22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 MAYIS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDULCANBAZ PETROL SAVAŞLARI TURHAN SELÇUK Ü PÜNYAMlH . VE 07UNUN Giyim kuşamın dine alet edilmesinde 1924'ten bu yana fazla değişen bir şey yok Şapkaya kadın namusu engelı! G '~~ eçen günlerde bir televizyon kanalına konuşan Sakarya il müftüsü, kadınlan vücut hatlannı ortaya koyan hyafeiler giyip erkekleri günaha sokmaJda itham etti. 1924 'te de kimileıi, şapka giyen erkeklerin kadınların namusunu zedelediğini söylüyordu. Iki iddia arasındakifark, yüzyıîa yakın bir zamanda kat ettiğimiz yolun ölçüsü olabilir mi?maltun@ixir.com •"' Mehmet Altun Hemen her yıl olduğu gibi tesettür tartış- ması bir kez daha gündemde. Laik Türki- ye Cumhunyeti'nin maaşlı bir din adamı- nın televizyona çıkıp "Erkekleri tahrikedi- yor" dıye kadınlan açık açık tesettüre da- vet etmesiyle başlayan tartışma, yine 80 yıldır çözülemeyen şu soruyu yeniden or- taya getirdi: İnançlı olmak kadının çarşafa, erkeğin şalvara gırmesiru mı gerektirir? Ya da dinın gereği olduğu söylenen kıyafetle- re bürünmek, insanlan dığerlerinden daha mı ıyi bir Müslüman haline getirir? tşte bu soruya, 1924'te şapka giymeyi dinsizlikle bir sayan İskiliplı Aüf Hoca'ya karşı Süiey- man Nazif ın verdiği cevap şöyleydi: "Din mukaddestir. Bi/ onu başunızda, sırümızda. ayağunızda değiLdünağûnızda, kalbimizde, vicdan ve imanımızda taşunahyız." Korka- nz 80 yıldır ne soru değışmış ne de o soru- ya venlmesı gereken cevap. İlk büyük tartışma: Sapka Cumhunyet tanhinde giyim kuşam me- selesının dıne alet edildiği ilk örnek şapkadır. Mus- tafa Kemal'in Türk insanını daha cağdaş bir gö- rünüşe kavuşfurmak için giriştiği reformlann ba- şında gelen şapka, aylar süren bir dizi olaylann ve sonu ıdamla biten bazı devrim karşıtı ayaklanma- lann da sebebi olmuştur. Bu bir anlamda şapka giy- mek ya da giymemek meselesi değil, ilericilik ge- ricilik, dinsizlik müminlik meselesi haline gel- miştir. Şapka aühmının başlangıcını, Mustafa Kemal Pa- şa"nın27 Ağustos 1925'te înebolu Türk Ocağı'nda yaptığı ünlü konuşma oluşturur: "Efendfler, Tür- khe Cumhuriyeti'ni tesis eden Türk halkı medeni- dir. Tarihte medenkür, hakikatte medenidir. Fakat ben. sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi söyiüyorum, medenryim diyen Türkiye Cumhuri- yeti halkı, fikrivle. /ihnrverh )e medeni olduğunu is- patetmek\e göstermek mecbum etindedir-Arka- daşlar. Turan kryafetini araşünp,ihyaeylemeye ma- halyoktur. Medeni ve beynetmilel kıyafet bizim için, çok cevherli milletimiz için layık bir kıyafettir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pan- toton, üstte yelek, gömlek kravat, yakahk ve tabii ki bunlan tamanılamak üzerebaştasiperişemsB şap- ka. Bunu çok açık söylemek isterim. Bu serpuşun ismineşapkadenir. Redingotgibi,bonjur gibi, smo- kin gibi, frak gibi tşte şapkanuz!" Mustafa Kemal Kastamonu'dan Ankara'ya 1 Eylül'de döndüğün- de, onu şapkalı bir grup karşıladı. Bu grubun için- de. Mustafa Kemal'in, şapkasmı beğenip kendısı- runkiyle degişnrdiği Cumhuriyet gazetesi sahıbı Yiı- nus Nadi de vardı. Devletin üst yönerıcilen ve Mus- tafa Kemal'in yakın çevresi bu değişiklıği hızla be- rumsemişti. Birkaç gün içinde çıkanlan bir yasay- la devlet memurlanntn şapka giymeleri zorunlu ha- le getinldi. Binlerce insan da fesini yırtıp atarak de\Time destek verdi. Ancak her devnm gibi şapka da, bağnaz kesi- min hemen her alanda değişime, dönüşüme gös- terdiği direncin bir aracı olarak tepkilere yol açtı. Dıyanet İşleri Reisi RifatBörekçi'nin, "Şapka giy- mekte dini ve vicdani mahzur yoktur" demesıne karşm din adamlannın kışkırtmalanyla harekete geçen halk Sıvas'ta, Kayseri'de, Erzurum'da, Ri- ze'de, Maraş'ta ve Giresun'da şapka aleyhine gös- teriler yaptı. De\lete ve de\Tİme karşı ısyan gö- rünümündeki bu olaylar hükümet tarafından sert bir şekilde bastınldı. Şapka giymeye karşı çıkan- lardan biri de dönemin ünlü din âlimlerinden İs- kiliplı Atıf Hoca'ydı. Atıf Hoca "Frenk Mukal- BÜigi(Taklitçingi)\« Şapka" adıylayayımladığı 32 sayfahk risalesınde, şayet biraz sadeleştirecek olur- sakşusözlereyerveriyordu: "Bir Müslümanmdin- sizlik âdet ve âlâmeti sayilan bir şeyi zaruret olma- dan ghinmek ya da takınmak surethie gayrimüs- limleri taküdi ve kendisini onlara ben/etmesi şer'an yasaktır». tslami milliyetin davanak noktası, din- siz miDijetine mahsııs olan işaret, âdet ve ta\ırlar- da kâfirlerden a> nlıponlara benzememektir. Onun için her Müslüman, dini emirlere uygun ofanayan ve bilhassa İslanı millh etçiliğine muhalif olan işler- den kaçınmalıdır." Pin ba$ta. sırtta taşınmaz Atıf Hoca'nın öne sürdüğü bu görüş, bir yanda insanlan "Gâ>ıır memur istemiyoruz!" dıye so- kaklara dökerken, dönemin gazetelerınde uzun süren bir tartışmanın da merkezi haline geldi. Atıf Hoca'ya karşı çıkanlann başında. Son Telgraf ga- zetesinin yazarlarından Süleyman Nazif bulunu- yordu: "Hiçbir kazma İslam dinine bu risaleyi >a- Mustafa Kemal Paşa'nın ilk kez Kastamonu gezisi sırasında, 27 Ağustos 1925'te, "Bu serpuşun ismine şapka denir. Redingot gibi, bonjur gibi, frak gibi işte şapkanuz!"diye tanıtöğı şapka\i en çabuk benimse\enler, >ine onu deMTmlerinde yalnız bırakmavan arkadaşlan ve yakın çevresi oldu. Yandaki fotoğraflEylül 1925'te, Gazi'nin Kastamonu'dan Ankara'ya dönüşünde çekildi. Sol başta, Mustafa Kemal'in şapkasını beğenip kendisininkhle değiştirdiği Cumhuri>et gazetesinin kurucusu Yunus Nadi. zan kalem sahibinden daha derin bir mezar kaza- maz. Din mukaddestir. Bi/ onu başınuzda,sırtımız- da, ayağımı/da değil, dimağunızda, kalbimizde, vicdan ve imanımı/da taşunalryız. Ben 10 yaşun- dan beri Frenk gömleği ve boyunbağı kuUanınm. Bu iki yeniük hiçbir \ akit benim inancımın azal- masına neden ohnadı." şapka kadınların namusunu nasıl zedeler? Şapka devrimine karşı koyanlann savundulda- n bir diğer görüş de şapkanın kadınların namusu- nu zedeledıgı yönündeydi. Diğer dini gerekçeler bir yana şapkayı kadınlann namusuyla ilişkilen- dıren bu gülünç ıddıanın dayanağını ve erkekle- nn başındaki şapkanın, kadının ıffetine ve namu- suna neden ve nasıl dokunduğunu anlamak hiç miimkün değildi. Çünkü ne Mustafa Kemal Pa- şa'nın konuşmalannda, ne de çıkanlan yasada ka- dınlarla ilgili tek bir sözcük bile yoktu. Belli ki şap- kanın karşısında duran gericıler, saf halkı en za- yıf noktasından yakalamak için sadece dini değil, kadınlan da alet etmekte sakınca görmemişlerdı. GEgMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Çalışanlar Tedipgin Çahşanlar düny^sı kıpır kıpır. Bir yandan 12 Eylül hukukunun bile cesaret edemediği ölçüde'iak kayıplarınayol açacak Iş Yasası Tasarısı'nır Adalet ve Kalkınma Parti- si'nin (AKP) oylarıya yasalaşma yolunda olma- sı, bir yandan da zorunlu tasarruf ödemelerinin hayal kırıklığı yarat^as1 çalışanları tedirgin edi- yor. Tasarının iyileştinlerek kabul edilen belki de tek maddesi, kadın işçilerin doğum öncesi ve son- rasında raporlu sayılacakları sürenin uzatılma- sını öngörmekte olanı. Doğmsunu söylemek gerekirse bu süre uza- tımının bile işverenlere getireceği yeni biryükyok. Çünkü süre uzadı ama karşılığı işverenlerden çıkmayacak. Iş görmezlik ödeneği Sosyal Sigor- talar Kurumu tarafından verilecek. Aynı madde ile getirilen 6 aylık izin süresi ise, ücretsiz ola- cağından çalışan annenin özverisi ile gerçekle- şecek. Bu görece iyileşmeye karşılık, işçilerden alı- nıp işverenlerin hesabına kaydedilen öyle mad- deler geçti ki, sendikacıların "Kölelik Yasası" tanımı cuk oturuyor. Haftalık çalışma süresinin doldurulmasını plan- lama hakkı artık doğrudan işverenlere geçti. "Günde 15 saat çalışacaksın" deseler, işçilerku- zu kuzu "evet" derrtek zorundalar. Kimi maddelerin uygulanması için "işçinin iz- ninin alınması koşulu" var ama, uygulanması ola- sılığı neredeyse yok. Ekonomik zorunluluklar ve işsiz kalıverme kor- kusu ortalığı kasıp kavururken büyük çoğunlu- ğu toplu iş sözleşmesi dışında olan işçilerden hangi babayiğit "Ben karşıyım" diyebilecek. Zaten iş güvencesi kapsamına girecek işyer- leri için "30 ışçiden fazla çalıştıranlar" tanımı ka- bul edildiğinde milyonlarca işçi dımdızlak orta- da kalmayacak mı? • • • Bilim Kurulu'nun hazırladığı taslağın tasarıya dönüşmesinden sonraki değişiklikler de dikka- te değer bir yaklaşımı sergiliyor. Ne hikmetse yasaya aykırılıklar için hem tas- lakta hem de tasarıda öngörülen para cezaları, maddelerin görüşülmesi sırasında AKP'lilerin önergeleri ve oylarıyla beş kata varan oranlar- da indirilerek kabul ediliyor. Sinekten yağ çıkarmayaklaşımıyla olmayacak konularda bile getirilen vergi oranları ve harç tu- tarlarıyla Hazine'ye gelir sağlama yolları dene- nirken cezaları indirmenin anlamını anlamak da müşkülleşiyor. Türk-lş Başkanlar Kurulu bu sabah toplana- rak hükümetin çalışanlar konusundaki olumsuz yaklaşımını bir kez daha irdeleyecek. Saat 14'te ise Tandoğan Meydanı'nda "Işine, ekmeğine, vatanına sahip çık" söylemi ile düzenlenen mi- ting başlayacak. Yanlıştan dönmenin yararını AKP'liler de an- lasalar ne iyi olurdu. • • • Demiryolu işçilerinin, zorunlu tasarruf öde- melerindeki yanlışlıklar nedeniyle uyguladıklan direniş, olumlu bir gelişmeyle sonuçlandı. Ancak medyanın görevini yerine getirmekte gösterdiği ilgisizlik mesleki açıdan ders çıkarı- lacak bir boyutta ortaya döküldü. Medya; gazetesi, radyosu ve televizyonu ile halkı bilgilendirme görevini yerine getirmiş olsay- dı, durumu tren istasyonlarına ve garlara gitme- den öğrenecek olanlar, kendi başlarının çaresi- ne bakma olanağını elde edebilirlerdi. oerinc(« cumhuriyet.com.tr. ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK. TÜRK KANSER DERNEĞI, ONKOLOJİ MERKEZİ Tel: 0 212 237 56 49 / 238 30 30 www.peroreklom.coni.tr . (0212) 293 89 78 > A k b a r k K u l t % > S l n a ' M«rtrw l5 uk 41 Cad. N<J. 14-18 OGRENCİ B0060 BsjcğlJ istarb., 3 Mılym TL. BÖYLE EJ gölge-kukla oyunu bir perde Şehsuvar AJOaş • Bıtçe Güftjrt • Ayşe Seten 17 Maym Saat: 14.OO FRAMSC KÛLTÜR HBKEZİ s t a Cad. No 8 WO11334I7« İlanlarınız İçin: 0212.293 89 78 YEDITEPE OYUNCULARI Haluk Işık Yöneten: Şakir Gürzumar HADi ÇAMAN, HALiT AKÇATEPE, SUNA KESKiN, AYÇA BiNGÖL , Perşembe, Cuma, C.tesi: 20.30; Pazar: 15.30 | [ E F E S İ | HADİ ÇAMAN TİYATROSU Teşvikîye Cad. No. 160 Hişnnte | ^ P U s e n . " Tel: (0-212) 246 17 77-219 36 29 _^~ E F E S PUsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 perareklam@perareklam com.tr perareklam@superonline.com www.perareklam.com.tr 1885 ORTAOYUNCULAR ISTİKLAL CAD. N0:140 TEL: (0 212) 25118 65-66 FAX- (0 212) 244 43 27 www.ortaoyuncular.com Ferhan Şensoy'un II II RÖNTGENCILERE %IO INDİRİMLİGULDURU CUMA-CUMARTESİ 20.00 / PAZAR IS.OOve 18.00" Kukur Bakant.gı ntn katkılanyla Bilel Satış/Rezervasyon: Ortaovuncular Gişesi / 0 212 25118 65-66 "ÇATI PASSAGE" olarak yeni yerinde... Aynı Sokakta, önemli tarihi yapısı içinde, Suriye Pasajında... Saat 12:0O'den - 02:0O'ye kadar, Yeniliklerle sizleri, Eski Beyoğlu keyfini yaşamaya bekliyoruz... (O2İ2) 251 OO OO SONER OLGUN - '~un.com ~* HER PA7İKA CUMA - CUMARTESİ 260 96 53-260 72 61 İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 perareWam@perareklam.com.tr perareklam@superonline.com www.perareklam.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear