22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2003 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAAL Aşikâr Gariplikler KİMSE açık konuşmuyor. En başta, "Hükümet tezkere işlerini yüzüne gö- züne bulaştırdı; dünyaya rezil olduk" diyerek ya- zıp duranlar. Ne olsun istiyoriar yani? "Yanlış, haksız, ahlaksız savaşa daha fazla ko- laylık göstererek daha çok para alsaydık keşke" midir demek istedikleri? Yoksa, "Büyük müttefikin gözünden düştûk" mü demek istiyoriar? Hükümetin acemilik çektiği, pazariık çelişkileri için- de bocaladığı doğrudur. Ama sonuçta, şöyle ya da böyle, ağır baskı ortamına karşın hiç değilse sa- vaşa katkı sayılabilecek şeylerin asgarisi yapıldı- ğına, liman kapılannın ancak malzeme nakli, hava sahasının da sadece konuşsuz uçuş için açılma- sıyia yetinildiğine göre, buna sevinmek varken "Al- tı milyar dolardan olduk" diye dövünmenin anla- mı "Parayla her şeyi yapmaya hazırdık" demek- ten başka nedir? Kimse doğru söylemiyor. Koskoca Amerikan ve Ingiliz uluslannın dev- let adamlan mikrofon arkasına geçmişler, dünya önünde yalanın ve ikiyüzlülüğün en iğrenç örneği- ni tekrartamaktalar; "Bu, Irak halkını kurtanp öz- gürieştirmenin savaşıdır". "Geri çekilirken petrol kuyularını ateşe vermek suçtur.. yakaladığımızı cezalandıracağız" diyorlar. Petrol, Irak halkının malıymış. Oysa, söyleyenler, "Saddam'ın kitle imha sılahlannı yok etme" yala- nıyla savaş başlatanlardır. Türkiye göç dalgasına set çekme ve kendi gü- venliğini sağlamak için askerini sınırdan güneye ge- çirince "Irak'ın toprakbütünlüğü"nü bahaneede- rek karşı çıkanlar da yine o istilacılar. Kimsederin düşünmüyor. Kaç gündürTürk basınının sütunlannı meşgul eden tartışmalardan biri Amerikan tanklarının ve uçaklannın yakrt ikmaline ilişkin. Iddia edilmekte ki, savaş çığırtkanlığı yaparak Ankara'nın daha aktif olmasını isteyenlerin derdi, Petrol Ofısi'ni satın al- mış olan patronlanna yeni kazanç kapılan edinmek- miş. Türkiye'nin müsaadesiyle kuzeyden cephe açılsa tankların mazotunu patron satacakmış; ül- ke topraklannın üzerinden uçup geçen savaş uçak- ları havada yakıt ikmali yapacaklarına yere inip benzin doldursalar yine o patron kazanacakmış. Doğru ya da yanlış, bu suçlamalar ve tartışmalar sürüp giderken kimse durup da düşünmüyor ki, asıl büyük hata, dünyanın en belalı coğrafyasındaki Türkiye gibi bir ülkenin devletini kamusal bir akar- yakıt dağıtım şebekesinden yoksun bırakmak ve bu konuyu bile kazanç hırsına terketmek olmuş- tur. Doların baştan çıkarıcılığını, devletler arası politikanın ikiyüzlülüğünü ve düşünce sığlığının sonucunu görmek için bir savaşın kopması mı gerekiyordu? Ulusumuz 'Varlığını' Korumak İstiyor mu?.. Tüm değerleri kendi çıkarlan uğruna hoyratça tüketerek bizleri baştan çıkaran, bizleri yanlışlara iten, bilinçsizliğe iten "kahramanlardan" kaçınalım!.. Prof. Dr. Metin SÖZEN ÇEKÜL Vakfı Başkanı B ugünlerde, yanm yüzyıldır süren bit- mez tükenmez tar- tışma, yine ülke- mizin sıcak gün- demine taşındı... Üstelik bu tar- tışma yıllardır aralıksız yanlış bir çizgide geliştiği için, "doğal - tarihsel - kültürel kimJiğimiz" gen dönülmez yaralar aldı... So- nuçları yaşamımızı kararttı... Yaşadığımız toprağa saygıyı, al- tındaki üstündeki kültüre dik- kati gerektiren, kısacası bilinç- li-onurlu bir birey olmayı ge- rektiren davranışlan yeterince geliştiremediğimiz için, her se- çim öncesinde ve sonrasında, gündemi oluşturanlann bir bö- lümü, bu "yaşama sevincimiz kavnaklannı kurutma", ">ok etme" yolunda özel gayret gös- termeyi geleneğe dönüştürdü- ler... "Doğal- Jarihsd - kültüreJ var- lıklann korunmasr ıle ilgıli ya- sa ve yönetmeliklerin önemleri oranında hızla yaşama geçirilme- mesinın, ilgilı kurumlann-ku- rullann sürekli boy hedefi hali- ne getirilmesinin altında yatan "gerçek nedenleri" yurttaşlan- mız öğrenmekte geciktikleri için de elimizde umutlandığımız-he- deflediğimiz oranda ne "orman" kaldı, ne sağlıklı "toprak" kal- dı, ne yaşanacak "kent" kaldı. ne de dünyaya agırlığımızı ko- yacak "derman" kaldı... Bunla- rın varlığıyla zengınleşecek yurt- taşlarımız karşı giiç oluşturarak yurttaşlıktan çıktılar, geleceğe dönük umutlannı yitirdiler... Büyük bir özveriyle, tüm ola- naksızlıklara karşın birikimle- rini karara dönüştüren "kıınım- lar-kuruDar" ise dalgalanan si- yasal ortamda, çıkar çevreleri- nin her geçen gün artan baskı- lanyla, sağlıklı görev yapamaz oldu... Bu arada bilinçsizlik hız- la "memet" oldu... Doğayı ve kültürel varlıklan dönüşü olma- yan yola sürükleyenler, "başta- cı"edildi.. Kısacası yanm yüzyıl içinde hepımız, tt bu ülkenin kiracısr durumuna düşürüldük... Şimdi kalanı da bitırmek ıçın, kendi ellerimızle seçtiğimız yetkililer, "kahrarnanhköykiisiTarılatjrgi- bi, "kendi mahnı dağıûr" gibi, ormanlan-topraklan-sulan kim- lere ne karşılığı vereceğini, kö- rün, sağınn göreceği, duyacağı biçimde, yüksek sesle duyur- maktan çekinmiyorlar. Çünkü yanm yüzyıldır sevgili halkım soru soran "yurttaş'' olmaktan, bilinçli "birey" olmaktan uzak- laştı... Yasalann hepimizin ortak sevincı için yapıldığını "haür- latmayT unuttu... Unutturuldu... Bızler kendi topragımızı-suyu- muzu-havamızı "kendnnizkoru- mazsak", onlara öz varlığımız olarak "gönülden bağlaıunaz- sak", her şeyi tekellerine almak isteyen uluslann dayatmalany- la, "elimizde kalanyanhşlardan" bile oluruz!.. Dünya, baş döndü- rücü hızla kendinı yeniden do- natarak üzerimize gelirken "kiın- tik" gibi, "kültür" gibi köklü "başhklara", köklü "kavramla- ra" dayalı bir düzeni ülkemiz- de egemen kılamazsak, bu baş- lıklan, bu kavramlan egemen kılmak için çıkanlmış yasalan, oluşturulmuş kurumlan-kuru- luşlan "yıpratüacak", "rüketüe- cek" hedefler olarak görürsek, geriye elimizde ne kalacak... Artık oyunu kurallanna uy- gun oynamamız gerekiyor. Bu ul- kenın varlığını sağlıklı yaşat- mak için oluşturmamız gereken kurumları-kuruluşlan "bağnn- az" bir kimliğe ulaştıramazsak, onlan her rürlü olanakla "dona- tamazsak", bilinçli-birikimli- özverili bireylerle yaşamına "sü- rekülik kazandıramazsak", ne "doğa" kalır, ne "tarih" kalır, ne "kültür" kalır, ne de bunlarsız sağlıklı "kenfolur... Söyler misınız, yarun yüzyıl- da bizleri bugünkü ortama sürük- leyenlerin adlannı kımler anım- sıyor? Aynı ortamın egemenli- ğini günümüzde sürdürmeye ça- lışanlan yann kimler anımsaya- cak? Unutkanlığın da bir "bede- B" obnalıdır... Bu bedel sürekli "aldanmak" olmamalıdır... Ne olur artık "so- ru sonnaya", sorulara inandın- cı "yanrtaramaya" başlayalım... Bu sorular bizi biz kılan "lcül- rüreJ kûnliğmiiz", onu yaratan "özgün doğanuz" ile ilgiliyse "intihara" gerek yok... Biraz düşünelim... Ve tüm de- ğerleri kendi çıkarlan uğruna hoyratça tüketerek bizleri baştan çıkaran, bizleri yanlışlara iten, bilinçsizliğe iten "kahraman- lardan" kaçınalım!.. Felsefe ve Banş... Arslan KAYNARDAG 24 Mart P.tesi 20.30 MUAMMER KARACATİYATROSÜ Gıse Tel: 0212 25139 89 l: 1212 281 51 96-97 | Y anıbaşımızda baş- layan savaşa karşı çeşıtlıeylernlerya- pılıyor. Halk topluluklan dünyanın dört köşesınde görülmemiş kalabahklar halınde yürüyüşler, top- lantılar düzenliyor. Bom- balann önüne "canh kal- kan" olarak çıkmak iste- yenler çoğalmakta. Bütün bunlar, halkın, asıl özelhği olan 'banşsev- gisi'nı eskısinden daha çok sergılemek istedığıru, dün- yada banş kültüriinün az yol almadıgını göstermek- tedır. Toplumdan gelen olumsuz etkiler, birtakım çıkarlann yönlendirmesi olmasa, savaşlann bulun- madığı bir dünya pekâlâ kurulabilecektir. Filozof J.J. Rousse- au 18. yüzyılın ortalann- da şu düşünceyi öne sürü- yordu: "tnsan dünyaya iyi ve doğru bir \ ariık olarak gelir, sonradan bozuiur, onu bozan toplumdur." Insan "meîek" değıldir elbette, ama aslında cana- var da değildir. Öz niteli- gi, eğitime, diyaloğa, akıl- cı uzlaşmalara, iyiliğe açık olmasıdır. "Haklı sav^şlar, haksız savaşlarvardır'' denılebı- lir. Ancak sorun başkadır. Önemli olan, haklı ya da haksız bütün savaşlann or- tadan kalkması, savaşsız bir dünyanın kurulması- dır. Felsefenın, Eski Yu- nan'dan bu yana banşka\ - ramıyla ilgılendığını gö- rüyoruz. Hemen söyleme- miz gereken, onun bu ko- nuda ele almak ıstedıği şe- yin daha çok, "sonsuz ba- nş" kavramında odaklan- dığıdır. Eski Yunan'da bu anla- yışı ilk dıle getirenler Stoa febefecileri oldu. Onlann toplumsal ideali "dünya yurttaşhğı" idi. Böyle bir düşünce aynı zamanda etik (ahlaksal) bir değer sayı- lıyordu. Yeniçağda soruna tam anlamıyla bir felsefe bakı- şı ünlü Alman filozofu Kant'tan geldi. Kant, 1795'te yayımlanan Son- suz Banş Üzerine Felsefî Denemeadındakı kıtabın- da (1), ka\Tamı "aydınlan- macı bir düşünür" olarak ele almış, bu konuda ömek bir yapıt ortaya koymuştur. Kitabın başında, devlet- lenn banş ıçın uymalan gereken altı kural sıralanı- yor. Bırinci kural şu- "Sü- rekli ordular gecikmeden kaldınlmalı." Bir başka kuralda "devietlerin kre- di yoluyla borçlanmama- s" isteniyor... Bu kural- lar, Kant'ın felsefesinde genel olarak gördüğümüz akıkt ve ahlakçı düşünce- leri içermektedır Kant, "De\1eder huku- ku özgür de\1etierden ku- rulu bir federasyona da- yanmahdır" diyordu ki, bu düşünceyi ilk olarak o dile getirmiş, böylece Bi- rinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan MiDetJerCe- miyeti ve ondan sonraki Birleşmiş Milletier'e dü- şünce öncülüğü etmiştir. Banş'a böyle bir yakla- şun, felsefede ve felsefe- cilerde bir daha uzun sü- re görülmedi. Ancak, 1900'lerin ortalanna doğ- ru Ingiliz filozofu Bert- rand Russel'da bu türden bir ılgı yeniden ve çarpıcı biçimde göriildü. 1872'de doğan bu filozof, yazıla- nyla ve eylemleriyle banş düşüncesinın sözcülüğü- nü yapmaktaydı. Onun savaşa karşı sesı- ni daha etkili yükseltme- sı, Amerika'nın 1945'te Hiroşima'ya atom bom- bası atması, bu yüzden ora- da 80 bin kışinın ölmesi, 75 bin kişinin yaralanma- sından sonradır. O sırada, hidrojen bombasının kul- lanılabileceğinden de söz ediliyordu. Russell, Ame- rika'nın Vietnam Sava- şı'na da karşı çıkmış, ku- rulan uluslararası mahke- meye öncülük etmiştir. Savaş düşüncesine cep- he alan, sürekli banş için yazı ve eylemleriyle ha- rekete geçen bir başka fi- lozof Jean Paul Sartre'dır. 1905 'te doğan bu Fransız LER HAVALANIYOR BAGDAT BOMBALANIYOR TURKIYE'NIN HABER KANALI NTV RadvoKoayc anda www.ntvmsnbc.com aynı anda İSTANBUL 102.8 ANKARA 104 7 İZMİR 95.7 filozof savaş karşıtı felse- fe yapmış, eylemlere ön- cülük etmiştir. Bu bağlam- daki düşüncesi özellikle şu idi: "Savaşlar önlenemezse, silahlanma tekniğindeki hızlı gelişmeler, insanlığm kendi kendisini yok etme- srvie sonuçlanacakür. tn- san, \*aşamını sürdürecek- se, bu onun doğmasuıdan değiLvaşamaya karariı ol- masındandır. Her gün, her dakika yaşamaya hazır ol- mahyız." Şu düşüncenin de alhnı çizıyordu: "Çıkacak sa- vaşiarda teksuçlu,sömür- gecilik(emper>alizm) ola- caknr." Dünya halklarının 1950'den sonra daha çok savaş karşıtı tavır aldıkla- n göriildü ve 1986, UNES- CO taranndan Dünya Ba- nş Yıh olarak kabul edil- di. Bu alanda Türkiye'de- ki gelişmeler üzenne bir başka yazımda duracağım. 1) lmmanuel Kant, Ebedi Banş Üzenne Felsefi Deneme, 1960, Ankara (Çev: YavıcAba- dan, Reha Meray) PENCERE Kanlı Bir Gırgır... Savaşın başladığı dakikadan bu yana 'herkes' kulaklannı dikmiş Saddam'ın "bütün dünya için teh- dityaratan silahlan"n\ Amerikan ve Ingiliz kuvvet- lerine karşı kullanmasını bekliyorl. Doğrusu ben de gerilim içindeydim; Irak dikta- törünün sağı solu belli olmazdı.. Ankara'ya gitmem gerekiyordu.. HavaaJanında bekliyorum.. Bir açıklama yapıldı. Bizim uçağımızla bizden sonraki uçak birîeştirilmiş, yeterince yolcu olma- yınca bu gibi karariar alınıyor ancak bu kez kafam- da bir senaryonun kurgusu hemen gelişti... Uçaklar boştu, çünkü insanlar korkuyoriardı.. Miyase llknur'la biriikteydik.. - Miyase, dedim, biz havadayken Saddam deh- şetengiz füzeleriyle uçağın icabına bakmasın?.. llknur gülmeye başladı.. Saddam'ın eti budu bu savaşta belli olacak.. • Kanlı bir gırgıria acıklı bir güldürü karşısındayız, 1991 Körfez Savaşı'nda, Amerika isteseydi, Bağ- dat'a girerdi; bugün de bir ikilem karşısındadır; çünkü Irak'ı birkaç haftada bitirirse, savunduğu tezle çelişecek... Irak hazır ayağına gelmiş düşmana karşı, bilin- meyen, bulunmayan, ama var olduğu ısrarla söy- lenen silahlarını kullanmazsa, başka nerede kulla- nacak?.. Yalankaçtüriü?.. Sunturiuyalan.. Kuyruksuzyalan.. Kuyruklu yalan.. Amerikan yalanının kuyruğu uzadıkça uzuyor, 'Devile Cüce 'nin savaşında Birieşmiş Milletler uz- manlannın bir türiü veremedikleri kesin rapor" mühürienecek... Işin doğrusuyla eğrisi ortaya çıkacak... Ama iş işten geçecekJ.. • Bush ve yandaşiarının Amerika'daki konumlan kimi eleştirici bakımından özelleştiriliyor; ama, bu yaklaşım doğru mu?.. Kapitalizmin patronu ne key- finden ne de hırsından Ortadoğu'dadır; kımi cana- var, insan kanı içmeden yaşayamıyor; Irak yenilgi- ye uğrasa da bu gerçeklik daha sonra da sürecek... Kapitalist uygarlığın çelişkısı, geleceğımize açı- lan yolun ne kadar zor olduğunu vurgulamakta.. Insanlık ıçın en tehlikeli lider kim?.. Saddam mı?.. Bush mu?.. Insanlık için en tehlikeli silahlar kimin elinde?.. Sorulara yanıt verirken doğruyu bulmak için bu- gün medyada geçerii kuyruklu yalanlann üstüne çar- pı ışareti koymak gerek!.. • Dev ile Cüce'nin savaşıyla ınsanlığın tutariı den- gelere kavuşması olanaksız!.. özlediğimiz adalet- li dünya düzenine doğru uzun ve çetin biryolu yü- rümeyi göze almalıyız. Amerika'nın Ortadoğu petrol coğrafyasının ba- şına oturacağı anlaşılıyor... Federe Islam ülkeleri tasanmı savaş ateşinde pi- şiriliyor... Federasyon Başkanı kim olacak?.. Koyu bir Hırıstiyan: Bush!.. Peki, bu yenı düzen tutar mı?.. Soruyu siz yanıtlayın!.. Bir Ba£ımsızlık Savaşı Destanı KurtuluşUlusal Kurtuluş sayaşımızın destanı ve Cumhuriyet Kahramanlıkları, sevgileri ve acılarıylabir ulusun, haklı ve onurlu direnişi... Irtibat GALA HLM VE SANAT URUNLER1 Anadolu Sokak No-23/9 Beyoğlu,lstanbul Tel: 0212 251 32 58 pbx Fax: 0212 251 32 09 e-posta: galafıim@^uperonlıne.com TV\\ MUZIK-YCI) MARKET VE KITAPEVLERINDF IYI FİLM NE? Dunya sınemasının en seçkın yenı fılmlen, unutulmaz basyapıtian ve usta yönetmenlen 12-27 Nısan tanUen arasında 22 Uluslararası Istanbul Fılm Festn/alı'nde bir araya gelıyor Festival sinemalan: Beyoğlu Emek Atlas. Sınepop Beyoglu ve Kadıköy Rew Fesoval broşuru, gosten cızelgesı ve rezervasyon formları 22 Mart Cumartesı günUnden ıtıbaren festival sınemalarında. AKM gışelennde ve IKSV Genel Merkezı'nde Daha fazla bılgı ıcın www ıstfest org ™ . MARMARATURKCELL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear