25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ŞUBAT 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DEVRİMDEN, EVRİME. TURHAN SELÇUK ^ 'DÜKÜST TABÎAîLî İSTASBUL EFEHPİSİ ABDÜLCAKBAZ EARÎKOIADE MACERAIAEI _KIŞIM TEKMİIİ BlSDKî 6AŞLA- ĞEJ.0İK- İ Î DtNJEM BA^lADl - Türk-Amerikan ilişkilerinin 172 yıllık tarihi unutulmayacak yaralarla dolu BD'dendostçelmeleri rürkiye ile Amerika arasın- daki elçilik düzeyindeki ilk resmı ılişki bundan 172 yıl önce, 1831'de David Pbr- ter adh bir Amerikaltnrn Istanbul'a konsolos tayın edilmesiyle kuruldu. Ama bundan önce ikı ülke arasın- da bir ticaret anlaşması imzalanmış, Osmanlı hükümeti tarafindan Ameri- kalı tüccarlara "en ziyade müsaadeye maztaarnüHet" hakkı tanınmıştı. Sag- lanan ayncahklar sadece tıcari im- kânlar sağlamakla kalmıyor, Robert College gibı mısyoner okullannın açıl- masını da kapsıyordu. 1867 'de Osmanlı devleti Washing- ton'abir elçi göndererek Amerika'yla olan ilişkilerini daha da „ „ sıküaştırdı. O dönemde iki ülke arasındakı iliş- kilerin temelini silah ti- caretı oluşturuyordu. Ne var ki bu ticaret, zaman içinde Osmanh'nın Al- manya'yla yakınlaşma- sıylal910'lardakesıldi. Birinci Dûnya Savaşı sırasında ABD ticaret, misyonerlik ve eğitim çıkarlan nede- niyle Türkiye'ye savaş açmadı. Ancak Başkan WDson, izlediği "açık kapt" sıyasetını Türkıye'de de uygıdamak is- tiyordu. Amaç, Türldye'yi Avnıpa'dan çıkarmak, Istanbul'u ayn biryönetim birimi haline getırmek, Ermenistan'ın bağımsızhğını sağlamak ve bu şekil- de parçalanan ülke topraklannda bir manda rejüni kurmaktı. Kapitülasyonlar devam etmelı. el- de edilmiş olan her ayncalık aynen ko- runmalıydı. Ne var ki bu amaçla îz- mir ve Istanbul'un işgaline destek ve- ren Wilson'ın hesaplan Milli Müca- dele'nin beklenmedik başansı karşı- sında tutmadı. Türtrtye'yl son tanıyan ülke Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı ile ka- zandığı egemenliği siyasi platformda da kabul ettırmeye çalıştığı Lozan KonferansTna ABD, "Amerikançıkar- tarnkorumak" üzere bir gözlemcı he- yet gönderdi. Burada sözü edilen çı- karlar, elbette öncelikle kapıtülasyon- lardı. Amerika Türkiye'deki tican im- tiyazlannı sürdürmek, eğitim ve mis- yonerlik faaliyetlerine devam etmek, gemilerini boğazlardan serbestçe ge- çirmek. arkeolojik incelemeleryapmak ve azınlıklann korunması için "uy- gun" maddelerin kabulünü sağlamak istiyordu. Konferans süresince Ame- hkan heyeti şartlannı kabul ettirmek ıçin tüm ağırlığını koydu. Ancak gö- rüşmeler sona erip 6 Ağustos 1923 'te "gendantiaşma" imzalandığında. he- yet istediklerinin pek aznıı elde ede- bilmişti. Bu sonuç Amenkan kamuoyunda yoğun tepkıyle karşılandı. Ortak ka- nıya göre antlaşma en hafif deyimiy- le "utançverid" bir belge, "uygarbk- tan nasibini almaıruş" bir halk karşı- sında alınmış "itibarkmcT bıryenil- giden başka bir şey değildı. DemokratParti'nin 1924 seçim bil- dirisınde: "Bu antiaşmayı kmıyoruz. Bu andaşmaAmerikançıkarianndan vazgeçmekte. Chester Petrol aynca- hldan için Ermenistan'ı feda etmek- tedir. Türkiye'de Amerikan çıkarlan- nm konmmasmı Jstiyoruz" deniyordu. Kapitülasyonlann kaldınlması ka- dar, Anadolu'da bağunsız bir Erme- nistan devletinin kurulamamış olma- sı da hayal kınklığına yol açmıştı. Temsilciler Meclisi üyesı Upshow"un 18 Ocak 1927'de yaptığı konuşma. yeni Türkiye'ye duyulan öfkeyi açık- ça dile getiriyordu: Milli Mücadele'de silah satışına ret K *ibns Banş Harekâtı'ndan sonra gündeme gelen silah satişı yasağı, çoğunlukla sanıldığının aksine ABD'mn Türkiye'ye uyguladığı ilk silah ambargosu değildir. ABD'nin bu yöndeki ilk uygulaması Milli Mücadele yıllanna kadar uzanır. 1921 'de Ankara hükümeti, Amerika'daki bir silah üreticisinden 300 bin mavzer ve 600 mih/on fişek için fiyat teklifi istedi. Şirket de "yeni Türk hükümetTne satış yapma onayı için ABD Dışişleri Bakanlığı'na başvurdu. Yakındoğu Dairesi'nin bu başvuru üzerine hazırladığı rapor tuhaflıklarla dohıydu. Raporda "yeıtiTurkhüknıneti'' deyiminin açık olmadığı, şayet bununla Ankara'daki "millryetçi hükömet* kastediliyorsa, bu silahlann Rus Bolşevikleri'ne gitme olasılıgının yüksek olduğu, bu nedenle de satışuı uygun olmadığı belırtiliyordu. Dışişlerinin, müracaatı yapan silah firmasına yanıtı ise farklı bir temele dayanmaktaydı: "Yunanlılaria Kemalistier şu anda savaş durumunda buhındoklan için, taraflardan birine ve>-a diğerine yapdacak her türtü yanfama bakanhk karşıdır." Bu, ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı ilk silah ambargosuydu. maltun@ixir.com Mehmet Altun B irkaç gün önce gazetelerden ABD Başkanı GeoTge W. Bush'un, "Türkiye'nin bizden daha iyi bir dostu yok!" yolundaki demecini okuduk. Başkanm bu sözü bizi, "dost" Amerika ile onun "sarsılmaz müttefiki" Türkiye arasındaki ilişkilere bir de zaman tünelinden bakmaya yöneltti. Ama gördüğümüz şeyler bize daha çok (yaygın olarak kullanılan bir başka tabirin kibarcası olan) "dost çelmesi" sözünü anımsattı. ise en somut şeklıyle ABD Dışişleri Bakanı Dufles'ın sözlennde hayat bu- luyordu:"Br Türkaskeribize 23 sen- temaloluyor!" Johnson'ın Ibret mektubu 19 Şubat 1959'da bağımsızhğını ka- zanan Kıbns'ta Makarios'un anayasa- yı bir tarafa bırakıp Türklere karşı gi- riştiğı katliam, 1964 başlannda doruk noktasına ulaştı. Rumlar Türk köyle- rine saldınyor, halk canını kurtarmak ıçuı adanın güvenlı bölgelenne kaçı- yordu. Durumun tamamen kontrolden çıkması üzerine Türkiye, 1960 Garan- tı Antlaşması'ndan doğan müdahale hakkını kullanacağını açıkladı. Ancak o sıralarda ABD Başkanı Johnson'ın başı Vıetnam'la dertteydi. Yeni bir dıp- lomatik buhran, hıç kuşkusuz başka- nı zor durumda bırakacaktı. Türki- ye'nin Kıbns'ayapacağı olası bir mü- dahalenin sonuçlanndan çekinen Baş- kan Johnson, Başbakan tnönü'ye ağır bir mektup gönderdi. Tanhe "Johnson Mektubu" diye ge- çen bubelgede ABD başkanı Türk or- dusunu Kıbns'ta Amerikan silahlannı kullanmaktan men ediyor, aynca harekât sonucunda bir "Sovy'et mü- dahaksT olduğu takdırde Washington'ın Türkiye'yi korumaya yönelik NATO kararlanru yenıden gözden geçireceğini belirtıyordu. Johnson'un bu tehdit dolu mektubu karşısında Anka- ra gen adım atmak zorun- da kaldı. Ancakmektup Tür- kiye'de basına sızdı ve bü- yük tepkilere yol açtı. Başkan Johnson ABD si- lahlannı kullanma yasağı- nı 1947 tanhlı Yardım An- laşması'na dayandınyordu. Antlaşmaya göre verilen si- lahlar yaliuzca "tahsis edil- diklerigayeler'' uğruna kul- lanılabılirdı. Yanı "komünizm"e kar- şı. Fakat bu durum Türki- ye'nin Kıbns ve Yunanis- tan'a müdahale şansını tü- müyle ortadan kaldınyor- du, çünkü ordudaki tüm si- lahlar Amerikan menşeliy- ABD'ııin^\meril^nınçıkarlanıukonımakiçinb^gözlemcihevetgöndenliğiI^zanAna^ di. Marshall yardımı ile Türkiye, elindeki silahı hak- AnoaşmaTimurlenk kadarhunhar, York'avanşındaprotestoylakarşılan- 1950'depatlakverenKore Savaşı, iş- h bir gerekçe için kullanmaktan bile Korkunç tvan kadar sefih ve kafatas- larmdanyapögıpiramidinüsrüneotu- ran Cengiz Han kadar kepaze olan bir diktatörün zekke yürüttüğö poü- tikasmm birtopbmıdır. Bu canavar,sa- vaştanbıkmışbirdünyaya.bütünuy- gar uluslara onursuzluk getiren bir diplomatik antlaşma>i kabul ettirmiştir." Benzeri tepkıler ne- deniyle genel antlaşma uzun bir süre askıda bek- letildi ve senatoda redde- dildi. İki ülke arasmdaki diplomatik ılişkiler 1917 yılından beri kesikti. Lozan'dan son- ra tüm dünyanın tanıdığı Türkiye Cum- huriyeti'nin başkentinde halen bir Amerikan temsilcisi bulunmuyor, iliş- kiler ancak gayri resmi temsilciler yo- luyla yürütülebiliyordu. Bu tuhaf du- rumu gidermek için Amerikan hükü- meti en sonunda 17 Şubat 1927 tan- hinde bir "modus vivendi'', yani ge- çici anlaşma yapmaya razı oldu. Bağımsızlık uğruna verdıği savaş yüzünden cezalandınlan yeni Türki- ye'ye duyulan nefret o denli büyüktü kı, karşıhkh elçi teatısi nedeniyle ABD'ye gönderilen Muhtar Bey, New dı. îkı ülke arasında böylece başlayan ilişkıler uzun bir süre pamuk ıpliğine bağh bir şekilde devam etti. Amerika'nın Türkiye'ye yakınlaş- ması ancak Öanci Dürîya Savaşı'ndan sonra. dünyadakı güç dengelerinin de- ğişmesiyle oldu. Lozan'dan beri iki toplum arasında ciddi anlamda hiçbir ekonomik, sosyal, kültürel ilişki olmamıştı. Türkiye'ye yönelik "nefref hıslerinin 20 yıl için- de kendi kendine "sempa- ti"ye dönüşmesi beklene- meyeceğine göre, hiç şüp- hesiz Amerika'nın 1947'de Truman Doktrini ile kucak aç- masının asıl nedeni. ABD'nın yeni dünya düzeninde Türkiye'ye duydu- ğu ihtiyaçtı. 23 sentlik asker So\7etler Birliği'nin önünü kes- mekte kendisine hayati bir rol biçilen Türkiye'ye uzanlan yardım eli, 1947'de imzalanan yardım anlaşmasıyla res- mi birnitelik kazandı. Artik dostlar düş- manlar belli olmuş, Türkiye Batı ittı- fakının yanındaki yerini almıştı. Şim- dı sıra, rüştünü ispatlamaya gelmişti. te bu bakımdan Türkiye için kaçınl- maması gereken tarihi birfirsattı.Ko- re, hiç kuşkusuz NATO üyeliğinin anahtan olacaktı. Bu nedenle Mende- res hükümeti, Birleşmiş Milletler'in askeryardımı çagnsuıa ABD'den son- ra ilk olumlu yanıtı vererek 4 bın 500 kişihk bir birliği Kore'ye yolladı. Kore Sa\-aşı, Türk aske-' nnın Amerikan askerleri- ni kurtarmak ıçin kendüıi ateşe attığı bir savaştır. 8. Ordu Komutanı General Walker, savaşın en kanlı cephesi olan Kunuri'de Türk birliğinin yaptığı işı şöyle anlatır: "ABD 2. Tûmeni'yle biriikte operas- yon yapan Türktugayı, sergikdiği bü- yükcesaretievezaman kazandmaev- lemleriyie4 günboyunca durmaksıznı sa\aşmış.yenDgrviveordununvokedil- mesini önlenüştir.'" Bu fedakârhğın Türklere bedeli ağu* oldu. 721 kişi öldü, 2.147 kişi yara- landı, pek çok asker de tutsak düştü. Türkhükümeti, Kore'deki tugayı üç kez yeniledi. Buna rağmen Türkiye'nin NATO üyeliğine yeşil ışık ancak iki yıl sonra, 1952'de yakıldı. Türk asker- lerinin kahramanlığuıa biçilen değer aciz hale getirilmişti. Silah ambargosu sırada Kıbns Banş Harekâtı'ndan sonra bir kez daha Amerika'nın kendi iç so- runlannın bedelini Türkiye ödemek zo- runda kaldı. Harekâtın yapıldığı gün- lerde Beyaz Saray'la Kongre ara- sında gerginlik yaşanıyordu. Başkan Nixon 1972'de Waterga- te skandalı ile önemli bir ya- ra almış, Kamboçya'da izle- diği politikayla da şimşek- leri üstüne çekmişti. ABD Kongresi, Kıbns'ta olaylann nasıl bugüne geldiğine bakmaksızın, Türkiye'ye yapılan tüm askeri yar- dım ve satışlan durdurdu. Gerekçe, yi- ne 1947 tarihli yardım anlaşmasıydı. Türkiye buyaptınmakarşı toprak- lanndaki Amerikan üslerine el koydu, Türk-Amerikan Savunma îşbirliği An- laşması'nı yürürlükten kaldırdı. Sov- yetler Birliği'yle sağlanan yakınlaşma, ABD için kaygı verici bir gelişme ol- du. Bu durum karşısında ABD, bir kez daha çıkarlannı "flkeferinin" önü- ne koymakta sakınca görmedi ve 26 Eylül 1978'de ambargoyu kaldu-dı. Orçun,yazdığı 'Banş mektubu'nda "Amerika bi- n kuflanıyor. Çünkü onlara borcumuz var" dedL 8yaşındaki Orçun Çahr'dan Başbakan Gül 'e mektup var: Çocukları babttsız bırakmayın İPEKYEZDANİ Tarhan Koleji 2. sımf öğrencisi 8 yaşındaki Orçun Çalar, savasa karşı çıkması için Başba- kan Abdullah Gül' e "Türkive savaş istemiyor, hele çocuklar hiç istemiyorlar" dıye başlayan "'Banş mektubu" gönderdi. Gül'e gönderdiği mektupta Irak'a asker gönderihnemesinı ıste- yen Orçun, Türkiye'nin Amerika'ya olan bor- cunun ödenmesi için de bayram harçlıklann- dan biriktırdiği "55 mflyon Brayı" göndererek, "Siz de üstünü tamamlayın'' dedi. Orçun'un Başbakan'a gönderdiği mektup şöyle: "Saym Başbakan,Türkiye savaş istemiyor. Hele çocuk- lar hiç istemiyorlar. Çünkü savaş kötü bir şey. Kim biür kaç kişi ölecek? Kaç çocuk babasız kalacak? Biz neden • Ilkokul2. smıf öğrencisi Çakır, Başbakan Gül'e "savaşa karşı çıkması" için bir mektup göndererek "ABD'ye olan borcumuzun ödenmesi ıçin ben 55 milyon lira gönderiyorum, siz de üstünü tamamlayın" dedi. Amerika'yı ünıanlan- ouza soktiık? Biz buna karşı gehnehyiz. Ame- rika bizi kuDanryor. Çünkü onlara borcu- muz var. Annem öyte söyledL Siz de Irak'a asker göndenneyin. Ben de 5? milyon lira veriyorum. Borcumu- zu tamamlayın. Efleri- nizden öperim. Orçun Çakır 2/A Tarhan Ko- leji" Mektubu savaşı önlemek ıçin yazdığını belirten Orçun. "Ama yani ABD de bizi dinlenmor ki, kendine göre hareket edryor. Yani yapnğımız protestolar bo- şuna. Başbakan'a mektup gönderdim ama.. herhalde okuyup çöpe atmışür. Çünkü o gaüba savaşm çıkmasnu istiyor" diyor. Türkiye'nin savaştan zarar göreceğını, bu nedenle savaşa girmesinı istemediğıni anlatan Orçun, "Kaç Idşi evsiz, fakir kalacak. Türkiye'nin savaşı ön- lemesi laam. Bence daha fazla faks çekip mek- tup yazarak savaşı önleyebihriz. ABD'ye borcu- muzu ödememiz için ben 55 milyon Hra gönde- riyorum.. ama üstünü tantamlamak gerek, çün- kü borcumuz 500 trflyon" diye konuşuyor. Sa- vaşı ".\BD Başkanı Bush'un çıkanhgmT söy- leyen Orçun. "Asbnda o kuleleri Irak yıkmadı, başka iki adam yıkü. Astanda ABD bfle bile Irak'ın petrohmü almak için sakhnyor" diyor. Çakır'm nıektuplanna Chirac, BlairvePapandreu yanıt verirken AKP bderi Erdoğan sessiz kakfa. Barışın sağlanması için girişim Dünya Uderkrine mektuplu çağn tstanbul Haber Servisi - Tercümanlık yapan 26 yaşmdaki Ahmet Eren Çalar, Türkiye'yi yurt- dışuıda tanıtmak ve dünya liderlerine banş çağ- nsı yapmak amacıyla üç yıldır dünya liderleri- ne mektup yazıyor. Aralannda Fransa Cumhur- başkanı Jacaues Chirac, tngıltere Başbakanı Tony Blair, Danimarka Başbakanı Rasmussen ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papand- reu'nun da bulunduğu 50 liderden yanıt alan Çakır, AKP lideri Recep Tavyip Erdoğan ile YTP lideri tsmail Cem'den ise bir yanıt alama- dı. Irak Sa\"aşı'nuı gündeme gelmesiyle biriikte projesine "Banş Projesi" adını veren Çakır, mekruplanna cevaplar gelmeye başlayınca bu- nu genişletip banşm sağlanması için Or- tadoğu'ya da mektuplar gönderdiğini belirtti. Çalar, çeşitli ülkelerden 50 imzalı fotoğraf ve cevap mektup aldığmı söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear