Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ
4 HABERLER
DTFyle biplik
arayışı
• ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)-DYPGenel
Başkanı Mehmet Ağaı,
partisinden daha önce
ayrüanların geri dönmesi
için çalışmalannı
sürdürüyor. Ağar, 28 Şubat
sürecinde DYP'den
aynlanlann kurduğu DTP
ile yeniden birlik
sağlanması için temaslannı
hızlandırdı. Ağar, bu
kapsamda DTP Genel
Başkanvekili Yılmaz
Hastüık ile yann bir araya
gelecek.
Vtf Küçâk, GftM
yönetiminde
• ANKARA (ANKA)-
Türiciye'deki polis-mafya-
siyasetçi üçgeninde
yaşanan karanhk ilişkilerin
ortaya döküldüğü Susurluk
skandalına adı kanşan
emekli Tuğgeneral Veli
Küçük, Süleyman Sefer
Gihan'ın sahibi olduğu
Yeni Batı Trakya
dergisinde yazı yazmayı
sûrdüıûrken şimdi de Fiba
Holding'e bağlı GtMA ve
Epdy marketler zincirinin
etim kurulu üyesi oldu.
Erdoğan'ınekibi
komisyonlarda
• ANKARA (ANKA)-
TBMM'nin en önemli
ihtisas komisyonlan
arasında yer alan
Bayındırhk, Imar,
Ulaşürma ve Turizm
Komisyonu, AKP lideri
Tayyip Erdoğan'ın süa
takıbinde. Başkanlığını
tstanbul Büyükşebir
Belediyesi'nde önce genel
sekreteT yardımcılığı daha
sonra da genel sekreterlik
görevlerinde bulunan
Kayseri Milletvekili Adem
Baştüık'ün yaptığı
komisyonda geçmişte
Istanbul Büyûkşehir
Belediyesi'nde çeşitli
kademelerde görev alan
Elazığ Milletvekili Zülfü
Demiıbağ, Erzurum
Milletvekıli Mustafa Ilıcah
ile îstanbul Milletvekili
Recep Koral bulunuyor.
MCP'nin hedetl
YücelYenep
• ANKARA (ANKA) -
AKP Grup Başkanvekili ve
Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz, TRT'yi ve Genel
Müdür Yücel Yener'i
hedef aldı. Kapusuz,
hazırladığı bir soru
önergesiyle Genel Müdür
Yücel Yener dönemindeki
uygulamalan Meclis
gündemine getirdi.
Kapusuz, soru önergesinde
"TRT Genel Müdürü
Yücel Yener, yayından
dolayı hiç ihtar almış
mıdır" dedi.
Erdoğan ve Gürtuna için soruşturmaya gerek görmediler, AKP hükümetince vali atandılar
Müfettişlere aklamaödülüMUSTAFA ÇAKIR
ANKARA -AKP hüküme-
ti, Istanbul Büyûkşehir Bele-
diye Başkanhğı'na bağh Be-
lediye tktisadi Teşekkülle-
ri'ndeki (BÎT) yolsuzluk so-
ruşturmalannda görev alan ve
"işlem yapümasına gerek gör-
meyen" Mülkiye Başmüfet-
tişleri Enver Salihoğlu'nu Ri-
ze valiliğine, Hüseyin Avni
Coş'u daBingöl valiliğine ata-
dı. Karamameyle Içişleri Ba-
kanı Abdülkadir Aksu'nun
yakın akrabası Denizli Vahsi
Yusuf Ziya Göksu îzmir vali-
liğine getirilirken, Milli Eği-
tim Bakanı Erkan Mura-
cu'nun danışmanı Efkan Ala
da Batman valiliğine atandı.
AKP hükümetinin hazırla-
dığı Valiler Kararnamesi ile
• Eş dost atamalanyla dikkat çeken AKP hükümeti, valiler kararnamesinde de
geleneğini bozmadı. Istanbul Büyûkşehir Belediye Başkanlığı'na bağlı BÎT'lerle
ilgili rapor hazırlayan ve soruşturma yapümasına gerek görmeyen mülkiye
• başmüfettişleri Hüseyin Avni Coş ile Enver Salihoğlu vali oldu.
58 ilüı valisi değiştirilirken,
30 ilin valisi demerkeze alın-
dı. Emniyet müdürleri karar-
namesi için de çalışmalara
başlayan AKP hükümetinin
bu konuda hazırlıklan Kur-
ban Bayrarru'ndan sonra ta-
mamlaması bekleniyor.
Valiler kararnamesiyle Ri-
ze valiliğine atanan Enver Sa-
lihoğlu, AKBtL soruşturma-
sında görev almıştı. AKBÎL
yolsuzluğuyla ilgili olarak Içiş-
leri Bakanhğı'mn soruşturma
başlatmasının ardmdan o dö-
nemde mülkiye başmüfettişi
olan Enver Salihoğlu ile Bü-
fcnt Savur görevlendirilmiş-
ti. 6 aylıkçahşmalanrun ardın-
dan 21 Ocak 2000 tarihinde ra-
porunu hazırlayan Salihoğlu
ve Savur, BELBİM yönetici-
lerinin suiistimalleri kanıtlan-
madan AKP Genel Başkanı
Erdoğan ile Istanbul Büyûk-
şehir Belediye Başkanı AB
Müfk Gürtunahakkında işlem
yapılamayacağını belirtmiş-
lerdi.
Salihoğlu'nun "işlem yap-
mayagerek görmediğp soruş-
turmadadaha sonrahazırlanan
müfettiş raporlannda ise rril-
yonluk yolsuzluk bulgulanna
ulaşılmıştı.
Kararname ileMülkrye Baş-
müfettişi Hüseyin Avni Coş
da, Bingöl valiliğine atandı.
Coş da Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na bağ-
lı BIT olan KlPTAŞ'a ılişkin
soruşturmada görev almıştı.
KİPTAŞ, Erdoğan dönemin-
de îstanbul'un konut ve ge-
cekondu sonınunu çözmek
amacıyla kurulmuşru. Eski
FP'li Adapazan Belediye Baş-
kanı Aaz Duran'ın belediye-
ye aitparselleri KİPTAŞ'asat-
tığı iddia edilmiş, bunun üze-
rine tçişleri Bakanlığı tarafin-
dan soruşturma için Başmü-
fettiş Hüseyin AvniCoş görev-
lendirilmişti. Coş'un hazırla-
dığı rapor üzerine ise tçişleri
Bakanlığı soruşturma izni ver-
memişti. Olayın ardından Hü-
seyin Avni Coş'un raporu tek
yanlı hazırladığı iddialan gün-
deme gelmişti.
Mumcu'nun danışmanı
Batman valiliğine getirilen
Efkan Ala ise Milli Eğitim
Bakanı ErkanMumcu'nunda-
nışmanlan arasında bulunu-
yordu. Ala, Mumcu'nun Tu-
rizm Bakanlığı döneminde Tu-
rizm Eğitimi Genel Müdür-
lüğü görevinde bulunmuştu.
Mumcu'nun yakın arkadaşı
olan Ala'nın adı Milli Eğitim
Bakanhğı Müsteşar Yardımcı-
hğı için de geçiyordu.
İŞ YASASI DEÖtŞlKLlÖl
Sendikalar: Kıdem
tazminatı süresi
indirttmemeti
• Işçi ve işveren konfederasyonlan
başkanlan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Murat Başesgioğlu ile bugün bir araya
gelecek. Türk-lş, Hak-îş ve DÎSK tarafindan
tş Yasası'nda yapılacak değişiklikler
konusunda ortak bir raporun Bakan
Başesgioğlu'na sunulması bekleniyor.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu. Akfirat beldesinin etrafinın tel örgülerte çevirildi-
ğjne dikkat çekerek, "Türkiye'de böyle başka bir belde yoktor. Adeta bir kurtarünuş bölge" dedi.
CHP milletvekilleri Akfrrafta incelemelerde bulundular:
Diııi siyasete alet etmeyin
OKTAYAPAYDIN
CHP Genel Sekreter Yardım-
cısı ve Istanbul Milletvekili Al-
gan Hacaloğlu. CHP Istanbul
milletvekilleri Hasan Aydın ve
AB Kemal Kumkumoğlu, Tuz-
la'dakı imam Yaşar Yılmaz ta-
rafindan adeta "esir kampuuT
dönüştürülen*şeriatköyü" Ak-
firat'ta incelemelerde bulundu-
lar. Hacaloğlu. Akfirat beldesi-
nin etrafirun tel örgülerle çev-
rildiğine dikkat çekerek "Bu-
radahep beraber görmemiz ge-
reken bir oteyvar; Cumhuriyet
Türkryesi'nde. İstanbul içmde
bir belde tel örgüyle çevrümiş
durumda.TüıidyeVleböyte baş-
ka bir belde yoktur. Adeta bir
kurtanhnışbölge. Böyfcbir tec-
ridi oradayaşayan insanlannu-
za kim uygun görmüş? Çok
önemli bir olay" dedi.
Dün sabah önce TuzlaCHP II-
çe Merkezi'ne gelen milletve-
killeri, burada bölge ilçe baş-
kanlan ile görüştü. Tuzla Ilçe
Başkanı TekinAğtrman'dan Ak-
firat ve Orhanlı beldelerindeki
irticai çalışmalarla ilgili bilgi
alan CHP'li vekiller, daha son-
ra Akfirat beldesine geçtiler.
Burada köyün etrafirun tel ör-
gülerle çevrilmiş bulunduğunu
belirleyen CHP'li vekiller, bu
olaya büyük tepki gösterdiler.
Hacaloğlu, "Dini siyasete alet
ederekimarsz,hukuksuz,berşe-
yin yasadışı yapıMığı bir belde
ohıştunıtanuş.Bunalaik,demok-
ratik Türkiye Cumhuriyeti s-
nırlannda müsamaha gosteril-
mesi mümkün değfldir" diye
konuştu.
Öymen, solunparçalanmışlık sorununu aşması gerektiğini söyledi:
Yerelseçimlerde güç birliği yapümalı
tstanbulHaber Servisi-SHP ta-
rafindan düzenlenen 'Tnrkiye'de
Sol Gelecek' panelinde, sol parti-
lerin parçalanmışlığı ve geleceği
tartışıldı. Panelde konuşan SHP
Genel Sekreteri FıkriSağlar "Tûr-
kiye'de solpartüer arasında birlik
olmabdır. Ancak bu şekilde mev-
cut düzen değiştirilebilir ve sol ik-
tidara gelebilir'' dedi.
Sosyal Demokrat Halk Partisi
(SHP) tstanbul 1. bölge ilçe örgüt-
leri tarafindan Kartal Hasan Âli
Yücel Kültür Merkezi"nde ger-
çekleştirilen paneli SHP kurucu
üyesi HüseyinErgunyönetti. Fik-
ri Sağlar paneldeki konuşmasında,
Türkiye 'deki mevcut düzenin de-
ğiştirilmesinin gerekliliğine dikkat
çekerek şöyledevametti: *Eğer ku-
ruludevietyapısma karşı mücade-
k olmazsa ve sokulann.eğhim. bi-
finç düzeyi yükselmezse, solun ge-
leceğjni kucaklayamayız.
n
Eski CHP genel başkanlanndan
gazeteci-yazar AltanOymen. Tür-
kiye'de yaşanan her türlü sıkıntı-
nın, iktidar partisi AKP tarafin-
dan ciddiye ahnmıyor gibi görün-
düğünü belirterek "Böyie bir or-
tamda sola daha fazla ihtivac du-
yuluyor. O\sa Türkiye sohında bir
parçalanmışlık sorunu vardn*. Bu
sorunun aşılmasu solun geleceği
açKmdanbüyük önemtaşıyor" de-
di. Altan Öymen, yaklaşan yerel
seçimlerde sol partilerin güç bir-
liği içinde hareket etmesi gerekti-
ğini vurguladı.
ANKARA(AA)-Çahş-
mave Sosyal GüvenlikBa-
kanı Murat Başesgioğlu.
1475 sayılı Iş Yasası'nda
yapılacak değişiklikleri de-
ğerlendirmek üzere, işçi
ve işveren konfederasyon-
laruun başkanlan ile bu-
gün üçüncü kez bir araya
?;elecek. Toplantıda,Türk-
ş, Hak-îş veDlSKtarafm-
dan îş Yasası'nda yapıla-
cak değişikliklerkonusun-
daortakbirraporunBakan
Başesgioğlu"na sunulma-
sı bekleniyor.
Türk-lş Genel Başkanı
Salih Kıhç, Hak-tş Genel
Başkanı Salim Uslu ile
DİSK Genel Başkanı Sü-
leymanÇekbi, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Murat Başesgioğlu ile ya-
pacaklan toplantı öncesi
Türk-lş Genel Merke-
zi'nde bir araya gelerek îş
Yasası'na ilişkin uzman-
lar düzeyinde sürdürülen
çahşmayı değerlendirecek.
Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Murat Ba-
şesgioğlu'nun başkanlı-
ğında 6 ve 27 Ocaktarih-
lerinde 2kez bir araya ge-
lenKıhç, Uslu, Çelebi ile
TÎSKBaşkanı Retlk Bay-
dur, lş Güvencesi Yasa-
sı'nın daha önceden be-
lirlendiği gibi 15 Mart
2003 tarihinde yürürlü-
ğe girmesi konusundagö-
rüş birliğine \
r
armıştı.
tşçi ve işveren konfede-
rasyonlan arasında 15 Şu-
bat 2003 tarihine dek îş
Yasası"nda yapılacak de-
ğişiklikler konusunda uz-
laşma sağlanamaması ha-
linde, bu konuda Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı'nca hazırlanan ya-
sa taslağı Bakanlar Kuru-
lu'na sevkedilecek.
Türk-îş, Hak-îş ve
DÎSK,9 öğretimüyesinden
oluşan "BönnKurulu'' ta-
rafindan daha önce hazır-
lanan tş Yasası taslağında
yer alan kıdem tazminatı
süresinin 30 günden 15 gü-
ne indirilmesi seçeneğine
kesinlikle karşı çıkıyor.
Kıdem Tazminatı Fonu
kurulmasına ihşkin seçene-
ğe Hak-îşve DÎSK ödeme
kolaylığı şartının getiril-
mesi halinde olumlu ba-
karken, Türk-lş ise Kıdem
Tazminatı Fonu'nun Tür-
kiye'nin koşullanna uy-
gun olamayacağı görüşü-
nü savunuyor.
Bu arada. 2821 sayılı
Sendikalar Yasası ile 2822
sayılı Toplu îş Sözleşme-
si, Grev ve Lokavt yasala-
nndayapılacak değişiklik-
ler için de ayn bir çalışma
yürütülüyor.
Bu konuda Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakan-
hğı'nda ilgili sosyal ta-
rafların katıhrru ile ger-
çekleştirilen ilk toplantt-
da, 3 öğretim üyesinin yer
aldığı "BffimKunıhı''nun
oluşturulması kararlaştınl-
mıştı. Bilim Kurulu' nda
Türk- tş, Hak-îş ve
DtSK'i temsüen 1, TÎSK'i
temsilen 1 ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakan-
lığı'ru temsilen 1 öğretim
üyesi yer alacak.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Sabri Uysal müzik doktoru. Al-
manya'nın Mönchengladbach ka-
sabasında Türkiye'deki faiii meçhul
cinayetleri konuşuyoruz. Türkiye'den
gelip buralarda yaşamlannı sürdür-
meye çalışan yurttaşlanmız içinde
en duyariı olanlan, ocak ayı gelince
Almanya'nın dört bir yanında top-
lantılar düzenleyerek Uğur Mum-
cu'yu, Ahmet Taner Kışlah'yı, Ab-
di Ipekçi'yi, Muammer Aksoy'u,
Musa Anter'i ve diğer öldürülen ay-
dınlanmızı anıyorlar.
Almanya, Avrupa'da savaş konu-
sundaen duyariı olan ülkelerin başın-
da gejiyor. Hemen her gün Alman-
ya'nın birçok kentinde savaş karşıtı
gösteriler yapılıyor. Mönchenglad-
bach"taki anmatoplantısınada savaş
aleyhtan hava egemendi. Sabri Uy-
sal, müzik araştırmaları yapıyor. Elin-
de sazı birkaç türkü söyledi. Söyle-
diklerinden birisi Azeri türküsüydü.
Türkü barış yanlısıydı. Bir yerinde
"Gelinyürekten sulha seslenegh" di-
yordu. Sabri Uysal, Almanya'daki
araştırması sırasında bu türküyü keş-
fetmişti. Ancak bestecisini bulama-
mıştı Azerbaycan'la ilişkiyegeçmiş-
'Gelin Yürekten Sulha Seslenegh'
se de bir sonuç elde edememişti.
• • •
Aflla Keskin 68'li arkadaşım. 12
Mart askeri darbesi döneminde De-
niz Gezmiş'lerlebirlikte idamdan yar-
gılandı. Mamak Askeri Cezaevi'nde
birlikte kaldık. Iki ay kadar önce, 20
yıldanfazla bir zaman ayn kaldığı Tür-
kiye'ye gelmişti. Girerken, bir gecegö-
zaltında kaldı. Bu kadanna çoktan
razıydı. Dönüşte acaba başımaneler
gelecek endişesi içindeydi. Korktuğu
başınagelmedi. Yeniden ailesiyle bir-
likte yaşadığı Almanya'nın Mönc-
hengladbach kentine döndü.
Onunla, Almanya'ya gelişlerimiz-
de buluşur, geçmişevegeleceğe iliş-
kin uzunsohbetleryapanz. Zaman za-
man anilara dalar, zaman zaman
"N'olacak bu memleketin hali"diye-
rek aklımızca çözümler üretiriz. Is-
tanbul'daykenfazla konuşmaolana-
ğı bulamadık. Zaten kaldığı dönemin
bir kısmında da hastalandı. Ben Al-
manya'yagetmeye hazırlanırken, Atil-
la'nın hastaneye yattığını öğrendim.
Oiz kapağında bir iltihaplanma olmuş
veayaklan üzerine basamaz halegel-
mişti. iki gün önce hastaneden çık-
mıştı. Yeniden ayağa kalkıp bir an ön-
ce Türkiye'ye bir kez daha gitmek is-
tiyordu. Bir yandan da "Hâlâ biryer-
lerde birtakım yazılar, kayıtlar varsa-
nıyorum. Şununla bir ilgilensek, yine
başım derde girmesin" diyerek en-
dişelerini dile getiriyordu.
26 yıldır yurtdışında yaşayan bir
68'li ülkesinedönmek istiyor, geliyor,
bütün dosyaları tek tek elden geçi-
rilıyor, gözaltına alınıyor. Fakat hâlâ
bu devlet onun peşini bırakmıyor.
Aynı devlet Uğur Mumcu'lann, Mu-
ammer Aksoy'lann katillerini bula-
mıyor. Abdi Ipekçi, Doğan Öz cina-
yetlerinin ortaya çıkmış katillerini so-
kağa salıyor.
• • •
Abidin'le Mönchenglabach'tan
Düsseldorf'a dönüyoruz. Düssel-
dorf'tasavaşa karşı Lichtkette (Işık Zin-
ciri) var. Ona katılıyoruz. Beş bin kişi
kentin merkezinde ellerinde mumlar-
la "Savaşa hayır" diyortar. Ikinci Dün-
ya Savaşı'nın acı tecrübesi Almanla-
rı savaş konusunda çok duyariı yap-
mış. Alman kamuoyu banş için karar-
lı bir direniş gösteriyor. Bu eğilımi gö-
ren Alman siyasetçileri de ABD'nin
bastırmalanna rağmen savaşa katıl-
mayacaklannı tsrarla açıklıyortar.
Düsseldorf'ta üniversite öğrencile-
rinin ve öğretim üyelerinin ağzına ka-
dar doldurduğu Tıgges Bar'da, Al-
manlaıia savaşı, Türkiye'yi, AKP hü-
kümetini konuşuyoruz. Birçoğu Tür-
kiye'yi iyi biliyor. Aralannda Istanbul'da
öğretmenlik yapan da var, öğrenci
gruplanyla inceleme gezisine katılan
da. Müzisyen Fuat Saka da sohbe-
te katılıyor. Türkiye'nin savaştaki tu-
tumunu anlamaya çalışıyoriar. Biz de
anlamayaçaltşıyoruz. ÇünküABD as-
keıierinin ne kadannınTürkiye'de ko-
nuşlandınlacağı, Türkiye'nin Kuzey
Irak'ta nasıl bir rol oynayacağı, Kürt
gruplanyla ilişkiler gibi bir dizi sorun
hâlâ netlik kazanmadı.
Almanya'daki hava, ABD'nin Kur-
ban Bayramı'ndan sonralrak'asaldır-
mak istediği yönünde. Yani bir sava-
şın çok yakınlaştığı endişesi yaşanı-
yor. Dünyanın dört bir yanındave özel-
likleAvrupa'nın dörtbir yanındaise sa-
vaş karşıtı gösteriler artıyor. Görünen
o ki, savaş kapımızda. Bush yöneti-
mi petrol ve silah tüccarlannın istek-
leridoğrultusundadünyayı yeniden ka-
na bulamaya hazırianıyor.
Almanlar soruyorlar: "Eğer Sad-
dam'/r? elinde kitle imha silahlan var-
sa, bunlan kim verdi? Dünyada biyo-
lojik, nökleersilah bulunduran herül-
ke denetlenecekse, o zaman bu işe
ABD'den başlamak gerekmez mi?
Israil'in yaptıklan ve Şaron'un ö/üm
saçan iktidanna destek veren Bush,
ne hakla Saddam'ı devirmeyi, 'insan-
lık ve Irak halkf adına savunabiliyor?"
Gece uzuyor, dışarıda ince ince
karyağıyor. Dünyanın büyük çoğun-
luğu ilk kez bu kadar açıktan bir şe-
kilde ve ısrarla savaşı istemediğini
söylüyor. Buna rağmen savaş kapı-
mıza dayanıyor.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
GençlikdeTüketiliyor...
Tüketim toplumlannda "gençlik de tüketiliyor".
Herşeyi "tüketilmesigereken nesne" sayan "rü-
ketim toplumu ideolojisi", gençliği de şeyleştiriyor
ve tüketim bandına yerieştiriyor.
Cumhuriyet'in 26 Ocak tarihli sayısında Figen
Atalay ve Esra Açıkgöz'ün "Türkiye'de Genç 01-
mak Zor" başlığı ile verdikleri sayfada gençlerin
"Umutsuz olduktan, üniversiteye girseler de gir-
meseler de bir şeyin değişeceğine inanmadıkla-
n, çözûmû 'kapağı Batı'yaatmakta' gördükleri"açık-
lanıyor. En çokyakınılan konular, işsizlik, düşük üc-
retler, kendi yaşamlannı kurma olanaklannın ol-
mayışı. Beklentileri de, kendilerine bu olanaklann
hazırtanması oluyor.
Aynı çalışmada yer alan Mimar Sinan Üniversi-
tesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Baş-
kanı Prof. Dr. Esin Küntay, "Hızlı ve baş döndü-
rücü değişimin belirsizlik yarattığını, bu durumun
da kaygılara yol açtığını" belirten açıklamalan çok
doğru saptamalar. Açıklama "20. yüzyılsonlannın,
1980 sonrasının yükselen değeherinin 'maddesel
degerter olduğunu' belirterek alabildiğine tüketim
sözkonusu. Başannın hedefi, maddeselbaşan ola-
rak hedeflendi. 'Seçkin' eğlenceyeıiennde boygös-
terme, marka peşinde koşma vb. önem kazandı.
Insancılyaklaşım, duyarlıhk, insanaempatiyleyak-
laşma söz konusu değil. Hukuka bağlı düzen de
kâlmadı. Ünlü sosyolog Lewis Mumford'un de-
diği gibi insanlık da kirleniyor" sözleriyle sürüyor.
Ünlü sinema oyuncusu Nicole Kidman'ın ya-
şamöyküsünü okurken şu başlangıcarastlamıştım.
Avustralyalı yıldız sinema ile ilişkisinin "yer göste-
ricilik" olarak başladığını anlatıyordu: "Bir sine-
mada yer gösterici olarak çalışıyordum. Bir gün
tuvaletleri temizleyen görevli gelmediği için bu işi
benim yapmam gerektiği söylendi, tuvaletleri de
temizledim." Genç yaşlannda çok güzel bir genç
kız olduğu kuşkusuz olan Nicole Kidman'ın yap-
tığını günümüz genç kızlanndan kaçı yapar bilmi-
yorum. Almanya'da bir çalışma gezimizde doktor
arkadaşımızla gittiğimiz kafede siparişimizi alan
Türk kızını arkadaşımız "O da bir doktor arkada-
şımızın kızıdır. Üniversitede okuyor, bu kafede de
çalışarak kendi harçlığını çıkanyor" diye tanrtmış-
tı. Bizde de üniversitede okurken çalışan gençle-
rimizvar. Ancak ailelerin durumuyeteri kadar des-
teklemeye uygunsa gençlerimizin aynı zamanda
çalışması gerektiği düşünülmüyor. Çalışmak, an-
cak zorunlulukoluncaakla geliyor. Oysaçalışmak,
uzun süren tüketiciliğin kişilikler üzerindeki olum-
suz etkilerinin bir tür onancısıdır.
Tüketim toplumu, gençliği nasıl tüketiyor?
• Günümüzün gençlerini, bir an önce bütün tü-
ketim olanaklanndanyararianmasıgerektiğiyönün-
de sürekli uyanyor. İyi, hatta lüks sayılan her şeyin
onlann hakkı olduğunu, bunun için çalışmak, pa-
rakazanmak gerekmediğini, birilerinin onlariçin bun-
lan yapması gerektiğini sürekli vurguluyor.
• Gençlerde bu uyanlaria, en iyi tüketim olanak-
lanndan yarartanmayı geciktiren herşeye karşı ka-
yıtsızlıktan öfkeye kadar uzanan bir duygu bandı
kazanıyoriar. Ailenin karşı çıkışı, çok uzun gelen eği-
tim yıllan, eğitimin istediği sabırlı çaba, bir şeyler-
den yoksun olmaya karşı katlanma, kayıtsızlıktan
öfkeye uzanan bu duygu bandının üzerinde bir ye-
re yerieştiriliyor.
• Bu uyanlar ve bu duygularla genç insan "ya-
şam hakkınm verilmediğini", "gençliğini yaşama-
sının engellendiğini", "kimsenin kendisini düşün-
mediğini", "kimsenin onu anlamadığını" kabul
ederekkendisini de, geleceğini de tüketmeye baş-
lıyor.
Ailelerin de ne yapacaklannı bilemedikleri, öğ-
retmenlerin yakınıp çözüm bulamadıklan bu du-
rum, "tüketim toplumunun gençleri de tükettiği"
gerçeğidir.
Gençleri umutsuzluğa, güvensizliğe sürükleyen,
boş vermeye, aldırmamaya, kayıtsız kalmaya, alay-
cılığayönelten. bunlardan kaynaklanan öfkeyi yan-
lış hedeflere (aileye, okula, öğretmenlere, kendi
dışındaki her şeye karşı) kışkırtan da budur.
Bunun adını "Tüketim toplumunun gençleri tü-
ketişi" olarak koymak gerekiyor.
Işin acı yanı ise bu tüketişin bir bölümünü genç-
lerin kendisine yaptırtmasıdır.
Bu durumdan kurtulmak için ailelere, okullarave
gençlerin kendilerine düşen görevleri aynca gör-
memiz gerekiyor.
e-mail: erdalatak ' superonline.com
Faks:0212-513 90 98
Sağlık İşleri Müdürü Feyizoğlu.
SSK'yi tasfiye
etmek istiyorlar
tstanbul Haber Seni-
si- îstanbul Tabip Oda-
sı'nın Sağlık ve Sosyal
Sigortalar Kurumu" nda-
ki (SSK) sorunlan tar-
tışmak için düzenlediği
sempozyumda çözümün.
çahşanlann sendikalaş-
masından ve kayıt dışı
ekonominin kayıt içine
almmasından geçtiği vur-
gulandı. DÎSK Genel
Başkanı Süleyman Çek-
bi, "Herkeskayıt dışı bir
ekonominin olduğu ko-
nusundamutabık,ancak
bu bir türlü kayıt içine
ataumvor" diyekonuştu.
SSK îstanbul Sağlık îş-
leri Müdürü Akif Feyi-
zoğlu, "SSK'de yolsuz-
luklannüzerinegkleceğiz,
ama hekimlerin mali ve
öriük haklannı da mut-
laka koruyacağız*
1
dedi.
îstanbul Tabip Oda-
sı'nm Cağaloğlu'ndaki
binasında geçekleştirilen
"SSKSağhkHizmederi
Sempazvuımrnda konu-
şan Feyizoğlu, ^SSK'de
hizmederin'tedricen kö-
tüleştirildiğini", ancakbu
konuda sistemli bir poH-
tikaidendiğidüşüncesin-
de obnadığuu'' kaydettı.
Feyizoğlu, SağlıkBa-
kanlığı hastanelerindeki
sağlık personelinin üçte
bıriileSSK'desağbkhiz-
meti verdiklerini \T
urgu-
layarak "Ben bu neden-
le rünı sağhk personeti-
tnia kahraman ilan edi-
yorum. Maalesef SSK
sağhk ünitelerive tesisle-
ri yutuhnak.tasfiye edfl-
mekisteniyor" dedi.
DÎSK Genel Başkam
Süleyman Çelebi de
"SSK'ninsistemli birş&
küde zarar ettirildiğini'
ifade ederek aktif sigor
talı sayısının sürekli azal
dığına dikkat çekti. Çe
lebi,SSK'del999yılın
dan sonra 1-2 ikiyıl içir
de 10 genel müdür d<
ğiştığınikaydederek kı
rumunbunedenle sağb]
h çalışmasının mümki
olmadığıru söyledi.