Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 MART 2003 PAZARTESİ
+
CUMHURİYET SAYFA
17
Bir dakika
ODTÜ Radyo, 1 Mart'tan başla-
yarak her gün saat 14.00'te "bir
dakika "lığına susuyor. Olası bir sa-
vaşta öleceklerin, sakat kalacakla-
rın, acıyla yoğııılacakların suskun-
luğunu simgeleyen bu bir dakika-
dan hemen sonra, kendisini "son-
suzluğun postacısı" diye tanımla-
yan şairTolga Suyotcuoğlu'nun şu
şiiri fısıldanıyor kulaklara:
O kadar çok kan kaybetti ki gö-
ğün mavisi / Bulutlar açıldığında
solgun akşamı beraberce karşıla-
dık / Neydi giden? / Bir daha geri
gelmeyecek olan / Tozlaşmadan
önce ölen /Tekrar tekrar denizden
gelen / Hiç bitmeyecek olan bu
sessizlik / Yaşam karşısındaki bu
aksilik / "Nedir bu ağırlaştıran el-
lerimi?"
Mavi
CHP PM üyesi Erdal Kalkan,
Yalıkavak'ın neyini seviyor?
Köylülerin okey oynarken birbir-
leriyle şakalaşmalannı, en çapraşık
konuiar karşısında yaşamdan da-
mıttıklan bilgeliklerini... Birde, do-
ğasıyla resme açılan kucağını ga-
liba. Erdal Kalkan, çoğunluğunu
Yalıkavak'tayaptığı resimlerini Ga-
leri Sanatyapım'da sergiliyor bu-
günlerde. Bu, üçüncü kişisel sergi-
si. Açılışta sorduk:
"Savaş tezkeresinin TBMM'de
reddedilmesinin rengi nedir siz-
ce?"
"Mavi" ded\. Hemen anımsadık.
Mavi, 12 Eylül sonrası 1981 Ana-
yasasfna "Hayır"\n da rengiydi.
"Neden mavi?" diye üsteledik. Er-
dal Kalkan, hiç düşünmeden yanıt-
ladı: "Mavihuzurverir, insanırahat-
latırda, ondan..."
ISIK KAXSÜ
Eksantrik mantıkBugün Milli Eğitim Bakanı Erkan
Mumcu'nun üniversite yasa tasla-
ğının "eksantrik" yanlarını mercek
altına almaya devam edeceğiz. Söz,
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Engin Ataç'ın: "Taslağı hazıria-
yanlar demokratik bir ortam yarata-
caklannı savunuyohar. Yalnız başı-
na seçim, tam tersine sonuçlar do-
ğurabilir. Seçmen sayısının az oidu-
ğu, seçime katılacaklararasında hi-
yerarşik bağlantı bulunduğu zaman
ömeğin...
Diyelim ki, 10 öğretim üyesi bu-
lunan birbölümde, ikiprofesör var,
ikisi de bölüm başkanlığı için seçi-
me giriyor. Böyle bir seçimde, biran-
lamda akademik geleceklerini de
belirleyecek olan bölüm başkanını
seçecek 8 araştırma görevlisi, yar-
dımcı doçent ya da doçent, hangi
profesörün arasında nasıl bir tercih
yapacak? Seçimde kimin nereye oy
verdiği meydana çıkmayacak mı?
Burada seçim yapılırsa, bölümde
klikler baş göstermeyecek mi, genç
bilim insanlanna da yazık olmayacak
mı?"
Ataç, taslağın mantığına da deği-
niyor: "Taslak, üniversite senatosu
üyelerinin üniversite yönetim kuru-
luna üye olamayacaklannı öngörü-
yor. Buna göre, fakültenin dekanla-
n senatoya üye olamayacaklar, ama
o fakülteden bir temsilci senatoya
girecek. Bir anlamda, fakültedeki
tüm gelişmeleri yakından bilen yö-
netici konumundaki dekan senato-
da söz sahibi olmayacak. Bir yan-
dan dekanı seçeceksiniz, diğer yan-
dan senatoya sokmayacaksınız! Bu-
radaki mantığı anlamak mümkün
değil."
Su tesisatı bozulunca, düz man-
tıkla ilk önce contanın aşınıp aşınma-
dığına bakılır. Ama üniversite mus-
luk değil ki, sıradan bir mantıkla üze-
rineeğilesin...
Erkan Mumcu ve danışmanları,
mantık sınırlannı zorlayan çalışma-
lan nedeniyle kutlanmalı!
Tezkerenin reddi çok
önemliydi. Prof. Dr.
Baskın Oran'a göre,
dünya kamuoyunda
olağanüstü etki yaratmış,
ülkemizin olumsuz
görûntüsünü düzeltmişti.
Diğer yandan da,
Türkiye'deki "Biz
Amerikasız yapamayız.
Olaylann dışında
kalırsak, perişan olunız"
düşüncesinin
anlamsızlığı algılanmıştı.
Sonra ne oldu? Irak'ın
kuzeyinde gelişen Türk
bayrağını yakma"
olayının ABD kışkırtması
ıııodeıiızasyon nufcr?
oiduğu biline biline süreç
bir anda altüst edildi.
Dahası, Türk topraklanna
girişlerine ilişkin
herhangi bir onay
olmamasına karşın
Akdeniz'den Güneydoğu
sınınna değin ABO
askerieri yerleşmeye
başladılar. Gerekçe de
hazırdı:
"Bu hareketlilik, tûmüyle
TBMM'den şubat
başında geçen üslerde
modernizasyona olanak
tamyan tezkereyle
bağlantılıdır."
CHP Grup Başkanvekili
Oğuz Oyan, ileri sürülen
bağlantıdan kuşkulu:
"Onaylanan tezkere,
yalnızca
modemizasyona ve
onunfa ilişkiii 3 bin kadar
askere izin veriyordu.
Oysa, bugün Türk
topraklanna
modernizasyonla ilgisi
bulunmayan birtakım
araç gereçler ile
personet girişleri oluyor.
Bunlann birbölümü
muharip güç niteliğinde.
örneğin, Iskenderun'dan
Türkiye topraklanna
sokulan Hummer
ciplerinin ardında füze
sistemleri bulunuyor.
Bunlann
modernizasyonla ne
ilgisi var?"
Oyan'ın yorumu kesinlik
içeriyor "Meclis'in onayi
olmadan Türkjye'ye
yabancı gûçlerin girişine
izin verilmesi,
Anayasa'nın 92.
maddesiyle TBMM'ye
tanınmış anayasal hakka
karşı bir tecavüzdür."
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Sosyal Güvenlik Kurumları:
(3) Bağ-Kur Prime Esas Gelirler ve
Prfanleri (En Az)
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 78. maddesi de 4447
sayılı yasa ile değiştirilmiş ve 1 Ocak 2001'den geçerli olarak
sigorta primine esas alınan "kazancın alt sııun" ile "kazancm
üst smınıu" belirleyen, iki gösterge tablosu (Alt Gösterge Tab-
losu ile Üst Gösterge Tablosu) yürürlükten kaldınlmıştır.
Yerine TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) uygulamasına geçil-
miş ve prime esas kazancın alt sının, 327 milyon 583 bin 290
lira, üst sınır ise Bakanlar Kurulu'nca alt sınınn 5 katına yük-
seltilmiş ve 1 milyar 637 milyon 916 bin 450 lira olarak (1 Tem-
muz 2002 ile 31 Mart 2003) dönemi için) belirlenmiştir.
Buna karşılık, 4447 sayılı yasa ile Bağ-Kur Yasası'nın 50. mad-
desinde yer alan "Basamak ve Gösterge Sistemi" yürürlükten
kaldınlmamıştır.
Bu madde uyannca, Bağ-Kur "sigortahlaruı ödeyecekleri
primler ve bağlanacak ayhklann hesabında yirmi dört basa-
makh geür tabiosu" kullanılmaktadır. Tabloda yer alan gelir ba-
samakJan, Devlet Istatistik Enstitüsü tarafından açıklanan TÜ-
FE'ye göre belirlenmektedir.
îlk kez çalışma yaşamına Bağ-Kur kapsamına giren bir işte
çalışmakla başlayanlar, yirmi dört basamaktan oluşan "geürba-
samaklaruun ilk on iki basamağuıdan dilediğini" seçmekte öz-
gür bırakılmıştır. Ancak. "tlk on bir basamakta sıra itibanyla
basamak yükseltilmesi" ve prim ödenmesi isteğe bakılmaksı-
zın, Bağ-Kur tarafından yapılmaktadır. "On ildnci basamaktan
itibaren basamak yükseltilebilmesi için" "Bağ-Kur sigortahsı-
nın yazüı istekte bülunması ve istek tarihinden önceki "ayın so-
nu itibanyla prim ve diğer borçlanm ödemiş olması şartür."
Jlk on iki basamakta zorunlu bekleme süreleri bir yıl, "on üçün-
cü basamaktan itibaren her bir basamakta bekleme süresi iki
yıklır."
Bir Bağ-Kur sigortalısının 30 yıllık süre sonunda en az prim
ödeyerek yaşlılık ayhğına hak kazanabilmesi için; birinci ba-
samaktan giriş yapıp, basamaklan birer yıllık aralıkJarla çıkıp
on ikinci basamaktan 19 yıl prim ödemesi gerekir.
Ocak 20O3'e Göre 30 Yıllık Bağ-Kur En Az Gelir Tutan ve Primi (Bin TL)
Basa-
•nak
1
Bekleme
Süresi
2 i
3
4
5
6
7
Yıl
Yıl
Yü
Yıl
Yıl
Yıl
Yıl
8 i 1 Yıl
9
10
11
12
12
1 Yıl
1 Yıl
1 Yıl
Yıl
18 Yıl
Prime Esas Cetir Tutan
1 Avlık
176.245
187.554
198.864
210.174
221.484
234.302
247.119
259.937
272.755
285.573
298.391
311.208
311.208
30 Yıl Toplamı Gelirler
Ocak 2003'e Göre Bağ-Kur
Bığ-Knr
Sigorta Kollan
Hastalık(*)
Malullük, YaşlıJık ve Ölûm
Toplam
Süre Toplımı
2.114.935
2.250.653
2.386.371
2.522.088
2.657.806
2.811.620
2.965.433
3.119.247
3.273.060
3.426.873
3.580.687
3.734.500
67.221.007
102.064.281
%40 Toplam Prim
1 Ayiık
87.236
89.498
91.760
94.022
96.284
LJJ8.848
101.411
103.975
109.102
114.229
119.356
124.483
124.483
Primler
Süre Toplamı
1.046.836
1.073.980
1.101.123
1.128.267
1.155.411
1.186.173
1.216.936
1.247.699
1.309.224
1.370.749
1.432.275
^.493.800
26.888.403
41.650.876
30 Yıllık En Az Gelir Tutan ve Primteri (Bin TL)
Prim
Orsuu
Prime
EsasGeBr
%20 !
106.190.100
%20
%40
102.064.281
(•)
(*) Hostalık Sigonası primlerinin en azı 8. basamak üzerinden a ı
30YıDık
PrimTuttn
21.238.020
20.412.856
41.650.876
nmaktadır.
30 yıllık süre için en az prime esas gelir tutan 102 milyar 64
milyon olup, bu gelir tutarının %20'si olan malullük, yaşlılık
ve ölüm sigortası en az prim toplamı da 20 milyar 412 milyon
liradır.
veresım
özeJgıuplarhalirKieuygülamalıverilir.
Tel:(0216)3489997J
İnsan sıcağı dbf
Inanın, insan sıcağınaçoksusa-
mışız. Tank Alpagut'un yöneti-
mindeki "Havada Bulut" dizisi baş-
larken izlediğimiz o küçük kızın
kovasına yansıyan bulutlar kadar
susamışız...
Gelecekleri ağlara takılmış ba-
lıkçılar, tutkular, vurgunlar, mey-
hanede lakerda eşliğinde bir çift la-
kırdı, yorgun arabacılar, köpeği ile
konuşan yazarlar, yaşam ile bağı-
nı martının kanadına bağlamış ga-
ripler, kaygılı bakışlan süpüren dar
sokaklar...
Sart Faik'in hemen her öyküsün-
deki "medan maişet motoru" ar-
dında köpüklü izler bırakarak üç
haftadır oturma odalanmızdan ge-
çip gidiyor.
AyferTunç, Sait Faik'in 25'i aş-
kın öyküsünden dipdiri bir senar-
yo çıkarmış. Dizinin perde arkasın-
da yoğun bir birikim ve emek de
var elbette:
Çekim 64 gün sürmüş. 102 rep-
likli oyuncu rol almış. Pavyon sah-
neteri Tepebaşı'ndaki "Ferah" pav-
yonda çekilmiş. Pavyon içerisin-
deki bütün dekor her gün saat
19.30'dasökülmüş, hersabahye-
niden kurulmuş. Beyoğlu'ndaki
Jurnal Sokak'a 250 metrekare ar-
navutkaldınmıdöşenmiş. Istanbul
Şehir Tıyatrolan oyuncusu Kosta
Kortidis, dizide rol alanlara Rum
ağzjyla konuşma dersleri vermiş.
Filmdeki cümbüşçü, Kallavi So-
kaktaki Kaltavi meyhanesinde keş-
fedilmiş ve dizide oynatılmış...
"Havada Bulut"un son bölümü-
nü bu çarşamba gecesi saat
22.10'daTFfT-1 'de izleyeceğiz. Di-
leriz TRT yönetimi, kaçıranlar için
diziyi bir kez daha yayına sokar. In-
sanlık namına...
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
HARBl SEMÎH POROY semihporoy(â yahoo.com
KEDt LEVO APTÜUKA aptulika@studyoimge.com.
MECL/S'DEK) İMART
80 YfLUM
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 10 Mart
R4NATIZMIN BOYLESI!.
1974-'TB SU6ÜH, J4POU TEĞMENİ HİKOO OUADA, IT. DÜfJ-
YA SAi/AÇt V W BİTT/âİA/E İNANDI •'• &İLİA/OİĞ/ 6İBİ, SA-
VAŞ 1945 AĞUSroSUAJDA JAPOAJYA 'MN 7ÇSLİM O/MASry-
LA GOA/A B/iMİÇn- ANCAH FtUpiN AOAlAejNDAÛ BİZİU-
OE SÖREUU &ULUNAH GENÇ TEĞMEN, UÇAKLA AT1LAN
RESMT BİLDİeJLSee- İUAUMAtolÇn: PÜfMAU/U Şi/S
OYUUUYOU 8U !• 2.1 YIL NEIZEOEYSE BİR SOBİMSOU
HAYATI YAŞAyAN ONOOA, SONUNDA FARKEDİLİP
TESLİM OCMASt /.ZTSMDİ6İMDE, ANCAfC KOMUT8-
A rA/AAMCAĞ'NI SÖrLSUİÇ, EAAEfOJ tcoMU-
BulMMAfiAK. AftZUSU YBRİNE eeTiRİLMİÇTİ7
OÖHPÜĞÜ 2AMAN BOYÛK giR İL6İ OOA-
Ğl HALİUE GBLMİÇrİ. KtSA SÜR£ SOHBA ÇAÇIRTI-
d 8İR. KARAR VERİP SÜEZİLYA'yA GÖÇ £DE-
CEKTİ.-.
ANTALYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
E: 2000/1831 K: 2002/1216
Hüsnü Yıldız tarafindan, tbrahim Yıldız ve arkadaşlan hakkında açılan tapuda isim tashihi davasında:
Antalya merkez Kızıltoprak Mahallesi 4537 ada, 5 parselde kayıtlı taşıırmazın paydaşlanndan Ayşe Yıldız ile Hatice (Azamet) Tür-
kalp'in baba isimlerinin tapu sicilinde kayıtlı olmadığından bahısle tapuda isim tashihi davası açıldığı, yapılan yargılamalar sonunda:
Dava konusu Antalya merkez Kızıltoprak Mahallesi 4537 ada 5 nolu parselde hissedar Ayşe Yıldız'ın baba adının tbrahim olduğuna
ve tapuya bu şekilde tesciline, aynj parselde hissedar olan Hatice (Azamet) Türkalp'in Antalya merkez Tahılpazan Mahallesi 15 cilt,
106 hanede lsmaıl ve Emine kızı 1285 d.lu Hatice Türkalp olarak kayıtlı oiduğu gözetilerek tapudaki adının Hatice Türkalp olarak dü-
zeltilmesine, baba adının da lsmaıl olarak yazılmasına karar verihnekle Yargıtay yolu açık ohnak üzere verilen 18/11/2002 tarihli karar
adreslerinde bulunmayan Saadet Türkalp ve Reşadet Türkalp'e karar tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 18/2/2003
Basın: 9808
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
'Karşmıza Sevres
Çıkabilir'
Altı, yedi ay önce Italya'nın etkili "think fan/c"lerinden
Istituto Affari Internazionali-IAI (Uluslararası llişkiler
Enstitüsü) Başkanı Prof. Stefano Şilvestri'ye sormuş-
tum; "Yenibirlraksavaşmda Türkiye'nintutumuneol-
malı?"
"Ya hep, ya hiç" sözleriyle yanıtlamıştı bu sorumu
Silvestri: "Ortayolyokönünüzde. '91'deBMkananvar-
dı. Esafın Suriye'si dahil bölge ülkeleri müdahaleye
destek vermişti. Bugün aynı şartlaryok. Savaşın meş-
ruiyet temeliyok. Olayın Saddam'/a da ilgisiyok. ABD
üzerine inşa edilmiş garip bir dunım var ortada. Tür-
kiye bu işe bulaşmadan çok düşünmeli..."
"Üsleri dahi açmam"
"Yeniden karşınıza Sevres çıkabilir.." diye devam
etmişti sonra: "Ya Kuzey Irak'ta durumu tam kontrol
altına alacak bir askeri müdahaleye girecek, ya bu ışe
hiç bulaşmayacaksınız. Bulaşmamak, üsleri bile aç-
mamaktır. Üsleri açarsanız savaşın yaratacağı tüm
olumsuzluklardan etkilenir, durvmu kontrol edemez-
siniz. Yerinizde olsam 'Dumanı tüten silah yoksa, üs-
lerde yok' derim. Savaşa zemin teşkil eden delilleryok-
sa, üsleri açmanın siyasi şartlan da oluşmaz. Birma-
cera olur bu ve ben bu maceraya girmem!"
Çok şaşırmıştım. Henüz BM'deki kutuplaşmalar, AB-
ABD kavgalan yaşanmamtş; "meşrviyet" sorgulanma-
mış, ABD'nin "körısran" dünyayı ayağa kaJdırmamış-
t. Silvestri'nin analizi bana biraz "ekstrem "gelmişti.
"Üsleridahiaçmamak..." Neyapacakt Türkiye? Dm-
dızlak ortada mı kalacaktı? ABD bizi defterden silmez
miydi? Bunlan da sordum.
"Evet" dedi Silvestri: "Silebilir. Ancak bu onlan da
zoriar. Ortadoğu politikalannı sil baştan düşünmeleri
gerekir. Türkiye'sizbusavaşı yapmalan neredeyse im-
kânsızlaşır... Türkdostlanbenuyardım. 'ABD'yebuka-
dar yaslanırsanız; gün gelir fatura çıkanrlar' diye. Olan
budur. Avrupa ile ilişkilerinizin güçsüzlüğü en büyük
zaafınız. Ancak bu kezAvrupa ile aranızda bir çıkarbir-
liğivar. Avrupa'nın da çıkanyokbusavaşta. llişkiyigüç-
lendirebilseniz, ABD baskısı karşısında -IMF'de me-
sela- Avrupa desteği arayabilirsiniz..."
Jeopolitik deprem
Gelişmeler Silvestri'yi haklı çıkardı. Devasa bir "je-
opo//Wc"deprem yaşanıyor. Batı bölündü. AB'de lider-
lik yanşı var. Merkez üssündeki Türkiye tercihlerini yı-
kılmakta olan eski düzenin eski parametreleri üzerin-
den yaptı. önce bizim topraklanmıza giren bu savaşın
stratejilerini, '91 Körfez savaşına göre belirledi. Varsa-
yımlannı "kısa savaşa" dayandırdı. Işadamlan "Çıka-
caksa çıksın, belirs'ızlik bizi daha kötü etkiler" dedi.
ABD'nin "ekonomik paketine" bel bağladılar. Medya,
"Kısa sürede biter. Güçlünün yanında olalım" dedi.
NeAB'nin eski AB, neABD'nin eski ABD olduğunu kim-
segördü.
içerde siyasi bir irade boşiuğunda yakaladı bizi bu
deprem. Ipi çekilen Ecevrt iktidannın "ılımlı Islam"
modeliyle ikamesi sırasındatam... ABD'nin lanse ettt-
ği bu yeni model, orduyla kavgalıydı. Tezkere serüve-
ninde yaşananlar, "ordu" ve "hükümetin" aynı dog-
rultuda olup olmadığı yolunda sorulara yol açtı. Çok
başlı AKP'de kimin "savaşa evet", kimin "hayır" dedi-
ği kanşt. Tezkereye "hayır" karan bilinçii bir "savaş kar-
şrtı direniş"\er\ çok, irade boşluğundan kaynaklandı.
Oyle olmasa aynı tezkerenin ikinci kez Meclis'e getiril-
mesi düşünülebilir mi?
Iskenderun LJmanı'nda son günlerde yaşananlar da
aynı siyasi irade boşluğunun sonucu. ABD'nin sınıra
askeri sevkıyat karannı kim verdi? Ordu mu? Hükümet
mi? Bilmiyoruz. Meclis Başkanı Bülent Annc isyan-
da
-
Tüylerim diken diken oluyor!" diyor.
Haklı. Çok tehlikeli bir sürükleniş içindeyiz. Dünya-
nın çivisi çıkt. Ankara'nın çrvileri de yerine oturmuş de-
ğil. "Gayri meşru" bir savaşı pazarlayan ABD'nin ba-
şında, blöf ve şantaj yapan, tehdit eden, kumar oyna-
yan "köktendinci" bir başkan var. Bu kumann bir par-
çası haline gelir, sınırianmızı ucunu görmediğimiz teh-
likelere bulaştınrsak, kimseye dert anlatamayız: "Ka-
nşmasaydınız!" derler.
Bush'la el ele Kuzey Irak'ı zapturapt altına ahna sev-
dasından vazgeçin. İkinci bir BM karan çıkmadan ye-
ni tezkereyi unutun. Hatta "liman modemizasyonu"
izni altında muhatap kaldığımız bu "oldubittiler" ışığın-
da; *üs/eridart/açmama"aJtematifini degertendirin. Be-
deli ne olursa olsun...
BULMACA SEDÂT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDANSAĞA:
1/ 1972'de
Andrey Tar-
kovski,
2003 'te ise
Steven Soder-
bergh tarann-
dan sinemaya
aktanlan, Sta-
mslanvLem'in
ünlübilimkur-
gu romanı. 2/ 8
Osmanlılarda g
önceleri halk-
tan yalnız olağanüstü
durumlarda, sonrala-
rı ise sürekli olarak
toplananvergi... Ford
otomobilinin bir mo-
delı.3/DoğuKarade-
niz yöresinde yaşayan
halka verilen ad...
Ham ipeği iplik ve ib-
rişim durumuna geti-
ren kimse. 4/ Kaliteli
bir kahve cinsi. 5/Bir değiş tokuşta üste verilen şey...
Yankı. 6/Menteşe... Bir işi yerine getirme. 7/Domuk
renkli... Karaciğerin irileşmesi ya da körelmesi ile
beliren hastalık. 8/ Yaratıcısının adı bilinmeyen ya-
pıt... Nikelin simgesi. 9/Uğraş... Çözümleme.
YUKARTOAN AŞAĞlYA:
1/Canlı tempolu bir Latin dansı ve müziği... " — ve
Siyah": RZ.Uşakhgfl'ın romanı. 2/Düz ve geniş ara-
zi... Dal. 3/ Bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülke*ien.
gelmiş gemideki ınsanlann karanünaya alındıkJan
bina. 4/Utanç duyma... "Gizli şey, su"" anlamında. es-
ki sözcük... Sodyumun simgesi. 5/ Arap harflerimin
en çok kullanılan el yazısı biçimi... tçe doğmayla ak-
la gelen yaratıcı duygu. 6/Madenleri ergitme, sıvı <iu-
ruma getirme... Üstükapalı olarak anlatma. 7/Anrna,
sözünü etme. 8/ Kimi sözlerde, çıkaklan yakın ses-
lerin art arda gelmesi sonucu söyleyişüı kulağı rahıat-
sız etmesi. 9/Mobilya kasası... "Sana dün bir tegıe
den baktun — Istanbul" rYahya Kemal).