Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 MART 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ BASIN
Irak'la savaşmakta ısrarlı olan ABD Lideri, şimdiye kadar bir Amerikan Başkanı'nın yaptığı en riskli zar atışuıı yapıyor
Bush'unoynadığıbüyükkumar• Bush, Amerikalılara şık,
oymalı, maun bir masa
sunuyor. Ancak bu masanın
altına bakarsınız tek bacağı
olduğunu görürsünüz.
Bush'un Irak konusundaki
cesur tutumu dünyanın
başka bölgelerindeki
cesurlar tarafindan
desteklenmiyor. Ve
korkanm ki Bush,
Amerika'ya doğru şeyi
yapmasını söyledi, ama
yapılması gereken işi doğru
şekilde yapamayacak.
THOMAS L. FRIEDMAN
Gözümüzün önündeki Irak krizin-
de olup bitenleri seyrederken tek söy-
leyebileceğim şu: Bu yaşananlar ken-
di ülkem, kendi gezegenim, kendi ço-
cuklanmla ilgili olmasaydı kendime
biraz mısır patlatır, rahat bir koltuğa
kurulur ve bu drama nasıl devam ede-
cek diye merak edip fılmin devamını
görmek için yüksek miktarda para bi-
le öderdim. Çünkü göndükleriniz ve gö-
recekleriniz bir Amerikan başkanı-
nın, Harry Truman kendi isteğiyle Ja-
ponya'ya bomba attığından beri yap-
tığı en büyük ve riskli zar atışı.
Vietnam Savaşı çok riskliydi, an-
cak kâr getirecek bir şekilde gelişti.
Sovyetler Birliği'yle nükleer savaş
tehdidi ve Küba ile yaşanan füze kri-
zi de John F. Kennedy'nin kullandığı
en riskli zar ahşıydı, ancak bu iki kriz
de ona empoze edilmişti. îkisi de baş-
kan olarak Kennedy'nin yarattığı so-
runlar değildi. Irak'ı silahsızlandır-
mak için ülkeye yönelik ABD işgali,
Saddam Hüseyin'in yönetimden uzak-
laştırmak ve Irak devletini yeniden
yapılandırmak ise "tüm başkanlann
oynadığı kumar oyunlannın anasT
olarak adlandınlacak nitelikte.
Bu hamle siyasl degil
Kim, Başkan George W. Bush'un
tüm bunlan siyasi nedenlerle yaptığı-
nı düşünüyorsa aptaldır. Böyle bir
hamleye, ancak yüzde yüz bu işe ina-
nıyorsanız kalkışırsınız. Çünkü Baş-
kan Bush tüm başkanlık kariyerini
kendi seçimi olan bu savaş kumanna
yatınyor. Kamuoyu araştırmalanna
da inanmayın.
Yakın geçmişte 20 eyaleti dolaştım
ve halkın yüzde 95'inin Irak krizinin
savaş çıkmadan çözülmesini istediği-
ni gördüm. Ancak Bush misyonu olan
bir adam. Küçücük bir damşmanlar
grubu tarafindan uzun vadeli etkileri
olacak ve uzağa atılacak bomyayı at-
manın -ki bu şu anda dünyadaki en teh-
likeli Arap devletini istenilen şekle
"dönüştürmek'' anlamına geliyor-je-
opolitik anlamda oyunun kurallannı
değiştireceğine inandınbnış durumda.
Danışmanlara göre bu bomba tüm
Arap ve Müslüman dünyasını daha
Arap ülkeleri
öncelikle kendi
sorunlarını çözsün
CEMAL AHMET KAŞOGİ
Olağanüstü bir Arap zirvesi dü-
zenlemenin anlamı nedir (tKÖ'nün
Katar'daki olağanüstü toplantısı kas-
tediliyor)? Ve Araplarda bu bir zir-
venin önemli sonuçlan olacağı inan-
cını yaratmak? Eğer amaç Irak'a
karşı savaşı engellemek ise Arap li-
derler bu hedefe ulaşamazlar. En
iyi olasılıkla zirve sonunda şöyle
ifadeler içeren bir bildiri yayımla-
yacaklan belli:
"Biz hangi ülkeye yönelik olursa
okun baskı ve şiddete karşıyız ve
Irak'ı böbneye yönelik tüm pİanla-
ra engel otanaya çauşacağız."
Arap Ligi'nin şimdiye kadar ya-
yımladığı buna benzer binlerce et-
kisiz bildiriye bir yenisi eklenecek.
Neden kendimizi tekrarlamak ko-
nusunda ısrarcı dav- ..mıııı_
ranıyoruz? Araplar
1
™-"~™"
1
~
rT
"
n
""
1
"
1
artık bu tarz bildiri
ve açıklamalara he-
yecanla yaklaşmıyor.
Böyle bir toplantıyı
öne almak yerine er-
teleyerek savaştan
birkaç ay sonra. he-
yecanlann yatıştığı
bir anda düzenlemek
daha akıllıca olur.
O zaman en azın-
dan "Bundan sonra
ne olacak" sorusu-
nun yanıtını tartışa-
biliriz.
Insan sadece bu
karanlık dönemin so-
na erdiğini duyurup
demokrasiye kapıla-
n açacak, toplumla-
nn bireysel özgürlük
haklanna ulaştıracak
bir zirveye umutla bakabilir. Çün-
kü sadece o zaman bizi yenik ola-
rak çıkacağımız beş savaşa daha so-
kacak, Saddam Hüseyin benzeri
başka bir Arap liderinin aniden or-
taya çıkması karşısında kendimizi
koruyabiliriz.
Arap liderler neden NadirFerga-
ni ve Araplara yönelik Birleşmiş
Milletler Kalkınma Raporu'nu ha-
zırlayanlan davet edip Arap ülke-
lerinin kalkınma seviyesini, top-
lumlann ekonomik, kültürel ve eği-
tim alanında çektikleri sıkıntılan
bir kez daha anlattırmıyorlar? Arap
liderler raporun tamamını dinleme-
ye tahammül etseler, bu, Arap ül-
kelerinde yaşayan toplumlar için
tüm zirvelerden daha yararlı, lider-
leri raporu dinlerken görmek ise
daha eğlenceli olur. Atlantik Ok-
yanusu'ndan Körfez'e dünyanın
dört bir yanında yaşayan Araplar
• Arap dünyasımn
tek sorunu Irak
değil. Araplar
Irak'ı kendi
sorunlarını
halletmek
konusunda yalnız
brrakmalı. Soruna
çözüm buhnak için
binlerce eğitimli,
milliyetçi Iraklı
var. Arap ülkeleri
ise Irak'la
uğraşmak yerine
kendi sorunlaıına
çare aramalı.
televizyon ekranlanna yapışırlardı.
Veliaht Prens Abdullah bin Abdü-
laziz o zaman ortaya çıkıp en cesa-
ret gerektiren işi üstlenerek bir açık-
lama yapıp günü kurtanrdı. Bu ko-
nuşma sorunun göstergelerinden
çok köklerine, neden kaynaklan-
dıklanna yer verirdi.
Prens, sorunlan küreselleşmeden,
dünyanın diğer önemli meseleleri-
ne, başka ülkelerle ilişkilere kadar
birçok şeye bağlardı.
Başka Somall'ye
gereksintm yok
Savaş çıkmasa bile -ki bu küre-
sel bir dilek- böyle bir girişim önem-
li olur. Irak'taki durum Saddam'a bir
şans daha verilse bile patlayıcı mad-
de gibi tehlikeli olmaya devam eder.
,»OT^^m^««^»j Dünyanın başka bir
Somali'ye gereksi-
nimi yok. Irak'ın bü-
tününün değil de
Bağdat'taki rejimin
çökmesine çalışsak
daha anlamlı olur.
Böylece Iraklı milli-
yetçilerle ülkenin ye-
niden yapılanması
için çaba sarf edebi-
liriz.
Her şeyin dışmda,
Irak, bölünme, da-
ğılma ve gerginlik
için yeterli ortama
zaten sahip. Dışan-
dan gelecek artı bir
müdahaleye gerek-
sinimi yok. Hem
Arap ülkelerinin tek
huzursuzluğu
Irak'taki durum de-
ğil. Birçok Arap ül-
kesi patlamalardan, doğal felaket-
lerden bıkmış usanmış durumda.
Suudi Prensi, ramazan ayında ülke-
sinin yoksul bölgelerini ziyaret edip
bunlan saklamamamız gerektiği,
çözümün yolunun bu sorunlann var-
lığını kabul etmekten geçtiğini söy-
leme cesaretini gösterdi. Ancak kor-
kanm ki diğer Arap ülkelerinin lider-
lerinin bu kadar cesareti yok. Hal-
buki Suudi Prensi'nin bu tavn Arap
ülkelerinin tüm yoksul bölgelerin-
de tekrarlanmalı. Sonuçta Araplar
Irak'ı kendi sorunlarını halletmek
konusunda yalnız bırakmalı. Soruna
çözüm bulmak ülkelerinin karşılaş-
tığı zorluklan aşmasında yardımcı
olmak için yüzlerce, hatta binlerce
eğitimli, milliyetçi Iraklı var. Arap
ülkeleri ise Irak'la uğraşmak yerine
kendi sorunlanna çare aramalı.
(El-Ahram - 27 Şubat sayısı)
ABD Başkanı savaş konusunda ısrar ederken dünyanuı dört bir yanındaki savaş
karşıtlan da 'savaşa hayır' diye haykınyor. Ve, Japonya'daki gösteriİerde olduğu gibi
Bush da 'Neden Irak1
diyen eylemcilerin tepkisinden nasibini abyor. (REUTERS)
ilerici biryola girmek konusunda dürt-
meye yardım edecek. Bu, yalnızca
Arap-Müslüman dünyasımn kalbine
değişik birmodel monte edilerek sağ-
lanabilecek bir şey. Hayır bunlar her
gün gördüğünüz, duyduğunuz şeyler
değil. Gerçekten aptalca şeyler.
Bu da bende oluşan ikileme yönlen-
diriyor insanı. Benim karmaşık bir ev-
liliğim var. Eşim bu savaşa karşı, ba-
na ise Bush'un zan sallaması yüzde
yüz ohnasa da bir şeyler ifade ediyor.
Geçen haftaki konuşmasında konuyu
iyi özetledi: "Ozgür bir Irak, nuryon-
larca insanın yüreğine umut ve flerici-
Kk getirerek bu hayati bölgeyi reform
sürecine soknıak (demokratikleşme
yolundaki değişim süreci) üzere öz-
gürtûğün gücünü gösterebflir. ABD'nin
güvenBğe verdiği önem ve özgûrlüğe
olan inancı aynı y öne çıkar, özgür ve
banş içinde bir Irak'aJ"
Cerekll ortamı sağlayamadı
Bu cesur plana inanırken Bush'un
bu cesaretinin başanlı olması ve viz-
yonuna azami desteği sağlayacak or-
tamı -ki bu destek başan için şarttır-
yaratamadığrndan çekiniyorum. O ve
takım arkadaşlan bu plana inanan tek
grubu oluşturuyorlar, ancak uygula-
mak için de en kötü kişiler onlar. Ce-
sur olduklan tek alan askeri hazırhk-
lan (bu hazırlıklar en azından Sad-
dam'ı silahsızlanmaya başlattı).
Yapılmaması gerekenler
Ne demek istiyorum? Eğer başkan
olsam, Saddam'ı yönetimden uzak-
laştırmak ve Irak'ı yeniden yapılan-
dırmak göreve geldiğim ilk andan be-
ri amaçlanm arasında yer aldıysa -ki
Bush yönetimi için bu iki hedef gö-
revdeki ilk andan beri listelerinde ka-
yıthydı- tüm Avrupa ülkelerini Kyo-
to Anlaşması konusunda hem de hıç-
bir başka seçenek göstermeden kızdır-
maktan kaçınırdım.
Rusya'nın ulusal güvenlik konu-
sundaki elit tabakasını onlara Anti Ba-
listik Füze Anlaşması'nı yırtmak zo-
runda olduklannı ve buna alışmalan
gerekriğin söyleyerek sinirlendirmez-
dim. (Şimdi nasıl öç aldıklarını görü-
yorsunuz). Büyük, masraflı ulusal bir
maraton öncesinde art arda vergileri
indirmezdim.
Amerikalılan enerji tasarrufu yap-
maya motive eder, alternatif enerji
kullanmayı öngören projelere öncelik
verirdim. Çünkü OPEC'in kapasitesi
çok iyi durumda değil. Filistinlilere in-
rihar saldırılanna son vermedikleri ve
şimdikinden daha ciddi bir lidere sa-
hip olmadıklan sürece onlarla ilgilen-
meyeceğimizi, aynı zamanda îsrailli-
lere de kurduklan ya da genişlettikle-
ri her yerleşim alarunın kendilerine
alacaklan ABD bağışı miktanndan
eksilecek 100 milyon dolara mal ola-
cağını söylerdim. Araplara da şunla-
n söylerdim:
"Irak'la uğraşırken sizin ülkeierini-
ze iüşkin sömûrgeci bir plan tasarla-
nuyoruz. Bir haçb seferinde değiliz.
Ancak, bizim demokrasimizi tehlike-
ye atacak uç fraksiyonlara hoşgörühı
davranırsanız boş oturmayacağızJn
Eğer Bush bunlann hepsüıi yapmış
olsaydı, Fransa, Rusya, Araplar ve
eşimin görüşü tamamen değişmeye-
cekti. Ancak eminim ki Amerika'nın
Irak üzerindeki gücünün artmasma
yardımcı olacaktı.
üç bacagı ekslk masa
Sonuçta hissettiklerimi şöyle dile
getirebilirim: Başkan Amerikalılara
şık, oymalı, maun bir masa sunuyor.
Ancak bu masanın altına bakarsınız tek
bacağı olduğunu görürsünüz. Başka
deyişle masanın üç bacağı eksik.
Bush'un Irak konusundaki cesur tu-
tumu dünyanın başka bölgelerindeki
cesurlar tarafindan desteklenmiyor.
Ve korkanm ki Bush, Amerika'ya
doğru şeyi yapmasını söyledi, ama
yapılması gerekeni doğru şekilde
yapamayacak.
(InternationalHenıMTribune-iMart)
Bukezde
bombalaria
birtikte gıda
vatacak nusınız?
Kore'ye
gıdalrak'a
bomba...
İltica talebinde bulunanlan gaspçı bir kalabalık olarak görmek yanlış
Mültecilerin insan hakları...
Bin Ladin
çokyakında
yakalanabilir
SOPHIE MUHLMANN
Bu konuda alınan uzun bir soluğun
sonucu mu yoksa tesadüf mü bilinmez. 11
Eylül saldınlannın üzerinden biri yılı aşkın
süre geçrikten sonra Usame bin Ladin'in en
önemli adamlanndan biri Pakıstan'da
yakalandı. Belki çok yakında dünyanın en
tehlikeli terör örgütü liderinin oğullan da
ele geçirilecek.
Hatta, şimdiye kadarki gelişme
halkalannı birbirine bağlarsanız, ABD'nin
tüm dünyada "en çok aradığı adam" olan
bu adamın yakalanması çok yakın gibi
görünüyor. Bu adam mitolojik kötülerden
biri değil. Sonuçta etten kemikten, yaşayan
bir varlık ve belki de çok yakında
ele geçirilmiş
olacak. Başlangıçtaki dehşete rağmen
günümüzde bin Ladin'in ileriye yönelik
planlannı, stratejileri günışığına
çıkanlabilecek gibi görünüyor.
Peki, ABD'nin gizli servisleri işi tek
başına mı halletti? Bıkıp usanmadan,
yoruhnadan Pakistan, Afganistan ve sınır
bölgelerde bilgi ,, „, ^ ,„,_.. „ _ „ _ _
J 1
Ingiltere'ye iltica tale-
binde bulunanlann sayısı-
nın her geçen gün artması
bazı kesimler tarafından
korkuyla karşılanuken, ko-
nu siyasetin gündeminin
ilk sıralannda yer almaya
devam edeceğe benziyor.
Bu ülkede kalmak için baş-
vuranlann sayısı yüzde 20
artarken genel olarak Av-
rupa Birliği ülkelerinde
yüzde 1 'lik düşüş gözlen-
mesi zaten Ingiliz Hükü-
meti için utanç verici bir
durum.
Geçen bir yılda gözlenen
artış mülteciliğin karşıtı ak-
tivistlerin Ingiltere'nin bu
konuda çok yumuşak dav-
randığını ve son derece
"müsamahakâr" ve eksik-
leri olan yasalann değiş-
tirmesi gerektiğini haykır-
malanna neden oldu.
Muhalefet, kamuoyunun
konuya ilişkin hassasiye-
tini ve ülkeye gelen yaban-
cılara yönelik kötüleşen ba-
kış açısını kullanarak şim-
diden iltica talebinde bu-
lunanlara karşı sert bir ta-
vır takındı. Ve başvurula-
nna ilişkin kesin bir karar
alınana kadar tüm mülteci-
lerin sınır dışı edilmesini
sa^'unuyo^. Hükümetkana-
dı ise göçmen sayısını
önemli derecede azaltacak-
lannı savunuyor. Başbakan
Tony Blair sayının yüzde
50 indirileceğini söylerken,
David Bhmkett daha ihtiyat-
li davranıyor.
Olumsuz
yaklaşılmamalı
Ülkeye iltica edenlerin
bazı haklardan yararlan-
portajlarda birçoğunun iyi
iş ve çalışma imkânlan, öz-
gür ve güvenli bir ortamda
olmak için geldikleri anla-
şılıyor. Tabii, kabul edile-
ceklerine olan inançlan da
işin başka boyutu. iltica ta-
lebinde bulunanlan çirkin
bir gaspçılar kalabalığı ola-
rak görmek çok büyük bir
hata olur.
• îngiltere'ye iltica talebinde
bulunanlara korkuyla yaklaşmak,
ilticacılan çirkin bir gaspçı kalabalık
olarak görmek hata olur. Konuya
insani boyutuyla ve insan haklannı
gözeterek yaklaşılması gerekir.
Anavatanlanndan kaçmalanna neden
olan insan hakkı ihlallerini kınayan bir
sistem getirilmeli.
Hükümetin elbette ülke-
deki göçmen yasasının is-
rismar edilmemesini sağ-
lamak konusunda sorumlu-
luğu var. Ancak, kimsenin
kimlik taşımadığı bir ülke-
de mültecilerden kimlik
belgesi istemek aynmcılık
yapmak anlamına geliyor.
Dün, Içişleri Bakanı'nın
konuya ilişkin yaptığı açık-
lama iltica talebinde bulu-
nanlar arasında Zimbabve
malan ve çalışma izni ala-
bilmeleri konusunda kısıt-
lamalar getiren yasal dü-
zenlemeler onaylandı bile.
Ancak her şeye rağmen,
yukanda belirttiğim, dün
açıklanan verilere olumsuz
bakış açısıyla yaklaşmak
hata olur. Bu kadar çok in-
sanın tngiltere'de kalmak
istemesi ülke hakkında
olumlu bir şeydir.
Yabancılarla yapılan rö-
ve Irakhların çoğunluğu
oluşturduğunu gösteriyor.
Ingiltere'nin Irak'a yönelik
savaş için hazırhk yapma-
sı Irakhların olanak verken
ülkelerini terk etmelerini
engelleyebilecek bir şey
değil.
Zimbabvelilerin ise ana-
vatanlannı terk etmek ve
yeni vatanlan olarak Ingil-
tere'yi seçmek için herkes-
ten daha fazla nedeni var.
İnsan hakkını
gözeten politlka
Hükümetin bu konudaki
politikası mültecilerin sa-
yısını hiçbir unsura dikkat
etmeden, gözü kapalı şe-
kilde azaltmak olmamalı.
tnsani değerleri, insan hak-
lannı ön plana alan bir ba-
kış açısı olan sistem yer-
leştirilmeli.
Avrupa Birliği'nin ken-
di sınırlan için belirlediği
ilticacı olma koşullannı içe-
ren yeni sürece de ivme ka-
zandıracak bir sistem ol-
malı. Her şeyden önce in-
san haklan gözeten, ana-
vatanlanndan kaçmalanna
neden olan insan hakkı ih-
lallerini kınayan bir sistem
getirilmeli.
(Thelndependent-lMarÇ
• Bin Ladin 1
günümüzde
gündemden
biraz düşümüş
gibi görünse de
kesinlikle
önemini
kaybetmedi.
Onvın
yakalanması
hâlâ teröre
karşı savaştaki
ana hedef.
toplayıp, satın
alıp ya da zor
kullanarak mı bu
bilgilere ulaştı?
Ya da Pakistan'da
yakalanan bin
Ladin kurmayını
yakalama
yolundaki kilit
bilgiler, ipuçlan
bu ülkenin gizli
servisinden mi
geldi?
îçerideki tüm
ABD'ye şüpheyle
yaklaşanlar
Amerikan gizli
servisleriyle etkin
ve iyi bir şekilde işbirliği mi yaptı? Sadık
olunan değerler mi değişti?
Amerika karşıtlan, işbirliğinin
karşılığında Washington'un vereceği ödülü
mü uygun buldular, yoksa eski ortaklıklan
geçmişteki kadar kârlı olmamaya
mı başladı?
Ya da El-Kaide'nin "beyteri" dikkatsiz
mi davranıyor? Dünyanın dikkati Irak'a
yöneldiği için kendilerini gü^'enli durumda
mı hissediyorlar?
Bu sorulann yanıtlannı belki de hiç
öğrenemeyeceğiz.
Ancak kesin olan bir şey var:
Bin Ladin günümüzde gündemden biraz
düşmüş gibi görünse de önemini
kaybetmedi. Onun yakalanması hâlâ teröre
karşı savaştaki ana hedef.
Terörle mücadele alanında Amerika'nın
önderliğindeki uluslararası ittifak kendini
geriçekmedi.
Terörist avı sürüyor. Ve bu savaş, bu av
hedefi yakaladığında ABD'nin tüm
söylemleri ve çıkarlan yeniden pınl pırıl
parlayacak - Irak'ta da.
(DieWeit-8Mart)