25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 25 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Son Miyav GECE, has- ta sepetinden güçlükleçıkıp sürünerek ya- tağın dibine gelmişti. Belli belirsiz, ama tatlının tatlısı bir "miyav" sesi. Bırakın zıplayıp atlamayı, ayakta duracak haJİ bile yoktu. Yukan alınıp yatak ucuna konun- ca, kıvnldı ve uyudu. Son bir kez daha sevgi görmeye mi gelmiş- ti? Yoksa, vedaya mı? Nitekim, ertesi akşam halı üze- rinde ölü bulundu. Sonlannın gel- diğiriı sezen bütün kediler gibi sürüne sürüne bir yerlere saklan- maya çaiışırken, yirmi yaşın bit- kinliğiyle uyuyakalmış. Bir pati- siyle yüzünü örtüp şahane kuy- ruğunu dümdüz uzatarak. Tek dişi kalmıştı Mırnık'ın. Ama, "tek diş" sözünün ak- la getirebileceği gibi bir "canavar" hiç değildi. Tam tersine, Bodrum'daki çöp sandıkianndan birinde henüz göz- leri açılmamış küçücük yavru ola- rak bulunduğu günden beri, iyi huylulann en iyisi. Sabahlan ma- sanın çevresinde sizinle birfikte kahvaltı eden, günlerinin yansı yaJanıp temizlenmekle geçen, ya- nı başınızdaki iskemleye oturup çalışmanızı seyreden, ilginizden yoksun kaldığını hissettiğinde ko- lunuzu dürtüp öpmek ve öpül- mek isteyen kedi gördünüz mü siz? Adı "tırmık" sözünü akla getir- se de, tırmalama nedir bilmeyen? Zaten, tırmıktan daha çok mır mır mırıldanmalarıdır kedilerin özelliği. Necip Fazıl'ın makara sanlışındaki "mı- nl mırıl"\ gibi ke- yifienişleri. Nankörlük mü? O, galiba, ken- dileri nankörlüğü daha iyi bilen in- sanların uydur- ması; hayvanlara yakıştırdıkları niteliklerle sözleri birbirini tutma- yan insanlann: Köpekleri "sada- kat" timsali saydıktan sonra o masum hayvanlann adını haka- ret sözcüğü olarak kullanıp kız- dıklarına "köpek" diyen de yine insanlar değil mi? Tatil yerinin avlusuna sokulma- ya kalkışan başka kedilere karşı, sürekJi sevgi gördüğü evi korumak için yaşlanmışlığını, dermansızlı- ğını, tek dişi kalmışlığını unutup birdenbire "canavar"\aşan Mır- nık'a nankör diyebilir miydiniz? Aslına bakarsanız, soyuna ya- pıştınlmış nankörlük etiketine rağ- men evine bağlılık uğruna böyle- sine kavgalan göze aJmış bir ke- dinin sadakatini anımsadıkça, kendi ülkelerine ve haJklanna kar- şı neredeyse başkalanyla ittifak eden kişileri düşünmeden dura- mıyor insan: Birtakım AvrupaJılar bilir bilmez Türkiye'ye çullandık- ça neredeyse zil takıp oynayan Bi- zanslı gazeteciler, kendi halklan- nın çıkartannı unutup yabancılar- dan "afenn"almayaheveslenen kamu görevlileri, nesnellik per- desi gerisinde başkalannın dü- şüncelerini genç dimağlara so- kuşturmaya kalkışan sözde bilim adamlan, Kıbns'ın kuzeyinde dev- letlerini arkadan vuran politikacı- larla işadamlan. Mırnık, onlarla birtutulmayı is- temezdi herhalde. Silahlı Kuvvetler ve Siyaset... Kıbns'ta 1974'ten beri tam bir banş ortamı vardır, fakat bu, Batı tarafından görülmek istenmemektedir. Kıbns, Batı'nrn TSK'ye karşı açık tavır almasının ilk önemli nedenidir. Prof. Dr. Tuncer GÜVENÇ S oğuk Savaş süresınce Avrupa ülkeleri ve ABD. Türk Silah- lı Kuwetleri'ne (TSK) sürek- li övgü yağdırmışlardır. Hat- ta 1960, 1971 ve 1980 'oby- lannda' ABD'nin bazen onayı ya da teş- vikinden, AET'nin biçimsel karşıtlığın- dan ve örtülü onayından söz edilmesi yanlış değil eksik olur. Dışardan TSK'nin rolü ve etkısıne karşı söylemler 1974'te başlamış ve olaylara bağlı olarak zaman zaman yoğunlaşmıştır. Dışardan y-apılan karşı söylemler, 1974 sonrası PKK-KADEK'e karşı verilen sa- vaş ve sonrası, Avrupa Ordusu projesi aşamalannda olumsuz ve yaalış eleştiri- ler biçimini almıştır. Içte ise dıştaki olum- suz eleştirilerle eşzamanlı olarak aynı tür yanlış ve haksız eleştirilenn medyada doğrudan ya da dolaylı olarak yapıldığı görülmektedir. Tarihsel kalıntı küçük dev- letler dışında, her ülkede silahlı kuvvet- lerin, en başta ulusal stratejinın oluşturul- masında, dış poütikasında. dış ekonomik ilişkilerinde, bilimsel araştırmalann yön- Iendirilesinde vd. etki ve katkılan yadsı- namaz. Dikkat edilirse bu ülkelerya dev- rimlerinı yapmış ya da devrimlerden et- kilenerek evTİmlerinı son iki yüzyılda gerçekleştirmiş, ekonomikve sosyal den- gelerini kurmuşlardır. Bu tür ülkelerin imparatorluklannı sûrdûren, sürdürmek ya da kurmak isteyen güçler ile bir sorun- İan olmadığından ıç işlerinde dış güçle- rin etkilen de en az ve sezilmeyecek dü- zeydedir. Türkiye'de ise tarihin, özellikle yakın tarihin etkisi, hem iç ve hem de dış siya- sette belirgindir. Soğuk Savaş sonrasın- da ülkenin içinde bulunduğu coğrafyada, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve özel bağlanndan dolayı OrtaAsya, tüm impa- ratorlukçu güçlerin ilgi alanı içindedir ve bu ilgilerin iç ve dış siyasetimizi, dolayı- sı ile Silahlı Kuvvetlerimizi etkileme, yönlendirme çabalan da doğaldır. Ülkemizin kuruluş temel ilkeleri, tüm bu imparatorluk güçlerine karşı verilen bir 'BağunsıdıkSavaşr sonucu olarak or- taya çıkmıştır ve Cumhuriyetin temeiini tambağnrâzlık' oluşturmakîadır. I. Dün- ya Savaşı sonucu Batı'nın uygulayama- dığı tek anlaşma Sevr'dir ve bu, Batı'nın unutamadığı bir yenilgidir. Bu yazıda iç- te ve dışta TSK karşıthğının nedenlerine değinıp devamında TSK'nin özelhklen- ne. abartılan rolünün nedenine, ABD ve Fransa'daki MGK benzeri kurumlara de- ğineceğiz. Soğuk Savaş yülannda ABD ve AB ül- kelerinin TSK'ye övgüler yağdırdığı bu dönemde ülkemiz önemli bir kara gücü olarak ileri bir karakol gibi görülmüştür. Ilk tavır Kıbns sorunu ile ortaya çıkmış- tır. Hiçbir zaman unutulmaması gereken •Johnson mektubu'ndan sonra TSK ge- rekli hazuiıklan yaparak Kıbns Türk bal- kını uluslararası anlaşmalara dayanarak bir soykmmdan, ABD ve AB ülkelerinin anlaşılmaz karşı koymalanna karşuı soy- Cumhuriyet IIIÛ lıcı 11 c s i Yerinizi alın! riyetmstıallesi, 3 yıl önce, Cumhuriyet okurlanmn isteği ile kuruldu. dentiler, dafea yakın olmak, birîikte güzellikler üretmek, büyük kentlerdekı yozlaşmadan uzaklaşmak, çağdaş bir dünya yaratmaktı. Bögün, Cumhuriyet Mahallesi Çanta ve Kmalı Evleri'iîde ^ | H U 640 aıieden 200'ünün inşaatı tamamianınak üzere. Yöremn murnari ve doğal özelliklerine göre taşarlanmış, ahşabm yoğun çlaraHpullamldıirı evlerin sayısı hızla artmakta. Ioğayla iç içe bir ortamdl, ortak kültür değerlerinın paylaşıldığı mahaHe yaşamının ve komşuluğun yeniden hayata geçirildiği kentten uzak, ama kentin tüm olanaklannın bulunduğu bir ortama sahip olmak istiyorsanız, Cumhuriyet Mahallesi Kınalı Evleri'nde yerinizi bir an önce alın. • Pırıl pırıl bir doğa parçası • Bölgenin en temiz denizi ve en uzun kumsalı * • İstanbul'a 40 dakika • Çağdaş insanın tüm gereksinimlerine uygun tasarım • Ortak yaşam alanları • Zemin etütlü, deprem güvenli projeler Tamamlanmış kanalizasyon, içme ve yağmur suyu altyapıları ve ulaşıma açtk yolfanyla, 500 -£50 m 2 45 parsel kalpı! YAPI-C kınmdan kurtarmak için Banş Harekâ- ü'nı, Batüı dost ve müttefîklerine karşın ve onlan şaşırtacak bir biçimde gerçek- leştirmiştir. Kıbns, Haçlı Seferlerinden beri Hıris- tiyanAvrupa'nın ileri bir karakoluolmuş ve XVI. yüzyıldan 1915'e kadarOsman- h yönetimindekalmışûr. XX. yüzyılda ve bilen Kıbns, Hınstiyan Batı'nın impara- torluk amaçlan için Ortadoğu'ya ege- men bir uçak gemisi ve askeri üssü ola- rak görülmektedir. Iç durumu ne olursa olsun, soykınm da olsa Kıbns'ın Hıris- tiyanBaü 'da olması için her şey yapılmış ve uluslararası anlaşmalan çığnemekte bir sakmca görülmemıştir. Kıbns Türk halkının yaşam haklann- dan başka Türkıye için Kıbns'uı yaşam- sal ve vazgeçümez stratejik bir önemı vardır. Aptal olmamak koşuluyla Doğu Akdeniz hantasına bakmak bunu ankmak için yeterüdir. NATO, AB adayhğı ve pek az olasılıklı AB üyeliği geçıcıdir ve ay- nca AB'nin nasıl bir AB olacağı da ar- ük belirsizdir. Kıbns'ta 1974'ten beri tam bir banş ortamı vardır, fakat bu, Batı ta- rafindan görüünek istenmemektedir. Kıb- ns, Batı'nın TSK'ye karşı açık tavır al- masının ilk önemli nedenidir. Banş harekâtı, Batı'nın direnmesine karşın yapılmış ve Baü ile Türkiye'nin çı- karlannın karşıtlığını ortaya koymuştur. Baû, AB üvefcri ve ABD \v öbürieri Tür- rumuş,>3salekooonA,parasaldestekv«-- miş ve sflahlandırınjtşür. Irak ın kuze>in- de aşiret düzenınde 'demokratik Müslü- man bir tsrail" kurulması içm gereklı her şeyi yapmış ve yapmaktadır. Klasik bir düzendeki bir ordunun terör ve gerilla ile savaşamayacağına inanan (Cezayir, Viet- nam, Kamboçya, Afganistan) Batı'nın, TSK'nin burada örnek bir [ başan kazanmasıyla yüz yıldan fazla bir süreden be- ri değişmeyen stratejik emel- lerinin gerçekleşmesinı en- gellemiştir. Kıbns'tan sonra Batı'nın stratejik emellen PKK sava- şında ıkincı kez TSK saye- sinde Türkiye tarafindan en- gellenmiştir. Bu, Batı'nm TSK'ye karşı davranışlan- nı körüklemiş ve aynca Cumhuriyet ükelerinin Ba- tı'nın emperyalist emellen ile çaüştığını göstermiştir. TSK'yiengd görü>prlar İstendiğinde, proje, ruhsat ve kademeli inşaat seçenekleri. /// a lı a I l e s i Istanbul Merkez Jurkocağı Caddesı Basın Sarayı No t Kat 4 Gazetecıler Cemıyetı ustu Cağaloğlu Istanbul Tel. (0212) 520 21 91 - 92 (0212) 522 49 26 Faks (0212) 520 50 23 Cumhuriyet Gazetesı: (0212) 512 05 05 Y A P I - C Cumhunyet Vakfı kuruluşudur. SSCB'nın dağılması ile oluşan yeni durumda bir yandan Balkanlar, Kafkas- ya ve Orta Asya'da yeni il- gi alanlan açıİmış ve Orta- doğu'da banş sağlanamadı- ğı gibi düzen de dahabozul- muştur. NATO'nun görevsiz kalması ve Batı'nın gözün- de ılen karakol durumunun değişmesi yeni oluşan alan- larda Türkiye'ye gereksi- nim duyulmasını ortaya çı- karmış, fakat Türkiye'nin bu alanlarda etkı sahıbı ol- maması için gerekenler ya- pılmıştır. Son Irak bunah- mında istiladan önce ABD'nin ya da Türkiye'nin stratejik ortağı (Hangi stra- tejinin ortaklığı?) ile çıkar- lannın çaüşdğı açıkçagörül- müştür. Azerbaycan'm Er- menistan tarafindan işgali- ne karşı tutumlan da ikiyüz- lülüğün dışında nasıl bir stra- tejik ortağımız olduğunu göstermektedir. Batı, stratejik emellerinin gerçekleşmesinde 1974'ten beri TSK'yi engel olarak görmektedir. Son yıllarda Avrupa Ordusu'nun kurul- masında AB'nin da\Tanış- lan aynıdır. TSK, bugün Av- rupa'nm en güçhi ordusudur. AB Ordusu'nun karar or- ganlannda Türkiye'nin eşit düzeyde yer ahnası bölge- de yakın gelecekte AB'nin çıkarlanmızaters hareketle- rine engel olacak ve başka hareketlerine da yön verici olacaktır. Aslında Türkiye, AB üyeliği ile hem Kıbns hem Ege sorunlannı sonm olmaktan çıkaracaktır. AB'nin Türkiye'yi üye ola- rakkabul edememesinin ve Avrupa Ordusu karar tne- kanizmasınm dışında rut- mak istemesinin nedeni, Türkiye'nin bugünkü yan- sömürge durumundan mem- nun olmasındandır ve he- nüz AB'nin Türkiye'yi içi- ne alacak durumda olma- masındandır. Ancak ulusla- rarası koşulların önemli öl- çüde değişmesi ve AB ülke- lerinin bölgemizde önemli ölçüde dışlanması, Türki- ye'siz başanyı görememesi inancınınyerleşmesi ile AB tutum değiştirebilir ve bu duruma doğru gelişmeler başlamıştır. M Arkası 8. Sayfada PENCERE Bizim Tüpkiyemiz Körler Çarşısı mı?.. Geçen gün bireski dostuma rastladım, çoktan be- ri görüşmemiştik, merhaba demeden 'mutadı oldu- ğu veçhile' sorgulamaya başladı: - Geçen gün 'diyalektik' sözcüğünün Türkçe kar- şılığını kullanmıştın, neydi o?.. - Eytişim... - UydurmaL Terslendim: - Dil bütünüyle uydurmadır!.. Sustu, sonra yine hınzırlığı tuttu, ikincil sorusunu da patlattı: - Bush, Iran'ın icabına bakacak mı?.. - Bilmem?.. - Amerika Iran'daki rejimin defterini dürerse, ka- ranlık şeriatçı rejim yıkılacak, laik Türkiye için iyi ola- cak; ama, emperyalizm petrol coğrafyasında büsbü- tün egemenleşip, belki de Türkiye ile oynayacak, de- ğil mi?.. Peki, hangısi iyi?.. - Bilmem?.. - Bilmek gerekmez mi?.. - Bilmem.. - Diyalektik ya da eytişim bir yönüyle 'zıtlann bir- liği' demektir; Iran'daki 'dunım vaziyeti' de şimdilik böyle değil mi?.. • Sovyetler Birinci Dünya Savaşı'ndan, Yugoslavya Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuşlardı; 'So- ğuk Savaş'\a ikisi de yıkılıp parçalandılar; birsürü ye- ni devlet ya da devletçik ortaya çıktı... Kimisi diyor ki: - Sıra Türkiye'de... - Neden?.. - Yunan-Rum diasporası, Ermeni dıasporası, Gis- card d'Estaing'in sımgelediği Hıristiyan Avrupası, Or- tadoğu'dakı petrol coğrfyasını yeniden 'dizayn' et- mek isteyen "Amerikan neoconlan", Avrupa'da yu- valanan Kürtçü lobisi, Kıbns Rum yönetimi, Erme- nistan, komşumuz Yunanıstan, Türk-Arap şeriatçılı- ğı, Mütareke basınının mırasçılan, daha sayayım mı?.. - Peki, ne olmuş?.. - Hiçbir şey olmamış... - Konuş canım, susma!.. - Aptallığın âlemi yok!.. - Ne demek ıstiyorsun?.. Elle tutulur, gözle görülür, bütün bu somut olgula- nn üstüne AKP iktıdara gelir gelmez fokurdamaya baş- layan asker düşmanlığını da eklediğin zaman orta- ya tatsız bir topografya çıkmıyor mu?.. Dostum dedi ki: - Yeme de yanında yat!.. • 2003yılında, Islam coğrafyasının tümü, "dinci dev- let" haritasından oluşuyor... Bir tek Türkiye laik Cumhuriyet... Ortadoğu'da hiçbir Islam ülkesinde demokrasinin D'si yok... Bir tek Türkiye "Kemalist devrimler" sayesinde demokrasiye aşina... Ve bu nedenle Avrupa Birliği'ne aday tek Müslü- man ülkesi ve toplumu... Ancak bu elle tutulur gerçek dış dünyada bir de- ğer sayılmıyor; çeşitli çıkarlann kördüğümünde ka- pitalizmin emperyalizmini "Yeni Dünya Düzeni" ola- rak benimsemiş Batı devletleri, çıkarlanna ters dü- şen bir Türkiye'ye madalya takacak değiller... • Gerçekçi olabılmek için her şeyden önce, dünya gerçeklerinı görmek gerek... Bizim bezirgân medya ile dınci politikacı tezgâhı kurmuşlar, Şeyh Sadi'nin dediği gibi körler çarşısın- daaynasatıyorlar... Türkiye körler çarşısı mı?.. Ogzala www.ogzala.com Tel: 0.212. 293 91 95 252 30 39TRANSKAÇKAR 2 £ kaçkar dağı geçişi Temmuz ve Ağustos aylarında her hafta günübirlik doğa yürüyüşleri için arayınız Sevgili BARIŞIMIZ Seni çok özlüyoruz BİRİCİK CÜZEL BARIŞim "Ne kaldı Farkında mısın bilmem Cündüzler. Cündüzler biraz azaldı." A. Cülden DİNİZ ÜNLÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear