22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Onların Özgiirlüğii Köleliktir... "New Republic " gazetesi yazan, Jonathan Cha- rt'in ilginç bir yorumu var: "On Bir Eylül olayı bir yönetim adamına verilen en güzel armağandır." Geçen gün de yazdım, şu ikiz kulelere yapılan sal- d n birçok açıdan kuşku uyandınyor. Nasıl ustaca bir öpgütlenme! Nasıl güzel bir düzenleme!.. Bush çetesinin öte- denberi besledikleri savaşçı nıyetlerini güçlendiren bırolay!.. Varsın üç beş bin Amerikalı ölsün!.. Sonun- da amaçlarına ulaşmadılar mı, Bush'lar, Rums- feld'ler, Worfowitz'lerL Bin Ladin, bir bahaneydi!.. Terörie savaşmak bir bahane!.. Önemli olan Irak petrollerini elegeçirmek- ti! Size özgürlük getiriyoruz, diktatörteri yok edece- ğiz, en baştaSaddam, sözleri biraldatmacaydı... İkiz kulelerin yıkılması, gözleri savaş hırsıyladönmüş bir çeteye gerçek bir armağan oldu... Ingilız tarihçi Tımoty Garton Ash'e göre: "Bush'un bilgisizliği ortada, ama kurnazlığını kü- çükgörmemeli." Dünyayı kurtarmak, halklara özgür- lük getirmek!.. Bu anlayış yeni değil. ABD'nin yüz- yıldır sürdürdüğü bir polıtika! Hem yalnız ABD'nin de değil! Bütün sömürgen, anamalcı Batılı ülkelerin yıl- lardır sürdürdüğü bir politika? Asyalı, Afrikalı, Güney Amerikalı, Ortadoğulu, kim olursaolsun bu güzel söz- lerte tuzağa düşürülmedi mi? Nerde gerçek bir yurtsever, bir güçlü lider çıkmış- sa hemen onu özgürlük düşmanı sayanlan artık ta- nımadık mı? lyıliksever Amerika, Avrupa her zaman bu tür suçlamalarla bağımsızlıklannı savunan halk- lara, lideriere düşman olmuşlardır. Kımi zaman ba- şanlı olmuşlardır. Ama kimi zaman da yenilgiye uğ- ramışlardır. Bir Ho Şi Minh çıktı emperyalist güçlen ait etti. Bir Castro çıktı, otuz yıldır her türiü baskıya karşı ayakta... Saddam da şimdi aynı dev güçlere karşı savaş ve- riyor. ABD'nin ve tüm Batı emperyalistlerinin Mus- tafa Kemal i yok etmek için nasıl uğraştıklannı da anımsayalım. Baktılar ki dünya uyanıyor. Çin, Hint, Japon, Gü- ney Amerika, Afrika ülkeleri kışiliklerine kavuşmak- ta, ABD'nin ezici baskısı gltgıde azalmakta, bir gün onlar da en az ABD kadar güçlenecekler, "Dünya yal- nız senin değil" diyecekler! Oyleyse vakit geçmeden tankla, topla, uçakla. bombayla, olmazsa gazla, atomla en ağır silahlarla yüklenmeli üstlerıne, bitir- melı işlerinı... Bush, rasgele seçilmış bir başkandır. Petrotcü çev- relerin desteğiyle seçilmiş, ite kaka, biraz da mah- keme kararıyla!.. Sıradan bin, zengin bir petrolcünün oğlu... Eski başkan adaylarından Adlai Stevenson "Amerika 'da herhangi biri başkan seçilebılir" diyor? Hiçbiryeteneği, bilgisı, görgüsü, insanasevgisi, say- gısı olmayan, yalnız paranın gücüne inanan... Çıka- rı için gözüne kan bürümüş!.. Yaşarsak göreceğiz sonunu. llk seçimde devrili- şini! Ama önemli olan sonrası! Yüksek Adalet Dıva- nı'ndaon binlerce savaş kurbanının başlıca sorum- lusu, suçlusu olarak hesap vereceği günleri... Hukuk ve İnsanlık Dışı Bu Kirli Savaş... PENCERE Gencecik ABD'li, îngiliz askerin, tüm donanımıyla Arabistan çöllerinde işi ne? Saddam'ı beğenmiyoruz, onaylamıyoruz ancak bu kişiyi ve rejimini beğenmiyoruz diye, bir ülkenin saraylannı, müzelerini, yetimhanelerini, tüm kurumlanm, çoluk çocuk tüm insanlannı bombalama hakkını kim kendüıde görebilir? Prof. Dr. Türkan SAYLAN ÇYDD Genei "Demokrasi deyince akhnıza tngtttere gelmeti. onlar, yaalı bir anayasalan bileolmadığıhalde, en güzel demokrasiyi u\guJarlar!". "Herkesin öztemi ABD'B olabil- mek, yeşil kart alabilmek, Sam Amcanın fırsatlar ülkesine ka- pağı atabilmektir!" Bu düşlerle büyütülüyor, ge- Üşmekte olan ülkelerin çocukla- n! Her iyi şey bizim dışımızdaki ülkelerde var. Onlar farİdı, üstün, ulaşümaz!.. Oysa çocukluğumdan bir tür- kü var kulaklanmda: Ey milli dost, millı dost - Yetmiş iki dilli dost - Yüze güler oynarsın - kal- bi düşman dillı dost!.. Dünyamız iki çılgın diktatörün ardına takıl- mış ordularla, medyayla, sena- törlenyle, danışmanlanyla, Or- tadoğu"da bir dünya ateşı başlat- tı. Yeryüzünün dört bir yanında halklar, böylesi sa\-aşlarda kendi- len ya da yakınlan ölecek ve her şeyını yıtirecek olanlar, gösteriş- anı siz, sıradan (sade) insanlar, önce- kı savaşlann ne denli felakete dö- nüştüğünü bilenler "Hayır" der- ken yanıltıcı bılgılerle, yalan gö- rüntülerle,w dedigimdedik" söy- levleriyle "savaş" sürüyor. Sal- dırgan ABD ve Ingıltere"nın tüm öngörüleri tersine tepıyor! Tanh, 21. yüzyılın başındakı bu korkunç kûimı (katlıamı) kap- kara bir sayfa olarak yazacak! Tam bir yüzyüı aşkın sürede, dün- ya uluslan, silahsızlanma ve bır- birleriyle saldırmazlık ve uzlaş- ma paktlan yaparken, çok say- gm ve etkin (!) uluslararası üst ku- rumlar oluştururken, tüm ortak kararlar ve hukuk hıçe sayılarak gencecik insanlan birbırlerine bo- ğazlatünyorlar. 21. yüzyılın insan- lığa getirdiği teknolojik ve bilim- sel gelışimin, böylesi akıl, man- tık ve ahlak dışı, kötüye kullanı- mını sıradan bir insanın anlama- sı ve onaylaması olası mı? Ülke- ler, kendi içişlerinde özgür de- ğiller mı? Orada olup bitenler- den halk mutlu değılse kendiyön- temleriyle ve iç dınamikleriyle kurtulmalan gerekmez mı? Bu- gün kim kıme kurtancı olma sa- vında bulunabilir? Gencecik ABD'B, tngüiz aske- rin tüm donanınıryla Arabistan çöllerinde işi ne? Saddam'ı be- ğenmiyoruz,on^iamnonız ancak bu kişiyi ve rejimini beğenmiyo- ruz diye bir ülkenin saraylarinı, müzelerini. yetimhanelerini.tüm kurumlanm, çoluk çocuktüm in- sanlannıbombalama hakkmıkim kendindegörebüir? ABDneresi, Ingfltere neresl Bağdat-Basra ne- resi? Neden şaşınyor koalisyon güç- len dırenişlerkarşısında0 Her ın- san için doğduğu toprak vatanı- dır ve o topraklan korumak için canını venr. Bunubümıyormu bü- yük biraderler? Hele şu iğrenç para teklifleriy- le, savaşmaya kaülınu ya da sa- vaşa onayı sağlama gınşımine ne demeli? Medyanın da büyük bir ustalıkla iç içe geçirerek sundu- ğu "savaş-para yardımT yuma- ğı gerçekten ınsanlann kanına dokunuyor. Bizler Türkiye Cum- huriyeti yurttaşlan olarak utanç ıçindeyiz. Her gün yazılı-sözlü ıletışımde "borç alma. hibe. borç çevirme" laflanyla, "sınınaşma. Acımasız Petrol Savaşı... ABD ve yandaşlan için toprağın karaaltnı diye ni- telendinlen petrolün yaşamsal önem taşıdığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle petrol sorununun özellikle Orta- doğu"da stratejik bir önemi olduğu herkesçe bilinir. Çün- kü petrolün başını kim tutarsa öbürlerinin jandarması ve küresel babası sayılacak. Işte bu savaş "petrol sa*»- şT olarak nitelenmektedir. Bılındıği gibi ABD'nin artan hayat standardı koşu- tunda petrol tüketimi de artmaktadır. Bu bakımdan ge- leceğın dünyasında petrol kaynaklannın gıderek azal- masırun yaratacağı ekonomik, sosyal ve siyasal sorun- lann beraberinde bu savaşın çıkması, Amerikan politı- kacılannca "kaçnuhnaz" olmuştur. Işte Ortadoğu insaoının yaşamsal damarlannı oluş- turan petrol ve benzeri kajııaklannın Körfez 1, Körfez 2, Körfez 3 gibi benzer savaşlarla acımasız yitirilip yok edilmesiyle bu insanlann insanca yaşama hakları elle- rinden alınmış gibi gözüküyor. Kimı ülkeler için petrol $3x^1, ekonomik ve sosyal zenginliklerine zenginlik- ler katacak gelişmelerin anahtar rolünü üstlenmiş ola- bılir. Ya böylesi yıkıcı bu- savaşla yeterb yiyeceği ve içe- ceği saglayamamasuun karşısında, bölge halkının ha- yatta kalmalan nasıl mümkün olacak 0 Irak'ta ve bölge ülkelerinde yeni bir düzen bu insanlarla mı kurulacak? Demokrasiyi bu uısanlar mı gelıştirecek? Daha şimdıden Irak savaşırun Ortadoğu ülkelerinde toplumsal huzursuzluğa ve çevresel kırlenmelere daha çok yol açacağından ve bu savaşın \ikxi bir savaş ola- cağından derin bir endışe du\-ulmaktadır. tnsan sevgi- sini yüreklerinde tutama)an petrol tutkunukimi ülke hü- kümetleri ve liderleri yüzünden Ortadoğu'daki yaşamın huzurlu sürdürülemeyeceğı her geçen gün daha ıyı an- laşılmaktadır. Bütün dünya ve bölge halkı şimdi bu pet- rol savaşı ıle bölgenın cehenneme dönüşünü yaşamak- tadır. Bu güzel dünyaya daha çok güzelliklerkatmak var- ken, böylesi lekelı bir savaşla çırkin ortamlar yaratma- ya hakkımız olup olmadığını anlamakta zorlanıyorum. Bu dünyanın ınsanının daha mutlu bır dünyada banş ıçın- de yaşaması için uğraş venlmesı gerekirken. nice ma- sum çocuklarve insanlannbu çirkın savaş ortamınınbı- rer kurbanı olmalan, insanlık apbı değil midir?. Şaban Ali YAŞAROĞLU Türk Gençliğine Hizmet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi alanları açma, fabrika kiralama, gelme-gitme, taşuna, sa% aşma ve tezkere, bir tezkere daha, belki yeni bir tezkere.-" haberlennden bıkuk! Yüzümüzyerdegeziyoruz! TBMM. belki de son on yılla- nn en onurlu, ülkermze saygın- lık kazandıracak tek adımını at- mıştı, ılk tezkere reddiyle ülke- mızın satılık olmadığını dosta düşmana anlatmıştı! Ne olurdu o noktada kalsaydık da "savaş-pa- ra" çığırtkanlannın peşine yeni- den takılmasaydık!.. Bu ülke. Mustafa Kemal Ata- türk'ün kurduğu, ılkelerinin te- mellendırdıği bir ülke. Kendini dünya uluslanyla eşitlediğinde; eğitıminı, ekonomısinı, ıç ve dış sıyasetinı, uzun erimlı ve payla- şım ıçinde planlayarak toparla- nabıldiğinde, dünyadaki yerinin çok daha saygın ve önemli ola- cağı açıktır. Bazı Avrupalı geçinen cahille- nn(!) dedığınin tersine, ulusumu- zun temelı olan Atatürkçülük ya- nı Kemalizm, salt Türkiye'nin çağdaşlaşma yolunu açan bir ıde- oloji değil, 1919'dan ben tüm mazlum uluslann düşünde yaşa- yan bir çağdaşlaşma projesidir. Ne yazık kı. bazı ülkelenn hep geri kalmasını isteyen egemen güçler, ülkemızin Aydmlanma Devrimı'ni yaşamasını kendi bek- lentılerine uygun gönnedık- lerinden, dıştakı ve içteki sü- tü bozuk ışbırlikçilenmızle birhkte Kemalizmi karalama- yı bu- uğraş halıne getırmiş- lerdir. Bu da onlann bileceği ıştir. Türkiye'de yaşayan insan- larolarakbizler, asla sanlık ol- madığımızı ve kendi akıllı ve binkrmlı ınsanlanmızca çı- kar ilişkilerine girmeden, par- tızanlık ve nüfuz ticareti yap- madan ıyı yönetılirsek. iç ve dış polıtikalanmızı tarihten örnek alarak ve ilen görüşle oluşturabilirsek kendi geliş- memizi en kısa sürede sağla- yacak güçte olduğumuzu bi- liyoruz. STÖ'ler ve tüm yurttaşlar olarak ülkemizin ve genç ku- şaklann geleceğine banş ve akılla. iyı ve doğru pohtika- larla ve halkın sesini dinle- yerek ulaşacağız. Bu böyle büine! 2- Halkın Bilincinde Değişim?.. Kahvelerde savaş tartış- ması: - Irak kof mu çıktı?.. - Amerika üç günde bi- tiririm diyordu, ama uzadı... - Sonra sıra bize gele- cekmiş.. -Zorgelir.. Halk çarşıda, kahvede, pazarda, otobüste artık ne- yi konuşuyor?.. Amerika dost mu?.. Düşman mı?.. Eskiden 'Amerika'tied\r\ mi dost yorumu yüzde yüz ağır basardı.. Şimdi iş değişti. Ancak değişim ne olur- saolsun, halkın yüzde 99'u savaşa karşı, banştan ya- na... • Kimileri de diyorlar ki: - Savaşı nasıl olsa en- gellemek elimizde değil- dir, bir fırsat kaçırdık; Ame- rika 'nın ve ingiliz'in yanın- da harbe katılsaydık, sa- vaş sonrasında kurulacak masada söz hakkımız olur- du. Olur muydu?.. Bir geri zekâlı bile böyle biryaklaşımın hem akıldan hem erdemden yoksun ol- duğunu bilebilecek kadar sağduyu sahibıdir; gayri meşru bir savaşa hiçbir gü- vencesi olmayan bir çıkar karşılığında katılmanın tez- gâhını düşlemek yalnız ah- laksızlık değildir.. Üstelik budalalıktır. • Adana, yıl 1943.. Okulda top oynuyoruz, çocuklardan biri heyecan- la bağırdı: - Churchill gelmiş, is- tasyondaki trende Inö- nü'yte berabermiş... Inanamadık... O yıllarda sınıfta sert tar- tışmalarçıkıyordu; kimimiz Alman'dan yanaydık, kimi- miz ingiliz'den.. Churchill ise fotoğrafını gazetede gördüğümüz, adını radyo- da işittiğimiz uzak bir ef- saneydi; Adana'da ne işi olabilirdi?.. Meğer Churchill'in Ada- na'da işi varmış... Kitaptan aktanyorum: "Ikinci Dünya Savaşı sı- rasında Türkiye Cumhur- başkanı Ismet Inönü ile İn- giliz Başbakanı Churchill arasında 30 Ocak 1943'te Adana'da yapılan görüş- mede, Türkiye Müttefikle- re yakınlaşmakla birlikte savaşa girmeyi kabul et- medi." (AnaBritannica Cilt 1, sayfa 83) O zamanki Türkiye'yi bir düşünün; Ismet Paşa o ha- limizleAmerika'ya, Ingilte- re'ye ve mütteftklerine kar- şı banş için direnebiliyor... Türkiye Ikinci Dünya Sa- vaşı'na direndiği için hern var oluşunu korudu, hem büyüdü... 2003'teki Türkiye Cum- huriyeti 1943'teki Türki- ye'den daha mı zayıf, ye- tersiz, akılsız?.. Para karşılığında ücrerJi asker olarak komşu ülke- ye saldırmayı Anadolu hal- kına önerenler, uygariık ve insanlık üzenne bilinçlerin- de en küçük ışıma görülme- yen tarih dışı yaratıklardır. Ancak yaşanan olayla dünyayeniden bozulup dü- zelecek bir dönüşüme sü- rükleniyor... Türkiye buna hazıriıklı ol- malı!.. Nasıl?.. Hazırlık, önce eskinin uçup gittiğini algılamakla başlar... "Moskof'a ya da "Ko- münist "e karşı Amerika ile birlikte olmak kör güdüsü Türkiye'nin bilincinde ta- rihsel bir anıya dönüşme- li... Düşünmenin erdemi, an- cak bu annma tamamlan- dıktan sonra ışımaya baş- layacak... KÜLTÜK • SANAT YASANMAMIS ASKLAR, söylenmemiş sözler, yazilmamiş mektuphr KALMAS1N... GÖNDERİLMEMİS IVİEKTUPLAR MANAVGAT1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 2001/608 Esas Davacı Mehmet Aydemir taranndan davalı Günay Kısa ve Süleyman Ekım aleyhıne açılan tazrmnat davasının yapılan açık yargılamasmda verilen ara karan uyannca: Davalı Günay Kısa'ya usulüne uygun teblıgat çıkanlan tebligat bila ıkmal ıade edil- rruş. zabıta aracüığı ile araştırma yapılmış ve tüm aramalara rağmen davalı Günay Kı- sa bulunamamış olduğundan; Davalı Gûnay Kısa duruşma günü olan 1.5.2003 günü saat 09.00'da mahkememiz dunışma salonunda hazır bulunması veya kendisını bir vekille temsil ettirmesi aksi takdirde yargılamanın gıyabında yapüıp karar verileceği tebliğ yerine geçerlı olmak üzere ilan olunur. 24.01.2003. ' Basm: 6728 AymjsM DA KRABERİ2 Çocuklar DuymaöirTın yaratıciöi 3\ro\ GUven'den aile boyu kahkaha, aile boyu Cumartesi 20:20de yön: david o. russell oyn: george clooney, mark vvahlberg,rcecube perşemoe ırak topraklarında gizlenmiş bir hazinenin peşine düşen üç askerin aksiyon yüklü hikayesi... sıradışı macera tutkunlan, bufilmi kaçırmayın! KAHRAMANMARAŞ 2. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2002-284 Da\f acı Hazine veküince davalı Yılmaz Tonm aleyhıne ıkame edilen rücuan tazminat davasuun yapılan yargılaması sırasında. davalının yapılan tüm aramalara rağmen adresı tespit edilemediğmden davalıya duruşma gününün ılanen teblığine karar verildığınden yeni duruşma günü olan 12.6.2003 ğünü davalının mahkememızde (saat 09.00) hazır bu- lunması veya kendisını bir vekille temsil ettirmesi, aksı takdirde duruşmanın yokluğunda yapılarak dosyanın kaıara bağlanacağı hususu ılanen tebliğ olunur. 20.3.2003 Basın: 16011 esas show bu show! www.showtvnetcom FATİH 4. ASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞÎ'NDEN DosyaNo: 2002^688 Davacı Istanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından da\-alı Rıza Taştan aleyhine açılan alacak davası gereğince, Merkez Mahallesi. Mahmutbey Caddesi, No: 226 Kocasınan- Bahçelievler adresinde ikamet ettiği bildırilen davalı Rİza Taştan'ın dava dilekçesınde gösterilen adreste bulunmadığmdan bu bahısle dava dilekçesı tebliğ edilemediği ve zabı- talarca da adresi tespit edilemediğmden da\"ahya dava dilekçesınin ılanen tebliğıne karar verihniş olduğundan duruşmanın bırakıldığı 16.05.2003 günü saat 10.00"da hazır bulun- ması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi halde davanm gıyabında devam olu- nacağı ilan olunur. 01.04.2003 Basın: 16298 KULTUH • SkNâT (0212)1*3 t» 7* MALATYA ASLİYE 2. HUKUK HÂKİMLİĞÎ'NDEN Esas No: 2002/213 Davacı Ibrahim Çam vekili Av. Nazif Ercan tarafından dav'ahlar Fehmi Tomo ve Bayram Doğan aleyhıne açmış olduğu tasarrufun ıptalı davasının yapılan açık duruşması sırasrnda verilen ara karan gereğince, Bütün aramalara rağmen tebliğe yarar açık adresi tespit edilemeyen davalılar- dan Vahap oğlu Fehmi Tomo'ya dava dilekçesi tebliğ edılemedığinden tebligatuı ilanen yapılrnasına, duruşmanın 29.5.2003 günü saat 9.30"a bırakılmasuıa karar venldığinden HUMK'nun 509 ve 510. maddeleri gereğince ıbraz etmek istedik- len delilleri He birlikte duruşmaya gelmedikleri takdirde aynca gıyap karan teb- liğ edilmeksizin duruşmanın gıyaplannda sonuçlandmlacağı dava dilekçesinin teblıği yerine geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. 26.3.2003 Basuı: 16069 « MUTLAKA I GÖNDERİLMEMİŞ IVİEKTUPLAR'a özel mektupluk. Sizin gönderilecek mektuplannız için... Bilgi icîn Fİlm F: (0-212) 293 28 83 wwvv.gonderilmemismektuplar.com TÜRKİYE-AVRUPA VAKFI'NDAN DUYURU Türkiye-Avrupa Vakfı Ikinci Olağan Mütevelli Heyet Toplantısı toplantı nisabı aranmaksızın 12 Nisan 2003 (Cumartesi) günü saat 14.00'te The Marmara Oteli Opera Salonu'nda toplanacaktır. Toplantı gündemı aşağıdadır: 1. Açılış: Başkanın konuşması ve saygı duruşu 2. Konuk konuşmacı 3. Divan seçimi 4. Çalışma Raporu'nun okunması 5. Denetim Kurulu Raporu'nun okunması 6. Raporlar üzerine görüşme ve aklama 7. Yeni dönem faaliyet programı 8. Yıllık bütçenin okunması ve görüşülmesi 9. Seçimler 10. Kapanış
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear