Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2003 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Onların Özgiirlüğii
Köleliktir...
"New Republic " gazetesi yazan, Jonathan Cha-
rt'in ilginç bir yorumu var:
"On Bir Eylül olayı bir yönetim adamına verilen
en güzel armağandır."
Geçen gün de yazdım, şu ikiz kulelere yapılan sal-
d n birçok açıdan kuşku uyandınyor. Nasıl ustaca bir
öpgütlenme!
Nasıl güzel bir düzenleme!.. Bush çetesinin öte-
denberi besledikleri savaşçı nıyetlerini güçlendiren
bırolay!.. Varsın üç beş bin Amerikalı ölsün!.. Sonun-
da amaçlarına ulaşmadılar mı, Bush'lar, Rums-
feld'ler, Worfowitz'lerL
Bin Ladin, bir bahaneydi!.. Terörie savaşmak bir
bahane!.. Önemli olan Irak petrollerini elegeçirmek-
ti! Size özgürlük getiriyoruz, diktatörteri yok edece-
ğiz, en baştaSaddam, sözleri biraldatmacaydı... İkiz
kulelerin yıkılması, gözleri savaş hırsıyladönmüş bir
çeteye gerçek bir armağan oldu...
Ingilız tarihçi Tımoty Garton Ash'e göre:
"Bush'un bilgisizliği ortada, ama kurnazlığını kü-
çükgörmemeli." Dünyayı kurtarmak, halklara özgür-
lük getirmek!.. Bu anlayış yeni değil. ABD'nin yüz-
yıldır sürdürdüğü bir polıtika! Hem yalnız ABD'nin de
değil! Bütün sömürgen, anamalcı Batılı ülkelerin yıl-
lardır sürdürdüğü bir politika? Asyalı, Afrikalı, Güney
Amerikalı, Ortadoğulu, kim olursaolsun bu güzel söz-
lerte tuzağa düşürülmedi mi?
Nerde gerçek bir yurtsever, bir güçlü lider çıkmış-
sa hemen onu özgürlük düşmanı sayanlan artık ta-
nımadık mı? lyıliksever Amerika, Avrupa her zaman
bu tür suçlamalarla bağımsızlıklannı savunan halk-
lara, lideriere düşman olmuşlardır. Kımi zaman ba-
şanlı olmuşlardır. Ama kimi zaman da yenilgiye uğ-
ramışlardır. Bir Ho Şi Minh çıktı emperyalist güçlen
ait etti. Bir Castro çıktı, otuz yıldır her türiü baskıya
karşı ayakta...
Saddam da şimdi aynı dev güçlere karşı savaş ve-
riyor. ABD'nin ve tüm Batı emperyalistlerinin Mus-
tafa Kemal i yok etmek için nasıl uğraştıklannı da
anımsayalım.
Baktılar ki dünya uyanıyor. Çin, Hint, Japon, Gü-
ney Amerika, Afrika ülkeleri kışiliklerine kavuşmak-
ta, ABD'nin ezici baskısı gltgıde azalmakta, bir gün
onlar da en az ABD kadar güçlenecekler, "Dünya yal-
nız senin değil" diyecekler! Oyleyse vakit geçmeden
tankla, topla, uçakla. bombayla, olmazsa gazla,
atomla en ağır silahlarla yüklenmeli üstlerıne, bitir-
melı işlerinı...
Bush, rasgele seçilmış bir başkandır. Petrotcü çev-
relerin desteğiyle seçilmiş, ite kaka, biraz da mah-
keme kararıyla!.. Sıradan bin, zengin bir petrolcünün
oğlu... Eski başkan adaylarından Adlai Stevenson
"Amerika 'da herhangi biri başkan seçilebılir" diyor?
Hiçbiryeteneği, bilgisı, görgüsü, insanasevgisi, say-
gısı olmayan, yalnız paranın gücüne inanan... Çıka-
rı için gözüne kan bürümüş!..
Yaşarsak göreceğiz sonunu. llk seçimde devrili-
şini! Ama önemli olan sonrası! Yüksek Adalet Dıva-
nı'ndaon binlerce savaş kurbanının başlıca sorum-
lusu, suçlusu olarak hesap vereceği günleri...
Hukuk ve İnsanlık Dışı Bu Kirli Savaş... PENCERE
Gencecik ABD'li, îngiliz askerin, tüm donanımıyla
Arabistan çöllerinde işi ne? Saddam'ı beğenmiyoruz,
onaylamıyoruz ancak bu kişiyi ve rejimini beğenmiyoruz
diye, bir ülkenin saraylannı, müzelerini, yetimhanelerini,
tüm kurumlanm, çoluk çocuk tüm insanlannı bombalama
hakkını kim kendüıde görebilir?
Prof. Dr. Türkan SAYLAN ÇYDD Genei
"Demokrasi deyince akhnıza
tngtttere gelmeti. onlar, yaalı bir
anayasalan bileolmadığıhalde, en
güzel demokrasiyi u\guJarlar!".
"Herkesin öztemi ABD'B olabil-
mek, yeşil kart alabilmek, Sam
Amcanın fırsatlar ülkesine ka-
pağı atabilmektir!"
Bu düşlerle büyütülüyor, ge-
Üşmekte olan ülkelerin çocukla-
n! Her iyi şey bizim dışımızdaki
ülkelerde var. Onlar farİdı, üstün,
ulaşümaz!..
Oysa çocukluğumdan bir tür-
kü var kulaklanmda: Ey milli
dost, millı dost - Yetmiş iki dilli
dost - Yüze güler oynarsın - kal-
bi düşman dillı dost!.. Dünyamız
iki çılgın diktatörün ardına takıl-
mış ordularla, medyayla, sena-
törlenyle, danışmanlanyla, Or-
tadoğu"da bir dünya ateşı başlat-
tı. Yeryüzünün dört bir yanında
halklar, böylesi sa\-aşlarda kendi-
len ya da yakınlan ölecek ve her
şeyını yıtirecek olanlar, gösteriş-
anı
siz, sıradan (sade) insanlar, önce-
kı savaşlann ne denli felakete dö-
nüştüğünü bilenler "Hayır" der-
ken yanıltıcı bılgılerle, yalan gö-
rüntülerle,w
dedigimdedik" söy-
levleriyle "savaş" sürüyor. Sal-
dırgan ABD ve Ingıltere"nın tüm
öngörüleri tersine tepıyor!
Tanh, 21. yüzyılın başındakı
bu korkunç kûimı (katlıamı) kap-
kara bir sayfa olarak yazacak!
Tam bir yüzyüı aşkın sürede, dün-
ya uluslan, silahsızlanma ve bır-
birleriyle saldırmazlık ve uzlaş-
ma paktlan yaparken, çok say-
gm ve etkin (!) uluslararası üst ku-
rumlar oluştururken, tüm ortak
kararlar ve hukuk hıçe sayılarak
gencecik insanlan birbırlerine bo-
ğazlatünyorlar. 21. yüzyılın insan-
lığa getirdiği teknolojik ve bilim-
sel gelışimin, böylesi akıl, man-
tık ve ahlak dışı, kötüye kullanı-
mını sıradan bir insanın anlama-
sı ve onaylaması olası mı? Ülke-
ler, kendi içişlerinde özgür de-
ğiller mı? Orada olup bitenler-
den halk mutlu değılse kendiyön-
temleriyle ve iç dınamikleriyle
kurtulmalan gerekmez mı? Bu-
gün kim kıme kurtancı olma sa-
vında bulunabilir?
Gencecik ABD'B, tngüiz aske-
rin tüm donanınıryla Arabistan
çöllerinde işi ne? Saddam'ı be-
ğenmiyoruz,on^iamnonız ancak
bu kişiyi ve rejimini beğenmiyo-
ruz diye bir ülkenin saraylarinı,
müzelerini. yetimhanelerini.tüm
kurumlanm, çoluk çocuktüm in-
sanlannıbombalama hakkmıkim
kendindegörebüir? ABDneresi,
Ingfltere neresl Bağdat-Basra ne-
resi?
Neden şaşınyor koalisyon güç-
len dırenişlerkarşısında0
Her ın-
san için doğduğu toprak vatanı-
dır ve o topraklan korumak için
canını venr. Bunubümıyormu bü-
yük biraderler?
Hele şu iğrenç para teklifleriy-
le, savaşmaya kaülınu ya da sa-
vaşa onayı sağlama gınşımine ne
demeli? Medyanın da büyük bir
ustalıkla iç içe geçirerek sundu-
ğu "savaş-para yardımT yuma-
ğı gerçekten ınsanlann kanına
dokunuyor. Bizler Türkiye Cum-
huriyeti yurttaşlan olarak utanç
ıçindeyiz. Her gün yazılı-sözlü
ıletışımde "borç alma. hibe. borç
çevirme" laflanyla, "sınınaşma.
Acımasız Petrol Savaşı...
ABD ve yandaşlan için toprağın karaaltnı diye ni-
telendinlen petrolün yaşamsal önem taşıdığı bilinen bir
gerçektir. Bu nedenle petrol sorununun özellikle Orta-
doğu"da stratejik bir önemi olduğu herkesçe bilinir. Çün-
kü petrolün başını kim tutarsa öbürlerinin jandarması
ve küresel babası sayılacak. Işte bu savaş "petrol sa*»-
şT olarak nitelenmektedir.
Bılındıği gibi ABD'nin artan hayat standardı koşu-
tunda petrol tüketimi de artmaktadır. Bu bakımdan ge-
leceğın dünyasında petrol kaynaklannın gıderek azal-
masırun yaratacağı ekonomik, sosyal ve siyasal sorun-
lann beraberinde bu savaşın çıkması, Amerikan politı-
kacılannca "kaçnuhnaz" olmuştur.
Işte Ortadoğu insaoının yaşamsal damarlannı oluş-
turan petrol ve benzeri kajııaklannın Körfez 1, Körfez
2, Körfez 3 gibi benzer savaşlarla acımasız yitirilip yok
edilmesiyle bu insanlann insanca yaşama hakları elle-
rinden alınmış gibi gözüküyor. Kimı ülkeler için petrol
$3x^1, ekonomik ve sosyal zenginliklerine zenginlik-
ler katacak gelişmelerin anahtar rolünü üstlenmiş ola-
bılir. Ya böylesi yıkıcı bu- savaşla yeterb yiyeceği ve içe-
ceği saglayamamasuun karşısında, bölge halkının ha-
yatta kalmalan nasıl mümkün olacak
0
Irak'ta ve bölge
ülkelerinde yeni bir düzen bu insanlarla mı kurulacak?
Demokrasiyi bu uısanlar mı gelıştirecek?
Daha şimdıden Irak savaşırun Ortadoğu ülkelerinde
toplumsal huzursuzluğa ve çevresel kırlenmelere daha
çok yol açacağından ve bu savaşın \ikxi bir savaş ola-
cağından derin bir endışe du\-ulmaktadır. tnsan sevgi-
sini yüreklerinde tutama)an petrol tutkunukimi ülke hü-
kümetleri ve liderleri yüzünden Ortadoğu'daki yaşamın
huzurlu sürdürülemeyeceğı her geçen gün daha ıyı an-
laşılmaktadır. Bütün dünya ve bölge halkı şimdi bu pet-
rol savaşı ıle bölgenın cehenneme dönüşünü yaşamak-
tadır. Bu güzel dünyaya daha çok güzelliklerkatmak var-
ken, böylesi lekelı bir savaşla çırkin ortamlar yaratma-
ya hakkımız olup olmadığını anlamakta zorlanıyorum.
Bu dünyanın ınsanının daha mutlu bır dünyada banş ıçın-
de yaşaması için uğraş venlmesı gerekirken. nice ma-
sum çocuklarve insanlannbu çirkın savaş ortamınınbı-
rer kurbanı olmalan, insanlık apbı değil midir?.
Şaban Ali YAŞAROĞLU
Türk Gençliğine Hizmet Vakfı
Yönetim Kurulu Üyesi
alanları açma, fabrika kiralama,
gelme-gitme, taşuna, sa% aşma ve
tezkere, bir tezkere daha, belki
yeni bir tezkere.-" haberlennden
bıkuk! Yüzümüzyerdegeziyoruz!
TBMM. belki de son on yılla-
nn en onurlu, ülkermze saygın-
lık kazandıracak tek adımını at-
mıştı, ılk tezkere reddiyle ülke-
mızın satılık olmadığını dosta
düşmana anlatmıştı! Ne olurdu
o noktada kalsaydık da "savaş-pa-
ra" çığırtkanlannın peşine yeni-
den takılmasaydık!..
Bu ülke. Mustafa Kemal Ata-
türk'ün kurduğu, ılkelerinin te-
mellendırdıği bir ülke. Kendini
dünya uluslanyla eşitlediğinde;
eğitıminı, ekonomısinı, ıç ve dış
sıyasetinı, uzun erimlı ve payla-
şım ıçinde planlayarak toparla-
nabıldiğinde, dünyadaki yerinin
çok daha saygın ve önemli ola-
cağı açıktır.
Bazı Avrupalı geçinen cahille-
nn(!) dedığınin tersine, ulusumu-
zun temelı olan Atatürkçülük ya-
nı Kemalizm, salt Türkiye'nin
çağdaşlaşma yolunu açan bir ıde-
oloji değil, 1919'dan ben tüm
mazlum uluslann düşünde yaşa-
yan bir çağdaşlaşma projesidir.
Ne yazık kı. bazı ülkelenn hep
geri kalmasını isteyen egemen
güçler, ülkemızin Aydmlanma
Devrimı'ni yaşamasını kendi bek-
lentılerine uygun gönnedık-
lerinden, dıştakı ve içteki sü-
tü bozuk ışbırlikçilenmızle
birhkte Kemalizmi karalama-
yı bu- uğraş halıne getırmiş-
lerdir. Bu da onlann bileceği
ıştir. Türkiye'de yaşayan insan-
larolarakbizler, asla sanlık ol-
madığımızı ve kendi akıllı ve
binkrmlı ınsanlanmızca çı-
kar ilişkilerine girmeden, par-
tızanlık ve nüfuz ticareti yap-
madan ıyı yönetılirsek. iç ve
dış polıtikalanmızı tarihten
örnek alarak ve ilen görüşle
oluşturabilirsek kendi geliş-
memizi en kısa sürede sağla-
yacak güçte olduğumuzu bi-
liyoruz.
STÖ'ler ve tüm yurttaşlar
olarak ülkemizin ve genç ku-
şaklann geleceğine banş ve
akılla. iyı ve doğru pohtika-
larla ve halkın sesini dinle-
yerek ulaşacağız. Bu böyle
büine!
2- Halkın Bilincinde
Değişim?..
Kahvelerde savaş tartış-
ması:
- Irak kof mu çıktı?..
- Amerika üç günde bi-
tiririm diyordu, ama uzadı...
- Sonra sıra bize gele-
cekmiş..
-Zorgelir..
Halk çarşıda, kahvede,
pazarda, otobüste artık ne-
yi konuşuyor?..
Amerika dost mu?..
Düşman mı?..
Eskiden 'Amerika'tied\r\
mi dost yorumu yüzde yüz
ağır basardı..
Şimdi iş değişti.
Ancak değişim ne olur-
saolsun, halkın yüzde 99'u
savaşa karşı, banştan ya-
na...
•
Kimileri de diyorlar ki:
- Savaşı nasıl olsa en-
gellemek elimizde değil-
dir, bir fırsat kaçırdık; Ame-
rika 'nın ve ingiliz'in yanın-
da harbe katılsaydık, sa-
vaş sonrasında kurulacak
masada söz hakkımız olur-
du.
Olur muydu?..
Bir geri zekâlı bile böyle
biryaklaşımın hem akıldan
hem erdemden yoksun ol-
duğunu bilebilecek kadar
sağduyu sahibıdir; gayri
meşru bir savaşa hiçbir gü-
vencesi olmayan bir çıkar
karşılığında katılmanın tez-
gâhını düşlemek yalnız ah-
laksızlık değildir..
Üstelik budalalıktır.
•
Adana, yıl 1943..
Okulda top oynuyoruz,
çocuklardan biri heyecan-
la bağırdı:
- Churchill gelmiş, is-
tasyondaki trende Inö-
nü'yte berabermiş...
Inanamadık...
O yıllarda sınıfta sert tar-
tışmalarçıkıyordu; kimimiz
Alman'dan yanaydık, kimi-
miz ingiliz'den.. Churchill
ise fotoğrafını gazetede
gördüğümüz, adını radyo-
da işittiğimiz uzak bir ef-
saneydi; Adana'da ne işi
olabilirdi?..
Meğer Churchill'in Ada-
na'da işi varmış...
Kitaptan aktanyorum:
"Ikinci Dünya Savaşı sı-
rasında Türkiye Cumhur-
başkanı Ismet Inönü ile İn-
giliz Başbakanı Churchill
arasında 30 Ocak 1943'te
Adana'da yapılan görüş-
mede, Türkiye Müttefikle-
re yakınlaşmakla birlikte
savaşa girmeyi kabul et-
medi." (AnaBritannica Cilt
1, sayfa 83)
O zamanki Türkiye'yi bir
düşünün; Ismet Paşa o ha-
limizleAmerika'ya, Ingilte-
re'ye ve mütteftklerine kar-
şı banş için direnebiliyor...
Türkiye Ikinci Dünya Sa-
vaşı'na direndiği için hern
var oluşunu korudu, hem
büyüdü...
2003'teki Türkiye Cum-
huriyeti 1943'teki Türki-
ye'den daha mı zayıf, ye-
tersiz, akılsız?..
Para karşılığında ücrerJi
asker olarak komşu ülke-
ye saldırmayı Anadolu hal-
kına önerenler, uygariık ve
insanlık üzenne bilinçlerin-
de en küçük ışıma görülme-
yen tarih dışı yaratıklardır.
Ancak yaşanan olayla
dünyayeniden bozulup dü-
zelecek bir dönüşüme sü-
rükleniyor...
Türkiye buna hazıriıklı ol-
malı!..
Nasıl?..
Hazırlık, önce eskinin
uçup gittiğini algılamakla
başlar...
"Moskof'a ya da "Ko-
münist "e karşı Amerika ile
birlikte olmak kör güdüsü
Türkiye'nin bilincinde ta-
rihsel bir anıya dönüşme-
li...
Düşünmenin erdemi, an-
cak bu annma tamamlan-
dıktan sonra ışımaya baş-
layacak...
KÜLTÜK • SANAT
YASANMAMIS ASKLAR,
söylenmemiş sözler,
yazilmamiş mektuphr
KALMAS1N...
GÖNDERİLMEMİS IVİEKTUPLAR
MANAVGAT1. ASLİYE
HUKUK MAHKEMESİ
2001/608 Esas
Davacı Mehmet Aydemir taranndan davalı Günay Kısa ve Süleyman Ekım aleyhıne
açılan tazrmnat davasının yapılan açık yargılamasmda verilen ara karan uyannca:
Davalı Günay Kısa'ya usulüne uygun teblıgat çıkanlan tebligat bila ıkmal ıade edil-
rruş. zabıta aracüığı ile araştırma yapılmış ve tüm aramalara rağmen davalı Günay Kı-
sa bulunamamış olduğundan;
Davalı Gûnay Kısa duruşma günü olan 1.5.2003 günü saat 09.00'da mahkememiz
dunışma salonunda hazır bulunması veya kendisını bir vekille temsil ettirmesi aksi
takdirde yargılamanın gıyabında yapüıp karar verileceği tebliğ yerine geçerlı olmak
üzere ilan olunur. 24.01.2003. ' Basm: 6728
AymjsM DA
KRABERİ2
Çocuklar DuymaöirTın yaratıciöi
3\ro\ GUven'den
aile boyu kahkaha,
aile boyu
Cumartesi
20:20de
yön: david o. russell
oyn: george clooney, mark vvahlberg,rcecube
perşemoe
ırak topraklarında gizlenmiş bir hazinenin peşine düşen
üç askerin aksiyon yüklü hikayesi... sıradışı macera
tutkunlan, bufilmi kaçırmayın!
KAHRAMANMARAŞ 2. ASLtYE
HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2002-284
Da\f
acı Hazine veküince davalı Yılmaz Tonm aleyhıne ıkame edilen rücuan tazminat
davasuun yapılan yargılaması sırasında. davalının yapılan tüm aramalara rağmen adresı
tespit edilemediğmden davalıya duruşma gününün ılanen teblığine karar verildığınden
yeni duruşma günü olan 12.6.2003 ğünü davalının mahkememızde (saat 09.00) hazır bu-
lunması veya kendisını bir vekille temsil ettirmesi, aksı takdirde duruşmanın yokluğunda
yapılarak dosyanın kaıara bağlanacağı hususu ılanen tebliğ olunur. 20.3.2003
Basın: 16011
esas show bu show!
www.showtvnetcom
FATİH 4. ASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞÎ'NDEN
DosyaNo: 2002^688
Davacı Istanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından da\-alı Rıza Taştan aleyhine açılan
alacak davası gereğince, Merkez Mahallesi. Mahmutbey Caddesi, No: 226 Kocasınan-
Bahçelievler adresinde ikamet ettiği bildırilen davalı Rİza Taştan'ın dava dilekçesınde
gösterilen adreste bulunmadığmdan bu bahısle dava dilekçesı tebliğ edilemediği ve zabı-
talarca da adresi tespit edilemediğmden da\"ahya dava dilekçesınin ılanen tebliğıne karar
verihniş olduğundan duruşmanın bırakıldığı 16.05.2003 günü saat 10.00"da hazır bulun-
ması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi halde davanm gıyabında devam olu-
nacağı ilan olunur. 01.04.2003 Basın: 16298
KULTUH • SkNâT (0212)1*3 t» 7*
MALATYA ASLİYE 2. HUKUK
HÂKİMLİĞÎ'NDEN
Esas No: 2002/213
Davacı Ibrahim Çam vekili Av. Nazif Ercan tarafından dav'ahlar Fehmi Tomo
ve Bayram Doğan aleyhıne açmış olduğu tasarrufun ıptalı davasının yapılan
açık duruşması sırasrnda verilen ara karan gereğince,
Bütün aramalara rağmen tebliğe yarar açık adresi tespit edilemeyen davalılar-
dan Vahap oğlu Fehmi Tomo'ya dava dilekçesi tebliğ edılemedığinden tebligatuı
ilanen yapılrnasına, duruşmanın 29.5.2003 günü saat 9.30"a bırakılmasuıa karar
venldığinden HUMK'nun 509 ve 510. maddeleri gereğince ıbraz etmek istedik-
len delilleri He birlikte duruşmaya gelmedikleri takdirde aynca gıyap karan teb-
liğ edilmeksizin duruşmanın gıyaplannda sonuçlandmlacağı dava dilekçesinin
teblıği yerine geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. 26.3.2003
Basuı: 16069
« MUTLAKA
I
GÖNDERİLMEMİŞ IVİEKTUPLAR'a özel mektupluk.
Sizin gönderilecek mektuplannız için...
Bilgi icîn Fİlm F: (0-212) 293 28 83 wwvv.gonderilmemismektuplar.com
TÜRKİYE-AVRUPA VAKFI'NDAN
DUYURU
Türkiye-Avrupa Vakfı Ikinci Olağan Mütevelli Heyet Toplantısı toplantı nisabı
aranmaksızın 12 Nisan 2003 (Cumartesi) günü saat 14.00'te The Marmara
Oteli Opera Salonu'nda toplanacaktır. Toplantı gündemı aşağıdadır:
1. Açılış: Başkanın konuşması ve saygı duruşu 2. Konuk konuşmacı
3. Divan seçimi 4. Çalışma Raporu'nun okunması
5. Denetim Kurulu Raporu'nun okunması 6. Raporlar üzerine görüşme ve
aklama 7. Yeni dönem faaliyet programı 8. Yıllık bütçenin okunması ve
görüşülmesi 9. Seçimler 10. Kapanış