Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 NİSAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ
Tanıklığın dili: AnılarSık sık anılara yuzumuzu donduğumuz
olur \nımsamanın otesınde ozlem duygu-
sunun gıt-gelını yaşanz orada Boylesı donuş
anlannda usuma gelen, ozlemın dılı olsa soz-
len benı bır başka kıyıya gotnrur Dıırup ora-
dan bakanm hayata Sezışın, yerynzunu dın-
lemenın dılını bulmaya çahşınm Bır yurt
arayan kırlangıcın omrune eş bır omrun ara-
nışıdırgelıpbakışlanmasığışan Donuyorum
o anın ızlenne Tam karşımdakı kumrulann
geceye tunedıklen yenn ne anlama gelebıle-
ceğını duşunuyorum bır an Bır ağaç dalı ol-
mayabılır de bu Bıze ığretı gıbı gelen duru
şun anlamı ıse yanıbaşlanndakı sıcaklık Do-
kunma sannma duvgusu Bazen anıların da
boylesı bır yanı olduğunu duşunmuşumdur
Yaşanan anın sıcaklığını hıssedebılmek ıçın
çıkılan bır volculuk O duruş yennı, bakışı-
nı, sıcaklığını hıç yıtırmeden gıdılen uste-
lık
Bellek yolculuğu da dıvebılınz buna Ya-
şamla olum arasındakı çızgının sağaltıcı ge-
len yanlarına bakış Gehp durduğumuz, ha-
yatın bızı buluşturduğu ka\şakta geç-
mışi ımız)e yolculuk Unutmak ıstemedıkle-
nmızı yazıya geçmek bunlarla bınken sesı-
mızı başka seslere ulaştırmak
Yaşanılan zamanın tamklıflı...
Yazmaya başlarken yenı bır dıl bulma ara-
yışındansa. kendı sesımıze donenz sıklıkla
Hele bırde ortak bılıncın kapılannda gezını-
vorsak bu sesın rengı çok daha onem kaza-
nır Anılan yazılır kılan da budur, kanımca'
Yaşamın her anı, donemı anı dılıne donuşe-
meyeceğıne gore o akıp gıdenden kalanlara,
ız bırakanlara donuk ıçsel yolculuktur bızı
kendıne çeken Belkı de, ozlemın dılı olsa
dedırten duvgunun asıl kaynağı da bu' Gele-
ceğı kurmak duşuncesıyle vola çıkan ınsan-
lann vaşamlannda bınken anlar zamanla bır
bellek anılası bır geçmış oluştururken yaşa-
nılan donemın zamanın da tanıklığını getınr
Sıklıkla buna\armak bunu okumak anla-
mak ıçın >azılır anılar Yanı belleğımızde
yer edenlen bır bır soze, yazıya dokenz bu
kaygıyla Yola çıkış ımgesı, genellıkle, za-
man parçasıdır Ama o zaman duygusunu bız-
de vaşatan ıse yaşanmışlığın ımgesı olarak
ıçımızde duran, belleğımızde yaşayanlardır
\asıl kı Stefan Z\*eig'ın anılannı kale-
me alırken yola çıkış ımgesmı oluşturan bel-
lek unutuşun anımsamanın dıİL sozu olabılı-
yordu ıse anı yazmanın en dayanılmaz yan-
lannı da gozlenmızın onune senyordu Za-
mana yargıhdır Zvveıg Anılarına yuzunu
donduğunde şunlan soyler "Zaman, resim-
lerin işinı gorür, bende sozlerini vermekle
vetinirim; böylece de anlattıklarım kendi
başıma gelenler olnıaktan çıkar, daha çok,
bütun bır kuşağın olur; butun tarih bo-
'Defterimde Kuş
Seslerı'nde bir
kuşağın başına
gelenlerin seyrine
çıkarız ilkten.
Surukleniş, acı,
savrulma,
aşağılanma... Ama
daha da ötesi insan
sıcaklığının dilini
kurup direnmenin
bilincini, hayatı
savunmamn erdemini
>ansıtıyor Erdal Öz.
Toplumumuzun
geçirdiği önemli bir
dönemecin tanıklığını
yapıyor; 12 Mart
askeri darbesinin hem
oluş/vansıyış biçimini,
hem de o süreci
ateşleyen kuşağın
övküsunu anlatıyor.
yunca en çok çile çekmiş bir kuşağın ba-
şından geçenler olur."
Cezaevl gerçeğlnln bln bir yuzfi
O ıçvarlığın sesıyle konuşmaya başlayınca,
tanıklığın dılıdır kurulan Yazıdakı hayatın
gerçeklığıdır artık bızı kendıne çeken Ne ya-
nıyla bakarsak bakalım anılann boylesı bır
yanı var Belleğın renk verdığı, yenı bır dıle
burunduğu anılar, kunı kez, bızlere ortak bır
geçmış sunar Araladığı kapıdan yansıyan
ışık bu yuzden çekıcıdır, okunur kılan kendı-
nı Onca anı yağması, soz tufanının esıntısın-
den seçıp okuduğum Defterimde Kuş Ses-
leri, Zvveıg'ın çağnsını anımsattı bana Anı
vazmanın ne anlama gelebıleceğını bır kez
daha duşundurttu. Erdal Oz. Bır kuşağın ba-
şına gelenlenn seyruıe çıkanz ilkten Suruk-
leniş, acı, savrulma, aşağılanma Ama daha
da otesı ınsan sıcaklığının dılını kurup dıren-
menın bılıncını, hayatı savunmanın erdemı-
nı yansıtıyor Erdal Oz Toplumumuzun ge-
çırdığı onemlı bır donemecın tanıklığını ya-
par, Oz 12 Mart askeri darbesinin hem
oluş/yansıyış bıçımını, hem de o surecı ateş-
leyen kuşağın oykusunu okuruz Yazanmızın
ıkı tutukluk donemıdır anlatılan Hazıran
1971,Hazıran 1972 Cezaevı gerçeğının bın-
bır yuzu anılara yansır elbette Bır done-
mın/zamanın tanıklığında ulkenın suruklen-
dığı ortamın durumunu gozlenz Bır yazın ın-
sanının tanıklığında ıçendekı yaşamla dışa-
ndakılenn yaptıklarının yuzleşmesını ızle-
nz Anlatılan her durum, olay, anın gerçeklı-
ğı zamanın dılını venvor Anlatıcının ustalı-
ğı, geçmışle yaşanılan anın kurgulanışında,
anı anlatımına bır zengınhk getınr Anımsa-
yışın dılı yazan kımı kez kışısel tanhıne don-
durur Oradan anılar demetını yazdınr O anın
OKUMA
ÖNERILERI
1) Erdal Öz: Defterimde Kuş
Seslerı 2003, Can Yay, 400
s , Gulunun Solduğu Akşam,
1986 CanYav 304 s
2) Stefan Ztveig: Dunun
Dünyası, Çev Burhan
Arpad 2000, Can Yav,
338 s
3) Luis Bunuel: Son
Nefesım, Çev îlkay Durak,
1987, Afa Yay, 326s
4) Altan Öymen: Bır Donem
Bır Çocuk, 2002, Doğan
Kıtap 606 s
5) Niyazi Berkes: Unutulan
Yıllar, tletışım Yay, 1998,
520 s
6) Gülriz Sururi: Kıldan
tnce Kıhçtan Keskınce,
2002 Doğan Kıtap, 470 s
BELLEK KUTUSU
"Gün iyi başladı sayılır. lyi
ki düşünmemi, hayal
kurmamı onleyemiyorlar.
Sanınm en kızdıklan şey de
bu. Ben de özgürlüğümün
bu önlenemez yükselişini
yaştyorum. Öyküler
tasarhyorum. Sığırcıklarla
atmacalann oyküsü
kafamda gittikçe
somutlaşıyor." Erdal Oz
gerçekhğı ıse nelere ayna tuttuğunu yansıtır
Orada çozulen bır başka boyutuv la dıle ge-
len hayatın rengıni; soluğunu anlatır, Erdal
Oz
Onun, bır donemın/kuşağın tanıklığını ge-
tıren bu anılar demetınınbınkımının bır baş-
ka onemlı yanı da var Bu surecın, Oz 'un, ya-
ratıcılığının nırengı noktalarından bın olma
ozellığı Denn, etkıleyıcı sannlı bır surece
bakan yazar/anlatıcı, zamanla yazısının uç-
landığı noktalann kaynağını orada bulur Na-
sıl kı, Yaralısın romanı ıle Kanayan'ı oluş-
turan oykulenne kapı aralamıştı bu tutukluk
donemı sonrakı urunlennde de «tkıleyıcılı-
ğını surduredurdu
O denn ızler, bellekten sılınmeyenlerdı bel-
kı de Erdal Oz e bu anılan yazdıran
1
Tanık-
lığın dılıyle bıze ulaştırdığı sesın çoğalması-
nı ıstemış de olabılu"' Anılar ışte o zaman da-
ha anlam kazanmaz mı, ne dersınız
9
Nüzhet Kutluğ 50. sanat yılını retrospektif bir sergiyle kutluyor
HepyenMderin izinisürdü
Sanatçının sergisi tş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi'nde.
İBRAHİJVIERSARAÇ
1953 yılında Gazı Eğıtım Enshtu-
su (Gazı Eğıtım Fakultesı) Resım-
Iş Bolumu'nu bıtırdı Tamamı ta-
mamına 50 yıl once Nüzhet Kut-
luğ'u, ondan ıkı yıl once mezun ol-
duğum Resım Bolumu'nden tanı-
ran Aynı havayı teneffüs etmıştık
Daha o zamanlar dıkkatı çeken. sa-
nat konulanna susamışçasına yone-
len, parlak bır oğrencıydı
Kısa bır zaman sonra Kars Cıla-
vuz Oğretmen Okulu'na atanmıştı
Orada ıstıdatlı oğrencılerle gelıştır-
dığı bır sergıyı, Merkez Kız Enstı-
tusuSalonu'ndaaçmıştı Çokbaşa-
nlı bır oğrencı sergısıydı bu Ken-
dısının de guzel bır afışle oğretmen
olarak katkıda bulunduğunu anım-
sıvorum
Usta fırça vuruşları
Ilk kışısel sergısını Balıkesır'de
açhğuıda tatıl dolayısıyla orada bu-
lunduğumdan zevkle ızleme sevm-
cını yaşamıştım
Empresyonıst uslupta peyzajlann
ağırhkta olduğu bır sergıydı. Henuz
Matisse'van, tupten çıktığı gıbı saf
renklenn usta fırça vuruşlanndan
Kutluğ, çahşmalannı özel
atölyesinde sürdürüyor.
oluşan tablolarla dıkkatı çekıyordu
Sanatçı, 1972 yılında Ispanya hu-
kumetının bır bursunu kazanarak
Madnd'e gıttı Orada San Ferman-
do Kralıyet Guzel Sanatlar Akade-
mısı'nde Prof Paricio ıle ozgun
baskı, Prof Rocco ıle resım çalışa-
rak sanat ufkunu genışlettı
1982'de Marmara Lnıversıtesı
Ataturk Eğıtım Fakultesı Resım-Iş
Eğıtımı Bolumu'nde oğretım gore-
\ı ıle başladığı çalışmasını 1984'te
"Sanat Yeterliliği" ıle ılerleterek
1986'dadoçentlığeatandı Sanatçı-
lığıyla öğretım gore\ ını bırhkte sur-
Grup Zvvan'ın tüm üyelerinin başanlı bir geçmişi var
Gelecekleri parlakKültir Servisi - Smashing
Pumpkins ten Billy Corgan ve
Jimn\ Chamberlin, Chavez'den Matt
Sweto\, A Perfect Circle'dan Paz
Leıuhantin \e Slint'ten David Pajo'nun
katıloııvla yılın flash grubu olarak
kuruiu Zvvan. Bırçok dergı ve
eleştnnenın gelecek \aat eden yenı grup
olaras. gosterdığı Zwan, Bıllboard Album
Lıstesı'ne uçuncu sıradan gınş
yapmayı başardı Unlu rock dergısı
Kerrang'ın tam not \erdığı albumden
çıkan ılk sıngle 'Honestly', sadece
rock radyolannın değıl pop
radyolannın da gozdesı oldu Tum
uyelennın başanlı bır geçmışı olan
Zwan oldukça parlak bır geleceğe
sahıp olacağa benzıyor
durerek 1992 de profesor ve ardın-
dan da Resım Eğıtımı Ana Sanat
Dalı Başkanı oldu
Değerlı ressam Nuzhet Kutluğ,
yaşamında 35 kışısel sergı duzenle-
dı \e onlarca karma sergıye katıldı
Yurtıçınde çeşıtlı muze \e koleksı-
yonlarda \apitlan bulunuyor
1987 yıİında 48 Devlet Resım ve
Hevkel Sergısı'nde "Devlet Resim
Odulu"nu aldı Bırçok yanşmada
kazandığı sayısız başan oduluyle
sanatını renklendırdı 1977'den
1995 yılına kadar çeşıtlı ulkelerde
duzenlenen "Çağdaş Turk Sana-
tı" sergılenne katıldı
Birçok sanatçı yetiştirdi
Yanm asra yakın bır zaman şen-
dınde usta resım yapıtlan yanında
yuzlerce ressam ve resım oğretme-
nını engın bılgısıyle yetıştınp yur-
dakazandırdı
Ununu eleyıp eleğını asmadı
2001 yılından bu yana etkınhklen-
nı ozel atöh/esınde surdurûyor
Daha ılk eserlennden ıtıbaren
Nuzhet Kutluğ. hep yenılıklenn ızı-
nı surdu ve sanat vapıtlannı bu du-
zeyde surdurdu
Rodin, "Bir hevkeli vokuştan
v uvarlayın; aşağıda kalan ne ise e-
sas heykel odur" der Kutluğ'un re-
sımlennde de bu manada yersız bır
detaya rastlayamazsınız
Sağlam desenıyle oluşturduğu
tablolannda, sona doğru butunle so-
yut kompozısyonlara doğru açılım-
lar sağlamıştır Olgun paletınde
renkler suzulerek çok ustaca oluştu-
nılan yuzeylerde araya gıren soyut
fıgurlenn tıtreşımlen ıçensınde go-
ze tatlı seyırler yaşatmıştır
50 Sanat Yılı Retrospektif Sergı-
sı'nı (4-25 Nısan) Iş Bankası Par-
makkapı Sanat Galensı'nde sanat
severlere sunmaktadır
Sanatıyla gurur duyduğum dost
Nuzhet Kutluğ'u sevg'yle candan
kutluyorum
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Sanatta lUedir' ve
TVasıl' ilişkisi.
Sanatımızın bugunku bunalımının temel kaynağı
"Nedır" sorusuna yanıt arama, dahası boyle bır so-
ruyu sorma gereğını duymaksızın "Nasıl"a atlamak
"Sanat nedır" sorusunu abes ve uygulama karşısın-
da aşırı /o/ramsa/bularak, resmı, heykelı, tıyatroyu,
muzığı nasıl yapmamız gerektığı uzennde odaklaş-
mak
Geçen yazımda "Büyuk Kapan" dıye adlandırdı-
ğım YenıDünyaDuzenı, ozellıkleyaratıcı bıreyın son
bulduğu savını ortaya atmasından bu yana ozlere
yonelık "Nedır" sorularını tumuyle gundemden çı-
kartmak peşınde ve şımdılerde gorulduğu kadarıy-
la, bu çabadan felsefe ve sanat da nasıplennı almış
durumdalar
Sokrates'ın, "En onemlı konusu, ınsanın nasılya-
şaması gerektığıdır " dıye tanımladığı felsefe, bır
zamanlar duşunceye aydınlık getırmesı ongorül-
muş kavramlarını kendı labırentıne çevırmış olarak
çırpınıp durmakta "önce kendılenne bırer sıstem
kurup, o sıstemın ıçıne bır kez rahatça yeheştıkten
sonra, artık yaşamdan ellenne geçen her şeyı o sıs-
teme zoha tıkmak peşınde olan geleneksel fılozof-
lann karşısında, yoksa sıstemler ıçersınde donup
kalmayı felsefenın ölumu sayan Nıetzsche mı hak-
lıydı" sorusu bugunku felsefenın bır tıkanma nok-
tasına geldığının en açık gostergesı
Sanata gelınce Yenı Dunya Duzenı ıçersınde onu
da kendıne aynlmış olan rafa yerieştırme çabalan
epey yoğun Ne var kı, 2500 yıllık bır felsefi duşun-
me geleneğını kendıne çıkış noktası yapan Batı sa-
natı bu çabalara kolay yenık duşuyor Başka de-
yışle Batı'nın sanat duşuncesınde dızgınler hâlâ ge-
nış çapta sanatın amacını kendı rafına yerieşmek-
te değıl fakat kendısıne onceden ayrılmış her tur-
lu rafı parçalamakta goren sanatçılann elınde
Batılı sanatçı bu savaşımı, algılannı sureklı bılgı-
ye donuşturerek yurutuyor Sanat ıle toplumbılım,
sanat ıle ruhbılım, sanat ıle budunbılım vb arasın-
da ılışkı kurmayı doğal karşılamak, çoktandır Batı-
lı sanatçının doğal tavrı
Bızım ışımız ıse bu noktada da, dahası, belkı asıl
bu noktada, çok zor Çunku kulturel uygulamalann-
da yuz yıllardır sıstemlı düşünme eylemıne hemen
hıç yer vermemış bır geleneğe sırtını dayamış olan
toplumumuz, daha bılgı ve bılmek kavramlarının bı-
le tam olarak bılıncınde değıl bunun sonucunda,
neyın ne kadar bılındığının çoğunlukla bılınmedığı,
dahası, ışın boyle bır soruya kadar bıle henuz var-
dırılmadığı bır toplumsal portre ıle karşı karşıyayız
Bu portreden nasıbını doğal olarak alan sanatı-
mız da genellıkle "Nedır"\ atlayıp "Nasıf'a geçerek
yolunu surdurebıleceğıne ınanmakta Ustelık belkı
de "Nedır"\ sorup sormamanın bır sanatsal ozgür-
luk sorunu olduğu gıbı, ancak sapkın dıye nıtelen-
dırılebılecek bır duşunceyı kendıne rehber edın-
mekten kaçınmayan bır sanatımız var
Bu yuzden, resım sanatının "Nedırtru sorgulama-
dan nasıl resım yapılacağını oğrenıyoruz Roman
sanatının "Nedır^ne ınmeden roman yazmaya ça-
lışıyoruz Ve tıyatroyu sorgulamadan oyun oyna-
mak peşındeyız Hep "Nasıl oynanmalı" sorusuna
yanıt araya araya sonunda genelde yalnızca oyna-
mak ıçın oynandığı, dolayısıyla seyırcıye de çoğun-
lukla oyun oynandığı bır noktaya vardık
Aslında sanatımızın butunu bağlamında hepten
boyle bır oyunun ıçındeyız Edılgenlığe, sırtımızı salt
bıçım arayışlanna yaslamaya oylesıne alıştık kı, sa-
nat tanhının en gorkemlı sayfalarının sanatın en mı-
Iıtan nıtelık taşıdığı donemlere ayrıldığını çoktandır
unuttuk - ya da belkı bunu aslında hıç bılmedık
1
Sakın bılgıye yaklaşmayın
1
Sanatta gerçek bılgı
adına ne varsa tumunu "kuramsal"\n rafına yerleş-
tınn, ondan sonra da gonlunuzce yazın, çızın, ça-
lın, boyayın, yontun ve oynayın
1
Ama sakın bılme-
ye ya da "Nedır" dıye sormaya kalkmayın
1
Yoksa
gerçek anlamda sanatçı oluverırsınız
1
eposta: ahmetcemal a superonhne.com
acem20(« hotmaıl com
BLGUN
• AKM'de 20 00de İstanbul Devlet Opera
ve Balesi nın 'Samson ve Dalila' adlı operası
(0212 251 56 00)
• CRR'de 19 30da şef Cem Mansur'un
yoneteceğı, Patrick Gallios'nun (flut) solıst
olarak katılacağı Akbank Oda Orkestrası
konsen (0 212 232 98 30)
• ANKARA OPERA S\HNESt nde 20 OO'de
Devlet Opera ve Balesi'nın 'Çanakkale
Şehitleri' adlı balesi (0 312 231 77 60)
• İŞ SANATta 19 30'da Hande Şeker-Ayşen
Ulucan konsen (Bıletu. 0 216 454 15 55)
M BABYLON da 21 30 da Trilok Grubu'nun
konsen (0 212 292 73 68)
M NARDlS te 21 30 da Ayşegûl Yeşilnil
Quartet konsen (0 212 244 63 27)
• FRANSIZ KLXTÜR MERKEZİ'nde
19 00 da 'Sanatın Yeni Statüsüne Doğru'
konulu kolokyum (0 212 334 87 40)
M tTÜ MİMARLIK FAKLTLTESİ'nde
09 OO'da Clemens Holzmeister'ın
'Gelenekier ve Modernizm Arasında Bir
Mimar' konulu uluslararası sempozyumu
(0 212 223 78 43)
M AKBANK KÜLTUR SANAT
MERKEZİnde 18 30da İbrahim Zamanın
'Nil Vadisi'nde Zaman' konulu saydam
gostensı (0 212 252 35 03)
M LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
StNEMA TÜRSAK'ta 'Kanada Filmleri
Haftası' kapsamında 14 45, 19 OO'da
'Yumuşak Kabuklu Adam', 16 30da 'Zenci'
fılmlennın gostenmı (0 212 325 43 31)
• BİLGİ ÜNtVERSİTESİ DOLAPDERE
KAMPUSU'nda 'Kanada Filmleri Haftası'
kapsamında 19 30'da 'Drakula: Bir
Bakirenin Günlüğünden Sayfalar' fılmının
gostenmı (0 212 293 50 10)
• TARIK ZAFER TUNAVA'da 18 OO'de
VVilco Van Harpen'ın 'Tek Jeton' adlı dıalı
soyleşısı (0 212 293 12
7
0)
• GARtBALDl SALONU nda 18 OO'de
Aslan Başer Kafaoğlu ve Selim Somçağ'ın
katıldığı 'Direnme Ekonomisi' soyleşısı
(0 212 244 23 61)