25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2003 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Yırtıp Atıvermek BAKLALAR çıkıyor yavaş yavaş ağızlardan. Da- haöncesöylenmeyenlerşimdi söylenmekte. Son ör- nek. Avrupa Parlamentosu'ndakı Hollandalı üye Arie Ooslander'ın raporu. Şimdi komisyonda; genel ku- rula hazıranda inecekmiş. Ooslander'ın mesleği psikologluk. Ama, yaklaşık otuz yıldır Hırıstıyan Demokrat partili olarak polıtika- da. Bu son raporunu, Kayhan Karaca'ylayaptığı bir söyleşide kullandığı deyimle, "netolmaya çalışarak" yazmış. Yani, görüntülerin ve davranışların gerisin- deki psikolojiyi yakalayıp açığa çıkararak. Ona göre, Türkiye'nin ÂB üyeliği önündeki en büyük engel, Kemalizm. Şkndiye kadar, engelin ınsan hakları, din farkı, or- dunun siyasal sıstemdeki yeri, Kürt sorunu, Kıbrıs, Ege, ekonomı yahut Avrupalıların Türkler konusun- daki önyargısı falan gibi etkenlerden kaynaklandığı sanıhyordu. Hayır, öyle değilmiş; bütün bunlann özündekı Kemalizmmiş asıl engel. Ne var ki, Kemalizmin ne olup olmadığını tam ola- rak bildiği pek belli değil Sayın Ooslander'in. Ulus bütünlüğünü vurguladığı, devlete toplumsal görev- ler verdıği, orduyu siyasette güçlü kıldığı, dine kar- şı katı yaklaşım içerdiği için Avrupa'ya ters düşüyor- muş Kemalizm. Çünkü, Kemalist ideoloji Musevi-Hırıstiyan uygar- lığının ve hümanizmin ilkelerini temel alan, bu ilke- lerden hiçbirinin öbürlerine üstün gelmemesini gö- zeten Avrupa felsefesine uygun düşmüyormuş. Tabii, böyle bir yaklaşım Türkiye'nin Ikinci Cum- huriyetçilerine pek elverişli geldiği için onlar da do- laylı yollardan Ooslander'e övgüler düzmekte, söy- lediklerini işlerine geldiği gibi evirip çevırerek, fırsat- tan istifade, kendi düşündüklerini kusmaktalar. Me- ğer biz Kemalizmi demokrası sandığımız için Kopen- hag kriterlerini tutturamıyormuşuz. Yabancı ve yerli hazretler, Kemalizmin, her şey- den önce, durağanlaşmak istemeyen bir dev- rimcilik olduğunu, "ümmet" yerıne "millet" kavra- mını getirerek ve kamu gücüyle toplumu değiştirme- yi, ulusal bağımsızlığı, akılcı düşünceyi öne çıkara- rak yola koyulduğunu unutmaktalar. Bunları, aynı zamanda, bireyi özgürleştırmek, vatandaş yapmak, katılımcı demokrasiye eriştirmek ıçın mutlaka gelış- tirilmesi zorunlu kavramlar saydığını da. Galiba, engel olarak görülüp asıl yıkılmak istenen, Avrupa'nın her dediğini Osmanlı tevekkülüyle hemen yapmayan, etnık temelli demokrasıyi ulus kavramı- na aykırı bulan, şık görünümlü bahaneler gerisinde ülkeyi zayıflatıcı ısteklere halkıyla ve halkının ordu- suyla karşı çıkan bir Türkiye'dir. Ne yazık kı, Batı'ya olan ezelı saygımız bu çeşit saçmalıklar taşıyan raporları yırtıp atmaktan da bi- zi alıkoymakta, kendimizi düzeltmeye ayırmamız ge- reken vaktin büyükçe bölümünü bunları düzeltme- ye ayırmaktayız. Devrim Yasalan, Ovünç Dolu Yıllar... Devrim Yasalan'ndan Öğrenim Birliği Yasası, anayasanın 174. maddesine göre, Türk toplumunu çağdaş uygarhk düzeyinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik niteliğini koruma amacmı taşımaktadır. Prof. Dr. Mustafa ALTESTAŞ G azetemız Cumhu- riyet'in. 25 Şubat 2003 günkü man- şeti: 'Bush'tan GözdağTbaşlığını taşımaktaidi. Sayın Balbaytara- findan kaleme alınan yazının özü. "Türkiye'nin, ABD isteklerine evet dememesi ve Irak'taki saldı- nsmadestekotanamasıdunımun- da başına geleceklerin sıralan- masrdır. BusfTunbıçemineuy- gunluk taşıyan bu şantaj ve kor- kutmacadan daha çok, Türki- ye'nin bu alçaltıcı duruma düş- mesi ile "3 Mart Yasalan" dedi- ğimiz düzenlemelerden kopma- mızın arasındaki bağlantıyı ir- delemeye çahşacağını. 3 Mart 1924 Yasalan dediğimiz düzenlemelerin temel özelliği, bir başlangıcı oluşturmalandır. Haüfelik ile Şeriye Vekâleti'nin kaldınlmasının yanı sıra, med- reselerin de ortadan kakhnlma- a, Atatürk DevTİmlerirun başlan- gıcını oluşturmaktadır. Atatürk Devrimlerinin başlangıcını oluş- furan bu üç yasadan 430 Sayıh "Öğrenim Birtiği Yasası", sürek- lilık gösteren \ e günümüzde de varlıgı güçlendirilerek sürdürül- mesigereken biryasal düzenJeme anlamını taşımaktadır. Anayasa- nın 174. maddesinde sıralanan v e "hükümlerinin. anayasayaay- kın olduğu biçimde anlaşüamaz veyorumlanamaz" biçuninde ni- telenen bu 8 Devrim Yasas'nın ilk sırasında yer alan, Öğrenim Bir- liği Yasası, günümüze kadar en çok kemirilen, en çok saldınya uğ- rayan yasa özelliğinı taşımakta- dır. Bıze göre, bu kemirmeler ve Öğrenim Birliği Yasası "ndan kop- malar, sapmalar ve ihanetler, bu- gün yaşamakta olduğumuz "utanç verici at pazarhğuun", Atatürk Devrimleri'nden rövan- $ı alma kaOaşmalan'nın altında yatan temel öğedir. De\-rim Yasalan'ndan Öğre- nim Birliği Yasası, anayasanın 174. maddesine göre, Türk top- lumunu çağdaş uygarlık düzeyi- nin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik niteliği- ni koruma amacını taşımaktadır. Yasanın gerekçesinde, öğrenim birliği ilkesi ile ulusun düşünce ve duygu birliği arasında varo- lan bağlantı üzerinde durulmuş- tur. Yasa ile bir ülkede duygu, düşünce birliğini ve dayanışma- yı ortadan kaldıncı, iki kanalü bir eğitim sistmınin kaldırılması amaçlanmıştır. M. Kemal Atatürk'ün 10 Tem- muz 1921 günü, Ankara'da Eği- tim Kongresi'ni açarken, Ekim 1922'de Bursa'da öğretmenlere seslenirken, Şubat 1923'te îz- mir'de Türkiye 1. tktisat Kong- resi'ndeki açış söylevini gözden geçirdiğimizde, 3 Mart 1924 Ya- salan'mn izlerini görmemiz ve bu alandaki istencini kavramamız kaçınılmazdır. M. Kemal Ata- türk, Cumhuriyet ve devrimleri- ni taşıyacak, geliştirecek "yeni in- sanı" yaratmanın yollannı, bu yeni insanı yetiştirmek için ne- lerin yıkılacağını, nelerin kuru- lucağını çok açık bir biçimde or- taya koymuştur: "akla, çağa uy- gun bir yaşam", "akia dayanma- yan gefeneklerden, dogmalardan kurtulma" ve "üerleme yohı"~ Bütün bunlann gerçekleşmesi için önerilen yöntem ise, "bflisiz- Hğiıı (cehaletin) gjderilmesi"dır Amaçlanan, toplumun kültürünü aklın, bunun ürünü olan bilimin süzgecinden geçirerek, yeni, la- ik bir insanlık kültürünü kurmak- tır. Bu yol ile toplum, sonsuz bir ilerleme süreci içine girecek, do- ğaya egemen olmanın yanı sıra, kültür dünyası da. bilginin ışığı ile toplumun gereksinimlerine göre yönlendirilecektir. O gûven dohı yıllar... M. Kemal Atatürk'ün "üerive uygar bir ulus olarak, çağdaş uy- garkkafcuıı ortasmda yaşama" dü- şünü gerçeğe dönüştürmenin ilk adımlan, 3 Mart Yasalan ile aül- nuşor. 3 Mart Yasalan ile toplum, bir yandan ortaçağ kurumlann- dan anndınlır, öte yandan laik bir düzene yöneltilirken, Öğrenim Birliği Yasası ile de yeni insanın tek elden, tek bir eğitim mode- line göre yetiştirilmesi ile çağdaş uygarlığa bütün toplumca ayak uydurulması, ulusal birliğin güç- lendirilmesi istenilmiştir. Oğre- tim BirliğiYasası ile ortaçağyön- temferiniuygularyanveortaçagtu- tumunu üreten medreseler orta- dan kaldmlarak, bunlar din uz- manı« din görevtsi (imam ve ha- tip) yetiştiren birer mesJek oku- luna dönüştûrülmüştür. Devrim Yasalan olarak nite- lenen yasalann ilk on yıldaki ba- şan, övünç ve ereklerini, M. Ke- mal Atatürk"ün 10. Yıl Söyle- vi'nde bulmaktayız... Az zaman- da çok ve büyük işler yaptık... Ancak, \ aptıklarunızı hiçbir za- man yeter görmeyiz. Çünkü da- ha çok ve daha büyük işler yap- mak zorunda ve karanndayız. Yurdumuzu dünyanın en bayın- dır \e en uygar ülkeleri düzeyine çıkaracagiz. Ulusumuzu en ge- niş gönenç araç ve kaynaklanna sahrp kılacağız. L lusal kültürü- müzü çağdaş uygarhk düzeyine çıkaracağız... Türk ulusunun \ü- rümekte olduğu ilerleme ve uy- garhk j olunda, etinde ve kafasın- da tuttuğu meşale müspet biüm- dir. Ulusumuzun bflhne haghhjh- ru, ulusal birük duygusunu dur- madan ve her türlü araç ve ön- lemlerle besleyerek geuştirmek ulusal ülkümüzdür... Bugün, öz- deş inan ve kesinlikle söylüyo- rum kt ulusal ülküye, tam bir bütürüükle yürümekte olan Türk Llusu'nun bü>ük ulus olduğu- nu bütün uygar dünya, azzaman- da bir kez daha tanıyacaktır... Türk llusu, sonsuzhığa akıp gi- den her on yıkia, bu büyük ulus bayramını,daha büyük onurlar- la, mutluluklarla, diriik ve gö- nenç içinde kurJamanı gönüklen dDerinu.." Cumhuriyet'in ilk on yıldaki başanlan ile bu denli övünç du- yan ve umut besleyen ulusumuz, günümüzdeki yılgın, boyun eğen ve aşağılanan konuma nasıl ve ne- den süriiklenmiştir? Bu konuma sürüklenmek ile Öğrenim Birli- ği Yasasf ndan kopuş arasında büyük bir bağlantı bulunmakta- dır. Çünkü Türkiye, özellikle îkinci Dünya Savaşı sonrasın- dan başlayarak ve giderek hızla- nan biçimi ile yeniden inanca, dogmaya bağımlı kurum ve kad- rolann egemenliği altına almış- tır. İmam hatip okullan ve ilahi- yat fakültelerinin medreseye bü- ründürülerek, başat eğitim ku- rumlanna dönüştürühnesi, din dersinin zorunlu kıhnması ve la- ik eğitim kurumlannın çökertö- mesi, bir yandan hoşgörüsüzlük yaratarak, ulusal ve toplumsal banşuTUZı bozarken, öte yandan da tophımun üreone oianagıru,\a- ratma gücünü ve akhn özerkh^ği- ni ortadan kaldıncı sonuçlar \^- ratnuşor. Bu türden bir sonuca itelenen toplumun varacağı nok- ta ise hemen her alanda, tam bir teshmiyetçiük ile ulusal bağun- sızhğuu ve ulusun egemenfiğini yitinneohnuştuc Hele hele bu tes- limiyet, laik cumhuriyeti, dinci bir rejime dönüştürme amacı ile örtüşünce, at pazarlığı %e bu pa- zarlıkta sunulanlann, olsa olsa, iç kamuoyunu teslimiyete boyun eğdirmenin gerekçelerini oluştur- maktadır. www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 • 28 - 03 - 2003 - CUMA BU 'ASK'l KAC1RMAY1N. ° ilanlarınız o o için o o 0Z1Z293 89 78 t o o o o o o ^İKAN KADIR ? ŞORAY İNAN1R AYTAÇ ARMAN GÖNDERILMEMIŞ I^MEKTUPLAR 1 '.>. ^Kader dediğimiz, p? en yakınımızdakilerin tıızağı mıdır? Jf »\ Dünyd'nın en güzel • ktsa HImleri Istanbuıda 5NETMEN: YUSU tKnK ATTJUÖZDtMİRO(Sw-ĞöBmTvyo\ETMfw: MEHMET AKSIN I'\CULU: TÜIUAN ŞORAV, KADİR İNANIR, SUNA SEIEN, ROJDA DEMİRER, MELİKE DEMİRAĞ, LEVENT YÜKSEL, KUTAY KÖKTİRK OYA AYDONAT, TUNCA YÖNDEK, NECATÎ tiıciç, MEHMET AKAN, HİKMET KARAGÖZ, SALİH KAIYON VI AYTAÇ ARMAN İJİK ŞtFİ: Alİ S/Û.İM YAŞAK Hu.au: NİKO SAHAF Yö"ttr\lEKİ: StlDA ÛUENCİLEK IDWİ YAFIV: ÖZ1EM YURTSEVER MACAJ Y*«MCI: DENES SZEKERES Stv»«vo: YU5UF KURÇENIİ YAFHJCI: NESTEREN DAVUTOĞLU www.5olutrilmtmisratluupljr.com En ufak adımınız, büyük bir yıkıma yol açabilir. www.kelebeketkisi.com axiom FILMS BEYOĞLU ALKAZAR 2932466 12.15-14.30-1645-1900-2115 ÇEMBERLITAŞ ŞAFAK 516 26 60 1100-13 00-1500-17 00-19 00-2100 KADIKÖYBROADWAY 3461481 1115-13.15-15.15-1715-1915-2115 KADIKÖYTEPECINEIIIA)O( 3398585 1215-1430-1645-1915-21.45-CCTS2400 UASLMAFMPHKESS fAKKMEPLBt CMECTT OLJVMI EÇEKMECEntKM suvnlCMEcmıujt) TEPEoeuja i '£ 00-1*'5-1Ç 30-'930-2'3C : '1 15-13«5-IS1MS45-Î1300*C=S12400 5 "1 3C-130CM5 X-r00-i915-î1 46CUCTE92' j 2C 30CUCTESI23 X I M 15-13 50-ifi 2&-19 00-Ü 3XU'C"S&£* 00 : !115-1345-I6»19!5-220Dai J CTES(2«i5 ı 1215-1430-1700-I930-Z2M i 11 1O-1330-16ÎI0-1830-2H» AHKAUATlCNTOtllER f*MCV)E «5-2I3 30-2 OOCü CTESI 2< X 30-21 15 30-21 1S 30-Z2 OOCU^TtSI 2* 3C 30--9 30-21 SOavOas 23 30 15-1- 3C 00-'9»-2iQOCU-CTES123X *&21 45CUCTES123 3C 0O-Î91S-213C M-21 -5 00-21 *S 00-21 "5__ *5-r 15 MUUU*I W H U U U *#irjU« MOVîETOL AMUUU ODEON C*CP^X LESRŞAN 2 UkRTMAJ'OASLANOeMŞOGLU 2 URUAİHPIVUNCBURÇ 2 fcJRSA SF"5A$ PRESTTG£ 2 KATSEHKASStflKt' ie3O-2î)3C-^>CTİ&-22*S '2 00-14-5-16«-19OK1 1SCUCTSI234S 12 00-1* '&-16 *5-1S M-21 SJCUC^Sİ 24 OC 12 -5-H 30-16*5-1^ •0-Z' 15CUC*İSl 2» 00 15 15-1*30-16*5-19 00-21 15 12 15-1430-1700-1S'5-2130 L 15-1* X-r 00-19 S-r 3OXLC"ESl 2* 0C 1 45-1* 15-16 iO-'9 35-21 S&CLCTES 24 15 145-'4 0(M«15-'9 00-21 î5CUCTtSt 2* X 11 45-1415-164S--9 15-21 45CUX;TES 2* 15 _ İ30-1700-t930-2145 13 15-1545-1815-2046 ' 45-13 CO15 15-19 3(W «5 '* 30-13 3O-2 1 00 3C-14 X- .fi 3- • SflO-ÜT30Ci>CT£S. 2< X '2 00-14 » r 00-19 30-22» "00-14-5-16 *S-1î-5-2-*5 30-15 45-1800-21 3OCTESİPA213 « 4S--4'5-16 «-'915-21*5 3C-"3 45-tti5--a 45-21 "5 00-14'Ç.ifi 30-1845-21 X 3Ö-P3C-2E3OCJCTS 23 00 »13 30-15 3C-" 30-13 30-Ji» 00-1315-15»- "•«5-2OÛD X-'3 30-15 45--B »-20 '5-CUCTrS 22 30 0 ilanlarınız o o için o o 0Z1Z293 8918 o o o T t 1 t o o o o o o KADER DEDİĞİMİZ, YA EN YAK1N1MIZDAK1LER1N TUZAG1 İSE. DAYANABİLECEK MİSİNİZ? GÖNDERİLMEMİŞ M E K T T J P L A R , SİNEMALARDA. 'BANKA. Keteten Efflas* Kefidı çAartannı toplumun {na^ındar onde goren şeytanı CenO-SANK e ka<9 savaşan w avuç insanın tyKusurâ anlatan Tefes tesıc bir gensım JımDoyle.c^lmrsa^lai^enniğiKa^ltfıervtıeb^câlıırfofFL'l^M^eııçınM .rr,?7irsrf» Caıa-Ba/ık«1 j « w mOdûnJ otan Sanon O'Refflyrm ıçtndeta luyalgûcünu ve hi'sı ateşıe; O'My, ttartamn oönaklanm Jım e sınnk onu Cerrta-Banltte çaJtşmava ıkra eder Eiındekı unırsız tnn oynağı yvesın* Jım teonsıni kusursuz hale gecnr O'RetMy «t dığer yönetKlef, JIITT'IP sısteniının «kazandıntnteceçı mıiyartarca down trjvjsum kapılınar 8u kaygan 1ü2ci dûnyada Jım. yûkselınekte otan bir Centa-Bar* çalışanı olan Hıctıelle e kafnlır Bafikanın tepesnde aiııian kantrlar tıûvûk aolaıa neden oknattatlr. Bartoya otan botflar yûzûnden tüm nal vafiıUann ve tek çocuhtarai< kayfiedsi Oavis alest. bantanır floymak bAneyen nıraratarşısavaşjçacaklanlır Tannın görüp gorebıleceğı en bjjyûk knz ınsan elıyle yarablmafc ûaredir Yıtamfcorktınçvc kaçımlmaz otacaktr 6enye cevabı beltrsc !ü t»tr sonj kalmtştır Darte kımlen yertennden WWW.beya2perde.c0m PENCERE Yüzbaşı Selahattin'in Romanı... Irak'asaldıran "Angloamerikan" ordusuna kimi çevreler "koalisyon güçleri" diyorlar... Nekoalisyonu?.. Bizim "Ingiliz" adını verdiğimiz kişi Frenk için "angle" (anglais)dir; "Anglo" sözcüğü Ingilizce konuşan bir Kuzey Amerikalı'yı da vurgular. Angloamerika Ingilizce konuşulan Kuzey Ame- rika'yı dile getirir. Bugün Basra'da Iraklılara saldırıp kuzeyde Bağ- dat'ı ele geçirmek isteyen Ingiliz seksen yıl önce de bu haltı işlemiş, sonra çöl kumları üzerine em- peryalizmin bastonuyla sınırlarını çizdiği sömürge devletleri kurmuştu. Ikinci Dünya Savaşı ertesinde bu devletlerin az çok kanı bitlendi; yaşadıklan toprakların altındaki petrollerine sahip çıkmak istediler; Angloameri- kanlar işte buna katlanamıyorlar; Irak savaşı bu işin ilkaşaması... Sonra?.. • Verelini Orta Asya... Angloamerikan, Afganistan'a yerleşti, Irak'a da konuşlandıktan sonra Iran parantez içinde kalacak, sıra Tahran'a gelecek... Hesaba göre Iran'ın batısında 15-20 milyon "Aze- ri Türk"ü yaşıyor, Türkçe konuşuyorlar, şimdilik soydaşların kafalan şeriatla yıkanıyor; ama, Ang- loamerikan, Iran'ı nasıl bölecek?.. Bush takımının tasanmına göre "Yeni Dünya Düzeni"nöe yalnız Anadolu'yu Kürdistan'la böl- mek yok, Iran'ı da Azeri Türk'ü ile yıkıp Asya coğ- rafyasını kendine göre şavullamak var. • Geçen gün bundan otuz yıl önce yayımladığım "Yüzbaşı Selahattin'in Romanı"n\ kanştırdım; In- giliz tıpkı bugün olduğu gibi Irak'ta Basra'dan Bağ- dat'a doğru yürümeye çalışıyor, karşısında Türk- ler var... Enver Paşa'nın amcası Halil Paşa'nın komu- tanlığını yaptığı 6'ncı Ordu "Kutsal Topraklan" sa- vunmaya çalışıyor; çok şehit veriyoruz, ama, Ingi- lizler 12 Mart 1917'deBağdat'ıelegeçiripkuzeye doğru yürümeye başlıyorlar. Yüzbaşı Selahattin not düşmüş: "Ingiliz siyasi tarihinde 3-B diye adlandırılan B'lerden birincisi Bn'tanya'nın eline geçti; öteki ikisi Batum ve Bakû idi. Londra bu 3-B'nin kont- rolünü ele geçirmek istiyordu." • Seksen yılda dünya epey değişti; ancak Sovyet- ler yıkıldıktan sonra geriye döndük; Angloamerikan'ın emperyalist damarları kabardı. Türkiye bu hengâmede ne yapacak?.. Yine Yüzbaşı Selahattin'in romanından birsay- fayı açalım. Halil Paşa'nın ordusu ErbıTdedir, as- ker çadır kurmuştur; bir ihtiyar köylü sorar: "- Oğul, böyle nereye gidiyorsunuz?.." Selahattin yanıtlar: "- Ne bileyim baba! Götürüyoriar gidiyoruz, ben buraların acemisiyim. İhtiyar müstehzi bakışıyla: "- Oğul" diye seslenir, "bu yol Revandiz'e, ora- dan da Iran'a gider. Duyuyonjz ki düşman Bas- ra'yı almış, düşman Erzurum'a yaklaşmış; mem- leket düşmanın ayaklan altındayken bizim aske- rin dışarda ne işi var..." • Borç lobisi Türkiye'yi Angloamerikan'ın güdümün- de savaşa sürüklemek istiyor... Bugün Irak, yarın Iran mı?.. Buna ilişkin yazıları medyacılar şimdiden piya- saya sürüyorlar; inanılması güç; ama, emperyaliz- min maşası olmaktan sakınalım; yoğurdu yeme- den önce bin kez üfleyelim. Fteadıng College and School of Arts&Desıgn Okutmanlanndan ANMA sge and School 0 Okutmanlanndan Dr NECATİ ŞAMİLOĞLU (1961 - ) Her ölüm erken ölümdür Ancak böyhsme zamansız ve trajik ölüm çok daha erken olumünün 2. yılında sevgıyle, hasretle anıyoruz Kardeşlen ve Kuzenleri ŞAMILOCLU AİLESİ INGILIZCENIZ İNGİLİZCENİZ sorun yaratıyor ise... veya... gelecekte, sevdlklerlnlzln bu sorunları yaşamalarını Istemlyorsanız... The English Centre Dil Okulu si2e akılcı çözümler öneriyor genel ingilizce programları çocuhlara özel programlar şirketler ve kuruluşlar için özel programlar if ingilizcesi programları konojma sınrflan bire-bir eğitim TOEPL - IELT5 - KPD5 hazırlık programları EMaytı BHgi lç*n İSTANBUL RumellCad No:92 80220 Osmanbey Te<:(Q212) 225 91 72 - 247 09 8â mal engüshc«ntre@superonlır>e com Intemet- httpiA*ww engiisrıcentre£om http7/www englısfy>entre net ENGLİSH CENTRE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear