Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURfYET 10 NİSAN 2003 PERŞEMBE
HABERLER
ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan, YÖK'ün üniversiteleri yok ettiğini söyledi:
YOKzamanınıdoldurdu• Sosyal projelerde
gönüllü çalışmanın
idealizmle ilintili olduğunu
kaydeden Saylan, herkesi
bir araya toplayacak bir sivil
toplum örgütüne ihtiyaç
olduğunu söyledi. Saylan,
"Avrupa'da bu böyle. Onlar
bu sorunu çözmüşler ve
neredeyse STK'ler devleti
oluşturuyor" dedi.
HİLAL KÖSE
Çağdaş Yaşanıı DestekJeme Der-
neği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof.
Dr. Türkan Saylan, ABD'nin Irak'a
yönelık saldınsının insanlık suçu ol-
duğunu vurgulayarak, "uluslararası
ceza mahkemeleri kuruJarak savaş
suçlulan tek tek yargrianmah" dedi.
ABD'nin, tüm uluslararası kurallan
hiçe sayarak dünyanm gözü önünde
gerçekJeştirdiği bu vahşeti durdurma-
sı gerektiğini söyleyen Saylan, "Mec-
üs'in tezkereye verdiği flk ret Türki-
ye'nin son yirmi yüda yapbğı en bü-
yük en onurlu işidir" diye konuştu.
Yaşamak Hararlılıktır
tstanbul Üniversitesi Tıp Fakülte-
si öğretim üyeliğinden bir süre önce
emekli olan Saylan. haftada iki gün
Alman Hastanesi'nde hastalanvla il-
"SÂYLAN: KADtN ÖRGÜTLER] MADDİ İMKÂNSIZL.İKLARl'AŞÂMIYOR"
Cumhuriyet, kadını özgürleştirdi
gileniyor. Uzun süredir kanserle mü-
cadele eden Saylan, genel başkanı
olduğu ÇYDD'de çahşmalannı ara-
lıksız sürdürüyor.
Yaptığı gönüllülük çalışmalanyla
yurttaşlara örnek olan Saylan. sağhk
problemlerinin çalışmalannj engel-
lemediğini ıfade ettı. Saylan. "İnsan,
hekiın ve kadın olarak hayaün bü-
riin ohunsuz dunımiann] yaşayınca
kendi kendinizi mecburen program-
"Cumhuriyet bir kadın erkek eşitüği
projesidir" diyen Saylan,
Cumhuriyetin, Tûrk kadınını birçok
ülkenin kadınından önce erkekle
eşit bir yurttaş haline getirdiğinı
vurguladı. Bunun gelenek ve
görenekJer nedeniyle
uygulanamadığuu anlatan Saylan,
"Bu hiç kolay değiL Önemli oîan bu
durunıu içseileştinnek. Kadın
olarak eşit olduğuma benim
inanmam lazun" dedi. Öte yandan,
eğitımi ve geliri olmayan bir kadına
"Sen eşjtsin. eşit olduğuna inan"
demenın de gerçekçı olmadığını
bildiren Saylan şöyle dedi: "Bıraz
eğföhniş kadıniar da tophımdan
baskı görüyor. Evde, işte, Meclis'te
otorite erkekte. Bunu aşmak için
hyorsunuz. Sağbk sorunlan beni en-
gefleyemez dediğiniz zaman o sorun-
lardabirazsİ2denkorkuyor"sekJın-
de konuştu.
Sosyal projelerde gönüllü çalış-
manın idealizmle ilintili olduğunu
kaydeden Saylan, gönüllülüğün 'boş
vakh değerlendinnesi' olmadığını
vurguladı. Herkesi bir arada toplaya-
cak bir sivil toplum örgütüne ihtiyaç
olduğunu belırten Saylan, "Avru-
eğitinı gerekiyor."
"Okumaz yazmazJann
çoğunluğunun kadın" olduğuna
işaret eden Saylan, kız çocukJanmn
törelerden değil, en fazla maddi
sıkıntılar nedeniyle
okuyamadıklannı söyledi.
Kendisinin de kadın olarak birçok
zorluk yaşadığını ifade eden Saylan,
kadın örgütlerinin maddi
imkânsızlıklar nedeniyle zor şartlar
alftnda çalıştıkJannı dile getirdi.
Ortaöğrerim yatılı bölge okullannda
39 bin, ilköğretimde ise 24 bin
yatağın boş olduğunu belirten
Saylan, bu boş yataklara maddi
imkânsızhk nedeniyle okuyamayan
kız çocuklannın gönderilmesi için
çalıştıklannı sözlerine ekledi.
pa'da bu böyle. Onlarbu sorunu çöz-
müşler ve neredeyse STK'ler devleti
oluşturuyor" dedi.
Örgütlenmeyi durdurmak için 12
Eylül darbesinin yapıldığını anım-
satan Saylan. "12 Eylül yasası dün-
yadaki getişmelere ayak uydurama-
dı. VÖK de onlardan birisL Onun
için tepeden inmecl baskıcı. Dernek-
ler Yasası da aynı şekilde. Herkesi po-
tansiyel suçlu olarak görüyor. Onu
yapamazsın. şunu yapamazsın diyor.
Örgütlennıe bir insan hakkı olayı-
dır" diye konuştu.
YÖK üyeliğı de yapan Saylan,
YÖK'ün üniversiteleri yok ettiğini
belırtti. "YÖK artık zamanını bitir-
mişdunımda~dıven Saylan, YÖK'ün
tepeden inme bir anlaşıyla değil, öğ-
retün elemanlannın çalışmalanyla
değiştirilmesi gerektigini bildırdi. Bu
yasanın ılk kurbanJannın kendileri
olduğunu söyleyen Saylan, "Her şey
bir günde değiştL Biz ünrversitede ku-
ruilarla çabşıyorduk. Bir günde bu ku-
rullar kapandı. Hcrkes odasına çe-
kfldT dedi.
Daha sonra altyapısız ve denetim-
siz üniversitelerin açıldığını ve bu
sıstemin içıne bir de dincilerin gir-
diğine işaret eden Saylan, "Bu duru-
ma Idmse ses çıkaramadı. Çünkü bU-
miyorduk. Yani her şe\ den baberimiz
olan bir dünvadan hiçbir şeyden ha-
berimiz olmayan bir dünvaya çekil-
dik" şeklinde konuştu.
Mumcu'nun söyledtKlerl
Eski Milli Egitim Bakanı Erkan
Mumcu'nun YOK'le ilgili söyledik-
lerinin yanlış değerlendirildığini ifa-
de eden Saylan, "Biz değişimi hep is-
tedik. Ama bunu İslamcı bir partinin
bakanı söylediği zaman herkes buna
cephe almaya başladı. Keşke o nok-
tava gehneden yıpranmış olan bu ya-
sayı yeniden yapılandırmanın yofla-
nnı arasavdık" dedi.
Üniversiteye gitmek işsizlik sofununu çözmüyor, ekonomiJk eziklik bunalıma sürüklüyor
Gençlikçıkışyolunuanyor• 2001 yılı verilerine göre, lise ve
lise üstü eğitim almış gençlerin
işzilik oranı yüzde 25.8'den 2002'de
29.4 e yükseldi. Psikolojik olarak
intihar istatistiklerine bakıldığında
en fazla intihann 15- 24 yaş gurubu
arasmda görülüyor.
tstanbui Haber Servisi - Gençler, ekonomik
krizın yarattığı bunalım ve işsizliğin
pençesinden kurtulmak için çıkış anyor.
Üniversiteden mezun olan gençlenn bir bölümü
iş bulabilmek için eğitim seviyelerini
yükseltmeye, yüksek lisans yapmaya çalışıyor.
îş bulamayanlardan bazılan ise çetelerin
tuzağına duşüyor, fuhuşa, korsan ya>ın ve cd
satışına, holiganlığa yöneliyor. IMF kıskacında
iyice bunalan Türkiye'de yenı iş sahalannın,
fabrikalann açılmayışı nedeniyle sürekli artan
genç nüflıs kendisine yaşam alanı bulamıyor.
Liseyı bitirebilen her 100 öğrenciden sadece
3l'i geleceğın teminatı olarakgörülen
üniversiteye gıdebilirken üniversiteden mezun
olmak ise işsizliğin çaresı olmuyor.
Gençler umutsuz
Ekonomik özgürlüklerini kazanamayan ve
parasızlıktan asosyalleşen gençlerin, kendilerine
olan güven ve saygılannın azaldığını vurgulayan
uzmanlar, işsizliğin gençlerin psikolojilerini
bozduğunu ifade ediyor. Uzun süre iş
bulamayan gençlerin kendilenni işe yaramaz
hıssetriklerini dile getiren uzmanJar,
"Kendilerini güçsüz hisseden gençlerin bir kısmı
içlerine kapanırken diğerleri içinde bulunduklan
topluma, siyasi iktidara ve zengin olan her şeye
karşı öfke ve nefret dolu oluyorlar. Kendilerini
eve kapatabiliyorlar" diyor. Bazı gençlerin
maddi durumu iyi olan ailelerin çoculdanyla
kendilerini karşıîaştırdıklanna da dikkat çeken
uzmanlar, " TVTerden gördükleri yaşamlardan
etkfleniyoriar. Tükedm toplunıunun getirdiği
afaşkanhklan yerine getiremeyince kendilerini
mutsuz hissediyorlar'' diye konuşuyor.
Yuıtdı$ı umudu
Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık
Bölümü mezunu 25 yaşındaki Erhan Toker, 2
yıldır iş aradığını belirterek. "Zamanımın
büyük bir bölümünü iş aramaya ayırdım ancak
iş)ok" dedi. Türkiye'de iş bulma şansının
olmadığını düşünen Toker, "Arök yoruldum. Şu
anda İngiltere'ye gitmek için hazuiık y^pıyorum.
Bir süre yurtdışmda kahrsam belki Türkiye'de iş
bulma şansun artar" diye konuştu. Anadolu
Üniversitesi Işletme Bölümü mezunu Murat
Kara da, 2000 yılından beri iş aradığını ıfade
ederek. "Bu durumun en önemli nedeni
Türkhe'de artık yaonmın \apılmamasL
Üretme\en bir ülke konumundayiz. İnsanlara iş
olanaklan tanffinuvor" dedi. Istanbul
Ünıversitesi tktisat Fakültesi mezunu Seher
Mercan ise, iş aramadığı zamanlarda anketörlük
yaptığını belırtti. "Kendi ülkemde bir geteceğiın
o)madığım düşünüyonım" dıyen Mercan,
Türkiye'de insanlara hak edilen değerin
verilmediğıııi dile getirdi.
KAHVE KÖŞELERİNDE ÇİIRirVÖRLAR- Hükünıederin. gelecekleri için kapsamlı bir planı uygulama>a sokamadıgı gençler, kırsal alanda kahve
köşelerinde ömiir çürütürken. kent merkezlerinde ise kayıt dışı bir şekilde sosyal güvenceden \oksun yaşamlannı kurtarmaya çabşıyor.
Serter: Devletin çalışması yok
| İntiharoranı
| yükseliyor
Türkıye'nin 14- 24 yaş arasındaki
j nüfusunun yüzde 23 olduğunu
:
söyleyen Serter, "Buna diğer
öğretim kategorileri ve okul öncesi
eğitim de eklenirse, eğitinıden
yaraıianması gereken nüfus oranı
yiizde 44 olur" dedi. İntihar
istatistiklerine bakıldığında en fazla
intihann 15- 24 yaş gurubu arasında
görüldüğünü belirten Serter, "Bu
dönenı yaşamın en hassas olunan
sürecL Onlara güvenmek
zorundayız. Kendilerini ifade etme
firsaü vermeliyiz'' dedi. 'Törkiye
gerçekten a> dınlık yannlara koşmak
istiyorsa gençlerin önünü açmak
zorunda ve onlara güvenmek
zorunda' diyen Serter, yetkililerin
i gençlerin önünü açıcı projeler
k geliştirmeleri gerektigini vurguladı.
İstanbul Haber Senisi - Is-
tanbul Üniversitesi Rektör Yar-
dımcısı Prof. Dr. Nur Serter.
eğitimli insanlann işsiz kabna-
suıın en önemli nedeninin Tür-
kiye'de ihtiyaç olan alanlarda
eğitim verihnemesi olduğunu
ifade ederek, devletinhiçbirku-
rumunun ışsiz gençlerle ilgili
ağırlıklı bir çahşma
yapmadığını belirtri.
200 lyılında lise ve
lise üstü eğitim almış
gençlerin yüzde 25.8'i
işsizken bu oranın
2002 yılında yüzde
29.4'e yükseldiğine
dikkat çeken Serter,
olduklan özellikleri girdikleri
işte kuHanamryoriar. Bu da ek-
sikistihdamıortav^çıkamorki
en az işsiztik kadar ciddi bir so-
run" diye konuştu.
Bilgi birikimlerini işlerine
aktaramayan gençlerin mutsuz
olduklannı anlatan Serter, Tür-
kiye'nin gençlere, bilgi birikhn-
• Bazı gençlerin kendilerini işsiz
bırakan topluma karşı kin ve nefret
duygulan ile dolabileceklerini de belirten
Serter, bu duygulann bir sosyal patlama
anında çeşitli şekillerde ülkenin rejimi
için tehlike oluşruracağını söyledi.
lümden mezun olanlann ara-
smdan çok özel koşuDara sahip
olanlariş sahibioiabfliyoıf Üni-
versıtede herhangi bir bölümün
kontenjanının azaltılmasının
tepkilere yol açacağmı da söy-
leyen Serter, siyasi iktidarların
böyle birtepkiyi göze alamaya-
caİdannı diJe getirdi.
— İş bulamayan gençle-
rin bir kısmının kendi-
lerini geliştirmeye de-
vam ettiklerini anlatan
Serter, bazı gençlerin ise
sosyal güvenceden yok-
sun bir şekilde günlük
işlerde çalıştıklannı ifa-
de etn. Gençlerin önem-
''Türldye'de ciddi bir insan gü-
cü planlamasının yapılamanuş
obnasını" da işsizliğin nedenle-
ri arasmda sıraladı. İş ilanlan-
nnı Türkiye'deki işsizliğin du-
rumu ile ilgili çarpıcı bilgiler
verdiğini vurgulayan Serter, "Bu
ilanlarda yabaneı dil isteniyor
amaashndayapdacakişteyaban-
a dileihnyaçyok.Gençlersahip
lennı kullanacaklan işleraçama-
yarak dinamik iş gücünü pasi-
fize ettiğini vurguladı.
îhtiyaç duyuhnayan alanlar-
da ınsan yetiştirmenin işsizli-
ğin ertelenmesi anlamına geldi-
ğini ifade eden Serter, şöyle de-
vam erü: "Doyuma ulaşmışmes-
lekler var. Örneğin ikrisat,işlet-
rtıe, iletişün fakülteleri Bu bö-
li bir bölümünün kendilerine
artı değer kazandn-dıklannı söy-
leyen Serter. "İşsiz kalryorlar
amaamakendfleri için pozitifka-
zanımlarsajyryorlar. EÛ kursla-
nna gidivor. Lğitimine devam
ediyor. Bir kısmıyurtdışmaçık-
maya çahşrvor. Bir kısmı da ay-
lak olarak zaman geçimor. Ai-
lelerindenpara alıyorlar" dedi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
DemokratikEmperyafzm
ABD'nin kuruluşu, soykınma ve köleliğe daya-
nır. Amerika'nın yerlilerinin yok edilişi ve siyahile-
rin köleliği, yeryüzünün en büyük şiddet uygula-
malarından ikisidir.
ABD'nin temelinde şiddet yatar. "Benim Cici
Silahım" filmini gördünüz mü? Yapımcısı Micha-
el Moore'a belgesel film dalında Oscar ödülü ka-
zandıran film, şiddet ve korku üzerine kurulan bir
toplumun net bir fotoğrafını çekmişti. Filmin bu
yürekli sesi, Oscar saJonunda "Ey Bush, utanma-
lısın, Irak'tan çekil!" diye haykıracaktı.
Toplumsal ilişkilerde, komşu - komşu ilişkilerin-
de bile güvensizlığin derin uçurumlannı belgeleyerı
film, en büyük güvenceyi sadece ve sadece silah-
larda arayan bir toplumu lime lime ekrana getirdi.
Böyle birtoplumda en çok ve en büyük cinayet-
lerin işlenmesi, yılda yüzlerce ınsanın as/lması nor-
maldir.
Amerikan Düzeni, şiddetin düzenidir.
Ekonomik ve toplumsal hayatta bırbırını yok et-
meye programlanmış azgın ve vahşı bir rekabete
dayalı bu düzende, doğal olarak, nüfusun önemli
bir kısmı da dünyanm en yoksul insanlan olacak-
tır.
Vahşı rekabetin bir ürünü olarak!
• • •
Amerika, şiddetin düzenidir.
Latin Amerika ülkelerinin demokratikleşememe-
sinin, önemli bir petrol ülkesi olmasına rağmen ör-
neğin Venezüella'nın bile yoksul kalmasının temel
nedeni ABD ve şiddet politikasıdır. Bütün diktatör-
lüklerı orada işbaşında tutmuş veya işbaşına ge-
tirmiştir.
ABD, Türkiye'nin de bugünkü geri ka/mışlığının,
siyasi elitin çürümesınin de temel mımarlanndan-
dır.
Saddam da önemli ölçüde Amerika tarafından
yaratıldı. Iran'a karşı saldınsını destekledi, büyük
silah satışlan yaptı ve krediler açtı.
Şimdi bir deyim moda: Demokratik emperya-
lizm!
Dünya'da ABD'nin "demokratik" yaptığı tek bir
ülke örneği yokken, Amerikan emperyalızminin
"demokratikliğinden" bahsetmek, hiçbir düşünen
beynin kolay kabul edebileceği bir roteleme değıl-
dir. Böyle üstünkörü, içi boş kavramlara neden ve
nasıl sarıldığımızı bir türlü anlayamıyorum!
Şımdi bu "demokraükemperyaiizm", tarihine, kim-
liğine, köklerine, var oluşuna, gelışımine, bugüne
kadarki uygulamalarına ve tarihe geçen örnekleri-
ne uygun davranarak, Irak'a saJdınyor.
Şiddet'in yakın olduğu kavram demokrasi midir
yoksa faşizm mi?
özgürtük getireceğini söylediği için mi "demok-
ratik" oluyor ABD? Bir ülkeyi yakıp yıkmak ve in-
sanlanna büyük acılar çektirmek mi "demokratik-
lik" oluyor?
Demokrasi ile bütün dünyadaki diktatörlüklerin
ve zorbalıklann arkasında durmak arasmda nasıl
bir ilişkı olabilır?
ABD, dünya için savaş ve ölüm demektir.
Şimdi Iran ve Suriye'yi tehdit ediyor. "Demok-
ratik emperyalistlerin" gönlünde bu ülkelere de
"demokrasi" getirmek var.
ABD'nin Irak'a saldırısına bakın. Dünyanm gör-
düğü en büyük en eşitsiz saldın! 20 gündür yeryü-
zünün en büyük bombardımanı ile bir ülkenin as-
keri sivil bütün güçleri ezilıp yok ediliyor. Bu bom-
bardıman aitında bir askeri kuvvet ayakta kalabi-
lir mi? Yok oluşun eşiğine gelmiş, bombardıman
aitında ölen bir ülkenin, bir noktadan sonra tek is-
teği, savaşın bir an önce sona ermesi olabilir.
•••
ABD sahip olduğu askeri güçle bütün ülkelere
saldın hakkına sahip olduğunu ilan ediyor.
Şımdı Irak, Suriye, iran, Kore vb. gibi küçük ül-
kelerin, bir yok edici tehdit karşısında variıkJannı ko-
rumak için, örneğin atom ve benzeri diğer bom-
balara ve sila/ılara sahip olmak istemesi, doğal
mıdır değil midir?
Kaybedeceği açık bir silahlı güç karşısında, top
ve tüfekle kendisini savunmaya zorlanması, dün-
yanm en adaletsiz dayatmalanndan biri midir, de-
ğil midir?
Amerika'nın savaşla yeniden tasanmlamaya gi-
riştiği dünyamızda, bütün ülkelerin atom silahla-
nnı geliştirme düşüncesini gizli gündemlerine
almadıklarını mı sanıyoruz?
Türkiye'de de bu konunun düşünülmediğini
mi düşünüyoruz?
"Amerikan Yüzyıh" böyle sürerse, dünyayı bir
cehennem bekliyor.
Ama hayır, sürmeyecek, çünkü süremez!
obursali@ cumhurryet.com.tr.
Prof. Dr. Barlas Tolan:
AvrupaBirliğigenç
nüfustan korkuyor
tstanbulHaberServisi
- Galatasaray Üniversite-
si Sosyoloji Bölüm Baş-
kanı Prof Dr. Barlas To-
lan, Türkiye'nin genç di-
namiğinin çok fazla oldu-
ğunu belirterek. Avrupa
Birliği'nin Türkiye"nin
gençdınamiğinden kork-
tuğunu ifade etti.
Türkiye'deki gençliğin
imkânlan olduğu zaman
gerçekten çok şey başa-
rabıleceklerini anlatan To-
lan, AB'nin de Türki-
ye'nin bugücünden kork-
tuğunu açıkladı. Son eko-
nomik krizin Türkiye 'ye
"2 nûrvon yeni işsiz" he-
diye ettiğini anımsatan
Tolan. "Buda 700-«00bin
dolayında gcncin işsiz ol-
ması demek. Aiie ka>ra-
nuolmasa\dı çok drama-
tik sonuçlarorta>açıkar-
dı" diye konuştu.
ÎÜÖçtisat Fakültesi Öğ-
retımi"1
- ^'Pof.Dr.Tür-
kd.Minibaş da, ışsizgenç-
lerin eğlence sektörüne
yöneldiklerıni belirterek,
"Kriz dönemlerinde sa-
rulanın aksineeğlence sek-
törüne olan talep aroyor.
Bunahmın artoğıdönem-
lerde insanlar eğlenceye
daha düşkün oluyorlar"
dedi.
Gençlerin barlarda, eğ-
lence mekânlannda ça-
lışmaya yöneldiklerini
söyleyen Minıbaş. "Bu-
nalımlaruu dans kursla-
nna giderek unufmaya
çahşjyorlar" diye konuş-
tu. Son ekonomik kriz ne-
deniyle işlerinden olan
insanlann işsiz biryaşama
alışmakta zorlandıklannı
dile getiren Minibaş, şöy-
le de\'am etti: "Gençkr,iş-
siz kaldıklan için yaşam
standardannı düşürmek
zorundakalıyorlar.Bu da
insanlann dengelerini
bozabitiyor"