Catalog

16 HA7İRAN 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özpetek 3 ödül daha aldı Karşı Pencere'ye Gümüş Kurdele I" SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk ROMA (AA) - Italyan sinemasının önemlı ödül- lerinden olan "Gümüş Kurdele''de. 9 dalda aday olan_,yönetmenliğıni Fer- zan Özpetek in yaptığı ~Karşı Pence- re"(LaFinest- ra di Fronte), 3 ödül kazan- dı Sicilya Ada- sı'ndakiTaor- mina kentinde, dünakşamdü- zenlenen ödül törenınde, Karşı Pencere; En îyi Kadın Oyuncu, En îyi Konu ve En En 1yi Film ödülünü, yönetmenliğini Gabriele Salvatores'in yaptığı "to non ho paura* adlı film kazandı. Italya'da, 18 haftaya ya- bn gösterim- de kalan ve 11 milyon Euro dolayında gişe hasılatı yapan "Karşı Pence- refltaha'nın Itafya 'dall mifyon Euro dolayında hasüat yapan özpetek 'inyönettiği Jüm, aldığı 3 Gümüş Kurdele ödülüyle en fazla ödül kazanan îyi Şarkı dal- fdmler arasınagirdL lannda 3 ödül bırden alarak "lo non ho paura" ve "Ricordati di M e" adlı filmler ıle en fazla ödül kazanan film- ler arasına gırdi. Oscartan" ola- rak bilinenDa- \ıd dı Donatel- lo'da, En îyi Film dahil, 5 ödül birden alırken, ülke- deki 10'a ya- kın farklı film feshvalindede birçok ödül toplamışn. Ital- yan sinema eleştırmenle- ri, Karşı Pencere'yi, se- zonun en iyı filmi olarak gösterdıler. Yurtta meydana gelen trafik kazalannda 12 kişi ölürken 45 kişi de yaralandı Beykoz'da otobüs dehşeti• Bağcılar'daki bir düğünden dönenleri taşıyan otobüs Beykoz'da bir döner kavşakta virajı alamayarak önce duvara ardından da park halindeki bir kamyona çarptı. Kazada 4 kişi yaşamını yitirdi. Yurt Haberferi Servisi- Yurt genelin- de meydana gelen trafik kazalannda dün 12 kişi öldü, 45 kişi yaralandı. Istanbul Beykoz'da, sürücüsünün kimlığı belırlenemeyen 34 KSU 44 plakalı otobüs, Kireçocağı Yolu döner kavşakta virajı alamayarak önce duva- ra ardından da 34 E 6155 plakalı park halindeki kamyona çarptı. Kazada, Beykoz Devlet Hastenesi'ne yaralı ola- rak kaldınlan ve kımlikleri belirlene- meyen 3 kişi ile Kartal Devlet Hasta- nesi'ne kaldınlan Ahmet Uysal yaşa- mını yitirdi. Kazada yaralanan 27 ki- şi, Haydarpaşa Numune ve Kartal Dev- let hastanelerine kaldınldı.Kaza yapan otobüste bulunanlann Bağcılar'daki bir düğünden döndükleri ve Beykoz Riva yolu üzerindeki Deresekı köyü- ne gittikleri öğrenildi. Gazıosmanpaşa'da park halinde bu- lunan 52 ES 357 plakalı otomobil, fre- ninin boşalması nedeniyle harekete geçti. Yokuş aşağı hızlanan ve yakla- şık 50 metre ılerleyen otomobil, yol- da yürüyen Muharrem G., eşi Sema G. ve 4 yaşındaki kızlan Y.G'ye çarp- tı. Olayda, Muharrem G. hayatını kay- bederken Sema G. ve Y.G. Başan Tıp Merkezi'ne kaldınldı. Anne ile kızı- nın hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. Eyüp'te ise tlker Köksalan ın kullan- dığı 34 YRN 19 plakalı otomobilin ba- riyerlere çarparak takla atması sonucu, Köksalan hayatını kaybetti. Kazada yaralanan Canan Köksalan ve Tank Ankan, özel 29 Mayıs Hastanesi'nde tedavı altına alındı. Antalya-Kemer karayolunda Antal- ya'dan Kemer yönüne giden Bülent Sönmez'in kullandığı 07 AE 10 plaka- lı otomobil, hatalı sollama nedeniyle karşı yönden gelen Fahrettin Bflgin yö- netimindeki 07 CSB 04 plakalı oto- mobile çarptı. Kazada Bülent Sönmez, kardeşı Okan Sönmez, Emel Tomgül ve Fahrettin Bilgin yaşamını yitirdı. Ka- zada 3 kişi de yaralandı. Kastamonu, Kütahya, Samsun, Gi- resun'da meydana gelen kazalarda ise 2 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. Satıte kredi kartı operasyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri, anlaşmalı olduklan işyerlerine kredi kartı bilgilerini kopyalamada kullanılan cihaz yerleştirerek kredi kartlannın manyetik şerit bilgilerini kopyalayıp bu bilgilerle sahte kredi kartlan hazırlayarak para çeken bir çete bulunduğunu belirledi. Sahte kredi kartı dolandıncdığı olayına kanşan ve yakalanan toplam 16 kişinin, çeşitli illerde bankalan ve hesap sahiplerini yaklaşık 1 trilyon lira zarara uğrattığı kaydedildı. TKV üyeleri yemekte buluştu • İstanbul Haber Servisi - Türk Kalp Vakfi (TKV) üyeleri, "Yaza Adım" ve "Yorgunluk Atma" yemeğinde bir araya geldi. Beykoz Korusu'nda düzenlenen yemekte konuşan Vakıf Başkanı Çetin Yıldınmakın, yeni dönemin başlangıcında vakıf üyeleriyle böyle bir yemekte bir araya gelmekten mutlu olduklannı belirterek yann vakfın eski üyelerinden Cenk Koray anısuıa AKM'de bir gece düzenleyeceklerini bildirdi. İstanbul Haber Servisi - Balat ve Fener semtlerinin kültürel ve tarihi dokusunun korunarak sosyal ve ekonomik yaşamın canlandınlmasını hedefleyen "Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi" sokak şöleni ile başladı. Fener Kıreçhane Sokak'ta düzelenen şölende konuşan AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hansjörg Kretschmer, proje çerçevesinde 200 evin restorasyonunun yapılacağını söyledi. Semtte kurulacak sosyal merkezin kadm ve çocuklara sağlık ve eğitim konusunda hizmet vereceğini dile getiren Kretschmer, aynca yaklaşık 100 kişiye istihdam olanağı sağlanacağını anlattı. Alete karşı en iyi uygulamalar • tstanbul Haber Servisi - ABD'nin afetlerle ilgili sivil toplum kuruluşlanndan GeoHazard International'ın Asya Deprem Güvenlik înisiyatifi kapsamında, Boğaziçi Üniversitesi (BU) Kandillı Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nün ev sahipliğinde düzenlenen "Topluma Dayalı Afete Karşı En îyi Uygulamalar Paylaşım ve Liderlik Haftası" başladı. Etkinliğin ilk gününde Kandılli Rasathanesi Afete Hazırlık Eğitim Projesi'nın temel afet bilinci eğitımi, yapısal olmayan tehlikelerin azaltılması ve depreme karşı yapısal bilinç eğitimleri Ingilizce ve Rusça olarak sunuldu. M. uruyüşe, UNICEF çahşanlan, Orta ve Doğu Avnıpa, Biıieşik Devletler Tophıluğu ve Barak ülkelerinden toplam 27 ülkeden çocuklar, temsikiler, tstanbul Emniyet Müdürlüğü ÇocukPoKsi Şubesi. sanatçılar, sivil toplum kuruluşlan ve çok sayıda yurttaş kabldı. (Fotoğraf: EVRİM KAYA) HAKU Yarına en büyükyatmm çocuklıaklan İstanbul Haber Servisi-Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Bölgesel Çocuk Iletişim Ağı ve Çocuk Hakları Türki- ye Koalisyonu'nun işbirliğiyle düzenlenen "Tüm Çocuklar Eşjt Haklara Sahiptir" kam- panyası, UNICEF Genel Direktörü Carol Bel- lamy'nin de katıldığı yürüyüşle başladı. Ço- cuk haklannı hayata geçirmek, sorunlanna dikkat çekerek herkesi çözüm bulmak için harekete geçirmek amacıyla dünya çapında yü- rütülecek olan kampanya, Türkiye'de "KEÇO- cuklannın eğitimi" temasıyla sürdürülecek. UNICEF Genel Direktörü Carol Bellamy, Bölge Direktörü PtaflipO'Brien, Türkiye Tem- silcisi EdmondMcLoughney, Birleşmiş Mil- letler Mültecıler Yüksek Komiserliği Dış tliş- kıler Sorumlusu Metin Çorabaür, Şişli Be- lediye Başkanı Mustala Sangül'ün başında yer aldığı kortej saat 17.00'de Tünel'den yürüyü- şe başladı. Yürüyüşün Taksim Meydanı' nda sona ermesinin ardından basın açıklaması ya- pan UNICEF Genel Direktörü Bellamy, hiç- bir çocuğun aynmcılığa maruz kalmaması gerektiğıni vurgulayarak "Çocuklar, temel sağbk hizmetlerinden fa\dalandınlmalı. dış- lanmanıak aile ortamında büyümeti \e kız ço cuklan okuldan uzak tutulmamalıdır" dedi. UNICEF Bölge Direktörü O'Bnen ise kam- panyanın Türkiye'deki amacının kız çocuk- lannın okula gitme oranını yüzde yüze çıkar- mak olduğunu vurguladı. Şişli Belediye Başkanı Sangül de kampan- ya ile aynı adı taşıyan resim yanşmasında 1., 2. ve 3. olan çocuklara ödüllerini verdi. Et- kinlik Umut'un verdiği konserin ardından son buldu. YazarLütfı Özkök onuruna verilen gecede Türk ve îsveçli aydınlar bir araya geldi Sanatçılann Isveç buluşması GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Yıllardır Is- veç 'te yaşayan ve çektiği yazar ve şair fotoğraflanyla bütün dünya- da tanınan, şair Lüffi Özkök, bu kez de Türkiye'nin StockhohnBü- yükelçisi Tomur Bayer ve eşi Ye- şünHanım tarafindan büyükelçi konutunda düzenlenen geceyle onurlandınldı. Lütfı Özkök'e ma- yıs ayında Isveç Yazarlar Sendika- sı tarafindan ömür boyu hizmet ve teşekkür şilti verilmişti. Büyükelçi Tomur Bayer, bu tö- • îsveç Sanatçılar Yazarlar Meslek Örgütü Başkanı Peter Curman, aralık ayında İstanbul'da Kıbns'ın her iki kesiminin yazar ve sanatçılannı bir araya getirecek bir banş konferansı yapacaklannı söyledi. ren sırasında Özkök'ün îsveçli sa- natçı dostlannı, kendi konutunda düzenleyeceği geceye davet et- miştı. Perşembe gecesi Lütfi Öz- kök onuruna düzenlenen geceye, çoğu îsveçli olmak üzere 60 ka- dar yazar ve sanatçı katıldı. Gece- ye katılan tanınmış îsveçli yazar- lar ve sanatçılardan bazılan şun- lardı: Göran Palm (şair), Peter Curman (şair), Jonas Ellerström (editör ve çevnmen. OrhanVeli ıle MeBh CevdetAnday'ın yayıncısı), Tuğra Palm (\aşar Kemal'in çe- virmeni), UBa Lundström (Aziz Nesin'in çevirmeni), Mario Grüt (eleştirmen), Yasin Muhammed (Iraklı şair), Ann Smith (şair), FinnAzeBus (üniversiterektörü), Teddy Hultberg (müzisyen). Ge- ceye, Isveç Kralı Carl X\l Gus- taf ın kuzenı Gustaf Bernadot- te'un da kahlması dikkat çekti. Özkök'ün onur gecesine, İs- veç'te yaşayan Türk yazar ve sa- natçılardan tlhan Aydın (ressam), Dilek Yaraş (yazar), OzkanMert (şair) de katıldılar. Isveç Sanatçılar Yazarlar Mes- lek Örgütü'nün başkanı, şair Pe- ter Curman, Cumhuriyet'e, ara- lıkta Istanbul'da, Kıbns'ın her iki kesiminin yazar ve sanatçılannı buluşturacak bir banş konferansı düzenleyeceklerini söyledi. AYDINLANMA EMRE KONGAR Askep-Siyaset İlişkileninde Unutulan Noktalar III 16) Bugün Avrupa Birliği tarafindan anti-de- mokratik olarak nitelenen ve değiştirilmesi iste- nen Milli Güvenlik Kurulu da ilk olarak 1961 Anayasası ile oluşturulmuş bir kurumdu. Anaya- saya böyle bir kurum konmasının nedeni, asker- ler ile siviller arasındaki kopukluğu önlemek, et- kileşimi sağlamak ve bir daha 27 Mayıs müda- halesi gibi bir darbenin ortaya çıkmasını engel- lemekti. 17) Ne yazık ki, Milli Güvenlik Kurulu'nun varlıgı ve bu kurul içindeki sivil-asker etkileşimi 1960'tan sonraki askeri darbeleri önleyemedi. Gerek 12 Mart 1971'de gerekse 12 Eylül 1980'de, askerler, hem de askeri hiyerarşi içinde yani Milli Güvenlik Kurulu üyeleri olan komu- tanlann yönetim ve denetiminde iki darbe daha yaptılar. Bu her iki darbe sırasında da Başbakan Süleyman Demirel'di ve her iki darbe sırasında da askerler tarafindan iktidardan uzaklaştırıldı. 12 Eylül'den sonra aynca tutuklandı ve uzun sü- re siyaset yapması da yasaklandı. 18) Aslında 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri, esas olarak 27 Mayıs 1960 darbesinin sonucunda kabul edilen özgürlükçü 1961 Ana- yasası'na karşı yapılmıştı. 12 Mart'ta bu anaya- sa önemli ölçüde sınırlanmış ve kısıtlanmış, 12 Eylül'de ise bütünüyle rafa kaldırılıp yerine bas- kıcı 1982 Anayasası kabul edilmışti. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinın amacı, Soğuk Savaş bağ- lamında Batı'nın Sovyetler Birliği ne karşı sa- vaşında, Türkiye Cumhuriyeti nin dincı ve milli- yetçı ıdeolojılere uygun olarak anti-komünist bir yapıda yeniden biçimlendirilmesıydi. 19) Böylece 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri arasında, sivil politikacılar ile askerlerin etkileşimi açısından garip bir sarmal ortaya çık- mıştı: 27 Mayıs sivil politikacıların (en azından iktidarda olan Demokrat Parti'nin) demokrasiyı yozlaştırmasına ve bir diktatörlüğe çevirmesine karşı yapılmış, ama ondan sonraki iki darbe bu darbenin kurduğu demokratik yapıyı ortadan kaldırmak amacıyla uygulamaya konulmuştu. Yani (darbe eyleminin doğrudan doğruya de- mokrasiye karşı bir yöntem olması bir yana) de- mokrasiyı yozlaştıran sıvillere karşı, askerlerin demokrat amaçlı darbesı, askerlerin yine ken- dilerinin yürürlüğe koyduğu anayasayı budamak ve değiştirmek için yaptıkları anti-demokratik amaçlı darbelere yol açmıştı. 20) 27 Mayıs darbesini yapan askerlerin önünde, Demokrat Parti'nin rejimi yozlaştırması- na karşı önlemler öneren CHP'nin "İlk Hedefler Beyannamesi" adı ile yayımladığı bir anayasa modeli vardı: Senatonun kurulması ve iki mec- lisli sisteme geçilmesi. Anayasa Mahkemesi, muhalefet özgürlüğü, basın özgürlüğü, özerk devlet radyo ve televizyonu, işçi haklarının ve sendikacılığın geliştirilmesi, özerk üniversite, nisbi temsile dayalı seçım sistemi, Devlet Plan- lama Teşkilatı gibi önlemler ve kurumlar bu mo- del ile 1961 Anayasası'na girdi. 21) 27 Mayıs, Cumhuriyet'in kuruluş dönemini anımsatıyordu: Toplum, toplumsal, siyasal ve ekonomik süreçler sonunda sağlayamadığı ge- lişmeler aşamasına, tepeden inme bir yön- temle sıçratılıyordu. Cumhuriyet, feodal bir toplumda, endüstriyel bir toplumun üst kurum- larını kurmuştu. 27 Mayıs ise henüz kapitalist- leşmesinı tamamlayamamış bir toplumda, onun bir ileri aşaması olan Sosyal Refah Devleti (laik ve demokratik sosyal hukuk devleti) modelini kuruyordu. 22) Dolayısıyla, Cumhuriyet'in benimsenmesi ve özümlenmesi nasıl çok zor ve çok sancılı ol- muşsa, 27 Mayıs'ın getirdiği Sosyal Devlet'in benimsenmesi ve özümlenmesi de çok zor oldu ve bellı hedefler açısından bütünüyle başansız kaldı. Aynca bu "tepeden inme" modernleşme modeli ile toplumun geri kalmışlığı arasındaki çelişkilerin yarattığı sürtüşmeler ve dalgalanma- lar 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin önünü açtı. 23) Cumhuriyet, ancak Mustafa Kemal Ata- türk'ün önderliğinde, Ismet Inönü'nün sürdür- düğü, yek vücut bir ordu ve tek parti sistemi ile 1946'ya kadar getirilmişti. 27 Mayıs'tan sonra ise ne tek partinin ne de yek vücut bir ordunun varlığı ve desteği söz konusuydu. Tam tersine demokratik süreçler sonunda ortaya çıkma- dıklan için, demokratik hak ve özgürlükîeri ye- terince özümleyememiş, bu hak ve özgüriükle- rin başkalarının hak ve özgürlüklerini tehdit et- memesi gerektiği konusunda sorumlu ve bilinçli olmayan işçiler, politikacılar, aydınlar ve gençler, 1961 Anayasası ile kazandıkları haklan ve öz- gürlükîeri, demokrasiyi geliştirmek için değil, ül- keyi kendi kafalanndaki modele göre yeniden ve zoria biçimlendirmek için kullanmaya kalktılar. ekongar'. cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org TEŞEKKÜR Katarakt ve miyop ameliyatımı başarıyla gerçekleştiren ve beni sağlığıma kavuşturan İstanbul Cerrahi Hastanesi doktorlarından Sayın Op Dr SİNAN GÖKER'e ve uzman çalışma arkadaşları Sayın Op. Dr. Buket AYOĞLU'na, Sayın Op. Dr. Berrin TOKSÜ'ne, Göz Bölümü Yöneticisi Sayın Suzan ATAMAN'a ve hemşire Ayten BEKİROĞLU, hemşire Inci UZUN ve bütün ekip arkadaşlarına içten teşekkürlerimle saygılarımı sunarım. Prof. Dr. AYDIN AYDINCIOĞLU