22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHANSELÇUK DÜRÜSÎ TABÎAÎLI İSTASBUI EFEKPISİ ABDÜLCAKBAZ1 T'EKMİLİ BÎKDEN 6 vıi. HDAM CANU .. r4ASll_ CAMLI HfM İ VAMYAM1 ĞoKSCE&rl N ı Z TAW K, -MİM Di, B&LI K û î3o<Ç/VZLA.VlP, İMı BJLE Y> l. ACI Osmanlı'nın son döneminde milyonlar savaş yüzünden topraklannı terk etti Yurdundan edilen insanlar maltun@ixir.com Mehmet Altun vermesiyle on binlerce insan can korkusuyla kuzeye doğru kaçmaya başladı. Savaşın kaçınılmaz ve en korkunç sonuçlanndan biri de işte bu göç. Bundan 126 yıl önce Osmanlı-Rus Savaşı'nda milyonlarca, 91 yıl önce de Balkan Savaşı'nda yüz binlerce insan doğup büyüdüğü topraklan terk etmek zorunda kalmış, sefaletin pençesine düşmüştü. Tarih kitaplannda savaşlann sonuçlanndan bahsedilirken hep insan kayıplan dile getiri- lir de nedense savaş yüzünden yerinden yur- dundan olan, yaşadığı topraklan, tarlasını, evi- ni, işini bırakıp göç etmek zonmda kalan in- sanlardan söz edilmez. Oysa bu, belkı de sa- vaşın en korkunç sonuçlanndan biridir. Onlarca, yüzlerce yıllık binkim ve servet- lerin, insana dayanma gücü veren komşuluk ve aile bağlannın, anılann ve bilinen tüm in- sani değerlerin parçalanıp yerını bir anda kap- karanlık bir belirsizliğe bıraktığı korkunç bir sonuç... Varlığın yerini yokluğun aldığı, insanı ba- zen dilini bile bılmediği yabancı bir ortamda. çınlçıplak dayanaksız bırakan kitlesel bir ce- za... Yine bir savaşın patlak verdiği şu günler- de, yıne böyle bir ınsanhk dramıyla karşı kar- şıyayız. Ne var ki tarih boyunca savaşa doy- muş bu topraklan bu drama ilk kez şahit ol- muyor. 150 vılda 5 mllvon göcmen Osmanh İmparatorluğu'nun son dönemı. çöküşün ve her biri afet boyutlanna varan göç- lerin tarihidir. Bu dönemde çıkan her savaş. toprak kayıplanyla birlikte bir nüfus hareke- tini de beraberinde getirmiştir. Söz konusu hareketlilik çoğu zaman akıllara durgunluk verecek boyutlardadır. Kesin bir rakam belırlemenin olanaksızlığı- na rağmen. savaşlar nedeniyle 1783-1913 yıl- lan arasındakı 130 yıllık dönemde Osmanlı Im- paratorluğu sınırlan içinde en az 5 milyon ki- şi topraklannı terk etmek zorunda kalmıştır. Insanlann tüm birikimlerini geride bıraka- rak yollara döküldüğü, çoğunun türlü neden- lerle bu yolculuğu tamamlayamadığı, tamam- layanlann da hayatlanna her türlü dayanaktan yoksun olarak sıfırdan başladıklan bu devasa göç, insanlık tarihinin gördüğü en büyük nü- fus hareketlerinden biridir. Kırım. Kafkasva ve Balkanlar Söz konusu göçlerin önemli bir kısmı Kı- nm, Kafkasva ve Balkanlar'dan olmuştur. Çarlık Rusyası ile Osmanlı İmparatorluğu arasında 18. yüzyıldan itibaren süreklilik ar- zetmeye başlayan savaş hali ve Rusya'nın gi- derek egemenlik alanını genişletmesi. bura- larda yaşayan Türk-Müslüman nüfusun kit- lelerhalinde göç etmesine yol açtı. Bu göç, 1859'da Şeyh Şamil'in yenilgiye uğraması ile doruk noktasına ulaştı. Yakla- şık on yıl içinde sayılan iki milyona ulaşan göçmen, Rusya'dan Anadolu'ya ve Rumeli sahillerinekaçtı. Ancak Rusların 1878'deÇa- talca önlerine kadar geldikleri Osmanlı-Rus Savaşı ya da diğer adıyla "93 Harbı", bukit- AÇLIK, HAŞTALIK VE SEFALET Tarihimizin en büyük göç harekerkrinden biri de Balkan Savaşı (1912-13) sırasmda yaşaıuh. Osmanh devtetinin Rumcli'dc büyük toprak kaybına uğramasıyla sonuçlanan bu savaşta İstanbuTa sığuımak zorunda kalan Müslüman göçmenler açlık. yorgunluk ve doğa koşullan kadar, salgın hastahklarla da mücadele etroek zorunda kâidüar. Göç sırasında on binlerce insan can verdi. BASİRETÇt ALÎ EFENDÎ RUMELÎ MUHACÎRLERÎNl ANLATIYOR Ayağımıbasacakkuru biryerbulun Ruslann Balkanlar"ı ikinci defa olarak tecavüzleri üzerine gözleri evvelce yılrruş olan Rumeli ahalisi, kaç günden beri Istanbul'a can atıyor... İstanbul'un bugünkü hali adeta mahşeri andınyor. Sirkeci istasyonuna gidip de bu fukaralann halini görenlerin yürekleri taş olsa eriyor. Hele o küçük çocuklann baş açık yahn ayak, tiril tiril titreyip inlemeleri, kadınlann nef islerini unutarak ciğerparelerinin muhafazalan için ağlaya ağlaya vatandaşlanndan Allah nzası için yardım dilemeleri, hastalann yürek parçalayıcı halleri ve ihtiyarlann aczi zannederiz ki iktidar erbabına dini ve insani bakımdan pek büyük vazifeler yüklüyor... Üç beş gecedir saat dokuza kadar Sirkeci Istasyonu'nda bulunuyoruz. Gelen muhacirlerin âdetlerini, hallerini, hastahklannı, kudretlilerini, acizlerini görüyoruz. tki saatte bir tren geliyor. Her bir trende yirmi otuz vagon hıncahınç dolu muhacir bulunuyor. Bu trenlerin her biri Edirne'den yedi sekiz günde geldiğinden muhacirler o kadar gün yağmur, kar altında zelil ve sefıl kalıyor. Içlerinde donup kalanlar, hastalanıp ölenler oluyor... Akşamdan gelen trenlerdeki fukaralara çorba vermek için kadınlardan birçoğu vagonlardan alınıyor, tekrar iade ediliyor. En büyük göçmen akınlanndan biri, Kırun Savaşı (1854-56) De Osnıanb- Rus Savaşı (1877-78) arasmdaki dönemde yaşandı. Kınnıda. Kaikasya'da, Azerbaycan'da, Rumelide yaşayan mihonlarca Müslümam \ıırdundan eden bu göçler, zaten iyi ohnayan ekonomik durumu iyice körüleştjnü. Kadınlann kimi çorbadan vazgeçtim, çocuğumu kaybettim diye haykınyor, kimi eşyasını ve geldiği vagonu bulamıyor. Bir biçare kadının, arkasında iki çocuk, "Allah için ayağımı basacak bir kuru yer bulun, zira halim kalmadı!" diye ettiği feryatlara yürekler yanıyor. Bu biçare kadın meğer Şıbka köylerinden imiş. Evvelki defa kocasını ve sair akrabasını hainler kesip kadıncağrz iki çocuğuyla yirmi gün kadar Ruslann elinde esir olduğu halde, daha sonra askerler gelip kendisini kurtarmış. Işte biçare bu defa da düşman geliyor sözünü işittiği gibi derhal çocuğunu kapıp çınlçıplak canını îstanbul'a atmış. însaniyet öyle çınlçıplaklann derhal ayağına bir çorap bir yemeni giydirmeyi ve kendisini mümkün mertebe eski püskü ile olsun giydirmeyi emrediyor... Varlıİdılar, esnaf gelip bunlara Allah için yardım eder ise hem birtakım zavallılan sefaletten kurtanp pek büyük sevaba nail oluruz, hem de vatana bir hizmet eylemiş oluruz. (Basiret, 20 Ocak 1878) leleri bir kez daha yurt edindikJeri topraklar- dan uzaklaştırdı. Ruslann Rumeli'de ilerleyişiyle başlayan göç, "93 Muhacirleri" adıyla ve çektikleri sı- kıntılarla hatırlanan bir göçmen kitlesi yarat- tı. Ruslar ilerledikçe önlerinden kaçan yüz binlerce insan, vannı yoğunu geride bırak- mış, yakmlannı kaybermiş, parasız ve çaresiz bir şekilde Îstanbul'a ulaştı. Bir süre önce ku- rulmuş olan ve bu gibi büyük ölçekli göçle- nn yarattığı sıkıntılan gidenneyi amaçlayan "Mühacirin Komisyonu" bu insanlann iskân sorununu yeni çözmüştü ki Osmanlı İmpara- torluğu yeni bir göç dalgasıyla daha sarsıldı. Balkan Savaşı 1912 'de patlak veren Balkan Savaşı'nın yol açtığı nüfus hareketi, bilinen göç öykülerinin en trajiklerinden biridir. Bu yıllarda Istanbul'u dolduran muhacirleri kendinden öncekilerden daha talihsiz kılan^n öne mli unsur. impara- torluğun artık halkına yardım eli uzatamaya- cak kadar düşkünleşmiş olması ve halkını her bakımdan kaderiyle baş başa bırakmış olma- sıdır. Tüm olumsuz şartlara rağmen Istanbul'a ulaşmayı başaran göçmenlerin önemli bir bö- lümü burada bakımsızlık yüzünden koleraya yakalanmış, kenrte imkânsızlıklarla boğuşan halkın ve hatta bazı yabancı elçilik görevlile- rinin iyi niyetli çabalanna rağmen daha iyi koşullara kavuşturulamadıklan için hayatla- nnı kaybetmişlerdi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORH.4N ERİNÇ ABD'nin Gerçek Yüzii Sabah Cağaloğlu'na gelırken dinlediğim radyo- nun, Almanya'da yapılan yorumları aktaran haber bölümü, doğrusu kanımı dondurdu. Yoaımcu, Türkiye'nin dış politikasını planlayıp uy- gulamakla yükümlü yetkililennin biriikteliğini yorum- larken "amatörpolitikacılar kulübü" tanımını kul- lanmıştı. Gazeteye gelince gazeteleri okurken eski Dışiş- leri Bakanı Yaşar Yakış'ın Sabah ve Vatan gaze- telerinde yayımlanan açıklaması üstüne tuz biber ekti. Bay Yakış, ki uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı'nda dirsek çürütmüştü, şöyle buyurmuştu: "Amerika Birleşik Devletleri'nin B planı olduğu- na hiç inanmadık. Kuzeyde cephe açmak için ABD'nin bize muhtaç olduğunu düşündük. Mü- zakerenin uzamasının Türkiye'nin pazarlık gücü- nü arttırdığına inandık." Alıntıladığım cümleler, açıkiamada birbirini izle- miyor. Yer darlığı nedeniyle böyle bir yol izledim. Amacım açıklamayı özetlemekti. Ancak aralarına noktalar koyarak alıntılasam da açıklamanın nitelendirilmesınde vanlacak sonuç de- ğişmeyecekti. • • • Türkiye'nin nereden geldiğini bilmeden nereye gideceğine karar vermenin Türkiye'ye neler kay- bertirdiğini bir kez daha gördük. Saraylardaki ya da lüks otellerdeki iltifatlann cid- diliğine inanmanın yanlışlığı da yeniden kanıtlan- dı. * • • ABD, tuzu kuru ve savaş alanından binlerce ki-. lometre uzaktaki destekçileriyle övünedursun, he- men her ülkedeki savaş karşıtlannın gösterileri ile eleştiriliyor. Hükümetlerin verdiklerı destek, o ül- kelerin yurttaşlarının bile tepkisıyle karşılanıyor. Bizdeki protestoların sınırlı kalması, ABD'nin hak- sızlığına kızanların azlığından değil, çeşitli örgüt- ler tarafından yönlendirilip kullanılma endişesinin aklı başında pek çok insanda yarattığı tedirginlik- . ten kaynaklanıyor. Tezkere oylamasından anlaşıl- dığına göre AdaJet ve Kalkınma Partisi (AKP) bile kendi içinde bir birliktelik sağlayamadı. • • • AKP'Iİ sorumlular, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in 12 Ocak 2003 günü Abdi Ipekçı Spor Sa- lonu'nda yaptığı "Kıbns Gerçeği ve Irak Sorunu" konulu konuşmasını okumuş olsalardı ABD'nin yaklaşımı hakkında daha dikkatlı olabilirlerdi. Sayın Ecevit konuşmasında, ABD'nin, haşhaş eki- mi yasağının kaldınlması ve Kıbns çıkarması sıra- sındaki gerçek yüzünü göstermek ıstemişti. işte dönemin Başbakanı Sayın Ecevit'in konuş- masından birbölüm: "Şimdi inanılmaz gibi görü- nüyor ama, o aylarda Amerikan yönetiminin üst düzeylerinde yer alan uzmanlar, yöneticiler akıl almaz şeyler söylüyorlardı. örneğin 'NATO'dan çıkalım' diyoriardı, '6'ncı Filo Istanbul'u topatut- sun' diyortardı, 'Sultanahmet Camii'ni topa tuta- lım' diyoriardı. 'Haşhaş ekımi yapılan köyleri ha- . vadan bombalayalım' diyoriardı." Sayın Ecevit 1964 yılında, Kıbrıs Türklerine yö- nelik soykınm girişımı nedeniyle yapılan çıkış yü- • zünden Başkan Johnson'un dönemin Başbaka- nı Ismet Inönü'ye gönderdiği ağır ve tehdıtler içe- ren mektubunu anarak verdiği bilgiler arasında da şunları vurgulamıştı: "Askeri harekâta girişecek olursanız sıze karşı her tüıiü ağır îedbiri alınz." Sovyetler Birliği'ne kar- şı yardımımıza bile gelmeyeceğini söyledi. Böy- lece Türkiye 'nin elini kolunu bağladı... İşte 1923'ün (Lozan'ın tanınmaması), 1964'ün, " 1974'ün, 1994'ün ABD'si, 2003'ün de ABD'si. Ya biz neredeyiz? oerinc(5 cumhuriyet.com.tr. VEFATMeıtıume Asiye ve meıtıum Şevket Çorbacıoğlu'nun evlatları, meıtıume Emıne Çorbacıoğlu'nun eşi, merhum Enver Çorbacıoğlu'nun kardeşi. Avukat Şefik Çorbacıoğlu, Nadıre Çorbacıoğlu ve Fatma Gerdan'ın ağabeyi; Necatı, Şevket, Hüseyın, Niyazı ve Suat Çorbacıoğlu'nun babaları; Nevin Ataselim, Nafiz, Mehmet, Sevım, Asıye, Hurşıt, Ismet, CHP Artvin Milletvekilı Yuksel Çorbacıoğlu'nun amcalan, Adnan, Şahin Çorbacıoğlu'nun, Guler Kurtoğlu'nun, Hasan, Muzaffer, Sevgı Gerdan'ın ve Meliha Yazıcı'nın dayılan, merhum Zıver, Hasan ve Abidin Çorbacıoğlu'nun enişteleri Eski DSİ Emekçisi, GES-ıŞ Sendikası (Ensu-lş) Samsun Eski Bölge Başkanı, 1960'ların TİP Samsun ll Sekreterı, 01.07.1925 Arhavı - Derecik (Sıdere) doğumlu NİHAT ÇORBACIOĞLU20 Mart 2003 günu Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 22.03.2003 gunü (bugün) Arhavi Merkez Camii'nde kılınacak ikındı namazını müteakıp Derecik Köy Mezarlığı'na dafnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESİ TEŞEKKUR Eşim, annemiz NURDANE YEŞİLYÜRT'un vefatında acımızı paylaşan tüm akraba. dost ve arkadaşlanmıza teşekkür ederiz. Eşi: İSIVUİL YEŞÎLYl'RT Çocuklan:FİGEN-FÜSUN-CİHA>-AZtZ TEKNİK RESSAM İŞ ARIYOR 23 yaşında askerlikle ilişkisi olmayan Autocat 14 2000-2002 LT, katı model- leme programları kullanabilen %50 özüriü "Teknik Ressam" iş anyor. Tel: 0 533 559 75 56
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear