Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 ŞUBAT 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
kultur(Şcumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAY AKIN
Yazının unutulan canbazlan~T~ ~W~
a
'"* kıyısında toplanan
ğmmm
j meraklılann gözü Şah-
M i kulu îskelesi ile Fener
-M. JL. Kapısı Burcu arasına
gelenyedi gemidedir. Yan yana du-
ran gemilerin burunlannın aynı hi-
zada olması içın yoğun çaba göste-
ren yedi kaptanın, nice denizin rüz-
gânna kanşmış nefesleriyle tayfa-
lanna yağdırdıklan emirler en kor-
kusuzmartılaruı bile direklere kon-
masına engel olur!
Bir ucu kıyıda olan halat sandal-
la ilk gemiye getirildiğinde Haliç 'te
toplanan İstanbullulann sayısında
belirgın bir artış gö-
rülür. Halat, yedi ge-
minin yedi direğine
baglandıktan sonra
Canbaz Şahin'e
çevrilir tüm gözler.
Istanbulun en ünlü
ip canbazlanndan
Şahin Bey, gemile-
rin direkleri arasın-
da yaptığı bu göste-
ri sonrasında döne-
min padişahı IV.
Mehmet tarafından
ödüllendirilir. Can-
baz Şahin'e "Sıkıy-
sa Boğaz'ı geçseydi
ya!" demekbüyük
haksızhk olur. Çün-
kü. gösterinin yapıldığı 1680 yılm-
da, Boğaz'ın güçîü akıntılan üstün-
de gemileri sabitlemenin olanağı
yoktur.
Yedi geminin direkleri arasına
gerili ipte yürüyerek Haliç'i geç-
menin modası çabuk geçer. Oyle
ki, kısa sürede ip üstünde kayığa bi-
nen canbazlar peydahlanır. Hem de
aynı ipte bir değil, iki canbaz biner
kayığa!.. Içinde, yelkeni sen açar-
sın, ben açanm kavgasına tutuşan
canbazlar kayığın ikiye bölünme
numarasıyla izleyicileri şaşkınlığa
uğratırlar. Bir canbaz kayıİda birlik-
te aşağı düşerken, öbürü ipin
üstünde kalır. BöylelikJe, "Bir
ipte iki canbaz oynamaz" sö-
zü rafa kaldınlır ama. Orhon
Murat Arıburnu'nun " İ p "
şiiri hiçbir şey kaybetmez gü-
zelliğinden:
İki cambaz bir ipte oynamaz
Bir ipte bir sürü cambaz
Hilebaz, madrabaz, kumarbaz
İki cambaz bir ipte oynamaz
Bir ipte bir sürü cambaz
Ateşbaz, ifvebaz, hokkabaz
İp niye kopmaz
Zampok eyin pi
tırmanmanın
zor olduğunu
anlayan
canbazlar,
padişahın bu
gösteriyi
yasaklamasıyla
şanlanna leke
sürülmeden
sıynlırlar işin
içinden.
Anburnu şiirin
sonunda dize can-
bazlığının en gü-
zel örneklerinden
birini sunar okura.
Şairin bu şiiri pek
çok şiirsever tara-
fından bilinir. Şiir
canbazı Anburnu
tanınır tanmması-
na ama, yazıya el
atan canbazlan
anımsayan hemen
hemen hiç yoktur.
Biz onlann anısı-
na sahip çıkmak üzere kalkın,
1852 yılına gidelim...
Yazıya tutunan canbaz
III. Murat, Şehzade Meh-
met'in sünneti için düzenledi-
ği düğünde, gözlerini Dikili-
taş tan ayıramazken, Hiyerog- -I
lif yazının girintilerine çıkın-
tılanna el atan canbaz da, binbir
zorlukla sürdürmektedir tırmanışı-
nı... Nice şiirin, şairin ölümü üzeri-
ne yanm kalması gibi, canbazm ya-
zıya tutunarak yaptığı tırmanış da
c
»i-v
"> ? ? > "? •> o •-> n -~\ ~> i
M ] 1 ) ) ) ) W I '
~1 ı 1 i y • •
'&«mf&y
tamamJanamaz!.. Zavallı canbazın
düşüp ölmesinin ardmdan, öteki
canbazlann başanlı tırmanışlannın
bu tatsız olayı unutturacağı zanne-
dilir... Eyvah! O da ne? tkinci can-
bazda kanlariçüıde yatmakta-
dır Dikilitaş'ın dibinde... Ya-
zıya tırmanmanın zor olduğu-
nu anlayan canbazlar, bereket
versin ki padişahın bu gösteri-
yi yasakJamasıyla şanlanna le-
ke sürülmeden sıynlırlar işin
içinden!
îstanbul mezarlıklannı ge-
zerken, bir canbaz resmi ara-
nm taşlarda... Bulamayacağı-
mı bilsem de aranm. Bu arada
akJım da Foire de Saint Ger-
main ve Foire de Troyes'dedir.
Çünkü, bu kentlerde gösteri
yapan iki Türk
canbaz düşerek öl-
müşlerdir. Metin
And ustamızdan,
Foire de Troyes'de
ölen canbazımızm
düşmesine ipi yağ-
layan bir Ingiliz
canbazın neden ol-
duğunu Öğreniriz.
"Avnıpa'da Türk
tzi" gibi adlarla
hazırlanan belge-
sellerde savaş alan-
lan, yaptınlan ca-
miler,çeşmelerge-
tirilir televizyon
ekranına. Bu iki
canbazımızm izini
sürmek kimsenin aklına gel-
mez.
Carlp bir kurban olayı
tp üstünün kanlı tarihinde,
II. Mahmut dönemınin namlı
canbazı Ahmet Ağa'ya bir se-
lam borcumuz vardır. Canbaz
Ahmet Ağa, bir gösterisine
omuzlanna bir koyun alarak çıkmış
ve ipin tam ortasında hayvanı kur-
ban etmiştir. Can çekişen hayvamn
çırpınışıyla sallanan ip üstünde dur-
mayı başaran Ahmet Ağa bununla
kalmayıp, koyunu yüzmeyi de ba-
şarmıştır. Bitmedi; Ahmet Ağa, ipe
çıkarttığı mangala etleri dizerek bir
güzel pişirmiş ve afiyetle yemiş-
tir!.. Diyeceğimiz o ki. İstanbul'un
en garip kurban olayı kasap değil,
bir ip canbazı tarafindan gerçekleş-
tirilmiştir.
isfcemle üzerlnde hamleler
Istanbul, satranç tarihinin en il-
ginç karşılaşmasma da tanıkJık e-
den bir kenttir. Tahmin ettiğiniz gi-
bi bu satranç karşılaşması, iki can-
baz arasında ip üs-
tünde yapılır. Uste-
lik, iki canbaz da, i-
ki ayağıyla ipüstün-
de duran iskemlele-
re oturarak yapar
hamleleri!.. Canba-
zın ayagına bağladı-
ğı sahncakta çocuk
sallaması ya da ba-
şının üstünde dik
tuttuğu merdivene
bir çocuğun tırman-
ması en çok alkış
alan numaralar ara-
sındaydı.
Gösteri yapan ip
canbazlannın sayısı
bir elin parmaklan-
nı geçmiyor Istanbul'da... Saban-
cı'nın ve Iş Bankası'nın Levent'te-
ki ikiz kulelerine bakıp, hayal ku-
ran bir ıp canbazı yaşamıyor artık
bu kentte.
Philippe Petit, yüz binlerce çift
gözün meraklı bakışlan arasında ta-
mamlar, 1974 yılının 7 Ağustos gü-
nü yaptığı yürüyüşü. Fransız can-
baz düşmez ama yıllar sonra, 11
Eylül 2001 tarihinde. ipini bağladı-
ğı iki direkyıkılır...
Philippe Petit nin gösteri yaptığı
yer, New Yorktaki Dünya Ticaret
Merkezi'nin ikiz kuleleridir!
Philippe Petit
1974yılında
yaptığı
yürüyüşü
başanyla
tamamlar ama
yıllar sonra,
11 Eylül
200l'de, ipini
bağladığı iki
direk yıkılır...
'Dünya Öykü Günü' 14 Şubat'ta kutlanıyor
Oykü yeniden
keşfedildiSAVAŞ KURKLÜ
ADANA - 'Dünya Oykü Günü'
Adana'da da düzenlenen bir etkinlik-
le kutlanacak. PEN Yazarlar Derne-
ği, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye
Yazarlar Sendikası ve Dil Derne-
ği'nin işbirliğiyle gerçekleştirilecek
etkinliğin, dünyanın her yerinde ol-
duğu gibi Adana'da da öykücüleri,
yazarlan, sanatçılan ve bilim adam-
lannı bir araya getireceğini belirten
gazetemizin Adana Temsilcisi Çetin
Yiğenoğlu, "Tüm olumsuzhıklara
karşın, insanın insan yanı, postka-
pitalist imparatoriuğa
direnerek gerçeğin,
zamanın ve öykünün
öldürülmesine izin
vermedi. Temelde öy-
kü değişmezdi zaten.
Değişip gelişen öykü-
leme yöntemleri ol-
du" dedi.
Adana'da, Fotoğraf-
ya'da saat 11 .OO'de baş-
İayacak olan etkinliğe
Turan Altuntaş, M.
Demirel Babacanoğ-
lu, Muhsin Boz. Bekir
Dağsever, Mazlum Dirican, Zafer
Doruk, Kerim Dönmez, Özlem
Eraslan, Celal Gür, Bünyamin Ha-
zar, Alp lbrahim, Muslüm Kaba-
dayı, Saba Kırer, Süreyya Köle,
Muzaffer Özen ve Mustafa Tecirü
katılacak.
yA
Fotoğrafya'da
saat 11.OO'de
başlayacak
etkinlik
halka açık
olacak.
'Çağdaş Türk Öykûsfi' paneli
Etkinlikte bir de panel yer alıyor.
Doç. Dr Çetin Derdiyok, Yrd. Doç.
Dr. Bedri Aydoğan ve Arş. Gör. Se-
ma Çctin'in konuşmacı olarak kaü-
lacağı. 'Çağdaş Türk Öyküsü' ko-
nulu paneli yönetecek olan temsilci-
miz Yiğenoğlu, 'Dünya Öykü Gü-
nü' ile ilgili şunlan söyledi:
•'Bu dünya kuruldu kurulalı hep
öykü anlattı insana insanoğlu. Ki-
mi öykü dinleyerek varsülaştı, ki-
mi varsıllaştıkça öykülerden ders
almadığı için yoksullaştı. Bu yok-
sulluktan beslenen küresel tiran-
lar insanlann öykü aniatmasını,
öykü yaratacak biçimdeyaşaması-
nı kıskandı. 'Demokrasi getiriyoruz'
diverek sürdürdüler saldınlannı.
Önce dillerine saldırddar insanla-
nn. Kendi dillerini geliştirirken
başka dilleri öldürmeye kalkıştılar.
Birçoklannı öldürdüler de.
Küresel özgürlük va-
) at ede ede özgürlüğün
düşünü bile yok ettiler.
Bu arada kendilerinin
de yok olma sürecine
girdiğini fark edemedi-
ler. Soyut kavram üret-
me yeteneğinin gücünü
gereğince göremediler,
değerlendiremediler.
İnsanın bu insan yanı
direndiği için gerçeği,
zamanı ve öyküyü öldü-
WKOmmt remedi postkapitalist
imparatorluk. Tuhaf a-
ma gerçekliğini kendi kozasında
gizleyen öykünün olanaklan geliş-
ti bu arada. Küresel ideolojinin
tahribarı sağladı bu gelişmeyi. Böy-
lece her şeye karşın, yeni kimulde-
riyle yine, yeniden keşfedildi öykü.
fnsanlar bu kirli çağın serüvenini
yazacak, anlatacak öyküleri, öykü-
cüleri beklemeye başladı bu kez".
Yiğenoğlu, Adana Edebiyatçılar
Derneği, Fotoğrafya, Lül, Yom Sa-
nat, Aykın Sanat, Ardıçkuşu dergile-
ri ve Kemal Matbaası ile Tanıtım ve
Reklamcılık'ın da destek verdiği, Fo-
toğrafya'daki etkinliğin halka açık
olacağını da anımsattı.
Mimar Sinan Üniversitesi'nin kutlama etkinlikleri sürüyor
120. yılını plastik
sanatlardan gösteri
ve sahne sanatlarına,
yaymlardan
soyleşilere kadar
pek çok etkinlikle
kutlayan
Mimar Sinan
Üniversitesi'nin
'Karşı-laşma'
programında Costas
Tsoclis'in sergisi,
Henry Foures iJe
konservatuvarda
workshop,
konservatuvar ve
sosyoloji
bölümlerinin sokak
çocuklanyla
yapacakları
çalışmalar ve
'Sanayi Ankları
Müzik Aletleri
Yapımı',
Değirmendere'de
Japon heykel
sanatçılan ile ortak
'Ruhun Gıdası'
başlıklı projeler
yer alıyor.
120. yılda 'Karşı-laşma'
Külrür Servisi - Mimar Sinan
Üniversitesi 120. yılını, plastik sa-
natlardan gösteri ve sahne sanatla-
nna, yayınlardan soyleşilere.. kül-
tür ve sanatı bir bütün olarak ku-
caklayan Karşı-laşma başlıklı et-
kinliklerle kutluyor.
Kutlamalar, Tophane-i Amire
Külrür ve Sanat Merkezi'nde ge-
çen günlerde yapılan Akademi -
Tarih Buluşması ile başladı. Aka-
demi öğrencilerinin kayıt defterle-
rinden yola çıkılarak düzenJenen
serginin açılış programuıı Mimar
Sinan Üniversitesi mezunu Okan
Bayülgen sundu. Mimar Sinan
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Is-
met Vildan Alptekin, üniversite-
nin 'en kıdemli iki mezunu' Na-
ile Akıncı ve Ferruh Başağa'ya
onur belgesi verdi.
Akademi kayıt defteri
Mimar Sinan Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Ismet Vildan Alpte-
kin yaptığı konuşmada, MSÜ'nün
120. yılında, Türk sanat ve kültü-
rüne evrensel ölçülerde katkıda
bulunmak doğrultusundaki işlevı-
ne ve kurumun Cumhuriyerin çağ-
daşlaşma projesinde üstlendiği
önemli role dikkat çekti. Rektör
Yardımcısı Prof. Beril Anılan-
mert ise üniversitenin Cumhuri-
yet sonrası Türkiyesi'nin sanat ta-
rihini yazan bir kurum olduğunu
belirtti. 25 Şubat'a dek Tophane-i
Amire Külrür ve Sanat Merke-
zi'nde yer alacak 'Akademi - Ta-
rih Buluşması'nın belkemiği,
Akademi'nin belleğini bugünün
sanat ortamıyla buiuşturan Aka-
demi Kayıt Defteri tnteraktif
CD - Rom ve Sergi projesi. Bu
proje Akademi 'nin tarihini ele alı-
yor. Bedri Rahnıi Eyuboğ-
İu'ndan Nuri tyem'e, Hıfzı To-
puz'dan Atıf Yılmaz'a, Oğuz Ar-
al'dan Ferhan Şensoy'a ve Çol-
pan İlhan'a bu kurumda eğitim
görmüş pek çok ünJü ismin içinde
olduğu eğitim gördüğü bu kayıt-
lardan yola çıkarak Akademi'nin
Cumhuriyet tarihinde üstlendiği
misyonu ve zengin tarihini gözler
önüne seriyor.
Kutlamalar kapsamında çıkan
Akademi'ye Tanıkbk - Güzel Sa-
natlar Akademisi'ne Bakışlar
başlıklı kitap ise 3 ciltten oluşu-
yor. MSÜ Güzel Sanatlar Fakülte-
si Dekanı Prof. Ahmet Öner Gez-
gin'in editörlüğünde Bağlam Ya-
yınlan tarafından yayımlanan ki-
tap Resim ve Heykel, Mimarhk
ve Dekoratif Sanatlar başlıklan-
nı içeriyor. Kitapta aynca Ferruh
Başağa, Hüseyin Gezer, Adnan
Çoker, Feridun Akozan, Ercü-
ment Tarcan, Utarit tzgi, Kerim
Süivrili, Sadi Öziş, Süleyman Sa-
im Tekcan, Bülent Erkmen'in de
arasında olduğu 44 Akademiliyle
yapılan söyleşiler de bulunuyor.
Birbirinden ilginç projeler
Karşı-laşma'lar kapsamında Yu-
nanlı sanatçı Costas Tsoclis'in
sergisi, Fransız sanatçı Henry Fo-
ores ile konservatuvarda works-
hop, konservatuvar ve sosyoloji
bölümlerinin sokak çocuklanyla
yapacakJan çalışmalar ve 'Sana-
yi Atıkları Müzik Aletleri Yapı-
mı', Değirmendere'de Japon hey-
kel sanatçılanyla ortak Ruhun
Gıdası başlıklı projeler yer ahyor.
ESİNTİLER
ZEYNEP ORAL
Guernica'dan Silopi'ye...
Gözümün önünden Guernica geçiyor... Gene-
ral Franco'nun onayıyla, Alman bombardıma-
nıyla yerle bir edilen bir Bask köyünün katliamı,
Picasso'nun dehasından geçip yerleşiyor yüre-
ğime.
Gözümün önünden trenler geçiyor. Sınıra as-
ker sevkıyatı... Katar katar "Memetçik memet...
memetçik memet..." Trakya'dan Silopi'ye--- Ara
istasyonlarda analar, babalar bekleşiyor, belki
oğlumuzu görürüz diye... Görebilenler sarılıyor,
kokluyor, öpüyor, bir daha, bir daha bağrına ba-
sıyor oğlunu... Helalleşiyor... Savaş filmi seyret-
miyoruz. Haberlerde izliyoruz!
Istasyonda oğluna sanlan ananın gözyaşları,
alevlerin yuttuğu Guernicalı kadının çığlıklarına
karışıyor. Ikisinin kollan birbirine uzanıyor. Guer-
nica'nın parçalanmış insan bedenleri, ölü çocuk
yüzleri, geleceğin vahşetini haykırıyor...
Povvell, BM Güvenlik Konseyi'nde hiç kimse-
yi ikna edemeyen "kanıt" konuşmasını yaparken,
aynı salonda asılı olan Guernica tablosundan
esinlenmiş panoyu örtmek zorunda kalmışlar.
"Nepahasına olursa olsun, illakisavaş" sözlerini
dinlerken savaşın vahşetinin ve acımasızlığının
simgesine dönüşmüş bu esere bakmaktan ya
korkmuşlar ya da utanmışlar...
Peki Güvenlik Konseyi'ndeki bu insanlar hiç
mi Bağdatlı çocuklann yüzlerini görmemişler,
seslenişlerini hiç mi duymamışlar! Ya istasyonda
asker oğluna sanlmak için bekleşen analan? Gör-
medikleri, duymadıkları, bilmedikleri için mi or-
man kanununa teslim olmuşlar?
Hükümet dilediği kadar "Savaşa girmedik, sa-
vaşa girmiyoruz" desin. Kimi kandırdıklannı sa-
nıyorlar.
• • •
Silopi'ye yalnız asker sevkıyatı yok. Onlar da,
belki siz bu satırlan okuduğunuzda Silopi'ye var-
mış olacaklar...
Onlar dediğirn, "Savaşa Hayır Kadın Platfor-
mu". Sayısız kadın kuruluşlan.
önceki gün ve dün yola çıktılar. Adıyaman, An-
ta/ya, Urfa, Tunceli, Van, Mersin, Adana, Hatay,
Maraş, Ankara, Sakarya, Izmir ve Istanbul'dan
yola çıkıp Diyarbakır'a vardılar. Bugün de Diyar-
bakır'dan Silopi'ye gidiyorlar... Sabah 11 'de sı-
nıra en yakın yere gidip getirdikleri banş sembol-
lerini bırakacaklar. Aynı saatte dünyanın bir baş-
ka sıcak bölgesinde, Kıbrıs'ta, yine "Savaşa Ha-
yır Kadın Platformu"nun temsilcileri, sınıra gidip
banş eylemi yapacaklar.
Savaş kararlarının alındığı mekanizmaların
odağında hep erkeklerin yer aldığının ve savaş-
larda en ağır bedeli hep kadınlann ödediğinin bi-
lincindeler. "Sadece Irak'ta değil, üzerinde yaşa-
dığımız topraklarda da banş istiyor, militarist ve
milliyetçi politikalann terk edilip barış yönünde
adımlar atılmasını talep ediyoruz" demeleri bun-
dan.
Savaşlann kadınlar üzerindeki etkilerini dile ge-
tirirken dünyanın en yoksul kesiminin yüzde 70'i-
ni kadınlann oluşturduğunu, dünyadaki mülteci-
lerin üçte ikisini yine kadınlann oluşturduğunu
vurguluyorlar. Olası savaşlar önce kadınlan da-
ha da yoksullaştıracak, önce kadınlan mülteciye
dönüştürecek.
"Yoksulluk kadar savaş da kadınlan fuhuş sek-
törüne girmeye zorlar" diyorlar. (Yüzbinlerce pa-
ralı Amerikan askerinin yoksulluğun pençesinde
kıvranan Irak'a akın etmesini düşünün.)
"Savaş kosullan alttnda kadına yönelik şiddet
her alanda artacaktır" diyorlar. Savaşan tarafla-
nn birbirlerinin "kadınlanna" tecavüz etmeyi ve
bunu tehdit olarak kullanmayı bir savaş strateji-
sine dönüştürmelerine dikkati çekiyorlar. (Kore'yi,
Japonya'yı, daha yenilerini, Bosna'yı ve şimdi
adını saymak istemediğim ülkeleri düşünün!)
I. Dünya Savaşı'nda ölenlerin yüzde 5'ini; 2.
Dünya Savaşı'nda ölenlerin yüzde 55'ini; günü-
müzde ise savaşlarda ölenlerin yüzde 90'ını si-
viller oluşturuyor.
Guernica'dan Silopi'ye uzanan çizgide, bunu
unutmamamız dileğiyle... "Iyi bayramlar" diyo-
rum.
e-posta: zeynep a zeyneporal.com
Faks:0 212 257 16 50
Gökhan Ketenci CRR'de
I Kültür Servisi - Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Kent Orkestrası'nda alto saksofon
sanatçısı ve şef yardımcısı olarak görev yapan,
GMG (Gökhan - Mehmet- Gökhan) grubunun
üyesi Gökhan Ketenci 17 Şubat günü saat
19.30'da Cemal Reşit Rey'de (CRR) solo
konser verecek. Ketenci, konserde 'Boogy
Down' (All Gereau), 'Trury' ve 'Endless
Love' (Lionel Richie), 'Caruso' (Pavarotri),
'Pamela' (Toto), 'Haziran' (GMG), 'Bile Bile'
(Aşkm Nur Yengi) parçalannın yanı sıra
Kenny J'in 'Going Home' ve 'Havana'
parçalannı da seslendirecek.
BUGUN
• YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ'nde
10.30'da 'Çakmaktaşı' (ç.o.) ve 15.30'da
'2. Cadde'nin Mahkûmu' adlı oyun.
(0 212 661 38 95)
• KARTALTEPE KÜLTÜR MERKEZİ'nde
10.30'da 'Masal' (ç.o.) ve 15.30'da 'Odada
Savaş' adlı oyun. (0 212 543 73 28)
• MUAMMER KARACA TİYATROSU nda
11.OO'de Erdinç Demirayın Sihirbaz
Gösterisi'. (0 212 317 77 49)
FfLMMOR MDIN FİLMLERİFESTİVÜÜ
• FRAJVSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde
13.00'te 'Kısa Filmler', 14.30'da 'Adım
Adım Feminist Hareket 1941-1977',
16.30'da 'Söyleşi-Atölye; Kadınlar Sinemayı
Tartışıyor', 20.00'de ^TVIM 30. Vıldönümü
Etkinliği'. (0 212 334 87 40)
• BtLGt ÜNtVERStTESt DOLAPDERE
KAMPLSU'nde 13.00'te 'Tutkuyu FUme
Almak'. 14.30'da 'Evim Hapishanem',
18.30'da 'Kahvaltıya Kurşunlar' adlı film
gösterimleri. (0 212 293 50 10)