23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MAYIS 2003 PA2AR CUMHURİYET SAYFA 17 3 E Yı Uç* Etektromk posta: denrzsom®curnhuriyetcom.tr : 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9 L - BM, Irak'a ambargoyu kaldırmış... "Amerika'Yi Iraktan kaldıracak hali voktu va!" Sesamos7-14 yaş arası çocuklar için Amasra'da Amasra'nın antik adıyla "Sesamos" * yaz kampı açılı- yor... Haziran'dan Tem- muz'a dek 12'şer gün- lük üç devre açılacak kampın özelliği köydeki kümeslerden yumurta toplamak, tarladan top- lanan sebzelerle yemek pişirmek, ineğin sütünü sağıp yoğurt yapmak... Kamp için iletişim tele- fonu: 0.216.411 54 56. Minibüs Minibüs edebiya-' tndan: "Gönlünde • yer yoksa bana güze- lim; fark etmez ben ayakta da giderim", "Karayollannda değil, senin kolfannda öle- yim", "Aşıksan vur sa- za, şoförsen bas gaza." wwwZaman su gibi akı- yor. Cumhuriyette gaze- teciliğe başlayalı 30 yıl, Vaziyet'i başlatalı 10 yıl olmuş... Şimdi, 30 yılın süzgecinden gelenler birlikte güncel yazıları internet srtesinde topla- dık... Data Printsten Işık Narler'in desteği ile "www.denizsom.com" açıldı. Duyurulur... B iraz Pazar neşesine ne dersinız? Mızah ya- zan Cihan Demirci, bakmış ki son yıllarda özgün fıkra kitabı pek yayımlanmıyor; otur- 1 muş kendi fıkra kitabını kendi yazmış... Ki- tabın adını da "dilin kemiği"nden yola çıkarak "Dilin Komiği" koymuş... Cihan'ın bir gerekçesi de fıkrala- nnıtescillemekolmuş...ÇünküCihan'ınsöyleşilerin- de anlattığı fıkralar internet ortamında dolaşınca "anonim"leşmeye başlamış. Işte patenti Cihan De- mirci'ye ait fıkralardan bir seçki: "Hâkim, sanık sandalyesinde oturmakta olan Te- mel'i ayağa kaldınp sormuş: - Hakkındaki suçlamalar için neler söyleyeceksin bakalım? Temel cevap vermiş: - Olay yargıya intikal etmiştur haçim bey, o yüzden konuşmayacağum!" 'Temel, epeyce bir para vererek aldığı, konuşan pa- pağanı dükkâna geri götürmüş ve tezgâhtara derdi- Dilin Komiğini anlatmış: - Haçan bu papağan benim söylediklerimu tekrar etmeyip, kendi kafasına cöre konuşiy, onu iade et- meye celdJm uşşağum!" "Genç adam babasının mezannı ziyarete gelmişti. Birden mezardan babasının sesi duyuldu: Hicabiii oğluuum... Durumum düzelsin seni de yanıma aldı- racağım..." "Adam vasektomi yaptıracak yani kendini kısırlaş- tıracakmış. Doktor, adamı dinledikten sonra sormuş: Bu konuda ev halkına danıştınız mı? - Danıştım, demiş adam. Doktor gene sormuş: Peki ne dediler? Adam cevap vermiş: 2'ye karşı 25 oyla benim ka- ranmı doğru buldular doktor bey!" "Adam oğluyla birlikte kız istemeye gelmişti. Ha- vadan sudan konuştuktan sonra konuya girdi: - Efendim, çok şükür ki oğlum Rahmi'nin kötü alış- kanlıklan bulunmaz. Içkisi de kuman da yoktur. Kızın babası sordu: Peki ya kadın? Adam pişkin bir ifadeyle cevap verdi: - llahi, o olmasa burada işimiz ne beyefendi!" "Adam banktaki sevgilisine sarılarak konuştu: - Seni çılgınlar gibi seviyorum Sühendan. Kadın cevap verdi: - Ben de sana delilergibi aşığım Şevket... Evlenin- ce ne manyak çocuklanmız olur kim bilir?" "Adam lokantada çorbasını hızla içmiş ve garso- nu çağırmış: Garson bey, hayret ettim, çorbamın için- den ilk kez bir şey çıkmadı. Garson üzgün bir ifadeyle cevap vermiş: Oysa bu- gün biz çorba tenceresinin içine birtam cumhuriyet altını koymuştuk, demek ki size denk gelmedi, n'apa- lım, şansınıza küsün beyefendi!" SESSİZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ı yahoo.com Beşiktaş şampiyon olunca Türkler üçe aynlacak: Beyaa Türkler. Siyah Türkler. Siyah-Beyaz Türkler! Bu ülkenin iyi insanlarımn yaptığı "Bu ülkenin iyi insanlara ihtiyacı var" diyorAkif Kökçe: "Devletin kasasına giren vergi bu ül- kenin iyi insanlannca verginin ilk tahsil günlerinde ödenir. Paraları kıt bile olsa yemez, içmezler ama borçlannı hemen öderler. ödenen verginin makbuzunu 10 yıl süreyle saklarlar... Vatanı koruyan, gerekiyorsa ölen ya- ni 'paşa paşa' askerlik yapanlar, bu ül- kenin iyi insanlandır. Askerlik yapıp, yap- mama seçenekleri olsa askerlik yapma- yı tercih ederler... Askere, mecburi hiz- mete gidecek öğretmen, doktor gibi iyi insanlan bu ülkenin iyi insanlan yetişti- rirter. Onlara her ortamda iyi ve dürüst olmayı öğretirler... Bu ülkeye hizmeti geçmiş insanlar yaşlılığında kendi ka- derine terk edilir. Devletin yaşlılara kar- şı bir sorumluluğu yoktur. Bakıma muhtaç yaşlılann sağlık, bannma, bes- lenme gibi tüm gereksinimlerini bu ülke- nin iyi insanlan seve seve yerine getirir... Ülkenin doğal zenginliklerinin korun- ması bu ülkenin iyi insanlannın omuzla- rındadır. Ülkenin kültürel zenginlikleri- nin korunması yine bu ülkenin iyi insan- lannın omuzlanndadır. Ülke dışında bi- le hafiye gibi bu zenginlikleri takip eder- ler... Her türlü seçimde seçme hakkı bu ülkenin iyi insanlannın göreviyken, se- çilme hakkı genellikle bu ülkenin yete- rince iyi olmayan insanlanna düşer... Sonuç olarak, yurttaşlık görevteri bu ülkenin çoğunluğunu oluşturan iyi in- sanlannındır. Yurttaşlık haklan ise ülke- nin yeterince iyi olmayan insanlannın görevidir." ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Adana'da'Adalet'!.. Geçen hafta Adana'day- dım... "Eczacıbk HaftasT ne- deniyle; "savaş ve kültürel mi- ras" konusunu bu kez de ecza- cılarla söyleştik... Oda Başkanı Erdoğan Ço- lak'ın açış konuşması, aslında her şeyi özetliyordu. Haftalar- dır "Mezopotamya zaten tarih boyunca hep işgaüere ve saldı- nlara uğradi—" diyerek sözde "tarih bilgisi"(!) ile bugünü yo- rumlayanlara karşı, bakın nasıl "uygarlık dersi" veriyordu: "Evet ama geçmişte ne insan haklan kavramı vanb; ne de ta- rihin yok edilmesini suç sayan insanlık sözleşmderi..." Adanalı eczacılardaki bu bi- lincin, kentin en eski semti Te- pebağ'ın yok oluşuna hâlâ se- yirci kalan "yerel yetküileri" de etkilemesini diliyorum... Hfizfin de var, umut da». Söyleşinin ardından mimar dostum Erkan Karakaya ile önce Cumhuriyet Bürosu'nu ziyaret ettik. Çetin Yiğenoğhj sadece bir gazeteci değil, "ede- bJyatçT olarak da dertli... Yakın yıllara kadar şiirin, ro- manın, hatta sinemanın Ana- dolu'daki kûltür merkezi olan ce, sevincimiz katmerlendi... Başaran Uhısoy'a, kent kültü- rüne bu katkılanndan ötürü te- şekkür edilmesi gerektiğini ko- nuşruk... "Hukuksuzluk SarayT Bu gibi umut verici örnek- lerle keyiflenirken, soylu mi- marisiyle kenti bezeyen Adliye Binas'nın. kentin akciğeri Inö- nü Parkı'yla da bütünleşen ta- rihi bahçesini yok eden "Yeni Adliye Sarayı"nı görmeyeyim mi?.! Normal bir "hukukdevletffi- de" olmaması gereken; yüksek yargı kararlanna göre de çok- tan "yıküıp" yerinin yine "park ve bahçe" şeklinde dü- zenJenmesi gereken dev bina, aslında kullanılmaya başlan- masına rağmen yakında "dev- let töreniyle" de açılacakmış... 1997'de, dönemin RP'li Adalet Bakaru Şevket Kazan, şehirciliği yok sayan planlan mahkemece iptal edilen bina- ya "kendisi" temel atarak, hu- kuk dışı inşaatı "siyasi koru- ması" altında başlatmıştı... Mimarlar Odası Adana Şu- besi'nce açılan davada, "Da- mştay"ın da 05.08.1997'de ip- Hnkuk dışı inşaat (solda), tarihi Adüye'nin (sağda) bahçesin- deyükseürken.. Adana, şimdi artık sadece "ln- cirlik haberleriyle" ulusal ba- sında yer bulabiliyor... Ya da popüler Büyükşehir Belediye Başkanı'nın "gayrimenkur düşkünlüğüyle... Adana Koruma Kurulu na da uğrayarak; kültürel ve doğal mirasın bekçileri "dava arka- daşlanmızın" hatırlannı sor- duk... Yıllardır "ağmdıklan" kötü apartman dairesinden, ad- lanna ve işlevlerine yakışrr bir "tarihi Adana evine" taşınmak üzere olmalan, bizi de mutlu etti... Böylece, artık hiç kimse; "Önce kendiniz tarihi binada oturun, sonra herkesten bunu isteyin~." bahanesıne de sanla- mayacak... Erkan Karakaya, yıllardır benzer bir duyarhlığı gözleyen, "7Evler" olarak bildiğimiz es- ki sıra evlerden birinin de TURSAB tarafından sahiple- nilerekkurtanldığını söyleyin- tal karannı kesinleştirmesine rağmen, inşaat sürdürülerek ta- mamlandı... Böylece, yargı ka- rarlanna uyulmasını emreden anay-asayı Adalet Bakanlığı da çiğneyerek, yasadışı binada "adalet" dağıtılmaya başlan- dı... Umanm bu "suçun" töreni- ne Adalet Bakanı Cemil Çiçek karılmaz... Hatta, kendisinden bir dileğimiz daha var: "Hu- kuksuziuk sarayıw mn koca ko- ca klima merkezlerini bile bah- çesini yok ettiği eski adliye bi- nasının duvanna yapıştırmış- lar... Belli ki "yeni" binayı çok sevmişler ve daha da "çirkin- leşmesini" istememişler... "Muhafazakâr" bakan, hiç değilse onlan "tarihe saygı için" oradan söktürsün ve "çok yakışacak" olan yasadışı yapı- mn istediği yerine koydursun... Oekinci(« cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turtLnet Sttu'n TZJİ ÇİZGtLtK KÂMtL MASARACI HARBI SEMİH POROY semihporoy(âyahoo.com / KEDİ LEVO APTLÜKA aptull(â hotmail.com TUSİAD'/N FELSEFE AMRKSIZM T>İY£ J-AK. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN "G£Z£G£A/l£/?"/A/ 1$34-'7& 8USÜK/ /AJG'Lt'Z SES Mocsr; &c> X4f//vâ4 ö&jutcJş &EI& &4Z£s4 V14&./A: GÖST Ct2 <tfÛZ/Ğ/'A/£" y£M' &//G - G£\/c£&) SürT-r], OM/4, Öıu7 P/d/Ç/A// ı4ÇX4/£TT. SO/r ? 25Mayu YARAT/CISL. *ey 1>>wec£tl'''Jwv €*e£/U£y£A/ /A/Sf- ÎOlU/zt: G£77'/^^/- M£&4lK Sı*)/e£>/Ğ/ Ys9A/£rS- "(jS£Z£- ~ ££7y<e&y;2. - v&vejs, PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yazarımız Deniz Kavukçuoğlu yıllık izni- nin bir bölümünü kullandığından yazısını yayınlayamıyoruz. Deprem LEVENT AKSUT Y. Müh. Mimar Vatanımız yine sallandı. Evlatlanmız tetef oldu. Baş- bakanımız ve bakanlanmız her zaman olduğu gibi fela- ket bölgesine gittiler. Zarann en kısa zamanda giderile- ceğine ve gerekli yardımlann en kısa zamanda yerine getirileceğine dair sözler söylediler. Fedakâr ordumuz, AKUTçular enkaz altında kalanlan çıkartmak için dep- rem mahalline yollandılar. Gazeteler bu konuyu başma- kale yaparak yazılar yazdılar. Tetevizyonlar jeotoji ve in- şaat mühendisleri ile canlı röportajlar yaptılar. Işıkara, Naci Görür benzeri uzmanlar, felaketi daha evvelden söylemiştım, diye fikrini belirttiler. İnşaatı yapan müteahhidin işi yanlış yaptığını, malze- me çaldığını ima eden sözler söylendi. Şimdi suçlu aranıyor. Suçlu kimdir? İnşaatı yapan müteahhit mi? Projeyi yapan mimar mı? Statik projeyi yapan inşaat mühendisi mi? Fay hattı üzerinde arsa tesis eden makam mr? Ihaleyi yapan müessese mi? Bayındırlık Bakanlığı mı? Belediye mi? Malzemeyi verenler mi? Inşaatın kalfası mı? Inşaatın kontrolü mü? Imar planını yapan mı? Kimdir bu işin esas mesulü, belli mi? Bilemediniz değil mi? Inşaatın bir tek mesulü vardır. 0 da bugünkü mev- zuat ve uygulamalı imar ve inşaat sistemimizdir. Ül- kemızde mimarlık ve mühendisliğin doğru dürust tarifi bile yoktur. Mesuliyetlerin dağılımı belli değildir. TM- MOB diye kanuni bir oda vardır, ama bu oda içinde ge- mi mühendisi, orman mühendisi, ziraat mühendisleri, tekstil mühendisten, gıda mühendislen, mimar, inşaat mühendisi gibi meslek, eğıtim ve konulan tamamen ay- n olan meslek elemanlan aynı birlik içine konmuştur. Dikkat ederseniz hep kamu binalan yıkılıyor. Denetım yasası diye faydalı biryasa yapılmış fakat ka- mu yapılan bu denetimin dışında tutulmuştur. Tıpkı taksi şoförierinin emniyet kemeri takmayıp, özel şoför- lerin emniyet kemeri mecburiyeti gibi bir ikilem öngö- rülmüştür. Bu nedemektir Taksi şoförteri kazayapmaz, özel şo- för kaza yapar. Kamu binası denetime tabi değildir, yıkılmaz. özel bi- na denetime tabidir, yıkılır gibi anlamsız, bilimsel otma- yan bir anlayış tatbık safhasındadır. Doktorlukta koruyucu hekimlik vardır. Bir şahıs has- ta olmadan evvel önlem alınmasını ifade eder. Inşaatın ise koruyucu hekimliği ihmal edilmiştir. Hasta ökjükten sonra yaralan sarma edebiyatı başlar. Buraya kadar söylediklenmız, konuyu herkesin yap- tığı gibi olumsuzluklan sıralamaktan öteye gitmez. Doğ- ru yolu anlatmamız gerekirse: Bir inşaat yapmak için arsa seçimi, işin birinci kade- mesini oluşturur. Arsa, imar planlan, jeolojik etütleri yapılmış inşaat yapmaya uygun araziler üzerinden seçilir. Bu konu tam laikiyle yerine getirilmezse hata 1. ka- demeden itibaren başlar. Ikinci kademe iş programı ve proje işlerini kapsar. Mi- marlar, mühendisler projelerini hazııiarlar. Eğer projeler ehliyetli kişilere yaptınlmazsa 2. kade- me hata devreye girer. Inşaatın yapım sistemi üçüncü kademeyi oluşturur. Bu sistem devlet ihalelerinde ihale kanunu hükümleri- ne göre yapılır. Burada ehliyetsiz müteahhit seçimi, eş dost kayırma- sı çok düşük fıyatlarla iş verilmesi 3. kademe hatayı do- ğurur. Hangi yolla inşaat yaptınlırsa yaptınlsın denetimi ehliyetli bir firmaya yaptınlmalıdır. Burada denetim fir- ması zemininden itibaren bütün parametleri kontrol ed- erve mesuliyeti yüklenir. Sonuçta bütün hatalardan de- netim firması mesuldür. Halen mevcut denetim yasası denetim kuruluşlanna aynı zamanda teknik uygulama sorumluluğu da getirdiğinden, inşaatı yapan müetah- httler ve onlann mühendisleri sorumsuz duruma gel- mektedirier ki bu husus da düzeltilmelidir. Sistemin bozuk olduğu ülkelerde hatalan kişilere yük- leyerek sistemin kurtulacağını sanmak en büyük hatedır. Sistemin kendisi ıslah edılmedikçe daha çok insanımızı kaybederiz. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Katolik ki- lisesinde ba- ğış karşıhğın- da günahlar- 3 dankurtulma. 2/Hayvanpis- liği... Hücum. 5 3/Dayanaksız 6 söz ya da ko- -. nuşma... Gü- zel kadın. 4/ 8 Çeşitli sanat 9 yapıtlannın sergilendiği yapı... En kısa zaman süre- si. 5/Bir yeri bakım- 2 h ve bayındır duru- magetirme... Küçük küçük doğranmış et 5 parçası. 6/Fas'ınpla- 6 kaişaretL.Erdença- 7 vuşa kadar olan as- 8 kerlere verilen ad. II 9 Vücut parçası, organ... Eski dilde kanpıhtısı. 8/Ak- deniz çe\Tesine özgü bitki topluluğu... iyi huylu kimse. 9/ Bütün Hıristiyan kiliselerinin birleştiril- mesini amaçlayan hareket. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Derebeylik Japonyası'nda en aşağı suufi oluştu- ran halk... Tespihlerin baş tarafına takılan uzunca parça. 2/Mimarlıkta "sahm" anlammda kullanılan sözcük... Eti lezzetli bir balık. 3/ Tiyatro niteliği ta- şıyan radyo ya da televizyon yayını... Motorlu ta- şıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 4/ Ağız kısmı yayvanbakırkap..Jşaret. 5/"Oğretmenler — gös- terir, yol yapar" (Âşık Veysel)... Eski Mısır'da gü- neş tannsı. 6/Jamaika'nnıplaka işareti... Ağu-hkve uzunluk ölçüleri için kabul edihniş yasal ölçü mo- deli. II Tanntanımaz... Un elerken dökülmemesi için yere serilen örtü. 8/ Kısa saplı odun baltası... Gölgede kalan yan. 9/ Eski Yunan tiyatrolannda sahneye verilen ad... Eski dilde kemik.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear