25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 HAZİRAN 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 HaMaBk-taymri Ozamaaadmı HaiaaaU Bektronik posta: denizsom@ctanhuriyetxom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Amerikan askeıieri, maaş isteyen Iraklılan öldürüyormuş... "Demokrasi cennetine gönderivoriardır!" KartvizitDeli Ormanlı Mehmet Deniz'in biri vesikalık ve öteki boydan iki fotoğrafının yer aldığı kartvizrtinde şunlar yazıyor: "Boya, badana, saten. Fayans, çini. Temel kazılır. Kalıp çakılır. Demir bağlanır. Bodyguardlık yapılır. Elektrik tesisatı döşenir. Kaynak işleri yapılır. Baca örülür. Barbekü yapılır. Her çeşrt hastalıklara, boyun ağrılarına, bel ağrılarına, bacak ağnsına, burkulmalara tedavi yapılır. Şifalı bttkisel ot temin edilir. Süper masaj yapılır. Otobüs, TIR kullanılır. Çrt tuğla, sıva, kanal, taş duvar, çrt çevirme. Bahçıvanlık. Tesisatçılık. Otoparkçılık. Çatı, kiremrt, cam macun. Plastik boru tesisat. Eşya taşınır. Şömine döşenir. Bay bayan saç modası. Kahve falı itina ile bakılır." etrol-lş Sendikası'nın Petkim özelleştirme- si ile ilgili olarak yaptığı değeriendirmenın satırbaşları: "Petrokimya AŞ'nin, yüzde 88.86 oranındaki kamu payının özelleştiril- mesine ilişkin ihale, 605 milyon dolaria, Uzan ailesi- nin.beş ay önce kurduğu ve hangi alandafaaliyet yü- rüttüğü bilinmeyen, sadece adında 'kimya, petrol' yazan, Standart Kimya Petrol Doğalgaz Sanayi AŞ'de kaldı... Televizyonlarda gösterilmesi nedeniyle ka- muoyuna 'şeffaf olarak sunulan bu ihalenin arkasın- daki gizli niyetleri elbette bilemeyiz. Sanayileşme ve kalkınmanın lokomotif sektörle- rinden birisi olarak kabul edilen petrokimya sanayi- ne ülkeler, kamu girişimciliğiyle ve entegre yapılar oluşturarak girmişlerdir. Bu anlamda Petkim, enteg- re yapısıyla Türkiye'de petrokimya sanayiini tek ba- şına temsil etmektedir... Plastik, ambalaj, lastik, de- terjan, ilaç, kimya, dokuma, tekstil ve tanma kadar uzanan büyük bir sanayi kesimine, hammadde ve ara Petrokimya malı üreten Petkim, kendisi gelişirken beraberinde geniş bir yan sanayi de gelişerek ülkekalkınmasına çok önemli katkı sağlamaktadır... örneğin; önceleri sadece Istanbul merkezli ve ithalata dayalı üretim yapan, çok azsayıda plastik firması bulunmaktaiken, Petkim'in kurulmasıyla plastik sanayi Anadolu'ya ya- yılarak 3 milyar dolarlık bir plastik hacmine ulaşmış- tır.... Bugün faal olan 2 bin civanndaki plastik üreti- cisi firmaların ancak, yüzde 10'u büyük ölçekli, geri- si tüketime yönelik üretim yapan KOBl'lerdir. Bunla- nn yüzde 95'i ise hammaddesini Petkim'den karşı- lamaktadır. Fiyatları düzenleyici işlevi olan Petkim, bu firmaların hammaddeye kolay ve ucuz ulaşmalarını sağlamaktadır... Petkim 2002 yılında, 962 trilyon lira ciro yaparak devlete, 12.4 trilyon Iiravergiödemişve21 trilyon li- ra faaliyet kErı gerçekleştirmiştir. Yetişmiş, nitelikli iş- gücüyle, milli ekonomiye 254 trilyon lira katkıda bu- lunmuştur. Petkim, işletme ve yatırım faaliyetleri için ek bir finansman kaynağına ihtiyaç duymamaktadır. Yürüttüğü işletme faaliyetleri ile istihdam, yenileme ve idame yatırımları için gerekli olan kaynağı kendi- si sağlamaktadır. Yani, devlete hiçbiryükü bulunma- maktadır. Geçmiş yıllarda yurtiçi