22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİRAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Bektromk posta: denİ2som©cumhuriyetcom.tr Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Tayyip, ülkenin nasıl soyulduğunu gösterecekmiş... "Önce dokunulmazlığı kaldırsın da görelim!" VatandaşSadık Yıldız: "Meclis Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu'na çağnlıp Botaş'ın sözleşmeleriy- le ilgili olarak görüşü sorulanlar, 'Onu ben im- zaladım. Ama bilmiyor- dum. Biryığın evrak ge- liyor. Imzalryorduk' di- yebiliyor... Ben ise bir vatandaş olarak bun- dan 25 yıl önce bir bildi- riye imza attım diye altı ay cezaevinde yattım..." Zenginlik Tülay Çellek: "Biz, fakir dürüstlüğümüz için, zengin ahlaksızlığı red- # detmeliyiz. Çünkü gerçek zenginlik para torbasında değil, yürek ke- sesindedir... Zen- ginlik koltuk sahibi olmada değil yürek sa- hibi olmada yatar..." T ürk şiirinin büyük ustası Nâzım Hikmet'le ilgili iki yeni kitap daha çıktı... Berfin Yayın- lan'ndan çıkan kitaplardan biri Ibrahim Ba- — 1 laban'ın ve "Nâzım Hikmet'le Yedi Yıl" öte- ki Öner Yağcı'nın ve "Nâzım Hikmet Aydınlığı" adı- nı taşıyor... Ressam Balaban, Nâzım'la cezaevinde tanışma- sını ve onunla "mapus damı"nda hem resme başla- masını hem de duygu yüklü anılannı anlatıyor: "Nâzım Hikmet ile mapushanede kaldığımız süre- lerde, çektiğimiz çilelerin ve dertlerin baskısına rağ- men Nâzım ile el ele verip, öğretmen ve öğrenci ol- gulannın becerileriyle, mapushaneyi 'okul' eyledik..." öner Yağcı ise kitabında Nâzım Hikmet'i Türki- ye'nin dününün, bugününün ve geleceğinin en bü- yük üniversitesi olarak ele alıyor: "Nâzım Hikmet hakkında 1935-37 arasında 7, 1950-52 arasında 4,1965-70 arasında 16,1974-80 arasında 27, 1985'ten günümüze kadar 46 olmak Nâzım üzere 100 kitap çıktı. Nâzım Hikmet'in kitaplan da an- cak bu belirtilen yıllar arasında yayımlanabildi. 1938-50 arasındaki cezaevi yıllarında, 1953-64 arasındaki yurtdışı yıllarında ve ölümünden sonra da 1971 -73 ve 1981 -84 arasında hiçbir kitabı yayımlan- madığı gibi hakkında da tek bir kitap basılmadı. Bu yıllar Nâzım Hikmet'le ilgili suskunluk ve yasaklama yılları oldu. Dikkat edilirse bu suskunluk yılları ülkedeki 'Tek Parti', 'Demokrat Parti', '12 Mart' ve '12 Eylül* gibi baskı dönemlerine denk düşmektedir. Her baskı döneminde Nâzım Hikmet susturuldu, yasaklandı, cezalandınldı. Şiirleri ancak gizli gizli, el- den ele dolaşarak ezberlenip okunabildi. En güzel hapishane ve özgürlük şiirlerini o yazdı; en güzel yurt sevgisini ve özlem şiirleri onun imza- sıyla yazıldı. Insan sevgisinin en güzel örneklerini o sundu. Büyük insanlığın umudunu o şiirleştirdi. Sevdalann şairi oldu; kadınlara sevdasının, yurdu- na sevdasının, büyük insanlık dediği insanlığa sev- dasının şiirini yazdı; sevdalann şiiri oldu yaşamıyla, sözcüsü oldu şiiriyle... Bunca baskıya, susturulmaya, yasaklanmaya, ce- zalandınlmaya karşı ayakta kalmasını bilen Nâzım Hikmet, belleklerdeki şiirleri, şarkılaşan, türküleşen dizeleriyle insan yüreklerine umut saldı hep. Insanlı- ğı kucakladı, yapıtlan ve yaşamıyla Türkiye aydınının onuru, vicdanı, sesi oldu... Onun gücü, sayısının 100'ü bulduğu hakkında ya- zılan kitaplardan da belli. Hiçbir sanatçı hakkında bu kadar çok kitap yazılmadı." Mapushane okulundan başlayıp Nâzım Hikmet üniversitesine ulaşmak için Ibrahim Balaban'ın ve öner Yağcı'nın kitaplarını birlikte okumak gerek... f Alın teriAkrf Kökçe: "Işçi-1 nin hakkı alnının teri kurumadan ve- rilmeliydi... Yeni Iş Ka- nunu'na göre, işçi 'ödünç' olarak verilebi- lecek. Bu durumda; ki- raya verilen işçinin kira- sı, alnının teri kuruma- dan tahsil edilmelidir!" SESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hatt ordincutku»j yahoo.com Sağmasını bilene AB inekmiş! Mılleti inek yerine koymaym abiler! Gözyaşları Hazar'a çare olmayacaktır Uzaklardaki Hazar Denizi değil Ana- dolu'daki Hazar Gölü... Elazığ-Diyar- bakır karayolu üzerinde yaklaşık 20 ki- lometre uzunluğu ve beş kilometreye varan genişliği ile hem doğal SlTalanı kapsamında hem de uluslararası sulak alanlar sözleşmesi içeriğinde tektonik bir göl.. İki yıl öncesine kadar temiz- liği ile kıyılarında mavi bayrak dalga- lanan Hazar Gölü şimdi ölüyor... Ela- zığ'daki sivil toplum kuruluşlan haklı olarak feryat ediyor... Ey yetkililer, bu sese kulak verin: "Kontrolsüz ve altyapısı yetersiz ya- pılaşmanın yol açtığı kirlilik, erozyon, kuraklık ve elektrik santralının neden olduğu su çekilmesi, kurumsal vetop- lumsal ekosistem bilincindeki yeter- sizlik, dünyanın sayılı doğal güzellikle- rinden birini kaçınılmaz sona doğru hızla sürüklenme sürecine sokmuş- tur... Kişisel ve kurumsal menfaatler ön planda tutulduğu, siyasi ve bürokratik destek sağlanamadığı için, Hazar Gö- lü'nden mavi bayrak, ne yazık ki çok haklı gerekçelerle geri alınmıştır. Hazar gölü şu anda bir yaşam sa- vaşı vermekte olup, canlı banndır- mak ve yüzmek şöyle dursun, kıyı- sında oturulamaz hale gelmiştir. Bugün adeta talan edilmekte olan Hazar Gölü, hemen çare bulunmazsa tıpkı Aral Gölü gibi, çevresini de kuru- tarak ölecektir. lleride dökülecek gözyaşlan, Hazar Gölü'nün kurumasına çare olmaya- caktır..." Kara Para ve Siyaset YnL Doç. Dr. FARUK GÜÇLÜ Abant tBÜ-tlBF Öğr. Üyesi Kara parayı kısaca, vergi beyanına dahil edilmemiş ya- sadışı yollarla kazanılmış pa- ra olarak tanımlamamız müm- kündür. Ülkemizde 1980 yilın- dan bu yana kara paranın egemenliği söz konusudur. Kara para sahipleri ülke eko- nomisine ve siyasetine yön vermeye başlamıştır. Kara paranın denetimi ko- nusunda ciddi adım atılma- ması, kara para ile ilgili suçla: nn birkaç kez affa uğratılma- sı, işadamı olarak tanımlanan kişilerin 1980'den sonra yo- ğun bir biçimde siyasi sahne- de yerlerini almalan, siyasetçi olabilmenin ciddi bir para sa- hibi olmayı gerektirmesi birer rastlantı olarak düşünülme- melidir. Siyasal Partiler Yasası ge- reği siyasal partiler Vergi Usul Kanunu'natabi olmadıkları gi- bi harcamalanna da VUK'de sayılan belgeleri almak zorun- da değildirler. Hatta Siyasi Partiler Yasası, siyasi partile- rin beş milyona kadar olan harcamalanna da belge alma- lanna gerek olmadığını açıkça belirtme gereği duymuştur. Bu durumda siyasi partiler gelir- lerini ve giderierini diledikleri gibi (üst bağış sınınnı geçme- den) diledikleri gibi sağlamak ve harcamak konusunda ser- besttirler. Siyasi partilerin de- netimi konusunda da Anaya- sa Mahkemesi'ne yetki veril- miştir. Ancak Anayasa Mah- kemesi'nin elli dolayında siya- si partinin tüm il, ilçe ve genel merkez hesaplannı tek tek de- netlemesinin fiilen mümkün olamayacağının açık olduğu. Iktidar ve yerel yönetimler- de güçlü gözüken partilerin il, ilçe başkanlarının genelde müteahhitlerden olması, siya- setçilerin işadamlarına ait yat ve helikopterleri kullanma ko- nusunda bir hayli hevesli ol- ması boşunadeğildir. Kayıt dı- şı ekonomiye yön veren kara para sahipleri, siyasal iktidara da egemen olmak için tüm güçlerini kullanmaktadırlar. Kayıt dışı ekonominin kara paranın seçtirdiği yerel yöne- tici ve milletvekili sayısı gelmiş geçmiş dönemlerde ciddiye alınabilecek boyuttadır. Sahip olduğu mal variığının kaynağı- nı açıklayamayan pek çok parti genel başkanı bulun- maktadır. Tek kuruş vergi ver- meden trilyonlara sahip olmuş siyasetçi sayısı bugün siyasi yaşama yön verecek düzey- dedir. Kısacası kara para ve kayıt dışı ekonomi ile siyaset kol ko- la girmiştir. Ülke ekonomisi ve siyaseti son yirmi yıldır ne ya- zık ki kara para sahiplerinin yönetim ve denetimi altında- dır. Bu nedenle de kısa dönem- de kayıt dışı ekonominin ön- lenmesini, haksız kazancın durdurulmasını beklemek mümkün değildir. Yaşayaca- ğımız süreç kayıt dışı ekono- minin devlet bütçesi ile boy öl- çüştüğü bir süreç olacaktır. KİM KtME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakaturk.net ÇİZGtLlK KÂMİL MASARACI HARBÎ SEMİH POROY semihporoyo yahoo.com inıo'nun K S ELiŞ i ÇEVRE ÎIYATROSU KOCAMUSTAFAPAŞA U : 0212 585 55 35 Çocuk Oyıınıı Yazau: Zeynep Avcı Yüıuh-'i: Işıl Kasapoğlu 29 Haziran-Pazar/1530 HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN ÖOEMİŞ KADASTRO HÂKtMLİĞtNDEN DosyaNo: 2002 164 Davacı Hazine \ekılınce davalılar Mehmet Emın Tokmak vs. aleyhi- ne açılan tesbite itiraz davasının yapılan açık yargılamasında. Davalılar Emine Can, Güler Şen ve Ismaıl Sezgvn'e bildirilen adreslennde tebli- gat yapılamadığından dava dilekçesınin ve karann kendilerine ılanen tebligat yapıldığı, Davacı vekılinin temyızıne bınaen Yargıtay 7. Hu- kuk Daıresi Başkanlığı'nın 12.05.2003 tarih ve 2003 610-1632 sayılı ilamı ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verildi- ği. Işbu Yargıtay onama ilamı ılanının yayımlanma tarihinden ıtıbaren 15 gün içinde davalılar Emine Can. Güler Şen ve Ismaıl Sezgin'ın işbu Yargıtay onama karannı temyiz edebilecekleri, aksi takdirde belirtilen süre sonunda karann kendileri yönünden kesınleşeceği hususu teblığ yenne kaim olmak üzere ılan olunur. 03.06.2003 Basm- 30088 TUVALET KAĞIDI YEfttl^ ĞAZETEW HÎZMETİNİZDEDİft EFENİM!.. JHEM KASlDI DA ÖZEUEŞTİRİLMİŞ SEKA'DAN i II f T-"T I I ! I TARİHTE BUGÜN MIMTAZARIKAN 26 Haziran incic.mumtaz-arikan.com Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET MAMAŞ YAZIDEVR/MIMN BAŞLANGICİ SA 1928 'OE 8UGUM, LATİN AU=ABESİUİN TVRK OIÜNE UYGU- LANMASI İÇİN ÖH ÇAUŞMALAR YAPMAIC Ü2S8£,AN&*- RA'PA S//e BİLİM KURULU OLUfnjRULOU: "DİL ENCÜ- MEN< *.• GAZİ MUSTAFA KSMAL'İN, ÖT£O£N6&Zİ DÜŞÜNOÜĞLİ BU >M2l O€&i(İKli&, ÖNCELEPİ £N YAK/M ÇAUŞMA ARKAMŞLAB/ ARASIA/M BlLE, ureULAMMASt OLAMAKSIZ &İR 77*£AR( GİRt OE_ ĞSRLENPİRlLMİŞTİ. TÜM ZOf&JLIKLAgA KAHÇlN, nzt £>£6fÇ'Kiis/, Kts* su/ee /çiMPe iusı TOPiAYACAK, MILLBT MEK.T£f>l£&'HIN KU- GULMASI AMACtYLA ÇAUÇAA/)LAB 8AÇLA- TtLACAKTI. G/İZI, "TTJISK M/J-L£TlN£ KO- LAY SH? OtUjMA-YAZMA ANAMTAÜI VEHİLME- Sl "UPBH VANAVDI VE BUNUM İÇİN NE DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ İslam DevletiL Malezya New Straits Times gazetesi muhabiri so- ruyor: - Türkiye'de birlslami devrim olmayacak mı?.. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Recep Tay- yip Erdoğan, hiç duraksamadan, tebessüm ederek yanrtlıyor: - Türkiye'de bir İslam devrimi olmaz. Çünkü Türkiyernodernbir İslam devletidir... Işte bu kadar!!! Kızlarının yurtdışındaki okul mas- raflannın sponsorluğunu üstlenen "Wamsey"saye- sinde dış görünümünü iyice değiştiren Tayyip Bey, içeride hiçbir şeyin değişmediğini bir cümleyle gös- teriverdi!.. Değerli medyamız, bir iki ömek dışında bu son de- rece vahim açıklamanın üstüne grtinedi (yoksa gi- demedi mi?!). Hakkını yemeyelim; CHP'li Haluk Koç, Meclis Başkanlığı'na birsoru önergesi vererek Tayyip Bey'e ağır bir şekilde yüklendi: - Bu sözleriniz Anayasa'nın 2. maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, laik, demokratik, sosyal birhukuk devletidir"ifadesiyle çelişmek- tedir... Bu ifadenizle neyi hedeflediğinizi âçıklar mısınız?.. llahi Haluk Bey, neyin hedeflendiği apaçık ortada değil mi?.. • • • Tayyip Bey ve şûrekasının hedefleri bu sütunlar- da çok yazılıp çizildi... Birkaç hafta önce, AKP'nin 7 aylık "başanlı icra- atlannı" anlatmıştım. Kısaca anımsayalım: - Türban devletin zirvesine kadar sokuldu... Cu- ma namazı ilk kez Başbakan'ın resmi programına alındı... Iş Yasası'ndatatil günü serbest bırakıldı. Di- leyen cuma gününü tatil ilan edebilecek... Irticayan- lısı oldukları saptanan polis müdürleri terfi ettirildi... Cumhuriyet arşivinin başına El-Ezher mezunu bir şeriatçıgetirildi...Herapartmanaibadethane,yoğun tepkiler sonucu şimdilik askıya alındı... Dinci kadro- laşma akıl almaz boyutlara ulaştı... Şimdi de son haftalarda kotanlan "işlere" bakalım: - Milli Eğitim Bakanı "Meslek liselilere hakgas- pı uygulanryor" uyutmacasıyla Meclis'e göndere- ceği YÖK Yasası'nın içine imam hatip liselilerin dile- diği üniversiteye girebilmesini sağlayacak değişikli- ği monte etti. - Cumhuriyet tarihinde ilk kez, Istanbul'un göbe- ğinde bir ilköğretim okulunda tesettür defilesi yapıl- dı. Star gazetesinde yayımlanan çağdışı görüntüler karşısında Istanbul Valisi, "Ne var bunda?", San- yerSaycısı, "Şoke oldum, soruşturma başlattık", ıçişleri Bakanı ise "Haberim yok!" açıklaması yap- tı. Milli Eğitim Bakanı ise sırra kadem bastı!.. Hatıriayacaksınız; bu kafa birkaç hafta önce de ta- rihi Devlet Konukevi Ankara Palas'ta tesettür defile- si yapacaktı. Tepkiyle karşılanınca her zamanki gibi "başka sefere, başka yerde" denemek üzere ge- ri adım atmıştı. Işte bu defile onlardan biriydi!.. - AKP, Diyanet Işleri Başkanlığı'nın istediği 1600 kişilik kadro sayısını 15 bine çıkardı. Aynca imamlann askerliklerini "askerimam" ola- rak yapması ve yurtdışında öğretmenlik yapabilme- leri yolunun açılması önerildi... Bir kez daha soruyorum: - Dinci devlete giden yol başka hangi taşlarla örü- lür?.. Bu da yeni soru: - Şu yapılanlann ışığında, Tayyip Bey "İslam Devleti" derken haksız mı?U! 'On yıl sonra laiklik kalkar!..' Yüzlerce kez yazdım, bir o kadar konferanslarda, panellerde anlattım; Batılı dostlarımız hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti'ni hazmedemediler!.. Mustafa Kemal'in kurduğu bu ülkeyi "yapay olmakla" suç- ladılar... Maskelerin indiği son zamanlarda sıranın artık Atatürk'ün heykellerine geldiğini söyleyen işbir- likçilerbile çıktı!.. Gazeteci Zeynep Atikkan. geçenlerde Paris'te katıldığı bir toplantıda, Bulgaristan Stratejiler Mer- kezi'nden Ivan Krasztev'in söylediklerini aktanyor- du: - On yıl sonra, Atatürk'ün mirası kaybolacak. Türkiye'deki cumhuriyet rejiminin laik niteliği zayrflayacak!.. Atikkan daha sonra kendi gözlemini ekliyordu: -Amerika'dakibazı"ThinkTank"lerdede(dü- şünce üretme merkezleri) çok revaçta olan bir konu bu. "Kemalizm'in yapaylığı", "Türklerin başka bir aslının olması gerektiği, yumuşak İs- lam" gibi... Gördüğünüz gibi, eski oyun geniş bir yelpazede yeniden uygulanıyor. Bu kez içeride istedikleri gibi bir yönetim olduğu için daha pervasız, daha terbi- yesiz, daha saldırgan ve daha buyurganlar!.. Unutmadan, "Brookings Institution" gibi ünlü Think Tank'lerin devamlı müdavimi olduklannı yazı- larından öğrendiğim Cengiz Çandar, Fehmi Koru gibi "ABD uzmanlan"', Atikkan'ın gözlemlerineçok değerli eklemeler yapabilirler. Aydınlanınzü! E-posta: umrtzileli'/ ttnet.net.tr B U U V I A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 SOLDANSAĞA: 1/Un,sütveşe- kerle yapılan 1 bir tath. 2/ Bir 2 etkinliğin geçi- „ ci olarak dur- durulduğu sü- 4 re... Biray adı. 3/ "Tombul Teyze", "Hacı- ağa" gibi tiple- rin yaratıcısı 3 olan ünlü kari- katürcümüz... Madenleri yontmada kullanılan çelik araç. 4/Yağıalınmışsüt, yo- _ ğurt ya da peynire ve- rilen ad. 5/ Bir tür taze ve tuzsuz beyaz pey- 4 nir... Eski dilde yüz, çehre... Birnota. 6/ls- kambilde bir kâğıt. Gümüşhane'nin bir il- 8 çesi.7/Askerpaltosu... 9 Hıristiyanlığın sımge- si olan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden olu- şan biçim. 8/Pasak... Gaziantep yöresinde yetişenbe- yaz üzüm cinsi. 9/ Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde, ka- yak merkezi olan bır dağ. YUKARTOAN AŞAGIYA: 1/ Gaziantep yöresine özgü, ciğer, yürek ve böbrekle yapılan brr tür kebap. 2/Karakter... Japonya'da bir kent. 3/ Dilbilgisindeki sözcük türlerinden biri... Yaşlı, ko- ca, ihtiyar. 4/Parola... "Yalçın —": Bestecimiz. 5/Ax- goda rakıya verilen ad 6/ Bir soru eki... Kutsal ışık... Eski Mısır'da güneş tannsı. 7/Osmanlılarda gece bek- çisi.. Hz. Muhammed'in kutsal savaşlanndan biri. 8/ Gelin ya da güvey karşılanırken çalınan kıvrak bir ha- va. 9/Cılız, zayıf... "Hiç yeri miydi açmak kalbi / Bu — ışık altında" (Behçet Necatigil).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear