22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURfYET 10 NİSAN 2003 PERŞEMBE HABERLER ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan, YÖK'ün üniversiteleri yok ettiğini söyledi: YOKzamanınıdoldurdu• Sosyal projelerde gönüllü çalışmanın idealizmle ilintili olduğunu kaydeden Saylan, herkesi bir araya toplayacak bir sivil toplum örgütüne ihtiyaç olduğunu söyledi. Saylan, "Avrupa'da bu böyle. Onlar bu sorunu çözmüşler ve neredeyse STK'ler devleti oluşturuyor" dedi. HİLAL KÖSE Çağdaş Yaşanıı DestekJeme Der- neği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, ABD'nin Irak'a yönelık saldınsının insanlık suçu ol- duğunu vurgulayarak, "uluslararası ceza mahkemeleri kuruJarak savaş suçlulan tek tek yargrianmah" dedi. ABD'nin, tüm uluslararası kurallan hiçe sayarak dünyanm gözü önünde gerçekJeştirdiği bu vahşeti durdurma- sı gerektiğini söyleyen Saylan, "Mec- üs'in tezkereye verdiği flk ret Türki- ye'nin son yirmi yüda yapbğı en bü- yük en onurlu işidir" diye konuştu. Yaşamak Hararlılıktır tstanbul Üniversitesi Tıp Fakülte- si öğretim üyeliğinden bir süre önce emekli olan Saylan. haftada iki gün Alman Hastanesi'nde hastalanvla il- "SÂYLAN: KADtN ÖRGÜTLER] MADDİ İMKÂNSIZL.İKLARl'AŞÂMIYOR" Cumhuriyet, kadını özgürleştirdi gileniyor. Uzun süredir kanserle mü- cadele eden Saylan, genel başkanı olduğu ÇYDD'de çahşmalannı ara- lıksız sürdürüyor. Yaptığı gönüllülük çalışmalanyla yurttaşlara örnek olan Saylan. sağhk problemlerinin çalışmalannj engel- lemediğini ıfade ettı. Saylan. "İnsan, hekiın ve kadın olarak hayaün bü- riin ohunsuz dunımiann] yaşayınca kendi kendinizi mecburen program- "Cumhuriyet bir kadın erkek eşitüği projesidir" diyen Saylan, Cumhuriyetin, Tûrk kadınını birçok ülkenin kadınından önce erkekle eşit bir yurttaş haline getirdiğinı vurguladı. Bunun gelenek ve görenekJer nedeniyle uygulanamadığuu anlatan Saylan, "Bu hiç kolay değiL Önemli oîan bu durunıu içseileştinnek. Kadın olarak eşit olduğuma benim inanmam lazun" dedi. Öte yandan, eğitımi ve geliri olmayan bir kadına "Sen eşjtsin. eşit olduğuna inan" demenın de gerçekçı olmadığını bildiren Saylan şöyle dedi: "Bıraz eğföhniş kadıniar da tophımdan baskı görüyor. Evde, işte, Meclis'te otorite erkekte. Bunu aşmak için hyorsunuz. Sağbk sorunlan beni en- gefleyemez dediğiniz zaman o sorun- lardabirazsİ2denkorkuyor"sekJın- de konuştu. Sosyal projelerde gönüllü çalış- manın idealizmle ilintili olduğunu kaydeden Saylan, gönüllülüğün 'boş vakh değerlendinnesi' olmadığını vurguladı. Herkesi bir arada toplaya- cak bir sivil toplum örgütüne ihtiyaç olduğunu belırten Saylan, "Avru- eğitinı gerekiyor." "Okumaz yazmazJann çoğunluğunun kadın" olduğuna işaret eden Saylan, kız çocukJanmn törelerden değil, en fazla maddi sıkıntılar nedeniyle okuyamadıklannı söyledi. Kendisinin de kadın olarak birçok zorluk yaşadığını ifade eden Saylan, kadın örgütlerinin maddi imkânsızlıklar nedeniyle zor şartlar alftnda çalıştıkJannı dile getirdi. Ortaöğrerim yatılı bölge okullannda 39 bin, ilköğretimde ise 24 bin yatağın boş olduğunu belirten Saylan, bu boş yataklara maddi imkânsızhk nedeniyle okuyamayan kız çocuklannın gönderilmesi için çalıştıklannı sözlerine ekledi. pa'da bu böyle. Onlarbu sorunu çöz- müşler ve neredeyse STK'ler devleti oluşturuyor" dedi. Örgütlenmeyi durdurmak için 12 Eylül darbesinin yapıldığını anım- satan Saylan. "12 Eylül yasası dün- yadaki getişmelere ayak uydurama- dı. VÖK de onlardan birisL Onun için tepeden inmecl baskıcı. Dernek- ler Yasası da aynı şekilde. Herkesi po- tansiyel suçlu olarak görüyor. Onu yapamazsın. şunu yapamazsın diyor. Örgütlennıe bir insan hakkı olayı- dır" diye konuştu. YÖK üyeliğı de yapan Saylan, YÖK'ün üniversiteleri yok ettiğini belırtti. "YÖK artık zamanını bitir- mişdunımda~dıven Saylan, YÖK'ün tepeden inme bir anlaşıyla değil, öğ- retün elemanlannın çalışmalanyla değiştirilmesi gerektigini bildırdi. Bu yasanın ılk kurbanJannın kendileri olduğunu söyleyen Saylan, "Her şey bir günde değiştL Biz ünrversitede ku- ruilarla çabşıyorduk. Bir günde bu ku- rullar kapandı. Hcrkes odasına çe- kfldT dedi. Daha sonra altyapısız ve denetim- siz üniversitelerin açıldığını ve bu sıstemin içıne bir de dincilerin gir- diğine işaret eden Saylan, "Bu duru- ma Idmse ses çıkaramadı. Çünkü bU- miyorduk. Yani her şe\ den baberimiz olan bir dünvadan hiçbir şeyden ha- berimiz olmayan bir dünvaya çekil- dik" şeklinde konuştu. Mumcu'nun söyledtKlerl Eski Milli Egitim Bakanı Erkan Mumcu'nun YOK'le ilgili söyledik- lerinin yanlış değerlendirildığini ifa- de eden Saylan, "Biz değişimi hep is- tedik. Ama bunu İslamcı bir partinin bakanı söylediği zaman herkes buna cephe almaya başladı. Keşke o nok- tava gehneden yıpranmış olan bu ya- sayı yeniden yapılandırmanın yofla- nnı arasavdık" dedi. Üniversiteye gitmek işsizlik sofununu çözmüyor, ekonomiJk eziklik bunalıma sürüklüyor Gençlikçıkışyolunuanyor• 2001 yılı verilerine göre, lise ve lise üstü eğitim almış gençlerin işzilik oranı yüzde 25.8'den 2002'de 29.4 e yükseldi. Psikolojik olarak intihar istatistiklerine bakıldığında en fazla intihann 15- 24 yaş gurubu arasmda görülüyor. tstanbui Haber Servisi - Gençler, ekonomik krizın yarattığı bunalım ve işsizliğin pençesinden kurtulmak için çıkış anyor. Üniversiteden mezun olan gençlenn bir bölümü iş bulabilmek için eğitim seviyelerini yükseltmeye, yüksek lisans yapmaya çalışıyor. îş bulamayanlardan bazılan ise çetelerin tuzağına duşüyor, fuhuşa, korsan ya>ın ve cd satışına, holiganlığa yöneliyor. IMF kıskacında iyice bunalan Türkiye'de yenı iş sahalannın, fabrikalann açılmayışı nedeniyle sürekli artan genç nüflıs kendisine yaşam alanı bulamıyor. Liseyı bitirebilen her 100 öğrenciden sadece 3l'i geleceğın teminatı olarakgörülen üniversiteye gıdebilirken üniversiteden mezun olmak ise işsizliğin çaresı olmuyor. Gençler umutsuz Ekonomik özgürlüklerini kazanamayan ve parasızlıktan asosyalleşen gençlerin, kendilerine olan güven ve saygılannın azaldığını vurgulayan uzmanlar, işsizliğin gençlerin psikolojilerini bozduğunu ifade ediyor. Uzun süre iş bulamayan gençlerin kendilenni işe yaramaz hıssetriklerini dile getiren uzmanJar, "Kendilerini güçsüz hisseden gençlerin bir kısmı içlerine kapanırken diğerleri içinde bulunduklan topluma, siyasi iktidara ve zengin olan her şeye karşı öfke ve nefret dolu oluyorlar. Kendilerini eve kapatabiliyorlar" diyor. Bazı gençlerin maddi durumu iyi olan ailelerin çoculdanyla kendilerini karşıîaştırdıklanna da dikkat çeken uzmanlar, " TVTerden gördükleri yaşamlardan etkfleniyoriar. Tükedm toplunıunun getirdiği afaşkanhklan yerine getiremeyince kendilerini mutsuz hissediyorlar'' diye konuşuyor. Yuıtdı$ı umudu Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu 25 yaşındaki Erhan Toker, 2 yıldır iş aradığını belirterek. "Zamanımın büyük bir bölümünü iş aramaya ayırdım ancak iş)ok" dedi. Türkiye'de iş bulma şansının olmadığını düşünen Toker, "Arök yoruldum. Şu anda İngiltere'ye gitmek için hazuiık y^pıyorum. Bir süre yurtdışmda kahrsam belki Türkiye'de iş bulma şansun artar" diye konuştu. Anadolu Üniversitesi Işletme Bölümü mezunu Murat Kara da, 2000 yılından beri iş aradığını ıfade ederek. "Bu durumun en önemli nedeni Türkhe'de artık yaonmın \apılmamasL Üretme\en bir ülke konumundayiz. İnsanlara iş olanaklan tanffinuvor" dedi. Istanbul Ünıversitesi tktisat Fakültesi mezunu Seher Mercan ise, iş aramadığı zamanlarda anketörlük yaptığını belırtti. "Kendi ülkemde bir geteceğiın o)madığım düşünüyonım" dıyen Mercan, Türkiye'de insanlara hak edilen değerin verilmediğıııi dile getirdi. KAHVE KÖŞELERİNDE ÇİIRirVÖRLAR- Hükünıederin. gelecekleri için kapsamlı bir planı uygulama>a sokamadıgı gençler, kırsal alanda kahve köşelerinde ömiir çürütürken. kent merkezlerinde ise kayıt dışı bir şekilde sosyal güvenceden \oksun yaşamlannı kurtarmaya çabşıyor. Serter: Devletin çalışması yok | İntiharoranı | yükseliyor Türkıye'nin 14- 24 yaş arasındaki j nüfusunun yüzde 23 olduğunu : söyleyen Serter, "Buna diğer öğretim kategorileri ve okul öncesi eğitim de eklenirse, eğitinıden yaraıianması gereken nüfus oranı yiizde 44 olur" dedi. İntihar istatistiklerine bakıldığında en fazla intihann 15- 24 yaş gurubu arasında görüldüğünü belirten Serter, "Bu dönenı yaşamın en hassas olunan sürecL Onlara güvenmek zorundayız. Kendilerini ifade etme firsaü vermeliyiz'' dedi. 'Törkiye gerçekten a> dınlık yannlara koşmak istiyorsa gençlerin önünü açmak zorunda ve onlara güvenmek zorunda' diyen Serter, yetkililerin i gençlerin önünü açıcı projeler k geliştirmeleri gerektigini vurguladı. İstanbul Haber Senisi - Is- tanbul Üniversitesi Rektör Yar- dımcısı Prof. Dr. Nur Serter. eğitimli insanlann işsiz kabna- suıın en önemli nedeninin Tür- kiye'de ihtiyaç olan alanlarda eğitim verihnemesi olduğunu ifade ederek, devletinhiçbirku- rumunun ışsiz gençlerle ilgili ağırlıklı bir çahşma yapmadığını belirtri. 200 lyılında lise ve lise üstü eğitim almış gençlerin yüzde 25.8'i işsizken bu oranın 2002 yılında yüzde 29.4'e yükseldiğine dikkat çeken Serter, olduklan özellikleri girdikleri işte kuHanamryoriar. Bu da ek- sikistihdamıortav^çıkamorki en az işsiztik kadar ciddi bir so- run" diye konuştu. Bilgi birikimlerini işlerine aktaramayan gençlerin mutsuz olduklannı anlatan Serter, Tür- kiye'nin gençlere, bilgi birikhn- • Bazı gençlerin kendilerini işsiz bırakan topluma karşı kin ve nefret duygulan ile dolabileceklerini de belirten Serter, bu duygulann bir sosyal patlama anında çeşitli şekillerde ülkenin rejimi için tehlike oluşruracağını söyledi. lümden mezun olanlann ara- smdan çok özel koşuDara sahip olanlariş sahibioiabfliyoıf Üni- versıtede herhangi bir bölümün kontenjanının azaltılmasının tepkilere yol açacağmı da söy- leyen Serter, siyasi iktidarların böyle birtepkiyi göze alamaya- caİdannı diJe getirdi. — İş bulamayan gençle- rin bir kısmının kendi- lerini geliştirmeye de- vam ettiklerini anlatan Serter, bazı gençlerin ise sosyal güvenceden yok- sun bir şekilde günlük işlerde çalıştıklannı ifa- de etn. Gençlerin önem- ''Türldye'de ciddi bir insan gü- cü planlamasının yapılamanuş obnasını" da işsizliğin nedenle- ri arasmda sıraladı. İş ilanlan- nnı Türkiye'deki işsizliğin du- rumu ile ilgili çarpıcı bilgiler verdiğini vurgulayan Serter, "Bu ilanlarda yabaneı dil isteniyor amaashndayapdacakişteyaban- a dileihnyaçyok.Gençlersahip lennı kullanacaklan işleraçama- yarak dinamik iş gücünü pasi- fize ettiğini vurguladı. îhtiyaç duyuhnayan alanlar- da ınsan yetiştirmenin işsizli- ğin ertelenmesi anlamına geldi- ğini ifade eden Serter, şöyle de- vam erü: "Doyuma ulaşmışmes- lekler var. Örneğin ikrisat,işlet- rtıe, iletişün fakülteleri Bu bö- li bir bölümünün kendilerine artı değer kazandn-dıklannı söy- leyen Serter. "İşsiz kalryorlar amaamakendfleri için pozitifka- zanımlarsajyryorlar. EÛ kursla- nna gidivor. Lğitimine devam ediyor. Bir kısmıyurtdışmaçık- maya çahşrvor. Bir kısmı da ay- lak olarak zaman geçimor. Ai- lelerindenpara alıyorlar" dedi. PERŞEMBE ORHAN BURSALI DemokratikEmperyafzm ABD'nin kuruluşu, soykınma ve köleliğe daya- nır. Amerika'nın yerlilerinin yok edilişi ve siyahile- rin köleliği, yeryüzünün en büyük şiddet uygula- malarından ikisidir. ABD'nin temelinde şiddet yatar. "Benim Cici Silahım" filmini gördünüz mü? Yapımcısı Micha- el Moore'a belgesel film dalında Oscar ödülü ka- zandıran film, şiddet ve korku üzerine kurulan bir toplumun net bir fotoğrafını çekmişti. Filmin bu yürekli sesi, Oscar saJonunda "Ey Bush, utanma- lısın, Irak'tan çekil!" diye haykıracaktı. Toplumsal ilişkilerde, komşu - komşu ilişkilerin- de bile güvensizlığin derin uçurumlannı belgeleyerı film, en büyük güvenceyi sadece ve sadece silah- larda arayan bir toplumu lime lime ekrana getirdi. Böyle birtoplumda en çok ve en büyük cinayet- lerin işlenmesi, yılda yüzlerce ınsanın as/lması nor- maldir. Amerikan Düzeni, şiddetin düzenidir. Ekonomik ve toplumsal hayatta bırbırını yok et- meye programlanmış azgın ve vahşı bir rekabete dayalı bu düzende, doğal olarak, nüfusun önemli bir kısmı da dünyanm en yoksul insanlan olacak- tır. Vahşı rekabetin bir ürünü olarak! • • • Amerika, şiddetin düzenidir. Latin Amerika ülkelerinin demokratikleşememe- sinin, önemli bir petrol ülkesi olmasına rağmen ör- neğin Venezüella'nın bile yoksul kalmasının temel nedeni ABD ve şiddet politikasıdır. Bütün diktatör- lüklerı orada işbaşında tutmuş veya işbaşına ge- tirmiştir. ABD, Türkiye'nin de bugünkü geri ka/mışlığının, siyasi elitin çürümesınin de temel mımarlanndan- dır. Saddam da önemli ölçüde Amerika tarafından yaratıldı. Iran'a karşı saldınsını destekledi, büyük silah satışlan yaptı ve krediler açtı. Şimdi bir deyim moda: Demokratik emperya- lizm! Dünya'da ABD'nin "demokratik" yaptığı tek bir ülke örneği yokken, Amerikan emperyalızminin "demokratikliğinden" bahsetmek, hiçbir düşünen beynin kolay kabul edebileceği bir roteleme değıl- dir. Böyle üstünkörü, içi boş kavramlara neden ve nasıl sarıldığımızı bir türlü anlayamıyorum! Şımdi bu "demokraükemperyaiizm", tarihine, kim- liğine, köklerine, var oluşuna, gelışımine, bugüne kadarki uygulamalarına ve tarihe geçen örnekleri- ne uygun davranarak, Irak'a saJdınyor. Şiddet'in yakın olduğu kavram demokrasi midir yoksa faşizm mi? özgürtük getireceğini söylediği için mi "demok- ratik" oluyor ABD? Bir ülkeyi yakıp yıkmak ve in- sanlanna büyük acılar çektirmek mi "demokratik- lik" oluyor? Demokrasi ile bütün dünyadaki diktatörlüklerin ve zorbalıklann arkasında durmak arasmda nasıl bir ilişkı olabilır? ABD, dünya için savaş ve ölüm demektir. Şimdi Iran ve Suriye'yi tehdit ediyor. "Demok- ratik emperyalistlerin" gönlünde bu ülkelere de "demokrasi" getirmek var. ABD'nin Irak'a saldırısına bakın. Dünyanm gör- düğü en büyük en eşitsiz saldın! 20 gündür yeryü- zünün en büyük bombardımanı ile bir ülkenin as- keri sivil bütün güçleri ezilıp yok ediliyor. Bu bom- bardıman aitında bir askeri kuvvet ayakta kalabi- lir mi? Yok oluşun eşiğine gelmiş, bombardıman aitında ölen bir ülkenin, bir noktadan sonra tek is- teği, savaşın bir an önce sona ermesi olabilir. ••• ABD sahip olduğu askeri güçle bütün ülkelere saldın hakkına sahip olduğunu ilan ediyor. Şımdı Irak, Suriye, iran, Kore vb. gibi küçük ül- kelerin, bir yok edici tehdit karşısında variıkJannı ko- rumak için, örneğin atom ve benzeri diğer bom- balara ve sila/ılara sahip olmak istemesi, doğal mıdır değil midir? Kaybedeceği açık bir silahlı güç karşısında, top ve tüfekle kendisini savunmaya zorlanması, dün- yanm en adaletsiz dayatmalanndan biri midir, de- ğil midir? Amerika'nın savaşla yeniden tasanmlamaya gi- riştiği dünyamızda, bütün ülkelerin atom silahla- nnı geliştirme düşüncesini gizli gündemlerine almadıklarını mı sanıyoruz? Türkiye'de de bu konunun düşünülmediğini mi düşünüyoruz? "Amerikan Yüzyıh" böyle sürerse, dünyayı bir cehennem bekliyor. Ama hayır, sürmeyecek, çünkü süremez! obursali@ cumhurryet.com.tr. Prof. Dr. Barlas Tolan: AvrupaBirliğigenç nüfustan korkuyor tstanbulHaberServisi - Galatasaray Üniversite- si Sosyoloji Bölüm Baş- kanı Prof Dr. Barlas To- lan, Türkiye'nin genç di- namiğinin çok fazla oldu- ğunu belirterek. Avrupa Birliği'nin Türkiye"nin gençdınamiğinden kork- tuğunu ifade etti. Türkiye'deki gençliğin imkânlan olduğu zaman gerçekten çok şey başa- rabıleceklerini anlatan To- lan, AB'nin de Türki- ye'nin bugücünden kork- tuğunu açıkladı. Son eko- nomik krizin Türkiye 'ye "2 nûrvon yeni işsiz" he- diye ettiğini anımsatan Tolan. "Buda 700-«00bin dolayında gcncin işsiz ol- ması demek. Aiie ka>ra- nuolmasa\dı çok drama- tik sonuçlarorta>açıkar- dı" diye konuştu. ÎÜÖçtisat Fakültesi Öğ- retımi"1 - ^'Pof.Dr.Tür- kd.Minibaş da, ışsizgenç- lerin eğlence sektörüne yöneldiklerıni belirterek, "Kriz dönemlerinde sa- rulanın aksineeğlence sek- törüne olan talep aroyor. Bunahmın artoğıdönem- lerde insanlar eğlenceye daha düşkün oluyorlar" dedi. Gençlerin barlarda, eğ- lence mekânlannda ça- lışmaya yöneldiklerini söyleyen Minıbaş. "Bu- nalımlaruu dans kursla- nna giderek unufmaya çahşjyorlar" diye konuş- tu. Son ekonomik kriz ne- deniyle işlerinden olan insanlann işsiz biryaşama alışmakta zorlandıklannı dile getiren Minibaş, şöy- le de\'am etti: "Gençkr,iş- siz kaldıklan için yaşam standardannı düşürmek zorundakalıyorlar.Bu da insanlann dengelerini bozabitiyor"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear