Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27-MAYIS2003SAU CUMHURİYET SAYFA
HJJV\_/11U1VJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
BM işadamlarım
bilgilendiriyop
• GAZİANTEP
(Cumhuriyet) -
Birleşmiş Milletler
(BM) Türkiye
Temsilciliği, 5 mılyar
dolarhk bir pazan
bulunan BM ile iş
yapmak isteyen
işadamlannı
bilgilendirmek için iki
seminer düzenledi.
Gaziantep'te dün
düzenlenen semınerde
BM Türkiye
Koordinatörü Jacob
Simonsen, Afganistan
ve Irak'ın ihtiyaçlannın,
bu ülkelere yakınhğı
nedeniyle Türkiye 'den
karşılanmasının uygun
olduğunu söyledi.
Simonsen, BM satın
alma sisteminin
2002'denbuyana
Türkıye'de faaliyet
gösterdiğini belirtti.
Demir Romlease
Italyanların
• MtLANO(AA)-
Demirbank'm
Romanya'daki bankası
Demirbank
Romania'dan sonra,
leasing şirketi Demir
Romlease de îtalyan
Unicredito Italiano
bankasının denetimine
geçti. Unicredito
Italiano, Demir
Romlease hisselerinin
yüzde81.88'lik
bölümünü alarak salt
çoğunluğu elde
etmiş oldu.
Tat, Cappi Sun
üretecek
• Ekonomi Servisi -
Tat Konserve, Isviçre
merkezli Capri Sun AG
ile lisans anlaşmasına
hazırlanıyor. Tat
Konserve'den Borsa'ya
gönderilen açıklamaya
göre, şirket yönetim
kurulu, Capri Sun AG
ile "Capri Sonne"
teknolojisi ve
markasıyla üretim, satış
ve dağırım amaçlı lisans
sözleşmesinin yapılması
konusunda şirket
yönetiminin yetkili
kılınması karan aldı.
Vısa Türkiye'den
4 bankaya ödül
• İSTANBUL(AA)-
Visa Türkiye, Visa kredi
kartı ve Visa Electron
banka kartı markalanna
geçen yıl en çok katkıda
bulunan üye bankalan
belirledi. Buna göre, Yapı
ve Kredi Bankası
2002'de Visa kredi kartı
kullanımında en yüksek
işlem hacmi
gerçekleştiren banka
olurken, îş Bankası, Visa
Electron banka kartı
kullanımında en başanh
banka ödülüne layık
görüldü. Denizbank ve
Vakıfbank kredi kartında
en yüksek büyüme
oranını gerçekleştiren
bankalar oldu.
Bulgaristan'da
yatırımcıya takip
• SOFYA(AA)-
Bulgaristan Milli
Istihbarat Servisi (NRS)
Genel Müdürü Vekili
Alb. Kirço Kirov, ülkeye
yatınm yapacak yabancı
yatınmcılann güvenlik
araştırmasından
geçirileceğini bildirdi.
Hükümet,
özelleştirmeye katılacak
adaylann isimlerini
önceden NRS'ye
verecek. NRS de bunlar
hakkında soruşturma
yaparak rapor
hazırlayacak.
YASED, New York, Frankfurt ve Tokyo'da toplantılar yaparak yabancıları çağıracak
TürkiyegörücüyeçıkıyorEkonomi Servisi- Türkiye'de
"bıçak kemiğe dayandığı için
gücünün gerektirdiği ağırükla
sözünü ortaya koyacağun"
açıklayan Yabancı Sermaye
Derneği (YASED) dünyanın
önde gelen fınans merkezlerin-
de Türkiye'yi tanıtmaya hazır-
lanıyor.
YASED Başkaru Şaban Er-
dikler, îstanbul Ticaret Oda-
sı'nda düzenlenen "Yabancda-
rm Taşınmaz Mal Tasamıfiı"
konulu sempozyumda gazete-
cilerin sorulannı yarutlarken
yannm ortamının iyileştirilme-
sine ilişkin yasalann çıkması-
nı takiben yaz aylannda New
York, Londra, Frankfurt ve
• YASED yatınm ortamının iyileştirilmesine ilişkin yasalann çıkmasının
hemen ardından, yaz aylannda, New York, Londra, Frankfurt ve Tokyo'da
toplantılar yapacak. Toplantılan TÜSÎAD ve TOBB destekliyor.
Tokyo'da toplantılar yapmayı
planladıklannı, büyük yabancı
yatınmcılan Türkiye'ye davet
edecekJerini belirtti.
Erdikler, 3 Kasım'dan bu ya-
na yabancı sermaye adına ger-
çekleşen tek adımın Yabancı-
lann Çalışma Izinleri Hakkın-
da Kanun'un çıkanlması oldu-
ğunu belirterek, "Bunun (hşm-
da somut adım adına bugüne
kadar yapılmış bir şe>yok ama
aknğnmz çok iyi mesajlar var"
dedi. Yabancılara eşıt tnuame-
le talebinde bulunan Erdikler,
YASED'in bir eylem planı ha-
zırladığını ifade ederek şöyle
konuştu: "30 Haziran'a kadar
kanunlaşmasını beklediğimiz
konular hayata geçtikten sonra,
sayın Basbakanın bir toplanü
yapmasını ve Türkiye'de ya-
bancı sermaye için gerekli orta-
mı sağladıkiannı açıklayarak
yabancılan davet etmesini bek-
Hyonım. Toplanüyı milat ala-
rak, temmuz sonu ağustos ba-
şmda road shovva çıkacağrz.
YASED ticaret odaian, yati-
nm tanıüm ajanslan ile beraber
Tûrkiye'deki yeni yatinm orta-
nuru tanıücı konferanslar, semi-
nerler düzenleyecek."
Erdikler, ilk etapta 4 finans
merkezinde, daha sonra özel-
likle Avrupa'da yapmayı dü-
şündükleri etkinliklere Türk
Sanayicüeri ve Işadamlan Der-
neği (TÜSİAD) ile Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği'nin
(TOBB) de destek vereceğini
bildirdi. Erdikler, "Yasalarçık-
mazsa, bu road showu yapma-
yacağız. Cebimde malzemem
obnazsa ne satacağım" diye ko-
nuştu.
Erdikler, geçen yıl dünyanın
önde gelen uluslararası kuru-
luşlann başkan ve CEO'lannın
davet edildiği ancak iptal edilen
Yatınmcı Konseyi Toplanh-
sı'nın da, eylül-ekim aylannda
Dünya Bankası işbirliğiyle ya-
püacağını bildirdi.
Türkiye'ye 2002'de sadece
600 milyon dolar sermaye giri-
şi olduğunu anımsatan Erdik-
ler, 2004 yılında 3 milyar dolar,
2005 yılında da 5 milyar dolar
yabancı sermaye girişi tahmin
ettiklerini söyledi.
2. Dünya Ticaret Merkezi
Karadeniz'in
kalbi Trabzon
J
da
AHMETŞEFtK
TRABZON - Türkiye'nin ikinci Dünya
Ticaret Merkezi (DTM) yann Trabzon'da
açılacak. Açılış dolayısıyla Karadeniz
Ekonomik Işbirliği (KEI) bölgesinden çok
sayıda konuk Trabzon'a geldi. Trabzon
Dünya Ticaret Merkezi'nin, KEİ, Kafkaslar,
Orta Asya ve Ortadoğu'ya yönelik çalışması
hedefleniyor. îstanbul DTM'nin ardından
Türkiye'de ikincisi olacak Trabzon DTM,
dünya çapında da 267'nci DTM olacak.
Trabzon DTM iki bölüm halinde inşa
ediliyor. Birinci bölüm üç adet fuar ve
yönetim binalanndan meydana geliyor. Şu
anda açıhşa hazırlanan fuar alanı 11 bin metre
kapalı alandan oluşuyor. Birinci bölümde KEI
ülkeleri ile ticaretin geliştirilmesi
hedefleniyor. îkinci bölüm inşaatı ise
konaklama, iş toplantılan, konferanslar gibi
gereksinmelere yönelik olarak hazırlanacak.
En büyük hissedann îstanbul DTM'nin
olduğu Trabzon DTM'ye, Trabzon Özel
Idaresi, Trabzon TSO, Trabzon Belediyesi ve
merkezin bulunduğu Kaşüstü Belediyesi de
ortak. Yaklaşık 9 ayda bitirilen ve 5 trilyon
liraya malolan fuar ünitesinde "Birinci
Uluslararası Karadeniz, Ticaret, Sanayi ve
GirişimJer Fuan" açılacak. Açılışı Başbakan
Recep Tayyip Erdogan'ın yapması
bekleniyor. Açıhşa KEI ile OECD
ülkelerinden temsilciler, Rusya
Federasyonu'ndan Tataristan, Soçi, Surgut,
Krasnodar, Rovorosisk, Dzerzhinsk, Nizhny,
Tagil, Stavropol, Tomsk; Ukrayna'dan Kınm,
Sıvastopol; Tahran, Zencan, Tebriz;
Moldova'dan Pridnesbterovie; Gürcistan;
Macaristan'dan Zigetvar; Yunanistan'dan
Kavala ticaret ve sanayi odaian temsilcileri,
Azerbaycan Ekonomi Geliştirme Bakanlığı
yetkilileri katılacak.
160 milyar dolarhk dev endüstri
Güzellik tutkusu
kriz dinlemez
Güzel vebakımlı olmak cinsiyetaynmıgözetilmek-
sizin tercih edilen bir olguya dönüştü.
Ekonomi Servisi- Uygarhk
kadar eski olduğu varsayılan
"güzel ouna" arzusu, günü-
müzde gelışen teknolojinin
nimetlerinden sonuna kadar
yararlanan dev bir endüstri
yarattı. Güzel ve bakımlı ol-
manın cinsiyet aynmı göze-
tilmeksizin tercih edilen bir
olgu haline dönüşümü, bu
uğurda "bol acı"ya katlanan
insanlan,
u
bol para" harcar
hale getirdi.
Ince bir boyun
için takılan halka-
lar, ince bir bel için
katlanılan kaburga
eksıltmeler... Her
dönemin kendi ta-
nımı içinde şekille-
nen güzellikkavra-
mı, artık yıllık 160
milyar dolarlık ci-
roya sahip küresel
bir endüstriye is-
mini veriyor. The
Economist dergisinde yer
alan habere göre, güzelliği bir
işkolu haline dönüştüren, in-
sanoğlunun güzel olmak ko-
nusundaki hiç eksilmeyen
tutkusu. Bu tutkuya paralel
olarak, insanlann bu uğurda
harcadıgı para gittikçe arnyor.
Yatınm bankası Goldman
Sachs'in araştırmasına göre,
küresel güzellik endüstrisi
her yıl yüzde 7 büyüyor. Ge-
lişmiş ülkelerin Gayri Safi
• Küresel
güzellik
endüstrisi her
yıl yüzde 7
büyüyvr.
Araştırmalara
göregüzel ve
hakanlı olmak
kisiyesosyal
avantaj
sağltyor.
Yurtiçi Hasıla büyüme oran-
lannı bile geride bırakan bu
tablo içinde, lider kozmetik
fırmalannın giderek katla-
nan kârlan da dikkat çekiyor.
Sektörün piyasa lideri L'Ore-
al 13 yıl içinde yıllık kârlan-
nı yüzde 14 arttınrken aynı
dönemde Beiersdorf's Ni-
vea'nın yıllık satışlannda
yüzde 14 oranında bir büyü-
me olduğu kaydediliyor.
Amerikalüann
güzellik uğruna har-
cadığı paranın her
yıl artarak eğitime
harcananın önüne
geçtiği belirtilirken,
bu tarz bir eğilimin
yahuzca "saf bir
kendini gösterme"
duygusu ile açıkla-
namayacağı görüşü
ağırhk kazaruyor.
Yapılan araştırma-
lar, güzel ve bakım-
lı olmanın sosyal avantajlar
sağladığım, çekici erkek ya
da kadınlann "daha zeki ol-
duğu ya da daha fazla para
kazandıklarTnın düşünül-
düğünü ortaya koyuyor.
"Güzel görünmenüT kadın-
lann en etkili özelliği oldu-
ğunu belirten Psikolog Nan-
cy Etcoff "Bu özellikkrini
sosyal statüye, paraya hatta
aşka bile çe>TÜebüdiğiııi
<
" dıle
getiriyor.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy@tr.net
Artık tüm "üçüncü dünya" ül-
kelerinin güvenlikleri tehdit altın-
dadır. Çünkü, perşembe gününe
kadar Cenevre ve Lahey anlaş-
malanna aylon olan, ABD'nin im-
paratorluk projesi, "önleyici vu-
ruş", "devletlere son verme",
"rejjm değişikliği" politikalan, bu
politikalann sonucu Irak'ın işga-
li ve sömürgeleştirilmesi Birleş-
miş Milletler Güvenlik Konse-
yi tarafından onaylandı ve yasal-
laştınldı.
Bu madalyonun öbüryüzünde
de o andaki uluslararası denge-
lere ilişkin bir başka gerçek var.
Hem, tüm askeri üstünlüğüne
karşın ABD Irak'ın etkin ve kalıcı
bir biçimde sömürgeleştirilmesi
için gerekli mali ve manevi gü-
ce sahip değil. Bu BM karanna
gereksinimi var. Hem de savaşa
karşı çıkan Fransa, Almanya,
Rusya gibi ülkeler, Irak'ın zengin-
liklerinden nemalanmak umu-
duyla kolektrf sömürgeciliği
benimsemeye hazır olduklannı
gösterdiler.
Sömürgecillğe
yasal kılıf dlklldi
Dün savaşa karşı çıkan Al-
manya ve Fransa gibi ülkeler, bu
kez ABD tarafından BM Güven-
lik Konseyi'ne verilen ve Irak üze-
rindeki ambargoyu kaldırmayı
amaçlayan önergeyi onayiadılar.
Ama bu önerge aslında salt
ABD'nin isteği üzerine konmuş
bir ambargoyu kaldırmakla sınır-
lı değildi. önerge, The Times'ın
vurguladığı gibi ABD ve Ingilte-
re'ye, Irak'ın ekonomik (petrolün
yönetimi dahil) ve siyasi yöneti-
minde olağanüstü yetkiler veri-
yordu. Bu yetkiler, ne zaman ku-
rulacağı belli olmayan ve önerge-
de de kurulması bir zaman çete-
lesine bağlanmamış olan yeni
"temsil yetkisine sahip sivil Irak
yönetimi" seçilene kadar geçer-
Kolektil Sömiipgecilik!
li olacaktı. Buna karşılık ABD,
The Guardian'ın da işaret ettiği
gibi, BM'ye tam olarak ne anla-
ma geldiği belli olmayan bir de-
netim rolü veriyordu. ABD, geliş-
meleri her 12 ayda bir BM'ye ra-
por edecekti.
Financial Tımes onaylanan
önergenin içeriğini, I. Dünya Sa-
vaşı galiplerinin, Osmanlı Impa-
ratorluğu paylaşılırken kendi
kendilerine verdikleri yetkilere
benzetti. BM'ye verilen sözde
yetkilere ilişkin, "Pratikte BM,
ABD'yi denetleyebilir mi" diye
sorduktan ve olumsuz bir cevap
verdikten sonra, "Irak projesi,
inanılmaz derece riskli ol-
maya devam ediyor,
ABD'nin bu işe tek başına
kalkışması hiç akıllıca ol-
maz dryerek", BM karan-
nın arkasındaki mantığa da
dikkat çekti. Le Monde'un
"gerçeğe dönüş" başlıklı
başyazısında da benzer bir
yaklaşım söz konusuydu.
Fransa'nın uluslararası are-
nada iyice yalnızlaştığını
saptayan Le Monde G-8
zirvesine ev sahipliği yap-
maya hazıriandığı bir nokta-
da Chirac'ın direnmesinin
çıkarianna uygun olmadığı-
nı vurguladıktan sonra,
Irak'ın yeniden inşasında
ABD'nin eskisi kadar kendinden
emin olmadığını savundu. Alman
Gazetesi Süddeutsch Ze-
rtung'a göre de ABD, müdaha-
leci dış polıtikasını BM'de onay-
latmıştı? Bundan sonra Was-
hington kolaylıkla bu karan em-
sal teşkil edecekbir biçimde kul-
lanabilirdi? Gazete yorumunu
"Eski uluslararası yasa öldü,
yaşasın Imperium America-
num yasalan" diyerek ironik bir
tonla bitiriyordu. Die WeK de bu
oylamanın, "Transatlantik ilişkile-
rin ağıriığını çeken bir köprû ola-
rak NATO'nun devreye girebil-
mesinin (dolayısıyla kolektifmü-
dahale- E.Y)yolunu açabileceği-
ni belirtiyordu. UPI'nın uluslara-
rası editörü Roland Flamini'nin
yorumu da bu yöndeydi. Çin'den
Avrupa'ya, oradan Latin Ameri-
ka'ya kadar bütün belli başlı ga-
zetelerin yorumlan hep aynı te-
malar üzerinde yoğunlaşmıştı:
ABD ve Ingiltere'ye büyük yet-
ki, işgale ve ABD dış polruka-
sına onay, meşruryet, ABD'nin
Irak projesinin altından tek ba-
şına kalkmasının zoıiuğu?
Kolektlf sömürgecillğln
zemtnl hazır
Batı'daki "liberal", "iyi niyet-
li emperyalizm" tartışmalanna
daha önce değinmiş, yeniden bir
sömürgeciliği savunan ve Wall
Street Journal da iki kez (!) ya-
yımlanan bir çalışmayı da
15/10/01 tarihinde yine bu köşe-
de aktarmıştım. Bu yazımda,
"başansız devletler" olarak görü-
len alanlann nasıl bir sorun yarat-
tığını ve buralann küreselleşme
içine çekilebilmeleri (kullanılabi-
lir hale getirilmeleri) için sömür-
geleştirilmeleri gerektiğinin sa-
vunulduğuna işaret etmiştim. Bu
yaklaşımın Pentagon'da da bir
karşılığı vardı. Mart ayındaki bir
yazımda, Council on Foreign
Relations' üyesi ve Pentagon
danışmanı, Deniz Harp Akade-
misi öğretim üyelerinden Proi.
Barnett'in bir Esquire'dayayım-
lanan çalışmasına atıfla, ABD'nin
bu küreselleşme dışında kalan
bölgeleri kullanıma açmaya ka-
rarlı olduğunu aktarmıştım
(24/03/03).
Ancak birçok kez tartıştı-
ğımız gibi ABD'nin ekono-
mik ve mali gücü bu projeyi
tek başına gerçekleştirme-
ye yeterii değil. Tehlikeli bir
noktaya gelmeye başlayan
cari açık, bütçe açığı, hemen
tüm eyalet yönetimlerinin if-
lasın eşiğinde olması (Fi-
nancial Tımes) bunun bir
işareti. Üstelik Savunma Ba-
kanlığı denetimcilerinin ra-
poriarında, Pentagon büt-
çesinden kayıp olduğu sap-
tanan toplam 3.4 trilyon do-
lar (1999+2000 yıllan) ger-
çek açıklann daha, çok da-
ha büyük olduğunu gösteri-
yor. Buna karşılık, David Ignati-
us'un New York Times'da vur-
guladığı gibi, özellikle Fransa,
(Almanya ve Rusya), hem
ABD'nin Imparatorluk projesin-
den çekiniyor, hem de uluslara-
rası platformda tek iktidar nok-
talan olan BM Güvenlik Kon-
seyi'nin ABD tarafından etkisiz-
leştirilmesini istemiyoriar. Bunla-
ra ek küresel ekonomik krizin an-
daki dönemecinde, Fransa ve Al-
manya ekseninin de en az ABD
kadar yeni yatınm ve mal ihraç
pazarlanna, ucuz enerjiye gerek-
sinimleri var.
cesede üşüşenler
Bush yönetiminin Irak'ı, niyeti-
ni gizlemeye bile çalışmadan ta-
lan etmeye hazırlanması, ABD'de
hiç kaygı yaratmıyor değil. örne-
ğin Columbia Üniversite-
si'nden Prof. Jeffrey Sachs,
BM oylamasından iki gün önce
Financial Times'da yayımlanan
yazısında, "ABD'nin niyetleri pet-
rolle lekelendi" diyor, neredeyse
safça bir iyi niyetle, petrolün BM
denetimine verilmesini öneriyor-
du. Sachs, Irak'ta şeffaflık da is-
tiyor, Bush yönetimiyle Bechtel,
Halliburton, Fluor gibi Irak'ta
ihale verilen şirketler arasındaki
ilişkilerin açıklanmasını istiyordu.
Halbuki Bechtet, 680 milyon do-
lariık Irak kontratını taşeronluğa
açmış, Washington'da yaptığı ilk
sunuşta, 2000 teklif, Web sitesin-
de de 4.500 kayıt almıştı bile.
Bechtel'ın açtığı paket ilk anda
ufak, ilgi çok abartilı gelebilir. An-
cak atık işleme alanında çalışan,
Ceres Association'ın bir temsil-
cisine göre Irak'ta en azından 20
milyar dolariık bir pazar var,
önemli olan buraya ayağını ata-
bilmek (Wall Street Journal
18/05).
Fransız, Alman ve diğer Avru-
pa ülkelerinin bu pazardan pay
almayı umdukları, bunun için de
şimdilik ABD'nin dümen suyuna
girdiği anlaşılıyor. Şimdi, ABD'nin
artıklan diğer çakallan doyurma-
ya devam edecek mi? ABD, bu
yeni şekillenmeye başlayan ölü
sevici ittrfakı, ayaktatutabilmek
için gerekli cesetleri üretmeye
devam edebilecek mi? ABD'nin
imparatoriuk projesinin ilerieme-
ye devam etmesi, askeri gücüne
olduğu kadar bu soruların ce-
vaplanna da bağlı. Kolektrf sö-
mürgeciliğe hoş geldiniz!
IŞÇIMNEVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Guruplanıyopuz...
Sertab Erener'in çok özel sesinden, yeteneğin-
den, müzik bilgisinden, işine saygısından kuşku-
muz yoktu. Yıne de Eurovision'da 28 yıl hep en ar-
ka sıralarda yer alırken bu defa gelen birincilik gru-
rumuzu okşadı, herkes kendine göre pay çıkardı.
Yarışmanın gelecek yıl Türkiye'ye taşınmasından
başlayıp Türkiye'nin tanıtımına katkısına yararlan
sayılırken Türkiye'nin gelişmesinin bir kanıtı olarak
AB ilişkilerinde bile olumlu etkisinden söz edildi.
Hemen arkasından gelen "Uzak" filminin, oyun-
culannınCannesFilmFestivali'ndealdığıödüllerar-
ka arkaya sıralanmış başarıları çağnştırdı. Orhan
Pamuk'un romanının çeviri ödülü, dünyada bir nu-
mara olan koşucumuz Süreyya Ayhan'ın rekorla-
n, doğadan gelen bir güzellik olsa da Azra Akın'ın
kraliçe seçilmesi, milli takımın, Galatasaray'ın ku-
palardaki yeri.. ile Türkiye'nin dünya ülkeleri arasın-
da tartışılmaz, hak edilmiş çağdaş yerini almakta
olduğunun altı çizildi.
Tabii bu başarılara siyasilerimiz seyirci kalamaz-
lardı. Başbakan Tayyip Erdoğan da, hükümetin il-
gili bakanlan da hem görevlerinin hem de politika-
nın gereği ödül alan sanatçılarımıza, sporcularımı-
za gereken özeni gösterip ilk kutlayanlar arasında
yer almaya baktılar.
Hazır gündeme gelmişken isterseniz ödül alan,
üst üste dünya çapında Türkiye'nin çağdaş uygar-
hk düzeyindeki yerini pekiştiren sanatçılarımızın,
sporculanmızın varlığını, Türkiye'nin hangi değer-
lerine borçlu olduğumuzu bir düşünelim. Aydınlan-
mayı geçerii kılan Cumhuriyet değerleri olmasa on-
lar olabilirler miydi?
ödül alanları kutlayan, başarılarından ülkemiz
adına haklı pay çıkaran Erdoğan hükümetinin tem-
sil ettiği toplumsal çizgiden dünya çapında başa-
nya ulaşacak çağdaşlaşmanın simgesi sanatçılar,
sporcular yetişebilir mi? Tarikat ilişkisi olan, erkek
olmak koşulu ile başan çizgisinde tırmanmış spor-
culanmızı biliyoruz. Ancak türbanlı kızlarımızdan,
Azra Akın'ı unutun, bir Süreyya Ayhan, Sertab Ere-
ner çıkarabilir miyiz?
Başbakan Erdoğan'ın kızları gibi ABD'de okuya-
bilirler, Gül'ün eşi gibi laik Türkiye'nin geçerii hu-
kuk düzenine aykın dava açabiliüer, ancak içlerin-
den, katlanan yetenekte, çalışkanlıkta bir sürü genç
kızımız olsa da 61 yaşı geçti diye emekli edilen
dünya sanatçımız Idil Biret'ler, Suna Kan'lar, Ser-
tab Erener'ler, Süreyya Ayhan'tar çıkamaz. Onlar
Cumhuriyetin değerlerine, 19 Mayıs'a bağlı olsalar
bile öğrencilik yıllarında 19 Mayıs spor gösterileri-
ne katılamazlar.
Hani, türban kadının bireysel özgüriük alanında
bir konu imiş gibi pazarlanıyor ya.. kadm hakları sa-
vunuculanna, dogru bir mantıkla, en azından ka-
dm - erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmak üzere tür-
banlılara kamu alanını yasaklamaya karşı çıkmala-
n gerektiği, aksine çıkışlann ayınmcılığa katkı oldu-
ğu anımsatılıyor ya. Tam da sorun bu püf noktasın-
da...
Türbanlı kadını yaratan erkek egemen kültür, er-
kek, şalvar, sank, cüppe yerine kravat ceketi seç-
tiğinde siyasette iktidar, başbakan oluyor. Türban-
lı kadına kamu alanı yasağı kadın aleyhine gerçek-
ten çok önemli bir ayırımcılık haksızlık oluyor. Ne
yazık ki bu ayınmcılık türbanın kendisinin doğrudan
negatif özgüriük aracı olmasından kaynaklanıyor.
Kadına türban, çarşaf, burka giydiren erkek ege-
men kültür, siyasal çizgi, hele de iktidar ile çağdaş
bir ülke, aydınlanma, dünya ile yanş, gerçekten AB
üyeliği olabilir mi? Dünyada en zengin petrol, do-
ğal kaynaklar üzerine oturmuş, siyasal Islam, ılım-
lısı radikali farklı şeriat anlayışları ileyönetilen ülke-
lerin haline bakmak yetiyor da artıyor bile.
Kadına yasak koyan, ancak kendi hakları aleyhi-
ne negatif özgüriük tanıyan (türban, burka, çarşaf
ile sokağa çıkmaya, toplumsal yaşama katılıma izin
veren) bağnaz kafa, aslında erkekler arasında bile
yaratıcılığı köreltiyor.
Sanat, kültür kadınla erkeğin bir arada olduğu,
birbirini beslediği, geliştirdiği dünyada yeşeriyor.
Çağdaş yaşam, aydınlanma, bilimselteknolojikge-
lişme, uygarhk, kadınla erkeğin yeteneklerinin eşrt
koşullarda buluştuğu bir dünya istiyor.
Sözün özü ABD'nin, Türkiye'de ılımlı siyasal Is-
lamın başansını AKP ile dünyaya kanıtlama girişi-
mi, eşyanın tabiatına aykın bir şey. Türkiye Cum-
huriyet değerleri, laiklik ile yoluna devam edecek-
se ya AKP gerçekten Aydınlanmanın gereklerine
inanarak, takıyye yapmadan iktidara geliş ve ikti-
darda bizlere dayatmaya çalıştığı çizgisinden vaz-
geçecek. Ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin değerleri,
bugüne kadarki kazanımlan, aydınlan ve çağdaş bi-
rikimiyle kaçınılmaz çatışmaya girerek geldiği gibi
hızla gidecek.
soner(a cumhuriyetcom.tr
Microsoft Türkiye
yeni proje üretli
Ekonomi Servisi - Dünyaca ünlü yazılım devi
Microsoft, Türkiye'de 10. yıluıı doldurdu. Mic-
rosoft Türkiye'nin Genel Müdürü Haluk Maga.
zaman zaman ekonomik krizlerle de boğuşmak
zorunda kalan ve en büyük darbeyi 2001 yılında
alan Türkiye BT (Bilişim Teknolojileri) pazan-
nın 10 yıllık süre içinde 100 milyon dolardan 3
milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığmı anlattı.
Maga. Türkiye'nin bilgi toplumu sürecine kat-
lada bulunmak için yeni projeler geliştirdikleri-
ni, bu amaçla Microsoft Türkiye'nin bir vakıf
kurma karan aldığını söyledi.
I BtCONOHÎ
[ TA£İHİN1>6 EUÇÜN
| 1942 -1942 yılı bütçesi 394 milyon 314 milyon 918 bin
| lira olarak bağlarvdı. Bu rakamın 221 milyon lirast Milli
Savunma ihtiyaçlan için aynldı.
1944 - Yeni Türk harflenyie ilk Cumhuriyet Altını Merkez
Bankası için 10 bin adet darak Darphane'de basıldı.
1960 - Almanya, Türkiye'ye 176 milyon mark kredi ver-
di. 25 yıl vadeii kredinin faizi yüzde 3 olarak beüriendi.
1974- Ünye Çimento A.Ş. kuruldu. Ordu'nun Ünye
ilçesinde Sabancı ortaklığı ile faaliyetine devam eden
fabrikada çimento üretimi gerçekleştirilerek böigenin
ihtiyacı karşıianıyor.