25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1t£ HAZİRAN 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 Parkorman'da trir Atom Karnca • Kültür Servisi - Efes Pilsen One Love Festival'nin ikincisi 13 ve 14 Haziran tarihlerinde Parkorman'da gerçekleştirildi. tki gün boyunca 10 binden fazla kişinin izlediği konserlerin yıldızı hiç şüphesiz Moby idi. fîd Singapurlu kadından oluşan yaylı seksiyonu, muhteşem sesli siyah bir bayan solist ve eşlikçi müzisyenlerden oluşan orkestrası ile sahneye çıkan Moby, enerjik ve sempatik hareketlerinin dışında, son albümünden ve özellikJe de 'Play' albümünden çaldığı 'Natural Blues', 'Porcelain', 'Honey', 'Why Does My Heart Feel So Bad' gibi parçalarla seyirciyi coşturdu. Rave klasiği 'Go'yu da unutmayan Moby, sürpriz bir 'Johnny Guitar' seslendirdi. Bir saatlik sahne performansının ardından, yoğun istek üzerine tekrar sahneye gelen Moby, efsane rock grubu Led Zeppelın'in 'Whole Lotta Love'ını yorumladı. Kanajan Ödülü Mutter'in • BADEN - BADEN (AFP) - Alman keman sanatçısı Anne-Sophie Mutter, çağımızın başanlı müzik insanlanna verilen 'Herbert von Karajan Ödülü'nün sahibı oldu. Dün Baden-Baden Pentecost Müzik Festivali kapsamında yapılan törenle ödülü verilen 39 yaşındaki sanatçı, Münih Oda Orkestrası eşlığinde konser verdi. Mutter, bir solist olarak ılk kez 1977 Salzburg Festivali kapsamında Karajan yöneriminde izleyici karşısına çıktı ve kısa sürede dünyanın sayılı virtüözleri arasına girdi. Zeynep Tanbay Dans Ppojesi • Kültür Servisi -31. Uluslararası Istanbul Müzik Festivali kapsamında Zeynep Tanbay, 'Zeynep Tanbay Dans Projesi'nin 'Modern Dans Gala Gecesi' adlı gösterisini bugün saat 19.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde sahneleyecek. Gösteri, William Forsythe, Hans Van Manen, Jiri Kylian ve Mats Ek gibi dünyaca tanınan koreograflann yapıtlannın yanı sıra Zeynep Tanbay'ın da üç büyük koreografisinden oluşuyor. Cullberg Balesi ve Münih Devlet Balesi solistlerinin de dans edeceği gecede, sanatçı, müziklerini Burhan Öçal'ın yaptığı yeni solosu 'Kollara Dans'ta Lior Lev'le düet yapacak. (0 212 334 07 00) l En çok satılan kupgu roman' • Kültür Servisi - Hillary Clinton'ın otobiyografısini yazdığı kitap, 'en çok satılan kurgu roman' rekorunu kırdı. Amerika'nın en büyük yayınevlerinden Barnes and Noble'ın yaptığı açıklamaya göre kitabın satışa sunulduğu günün sonuna dek 40 bin kopya isteği yapılmış. 'Living History' adlı kitap Amerıka'da en çok satın alrnan kitap olma özelliğini yakalamak üzere. Kitapta yer alan anılarda Hillary Clinton, eşi eski Amerika Başkanı Bill Clinton'ın kendisine Monica Lewinsky'yle ilişkisi konusunda ne gibi yalanlar söylediğini de açıkhyor. Martene Dietricti unutulmadı • PARİS (AA) - Sinema dünyasının efsanevi oyunculanndan Marlene Dietrich'in kostümleri Paris Moda Müzesi'nde sergilenmeye başlandı. 'Bir Efsanenin Doğuşu' adını taşıyan sergide, ünlü oyuncunun 250 parçadan oluşan giysi ve aksesuvan Parislilere tamtılıyor. Müze yöneticisi Catherine Joüı-Dieterle, sergilenen giysinin ünlü oyuncunun karakterini ve yaşam felsefesini ortaya koyduğunu, Parisli sanatseverlerin Dietrich'in bir dönemin modasını nasıl belirlediğini yakından görme olanağına sahip olacaklannı söyledi. Berlin'deki Film Müzesi'nden ödünç alınan giysi ve aksesuvar, özel dekor ve ışık gösterisi eşliğinde tanıtılacak. Bu arada, Paris Belediyesi, 1992 yılında 90 yaşmda ölen ünlü oyuncunun bu kentte son 17 yıl yaşadığı evin önündeki sokağa, perşembe günü düzenlenecek bır törenle Dietrich'in ismini verecek. T| JT 1. Uluslararası Müzik Fuarı ve Festivali yarın Tüyap Beylikdüzü'nde başlıyor Müzik pazarı canlanıyorOZLEM ALTUNOK Türkiye'deki müzik endüstrisini harekete geçirecek bir ilk, '1. Uluslararası Müzik Fuarı ve Festivali', yann Istanbul Beylikdü- zü Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde baş- lıyor Müzik endüstrisinin gelişimi için ekono- mik güç birliği oluşturmak. pazan canlandır- mak ve büyütmek, daha geniş kitlelere ulaş- mak amacıyla MÜYAP'ın (Müzik Yapımcı- lan Meslek Birliği) düzenlediği festival, 22 Haziran'a kadar sürecek. Etkinlikte, müzik yapımcılarından CD - MC fabrikalanna, müzik yazılımcılanndan klip yapım şirketlerine kadar müzik sektörü- nün tüm birimleri yer alacak. Sektörün en- düstriyel büyüklüğe ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olacak fuarda, konserler, imza günleri, söyleşiler ve daha birçok etkinlik dü- zenlenecek, satış da yapılacak. Fuann son günü Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Mer- kezi'nde yapılacak olan gecede de MÜ-YAP müzik ödüllen verilecek. Yenl tanıtım olanakları yaratmak... - Türkiye'de ilk kez bir müzik fuan dü- zenleniyor. Konu nasıl gündeme geldi ve hedefleriniz neler? BÜLE.NT FORTA - Dünyanın bütün ül- kelennde olduğu gibi, endüstriyle fuarlar ara- sında sıkı bir ilişkı vardır. Müzik endüstrisı Türkiye'de de rakam olarak dünyadan geride değil. Amaçlanmızdan en önemlisi Türki- ye'de müziğin bır endüstnsi ve temsılcisi ol- duğunu vurgulamak. tkincisi, uluslararası ol- masını düşündüğümüz bu fuarla, Türkiye'de üretilen müziğin yurtdışıyla bağlantısını ku- racak birplatform oluşturmak. Bunun dışın- da müzik sektörüne yeni tanıtım olanaklan yaratmak, tüketiciyle müziği üreten plak şir- ketleri arasında bağlantı kurmak, aynı za- manda sektörün bir araya gelmesini ve bır- üzik endüstrisinin gelişimi için ekonomik güç birliği yapmak, pazan hareketlendirmek ve büyütmek, daha geniş kitlelere ulaşmak amacıyla Müzik Yapımcılan Meslek Birliği'nin düzenlediği festival, 22 Haziran'a kadar sürecek. liktelıkten ortak bir enerji çıkmasmı sağla- mak amacındayız. - Tüm bu söz ettiklerinizin gerekliliği açısından, etkinliğin gecikmiş olduğu söy- lenebilir mi? FORTA - Türkiye'deki müzik sektörü bu- güne kadar sektörün özelliklerine uygun bir yapılanma içinde olmadı. Oysa, Türkiye'de son 10 yıldır ciddi kültürel üretim yapan, po- püler anlamda dünya standartlannda iş üre- ten birçok plak şirketi var. Buna karşın bu şir- ketlerin bır araya getırilmesiyle ilgili örgüt- lenmeler yoktu. Yaklaşık 2 yıl önce MÜ- YAP'ın bir rür meslek birliği olarak ortaya çıkması böyle bir platformu oluşturdu. Biz müziğin çok önemli bir alan olduğunu ve üre- timin arkasında plak şirketlerinin yer aldığı- nı düşünüyoruz. Dolayısıyla dünya standart- lannda bir müzik sektörü oluşturmak için fu- an önemli bir bileşen olarak görüyoruz. - tlk fuarın belirli bir teması olacak mı? FORTA - Her yıl bir tema üzerinden git- meyi düşünüyoruz. Bu yılın temasını, kitap sektörünün de ana derdi olan 'korsan çoğal- tımlar' olarak belirledik. 'Çalıntı müzik çalmayın' sözü çevresinde bir bilınçlenme yaratmayı düşünüyoruz. Müzik sektörünün, özellikle fikri mülkiyet haklannm çok bü- yük sorunu var. Bu, yazarlar, plak şirketleri, yaymevleri için de geçerlı. Türkıye, fıkrin ödüllendirilmey'P cezalandmldığı tek ülke. Bu sorunlan da gündeme getırerek yaygın- laştırmak istiy)ruz. - Fuar kapsamında bu anlamda ne gibi etkinlikler y a p d a c a k ? FORTA - Sadec e bir fuar değıl, festival havasında get,ecek bır etkinlik olmasını amaçhyoruz Var o l a n Çe $l t h m u z l k f e s t l v a l " lerine ek olarak popüler müzığı kapsayan bır festival oluşturmayı da düşünüyoruz. Böyle- ce yeni çıkan ısimlenn tanıtılması ve dinle- yicinin plaklarını aldıklan sanatçıların kon- serlerine gidebilmeleri için de bir platform olacak. Aynca konserler, imza günleri, söy- leşiler de düzenleyeceğiz. 'Sektör lyl bir Imaja sahlp değil' - Fuarın müzik endüstrisine yararmın neler olacağını umuyorsunuz? FORTA - Müzik sektörü maalesef iyi bir imaja sahip degil, daha çok eğlence program- lannın malzemesı gibi görünüyor. Çoğu mü- zik firmasımn orada olmamasına karşın, Un- kapanı geleneği üzerinden görünen bır yüzü var hâlâ. Imajı kötü kalmış, gerçeği değışmiş bır endüstrinın, imajıyla gerçeğını örtüştür- mek istiyoruz. Aynca, fuann son günü 'Mü- zik Endüstrisı Odülleri' gecesi düzenlıyo- ruz. Satış rakamlan üzerinden verilecek bu ödüller, Türkiye'nın, IFBI'nın (Uluslararası Plak Şirketleri Örgütü) içinde bulunduğu Or- tadoğu bölümünden Avrupa bölümüne alın- masıyla da ilgili. Bundan sonra standartlarda Avrupa'yla aynılaşmamız lazım. Satış ve ka- yıt rakamlan üzerinden ödüller vereceğimiz- den, herhangi bir sanatçımızın plağı 1 milyon satışı aşmışsa bunun belgelenmesi gerekıyor. Sonuçta standartlar yükseldikçe sektör de dünyayla daha çabuk bütünleşecek. 3. Uluslararası Pismis Toprak Sempozyumu 30 Haziran'a dek sürecek Toprağın sanatla görkemli buluşmasıKültür Servisi - Toprağı sektörel, bilimsel ve sanatsal açıdan değerlen- dirmeyi, kent kimliğiyle bütünleştir- meyi amaçlayan '3. Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu' bu- gün başlıyor. 30 Haziran'a dek de- vam edecek olan sempozyum kapsa- mında bu yıl 60'ın üzerinde bildiri- nin yanı sıra ücretsiz halka açık kon- serler ve sergiler sunulacak. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, TC Kültür Bakanlığı, Eskişehir Valilığı, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi, Kılıçoğlu ve Başak Kı- remit sanayıcılerinin işbirliğiyle dü- zenlenen sempozyuma yurtdışından Reiner Seliger (Almanya), Hristo Yankov (Bulgaristan). Peter Lange (Yeni Zelanda), Maria Sezer (Hol- landa), Marat Aynekov Omirseri- koğlu (Kazakıstan), Anna Stump (ABD) ve yurtıçınden Cengiz Bek- taş, Fuat Kökek, Sevim Çizer, Zeh- ra Çobanlı ve Prof. Dr. Yılmaz Bü- yükerşen katılacak. Sempozyum sü- resüıce pişmiş topraktan yapacakla- n heykelleri kent merkezine yerleş- tirerek kent halkına armağan edecek olan sanatçılara, emekleri karşılığın- da belli bır 'telif ücretT ödenecek. 60'dan fazla bildiri sunulacak 17-19 Haziran tanhleri arasında yapılacak olan bilimsel toplantıda pişmiş toprağı (terra cotta) mühen- dislik, arkeolojik ve sanatsal yönüy- le ele alan 60'dan fazla bildiri akade- misyenler tarafından sunulacak. Friglerin MÖ 1200'lü yıllarda yaşa- dığı ve yoğun olarak eserlenni bırak- tığı Yazıhkaya'da (Mıdas Şehn) 22 Haziran'da yapılacak konserle Frig- Suskun toplum, bir mektup ve ümitler AYŞE EMEL MESCİ Niye bu kadar tepkısiz, suskun bır toplumuz? Soruyu şöyle sormak gerek belki de: Toplumda herhangi bir alandaki haksızlıklara, yanlış kararlara, polıtikalara tepki gösteren kesimler niye bu kadar daraldı ve söz konusu tepkilerin geniş toplum katmanlannda yankılanmasının, güçlü bir sese dönüşmesinin, kamuoyu halme gelmesinın yollan neden ve nasıl tıkandı? Kamuoyu kavTamının ıfade ettiği gerçeklık ne gibi tarihsel, kültürel, sosyolojık zeminler üzerinde şekilleniyor? Bızde bu gerçeklığin çapı ve sınırlan nedir? Bir mektup Y, ' 4 \ ' B- Charles Pilkev'in 'Tower of Babylon / Babil Kulesi' adlı yapıtı. ya Vadisi'nde bulunan eserlerin ulu- sal ve uluslararası boyutta tanıtım olanağı sağlanacak. Sempozyum kapsamında, İsmet Inönü Caddesi'ndeki eski Kurt Kıre- mit Fabrikası bahçesınde seramik öğretim üyelerinın seramik sergisi açılacak, Kınık ve Sorgun yörelerin- den gelen geleneksel pişmiş toprak- la çanak ve çömlek üreten üreticile- rin satış standlan kurulacak ve aynı alanda konser, tiyatro oyunlan, halk danslan gösterileriyle saydam göste- rileri yapılacak. Cıgan Vals Toplu- luğu, Anadolu Ezgileri Grubu konser verecek gruplar arasında. ONFERANSLAR İSTANBUL'DA YAPILACAK Dil ve edebiyattaki smırlar Kültür Servisi - Ulusla- rarası bilimsel bir kuruluş olan Poetics and Linguis- tics Association'ın (PA- LA) 23. yıllık konferansı, Boğaziçi Batı Dılleri ve Edebiyatlan Bölümü'nce 23 - 27 Haziran tanhlen arasında gerçekleştirile- cek. Konferanslann kimı- lerince farklı coğrafyalar, kimlikler ve kültürler ara- sı bir 'sınır', kimilennce ise tüm karşıtlıklann bırbı- rine kanştığı bir 'melez- lik' sembolü olarak görü- len bir kent olan İstan- bul'dayapılıyorolması ise etkinliğin anlamını denn- leştinyor. Konferans süresınce dil ve edebiyattaki eski-yeni sınırlann, dısiplınlerarası, çok yönlü ve sorgulayıcı bir bıçimde ele alınması amaçlanıyor. Geleneksel edebiyattan, siber dünya- ya, gay ve lezbıyen kültür- lerden David Bowie'nin müziğine, Foucault'dan Orhan Pamuk a farklı konularda 150"den fazla bildınnin sunulacağı kon- feranslann, 'Retorik ola- rak/ve terorizm: 11 Eylül Öncesi ve Sonrası', 'Ku- düs'te Sınırlan Sorgula- mak\ 'Sanal Dünyada Üniversite Eğitimi 1 , 'Do- ğaçlama Şiir Yazmak' gı- bı ilginç atölye çalışmala- nyla beslenmesı amaçla- nıyor. Konferanslann ko- nuşmacılan ise alanlann- da uzman yabancı sosyo- loglar, edebiyatçılar, dılbi- limciler ve felsefecilerden oluşuyor. aşamımız giderek yatay bir düzleme hapsoluyor, sanki yerküreyi dümdüz bir buzlu cama, devasa bir ekrana dönüştürüp üzerinde ayakta durmaya çabalıyoruz. mektuplarında. Bu az şey mi sizce? (...) Bitirirken, Eluard'ınki kadar sevdiğim (ve yakınlarda kaybettiğimiz şair Â. YücePe ait) bir şiirin son dizeleriyle veda etmek istiyorum: Bitmedi daha sürüyor o kavga / Ve sürecek / Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek..." Cüncel gelenekler Toplumsal algılama araçlannda özellikle son 20 yılda gerçekleşen köklü değişim sonucunda, medya aracılığıyla egemen bir görünürlük kazanan kimi ka\xamlar, görüşler, ideolojiler deyım yerindeyse 'gelenekleşti' ve biz artık kalıplaşmış görüntü montajı teknikleriyle beslenen söylemlerin oluşrurduğu 'güncel gelenekler'le yönlendiriliyoruz. Bazı dayatıhnış iddialann, tartışıhııaz gerçekler olduğuna inandınlıyoruz. tdari \e medyatik baskılarla toplumsal genlenmize işlenen korkuyu, biz de yeniden üretiyor ve yaşam alanlanmıza şıddet olarak yayıyoruz. Aklımız, ıBeynime sorular üşüşüyor, masamm üzerinde uzun zamandır bir mektup bekliyor: "Ayşe Emel Mesci'ye merhaba! Bu mektup gazeteye ulaşır mı? Ya da oradan size ulaşır mı? Bunu bilmiyorum. Yine de yazmak istedim. Ancak yazacaklanmın üç yıldır tecritte, tek başıma tutulduğum F tipi gerçeğiyle bir ilgisi yok. (...) _ — _ _ Bunlann ötesinde yazmak istedim. Çünkü yazılarınızı okuyorum. 6 Mayıs tarihli yazınızı da okudum. Deniz'lerden hareketle yazardınız. Bekliyordum. Ve yazdmız zaten. Yazdığınız yazıyı eleştirecek değilim. Ama şu an karşımda duran son paragrafını anımsamanızı isterim. Bence Ayşe Emel Mesci umutsuz olmamalı. Yeniden gönül dolusu 'tohumlar düştü toprağa' diyebilmeü. (...) Size tavsiyem, yeniden ve her zaman kenii eciş bücüş görüntümüzden Paul Eluard'ın 'Aydınlık' şiirini anımsamanudır. 27 Mart 1972'de Sağmalcılar Hapishanesi'nden annesine bu şiiri gönderen o genç kız gibi, 2003 Türkiyesi'nde başka gençler aynı şiiri yolluyorlar ungelemimiz, duyusal ve duygusal algılama kapasıtemiz inanılmaz bir hızla akan ve değışen o görüntü, haber, yorum Çiğının altında kalıp yamyassı bir buztabakasına dönüşüyor, tüm dennlik olanaklannı yitiriyorlar. Yaşamımız giderek yatay bir düzleme hapsoluyor, sanki yerküreyi dümdüz bir buzlu cana, devasa bır ekrana dönüştürüp üzerinde ayakta durmaya çabalıyoruz. Altoıızdaki buza baktıkça, o pusu lunapark aynasına yansıyan deh^ete kapılıyoruz. Beld de o buzun üstünde bir ateş yakmak gerek... Unrtleri yeşertenler sağ olsun, armlütfen SAĞ OLSUN! aeaelmesci(a yahoo.fr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear