Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
38 IMART 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
ta,_ IrünaSI JiMitUTfBUŞ.
| Btazdatamb
KHG oynasnür!
D E N İ Z S O M
¥
rfk
ESektrortik posta: derazsom#<aımhurtyetconı.tr Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
, Bağdat'ta pazaryerine
bomba atmış...
Bombalannı pazarlamak
içindir!"
Vali GülerBirkaç hafta önce
Istanbul Valisi
Muammer Güler'in
rnakam otomobili yola
çıktığında trafik
polislerinin abartılı
şekilde yollan kestiğini
yazmıştık... Vali Güler,
arayıp bunun bir
işgüzarlık olduğunu
söyledi. "Şimdi
otomobildeyim
ve kırmızı ışıkta
duruyoruz" dedi. J
*.
Istanbul küçük yer!
Güler'le dün saat
1O.45te Sultanahmet
civarında karşılaştık...
Aynı işgüzarlık aynen
sürüyordu...
Y
editepe Üniversitesi, işletme Bölümü, Kamu
PolitikaveStratejileriAraştırmaGrubu'ndan
Yrd. Doç. Dr. M. Atilla Öner, "ABD ile stra-
tejik ortaklık" konusunu irdeliyor: "Basit bir
tanımla, 'stratejik ortaklık', iki veya daha fazla tara-
fın bazı kararları birlikte almak konusunda anlaşma-
larıdır. Dikkat edilmesi gereken nokta, ortaklığın
'kontrolün paylaşılması' ve 'mülkiyet devri' anlamına
geldiğidir. Türkiye'nin AB üyeliği, 'stratejik ortaklık' ta-
nımına uyuyor. Aynı anda, hem ABD, hem de AB ile
'stratejik ortaklığın' nasıl gerçekleşebileceği hakkın-
da ise çok düşünmemiz gerekiyor.
Şirketler arasındaki stratejik ortaklıkları inceleyen
çalışmalar, ortaklık ilişkisinin günlük yönetimindeki
zayıflıklar ve yetersizlikler nedeniyle stratejik ortak-
lıkların yüzde 64'ünün başansız olduğunu gösteriyor.
Stratejik ortaklığı görünmez birelin yönetmesini bek-
lemek yanlış olur. Beklentilerin yönetimi öne çıkıyor...
Stratejik ortaklık öncesinde 'Ne elde edeceğiz? Ne
Stratejik ortaklık
vereceğiz' sorulannın cevapları çok dikkatli bir şekil-
de irdelenmeli ve verilmelidir. Denk güçler arasında-
ki stratejik ortaklık yönetilmesi daha kolay bir ortak-
lıktır.
Zayıf-kuvvetli arasındaki stratejik ortaklıkta zayıf
tarafın çok bilinçli ve planlı bir şekilde zamanlanmış
yetenek geliştirmesini hedeflemesi gerekir.
Stratejik ortaklık dört konuda paylaşımı içerebiliyor:
1. Enformasyon. 2. Tamamlayıcı kaynaklar. 3. öl-
çek ekonomisi. 4. Uluslararası genişleme.
Biz ABD ile hangi konuda paylaşımı istiyoruz?
'Stratejik ortaklığı' yönetmek için sistematik olmak
gerekiyor: 1. llişkinin güzergâhı hazırlanmalı. 2. Çok
iyi düşünülmüş bir iletişim planı yapılmalı 3. Hangi sık-
lıkta bir araya gelineceği takvime bağlanmalı.
Stratejik ortaklığın kurulması zor birsüreç. Bu zor-
luğu aşmak üzere: 1. Ortaklık yönetimi, çekirdek us-
talık olmalı; ortaklığın yaşam evrelerinin farkına vanl-
malı. 2. llişkide güven oluşturulmalı ve bu güven yö-
netilmeli; ortaklık pazarlığı yapacaklar ile yürütecek-
leraynı kişiler olmalı, verilen sözlertutulmalı, ortağın
amaçlan bilinmeli, fikir birliği inşasına zaman verilme-
li ve hızlı sonuç ve çözümlere vanlmamalı. 3. llişki de-
netlenmeli; gelinen aşamalar ölçülmeli, karşı tarafın
gerçek görüşlerini öğrenmenin yolları bulunmalı. 4.
Ortak karar vermenin protokolü geliştirilmeli, amaç-
lan paylaşan üyelerden oluşan proje ekibinin oluştu-
rulması, verilmesi gerekecek 20-50 önemli karar lis-
telenmeli, önemli kararların önemli paydaşları tanım-
lanmalı, önemli paydaşların her kararda oynayacağı
roller tanımlanmalı.
llgilileri 'ABD-Türkiye Stratejik Ortaklığı'nı yukan-
daki bilgiler ışığı altında gözden geçirmeye ve değer-
lendirmeye davet ediyorum.
O.Ç.Göztepe'den Mehmet
Karabulut: "Bizim
Türkçemizde kovboy/
İki sözcük var, biri/ O
ile başlıyor üç heceli/
Ç ile ötekisi/ Onun da
üç, hece sayısı/ Ikisi
yanyana gelip
oturduğunda/ Önce
O'lusu, Ç'lisi sonra/
Dev aynasında
yerkürenin/ Ön planda
sen gözüküyorsun/
Dişlerin budunda
yerkürenin/ Arka
planda anan/
Yağmuıiar gibi
gözlerinde gözyaşı/
Onuruna bindiği için
yükün ağırı."
SESSİZSEDASIZ(l)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku yahoo.com
Bomba ve silah seslerinden ve savaş çığırtkanlığından
VlCDANIMIZIN SEStNl duyamıyonız!
Ak ile kara ya da biz ve oniar!
Ankara'dan Mustafa Yıldınm
dostumuz, "öyle anlar vardır ki,
ikisinden birini seçtirir. Gri
oiamazsınız" diyor:
"Onlar diyor ki: Koalisyon kuvvetleri.
Biz diyoruz ki: Amerikan ve Ingiliz
işgal kuvvetleri.
Onlar diyor ki: ABD Avrasya hesabını
yaptı ilerliyor. Biz de milli
menfaatlanmızı düşünerek v.s, v.s.
Biz diyoruz ki: Türkiye Cumhuriyeti
gücün önünde eğilmez! Işgalciye
yardakçı olamaz! Yardakçılık 'ulusal
çıkarlar' denilerek gizlenemez!
Onlar diyor ki: Elden bir şey gelmez!
Biz ölçtük biçtik, böyle kararlaştırdık!
Biz diyoruz ki: Yardakçılığın ölçüsü
olmaz! Kalk ayağa ve bağımsızlık
timsali ol! Ve seni izlesin
Afrika'dakiler, Ortadoğu'dakiler ve
Asya'dakiler!
Onlar diyor ki: Maceraya gerek
yok!. Biz diyoruz ki: Ya Istiklal Ya
ölüm! Ya Istiklal Ya ölüm!
Onlar diyor ki: Mutabakat! Biz diyoruz
ki: Eşkıya ile varsa mutabakat, bunu
ulustan gizlemiş olmalısınız! Yabancı
devletin bildiğini ulustan gizleme
hakkını nereden aldınız? Biz
sesleniyoruz: Sayın Cumhurbaşkanı
yetkinizi kullanınız ve Bakanlar
Kurulu'na başkanlık ediniz. Anayasal
görevleri hiç çekinmeden Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine ve
tarihsel onurumuza uygun biçimde
yerine getiriniz! Bu görev şu ya da bu
stratejik kaygılarla yanna
bırakılamaz!"
Ulusalcı Olmanın Zaınam ım?
Yoksa Ayıp ııu Oluy
DENİZ BANOĞLU
Dünyayı kasıp kavuran "kü-
reselleşme" fırtınası, Avru-
pa'nm ya da savaşın yaşandığı
şu günlerde olduğu gibi Ame-
rika'nın bir parçası olma yolun-
da görünen Türkiye'yi de hiç
kuşkusuz çok geçmeden etki-
si altına alacaktı. Nitekim aldı
da...
Medyamızın hiç de küçüm-
senmeyecek bir bölümü, bü-
yük sermaye patronları küre-
selleşme" sevdası ile ulusalcı-
lığın ya da ulusal değerleri sa-
vunmanın çağdışı olduğunu
benimser hale geldiler; bunun-
la da yetinmeyıp görüşlerini,
çağdışı saydıkları "ulusalcıla-
ra" da kabul ettirme yarışına
girdiler.
Şimdilerde, gözünüz aydın
diyerek "ulusalcı olmayanla-
nn", "ulusalcılığı" savunanlara
karşı giriştikleri yanştan zaferte
çıktıklarını, göğsümüzü gere
gere söyleyebiliriz. Dikkat edi-
niz; hiçbir şey, hiçbir oluşum,
ginşim, rastlantısal değildir.
Türk dilinin yozlaşarak, yoz-
laştırılarak, bir dünya egemeni
ülkenin egemen dilinin boyun-
duruğu altına girmesiyle başla-
yan, giderek de hızlanan süreç.
Bakın nerelere kadar geldi: In-
san hakları ihlallerini izlemek
bahanesiyle ülkemizin Doğu
bölgelerine kadar sözde göz-
lemciler gönderilmesi, Karen
Fogg gibilerinin medya, siya-
set, iş dünyası üçiemesiyle sür-
dürdüğü ya da sürdürmekte ıs-
rar ettiği sıkıfıkı dostluklar, Kon-
rad Adenaur gibi vakıflann söz-
de Türk-Alman dostluğunu pe-
kiştirmek adına. iç sorunlanmı-
za el atması, ısıtılıp ısıtılıp önü-
müze konulan Ermeni sorun-
salı, IMF, Kıbrıs kıskacı, AB'ye
girmek uğruna bizden istenilen
ağır ödünler derken, ekonomi-
yi düzlüğe çıkartmak üzere dı-
şandan havale edilen Amerikan
eğitimli bir uzman ekonomist,
iyi-kötü gitmekte olan bir siya-
si koalisyonu içten, dıştan ite-
leyerek. işadamıyla, medyası ile
el ele vererekten yok edip Tür-
kiye'yi kurtaracakO) seçimlere
gidişin sonunda, ülkeyi sinsice
yıllardır içten içe oyan bir ide-
olojiye kuzu kuzu ülke yöneti-
miniteslim ediş. Derken birgö-
zükara dünya liderinin(l), de-
mokrasiyi(!) getireceğim koca
yalanı ile yoksul bir halka açtı-
ğı acımasız savaş için, Türk si-
yasetinin utanılası pazarlığı. O
pazarlık ki, altkimlik olan islam-
la övünüp, Türk üstkimliğini in-
kâreden biranlayışın, kanla-ir-
fanla kurduğumuz Cumhuriye-
timizi neredeyse uçurumun ke-
narına getirmesidir. öyle bir
uçurum ki, yoksul bırakılan hal-
kımın insanı birkaç yüz dolara
tariasını, dükkânını, toprağtnı
elin yabancısına kiralamakta,
geçmiş tarihimizde Anadolu
köylüsünün ayağında yırtık ça-
nğı ile düşmanı kovaladığı Ana-
dolu toprakları Sam Amca'nın
savaş teknolojisiyle bayram et-
mektedir. Bununladayetinme-
yen dünya lideri(!) Türk ordusu-
na, pariamentosuna, "onu ya-
or?
pın, bunu yapın ha" diye ülti-
matom vermektedir. Dışandan
dayatılan bu kuşatmalara Ne-
ron kılıklı medya kahramanla-
nmız savaş çığlıkları ataraktan
alkış tutmakia kalmayıp "Ne
olur Doğu'da da bir Kürt dev-
leti kurulsa sanki", "Ege adala-
nnı verdik de ne oldu?", "Tez-
kereye evet demezsek, Ameri-
ka'yla dostluğumuz bozulur"
(nasıl birdostluksa bu) gibi an-
lamlı ve de son derece veciz
yorumlan ile katılmaktadırlar.
Bütün bunlar olup biterken
Hollandalı muhafazakâr bir AB
uzmanının, "Kemalizm ve laik-
lik Türkiye'nin önünde bir en-
geldir. Laikliği Avrupalılar gibi
kabul etmeyen bir ülke Avrupa
Bihiği'ne giremez" şeklinde bir
açıklama yapmasının, zaman-
laması size bir tuhaf gelmiyor
mu? Tam da, laiklik karşıtı bir si-
yasi erkin, eğitimde, emniyet
teşkilatında, yönetim kadrola-
nnda sıkı bir arındırma politika-
sı uygulayıp, kendi adamlarını
göz göre göre bu koltuklara
oturttuğu bir sırada. Nasıl bir
zamanlamaama...
Evet bırakalım ayıbı, çağdışı
ya da dinozor olma korkaklığı-
nı da, gerçek, ciddi ve Atatürk-
çü birulusalcflık antayışı ile kay-
bettirilmek istenen değerterimi-
ze sahip çıkalım! Ulusalcı ve
ulusal olmanın tam zamanıdır.
Böyle bir duyguya sahip çık-
mak da yaşadığımız bu kaos
içerisinde asla rastlantısal de-
ğildir. Üstelik ulusalcılığı, pekbir
öykündüğümüz Batılı ülkeler-
den de örnek alabiliriz. Bakın
Fransızlara. Ve Fransa'ya. Su
gibi konuşsa da bir yabancı di-
li yadasözgelimi ingilizceyi, ya-
bancıların bulunduğu birtoplu-
lukta yine de ısrarla kendi ana-
dilini konuşan. Çıkarttığı yasa
ile kamusal alanda kendi ana-
dilini kullanma zorunluluğunu
getiren Fransızlara. Çok çok üç
yüz yıllık toplama bir tarihi oldu-
ğu, toplama halklardan oluştu-
ğu halde, Amerikalı üstkimliği-
ni her şeyden önce, her şeyin
üstündetutan Amerikalıya. Du-
varın yıkılmasıyla Doğu'yla bir-
leşen Almanya'nın, kendi ırkın-
dan ve dilinden olduğu halde
Doğulu Almanları bir türlü ve
hâlâ içlerine sindiremeyecek
kadar ulusalcı olan Almanlara.
Batılı koyu ulusalcıdır. Küresel-
leşme hegemonyasına karşı
varlığını sürdürebilmesi için ulu-
salcı olması gerektiğinin bilin-
cindedir.
Ulusalcılık demek, futbol sa-
halarında uluslararası karşılaş-
malarda bağırıp çağırmak ya
da kimi farklı yenilgilerde Türk-
lüğümüzü hatırlayıp Batı'ya ka-
badayılık taslamak değildir.
Ulusal olmak, insanonurudur...
Bağımsızlıktır, özgürlüktür.
Pragmatik çıkarlar için satıla-
maz, ondan vazgeçilemez. Bo-
yunduruk altına girmeyi, ne
denli güçlü olursa olsun bir
egemen ülkenin uşağı olmayı
reddetmektir. Ulusalcı olmak
çağdışılık değil çağdaşlıktır.
Böylesine bir duyguya sahip
olmanın utanılacak bir yanı da
voktur.
KÎM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behîcak M turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 MaH
OLIMPIYAT MADALYALARI GERIAUNAN KIZILDERIU!.
1953 T£ BUGÜM UNLÜ AMEglKAU ATLET JTM THORP£' (TGfİP
67 »4Şt*JC>A ÖLMÜŞTİİ. TVOKPB, "SAUH VE POX" SOYUAJ-
&Et.e*j &/& «ziLoeısiL/roi. ÇOK GBNÇ
fL4Mffj &AZI S£YZSOL
1912 'DE DÜZENLENEN STOCKHOLM OLİMtPf-
KArtLAGA/C, PEMTATIJON C
S
DALÛA)
OALDA) ŞAMPİYOUU OLDU6UN-
yANptGMlŞ, ISI/E-Ç K&AL/
4C£MDİS/A/£ " S'Z DÜNY4uru £N BUYUİC ATtSTİSİNİZ"
£>£Mlfr/. ANCAK, BÜTÜN 8UUL4RfN
PSOPESYONEL BBYZBOLCU OLDUĞU
MAPALYALA&t SERİ ALtNMIŞTI'.. VtM 4O YIL,MA-
DALYALARM4 KAl/UÇMAK. fÇİM MÜCADELE ETME -
S/NE tzASŞfN SAŞAgAtoAMIÇrt. ÖLÜMÜNDEM 2?
YtL SoM/SA, OÜMPİYAT tSOMİTESİ ONU UAKLI gULMUÇTV1
.
VE PEKATLJDN
DA SuYÜK
Yazan ve Yöneten: Yeşım Özsoy Culan ' " IUİ
* ~"l l r
H
Ovnayanlar: Cevca <\şar, Alev Cınbarcı, Sedat Kalkavan Sanem Oge
• ••Ve Diğer Şeyler Topluluğu Türkiye de ilk deta
son oyunuyla tiyatroseverlere apartman tiyatrosu.--.. »juuujm nyuuusevtjrıere
öenzersiz bir deneyim sunuyor.
Time Out Istanbul
Bılgı: 0212 323 0854
Her Çarşamba, Perşembe 20:30,
Cumârtesi 19:30 ve 21.30
www.tiyatrokirmizi.coni
artman tiyat
Akşam Gazetesi,
Bahar Akgün
HASTANESİ "Sonaan
Guzel Sanadar
Mattaası
Istanbul Üniversitesi. Ist. Tıp Fakültesi mezunuyum.
21239 24707 no'lu diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür.
HADÎYE ÇtĞDEMTANMAN
KORSANKİTAP, ÜLKE KÜLTÜRÜNÜN
KARA LEKESÎDİR.
Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği
(BESAM)
DENİZLİ2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İKİNCİ AL\CAKUK\R TOPLANTDLARINEV
İLANI
Denizli 2. İcra ve Iflas Müdürlüğü'nün 2000/4583 esas sa-
yılı dosyasından iflas tasfiye (adi tasfiye) işlemleri yürütülen
Müflis Emsan Ev .Araç ve Gereçleri Dağıtım A.Ş.'nin ikinci
alacaklılar toplantısı 25 04/2003 günü saat 13.30'da
Denizli 2. tcra ve İflas Müdürlüğü"nün 2000'4584 esas sa-
yıh dosyasından iflas tasfiye (adi tasfiye) işlemleri yürütülen
Müflis Emsan Madeni Eşya Emaye Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin
ikinci alacaklılar toplantısı 25'04'2003 günü saat 14.15'te
Denizli 2. tcra ve Iflas Müdürlüğü'nün 20004585 esas sa-
yılı dosyasından iflas tasfiye (adi tasfiye) işlemleri yürütülen
Müflis Emsan Beşyıldız Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin ikin-
ci alacakhlar toplantısı 25 04/2003 günü saat 15.00'te
Denizli 2. lcra ve tflas Müdürlüğü'nün 2000/4666 esas sa-
yılı dosyasından iflas tasfiye (adi tasfiye) işlemleri yürütülen
Müflis Emsan Dış Ticaret A.Ş'nin ikinci alacaklılar toplantısı
2504/ 2003 günü saat 15.45'te
Denizli 2. tcra ve tflas Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Bu top-
lantıda ilgililerin asaleten veya vekâleten hazır bulunmalan
hususu tebliğ ve ilan olunur. 18.03.2003 Basın: 13469
ANKARA...ANKA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Moskova Geceleri
Savaş rüzgârlarıyla sarsılıyor dünyamız. Bom-
balar, füzeler, ölenler, öldürenler, yaşlılar, genç-
ler ve çocuklar. Beni en çok çocuklar etkiliyor.
Küçük yüzleri, gözleri hüzün dolu. Gülmeyi unut-
muşlar besbelli. Acıyı, yoksulluğu, ölümü çağnş-
tınyoriar. Biz de dehşetle izliyoruz. Başka bir şey
gelmiyor elimizden. Insan olmanın dayanılmaz
yazgısı bu. Katılmadığı olayların faturasını da
ödemek zorunda!
Belli çevreler ilginç görüşler öne sürüyor ama
tartışmaya açık bir uğraş bu. Gerçekler düşün-
cemizi de, umudumuzu datersineçeviriyor. Kaç
gündür bu ikilem, bu terslik içinde gerçeği bula-
mıyoruz. Bir bunalım içinde yaşıyoruz ama bu
bunalımı aşmak gücünden yoksunuz, dahası
bizden, özümüzden kaynaklanmıyor gelişmeler.
Halkın sesini duyuyor musunuz NTV ekranın-
da? İlginç gözlemler, izlemler içeriyor. Dinleyen-
leri güzel uyanyor ama sağırlığı aşıyor mu aca-
ba? Sağlıklı düşünmek, sağlıklı karar verebilmek
için hayli geç kalıyoruz kimi zaman. Bakalım bu
son olay nerede, nasıl bitecek diye kaygıyla bek-
liyor halkımız. Ben de bekliyorum doğrusu. Bu
konuda yazmayı da başaramıyorum. Nereden
başlayacağım, nereye yol alacağım, gerçeği na-
sıl yakalayacağım bilemiyorum. Kimi olaylar bel-
li duygularımı yok etmiş gibi. Yaşaması da, yo-
rumlaması da güç.
• • •
New York'tan genç bir dostum geldi önceki
gün. Mimar Kerem Aksoy. Bu ilginç günlerde
olaylann dışında kalmak istemiyor, sevdiklerine
kavuşmak için kanatlanıp Ankara'da alıyor so-
luğu. Olaylan, gelişmeleri yakından görmek isti-
yor. Onun konumunda bu da bir özlem. Bir öğ-
le sonu buluştuk, ilginç söyleşiler yaptık. Çok
sevdiğim mimar dostumun dünyaya bakışını,
yüreğinin çarpıntısını hissettim bu buluşmada.
Umudu yeşerten bir söyleşi bu. Sızlananlara gü-
lümsüyor, sonra geniş bir soluk alıyor insan. Ya-
şam boyle işte. Bir an her şey soluyor, sonra ye-
niden başlıyor, taze bir solukla bakıyor olaylara.
Büyükelçi Oktay Aksoy martın son haftasın-
da emekliye aynldı. Geride güzel bir ses bıraka-
rak. Yaşadığımız ortamda her meslek güç görev-
ler yükleyecek mi acaba? Dışişleri açısından da
önemli bir sorun bu. Kimi büyükelçiler güzel bi-
rikimlerini değerlendiremiyor doğrusu. Ayrıca
deney ve birikimlerin boşluğu siyasal yaşamda
da göze çarpıyor. Yaşayarak öğreniyoruz kimi
gerçekleri. Kimi emekli elçiler güzel dersler ve-
riyor ama elbet alabilenlere!
• • •
Değerli operacımız Suna Korad emekliliğinin
ilk döneminde aynldı dünyamızdan. Sanatçılar
ölmez, ama öldürmeyen birtoplumda! Suna Ko-
rad uluslararası düzeyde bir sanatçımız. Opera
dünyasında doruklara tırmanmasına karşın adı-
na sanına, sanatına yaraşır bir düzeye ulaştı mı,
diye sormak gerekir. Hangi sanatçı gündeme
gelse beni hüzünlendiren bir soru bu.
Değerli operacımız güzel ürünler verdi dünya-
mıza. Sayısız operalarda seslendi. Alkışlarla, öv-
gülerte ödüllendi ama mutlu oldu mu, dünya-
mızdan mutlu aynldı mı acaba? Sanmıyorum.
Geride güzel olaylar var ama kaç kişi anımsıyor?
Sovyet devlet adamı Podgomi'nin Ankara'ya
gelişini anımsıyorum. Ayrancı'daki elçilikte gör-
kemli bir gece. Bir aralık salonlar sessizleşiyor,
Suna Korad'ın sesi geliyor. Moskova Geceleri'ni
söylüyor. Herkes sessiz ve hayran dinliyor, alkış-
lar göklere tıımanıyor. Sonra günün modası ol-
du bu şarkı. Her yerde, herkesin söylediği bir
şarkı oldu. Suna Korad Moskova'da da söyledi
sonra. Şimdi nerede, kimler söylüyor bilmiyo-
rum ama şarkının müziği hâlâ kulağımda.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDANSAĞA:
1/ Konuşulan
ve yazılan
dilde, lculla-
nımdan düş-
müş eski söz-
cük ve de-
yimleri kul-
lanma. 2/ Zo-
runlu gerek-
sinme mad-
deleri için
devletçe sap- °
tanan fiyat... Temel
niteliği bir olan dil,
hayvan ya da bitki
topluluğu. 3/ Tuna
Irmağı'nda kullanı-
lan bir çeşit yolcu
kayığı. 4/Orucabaş-
lama zamanı...
"Çok önemli kişi"
anlamında uluslara-
rası kısaltma. 5/Ital-
ya'dabirova... Gümüşhane ilçesinde, kayakmer-
kezi olan bir dağ. 6/Küçük su kanalı... Hile, dü-
zen. 7/Boru sesi... Gözdeki canlılık... " — Kuy-
ruğu": Aziz Nesin'in öykü kitabı. 8/ Kendisine
inanılan, sır verilen kimse... İskambilde bir renk.
9/ Bezekçilikte kullanüan yeşil ve pembe dalga-
lı bir çeşit sedef.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Sevimsizlik, soğukluk. 2/Radyum elementinin
simgesi... Kuzey denizlerinde yaşayan ve karaci-
ğerindenbalıkyağı çıkanlan balık. 3/Kırkoşusu...
Hicap. 4/ Sağır ve dilsiz... Fotoğrafçılıkta "bula-
nık" anlamında kullanüan sözcük. 5/ Ağızda güç
eriyen bir cins şeker. 6/ Sanı... Bir yeri bölmek, sı-
nın belli etmek için yaplan tahta perde. 7/Ucu dö-
vülüp firça durumuna getirilen ve diş temizliğin-
de kullanılması Müslümanlıkça sünnet olan bir
tür ağaç çubuğu... Bir renk. 8/ "Ben Musa'yım sen
firavun ' tkrarsız şeytan-ı — / Üçüncü ölrnem bu
hain ı Pir Sultan ölür dirilir"... Dolma yapmak
için hazırlanan kanşım. 9/ Kuzu sesi... Çok kulla-
nılmaktan yıpranmış olan.