Türkiye şartlanna uygun şekil-
de tasarlandığı için ve iklim, elektrik gi-
bi bölgesel koşullara uygun üretildiğin-
den tükenci açısından en cazip seçenek.
Devlet Bakanı Babacan:
Ekonomide
baharı
yaşıyoruz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali
Babacan, son 2 ayda yastık altından 2
milyar doların sisteme girdiğini ileri sür-
dü. thracatçılann döviz kurunun düşük
olduğu yönündeki yakınmalann haklı
olduğunu söyleyen Babacan, "Fakat,biz
TL'nin değer kazanmasından memnu-
nuz" dedi. Merkez Bankası'na "para
bas" demeyeceklerini belirten Babacan,
ekonomide bahar havası estiğini ve bu-
nu yaz rehavetine dönüştürmeyecekleri-
ni söyledi.
AKP'nin Çankaya ilçe kongresinde
konuşan Babacın,Türk insanının artık
TL'ye döndüğünü vurgulayarak "Yasük
altında hiçbir işe yaramayan 2 miryar do-
lar sisteme girdi. Bu ekonomiyi destekle-
yecek" dedi. thracatçılann, döviz kuru-
nun düşük olmasmdan şikâyet ettikleri-
ne de dikkat çeken Babacan şöyle devam
etti: "Îhracatçılar bunda hakh. Ancak
biz genel olarak TL'nin değer kazanma-
sından memnunuz. 'Memurparaistiyor,
esnaf, çiftçi para istiyor. Ne yapalım, pa-
ra basalım. Merkez Bankası bassın" an-
layışuıa karşıyız. Merkez Bankası para
bassın, kendimizi kurtarahm demeyece-
ğiz. Ekonomideyaşanan bahar havasının
yaz rehavetine dönmesine izin vermeye-
ceğiz. Hazine, ilk 5 ayda 16 katrilyon li-
ralık teşvik verdL"
Yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden
beslenenlerin de AKP döneminde hayal
kınklığına uğradığını savunan Babacan,
"AKP halkm partisidirve halkın avnası-
dn-" dedi.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginyfttr.net
Iddialara bakılırsa bu kez farklı. Birin-
cisi, ABD Devlet Başkanı Bush, niha-
yet sürece ağırlığını koydu ve "Yol hari-
tasını" (Bakınız: Dünya Ekonomisine Ba-
kış, 5 Mayıs, 2003) yaşama geçirmek için
3 Haziran günü, önce Şarm El Şeyh'de
Arap ülkelerinin liderleriyle, ertesi gün de
Akabe kentinde Şaron ve yeni Filistin
Başbakanı Mahmud Abbas'la olmak
üzere iki zirve toplantısı gerçekleştirdi.
Akabe zirvesinin ardından, Abbas "Bu
çelişkinin askeri bir çözümü olmadı-
ğını" vurguladı, "Israillilere yönelik te-
rorizmi kınadığımızı yineliyoruz" dedi
ve ekledi: "Intifadanın silahlanmasını
durdurmak için tüm kaynaklarımızı
kullanacağız, her şeyi yapacağız" Şa-
ron da "Filistinlileri yönetmek değil Fi-
listinlilerin kendi devletleriyle kendi
kendilerini yönetmeleri Israil'in çıka-
nnadır" dedi. "Geçerii bir Filistin dev-
leti için Batı Yakası'nda kesintiye uğ-
ramayan bir toprak bütünlüğünün
önemini kavradığını" açıkladı. Şaron
"izinsiz yerieşimlerin hemen kaldın-
lacağını da ekledi" [Haaretz 6/06). Bu
deklarasyonlar barış umudunu yeniden
canlandırdı.
Ancak, Israil-Filistin sorununu yıllardır
yakından izleyen kimi yorumcular bu
iyimserliği paylaşmadılar. örneğin Gra-
ham Usher {AJ-Atıram VVeekly), bu top-
lantılann "yeni bir başlangıç mı yoksa,
iki intifada arasındaki bir başka du-
raklama mı olduğundan" henüz emin
değil. Robert Fisk (The Independent)
"yol haritasının" temel sorunların çözü-
müne eğilmediğinden, zirvedeki söyle-
min bir klişeler yığınının olmasmdan ya-
kınarak yazısını "zavallı Filistinliler, za-
vallı Israilliler" dıyerek kötümser bir not-
la bitiriyordu.
Nereden nereye?
Aslında, iyimserler de haklı kötümser-
ler de. örneğin, son 30 yılda nereden ne-
reye gelindiğini görmek gerekir. 1965'te
Banş Umudu1
(Yine...)Golda Meir, The Times gazetesine, "Fi-
listinli diye bir halk olmadığını" söyler-
ken, 1980'lerde Şaron Filistin devletinin
Ürdün'de olduğunu savunuptüm Filistin
nüfusunu buraya sürmeyi planlarken
şimdi siyasi yaşamında ilk kez israil'in
"Işgalci bir ülke olduğunu, durumun
daha fazla sürdürülmeyeceğini"...
"yasadışı yeıieşimleri kaldırmayı" ka-
bul etmesi, hatta Filistin devletinin top-
rak bütünlüğünün önemlı olduğunu söy-
lemesi büyük bir gelişme değil mi?
Ama yakından bakınca, zirvede söyle-
nenlerin anlamlannı eşeleyince, bu olum-
lu resim dağılmaya başlıyor. örneğin, ra-
dikal Araplar ve solcu Avrupalı yorumcu-
lar bir yana, Christian Science Moni-
for un, "Israil kazanımlannı konsolide
etti" başlıklı yorumu hiç iyimser değildi.
CSM Abbas'ın "silahlı intrfadaya son
vermek için her şeyi yapacağız" söz-
leri üzerine bu "Filistin halkının, işgal-
ci güçlere karşı direnişine, hiçbir so-
mut kazanç elde etmeden son verme-
si anlamına gelecek" diye yazdı, şimdi
Filistinlilerin, üç yıl önce, Ehud Barakın
önerdiği toprakların yarısı kadar bir top-
rağı kabul etmek zorunda kalacaklarını,
"umuUannı da, önceliğinin Israil'in gü-
venliği olduğunu söyleyen ABD'ye
bağladıklanna" dikkat çektı.
Ve 'Çatal dilli' söylemler?
Diğer taraftan Şaron ve Bush'un açık-
lamalarında da iyimserliği azaltan birçok
bulanıklık var. Şaron, Filistin devletinin
Batı yakasındaki toprak bütünlüğünün
önemini kabul ediyor, ama bunun, doğ-
rudan mı yoksa tünellerle mi ve nasıl sağ-
lanacağı belli değil.
Üstelik. Batı Yakası ve Gazze Şeridi,
Filistin topraklarının yalnızca % 22'sini
oluşturuyor. Şaron 1967 sınırlarının geri-
sine çekilmekten de söz etmiyor. Yasa-
dışı yerieşimlerin sökülmesi ise, Arafat'ın
vurguladığı gibi aslında pratik değeri ol-
mayan bir taviz. Esas sorun olan, nüfu-
su yüzbinlere ulaşan "yasal" (devletin n-
zasıyla oluşmuş) yerieşimci topluluğu.
Bunlar gündeme alınmadan anlamlı bir
adım atıldığı söylenemez. Nitekim, Elect-
ronic Intifada'üan Ali Abunimah'ın işa-
ret ettiği gibi, eğer Israil bunları kaldırma-
yı, işgal edilmiş topraklardan tümüyle çe-
kilmeyi düşünüyor olsaydı, zaten Filistin
devletinin toprağının sürekliliğini/bütün-
lüğünü konuşmakgereksizdi. (Zmag.org,
05/06)
Bir diğer kritik sorun da 1948'de Filis-
tin topraklarından göçe zorlananların
hakları.
Bunların doğdukları topraklara dön-
meleri, bugüne kadar Filistin tarafının "ol-
mazsa olmaz" taleplerinden biriydi.
Çünkü geri dönüş hakkı Filistin tarihinin
ve ilk işgal anının tanınması anlamına
geliyordu. Israil tarafıysa sayılan milyon-
lara ulaşan bir Filistinli nüfusunun geri
dönmesi halinde Yahudilerin kendi dev-
letleri altında azınlığadüşeceklerini, Isra-
il'in Yahudi devleti olma niteliğini kaybe-
deceğini düşünerek karşı çıkıyor, konu-
yu yaşamsal, dolayısıyla taviz verilemez
bir alan olarak görüyordu. Bush'un ko-
nuşmasında "Israildevleti"değil de "Ya-
hudi devleti" ifadesini kullanmış olması,
bu konuda israil gibi düşündüğünü gös-
terirken, Abbas'ın sesini çıkarmamış ol-
ması da, bir kabullenmenin başladığına
işaret ediyor.
Diğer taraftan Abbas'ın verdiği sözleri
tutabilmesi için Hamas ve Cihad gibi ör-
gütleri etkisizleştirmesi ya da en azından,
ateşkese zorlaması gerekiyor. "Her şe-
yi yapacağız" ifadesiyse adeta bir iç sa-
vaş olasılığına işaret ediyor. Abbas'ın is-
rail'in çektiği acılan tanıyan sözlerine kar-
şılık Şaron'un benzer bir jestten kaçınmış
olması da düşündürücü..
Sonuç olarak
Ancak, bugün gelinen noktada, Ikinci
Intifada'nın Filistin halkı üzerinde, birbey-
hudelik duygusu, moral bozukluğu yarat-
tığını da görmek gerekiyor. ölen ve yara-
lanan binlerce insan bir yana, GSMH'nin
2000'e göre %40 daralmış, işsizliğin
%53'e yükselmiş olması (Dünya Ban-
kası) da önemli bir etken. Arap ve Filis-
tinli yazarları okurken bile artık halkın bü-
yük bir çoğunluğunun şöyle veya böyle
çözüm istediğini görmek olanaklı. Filis-
tin ve Israil akademik çevrelerinden kimi
dostlarımız da bu "karamsar" gözlemi
paylaşıyorlar. Hatta, göçmenlersorunun-
da, Filistin halkının bir taviz vermeye ha-
zır olduğunu söyleyenler de var. Israil hal-
kı da benzer bir durumda. Amerika'daki
Israil lobisinin yayın organlarından For-
ward dergisi, artık Israil halkının % 62'si-
nin işgale son verilmesinden yana oldu-
ğunu bildiriyor (06/06). Şaron'un işgale
ilişkin, "bu durum artık sürdürülemez"
saptamasının arkasında, işgalin insani
maliyeti kadar soğuk ekonomik gerçek-
ler de var. Askeri harcamaların bütçenin
% 25'inden fazlasını oluşturduğu Israil
ekonomisi üç yıldır resesyonda. Kişi ba-
şına milli gelir 2000'den bu yana reel ola-
rak % 7 geriledi. Teknoloji piyasalarında-
ki köpük patladı. Turizm sektörü çök-
tü.(The Times 06/05), Işsizlik % 10'un
üstünde ve yükseliyor (Business Week,
13/02/03).
Anlaşılan, her iki halk da yolun sonuna
gelmiş. Ancak bu noktada Filistinlilerin
üç yıl öncesine göre çok daha olumsuz
koşullan kabul etmeye zorlandığı, devle-
tini, eğer kurabilirse, tatmin edici bir za-
fer üzerine otuftamayacağı, dolayısıyla
sorunun devletin kurulmasıyla da bitme-
yeceği ileri sürülebilir. Bu yüzden önü-
müzdeki bir yıl çok önemli. Hamas, Ci-
had gibi örgütlerin ve tabii Israil aşın sa-
ğının süreci tümüyle sabote edip çökert-
mesi de hâlâ güçlü bir olasılık.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Gerçekler...
Ülkeyi yöneten AKP hükümeti bugünlerde satı-
yor. Halkın malı olan büyük kamu girişimlerinin en
büyükleri, bir birsatılıyor Bununla da kalınmıyor, sı-
nır tanımaz anayasa ve yasa değişiklikleri yapıla-
rak oımanların, kıyıların, SİT alanlarının, madenle-
rin satılmasının hazırlıklan hızla tamamlanıyor. As-
lında yasal düzenlemelere de pek gerek yok; Ma-
liye Bakanı daha geçenlerde, "Yasa, kural tanı-
mam, 'babalar gibi' safanm"diyordu.
Hükümet, her şeyi satıyor. Böylelikle ekonominin
kendiliğinden düzeleceğini, üretimin artacağını, iş-
sizliğin azalacağını sanıyor. Yanlış yapıyor. Çünkü
hükümetin uygulamak istediği somut bir ekonomi
politikası yoktur. Hangi sektörtere öncelik verilece-
ği, hangilerinde yapısal dönüşüm öngörüldüğü, ve-
rimliliğin ve dış rekabet yeterliliğinin nasıl arttırıla-
cağı belli değildir.
Yapılan, yalnızca, variığın mülkiyetinin el değiş-
tirmesidir. Aralarında kolay anlaşamasalar da eko-
nomistlerin üzerinde anlaştığı bir nokta var: Yalnız-
ca mülkiyetin el değiştirmesiyle üretim artışı sağ-
lanamaz.
• • •
Geçenlerde kurumlar vergisi verileri açıklandı.
Ödeyecekleri vergi bakımından kamu kuruluşlan,
çok önlerde yer alıyor; o kadar ki, on kamu kurulu-
şu yüz büyük özel sektör kuruluşundan çok daha
fazla vergi ödüyor. Buna karşılık, Petrol Ofisi gibi
geçmişte kârlı çalışıp yüksek oranda vergi veren ku-
ruluşlar, özelleştirildikten sonra vergi vermez bir
duruma geliyor. Mart 2000'de o zamanki borsa de-
ğerinin yaklaşık dörtte birine satılan Petrol Ofisi bu-
nun en somut örneğidir. Ek olarak, özelleştirme
sonrası bu kuruluşlann ne kadar yeni yatınm yap-
tığı; istihdam, üretim ve dışsatım alanındaki du-
rumlan da ele alınmış değildir. Bu konunun araştı-
nlması için TBMM Başkanlığı'na verilen Meclis
Araştırması önergesi, aylardır, gündemin alt sırala-
nnda bekliyor; bir türtü ele alınmıyor.
• • •
Türkiye ekonomisi hızla büyümelidir. Üretimin,
giderek artan oranda teknoloji bağımlı bir duruma
geldiği ortamda, ucuz petro-kimya ürünleri, hızlı
ekonomik büyümenin olmazsa olmaz nedeni; ön-
koşuludur. Türkiye, dünya petrol kaynaklarının ve
dağıtım yollannın merkezindedir. Bu merkezde bu-
lunmanın sağlayacağı getiri ne kadar olumlu ve ge-
rekliyse neden olabileceği siyasal güvenlik de o öl-
çüde önemlidir.
Ülkenin en büyük kamu ve aynı zamanda tek
petro-kimya kuruluşu olan PETKİM satıldı. TÜP-
RAŞ için de ilan verildi.
PETKİM, yıllardır, ülkenin en büyük sanayi ortak-
lıklan arasında, ilk onun içinde yer alıyor; 50'nin
üzerindeki ürün türieriyle, üretim sektörlerine ana
ya da ara girdi sağhyor. Üstelik PETKİM, bu ürün-
lerin iç piyasada tekel ya da yarı tekel gücünü de
elinde tutuyor; pazar payının %35-40'ına sahiptir;
pazann kalan kısmı dış alımla karşılanıyor. Kuruluş,
ekonominin stratejik yani kilit kuruluşu özelliği ta-
şıyor. Hiçbir ekonomi, stratejik sektörlerini kural
olarak özelleştirme yoluna gitmez; gitmemelidir.
Onlann, özerk verimli ve etkin yönetimini sağlarna-
hdır.
• • •
Bu kural çiğneniyor. Bu yetmiyormuş gibi, PET-
KİM, pazarda çürük yumurta satar gibi satılıyor.
PETKlM'in, 2001 yılı, üretimden net satışı ve sa-
tış geliri 776.3 trilyon; brüt katma değeri 122.9 tril-
yon, öz sermayesi 659.7 trilyon, net aktif tutarı
888.5 trilyon, vergi öncesi dönem kân 8.5 trilyon,
dışsatım tutan 112.9 milyar lira olan ve 4931 kişi-
nin çalıştığı bir kuruluştur (İSO, 500).
PETKlM'in 2002 net satışları 961.5 trilyon liradır
ve geçerli döviz kurundan 642.7 milyon dolardır;
günümüzde, borsa değerinin de yaklaşık 1 milyar
120 milyon dolar olduğu görülüyor. özelleştirme
Idaresi'nin Trichem adlı bir danışmanlık şirketine
yaptırdığı bir araştırma PETKlM'in değerini 3.2 mil-
yar dolar olarak saptamıştır.
Şimdi, sıkı durun; bu kuruluşun kamunun elinde
kalan yüzde 88.9'luk bölümü, 605 milyon dolara;
üstelik yalnızca yüzde 4O'ı peşin, kalanı üç yıl bo-
yunca taksitle ödenmek üzere satılıyor. Yani PET-
KİM, geçen yılın net satış tutarının altında bir fiyat-
la ve üstelik üç yıl taksitle satılmak isteniyor.
Isteniyor diyoruz, çünkü ihale sona ermiş ancak,
hükümet tarafından henüz onaylanmamış; kesin-
leşmemiştir. Hükümetin, bu ihaleyi onaylamaması
gerekir. Böyle satış olmaz; bu kandırmaca olur. Tür-
kiye kamuoyunu aptal yerine koymak olur.
yakup@metu.edu.tr
Aria-Aycell
Nikâh da
siyasi olacak
ANKARA (ANKA) - Aycell-Aria evlıliğinde
tt
nikâh"ı Bakanlar Kurulu kıyacak. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın, ttalya Başbakanı Sihio
Beriusconi ile yaptığı görüşmenin ardından "siyasi
çaüsı'' oluşturulan Aycell-Aria evliliğinde, "nikâh
krymak" üzere Bakanlar Kurulu'nda "flke"
karannın alınması gündeme geldi.
Türk Telekom Yönetim Kurulu, Aycell'in Aria ile
birleştirilmesine dönük alacağı karara dayanak
oluşturacak siyasi bir karara gereksinim duydu. Bu
çerçevede Telekom yöneticilerinin, önce Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldnim, ardından da Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile
görüştüğü öğrenildi. Söz konusu karann daha önce
Türk Telekom'un satış stratejisinin belirlenmesine
ilişkin kararda olduğu gibi Ilke" düzeyinde
kalması durumunda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'e onay için gönderilmeyecek.
&CONOHİ
1930 Tütün tekeli hakkında kanun
TBMM'de kabul edildi.
1970 Kav Orman Sanayi kuruldu. Kuru-
luşun kibrit ve oluklu mukavva üreteceği
açıklandı.