Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2003 CUMARTESİ
HABERLER
DOVYADA BUGUIV
ALİ StRMEN
Mazi Kalbimde Yaradır
Doksan yıl bile geçmedi Türkiye'nin Alman-
ya'nın yanında Birinci Dünya Paylaşım Savaşı'nda
gizli bir anlaşmayla yer almasından bu yana.
0 günün koşullannı anımsayalım:
Osmanlı'nın, büyük güçler arasında denge sağ-
layarak varlığını idame politikasında, Ingiltere ve
Fransa eski işlevlerini yitirmişlerdi.
Çünkü Paris ve Londra için, Rusya'nın sıcak
denizlere inmesi kaygısı, yeni ortaya çıkan payla-
şımdan parsa kapamadığı için, arayı kapamak
üzere büyük bir iştahla saldıran AJmanya'nın ya-
nında ikinci plana düşmüştü.
Osmanlı da güvenceyi Almanlar ile ittifakta an-
yordu.
Almanlar, kazanılacak olan yeni topraklardan
Osmanlı'ya düşecek parçalan subaylanmıza ha-
rita üzerinde göstererek ıştah açıp savaş iştiyakı-
nı kızıştınyorlardı.
Osmanlı "Alman Dostluğu!"na fena nalde bel
bağlamıştı. AJmanya'nın dış ticaretimiz içindeki
yeri hızla yükseliyor, Türk ordusunun modernizas-
yonu Almanlar eliyle yürütülüyor, Birinci Paylaşım
Savaşı sırasında Türk güçlerinin komutası Alman-
ya'ya veriliyordu.
Halk arasında da, uzunca bir süredir Alman
dostluğunun yaraıianndan sıkça söz ediliyordu.
Daha önceleri de, Kayzer Wilhelm'in Müslü-
man âlemin koruyucusu olduğunu söyleyenlerin
yanı sıra kimileri de onun gizli Müslüman olduğu-
nu yaymışlardı kulaktan kulağa.
Daha sonra, Istiklal Marşımızın şaıri olacak olan
Mehmet Akif'ın şu dızeleri kaleme almış olması,
ne durumda olduğumuzun en güzel göstergesi-
dir:
"Değil mı bir anasın sen, değil mı Almanstn,
O halde fikir ile vicdana sahip insan;
Bilir misin ki, senin şarka meyleden nazann
Birinci def'a doğan fecridir zavallılann"
Kısacası Birinci Paylaşım Savaşı öncesinde, Al-
manya'nın yanında yer almak, devletin bekası ve
ulusal çıkarlar açısından tek akıllı tutum, tek se-
çenek olarak görülüyordu.
• • •
Bu görüşte olan/ann arasında yer alan Mehmet
Akif, dürüstlüğü, yurtseverliği tartışmagötürmez,
tertemız bir insan ve seçkin bir şairdi.
Ama o da yanılıyordu.
Çünkü Berlin'in "Drang Nach Osten" yani do-
ğuya doğru genişleme politikası çerçevesinde
Anadolu ve o zamanlar tümü Osmanlı toprağı için-
de olan Mezopotamya, yeni koloni aianlan olarak
öngörülmekteydi.
AJmanlar imtiyazını daha Abdülhamit zama-
nında aldıklan ve inşasına başladıklan Istanbul-Bağ-
dat demiryolu hattının ikı yanına Alman göçmen-
ler yerleştirmeyi talep etmişti.
Abdülhamit bu isteği geri çevirdi. Göçmen gö-
rüşmelerini yürüten Mabeyn Başkâtibi Tahsin Pa-
şa anılannda, "O zamanki Alman siyaseti, hattın
iki tarafını Alman muhacirleıie iskân etmek ve bu-
ralannı bir Alman sömürgesihalinegetirmek ama-
cını güdüyordu..." der.
Inönü de anılannda, "Almanlann Araplara kar-
şı politikalan bambaşkaydı. Onlara hususi muame-
le yapıyoıiardı ve aslında harbi kazansalardı, ya-
ni Almanlann istedikleri ölçüde kesin birzaferka-
zansaydılar, onlardan kurtuluş kolay olmayacak-
tı. Açıkça görülüyor ki, Türkiye'ye gitmek üzere
gelmemişler..." ibaresini kullanır.
Doğan Avcıoğlu, "EğerBirinci Dünya Savaşı'nı
Almanlar kazansalardı Kurtuluş Savaşı'nı, Ingiliz-
lerin himayesindeki Yunanlılara karşı değil, Al-
manlara karşı yapmak zorunda kalacaktık" der.
• • •
Almanlar yanında savaşa girmeyi, ulusal çıkar-
lara uygun bulan Ittihatçılar savaş ilan edilir edil-
mez kapitülasyonlan kaîdırdılar.
Bu haberi Maliye Nazın Cavrt Bey ilk kez ola-
rak, Istanbul'daki Alman Büyükelçisi'ne bildin'r.
Tam bir sürprizle karşılaşır.
Sefir küplere binmiş, ağzından köpükler saça-
rak baöırmakta, tehditler savurmakta, Ittilaf Dev-
letler'ılstanbul'a saldınrlarsa, Osmanlı'yı savun-
mayacaklannı anlatmaktadır.
En sonunda,
- Biz karan tanımıyoruz, hele savaş bitsin ilk
karşı hareketi yapacak olan bizız, der.
Evet Sevgili okurlar bu konuşmanın üstünden
henüz doksan yıl bile geçmemiştir.
Üçüncü Paylaşım Savaşı eşiğinde yapılan tar-
tışmalan izlerken hep şu ünlü tangoyu mırıldanı-
yorum:
- Mazi kalbimde yaradır...
CHPİi Özpolaftan AKP'ye:
Rantiyeyi değil
çevreyi düşünün
İstanbulHa-
ber Servisi-
CHP Merkez
Yürütme Ku-
rulu üyesi ve
îstanbul millet-
vekili Mehmet
Ali Özpolat,
Bakırköy Ye-
nimahalle fi-
SSU •"•<*"-•
ıstendiğinı buna ızin ver-
meyeceklerini söyledi.
Mehmet Ali Özpolat
yaptığı açıklamada.
"Genel seçimler önce-
sinde yangmdan mal ka-
çınrcasma Büyükşehir
Bcfediye Mecüsi'ne geti-
riJen planın, Bakır-
kö> 'ün son yeşil alanla-
nnı da yok etmenin ze-
nunini oluşturduğuna''
dilkat çekti. Aym pla-
nın Bakırköy Belediye
Meclisi'nden de geçiri-
leısk De%let Demir Yol-
lan Fidanhğuım imara
açıimak isten-
diğini belirten
Özpolat şöyle
devam etti:
"Yeşil alan
düsmanı ran-
tiye zaten iki
yddırbufidan-
İgagözdikmiş
durumdalar.
Buravı talan
etmek, özel
okulyapürmakiçinelle-
rinden geleni vapmak-
tadıriar. Gözünii para
rursbürürnüşcevredüş-
manlanisjfidanlıgıkun-
dakfcunava kadar götür-
düler."
Ulaştırma, Turizm ve
ÇevTe bakanlanru göre-
ve çağnan Özpolat, AKP
Meclis Grubu'nun so-
runu rantiye lehine değil,
çevTe ve halk lehine çöz-
meye dönük bir yaklaşım
göstermesini isteyerek,
konunun takipçisi ola-
caklannı söyledi.
Denktaş, Annan'ın hazırladığı 3. çözüm belgesinde Rum tarafının isteklerine yer verildiğini söyledi:
Azınlık durumuna düşeriz• Yenibelgede
Karpaz'm Türk
tarafına
bırakıldığını
doğrulayan KKTC
lideri Rauf
/ Denktaş, buna
karşın Güzelyurt'a
yakın bir bölgede
bulunan Gemikonağı
Yeşilırmak'a kadar
olan toprak
parçasının
Rum tarafîna
verildiğini
söyledi.
REŞATAKAR
LEFKOŞA-Bırleşmiş Milktler
(BM) Genel Sekreteri'nin Kıbns
Özel Temsilcisi AharodeSotonun
Dışişleri Bakanlığı'ndagerçekkş-
tirdiği 6 saatlik rekor görüşmenin
tutanaklan, KKTC Cumhurbaşka-
nı RaufDenktaş'ın sert tepkisi üze-
rine yakJaşık bir haftalık gecikme-
den sonra gönderildi.
Denktaş, Dışişleri'nden gönde-
rilen tutanaklan inceledikten son-
ra, BM Genel Sekreteri Kofi An-
nan tarafindan hazırlanan üçüncü
belgenin içeriği hakkında kamu-
oyuna açıkJamalarda bulundu.
Yeni belgede Karpaz'ın Türk ta-
rafına bırakıldığmı doğrulayan
Denktaş, buna karşın Güzelyurt'a
yakın bir bölgede bulunan Gemi-
konağı ile Yeşilırmak'a kadar olan
toprakparçasının Rum tarafina öne-
rMğini bikhrdi. Denktaş, bunun ya-
nında Kuzey'e yerleşecek Rum sa-
yısırun da 60 binden 85 bine çıka-
nldığını söyledi.
Kuzey'e yerleşecek Rumlann
senato seçimlerinde oy kullanma
haklannın Türk tarafımn itirazı
üzerine plandan çıkanldığını, an-
cak Rum tarafinın başka taleple-
rine yer verildiğini anlatan Cum-
hurbaşkanı. "Bunlara kamp im-
zayı atarsak korunmaya ahıunış
azınlık olacağız. Kâğıt üzerinde
haklarla yetineceğiz" dedi.
Tutanaklarla ılgili açıklamasın-
da Dışişleri yerine De Soto'yu eleş-
tiren Denktaş şunlan söyledi:
"DeSoto'nun büyükavıbı, bizim
fikrimizi almadan üçüncü belgeyi
Turkiye'yegötürmesidir.AmaTür-
kiyebuoyunagebnedivebizimsöy-
lemek istediklerimizi söyledi Tür-
kiye'ye teşekkür ederiz."
Türkiye ile Yunanistan arasında
dün Ankara'da başlayan Kıbns mü-
zakereleriyle ilgili bir soruyu da
yanıtlayan Denktaş, bu toplantıla-
nn olası bir anlaşma halinde taraf-
lann Kıbns'ta bulunduracaklan as-
ker sayısı, bunlann silahJan ve ne-
reye konuşlandınlacağıyla sınırlı
olduğunu söyledi.
Annan'ın 28 Şubat süreci ta-
mamlanmadan Ankara, Atina ve
Lefkoşa'ya yapacağı ziyaret ön-
cesinde Amerika'nın "taraflance-
saredendinne" girişimleri de hız ka-
zandı. Önceki gün adaya gelen
ABD'nin Kıbns Özel Temsilcisi
Thomas Weston bugün Denktaş'la
görüşecek. Görüşme sırasında Wes-
ton'un. tüm ilgili taraflann katıla-
cağı "Camp-David" türü bir zırve
önermesi beklenirken, bu durumu
değerlendiren Denktaş, "Kaçtanrf-
lı olursa olsun gerçek değişmez.
Kıbns'ta iki ortak var ve ikisi ara-
sında yeni bir ortakhk olabiür. Ge-
nel Sekreter Annan bile iki millet-
ten bir millet mey dana gedrmenin
hayali olduğunu söylüyor. Haibuki
önenıli olan üd miUetten bir ortak-
iıkoluşturmakOr" dedı.
Rumlarkaygıh
Denktaş, 3. Annan belgesinde
yer alan değişiklikleri beğenmez-
ken, Rum Hükümet Sözcüsü Mi-
hafePapapetru, yeni belgenin Rum-
lar açisından daha kötü olacağını
söyledi. Papapetri, taraflann, An-
nan belgesi temelinde vanlacak bir
anlaşmayla ilgili son sözlerirü söy-
lemeleri için sadece birkaç günlük
zamanlan kaldığını ıleri sürdü.
27 Subat
Annonplanına
destekmtöngi
LEFKOŞA (Cumhuri-
yet) - Kıbns'ta çözüm ve
AB üyeliği ısteyen Kıbns
Türk Sivil Toplum Örgüt-
leri Ortak Vizyon Eylem
Komitesi, BM Genel Sek-
reteri Kofi Annan'ın Kıb-
ns'ı ziyareri sırasında gör-
kemli bir banş eylemine
hazırlanıyor. Lefkoşa'nın
Inönü Meydanı'nda 27 Şu-
bat'ta yapılacak olan "Çö-
züm ve AB'ye hazınz mi-
tingi"ne katıumın yüksek
olmasını sağlamaİc ama-
cıyla Kuzey Kıbns'ın yer-
leşim birimlerinde genel
greve gidilecek ve kepenk-
ler indirilecek.
Eylemle ilgili olarak dü-
zenJenen toplanhda konu-
şan Ticaret Odası Başkanı
AB Erel, 28 Şubat süreci-
ne çok az bir zaman kaJdı-
ğım anımsatırken "16 Ni-
san'a\«jşebflmek,referan-
dumu sağiayabilmek için
süramryideğeriendiribne-
si gerekmektedir" dedi
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
HÖKÜKİ DORDK••••••#•••«••••»•••#•#••nlü DÜKOM
'Güvenlik ve garantörlük' konulannda uzlaşma sağlamak için ikili görüşmelerbaşladı
Atina ile Kıbns pazarlığıANKARA (CumhuriyetBürosu)
- Türkiye ve Yunanistan, BM'nin
Kıbns'ta çözüm planı çerçevesinde
"güvenJik ve garantörtûk" konula-
nnda uzlaşma sağlamak amacıyla
Ankara'da müzakerelere başladı.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın
Kıbns Özel Temsilcisi AJvaro de
Soto da görüşmeler için Ankara'ya
geldi. Dışişleri Bakanlığı'nda te-
maslarda bulunan De Soto, "Gü-
venlik konulannaflişkingörüşmeJe-
rin bir an önce sona ermesini bekB-
yorum" dedi.
Türkiye ve Yunanistan arasında
Kıbns konusunda görüşmeler, Dı-
şişleri Bakanlığı Müsteşar Yardım-
cısı Büyükelçi Baki Ükin ile Yuna-
nistan'ın eski Ankara Büyükelçisi
Aleksandros FDon başkanlığındakı
heyetler arasında başladı. Büyükel-
çi Ilkin, görüşme öncesinde yaptığı
açıklamada, Kıbns'ta 28 Şubat'a
kadar çözüme ulaşılması amacıyia
ortaya atılan BM planında Türkiye
• Dışişleri Bakanlığı'nda temaslarda bulunan De Soto, taraflar
arasındaki olası bir uzlaşıda güvenlik konulannın "kritik öneme"
sahip olduğunu belirterek "Güvenlik konulan dahil edilmeden
uzlaşmaya vanlamaz" dedi. De Soto şubat sonuna kadar çözüme
ulaşılmasının "büyük ölçüde mümkün" olduğunu söyledi.
ve Yunanistan'ı doğrudan ilgilen-
diren unsurlar olduğuna işaret ede-
rek bunlar arasında "güvenlik \? ga-
rantöriuk" bulunduğunu belirtti.Baş-
layan gorüşmelerin ilk ve teknik gö-
rüşmeler olduğunu dile getiren Bü-
yükelçi, "Annan planında doklurul-
rnaa gereken baa boşhıldar\ar. Bun-
lanndolduruhıpdokturulmayacağı-
nı araşoracağız. Yapta zihnrvettegö-
rüşmeler yapacağE" diye konuştu.
Ilkın, gorüşmelerin devam edip et-
meyeceğinin henüz belli olmadığı-
nı da söyledi. Filon ise plan üzerin-
de görüş alışverişinde bulunacakla-
nnı söylemekle yetindi.
Dışişleri ve Genelkurmay'dan yet-
kililerin katıldığı gorüşmelerin sa-
bahki bölümünde BM'den bir tem-
silci bulunmazken, Türk heyetinde
Kıbns Daıresi Genel Müdürü Ertuğ-
rulApakan ve Genel Müdür Yardım-
cısı Necip Egüz de yer aldı.
De Soto: Güvenük konulan
kritik öneme sahip
Görüşmeler çerçevesinde Anka-
ra'ya gelen De Soto, Dışişleri Bakan-
lığı'nda Müsteşar UğurZiyal ve Müs-
teşar Yardımcısı Bakı Ilkın ile bir
araya geldi. De Soto, bakanlıkta 2.5
saat süren görüşmenin ardından yap-
tığı açıklamada, taraflar arasındakı
olası bir uzlaşıda güvenlik konula-
nnın "kritik öneme" sahip olduğu-
nu belirterek Kıbns ile ilgili tüm ta-
raflann güvenJik konulanm müza-
kerelerin özü olarak kabul ertiğini
kaydetti. De Soto, "Bu nedenle gü-
venlik konulan dahil edilmeden uz-
laşmaya vaniamaz" dedi. De Soto,
Rum yönetimı seçimleri ve son ge-
hşmeler göz önüne alındığında hâ-
lâ şubat sonuna kadar bir uzlaşma-
ya vanlıp vanlamayacağına ılişkin bir
soru üzerine şunlan kaydetti: "Bü-
yük ölçüde mümkün. Yeni Rum li-
deri Tasos Papadopulos'un üzerin-
de de zaman baskısı var. Kendisi ile
uzun saatfcrgöriiştüm. Konunun ad-
Iryeti ve sıkışıklığının farkmda. Önü-
müzdeki birkaç gün içinde gerekü
adunlann ablması için Papadopu-
los, Denktaş, Yunanistan ve Türki-
yt'yçgmçnebüeceğiıniaunıuyorum.""
Denktaş'a destek mitingi
Izmir'deki 126 sivil toplum kuru-
luşu, siyasi parti ve demeğin düzen-
lediği "KKTC Seninleyiz, Rauf
Denktaş YanındajTz" mitingi, bu-
gün saat 13.30'da Alsancak Gün-
doğduAJanı'nda gerçekleştirilecek.
Mumcu'dan ağır suçlama
Saplantılı
zihne
sahipler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanı Erkan Munıcu, üniversi-
telerin yönetim organlanna ticaret oda-
lan temsilcisi, belediye ve il genel mec-
lisi üyeleri ile vergi rekortmenlerinin
katılmasınm ilkokul mezunu bile olsalar
olumlu olduğunu savlarken "Böytece
ûniverateler toptumun her kesimiyle
kaynaşabifir" dedi. YÖK Başkanı Ke-
mal Görüz ve bazı rektörlerin açıklama-
lannı sert bir dille eleştiren Mumcu,
"Sörece herkes kanJabifir ama bunun
için görüş sahibl, bilgi sahibi obnak la-
zım. Ama slogan söyleyerek, haber uy-
duranık bu süreci durdurmava çahşan-
lar bümetidirler ki bu bir demokratik
deği^sürecidirvedeınokraâkdeğişinı '
iradesi bizim idaremiz değiL Türk miDe-
tinin iradesidir. Kimileri geçmişte 550
miOervekilinin seçtiği cumhurbaşkanmı
bile meşruhet yönünden taroşma konu-
su efmek istemişlerdi Bu onlann saptan-
nh bir zihne sahip olduklanmn açjk ka-
nrtKnr
r
diye konuştu. Mumcu dün Milli
Eğitim Bakanlığı Sağlık ve Eğitim Vak-
fi'nın 8. olağan kongresine katıldı. Ga-
zetecilerin "Yükseköğretim Vasa Tasa-
nsı Tashğı
n
na ılişkin sorulannı yanıtla-
yan Mumcu, bir basın mensubunun,
"Taslağm yasalaşması halinde üniversite
yönetimlerine ilkokul mezunlan bile gi-
rebflecek, bunun üniversitelere eddsi na-
sdohır" şeklindekı sorusunu.
u
Bunun
pozitifbir uygulama oiacağmı düşünü-
yonım'' diye yanıtladı. Taslaktaki bu
maddelerin mütevelli heyete geçiş için
biryol açacağını söyleyen Mumcu, ver-
gi veren kişilerin daha önce üniversit-
eleri zaten denetlediğini ileri sürdü.
Haberiere yalanlama
"Üniversitelerde Atarürk Üketeri ve tn-
küap Tarihi dersinm kaklınlacagı yö-
nüfldeki hflberier de tamamen uydur-
madır" diyen Mumcu. bir gazetecinin
"Tasiağm yasalaşması halinde 2547 sa-
yıh yasa yürüriukten kalkacak ve yeni
yönermeökler hazırianacak, doğru mu"
şeklindeta sorusu üzerine "Hem doğru
hem doğru değü" karşılığını verdi.
YÖK Başkanı ve bazı rektörlerin tep-
kilerine ılişkin bir soru üzerine Mum-
cu, taslağın son şeklini almadığını,
önerilere açık olduklanru söyledi.
Mumcu, sürece, slogan cümlelerle kat-
kı sağlanamayacağını savundu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Hrant Dink, Agos gazetesindeki ya-
zısının başlığını "Dünya Silahsız Kuv-
vetleri" koymuş. Dink'in dikkat çektiği,
son aylarda gündeme gelen dünyada-
ki banş hareketi. Dünyanın dört bir ya-
nında ortak kaygılaria harekete geçen
on milyonlarca insan, bıkıp usanmaksı-
zın gösteri yapıyor ve ABD kaynakJı sal-
dırgan savaşı istemediğini betirtiyor. Bel-
ki dünyada ilk kez bu kadar geniş bir kit-
le, çeşirJi milliyetlerden, dınlerden, ırklar-
dan insan ortak bir kaygıyı dile getiriyor.
Geçmiştebir deviet savaşa karar ver-
diği zaman o ülkenin halkı milliyetçi duy-
gularla etki attına alınır ve savaşa hazır-
lanırdı. Bu hemen hemen hep başany-
la sonuçlanırdı. Halk, saldırgan savaş-
çılann peşine düşer, oğullannı cephede
ölüme yollardı. Bunun istisnasına tarih-
te rastlamak çok zor. Ancak savaş olur
ve bir başansızlık yaşanırsa bazı ülke-
lerde isyanlar çıkardı. Birinci Dünya Sa-
vaşı sırasında Rusya savaşa girerken
Lenin önderiiğindeki Bolşevikler sava-
şa karşı çıktılar. Ancak savaşı önleyeme-
diler. Savaşın halkayıkım getirmesi Bol-
Dünya Silahsız Kuvvetleri
şevikleri güçlendirdi. Halk, Bolşevikle-
rin önderliğinde savaşa karşı ayaklandı
ve Sovyet Ekim Devrimi 1917 yılında
Rusya savaşı sürdürürken gerçekleşti.
Bu devrimin başansında, orduda ve
Özellikle donanmada çıkan askeri is-
yanlann da büyük etkisi olmuştu.
Bu kez öyte değil. ABD halkının bile
yansınayakını savaşa karşı. ABD'nin en
büyük destekçisi Ingiltere'de, tarihin en
büyük sivil gösterisi yapıldı. Bir milyo-
nun üzerindeki Ingiliz, Blair hükümeti-
nin savaştaraftan tutumunu protesto et-
ti.
önceki akşam, ABD'nin savaş taraf-
tan ünlü kanalı "FoxNews"de ilginç bir
söyleşı yaşandı. Söyleşiye katılan kişi,
Arap asıllı Müslüman bir ABD yurttaşıy-
dı. Bu kişi, 11 Eylül'de yıkılan Dünya Ti-
caret Merkezi'ndeki facianın tanıklann-
dandı. Şans eseri ölümden kurtulmuş-
tu. "Fox News"ün sunucusu, bu Müs-
lüman ABD yurttaşına, islamiyet ve te-
rör arasında bir ilişki olmadığını anlattır-
dı. "Bakın, orada çok sayıda Müslüman
dayaşamınıyitirdi'öedL "E^ef'dediyurt-
taş, "Benim de tanıdığım çok sayıda
Müslüman, Hınstiyan ve Yahudileriebir-
likte öldüler."
Bu arada ilginç bir gerçek ortaya çık-
tı. Bu yurttaşın oğlu ABD Deniz Kuvvet-
leri'nde askerlik yapıyordu ve şu sıralar-
da Irak'a saldınya hazırlanan Basra Kör-
fezi'ndeki savaş gemilerinden birindey-
di. Bu çok heyecan verici gerçek, su-
nucuyu aşka getirdi ve sorusunu yapış-
tırdı: "Bakınsizinoğlunuzhirkahraman
olarak, Müslüman olmasına rağmen te-
rörü önlemek amacıyla savaşa katılı-
yor. Sizdebundangururduyuyorsunuz."
ABD'Iİ Müslüman yurttaş, sunucunun yü-
züne baktı, durdu ve şunlan söyledi:
"Evetama, ben savaştanyana değilim.
Sorunun banşçıyollarta çözülmesiniis-
tiyon/m. ölüm istemiyorum."
Sunucu amacına ulaşamamıştı. 11
Eylül faciasını yaşamasına rağmen ABD'Iİ
yurttaş, onun savaş isteğine destek ver-
memişti. Savaştaraftan TVci yutkundu,
söyfeyecek fazla sözü kalmamıştı. Lafı
daha uzatsa daha dramatik cevaplaralan
bileceğini anladı, teşekkür ederek ABD'Iİ
Müslüman yoldaşı yolcu ediverdi. ABD'Iİ
Müslümanın oğlu sılahlı kuvvetlerdeydi,
ama kendisi silahsız kuvvetlerin bir üye-
siydi. Dünyada on mifyonlarca insanla
aynı duygulan paylaşıyordu.
•••
Bu medya çağında dünyanın gözü
önündeyaşanan gerçekler, savaşçı Bush
ve çevresinin iddialarının ne kadar boş
olduğunu gösteriyordu. Her gün Filistin
topraklannı bombalayan, işgalci ve sal-
dırgan Sharon yönetimini destekleyen
VVashington, Irak'a saldın gerekçesi ola-
rak demokrasi ve insan haklannı öne
sürerek inandıncı olamıyordu.
Işte böylesine önemli bir direnişin ol-
duğu dünyada ABD zorluyor, dünyanın
büyük çoğunluğu direniyor. ABD ne ya-
pp edip gözü dönmüşçesine savaş ha-
zırlıklan yapıyor. Bu konuda en zor du-
rumda olan ülkelerden birisi de Türkiye.
Bugüne kadar ABD'nin her dediğine
evet cevabı vermiş bir ülkede, halkın
büyük çoğunluğu savaş istemiyor,
ABD'nin savaş ortağı olmak istemiyor.
Hükümet şaşkın durumda. Çünkü AKP
milletvekilleri içinde bile savaş aleyhta-
n oy kullanacağını söyleyenler var.
•••
Bir tarafta Güvenlik Konseyi, öte ta-
rafta Türkiye. Türkiye, ABD'nin baskıla-
nna direnebilirse, belki de savaşın ön-
ienmesi konusunda önemli bir adım atl-
mış olacak. Kritik günlerin ve kritik ka-
rarlann eşiğindeyiz. Belki de bu yazı
okunduğu sırada bazı kararlar verilmiş
olacak. Her an yeni gelişmeler yaşıyo-
ruz
Dünya silahsız kuvvetleri tarihin en
büyük direnişini yapıyor. Bu, dünya için
yeni ve olumlu bir durum. Geleceğe
umutla bakabilecek bir yeni dünya ruhu
oluşuyor.