pazann, yüzde 70-80'ini kar- şılarken, özelleştirme kapsamına alındıktan sonra, yeni petrokimya tesisi yatırımlarına izin verilmemesi nedeniyle pazar payı, yüzde 35'e düşmüştür. Dünya petrokimya pazan ise doygunluğa erişmiştir.Yeni pa- zarlara ihtiyacı bulunmaktadır.Türkiye, büyüyen nü- fusu ve dinamik pazan ile petrokimya üreticisi olan ülkelerin, iştahlannı kabartmaktadır. Petkim'in özel- leştirilmesi ihalesine yabancı petrokimya şirketlerinin neden girmediği sorusunun yanıtı da buradadır. Hak Akif Kökçe: "Özel hastanelerde hasta haklanna saygı gösterilir. Küçük bir ön koşulla; faturayı ödeyecek kadar parası varsa." SESSİZSEDASIZ(l) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku " yahoo.com Ortada FAL yok yumurta yok... Evliliği de nereden çıkanyorsun şimdi? Çömezin kerameti, şeyhinden menkul öyküyü, okur dostlardan biri gön- dermiş ancak faks kâğıdında adı çık- mamış... öykü şöyle: Şeyhin biri çömezinin olgunlaştığına kararvermiş... Eşeğinin doğurduğu sı- palardan birini çömezinin önüne kata- rak dergâhtan köyüne yolcu etmiş... Yolda sıpa ölmüş... Çömez, üzüntü içinde sıpayı yol kenarına gömmüş ve duayadurmuş... Yoldan geçenler çömezi dua eder- ken görünce onlar da duaya katıl- mış... Ortalık kalabalıklaşmış... Bazı- lan sıpanın gömüldüğü yerin yanında- ki ağaca bez parçalan bağlamaya baş- lamış... Yol kenan yatıra dönüşmüş... Çocuk isteyenler... Koca isteyenler... Şifa arayanlar soluğu burada almış... Çömez de, köyüne dönmekten vaz- geçmiş ve o yörenin şeyhi olmuş... Gel zaman git zaman çömezin ünü şeyhinin ününü gölgede bırakmış... Şeyhine gelen bin ise çömeze gelen on binmiş... Bu arada çömez, büyük bir servetin de sahibi olmuş... Herkes onu konuşurmuş... Günlerden bir gün, şeyh meraklan- mış, "Beni geçen kim ola ki" demiş... Yola düşmüş... Büyük şeyh diye kar- şısına çömezi çıkmasın mı? Şeyh, şaşkınlık içinde "Nasıl böyle oldun" diye sormuş... Çömezi, "Verdiğin o sı- pa yolda öldü. Burayagömdüm. Son- rası böyle oldu" demiş... Şeyh, o güne kadar kimselere açık- lamadığı kendi yatınndaki sırn açıkla- mış: "Benim ki de bunun anasıdır!" Gerçekçi Edebiyatınıızda Orhan Kemal t. GÜRŞEN KAFKAS Türkçemizin ve gerçekçi edebiyatımızın ölümsüz usta- sı Orhan Kemal eserlerinde insanoğlunun ekmek kavga- sını irdelemişti. öykü ve ro- manlarında "küçük adam"ın yoksulluğa itilişi ile ilgili serü- venleri anlatmıştı. Anlatımla- nndaki kişiler, olaylar ve çev- re, yazarın kendi yaşamından çizgileri içeriyordu. 1935 yılı sonrası edebiyatımızda hızla gelişen "gerçekçi" öncüler arasında Orhan Kemal görül- mektedir. Geniş okuyucu krt- lesine ulaşan eserleri, yazara yaygın bir ün ve başan kazan- dırdı. Adana-Ceyhan'da 15 Eylül 1914'te doğan _ve asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan yazar, eserlerinde "Orhan Kemal" adını kullandı. Baba- sı, Büyük Millet Meclisi'nde (1920-1923) milletvekilliği yjapmış, Avukat Abdülkadir Ogütçü'dür. Serbest Fırka- Halk Fırkası çekişmesinde o, Adana'da Ahali Fırkası'nı kur- du. Toksöz, Mücahede, Aha- li gazetelerini yayına soktu. Yalnızlık ve yoksulluk içinde yaşadı ve öldü. Siyasi çekiş- meleronu yiyip bitirmişti. Su- riye'ye kaçtı. Onun bu dramı beş çocuklu ailesini de etkile- di. Orhan Kemal, baba evinin koruyuculuğunda ilkokulu bi- tirir. Oğrenimini orta son sını- fa kadar sürdürdü. Pamuk fabrikasında işçi, dokumacı, kâtiplik yapar. Yaşamını emekle yoğurur. O, geleceğin bir Maksim Gorki'si olma yolunda "yaşam ûniversite- lerini" yüreğinde dokur, ya- şar ve yazar... Önce edebiyatı sevmez. Sonra okumatutkusu benliği- ni sarar. Artık okuma oburu olmuştur Orhan Kemal. Bu bi- rikimler sonrası şiir, oyun ve serüven romanları yazar. llk yazısı "Yedigün" dergisinde "Raşit Kemal" imzasıyla "Duvariar" şiiridir. Diğer şiir- leri "Yeni Ses, Yürüyüş, Gün" dergilerinde yayımlan- dı. llk öyküsü "Babaevi" ad- lı biyografya romanının bir bö- lümü "Yeni Edebîyat" dergi- sinde, "Babam". "Güllü", "Asma Çubuğu", "Telefon", "Çocuk AN" birçok dergide yayımlandı. "Revir Meydan- cısı Yusuf" yarışmada birin- ci oldu. Orhan Kemal, Baba- evi ve Ekmek Kavgası ro- manlarıyla üne kavuştu. Ya- şamının zor, çetin ve acılı ko- şullannı bu iki romanda anla- tır. "Murtaza" adlı öyküsü "Vatan" gazetesinde tefrika edildi. Orhan Kemal, bu öykü ile sanatseverlerin yanı sıra ge- niş halk çevresine ulaşır. 1957 yılından sonra artık yalnız ro- man yazar. Eski öykülerini derleyip ki- taplaştırır. "Kardeş Payı" ve "Once Ekmek" kitaplarıyla Sait Faik Hikâye Armağanı, daha sonra "Türk Dil Kuru- mu" hikâye ödülünü kazandı. Orhan Kemal, öykülerinde hapishanede gördüğü, fabri- kalarda ağır iş şartlan, ezilen işçiler, suçlular, gardiyanlar, çocuklar, kadın suçlular, fab- rika insanları, gece işçileri, solgun ve perişan kadınları anlatır. O, gelecekten ve umuttan hep söz eder. Eser- lerinde toplum sorunlannı aşı- rı iddialara düşmeden parça parça ortaya koyar. Yaşamın acımasızlığını kanıtlarıyla an- latır durur. Yaşamın, insanları bir girdabın içine nasıl aldığı- nı, evirip çevirdığini işler. Ger- çekçi edebiyatımızın ölüm- süz ustası Orhan Kemal'in 33. ölüm yıldönümünde adına kurulan ve oğlu Işık Öğüt- çü'nün girişimciliği ve il Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirli- ğinde düzenlenen anma programı gerçekleştirildi. Hıf- zı Topuz'un ve Ibrahim Ba- laban'ın _arkadaşım Orhan Kemal; Özdemir Ince'nin Cemile'den bölümler ve Ad- nan Binyazar'ın edebiyatı- mızda Orhan Kemal duyarlılı- ğı anlatıldı. 33. yılında Orhan Kemal roman ödülü Erhan Bener'e verildi. Aynca "Öğ- retmene Öykü, Oğrenciye Şiir" yanşma sonrası ödül ka- zanan öğretmen ve öğrenci- ler izleyicilere tanıtıldı. istek Belde Güzel Sanatlar Lisesi korosunun anlamlı müzik su- numu Orhan Kemal'in ruhunu rahatlatmıştır. Günün sürprizi Orhan Kemal'in "Kanma" şi- irini Aykut Yılmaz'ın bestesi, Islam Manasov'un düzenle- mesi ile okundu ve eşine ar- mağan edildi. Ozanlar ve yazarlar eserle- rinde dünümüzü, bugünümü- zü ve yarınımızı anlatmakta- dırlar. Gönül coşkusunu, sev- giyi, acıyı, heyecanı insan ya- şamını eserlerinde dokurlar. Bir gün gelir "cansız beden- lerindeki/cansız kolların- da/eserleri dalgalanır/yıl- larca, asırtarca, Orhan Ke- mal gibi..." Orhan Kemal adına müze ve kültür-sanat evinin eşi ve oğlu tarafından kurulması önemli bir değerdir. Onları kutlanm. İl Milli Eğitim Müdür- lüğü ile işbirliğinde bu anma gününün öğretmen ve oğren- ciye indirgenmesi de çok önemlidir. Nursel Aldabak ın yoğun çabası, Şefika Kes- kin'in duyarlı sunumu ile Or- han Kemal eserieriyle canlan- dırıldı. Nâzım Hikmet'in şiir- lerindeki haykırışları ve duy- gusu, Orhan Kemal'in öykü ve romanlarındaki acıyı, nef- reti, sevgiyle yoğurması ben- zeşen anlatım motifleri oldu- ğu sonucuna ulaşıldı. Emeği geçenleri kutlanm. "Çırpındığın yaşam kavga- sını/Rahat ekmeğini ara- dın/Yüreğine akıttığın göz- yaşlarınla/sorunlarına so- run kattın/çileli yaşamı ka- tık/Toplum dertlerini dert edindin./ Orhan Kemal rahat uyu... KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakı turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI KEDİ LE\ O APTCÜKA NE aptull'ti hotmail.com HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BILGM ATO'NUN ARAŞTTRMASItOA SÖRE; ÜLKEMİZDE HER 4 KADINOAN 1 TANESİ OKUMA-YAZMA BİLAIÖYOR- MUŞ I. O ARAŞTTRMA YANLIŞ BENCE... BENİM 4 KARI DA OKUAAA-YAZMA BILMEZ ! TARİHTE BLGÜN \tCMTAZ ARIKA* 20 Haziran imcte.mumtaz-arikan.com İLK KOSOVASAVASt 1389'DA 8UGÜM, KOSOvA'M YAPILAN SAVA$TA,OSMANLI OROUSU, BALKAN ÛLKBLBRİNİN BİRLEŞÎK OROuSUNU YENDİ. OSMAKILILARIN AVRUPA '[>AKİ GEMİÇLBME POUTİKALAR/NA K/VZŞl ÖRSÛTLEfilEN UIRİSrİYANLAR RÜYÜK BİR ORDU KURUP, PADİŞAH I.Ml/RAr SAVAŞ AÇTIL4R- KOSOVA'PA YAP/LAM SAVA$I OSMAAJL/LAR KA2ANDI!'ZA. FSRDEN SONRA SAI/AÇ ALANINI DO- LAÇAN YAŞLI PADİŞAUA, ÖLÜLERAO* SlNDA YATAN BİRSlRPLI TARfiAINCAN HANÇERLBSALDHZtLD/. M/lof OBİUç ADLI ADAMtH,KALBÎNPEH yt^RAlAP/. 5/ MURATHÜDAVENDİ6ÂR ŞEHİT OLDUİ. ANKARA...ANKA,.. MÜŞERREF HEKİMOĞLU Çizgiyi Şaşırmadan Üzgünüm, belli olayları yakalayamıyorum, gözü- me, gönlüme takılan güzellikleri yeteri kadar yan- sıtamıyorum bu köşede. Kimi olayları çok yoğun ve hızlı yaşıyorum, görmek, yaşamak istediğim güzellikleri uzaktan izliyorum ancak. örneğin Zey- nep Tanbay'ın danslarını ekranda izlerken buruk acılarla çarptı yüreğim. Başka bir dünyaya açıldı gözlerim. Yalnızlığaterk edilen çocuklarla, cinayet- ler, hırsızlıklar, soygunlar, dahası hastalıklar, ölüm- ler içinde dans eden bir kadın, acılardan arınarak insan vücudunun güzelliğini duyuruyor. Dahası dünya değişiyor birden. Bir dans olayının görke- mini yaşıyor, çirkinliklerden arınarak gerçeğe ula- şıyor insan. Güzelliklerie sarmaş dolaş, insan ol- manın mutluluğunu hissediyor. İnsan vücudunun anlatım gücünü böylesine güzel çizgilerie yansıtan ellere saygı duyuyor. Derken bir şimşek çakıyor yü- reğinde, birbıçaksaplanıyordüşüncesine. Bu çiz- gilerie Avrupa Biriiği'nin neresindeyiz diye düşü- nüyor, gerçek çizgimizin yerini şaşırmak korku- suyla titriyor. Böylesine güzel bir dansın evrensel niteliği var ama toprağının soluğunu da duyuruyor Zeynep Tanbay. Dahası bizi de gerçeğimize çeki- yor. Avrupa Biriiği'nin sağı, solu, aşağısı, yukansı Önemli değil bence. Atatürk devrimlerinin amaç- ladığı yere gelince şaşılası yanı kalmıyor dünyamı- zın. Zeynep Tanbay'ı güzel çizgileriyle izlemenin mutluluğu da bir başka çizgiye ulaşıyor o zaman. Uzun soluklu bir dansın çizgisiyle yeni boyutlar yakalıyor insan. Zeynep Tanbay'ın uzun soluklu dansından baş- ka bir güzelliğe yöneliyorum. Üzgünüm, üçüncü boyut karikatürleri de görmedim henüz. Sevdiğim çizerleri ellerimde hissetmenin, bir güzelliği par- maklarımda yaşamanın umudu da gerçekleşecek elbet. Hafta sonunda düzenlenen sergide karika- tür dalındaki dostlanm yeni bir boyutla selamlıyor bizi. Henüz görmedim, merakla bekliyorum. Çiz- ginin yeni boyutlannı yansıtan eller nasıl bir deği- şim sergileyecek acaba. Biraz korkuyorum, çizgi- nin heykele, seramiğe, taşa, toprağa dönüştüğü yerde nasıl bir serüven başlayacak acaba? Yaşa- yarak öğreneceğiz. Belki de dönüşü olmayan bir yola dalacağız. Karikatür sanatçılarımızı yeni bo- yutlaria seyretmenin keyfini çok içten duyuyorum. Arkası yann diye düşündüğüm çizgilerin özlemiy- le, yeni çizgilerde yeni ufuklar bulmanın sevinciy- le sesleniyorum tüm dostlara. • • • Sevgili okurlarım, son günlerin olayları hayli ka- nşık. Tadı da var, acısı da. Bir dans ya da bir ser- giyle yeni kapıların, yeni yolların müjdesini duyu- ran kişiler ve kuruluşlar da var. Ektiğini yeşertme- nin sevincini de taşıyor. Niçin, ne verdiğinin bilin- cini duyanlar, umutla dikiliyor yol haritamızda. Sa- nat olaylanna ilgi ve destek, dahası o ilgi ve des- tekle oluşan güzellikleri, güzel bir çağrı gibi algılı- yor halkımız. Yol haritamızı umutla izliyor, boyut de- ğiştiren sanatçıları evrensel çizgilere vardırmanın mutlu ve umutlu ürünlerinden onur duyuyoruz. Bu onuru taşımanın mutluluğuyla merhaba di- yorum hepinize. BULMACA SEDAT YAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA: 1/ Adıyaman ilinde, Roma döneminden kalma iinlü köprü. 2/ Is- panya'da Bask bölgesi- nin bağımsız- lığı için sa\a- şım veren gizli örgüt... Bağlam. 3/ Bankacılıkta bir hesaptan başka bir hesaba para akta- nlması... Tümör. 4/ Hazırlanan çayın renk ve koku bakı- mından istenilen du- rumu... Bir göz ren- gi. 5/Cinsiyet... Şid- detli belirtilerle baş- layıp kısa sürede ağırlaşan hastalıklar için kullanılan sözcük. 6/Sa- vaşta ölen yeniçerilerin erkek çocuklanna verilen ad... Çemberin çe\xesinin çapına oranını göste- ren sayı. II Bir yerde oturma. 8/ Avrupa Birii- ği'nin kısa yazılışı... "Hiçbir şeyden çekmedi dünyada — ' d a n çektiği kadar" (Orhan Veli). 9/ Malzeme... Demiryolu. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Müslümanlıkta bazı kişilerin kaza ve belaya karşı boyunlannda taşıdıklan, içinde dua bulunan deri kılıf... Gümüşün simgesi. 2/"Erol — " : Res- samımız... Bir şeyden kalan kötü iz. 3/Nar, erik, kızılcık gibi yemişlerden yapılan pekmez. 47 "— - mukassi görünür taşradan amma Bir başka fe- rah başka letafet var içinde" (Nedim). 5/Üzeri kır- mızı parafinle kaplanan bir tür peynir... Maksat. 6/Evcil bir geyik türü... Yunan mitolojisinde sa- vaştannsı. 7/Notadadurakişareti...Ilave...Ulus- lararası alanda karayoluyla mal taşımacılığında kullanılan büyük kamyon. 8/ Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış top biçiminde yün ya da pamuk... Radyum elementinin simgesi. 9/Tırnak, boynuz, kıl gibi üstderi ürünü olan yapılan oluşturan proteinli madde. SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003 '579 Karar No: 2003 727 Mahkememızin 18.6.2003 tarih, 2003 579 esas, 2003 727 karar sayıh ilamı ile Sıvas, Gölova, Gözlü- ce, 74 Cilt, 12 Hane'de nüfusa kayıtlı Süleyman ile Gülbeyaz'dan 1970'de doğma Ramazan Aydın'a aynı yerde nüfusa kayıtlı ağabeyı Adem Aydın vasi tayın edılmıştir. tlan olunur. 18.06.2003 Basın: 29753 Dil Derneği'ne üye, sürdürümcü olun! Bağışta bulunun! Bilgi için: 0312-425 83 60
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear