22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2003 PERŞEMBE 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli B B B B B B B Y 21 32 27 26 27 30 31 29 Sinop B 22 Adana B 32 Samsun B 26 Mersin B 30 Trabzon Giresun B 20 Dıyarbakır B 29 Ankara _B 21 Şanlıurfa B 34 Y 27 Mardın B 28 Eskişehir Y 25 Siirt B 29 Konya Y 28 Hakkâri B 23 Sıvas Y 24 Van Zonguldak B 21 Antalya B 21 B 30 Kars Yurdun kuzey, ıç ve doğu kesımlen parça- lı bulutlu, Marmara'nın guneydoğusu, Iç Ege. goller yorest, Iç Ana- dolu'nun kuzey ve ba- tıst.Karadenız'ınıç ke- sımlen ıle Doğu Ana- dolunun kuzeyı sağa- nak ve gökgürultulü sağanak yağışlı, dığer yerier az bulutlu ve açtk geçecek DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y B B B Y B B Y 1Ü 14 15 16 13 16 20 17 Münıh Y 17 Zürih Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B Y Y B Y Y B B 1/ 18 26 17 20 26 26 25 Moskova B 22 Y 15 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahire B B Y B Y Y A 25 25 23 25 18 18 37 A 35 Açık bulutlu k Çok bulutlj Sulu kar t Gok gurultülu • • • G U I V C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada gun düşmüştü. Daha önceki iktidarlar hiç değilse böyle bir va- atte bulunmadı. Parti içi demokrasiyi liderlerinin meşreplerine gö- re uygulamayı yeğlediler. Oysa parti içi demokrasi, şeffaflık gibi ciddiye alı- nan söyiemlerde AKP'nin bir nefeslik ömrü varmış; ancak altı ay dayanabildi. önce bakanlıktan azat ettiği, şimdi degrup baş- kanvekili seçilmesini engellemeye çalıştığı Ertuğ- rul Yalçınbayır olayı parti içindeki bölünmeye so- mut bir örnek. Şeffaf ve demokrat RTE; parti merkezinin gös- terdiği adaylara karşı grubun Yalçınbayır'a -beklen- diğinden çok- oy vermesini sindiremiyor. Seçimin yineleneceği bu haftaki AKP grubunu erteletıyor. Yalçınbayır'ın suçu nedir? Emine Erdoğan'ın başını açmasını mı istedi? Türban yasağını öne sü- rerek kızlarının öğrenimlerini ABD'de yapmasına olanaklar bulmasını mı eleştirdi? Parti genel baş- kanını "amâli efkân Islamdır" diye mi tanımladı? Hiçbirini yapmadı. Sadece hukukçu bir milletve- kili olarak hükümetin ve parti yönetiminin anayasa değişikliği ile içtüzük konusundaki yaklaşımlarını gerçekçi bir gözle eleştirdi. Parti grubundaki derinlerden kaynaklanan bö- lünmüşlüğün kemikleşmekte olduğunu gören RTE; parti tüzüğüne dayanarak Yalçınbayır'ı AKP'den ihraç yolunu bulamadı. Yalçınbayır'ın AKP'nin, içtüzük değişikliğiyle mu- halefetin muhalefet yapma hakkının elinden alına- cağı içeriğindeki eleştirilerine Anayasa Mahkeme- si hak veren bir karar aldı. Çoğunluğa dayanarak ka- bul edilen içtüzüğü iptal etti. Anayasa değişikliği üzerindeki açıklamalan ise hâlâ tartışılıyor. • • • Olay, iki gerçeğin sergilenmesineolanaktanıyor. Bir: Parti grubundaki yönetime muhalefet Yalçın- bayır'la somutlaşıyor, giderek daha organize duru- ma gelindiğinin ilk işaretlerini veriyor. İki: Partide karşı muhalefetin daha derinlerde ol- duğunu içeren irdelemeleri kuvvetlendiriyor. Yalçınbayır'ı iki Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile Abdüllatif Şener'in desteklediği öne sürü- lüyor, hattaTBMM Başkanı Annç'ın "el altından" Yalçınbayır lehine kulis yürüttüğü de söyleniyor. AKP'de gizliden gizliye işleyen üç başlılık artık varlığını hissettiriyor. Bu gelişme sadece Gül'ün, Şener'in veya Annç'ın parti içi iktidarı ele geçirme arzusundan mı kaynaklanıyor? Yoksa, bir zamanlar ağabeyleri konumunda olan- ların (bugünkü Saadet Partililerin) söylediği gibi, parti içi kaynaşmalar RTE'nin devlet yönetiminde- ki yetersizliğine mi dayanıyor? RTE ıse, parti içi demokrasinin gereklerini uygu- layacağı yerde, parti içi muhalefetin sesini kısma- ya yönelik önlemlere yöneliyor. • • • Rastlantıya bakın: Dünkü tarih 14 Mayıs 2003. 53 yıl önce, 14 Mayıs 1950'de Menderes'lerin, Bayar'lann -bugün RTE'nin de övündüğü gibi- ulu- sal irade ile iktidara geldiklerini, ulusun verdiği gö- revleri yerine getireceklerini söyleyerek önce Türk- çe ezanı, hemen arkasından Türkçe yazımlı Ana- yasa'yı Arapça sözcüklere dönüştürmeyi marifet saydıkları tek başına iktidarın ilk günü. DP iktidan 1954 seçimlerini kazandıktan sonra daha da şı- mardı. Ekonomik bunalımlar, muhalefete karşı sert girişimler, basını, aydınları hapisle susturma... Bugünkü tek başına iktidar altıncı ayında gerçek kimliğini, gizlediği eğilimleri sergilemeye başladı. Demokrat Parti ise hiç değilse beş yıl dayandı. ön- ce dışardan uyarıldı. Yönetici kadro içeride hem parti grubunda hem de CHP'den gelen sert muha- lefetle karşılaştı. Uzlaşmadan kaçınan Menderes'in dış ve iç uyarıları anladığı söylenemez. RTE, anlı- yor mu? Erbakan, AKP'ye beş yıl ömür biçmiş... Acaba neden? Berçin çiçeklerle anıldı tstanbul Haber Servisi - Geçen yıl ani bir beyin ane\Tİzması geçirerek yaşamım yitiren, Gazetemizin Istanbul Haber Servisi Şefi Cengiz Yıldıran'ın kızı Berçin Yıldınm, Kanarya'daki mezan başında anıldı. Yıldınm Ailesi ve yakınlan Berçin'in mezannı ziyaret ederken hüzünlü dakikalar yaşandı. Notre Dame de Sion öğrencileri dün Berçin'in mezannı çiçeklerle donatıp, mesajlarbıraktı. Notre Dame De Sion'da, sekizinci sınıfta okurken sabah saatlerinde aniden rahatsızlanarak henüz 16 yaşındayken yaşamını yitiren Berçin için bir anma töreni düzenlendi. Türkiye güneşe dönmeli B Baştarafı 1. Sayfada ODTÜ Mımarhk Fa- kültesi Şehir Planjama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çetin Göksu, topluluk olarak güneş enerjisini Türkiye'de et- kin hale getirmeyi amaçladıklannı belirtti. Bu çerçevede yaptıkla- n çalışmalan "eylem planına dönüşrürdük- İerini" ifade eden Gök- su, güneş enerjisinden etkin yararlanılmasını öngören 7 ayn ileri araştırma projesi hazır- ladıklannı, projelerin ODTÜRektörlüğüara- cıhğıyla DPT'ye sunu- lacağını bildirdi. Projelerin Ankara ya- kınlannda çeşitli üni- versitelerden akade- misyenlerin katılımıyla kurulması planlanan Güneşköy ile ilgili ol- duğunu ifade eden Göksu, burada her şe- yin güneş enerjisiyle çalışması, yapılann ısıt- ma, soğutma, aydınlat- ma, havalandırma, sı- cak su temini ve elekt- rik üretimi için güneş enerjisi sistemlerinin kullanılmasının öngö- rüldüğünü ifade etti. tlk kurşunun hazin öyküsüHaber Merkezi - Yunanlılar, 15 Mayıs 1919'dalzmır'iişgale başladıklannda "ilk kurşun"u atan gazetecı Hasan Tahsin'in, aynı günün sabahı kız kardeşine gönderdiği notta "Ben gelmez- sem.." diye yazması, onun Yu- nanlılara ateş etmekte kararlı ol- duğunu bir kez daha ortaya koy- du. Anadolu Ajansı'nın Nurdo- ğan Taçalan'ın, "Ege'de Kur- tuluş Savaşı Başlarken" adlı yapıtından alıntılar yaparak der- ledığı "ilk kurşunun hazin öy- küsü" şöyle: Izmir'in işgalı, 14 Mayıs Çar- şamba günü saat 09.00'da, Izmir Limanı'nda bulunan Itilaf Dev- letleri donanması kumandanı Amiral Caltrop taranndan, Izmir Valisi tzzet Bey ile 17. Kolordu Kumandanı Ali Nadir Paşa'ya bildirildi. Izmir'in işgal edileceği- ni duyan yurtseverler de gece Ma- şatlık denilen eski Yahudi mezar- lığında toplanarak "Reddi ll- hak" ilkesini kabul ettiler. "Ey Bedbaht Türk" diye başlayan "Reddi tlhak Beyannamesi", Mustafa N'ecati (genç yaşta ölen Milli Eğitim Bakanı), Moralıza- de Halit ve Ragıp Nurettin bey- ler tarafından hazırlanmıştı. Izmir Müdafaai Hukuku Osmaniye Ce- miyetı'nın kurucusu Moralızade Halit ile kardeşleri Nail ve Rj- fat'ın Kordonboyu'ndakı yazıha- neleri, işgal güçlerine karşı veri- len mücadelenin odağı gibiydi. Halit Bey'ın yazıhanesini 14 Mayıs öğleyin ziyaret edenlerden biri de Gazeteci Hasan Tahsin'di. Halit Bey'den aktardığına göre, kendisinden borç isteyen Hasan Tahsin'e ıstediği parayı veren Ha- lit Bey, durumundan şüphelendi- ğı HasanTahsin'e, "Nedir bu ha- linjnsanı korkutuyorsun" diye sorduktan sonra Hasan Tahsin'in Asıl adı "Osman Nevres" olan Hasan Tahsin ve kız kardeşi Melek Hanım. (Fotoğraf: AA) üzerini arar. Genç gazetecide top- lu bir tabanca bulan Moralızade Halit Bey, "ilk kurşunu atma- mak" konusunda aldıklan kara- n, Hasan Tahsin'e anımsatır. An- cak Hasan Tahsin, gece Maşat- lık'taki mitinge katıldıktan sonra evde kız kardeşi Melek'e (Gök- men), "Mitingde aradığını bu- lamadığını" anlatır. Sabah, Hu- kuku Beşer Matbaası'na gittikten sonra, bir çırakla kız kardeşine, "Evden katiyyen çıkma. Ben gelinceye kadar bekle. Ben ge- lemezsem Mr. Van Der Zee (Henrick, Isveç fahri konsolo- su, deniz nakliyat şirketi sahibi) gelip seni alacak" yazıh bir kart gönderir. Taçalan, kitabında, alınan borç para ve kartta yazıh bu notun, Ha- san Tahsin'in, "ilk kurşun"u at- makta kararlı olduğunu ve öldü- rüleceğini bildiğini yazıyor. Ta- çalan, Hasan Tahsin'in, borç pa- rayı büyük ihtimalle kız kardeşi için istediğini; ancak bu parayı ta- bancasına el konulması üzerine yeni bir tabanca ahnakta kullan- dığını; çünkü paranm Melek Ha- nım'a veriünediğini kaydediyor. Izmir Limanı'na sabah gıren nakliye gemilerinden üıen ilk Yu- nan askerleri, Punta (Alsancak) ve Pasaport karakollanm işgal et- tiler. Yarbay Stavriani kumanda- sındakı Efzon alayı, bir süre Rum- larla beraber Konak Meydanı'na kadar yürüyor, o sırada Izmir'in ünlü saat kulesi saat 11.00'i vu- ruyordu. Türklerin yoğun olmalanndan ötürü, Rumlar Efzonlardan ayn- lıyorlar; ancak başlannda yerlı Rumlardan Teğmen Yani'nin bu- lunduğu milisler Efzonlann önünde yürümeyi sürdürüyorlar- dı. Tıklım tıklmı dolu olan Keme- raltı'nın girişinin bir yanmdaki Askeri Kıraathane'nin önünde Hasan Tahsin bekliyordu. O gü- rültü arasında güçlükle duyulan tabanca sesinin ardından Teğmen Yani, taşıdığı bayrakla atından yuvarlanıyordu. (Gazeteci Ömer Sanıi Coşar. o anda ölen Efzon- lann adlannı Jorj Papakostas ile Basüe Delaris olarak veriyor. Olayın içinde bulunan eskı Iz- mırliler ıse meyhanecinın oğlu Teğmen Yanı adında birleşiyor- lar.) Başlannda Hasan Tahsin olan bırkaç Türk, Rumlann ara- sından ileri atılıp silahlannı ateş- ledikten sonra, kıyıya doğru koş- maya başlıyorlardı. Şaşkmhğı atlatan Efzonlar, Yar- bay Stavrini'nin "yere yat" ko- mutundan sonra, valilık önünde- kı parkta mevzılenen Yunanlılar, makineh tüfekle ateş etmeye baş- ladılar. Makınelı tüfek ateşiyle şehıt düşen Hasan Tahsin'in na- aşı, Askeri Kıraathane'den 150 metre kadar uzakta bulundu. Başbakanlıh'ta eylem Borcu olduğunu söyleyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek isteyen Yılmaz tlikçi, Başbakanlık önünde kendisini yaraladı. Başbakanlık Merkez Bina'ya dün saat 17.30 sıralarında gelen tlikçi, Başbakanlık ile Yargıtay binasının bulunduğu yolda kıyafetlerinin üst kısmını çıkararak bağırmava başladı. Borcu olduğunu söyleyen Ilikçi, "Benim oylarımla geldi, Başbakan ile görüşmek istiyorum" dedi ve elindeki bıçakla göğsüne derin bir çizik attı. Başbakanlık Koruma Müdürlüğü'ne bağlı polislerin müdahale etmek istemeleri üzerine tlikçi, bıçağı boynuna dayadı. Polislerin yaklaşık 5 dakika süren ikna çalışmalan sonucu bıçağı polise teslim eden tlikçi gözaltına alındı. (AA) Tasanda uzlaşamayan iktidar ve muhalefet doğum izinin 16 haftaya çıkanlmasında anlaştı CHP, Iş Yasası'na direniyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP, TBMM Genel Ku- rulu'nda görüşmeleri süren Iş Yasası Tasansı'na direnişini dün de sürdürdü. CHP Grup Başkan- vekili Haluk Koç, "kapı arka- sında uzlaşma arayışlarını ka- bul etmeyeceklerini. tasannın tümüyle geri çekilerek sosyal taraflarla uzlaşma aranmasını istediklerini" söyledi. Görüş- meler sırasmda AKP ve CHP'li- lerin uzlaşmasıyla 14 hafta olan doğum izni 16 haftaya çıkanldı. AKP'liler 4 madde üzerinde uzlaşmak için CHP'ye öneri gö- türdü, ancak bu girişimleri "gös- tennelik" bulundu. CHP'lı Koç, "iktidann İş Yasası Tasarı- sı'nda dayatmacı anlayışını sürdüğünü" vurguladı. fasan üzerinde uzlaşamayan iktidar ve muhalefet, kadınlarla ilgili bazı düzenlemeler konusunda ise an- laştı. AKP ve CHP'lilerin verdi- ği önergelerin kabul edihnesiy- le doğum izni 16 haftaya çıkanl- dı. Çoğul gebeliklerde doğum öncesi izin süresinin 10 haftaya çıkanhnası kabul edildi. Isteği halinde kadın işçiye doğum izni- ni tamamlamasının ardından 6 aya kadar ücretsiz izin verilme- si benimsendi. CHP'lilerin ver- diği, AKP'lilerin de destekledi- ği bir önergenin kabul edilme- siyle, kadın işçilere 1 yaşından küçük çocuklan için günlük 1.5 saat emzirme izni verilmesi de hükme bağlandı. Görüşmeler sırasında yoklama isteyen, önergeler veren. konuş- ma haklannı sonuna dek kulla- nan CHP'liler yoğun engelleme yaptı. CHP'li Enver Oktem, AKP'lilerin "çarpık bir de- mokrasi anlayışı" taşıdığını söyleyince ortam gerginleşti. AKP milletvekilleri kendisine "Provokatör" diye bağırdı. TB- MM Başkanvekili Nevzat Pak- dil, Öktem'den sözlerini düzelt- mesini istedi. Öktem ise "AKP'nin sergilediği uygula- malann demokrasi olmadığı- nı" söyledi. AKP Grup Başkan- vekili Eyüp Fatsa, sataşma ge- rekçesiyle söz alarak "Çarpık demokrasi anlayışı asıl Ok- tem'itarifediyor"dedi. AKP'li Hasan Fehmi Kınay, Öktem'in bazı sözlerini ammsatarak, CHP'lileri "işveren düşmanı" diye nitelendirince CHP sırala- nndan itirazlar yükseldi. Yeniden söz alan Öktem, "namuslu işve- reni değil. kayıt dışı çalışan iş- vereni kastettiğini" söyledi. Eski Halk Bankası Cenel Müdürü ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Eski Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen'in de arala- nnda bulunduğu 6 kişi hakkında, Mersın'deki lojmanlann değiştirilme- sinde bankayı zarara uğ- rattıklan iddiasıyla 7 yıl 6'şar aya kadar hapis is- temiyle dava açıldı. Ankara 11. Asliye Ce- za Mahkemesi'ne açılan davanın iddianamesinde. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Baş- kanlığı'nın, Halk Banka- sı AŞ'ye ilişkin yürüttüğü incelemeler sonunda, "daha ucuzfiyatlatadi- latları yapılabilecek olan bankanın Mer- sin'deki lojnıanların- dan 23 dairenin, sebebi anlaşılamayacak şekil- de, Mersin daire birim fi\ atlarına göre çok dü- şük fiyatla 69 milyar li- raya satıldığı" değerlen- dirmesi yapıldı. KAYIP SÎLAHLAR tÇtN DANIŞTAY'DAN VtZE Şarman yargılanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay Idari tşler Kurulu, 2. Da- ire'nin, eski Batman Valisi Salih Şar- man ın zimmet suçundan yargılan- masına ilişkin karannı onadı. Kurul, sanıklar Şarman, Mithat Kuşadaü ve Ahmet Soley'in, Ateşli Silahlar Yasası'na muhalefet etmekten yargı- lanmalanna ilişkin karan da uygun buldu. Danıştay Idari tşler Kurulu, Şarman'ın, iki ayn eylemden dolayı "zimmet" suçundan yargılanmasına ilişkin karannı da onayladı. Dosya, yargılamanın yapılacağı Yargıtay'a gönderildi. Kararda, 1994-1996 yıllannda Şar- man ve Kuşadah'mn, yasal ohnayan yollardan silah, mühimmat ve benze- ri malzeme aldıklan bunlar için 2 mil- yon 623 bin 764 bin dolarlık harca- ma yapıldığı ancak yapılan inceleme- de söz konusu malzemelerin depolar- da bulunmadığı belirtilerek sanıkla- nnAteşli Silahlar Yasası'nm 12. mad- desine göre yargılanmalan gerektiği ifade edildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Devamında da başbakanlık koltuğuna oturdu. Türkiye ve Italya, pek çok konuda birbirine ben- zeyen iki Akdeniz ülkesi. Berlusconi gezi hazırlığını çok iyi yapmış. Türkle- rin nelerduymak isteyeceğini, nelerden hoşlanaca- ğını kavramış. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan la ve Türk heyetleriyle seri görüşmelerinden sonra medya patronu da olmanın verdiği özgüvenle, da- mardan girdi: "Biz, her zaman Türkiye'nin yanında olduk. AB üyeliği konusunda da aynı tavn sergiliyoruz. Ne de- mek 2010'lu yıllar? Türkiye, Bulgaristan ve Roman- ya'dan önce 2006'da AB'ye girmelidir... Türkiye, dünyada ve Avrupa'da başrol üstlenebiiir..." Olabilir tabii ama, acaba Berlusconi hangi oyunu öneriyor? Berlusconi hızını alamadı, Kıbrıs sorununu da bir turda çözdü: "Benyatla Simitis'ialayım, sonra gelip Erdoğan'/ alayım, beraberKıbns'ın etrafında bir turatalım, so- runu çözelim..." Hani yola çıkmışken, Kıbns'ın etrafında bir tur at- tıktan sonra Israil tarafına geçseler, Filistin sorunu- nu daçözseler... Italyan Başbakam'nın asıl saptaması ise delilik üzerine kurduğu denn felsefesiydi: "Erdoğan da ben de birazdelisayılınz. Partilerimi- zi sıfırdan oluşturduk. Deliliğe övgü kitabınm yazan Erasmus, 'Gerçek bilgelik; sağduyulu ve mantıklı düşünmek değil, birçılgının ıleriyi berrak birşekilde görebilmesidir' diyor. Erdoğan da ben de çılgın sa- yılınz..." Berlusconi işi deliliğe vurup ülkesinin ticari çıkarı açısından önem taşıyan sözü alıp gitti. Ister hukuka uygun olsun ister olmasın! Itatyan basını Bu haberler Türkiye'deki gazetelerin birinci say- falarını doldurdu. Şimdi bakalım, Italyan basını ne doldurmuş! Onlar da doğal olarak Italyan iç politikası açısın- dan önemli olan unsurları öne çıkarmışlar. Bir değerlendirme şöyle: "Başbakan, Türkiye 'deyken yeni suçlamalarda bu- lundu... Kendisini, mahkeme salonunun darortamı- nın birkurbanıolarakhisseden Başbakan, Türkiye'de kendisini zulüm görenlerin safına yerieştirmek iste- di..." Italyan meslektaşlarımız başbakanlarının bu tutu- munu başlığa taşırken de bardağı taşırmışlar: "Berlusconi ısrar ediyor ve saldınyor..." Italya'daki kızgınlığın nedeni, Berlusconi'nin pek çok yolsuzluk olayı nedeniyle soruşturma geçirme- si ve buna karşın yargının kendisine diş geçireme- mesi! Italya'daki değerlendirmeler bir tarafa, biz Berlus- coni'nin bu tür açıklamalar yapmak için en ideal ül- keyi seçtiğini düşünüyoruz. Kendisine bir önerimiz var: Sayın Berlusconi; tümüyle aklanmak, bir daha mahkeme koridorlarında sürünmemek istiyorsanız, tüm davalarınızı Türkiye'ye taşıyın. önce TBMM'de bir araştırma komisyonu kuaılmasını isteyin... Geri- sini boş verin! Bu komisyon sizi araştırır araştınr, öylesine temiz- ler ki, bu temizliğin formülünü alıp Italya'da deterjan üretseniz, servetinize servet katarsınız! Sonra bunun felsefi tanımını yaparsınız: Ak'üs servetus! Bir resmi gezıye bu kadar mizah bulaştırmak bel- ki de biraz fazla ama, gezinin içeriğine bakıp aklımı- za gelenlerin çok azını sütuna döktüğümüzü de vur- gulamadan geçmeyelim... Beynimizi daha çok laf salatası için kullandığımız- dan olsa gerek, kalbimizle düşünüyoruz ve övgü sözlerini "uluslararası anlaşmalar" niteliğine sokup kendimizi avutuyoruz. Sayın Beriusconi, yine bekleriz... övgüleriniz şu gergin ortamda nasıl iyi geldi, anlatamayız... ankcum@ttnet.net.tr Demokrasi araç • Baştarafı 1. Sayfada zeten örgüt" olarak ni- telenirken, örgütün "yakın gözetim" al- tında tutulması gerek- tiğine dikkat çekildi. Milli Görüş'ün Tür- kiye'de kapatılan FP'yi, daha sonra SP'yi des- teklediği ifade edilen raporda, şiddet eyle- minde bulunmayan Milli Görüş'ün topladı- ğı bağış miktannın da düştüğüne dikkat çekil- di. Raporda, "üye sa>ı- sı 1100'dengOO'e dü- şen İslami Cemiyet ve Cemaatler Birliği'nin (ICCB) faaliyetlerinin 27 Kasım 2002'de ya- saklandığı" da hatırla- tıldı. Schilly'nin açık- ladığı raporda, terör ör- gütü PKK/KADEK'in üye sayısının da 12 bin- denllbin500'edüştü- ğü ifade edildi. Rapor- da, PKK/KADEK'in topladığı bağış miktan- nın 10 milyon Euro'dan çok az olduğu, Frank- furt'taki "Kürt işa- damlarının" oluştur- duğu bir derneğinin, ör- gütü maddi olarak des- teklediği belirtildi. Ra- porda, aşın solcu çeşit- li örgütlerin adlanna da yerverildi. Hava Şehîtleri bugün anılacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hava Şehitleri bugün anılacak. Hava Şehitleri, tüm yurtta ilk kez, Kurtuluş Savaşı'nda büyük yararlık gösteren Binbaşı Fazıl Bey'in, 27 Ocak 1923'te eğitim uçuşu sırasında şehit düşmesi dolayısıyla 27 Ocak 1926'da anıldı. Türk Hava Kurumu'nun 1935 yıluıda yapılan 6'ncı kurultayında ise Hava Şehitlerini Anma Günü'nün 1935'ten ıtibaren her yıluı 15 Mayıs gününde yapılmasına karar verildi. Kırgızistan 500 yatıpımcı istedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kırgızıstan Başbakanı Nikolay Tanayev, Türk yatınmcılara çağn yaparken Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğı (TOBB) Başkanvekili Faik Yavuz'a, " 1 milyon 200 bin üyenizden 500'ünü Kırgızistan'a yatınma gönderin yeter" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear