22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 MAYIS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK İJır zamanlar, her mevsim güzelliğinden tatlı bir huzur almaya gelinirdi e-posta: denizsomoctimhuriyet.com.tr • Lütfundan eserkalmamış G ra\-ür, Çamlıca tepesin- den çizilmiş.. Modabur- nu ıle Fenerbahçe burnu arasındaki kıyıda bir sı- ra ağaç var, hepsi o ka- dar... Burası Kalamış... Koyda iki kü- çük tekne görünüyor... Sıra ağaçlar, kı- yı boyunca bir yol uzandığı izlenimi veriyor... Gravür 1870'lerde çizılmiş... Gra\-ürden yüzyıl sonra o kıyıda tek tük evler vardı ve evlerin önü denizdi... Evlerle denız arasında kayalar. çakıl taşlan. kum ve toprak uzanırdı... Dal- galann getırdığı katran ve katrana bu- lanmış yosunlar kıyıda bölük pörçük du- rurdu... Yine de kıyıda yürünebilirdi... Pıslik henüz denize egemen olmamış- tı... Kurbağalı derenın ağzına fazla yak- laşmadan Kalamış koyunda denize gi- nlebılırdı... Balıktutulurdu... Gravürdekı tertemız doğa ile kirlen- meye yüz tutan doğa arasındaki zaman dılımi sadece yüz yıldı.. Aslında yüz yıl bıle değildi... Çünkü Behçet Kemal Çağlar, herhalde 1950'lerde "Yokbaş- ka yerin liitfu ne yazdan, ne de kıştan/ Bir tatlı huzur almaya geldik Kala- mış'tan" dızelenni yazar- ken ve Münir Nurettm Sel- çuk da besteleyip seslendi- rirken Kalamış'a doğanın huzurlu yüzü yansıyordu Kaldı ki "Birbahar akşanu rastladım size" diyen bir başka müzik ustası Selahat- tin Pınar da 1960"ta Kala- mış'ta Todori'den kalan ra- kı sofrasında yıne huzur ıçın- de gözlerinı yaşama kapa- tıyordu... Bir 'Köhne' vardı Ne olduysa 1960'tan son- ra 15-20 yıl içinde oldu... Kalamış koyu pislikle do- lunca, kıyısı dolduruldu! Kıyı henüz dohnamıştı... Vapuriskelesitahtaydı... Is- kelenin önünde "Köhne" vardı; eğreti gibi duran bara- kanın önünde, ağacın altında oturulur ve çay ve kahve ve "keyif" içılirdı ve Fikret Kı- zılok, MazharAlanson, Bartş Manço kızların gözdesıydi ve iskelenın yanında "Orhan" vardı; deniz kıyısında yemek yenirdi ve iskelenın karşısın- da yazlık sinema vardı; gece- leri eğlenılırdi ve bir de Rum meyha- neci Todori'nin adını bıraktığı meyha- ne vardı; biraz para bulunca ciğer tavay- larakıiçilırdi... Hiçbirikalmadı... Once denizi doldurdular, sonra ma- rina ve park yaptılar... Parkı bozdular yeniden park yaptılar... Yaptıklan par- kı bozdular bir daha yaptılar... Marina- yı yaparken denizi fazla doldurdular, ko- ya girecek vapuru unuttular, iskeleyi yuttular... Kalamış'ı yüzlerine gözleri- nebulaştırdılar... Adem melekleri yüzermlş Birkaç yüz güne sığan bir sürede, Kalamış koyunu yüzyıllar boyu düzel- meyecek hale getirdiler... Sanki "Birtat- h intikam almaya geldik Kalamış'tan'1 dediler... Ev%a Çelebi, o gravürden iki yüzyıl önce Kalamış'a gelmış... Çelebi'nin yazdığına göre Kalamış koyu bir gezin- ti yeriymiş... Kumsalı beyazmış... De- nizi şıkır şıkırmış... Kalamış koyunda "deniz meüketeri" yanı deniz kfaliçe- leri gibı "Adem melekleri'" yüzermış Kalamış adı kamıştan geliyor olma- h... Kamışlığa Rumca'da "kalamisia" deniyor... Fenerbahçe burnunun oralar- daki kamışlardan. sazlıklardan Kala- mış adı çıkıyor. Kalamış'tayerleşim20 yüzyılınba- şında Istanbul'un yazlık banliyösü ola- rakbaşlıyor.. Köşkleryapüıyor... San- ki sonradan yıkılıp yerlerine apartman- lardikilsındıye! Kalamış'ta Rumlar yerleşikken özel birilkokul yaptınyorlar.. Bir de kilise... Ayios Ioanis Hristostomos Kilisesi... Dikdörtgen planlı, üçgen çahlı, çarısı ki- remit kaplı küçük bir kilise... Okulla ki- lisenin arasındaki bahçedede 1920'ler- de Todori, meyhanesını açıyor... Todori'nin ciğer tavası Tümceyı yinelemekte yarar var: Bahçenın bir yanı okul, bir yanı ma- bet, ortası meyhane. Hanı şımdılerde camilerin ve okul- lann bilmem kaç yüz metre yakınına iç- kililokantaiznivermiyorlarya.. Bunlar ya ağızlanyla içmesini bilmiyorlar ya da tslam şeriatının özlemiyle işgüzar- lık yapıyorlar' Görenlerin anlattığına göre Todori, şiş- man, yuvarlak ve kocaman çıplak baş- lı, herkesin hujuna göre şerbet veren us- ta bir meyhaneci... Bir, patlıcan turşu- su meşhur. bir de ciğer tavası... Ciğe- ri, zannı çıkartıp bir gün suda bekleti- yor... Sonra eğik bir yerde suyunu sü- züyor... Dilimleyip kızartıyor.. Yiyen- lerin anlattığına göre ciğer hem yağ çekmiyor hem de ağızda dağılıyor... Mallye Bakanlığı Lokalü Todori öldükten sonra meyhane da- ğılmıyor; oğlu Stavro ve damadı Fitip işede\amediyor.. SonrameyhaneyiKı- zıltopraklı marangoz Sabri Efendi dev- ralıyor; Selahattın Pınar'ı hoşnut ede- cek denli "Todori" adını yaşatıyor... Sabri Efendı'den sonrası biraz kanşık... Kanşıklığı Orgeneral Kenan Evren bir darbe ile çözüyor... 12 Eylül dönemin- de, meyhaneye. epeydır kapalı olan es- ki Rum okuluna devlet adına el konu- vor.. Eskı okul binası önce Fener- Kalamış'taki Ayios Ioanis Hristostomos Kilisesi (solda) için 44 var bir yüzyıllık" deniyor». Kilisenin bahçesi (solda alta) eskiden Todori'nin mevhanesiydL. Meyhanenin arkasında ise Rumlann Ukokulu (sağda altat) vardı. Okul meyhane ve mabet aviıı bahçenin içindevdL. 12 Eylül döneminde eski okul binasına ve meyhaneye el kondu; Malhe Bakanlığı Lokaü yapıldu. Bir zamanlar tatlı bir huzur ahnan Kalanuş'ın tadı tuzu kahnadL (Fotoğraflar: SERKAN YTLDIZ) bahçe Mahallesi Muhtarhğı, Todori'nin bahçesi Ziraat Bankası Lokalı yapıhyor; birkaç yıl sonra da hem bina hem bah- çe, Maliye Bakanlığı Lokali'ne dönüş- türülüyor... Herkes nedense tedlrgln Peşinden zaten Kalamış koyu doldu- rulmaya başlanıyor... Doldur doldur bitmez... 1980'lerin ortasında öyle çok toprak ve moloz dökrüler ki... Şehir Hatlan vapurunun Kalamış iskelesine yanaş- masını bile engellediler... Kenan Evren, acaba Ayios Ioanis Hristostomos Kilisesi'ne niye el koy- madı! Kilisenin önündeki demir çubuklu çankulesi 1947 yılındayapılmış... Ki- lisenin yapım tarihi ise tam bilinmiyor ama "var bir yüzyılhk" deniyor... Rum- lar da efsaneye meraklıdır... Bu yüz- den Kalamış Fener Caddesi açılırken ka- zı sırasında çıkan temellerden kiliseyi Bızans dönemine kadar indirmekte sa- kınca görmüyorlar. Kilisenin zangocu, bir türlü kapıyı açmadı... Hâlâ "KenanE\Ten korkusu" içinde olmah... Zan- goç, Kadıköy Metropolitli- ği'ni telefonla aradı; "Gidin Patrikhane'den izin kâğıdı ge- tirin"dedi... îşm yoksa Kalamış'tan Fe- ner'e git! tlginçtir.. aym tavn Todo- ri'nin meyhanesine el koyan Maliye Bakanlığı Kalamış Lo- kali yetkilileri de gösterdi... Onlar da "Gidin Defterdar- hktan izin ahn" dedi... Herkesin tedirginliği baş- ka! Fakat nevin iznini alacağız? "Sajm Istanbul Defterda- n_ Fermanbuyunın daloka- Bnize gireHm... Sokaktan ba- kmca kflisenin apsisi ile loka- lin sonradan yapdnuş uzanö- sı sırt suia vermiş duruyor; buravı kaçakmı yaptırdnıız", yoksa "Sizde ciğeriTodori gj- bi suda bekleterek mi kKarn- yorsunuz" dıye mı soralım... Kalamış, eskı Kalamış ol- sa belki sormaya değer... Ama bu haliyle... Hele, lüt- fundan eser kalmamış birKa- lamış için.. boş ver!.. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN EKİNÇ Yazanmız yıllık izninin bir bölümünü kullan- dığı için yazılarına bir süre ara vermiştir. TBMM Komisyonu raporu: Yolsuzlukla mücadelede özerkkurul şart TÜREYKÖSE ANKARA - TBMM Yolsuzluk Araştırma Komisyonu taslak ra- porunda, "askeri mü- dahalelerin nedenlerin- den biri olarak sKil yö- netimlerin yolsuzluğu önfcmck için gerekli ön- lemkri almaması ve bu konuda etkiM olmama- smnı gerekçe gösterikü- ğine" dikkat çekıldı. Yolsuzluklann genel- likle tesadüfen \ eya ih- bar sonucu ortaya çık- tığı vurgulanan rapor- da, yolsuzlukla mücade- le için özerk bir kurul oluşturulması ve özel ihrisas mahkemelen ku- rulması ıstendı. Metinde, orta vade- de alınması gereken ön- lemler şöyle sıralandı: Yolsuzlukla müca- dele örgütü t/ Kamu mali yöne- timinde saydamlıİc sağ- lanmalı,denetimlenn et- kinliği arttınlmalıdır. • Yolsuzluk ve rüş- vetle mücadeleyi esas alan bu konuda her tür- lü çalışmayı tek elden düzenleyen ve denetle- yen, soruşturmalarya- pıp hızlı bir şekilde yar- gıya intıkal ettırecek özerk ve bağımsız, sıya- si yapılanmadan uzak, tarafsız, dürüst kişıler- den oluşan üst kurul kurulmalıdır. • Türkiye'de genel- de yolsuzluklar ya te- sadüfen ya da bir ıhbar sonucu ortaya çıkanla- bilmektedır. Orneğın ISKİ yolsuzluğu, zama- nın İSKI genel müdürü- nün eşinin ihbarlan ile Emlakbank yolsuzluğu zamanın Emlakbank genel müdürünün ta- banca ile yaralanmasıy- la, Susurluk olayına bağh yolsuzluklar bir mılletvekıli ıle bir maf- ya liderinin aym araba- da trafik kazası geçir- meleri ıle ortaya çık- mıştır Bu dunım, insa- nın aklına kansı şikâyet etmeyen. tabanca ile vu- rulmayan kaç genel mü- dürün daha olduğu ve- ya mafya liderleri ile bırlikte yolsuzluklara kanşan kaç millerveki- linin daha olduğu soru- lannı getirmektedir. • Yolsuzluklarla mü- cadeleyi amaçlayanbir kamu örgütü yoktur. Ör- güt ıçı denetim birimle- nnın ve süreçlerinin ye- nıden düzenlenmesi ya- nında, yolsuzluk soru- nu ıle doğrudan ilgile- necek, örgütün dışında ve üsründe bir organ oluşturulmasında yarar vardır. • Kamu görevlileri için meslekı ahlak ilke- len belirlenmeli,yolsuz- luk yapanlara uygula- nacak cezalar arttınl- malıdır. Yolsuzluk ve rüşvetle mücadelede ye- tersız, hatta teşvik eden kanun maddelen değiş- tınlmelidir. ı/Memurlann daha hızlı bir şekilde yargı- lanmalannı sağlayacak yenı bir kanun çıkanl- malıdır. Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele için ihrisas mahkemeleri ku- rulmalıdır. çalışan ve okur işbirliği KOOP-C Genel Kurulu yapıldı Istanbul Haber Servi- si - Bir Cumhuriyet ku- ruluşu olan S.S. Okur Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifı'nin (KOOP- C) 4. Olağan Genel Ku- rulu yapıldı. Türiaye Ga- zeteciler Cemiyeti Bur- han Felek Konferans Sa- lonu'nda yapüan kuru- la, gazetemız ımtiyaz sa- hibı ve yazan İlhan Sel- çuk, yazarlar Oktay Ekinci, Erdal Atabek. Şükran Soner, Sönmez Targan. Abdülkadir Yü- cetanan ile üyeler katüdı. Genel kurulda bir konuş- mayapan KOOP-C Baş- kanı tlhan Selçuk. Cum- hunyet Mahallesi'nın sı- radanbir kooperatifie sı- nırlanmadığım belırte- rek şöyle devam ettı: "Bir yaşam üslubunu gerçek- leştirecek model oluştur- makzorundayız. Çağdaş }'aşam, ortaklaşa aydın- hğın hayatunıza yansı- masıdır. Bu. paravia pul- la olmaz, bir bilinç düze- yi gereklidir. İlericiler ke- siminde her girişimin so- nu hüsran ohırken, Cum- huriyetGazetesi çahşan- lann ve okuriann ortak- laşavçeJefeişbirliği üeba- şan kazandL Cumhuri- yet Mahallesi bu ortak biüncin yansımasnia yü- rüyecektü? Erdal Atabek ise "Tür- kiyeCumhurheti bir dö- nüm noktasmdadır. Cum- hurhet kültürü, cemaat kültûrüne dönüştürül- mek istenivor. Bu nokta- da hepimize önemli gö- re\1er düşüyor" diye ko- nuştu. DENİZ SOM devenin basıOYKULER ırmraaroı "Yok Devenin Başı"ndaki öykülen okurken "yok devenin başı" diyerek itiraz edebilirsiniz. Fakat sizi temin ederim ki, öykülerde hıçbır abartı yoktur, her biri /aşanmıştır ve anlatılanlar aslında devede kulaktır! GÜNİZİ YAYINCILIK Tel.: 0 212 512 42 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear