25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 ŞUBAT 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur(Şcumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAY AKIN Yazının unutulan canbazlan~T~ ~W~ a '"* kıyısında toplanan ğmmm j meraklılann gözü Şah- M i kulu îskelesi ile Fener -M. JL. Kapısı Burcu arasına gelenyedi gemidedir. Yan yana du- ran gemilerin burunlannın aynı hi- zada olması içın yoğun çaba göste- ren yedi kaptanın, nice denizin rüz- gânna kanşmış nefesleriyle tayfa- lanna yağdırdıklan emirler en kor- kusuzmartılaruı bile direklere kon- masına engel olur! Bir ucu kıyıda olan halat sandal- la ilk gemiye getirildiğinde Haliç 'te toplanan İstanbullulann sayısında belirgın bir artış gö- rülür. Halat, yedi ge- minin yedi direğine baglandıktan sonra Canbaz Şahin'e çevrilir tüm gözler. Istanbulun en ünlü ip canbazlanndan Şahin Bey, gemile- rin direkleri arasın- da yaptığı bu göste- ri sonrasında döne- min padişahı IV. Mehmet tarafından ödüllendirilir. Can- baz Şahin'e "Sıkıy- sa Boğaz'ı geçseydi ya!" demekbüyük haksızhk olur. Çün- kü. gösterinin yapıldığı 1680 yılm- da, Boğaz'ın güçîü akıntılan üstün- de gemileri sabitlemenin olanağı yoktur. Yedi geminin direkleri arasına gerili ipte yürüyerek Haliç'i geç- menin modası çabuk geçer. Oyle ki, kısa sürede ip üstünde kayığa bi- nen canbazlar peydahlanır. Hem de aynı ipte bir değil, iki canbaz biner kayığa!.. Içinde, yelkeni sen açar- sın, ben açanm kavgasına tutuşan canbazlar kayığın ikiye bölünme numarasıyla izleyicileri şaşkınlığa uğratırlar. Bir canbaz kayıİda birlik- te aşağı düşerken, öbürü ipin üstünde kalır. BöylelikJe, "Bir ipte iki canbaz oynamaz" sö- zü rafa kaldınlır ama. Orhon Murat Arıburnu'nun " İ p " şiiri hiçbir şey kaybetmez gü- zelliğinden: İki cambaz bir ipte oynamaz Bir ipte bir sürü cambaz Hilebaz, madrabaz, kumarbaz İki cambaz bir ipte oynamaz Bir ipte bir sürü cambaz Ateşbaz, ifvebaz, hokkabaz İp niye kopmaz Zampok eyin pi tırmanmanın zor olduğunu anlayan canbazlar, padişahın bu gösteriyi yasaklamasıyla şanlanna leke sürülmeden sıynlırlar işin içinden. Anburnu şiirin sonunda dize can- bazlığının en gü- zel örneklerinden birini sunar okura. Şairin bu şiiri pek çok şiirsever tara- fından bilinir. Şiir canbazı Anburnu tanınır tanmması- na ama, yazıya el atan canbazlan anımsayan hemen hemen hiç yoktur. Biz onlann anısı- na sahip çıkmak üzere kalkın, 1852 yılına gidelim... Yazıya tutunan canbaz III. Murat, Şehzade Meh- met'in sünneti için düzenledi- ği düğünde, gözlerini Dikili- taş tan ayıramazken, Hiyerog- -I lif yazının girintilerine çıkın- tılanna el atan canbaz da, binbir zorlukla sürdürmektedir tırmanışı- nı... Nice şiirin, şairin ölümü üzeri- ne yanm kalması gibi, canbazm ya- zıya tutunarak yaptığı tırmanış da c »i-v "> ? ? > "? •> o •-> n -~\ ~> i M ] 1 ) ) ) ) W I ' ~1 ı 1 i y • • '&«mf&y tamamJanamaz!.. Zavallı canbazın düşüp ölmesinin ardmdan, öteki canbazlann başanlı tırmanışlannın bu tatsız olayı unutturacağı zanne- dilir... Eyvah! O da ne? tkinci can- bazda kanlariçüıde yatmakta- dır Dikilitaş'ın dibinde... Ya- zıya tırmanmanın zor olduğu- nu anlayan canbazlar, bereket versin ki padişahın bu gösteri- yi yasakJamasıyla şanlanna le- ke sürülmeden sıynlırlar işin içinden! îstanbul mezarlıklannı ge- zerken, bir canbaz resmi ara- nm taşlarda... Bulamayacağı- mı bilsem de aranm. Bu arada akJım da Foire de Saint Ger- main ve Foire de Troyes'dedir. Çünkü, bu kentlerde gösteri yapan iki Türk canbaz düşerek öl- müşlerdir. Metin And ustamızdan, Foire de Troyes'de ölen canbazımızm düşmesine ipi yağ- layan bir Ingiliz canbazın neden ol- duğunu Öğreniriz. "Avnıpa'da Türk tzi" gibi adlarla hazırlanan belge- sellerde savaş alan- lan, yaptınlan ca- miler,çeşmelerge- tirilir televizyon ekranına. Bu iki canbazımızm izini sürmek kimsenin aklına gel- mez. Carlp bir kurban olayı tp üstünün kanlı tarihinde, II. Mahmut dönemınin namlı canbazı Ahmet Ağa'ya bir se- lam borcumuz vardır. Canbaz Ahmet Ağa, bir gösterisine omuzlanna bir koyun alarak çıkmış ve ipin tam ortasında hayvanı kur- ban etmiştir. Can çekişen hayvamn çırpınışıyla sallanan ip üstünde dur- mayı başaran Ahmet Ağa bununla kalmayıp, koyunu yüzmeyi de ba- şarmıştır. Bitmedi; Ahmet Ağa, ipe çıkarttığı mangala etleri dizerek bir güzel pişirmiş ve afiyetle yemiş- tir!.. Diyeceğimiz o ki. İstanbul'un en garip kurban olayı kasap değil, bir ip canbazı tarafindan gerçekleş- tirilmiştir. isfcemle üzerlnde hamleler Istanbul, satranç tarihinin en il- ginç karşılaşmasma da tanıkJık e- den bir kenttir. Tahmin ettiğiniz gi- bi bu satranç karşılaşması, iki can- baz arasında ip üs- tünde yapılır. Uste- lik, iki canbaz da, i- ki ayağıyla ipüstün- de duran iskemlele- re oturarak yapar hamleleri!.. Canba- zın ayagına bağladı- ğı sahncakta çocuk sallaması ya da ba- şının üstünde dik tuttuğu merdivene bir çocuğun tırman- ması en çok alkış alan numaralar ara- sındaydı. Gösteri yapan ip canbazlannın sayısı bir elin parmaklan- nı geçmiyor Istanbul'da... Saban- cı'nın ve Iş Bankası'nın Levent'te- ki ikiz kulelerine bakıp, hayal ku- ran bir ıp canbazı yaşamıyor artık bu kentte. Philippe Petit, yüz binlerce çift gözün meraklı bakışlan arasında ta- mamlar, 1974 yılının 7 Ağustos gü- nü yaptığı yürüyüşü. Fransız can- baz düşmez ama yıllar sonra, 11 Eylül 2001 tarihinde. ipini bağladı- ğı iki direkyıkılır... Philippe Petit nin gösteri yaptığı yer, New Yorktaki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kuleleridir! Philippe Petit 1974yılında yaptığı yürüyüşü başanyla tamamlar ama yıllar sonra, 11 Eylül 200l'de, ipini bağladığı iki direk yıkılır... 'Dünya Öykü Günü' 14 Şubat'ta kutlanıyor Oykü yeniden keşfedildiSAVAŞ KURKLÜ ADANA - 'Dünya Oykü Günü' Adana'da da düzenlenen bir etkinlik- le kutlanacak. PEN Yazarlar Derne- ği, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Dil Derne- ği'nin işbirliğiyle gerçekleştirilecek etkinliğin, dünyanın her yerinde ol- duğu gibi Adana'da da öykücüleri, yazarlan, sanatçılan ve bilim adam- lannı bir araya getireceğini belirten gazetemizin Adana Temsilcisi Çetin Yiğenoğlu, "Tüm olumsuzhıklara karşın, insanın insan yanı, postka- pitalist imparatoriuğa direnerek gerçeğin, zamanın ve öykünün öldürülmesine izin vermedi. Temelde öy- kü değişmezdi zaten. Değişip gelişen öykü- leme yöntemleri ol- du" dedi. Adana'da, Fotoğraf- ya'da saat 11 .OO'de baş- İayacak olan etkinliğe Turan Altuntaş, M. Demirel Babacanoğ- lu, Muhsin Boz. Bekir Dağsever, Mazlum Dirican, Zafer Doruk, Kerim Dönmez, Özlem Eraslan, Celal Gür, Bünyamin Ha- zar, Alp lbrahim, Muslüm Kaba- dayı, Saba Kırer, Süreyya Köle, Muzaffer Özen ve Mustafa Tecirü katılacak. yA Fotoğrafya'da saat 11.OO'de başlayacak etkinlik halka açık olacak. 'Çağdaş Türk Öykûsfi' paneli Etkinlikte bir de panel yer alıyor. Doç. Dr Çetin Derdiyok, Yrd. Doç. Dr. Bedri Aydoğan ve Arş. Gör. Se- ma Çctin'in konuşmacı olarak kaü- lacağı. 'Çağdaş Türk Öyküsü' ko- nulu paneli yönetecek olan temsilci- miz Yiğenoğlu, 'Dünya Öykü Gü- nü' ile ilgili şunlan söyledi: •'Bu dünya kuruldu kurulalı hep öykü anlattı insana insanoğlu. Ki- mi öykü dinleyerek varsülaştı, ki- mi varsıllaştıkça öykülerden ders almadığı için yoksullaştı. Bu yok- sulluktan beslenen küresel tiran- lar insanlann öykü aniatmasını, öykü yaratacak biçimdeyaşaması- nı kıskandı. 'Demokrasi getiriyoruz' diverek sürdürdüler saldınlannı. Önce dillerine saldırddar insanla- nn. Kendi dillerini geliştirirken başka dilleri öldürmeye kalkıştılar. Birçoklannı öldürdüler de. Küresel özgürlük va- ) at ede ede özgürlüğün düşünü bile yok ettiler. Bu arada kendilerinin de yok olma sürecine girdiğini fark edemedi- ler. Soyut kavram üret- me yeteneğinin gücünü gereğince göremediler, değerlendiremediler. İnsanın bu insan yanı direndiği için gerçeği, zamanı ve öyküyü öldü- WKOmmt remedi postkapitalist imparatorluk. Tuhaf a- ma gerçekliğini kendi kozasında gizleyen öykünün olanaklan geliş- ti bu arada. Küresel ideolojinin tahribarı sağladı bu gelişmeyi. Böy- lece her şeye karşın, yeni kimulde- riyle yine, yeniden keşfedildi öykü. fnsanlar bu kirli çağın serüvenini yazacak, anlatacak öyküleri, öykü- cüleri beklemeye başladı bu kez". Yiğenoğlu, Adana Edebiyatçılar Derneği, Fotoğrafya, Lül, Yom Sa- nat, Aykın Sanat, Ardıçkuşu dergile- ri ve Kemal Matbaası ile Tanıtım ve Reklamcılık'ın da destek verdiği, Fo- toğrafya'daki etkinliğin halka açık olacağını da anımsattı. Mimar Sinan Üniversitesi'nin kutlama etkinlikleri sürüyor 120. yılını plastik sanatlardan gösteri ve sahne sanatlarına, yaymlardan soyleşilere kadar pek çok etkinlikle kutlayan Mimar Sinan Üniversitesi'nin 'Karşı-laşma' programında Costas Tsoclis'in sergisi, Henry Foures iJe konservatuvarda workshop, konservatuvar ve sosyoloji bölümlerinin sokak çocuklanyla yapacakları çalışmalar ve 'Sanayi Ankları Müzik Aletleri Yapımı', Değirmendere'de Japon heykel sanatçılan ile ortak 'Ruhun Gıdası' başlıklı projeler yer alıyor. 120. yılda 'Karşı-laşma' Külrür Servisi - Mimar Sinan Üniversitesi 120. yılını, plastik sa- natlardan gösteri ve sahne sanatla- nna, yayınlardan soyleşilere.. kül- tür ve sanatı bir bütün olarak ku- caklayan Karşı-laşma başlıklı et- kinliklerle kutluyor. Kutlamalar, Tophane-i Amire Külrür ve Sanat Merkezi'nde ge- çen günlerde yapılan Akademi - Tarih Buluşması ile başladı. Aka- demi öğrencilerinin kayıt defterle- rinden yola çıkılarak düzenJenen serginin açılış programuıı Mimar Sinan Üniversitesi mezunu Okan Bayülgen sundu. Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Is- met Vildan Alptekin, üniversite- nin 'en kıdemli iki mezunu' Na- ile Akıncı ve Ferruh Başağa'ya onur belgesi verdi. Akademi kayıt defteri Mimar Sinan Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Ismet Vildan Alpte- kin yaptığı konuşmada, MSÜ'nün 120. yılında, Türk sanat ve kültü- rüne evrensel ölçülerde katkıda bulunmak doğrultusundaki işlevı- ne ve kurumun Cumhuriyerin çağ- daşlaşma projesinde üstlendiği önemli role dikkat çekti. Rektör Yardımcısı Prof. Beril Anılan- mert ise üniversitenin Cumhuri- yet sonrası Türkiyesi'nin sanat ta- rihini yazan bir kurum olduğunu belirtti. 25 Şubat'a dek Tophane-i Amire Külrür ve Sanat Merke- zi'nde yer alacak 'Akademi - Ta- rih Buluşması'nın belkemiği, Akademi'nin belleğini bugünün sanat ortamıyla buiuşturan Aka- demi Kayıt Defteri tnteraktif CD - Rom ve Sergi projesi. Bu proje Akademi 'nin tarihini ele alı- yor. Bedri Rahnıi Eyuboğ- İu'ndan Nuri tyem'e, Hıfzı To- puz'dan Atıf Yılmaz'a, Oğuz Ar- al'dan Ferhan Şensoy'a ve Çol- pan İlhan'a bu kurumda eğitim görmüş pek çok ünJü ismin içinde olduğu eğitim gördüğü bu kayıt- lardan yola çıkarak Akademi'nin Cumhuriyet tarihinde üstlendiği misyonu ve zengin tarihini gözler önüne seriyor. Kutlamalar kapsamında çıkan Akademi'ye Tanıkbk - Güzel Sa- natlar Akademisi'ne Bakışlar başlıklı kitap ise 3 ciltten oluşu- yor. MSÜ Güzel Sanatlar Fakülte- si Dekanı Prof. Ahmet Öner Gez- gin'in editörlüğünde Bağlam Ya- yınlan tarafından yayımlanan ki- tap Resim ve Heykel, Mimarhk ve Dekoratif Sanatlar başlıklan- nı içeriyor. Kitapta aynca Ferruh Başağa, Hüseyin Gezer, Adnan Çoker, Feridun Akozan, Ercü- ment Tarcan, Utarit tzgi, Kerim Süivrili, Sadi Öziş, Süleyman Sa- im Tekcan, Bülent Erkmen'in de arasında olduğu 44 Akademiliyle yapılan söyleşiler de bulunuyor. Birbirinden ilginç projeler Karşı-laşma'lar kapsamında Yu- nanlı sanatçı Costas Tsoclis'in sergisi, Fransız sanatçı Henry Fo- ores ile konservatuvarda works- hop, konservatuvar ve sosyoloji bölümlerinin sokak çocuklanyla yapacakJan çalışmalar ve 'Sana- yi Atıkları Müzik Aletleri Yapı- mı', Değirmendere'de Japon hey- kel sanatçılanyla ortak Ruhun Gıdası başlıklı projeler yer ahyor. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Guernica'dan Silopi'ye... Gözümün önünden Guernica geçiyor... Gene- ral Franco'nun onayıyla, Alman bombardıma- nıyla yerle bir edilen bir Bask köyünün katliamı, Picasso'nun dehasından geçip yerleşiyor yüre- ğime. Gözümün önünden trenler geçiyor. Sınıra as- ker sevkıyatı... Katar katar "Memetçik memet... memetçik memet..." Trakya'dan Silopi'ye--- Ara istasyonlarda analar, babalar bekleşiyor, belki oğlumuzu görürüz diye... Görebilenler sarılıyor, kokluyor, öpüyor, bir daha, bir daha bağrına ba- sıyor oğlunu... Helalleşiyor... Savaş filmi seyret- miyoruz. Haberlerde izliyoruz! Istasyonda oğluna sanlan ananın gözyaşları, alevlerin yuttuğu Guernicalı kadının çığlıklarına karışıyor. Ikisinin kollan birbirine uzanıyor. Guer- nica'nın parçalanmış insan bedenleri, ölü çocuk yüzleri, geleceğin vahşetini haykırıyor... Povvell, BM Güvenlik Konseyi'nde hiç kimse- yi ikna edemeyen "kanıt" konuşmasını yaparken, aynı salonda asılı olan Guernica tablosundan esinlenmiş panoyu örtmek zorunda kalmışlar. "Nepahasına olursa olsun, illakisavaş" sözlerini dinlerken savaşın vahşetinin ve acımasızlığının simgesine dönüşmüş bu esere bakmaktan ya korkmuşlar ya da utanmışlar... Peki Güvenlik Konseyi'ndeki bu insanlar hiç mi Bağdatlı çocuklann yüzlerini görmemişler, seslenişlerini hiç mi duymamışlar! Ya istasyonda asker oğluna sanlmak için bekleşen analan? Gör- medikleri, duymadıkları, bilmedikleri için mi or- man kanununa teslim olmuşlar? Hükümet dilediği kadar "Savaşa girmedik, sa- vaşa girmiyoruz" desin. Kimi kandırdıklannı sa- nıyorlar. • • • Silopi'ye yalnız asker sevkıyatı yok. Onlar da, belki siz bu satırlan okuduğunuzda Silopi'ye var- mış olacaklar... Onlar dediğirn, "Savaşa Hayır Kadın Platfor- mu". Sayısız kadın kuruluşlan. önceki gün ve dün yola çıktılar. Adıyaman, An- ta/ya, Urfa, Tunceli, Van, Mersin, Adana, Hatay, Maraş, Ankara, Sakarya, Izmir ve Istanbul'dan yola çıkıp Diyarbakır'a vardılar. Bugün de Diyar- bakır'dan Silopi'ye gidiyorlar... Sabah 11 'de sı- nıra en yakın yere gidip getirdikleri banş sembol- lerini bırakacaklar. Aynı saatte dünyanın bir baş- ka sıcak bölgesinde, Kıbrıs'ta, yine "Savaşa Ha- yır Kadın Platformu"nun temsilcileri, sınıra gidip banş eylemi yapacaklar. Savaş kararlarının alındığı mekanizmaların odağında hep erkeklerin yer aldığının ve savaş- larda en ağır bedeli hep kadınlann ödediğinin bi- lincindeler. "Sadece Irak'ta değil, üzerinde yaşa- dığımız topraklarda da banş istiyor, militarist ve milliyetçi politikalann terk edilip barış yönünde adımlar atılmasını talep ediyoruz" demeleri bun- dan. Savaşlann kadınlar üzerindeki etkilerini dile ge- tirirken dünyanın en yoksul kesiminin yüzde 70'i- ni kadınlann oluşturduğunu, dünyadaki mülteci- lerin üçte ikisini yine kadınlann oluşturduğunu vurguluyorlar. Olası savaşlar önce kadınlan da- ha da yoksullaştıracak, önce kadınlan mülteciye dönüştürecek. "Yoksulluk kadar savaş da kadınlan fuhuş sek- törüne girmeye zorlar" diyorlar. (Yüzbinlerce pa- ralı Amerikan askerinin yoksulluğun pençesinde kıvranan Irak'a akın etmesini düşünün.) "Savaş kosullan alttnda kadına yönelik şiddet her alanda artacaktır" diyorlar. Savaşan tarafla- nn birbirlerinin "kadınlanna" tecavüz etmeyi ve bunu tehdit olarak kullanmayı bir savaş strateji- sine dönüştürmelerine dikkati çekiyorlar. (Kore'yi, Japonya'yı, daha yenilerini, Bosna'yı ve şimdi adını saymak istemediğim ülkeleri düşünün!) I. Dünya Savaşı'nda ölenlerin yüzde 5'ini; 2. Dünya Savaşı'nda ölenlerin yüzde 55'ini; günü- müzde ise savaşlarda ölenlerin yüzde 90'ını si- viller oluşturuyor. Guernica'dan Silopi'ye uzanan çizgide, bunu unutmamamız dileğiyle... "Iyi bayramlar" diyo- rum. e-posta: zeynep a zeyneporal.com Faks:0 212 257 16 50 Gökhan Ketenci CRR'de I Kültür Servisi - Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası'nda alto saksofon sanatçısı ve şef yardımcısı olarak görev yapan, GMG (Gökhan - Mehmet- Gökhan) grubunun üyesi Gökhan Ketenci 17 Şubat günü saat 19.30'da Cemal Reşit Rey'de (CRR) solo konser verecek. Ketenci, konserde 'Boogy Down' (All Gereau), 'Trury' ve 'Endless Love' (Lionel Richie), 'Caruso' (Pavarotri), 'Pamela' (Toto), 'Haziran' (GMG), 'Bile Bile' (Aşkm Nur Yengi) parçalannın yanı sıra Kenny J'in 'Going Home' ve 'Havana' parçalannı da seslendirecek. BUGUN • YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ'nde 10.30'da 'Çakmaktaşı' (ç.o.) ve 15.30'da '2. Cadde'nin Mahkûmu' adlı oyun. (0 212 661 38 95) • KARTALTEPE KÜLTÜR MERKEZİ'nde 10.30'da 'Masal' (ç.o.) ve 15.30'da 'Odada Savaş' adlı oyun. (0 212 543 73 28) • MUAMMER KARACA TİYATROSU nda 11.OO'de Erdinç Demirayın Sihirbaz Gösterisi'. (0 212 317 77 49) FfLMMOR MDIN FİLMLERİFESTİVÜÜ • FRAJVSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde 13.00'te 'Kısa Filmler', 14.30'da 'Adım Adım Feminist Hareket 1941-1977', 16.30'da 'Söyleşi-Atölye; Kadınlar Sinemayı Tartışıyor', 20.00'de ^TVIM 30. Vıldönümü Etkinliği'. (0 212 334 87 40) • BtLGt ÜNtVERStTESt DOLAPDERE KAMPLSU'nde 13.00'te 'Tutkuyu FUme Almak'. 14.30'da 'Evim Hapishanem', 18.30'da 'Kahvaltıya Kurşunlar' adlı film gösterimleri. (0 212 293 50 10)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear