Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 NİSAN 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
a Kutatasmecm
ç
kâpOrdğ jjpto nlf
. Bektrooik posta: cteffl2somecutnhuriy8tcom.tr 0.212.512 0$ 05 Faks: O212.512 44 97
- Hükümet, Milli Görüş'ü
terör örgûtü saymamış...
"Islamcı aöriJs!"
Otopark
Avukat Bülent
Ağabeyoğlu, yurtdı-
şından uçakla Istan-
bul'a geliyor ve otomobili
ile Ankara'ya gitmeden
önce Kalamış marinadaki
lokantalardan birinde öğ-
le yemeği yiyor... Lokan-
tadan çıkınca, otoparkta-
ki otomobilinin soyuldu-
ğunu görüyor. Yurtdışın-
dan gettrdiği iki bavulu ve
havaalanından aldığı eş-
yalar çahnıyor. Olay, polis
kayrtlarına geçiyor ve
Ağabeyoğlu Ankara'ya gi-
diyor. Otoparkın işleticisi
Setur'a bir mektup yazıp
durumu bildiriyor. Birkaç
gün sonra Setur'dan tete-
fon ediyorlar; otoparkın
Koç Alfianz tarafından si-
gortalandığını, maddi za-
rann karşılanacağmı söy-
lüyortar. Ancak daha son-
ra yine arıyorlar ve oto-
mobilin herhangi bir ha-
sar görmediğini, otomo-
bil içindeki eşyaların da
sigorta kapsamı dışında
olduğunu biküriyoriar. So-
nuçta, sigortalı bir oto-
parkta, hırsızlann hasar-
sız olmak kaydıyla dile-
dikleri otomobili soyma
olanağı bulunuyor!
AMERİKAN
MALI ALMA
IRAK HALKINA
BOMBA ATMA
K
ım güçlü; Amerıka mı? Amerika'nın yanın-
da olunmalı... Para nereden geliyor; Dünya
Bankası'ndan mı? Dünya Bankası'ndan iyi-
si olmamalı... Bütçeyi kim yapıyor; Ulusla-
rarası Para Fonu mu? Uluslararası Para Fonu'nun sö-
zü harfiyen dinlenmeli... El altından kim para dağıtı-
yor; Avrupa Bıriiği mi? Avrupa Birliği'nin bir dediği i-
ki edilmemeli; bütün kriterler yerine getirilmeli...
Vatan, millet çoktan "sakarya" edebiyatında kaldı...
VVashington, Kopenhag, Londra, NewYork, Paris,
Brüksel, Berlin, Roma...
Güç ve güçlü neredeyse ikbal orada...
Hükümetten teşvik geliyor mu; hükümet destek-
lenmeli... Bakanlıktan ihalealınıyormu; bakan omuz-
larda taşınmalı... Genel müdür krediyi verdi mi; ge-
nel müdür alkışlanmalı...
Bu birduygu...
Güçlünün ve egemenin yanında saf tutarak güçlü
ve egemen olma duygusu ve tabii ki "tamamen duy-
Duygu
gusal" olarak cebini doldurma güdüsü!
Güçlünün yanında saf tutulması şampiyon olan ta-
kımın daha çok taraftar kazanması gibi bir şey...
Insanoğlu özeniyor...
Fakat bu oyunda şike var...
Güçlü olan kural tanımıyor...
Gücünü kuralsızlıktan alıyor; kurallan kendi koyu-
yor, koyduğu kurallan kendi çiğniyor...
Hakemi tanımıyor...
Zaten hakemliği de kendisi yapıyor!
Güçlünün yanında saf tutarak güçlerine güç katan-
lann geçmişlerini inceleyin...
Ne kadarzayıf, ne kadaraciz, ne kadarezik, ne ka-
darsilik, nekadarkişiliksizolduklannıgöreceksiniz...
Ama bir kere güçlünün yanına kapılanmasınlar...
Kraldan çok kralcı kesilirfer...
Ne var ki mayalan bozuk olduğu için dün baş tacı
ettiklerini yann yerin dibine batırmaktan da çekin-
mezler; kral öldü yaşasın yeni kralcıdır bunlar...
Gelen ağam, giden paşamdır onlar için...
Bağdat'ta Amerikan askerlerini çiçekle karşıladılar.
Işgal kuvvetlerine çiçek! Bir ulus için dünyanın en
utanç verici duygusu, ülkesini işgal eden askerleri çi-
çekle karşılamak olmalı. Onlar, bu utanç verici tab-
loyu bile alkışladılar...
Çünkü güç, elinde silah olanda... Onlar da eli si-
lahlının yanında!
Ama onlar aynı zamanda demokrat... Hem liberaJ,
hem demokrat, hem evrensel hukukun savunucusu,
hem insan haklannın yılmaz bekçisi, hem düşünce
özgürlükçüsü, hem de her türlü özgürlüğün çılgın
aşığı...
Aşklan bile efendilerinin verdiği izinle sınırlı!
İnsan bir kere kapılanmaya görsün...
SESSİZSEDASIZO)
Yüksek Yerilim Hatb
erdincutku yahoo.com
AKP'nin duble yol projesinden anladığı
"ABD için Irak'a duble yol döşemek"miş!
Amerikan maHarı için iyi bir pazar olmak
Yeditepe Üniversitesi Işletme Bölü-
mü Kamu Politika ve Stratejileri Araş-
tırma Grubu'ndan Yrd. Doç. Dr. M.
Atilla Öner, "Bağdat Oemiryolu Sa-
vaşı" kitabının önşözüne "Haziran
1923, Kolombiya Üniversitesi" notu
düşen Edvvard Mead Earie'den bir
alıntı göndermiş:
"Chester imtiyazlan ve Mezopo-
tamya petrol alanlan üzerindeki In-
giliz-Amerikan çekişmesi, yakın do-
ğudaki Amerikan faaliyetlerinin hızla
gelişmesinin iki önemli unsurudur.
Amerikan malları için iyi bir pazar
olan Türkiye, aynı zamanda Amerikan
fabrikalan için değerii bir hammadde
kaynağı ve Amerikan kapitalistleri için
verimli bir yatırım alanı olmayı vaat et-
mektedir.
fr
Böylece, Filistın kutsal topraklann-
daki Amerikan din kurumlannın, Ana-
dolu ve Suriye'deki egitim kurumlan-
nın yerini şimdi Anadolu'nun tabii kay-
naklanna göz diken Amerikan çıkaria-
rı almaya başlamıştır.
Bu yüzden, Türkiye'deki siyasi istik-
rar ve ekonomik gelişme artık Ameri-
ka'daki işadamları ve politikacılann
dikkatinden kaçmayan konular ol-
muşlardır.
Onun için, çok defa birsavaş sebe-
bi olan 'Doğu Sorunu' şimdi Amerika-
lılariçin yeni birönem kazanmaktadır."
80 yılın son 50 yılında geldiğimiz
nokta...
Amerika Irak'ı işgal etti ve bu arada
iyi bir pazar olan Türkiye'yi işgal et-
mesine gerek kalmadı!
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCÎ
'Kültür ve Turizm Bakanlığı'
konusunda Doğan Hızlan'ın görüşmesi...
Kûltür ve tunzmin "tek bakan-
hk" olamayacağını savunan ya-
zılanmız "pehKvan tefrikasına"
dönüştü... Her yerden ses var. yet-
kililerisesusuyor...
Neyse ki Doğan Hdan'ın 7 Ni-
san 2003 günü Hürnyet'teki " 1
yaasT sayesinde "karşı görüşû"
de öğrenebildık. Tasan artık TB-
MM'de olduğundan. bunlan da
yanıtlamak zorunlu oldu...
Birkşme gerekçeleri
Okuyanlar anımsarlar. Doğan
Hızlan; "Kültür Bakanhgı, lu-
rizm Bakanbğı'ııa bağlanamaz"
başlıklı ılk yazısında, Kültür Gi-
rişimi nın bu birleşmeye karşı
eleştırilerine yer ve "hak" ver-
miştı(3Nısan2OO3).
Ardından "bir yetkffiyle" gö-
rûşmesıne dayandırdığı 2. yazı-
sında ise; "Kültür Bakanlığı, Tu-
rizm Bakanhğı'nın içinde erimi-
yor" diyor ve gerekçelerini de
özetle şöyle sıralıyor:
"- Kültür Bakanhgı'nııı ana ya-
peı konınuyor; sadece aynı işlevi
gören Anıüar ve Müzeler Gend
Çünkü. ülkenın tarihini ve do-
ğasını korumayı daha da zayıfla-
tırsanız, "neyi" tanıtacaksınız?..
Kaldı ki eğer tanıtımda sorun var-
sa, bunun bir nedeni de SÎT'lerin
içine "turizmi teşvik" adına izin
verılen dev oteller yüzünden, ta-
rihi ve doğal çevrenin "bakn-" fo-
toğraflannı çekme açılannın gün-
den güne "azalmasT olsa gerek...
Şimdi Kültür Bakanlığı da işte
bu günaha "entegre" edildiğinde.
belki de elde sadece "eski fotoğ-
raflar" kalacak...
VMuhafazakâr' turizm
Yıllardır sıvil mımarimizı;
'"Bunlar Rum evi, Ermeni kültü-
rü" dıyerek yıkanlann, şimdi sa-
dece "inançh turistlerin nannna"
bazı elde kalmış kiliselen "pazar-
toma" çabalanna gelince... Bu
niyet bile aynı bırleşmeyle daha
da "geriri" bir tunzm yaratacak...
Çünkü, kazanç uğnına bu kez
de "dinci-bağnaz turistier" peşin-
de koşulacak... Bir yandan ülke-
dekı "laik kültür" gıderek törpü-
lenirken öbür yandan toplumla ta-
Kültürü turizme bağlayanlaruı bir 'uygulaması»'
Müdüriüğü ile Kültür ve Tabiat
Varhklannı Koruma Gend Mü-
düıiüğü birleşhor."
"- Bu birieşmenin bir nedeni de
tamtnna ağırük v erilmesL."
"- Dümada kültür amaçfa tu-
rizm ile tnanç turiznıi önem kaza-
nr>t>r. Birieşme\1e. bu alanda da
bir sinerji \araOlabiBr_.''
Koruma kapatilrvor'
Aslında ılk açıklama bile, en
büyük darbenin "Kültür \e tabi-
at\"arhldannın korunması hizme-
tine" ıneceğının kanıtı...
Çünkü; müzeleri ve ören yerle-
rindeki arkeolojik kazılan \öne-
ten Anıüar Genel Müdüriüğü ile
tarihsel ve doğal mirasımızın ya-
şatılmasından sorumlu Koruma
Genel Müdüriüğü asla "aynı işle-
\i"görmüyorlar...
Özellıkle kendi alanında artık
köklü bir kamu kurumu olan Ko-
ruma Genel Müdürlüğü'nü "lag-
vetmek" ıse, hemen tüm kimük
ve uygarlık değerlerimizin "ko-
ruma örgütünü" dağıtarak bitir-
mek anlamına geliyor.
Konıma>an tanıtamaz^.
-Devletin koruma organını"
yok etmek. hem 'Tarutıma ağıriık
verilmesi'' gerekçesıru hem de
"kûltür ve inanç turizmi" sözünü
ha^-ada bırakıvor.
nışacak yabancılann da "muhafa-
zakâr"lan daha makbul olacak...
'Uygulamalar'
görüJmedimi?
Bütün bu gerçeklere rağmen
bakanJıktakı yetkilıden "etkilen-
djğj"" anlaşılan Doğan Hızlan, ya-
zısını şöyle noktalıyor: "Bu bHgi-
lerden sonra, ben mgulamayı
bekteyeceğmL-"
Oysa, 12 Eylül 1980 darbesin-
den sonra da aynı "birieşik anla-
\Tş"ın yarattığı çok örnek var...
Üstelik hemen tümü de, "Piş-
manhğuı fayda vermediği kabcı
tahribatlar yaratmış uygulama-
lar_"
Örneğın: Dohnabahçe Sara-
yı'nın tarihi bahcesınde yapılan
Swiss Otel ya da Yıldız Sara-
yı'nın eski bahçesinde yükselen
Conrad veya Köyceğiz'dekı an-
tik Pisilis kentinin tam üzerine ın-
şa edilen Sangerme Park Otel ve
bu gibi sayısız "kültür ve turizm
darbelerL."
Doğan Hızlan, eminim ki bu
talanın "devammı" artık istemi-
yordu... 0 halde, "yeni uygula-
malan beklemek" yerine "ilk
yaasındaki" tavnnı sürdürmesi
gerekmezmi?..
Oekinci a cumhuriyetcora.tr.
KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicakı turk.net
ÇtZGtLlK KÂMtL MASARACI
HARBÎ SEMİH POROY semihporoy
r
q yahoo.com
TARÎHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 13 Nisan
PROTBSTAN KIYIMCISl KRALICE..
1S13 'Z>4 8ÜGÜM, FRANS* KGAUÇESİ C4rH£g/A/£ PE
irAL YA 'P/> PO6MUÇTU. Ft-OGANSAU PGENS l-O££M2O PE '
MEDlCt 'NİN KIZI OL/IN CATHEISIH£, 1533 'TE, PAH4 SOHRA
F&)/V£A TAHTIMA Ç/K4V MENS/ /LE £lSLENM/$r/. KO4LL/
Ğ; U Y/L Si//SEfJ JTHEtJGt(SAĞ&4) OLUA/CE, OSLU ]X.
CHARLES ÇOCUK y^Ç7?t SULUNOUĞUNOAN\ C4r#£e/A/£
ö ece G£ç/eM/çr/\ /x. cH^et££ VE ARDINDAN
DiĞE/Z. OĞLU M- H£SJRI ZAMAMLAZINPA ÇOK ErK'Lİ
BlR KIŞİ OL^M K/SAUÇE, OZELUKL£ F&4N£A'yr KASlP
DİN İ
L. t'MCE EYl-£Mc£/e£ Gt&ŞM/ÇTf.
İYI gtÜMEHİ PE Si.8A£rf/£L£MY K
MEDtCtS,
ÇOK -
BtTLİS SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2002/38
Davacılar tsmet Savucu, Zülküf Savucu, Maşallah Savucu, Emine Savucu, Aycan Savucu, Aygül Savucu ve Piran Savucu ve-
kili Av. Enis Gül tarafindan davahlar Mehmet Savucu, Saliha Patır, Suphiye Patır, Mehmet Reşit Patır, Amine Avcil ve Naciye
Patır aleyhine mahkememizde yürütülen verasetın iptali davasının yapılan yargılaması sırasında, kendisine dava dilekçesi ve du-
ruşma günü tebliğ edılemeyen ve adresı zabıta manfetiyle de tespit olunamayan davalı Saliha Patır'ın 25.04.2003 günü saat
9.00'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil etmesi aksi takdirde yokluğunda yar-
gılamaya devam edilerek karar verileceği hususu tebligat kanununun 28. maddesi uyannca tebliğ ve ilan olunur.
Basın: 17100
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Güzel Şeyler de Var,
Yaşanan...
Hafta içinde iki günlüğüne Adana'daydık. Sevgi-
li Hrfzı Topuz la birlikte öörencılerin çağrılısı olarak
üniversitede "Doğu-Batı llişkileri" üzerine birer ko-
nuşmayaptık. Dünyayı, yaşamı merakeden, sorup
sorgulayan aydınlık yüzlü gençlerle tanıştık. Onlar-
la keyifli sohbetler yaptık, birlikte müzik dinledik,
dansettik. Çukurova Üniversitesi'nin Seyhan Irma-
ğı kıyısında 22 bin dönümlük bir araziye yayılmış
olan kampusu görülmeye değer bir yer. Bir başka
yazımı mutlaka Çukurava Üniversitesi'ne ayıraca-
ğım.
Cuma sabahından beri de Kitap Fuan nedeniyte
Izmir'deyim. Istanbul'a, gelecek hafta sonundadö-
neceğim. Kitap fuarian salt okurlarla kitaplan değil
nicedir görüşememiş dostlan da buluşturuyor.
Köln'de yaşayan 40 yıllık arkadaşım yazar Yüksel
Pazarkaya yı biryıldır, Hamburg'da yaşayan 20 yıl-
lık sanatçı arkadaşım Demir Gökgöl'ü ise üç yıldır
görmemiştim. Izmir'de buluştuk. Turgay Gönenç
gibi Yaşar Aksoy'la da fuardan fuara görüşüyoruz.
Gözlerim Ahmet Yorulmaz'ı, Dursun Akçam'ı an-
yor. Ayvalık da, Kuşadası da uzak değil Izmir'e. Di-
lerim gelirier. Körfeze karşı kadeh tokuştururuz.
• • •
Izmir'e her geldiğimde, "Zaman ne çabuk geçi-
yor" diye düşünüyorum. Her yıl aynı tarıhlerde tek-
rarlanan etkinlıkler, kutlanan yıldönümlen eğer birde
hazırlanmalarında, oluşmalarında sızin de katkınız
varsa, zamanı sanki daha da çabuklaştınyor. Iz-
mir'deki ilk kitap fuannın üzerinden sekiz yıl geçmiş.
Daha doğrusu geçivermiş... Ifk fuara öğretmenleriy-
le, anne babalarıyla gelen ılkokul çocuklan şimdi
üniversiteyegidıyoriar. Yanındaki uzun siyah saçla-
n kıvır kıvır sevgilisinin beline sıkıca sarılmış yakışık-
lı bir delikanlı, "Sizi tanıyonım..." diyor bana. Giri-
şin ücretli olduğu ikincı fuarda aılesı için benden beş
davetiye ıstemiş. Vermişım. Unutmamış. "Ne oku-
yorsun?" diyesoruyorum, "Işletmecilik..."diyeya-
nıtlıyor. Sevgilisi de ışletmecilik okuyormuş, okulda
tanışmışlar. Kafeteryada bir şeyler içmeye davet
ediyorum onları. Kabul ediyorlar. Fuarda konuştu-
ğum birçok insan gibi onlar da Irak'taki savaştan et-
kilenmişler. Amerika Birieşik Devletleri'ne karşı bü-
yük öfke duyuyorlar. Kolu kanadı kınlmış bir halkın
tepesine gece gündüz bomba yağdırılmasını, evle-
rinin başlanna yıkılmasını, bınlerce masum insanın
ökJürülmesini kabullenemıyoriar.
• • •
"Isterseniz başka şeyler konuşalım..." diyorum.
Haftalardır "savaş" konuşa konuşa içim karannış...
(Birkaç haftadır zaman zaman siz okurlanmın da
içini kararttığımı söylemeliyim yeri gelmişken...) Mü-
zikten konuşmaya başlıyoruz. Ona birkaç yıl önce
Cumhuriyet Radyo'da caz programı yaptığımı söy-
lüyorum. Gözleri parlıyor. 0 da benım gibi caz me-
raklısıymış. 17 Nisan'da Izmir Caz Festivali başlıyor-
muş, bir de Yunan grubu varmış. "Birlikte gitmeyi
öneriyor. Kabul ediyorum. Kim ne derse desin, ara-
da sırada genç insanlarta bir arada olmak insanın
içini açıyor, rvhunu renklendiriyor. Itiraf edeyim,
öğrencilehyle dostça, arkadaşça ilişkiler sürdüren
öğretim üyesi dostlanma bazen gıpta ediyorum.
Zaman bütçemi ayariayabilirsem belki ben de üni-
versitelerden birinde haftada dört saat ders vere-
bilirim. 1980'liyıllann sonunda Hamburg'da üçyıl
kadar "uygulamalı 'ışletmecilik" dersı verdiğimden
deneyimim de var. Ama o "zamansızlık" denen kor-
kunç şey yok mu?
Yazmak, çok zaman, çok emek isteyen bir uğraş.
Geçen hafta yeni bir kitabım çıktı. Adı "Zarife". Genç
bir kızın yaşamına dair uzun bir öykü, birromande-
nemesi. Yeni bir kitap, yeni bir heyecan demek. Bu
heyecanı duymak bile tek başına harcanan zama-
na da, verilen çabaya da değiyor.
Her fuarda olduğu gibi bu yıl da mutlaka Ceş-
me'ye, Foça'yaakşam kaçamaklan yapacağım. De-
niz börülcesi, radika, turp otu... Çipura... Yanında i-
ki kadeh buz gibi rakı... Dost sohbetleri... Başka ne
isteyebilir insan?
Demek istedığim: Her şeye rağmen güzel şeyler
de var, yaşanan...
(e-posta: dkavukcuogluı / superonline.com)
(Faks:0212-234 67 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAM
SOLDANSAĞA:
1/Antalya ya-
kınında, ka-
yak merkezi
olan dağ. 2/
Felsefede, bil-
gi ile varlık
arasında ilişki
kurduğu dü- 6
şünülen kav- 7
ram... Bir yeri „
bakımlı ve
bayındır du- 9
ruma getirme. 3/ tz-
maritgillerden bir
baük... Yunan rakısı.
4/Dişlerintaçkısmı-
nı kaplayan beyaz ve
sert doku... Küçük
mağara. 5/Ingilizya-
pımı bir tür makineli
tüfek... Uluslararası
Güreş Federasyo-
nu'nun simgesi. 67 '
Rütbesiz asker... Bayrak, sancak. 7/Parlak kırmızı
renkte bir süs taşı... Birkaç renkli iplikten yapıhnış
dokuma. 8/Paylama, azarlama... Niğde ve Nevşe-
hir yörelerinde yetişen, kaliteli bir şarap veren be-
yaz üzüm cinsi. 9/Muğla-Antalya sınınnda, "ulu-
sal park" kapsamına alınan ünlü kanyon.
YTKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Kalın su buğusu... Halk edebiyatında aruz öl-
çüsüyle yazılan şiir türlerinden biri. II Kadastro
haritalannda parseller topluluğu... Çekilerek ba-
lık avlamaya yarayan daire şeklinde el ağı. 3/Gö-
kova Körfezi'ne verilen bir başka ad... Malatya
yöresinde kayısı kurusuna verilen ad. 4/ Sıg su-
İarda yaşayan bir balık... Polonya'nın plaka işa-
reti. 5/Tarlasının... Bir nota. 67llgi eki... "Laba-
da" da denilen ve yapraklan sebze olarak kulla-
nılan bitki. 7/ Avustralya'da yaşayan bir cins de-
vekuşu... Tespihlerin baş tarafına geçirilen uzun-
caparça. 8/Inen, inmiş... Bir içki. 9/Cam üreti-
mi ve sanayide kullanılan soda külü.. Arka, geri. -