25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 MART 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA MEDYA İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK \IDÜEÜST TABİAÎLI ÎSTASBUL EFEKDISÎ ABDÜLCANBAZ1 IJs" HAÂİKULALE MA.CEEALABI KISIM TEKMİIİ BİH5ER YAkiŞlKlı, CrUÇLÜ ERKtfc FFTTA Hv IN BAŞ f N DATAÇİASTI,, Kuzey Irak'a girildiği yolundaki haberler Genelkurmay Başkanlığı tarafmdan yalanladı Türkbasınına CIA 'yanıltması' \ ' medyoaynası©cumhunyet cotn tr CNN Türk (21 Mart) gece yansında Türk askennın Kuzey Irak'a girdiğinı duyurdu. Ertesı gün (22 Mart), CNN Türk'ün bağlı olduğu Doğan Grubu'nun gazetelen Hürnyet, Milliyet, Posta, Radikal ve grubun desteklediği Vatan, 1000 kadar askenn Hakkâri'den sının geçtığinı bırincı sayfasına taşıdı. Hürriyet "Biz de girdik" manşetınde Uğur Ergan'm, Milliyet "Irak'a girdik" şürmanşetinın devamında Barkın Şık, Utku Çakırözer, Elçin Ergün, Önder Yümaz'ın, Radikal DenizZeyrek, Fatma Sibel Yüksek'in ımzasını kullandı. Posta ve Vatan ıse özel haben imzasız verdi. Ancak Türk TURK ASKERİ GİBDİ Kuzey Irak'a M ,^?$ askennın Kuzey Irak'a girdiği yolundaki haberler Genelkurmay Başkanlığf nca yalanlandı. Hürriyet (23 Mart), Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasını 19. sayfadan "Genelkurmay: Asker ginnedi" başlığı ile venrken Türk askennın Kuzey Irak'a girdiği yolundaki haberin CNN Türk tarafından duyumlduğunu yazdı, bir gün öncekı manşetındeki özel habere değınmedı Milliyet (23 Mart) ise Genelkurmay'ın yalanlamasına yer vermedı, Serpil Çevikcan ımzalı ve "Gerek görünce gireriz" başlıklı haberle Türkıye'nin Kuzey Irak'a asker sokma konusundaki görüşünü Amerika'ya açıkça ilettiğını bıldirdi. Radikal (23 Mart), "Türk askeri sessiz sedasz" başlıklı, Ankara mahreçli ve Deniz Zeyrek imzalı haberinde Genelkurmay'ın açıklamasına kısaca yer verdi; Türkıye'nin Kuzey Irak'a asker soktuğunu yineledi ve Kuzey Irak'a geçış yapılan Çukurca'nın birinci derece askeri bölge ılan edilerek basına kapahldığıru yazdı. Vatan (23 Mart), "Asker: Kuzey Irak'a girmedik" başlığı ile Genelkurmay'ın açıklamasına iç sayfada kısaca yer verirken Posta (23 Mart) birinci sayfadaki "spot" haberinde Kuzey Irak'a gıren asker sayısının 2000 olduğunu; askerlenn Kuzey Irak'a gınşını Llaştırma Bakanı Binali Yıldırım ın doğruladığını, Genelkurmay'ın ise yalanladığını yazdı... Posta'da (23 Mart) "Siyaset PenceresT köşesini hazırlayan tdris Akyüz ıse "Kuzey Irak'a girdik mi?" başlıkh yazısmda, Kuzey Irak'a girildiği yolundaki ıddıalann "bizim SİVTİ alalhlannuzdan bazüannm ısrarT olduğunu belirtti ve haberin kaynağını şöyle açıkladr. "Kaynak: Amerika ve Ingihere. Onlann istihbarat birimkri. Güya uzaydan tespit etmişler. Ama yanıhyorlar. Tıpku CIA'nuı Saddam konusunda yaıiıküğı gibL." HABERUSA GOZÜNÜZ AYDIN tmtıyaz sahibi olarak Ufiık Güldemir'ın görüldüğü ancak Türk-Amerıkan Işadamlan Demeğı Başkanı ve cep telefonu pazarlama şırketı sahıbı Zeynel Abktin Erdem'in malı desteği ile yayın hayatına başlayan Habertürk, George VV. Bush yanlısı Amerikan gazetelerini aratmayacak bır yayın politikası ızliyor. Habertürk, Amerikan gazetelerine özenerek "Talk of theVVar" adını verdığı sayfasında. 75. Oscar ödül töremnde Hollyvvood yıldızlannın yaptığı savaş karşıtı konuşmalan bile eleştirmekten gen kalmıyor. 'Oyuncu, Solcu v< lıristiyancı (!) İttifakı Vcofe z& ^ be.^e^e ta -<» 32*. »aıV < 3 r' SAÖ O BlZ'lMLB TAM BÎR Haber servisi CIA'dan ABD askerlennin Irak'a saldırmasıyla bırlikte CIA da medyayı "dezen- formasyon" bombardı- manına tutmaya başladı. IrakDevlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'in kurmay- lanndan Tank Aziz'in Bağdat'tan kaçtığını öne süren CIA kaynaklı habe- rin asılsız olduğunun an- laşılmasından sonra Amerika'nın ABC tele- \izyonunun CIA'ya daya- narâk verdıği Taha Yasin Ramazan ın öldüğü yo- lundaki haber de asılsız çıktı. Bu arada ABD as- kerlenyle savaş alanında dolaşan TV ekiplerinın Iraklı esirlerin görüntüle- rinı yayımlamalan sorun olmazken, Irak'ın esu-al- dığı Amerikan askerleri- nı ekrana getirmesı ABD yönetımince Cenevre Sözleşmesi'ne aykın bu- lundu ve yenı bir "etik" taştuması başlattı. Islamcılar iki 4 cami 9 arasında kaldılarSavaşın başlamasıyla bırlikte, ABD yanlısı kımı gazeteciler, bedenlenyle olmasa bile, beyın- len \e gönüllenyle ABD tank- lanna bınip. Bağdat'ı işgale ha- zırlanırken, Islamcı basın hem AKP hükümetinin kararsız ve tutarsız politikalan, hem de ABD kaynakh haber yağmuru nedenıy- le 'iki cami arasında binamaz" kaldı. lslamcı kesımın en radikal yayın organı olarak bılınen Va- kıt, ABD'ye karşı en açık tavn takınan gazetelerden bin oldu. ııVahşi saldın başladı", "\ 7 ahşe- te hajir", "Yanan, \ıkılan biziın tarihiıniz'', "Haçhterörü hortia- du camiler de yıkudı", "Eşkrva düzeni", "\BD'nin ınaskesi düş- tü. Bozguna sansür", gıbı ABD karşıtı başlık ve manşetlerle çı- kan Vakıt, Irak halkının dırendı- ğıni, ABD'nın ummadığı bir kar- şılık gördüğünü sürekli vurgula- dı. Vakit'te (24 Mart) AH Kara- hasanoğhı Hürriyet Gazetesı Ge- nel Yayın Yönetmenı Ertuğrul Özkök ıçın.Haydi Özkök, Sam Amcan senden bir >"azı dana bek- liyor" dıye yazdı. Mılli Görüş çızgısının yayın organı olan, Nec- mettin Erbakan'a yakınlığıyla bilınen Milli Gazete de Vakit gi- bi, Irak halkının yanmda tavır alıp, ABD'ye vüklendı "Müthiş direniş", "Katfl evine dön", "Sı- mrsızvahşet'' ve Irak lıderi Sad- dam'ın ağzından "Şeytanm uşak- lan" gibi başhklar atan gazete. yorumlannda da hem ABD"yi hem de AKP hükümerini eleştir- di; hükümete karşı TBMM Baş- kanı Bülent Annç'ı öne çıkaran haberleri dıkkat çekti. AKP'ye ve Başbakan Erdoğan'a yakın olan Yeni Şafak, ABD karşıtı bir ya- yın politikası izlerken, daha dik- katlı bir dil kullandı. Gazete hü- çtkmaz korttusmga îfc kümete zarar vermemeye özen gösteren ve icraatlan olumlayan haberler venrken, yazarlann, ABD karşıtı yorumlarla birlikte, yavaş yavaş ve özenli bır dille de olsa AKP hükürnetinı eleştirme- ye başladıklan gözlendi. ABD'de yaşayan "emekKvaiz" FethuDah Gulen'e yakın olan Zaman, ha- ber ve başlıklannda son derece yansız ve soğukkanlı bır dil kul- lanmasıyla öne çıktı. Zaman ga- zeteler ve yazarlar arası pole- miklerden de kaçındı. Türkiye (23 Mart) "Basra düştü" başlı- ğı atarak, "haber kavnaklarfnı "ortaya koydu. Türkiye hükü- meti yıprarmamak içın büyük çaba göstererek Başbakan Erdo- ğan'ı destekleyen politikasını sürdürdü. /Keşke Saddam'dan tereyağından kıl çe- ker gibi kurtulsa Irak./ Ofeay Gönenıin Vbtan /Stalin adını sadece nefretle anan Rusya, Stalingrad'ın 60 ın- cı yılını büyük tören- lerle kutluyorsa Bağ- dat'ın yeni bir Sta- lingraclolması duru- munda Arap ulusu varoldukça Saddam anılacaktır./ 'İlk günden beri AKFnin başarısızol- masını uman ve bek- leyenler, benim gibi AkP'ye bir şans ta- nınması gerektiğini düşünenlere serze- nişte bulunarak, 'iş- te olacağı buydu, bunlar Tünciye'yi ba- tıracak' diyorlar7 Hürriy* /Hayatı 'imani' veya ! 'ideolojik' açıyla açıklamayaçalışan- lar başka şey ürete- 7 /Sisli ve yağmurlu bir havada, tren is- tasyonlarında bulu- şan ajanların birbi- rini kollamaları gibi, New York'taki Bir- leşmiş Millerler bina- sında da, herkes bir- birini kolluyor.' Radikal /Şimdi savaş çıktığı- na göre, savaştan sonrasını, yeni Irak'ı ve bu baâlamda Tür- kiye'yi düşünmeye baslamanın zama- nıaır./ DUZYAZI ORHAN BİRGtT Saddam Diktatör. Ya Bush Ne? Abraham Lincoln'ün ülkesini bugün yöneten- ler, Saddam ı devirme amacı altında yürüttükleri savaşta, ne sıvıl halk dinliyorlar ne de Cenevre SözJeşmesi'nin tüm dünyaca benimsenmiş olan ku- rallannı. O kurallarda taraflar sıvil hedeflere saldırmaya- caklannı, sağlık kuruluşlarını düşman bellemeye- ceklerinı yazıp imzalamışlardır. Cenevre kuralla- nnda açıkça yazılı olup olmadığını bilmiyorum; ama özellıkle medyanın da binalan, ıletişim araçları ve çalışanları ile özel bır konuma sahip olması, ben- ce tartışılmayacak kadar açıktır. Hollywood filmlerinde Orta Amerikalı ya da Af- rikalı diktatörleri devirmeyi amaçlayan kalkışma eylemlerinı konu olan yapımcılar, genelhkle "öz- güriükten yana" bir televizyon ya da gazete mu- habirinin, taraflar arasındaki çatışmalan izlerken otomobılınde kocaman bir beyaz bayrak astığını da göstermeyi ihmal etmezler. O bayrağın üzerin- de elbette "Press" yazısı vardır. Şimdi o ABD'li gazetecilerin önemli bir bölümü- nün, askeri birliklerin ayrılmaz birer parçası olarak Bağdat yollarında, Merkez Komutanlığı'nın karar- gâh subaylan gibi hareket ettiği yazılıyor. ABD'nin ileri teknolojisi, sadece silah sanayiin- de değil; medya alanında da eşdeğer gelişmelere sahıp olduğunu Birinci Körfez Harekâtı'nda oldu- ğu gibi bu kez de göstermek için askeri ciplerin üstlerine videofonlar ve TV kameralan yerleştir- mişler. öylece, Irak'takı dıktatörün, halkı tarafından nasıl sevilmediğini ve ayaklanacak halkın Sad- dam'ınasıldevireceğinibütündünyayayaymaola- nağını bulacaklarmış. Ama VVashington'daki hesabın Bağdat'ta pek geçerti olmadığı, özellikle Bush'un yeni sadık müt- tefıki Iraklı Kürtlerin, bu konuda Beyaz Saray'ı ya- nılttığı anlaşılmaya başlandı. Basra'da ayaklanma başladığını ilan eden Reuter, bu konuda tek kare fotoğraf bile yayımlayamadı. Tam aksine Irak tele- vizyonu, esir ABD askerlerinin görüntülerini ve bir çakar almaz tüfek ile Apaçi helıkopterini yere ça- kan yaşlı köylünün çalımlı pozlarını yayımlayınca, öncekı gecekı bombardımandan nasibini aldı. Çifte standartçılar Türk Basın Konseyı, bu saldınyı "çağımızın te- mel insan haklanndan biri olan gerçekleri öğren- me hakkına yönelik ağır bir tecavüz" olarak gör- dü ve "en şiddetli ifadeyle protesto ettiğini" bil- dırdı. Konsey, "saldınyı Irak'a demokrası getirme iddiasıyla yola çıkan güçlerin gerçekleştirmiş ol- masını, ayrı ve hazin bir çelişki olarak kamuoyu- nun dikkatine" sundu. Fakat, bır başka hazin çelişki, savaşlarda med- ya binalannın hedef olup olmamasını tartışmaya bi- le kulağını ve gözünü kapatmış olan bizım televiz- yonlarımızdan, gazetelerimizden geldi. TRTdışın- da hiçbir televizyon, bu kınamaya yer verme ge- reğini duymadı. Tann korusun ama, "bugün ona, yann bana" diye bile düşünenimiz olmadı. Ben, yaşayan gazetecilerimizin en eskileri ara- sındayım. Sadece gazeteci olarak değil, askerlik görevim sırasında Milli Savunma Bakanlığı Temsil Subayı olarak Dumlupınar Denizaltısı'nın batışı ola- yında, polıtıka yaptığım dönemde Tanıtma Baka- nı kımliğim ile Hükümet Sözcüsü olarak, 1974 Kıb- ns Banş Harekâtı'nda masanın öteki yanında da bulundum. Bu açıklamalan, soruna tüm boyutları ile bakıp yorumlama birikimimi öne çıkartma amacı ile kay- da geçiriyorum. Ve televizyonlarımızın, yazılı basınımızın en üst düzey yöneticilerinden en genç bireylerine kadar herkesi, savaşan tarafların nerede ve nasıl olursa olsun, bir medya binasını, çatışmalan izlemekle gö- revli bır televizyon ya da gazete mensubunu he- def alıp alamayacağı konusunda düşünce açıkla- mayaçağınyorum. Aynı soruyu bir Batılı meslektaşıma yöneltmi- yorsam, onun da nedenı var. Dünkü ulusal gazetelerin dördünde Brüksel kay- naklı bir haber yer alıyordu. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen'e bu gazetelerin mu- habirleri "Türkiye asla gırmesin dediğiniz K. Irak'ı, üyeniz Ingiltere bombalıyor. Bu bir çelişki değil mi" sorusunuyöneltmişlerdi. Verheugen, "Susmahak- kımı kullanıyorum" demiş ve soruyu yanıtsız bırak- mıştı. ABD'li ya da AB'Iİ meslektaşlanmız da her hal- de susma haklannı kullanmakta Verheugen'i izle- yeceklerdir. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit« e-kolay.net KOMEDYA Yiğidi Öldür, telıfhakkını yeme ! Erdinç Utku Bufotoğrafın haberi ne?Hürriyetin(25 Mart) 7. sayfasında kullandığı bu fotoğraf, Yargıtay'ın eşe "salak, marryak. geri zekâh" gibi sözlerle hakaret edihnesını boşanma nedeni sayması yolundaki haberin fotoğrafı... Fotoğrafta Hürnyet'e göre, kansma "salak" diyen bir koca görülüyor! Savaşın miğferiSabahta "Savaş Abi" köşesini hazırlayan Savaş Ay, Irak'ta savaşın başlamasıyla bırlikte ızlenım yazmak için Güneydoğu Anadolu bölgesine gıderken, köşesindeki sıvil şapkalı fotoğrafinı değıştırdı. Savaş Ay. "savaş hali" nedenıyle başında miğfer ve elınde dürbünle "askeri" bir fotoğrafinı kullanmaya başladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear