25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2ŞUBAT 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 (Rızayla işgal Pıvayet muhtelıf ama ABD ıle surdunjlen pazarlıklann ana eksenı maddı kayıplann gıdenlmesı ve yurt toprakiannın yabancı askeriere açılması Anlaşılıyor kı, ABD yıne Turkıye'ye kredı dığer bır deyışle "borç" onenyor Emeklı Amıral Tanju Erdem, "Borç" dıyor, "Turkıye'nın bugununü <urtanr geleceğını batınr Her /enı borçlanma Turkıye'nın oağımsızlığına, bütünluğüne, jüvenlığıne kalkınmasına /oneltılmış bır tehdıt anlamına yelmıştır bugün ıçın Aynca, bu tukuka ve etığe aykın savaşta jlecek ınsanlann kaybının nalıyetlen dolaria ölçülebılır Belelım, Turkıye'nın hava uslen le lımanlannı ABD desteğıne ıçmasına "anju Erdem, bu durumu 'nzaen ışgal" olarak tanımlıyor 'e geleceğe dönuk denn bır ;izık atıyor ABD, buradan geldığı gıbı jıtmeyecek, Türkıye'yı bundan onrakı emperyal (uzenlemelen ve saldmlan ıçın nr ılen harekât ve lojıstık ûssü tlarak kullanmak ısteyecektır ABD Turkıye'ye yeheşhkçe, 'ürkıye 'nın gerçek ulusal (jkartan savunulduğunda tunlan nötralıze etmek ıçın her \asitaya başvuracaktır Ulke tzınde egemen sınıflar dahı f-BD ye karşı çıkamayacaklar ya da müzahır (yardımcı) dacaklar ve Türkıye ıstıkrarsız curuma gırecektır" A-K-P bındırdı bızı bır alamete, gdıyoruz kıyamete ISIK KANSU Ikî lider tamlaması George W. Bush'un, 28 Ocak 2003 ta- nhlı konuşmasından "Bız banşı arryoruz, banş ıçın mücadele edıyoruz ve kımı zaman banş savunulmalı- dır Korkunç tehdıtlenn merhametıne kalmış bır gelecek, banş değıldır Eğer bıze savaş dayatılmışsa, Amenkan ordusunun tum gucu ve muktedırlığı ıle sa- vaşacağız ve başaracağız. Guvenle ılerlı- yoruz, çunku tanhın çağnsı doğru ulkeye geldı Amenkalılar, zamanımızın tum sınav- lanndan geçmış kararlı bır halktır Zorluk ve sıkıntılar, ulkemızın karaktennı dunyaya ve kendımıze gostermıştır Amenkaguçlu bır mıl- lettır ve gucunun kullanımında şereflıdır" Adotf Hıtler'ın "Kavgam" adlı krtabından "Gerçekte banş ve hümanıst bır adam, dünyayı, bu kûrenın bıncıkhâkmı olacak de- recede tümûylefethedıpemn altına aldığı zaman, banş kurulabıhr Bu fikır, uygulama- da zoriukiar ve ımkânsızlıklar taşıdığı oran- da zarartı netıceler doğurabılır Bunun ıçın once kavga, sonra banşsevertık Bugünyeryûzündehayran kaldığımszşey- lenn tümü -bılım guzel sanatlar, teknolojık ıcatlar- çok az mıktarda bırtakım halklann belkı de tekbırırianyaratıcı faalıyetının ürû- nüdur Uygariığın sünvesı bu halklara bağ- lıdır Uygartığı korumak ıçın onuyaratan ınsa- nın korunması gerçeğı hep unutulmuştur Bunun ıçın yaşamak ısteyen savaşsın1 Be- lırleyıcıyasası süreklı bırsavaş olan bu dün- yada, savaştan kaçanın yaşamaya hakkı yoktur" George W. Bush'un 28 Ocak 2003 tanh- lı konuşmasından "Bız, fethetmeden güç kullanınz ve ya- bancılann ozgüriüğü ıçın fedakâriıkta bulu- numz Amenkalılar, özgûrbırhalktır; bıhrter kı, ozgüriük herifesın hakkıdırveherulusun geleceğıdır özgüriük, Amenka'nın dûnya- ya hedıyesı değıldır Tann'nın ınsanlığa he- dıyesıdır Bız Amenkalılar kendımıze güve- nınz, tûm tanhın ve hayatın ardındakı Tan- nsevgısınebağlıyız Tannbıze kılavuzluket- sın ve ABD'yı kutsamaya devam etsın " Adolf Hıtler'ın "Kavgam" adlı kıtabından "Halkçı anlayış, ınsanlığın ılkel halklannın da degenne yer venr Prsnsıp olarak halk- çı anlayış, devletı ancak bır amaç kabul eder Bu amaç da halklann vahıklannın ko- njnmasından ıbarettır Ama onlann eşıtlığı- ne kesınlıkle ınanmaz Bu bılgı ona, bu dûn- yayıyoneten sonsuzıradeye uyularaken r/ı- nın ve en kuvvetlınınzafennı kolaylaştırmak, kotulenn vezayıflann boyun eğmesını ıste- mekzorunluluğuna dayanır Bu nedenle ta- bıatın anstokratık prensıbıne saygı goste- nr ve hayatın merdıvenının son basamağı- na kadar bu kanunun önemıne ınanır" Aşkolsun1 Bu kadar mı benzeşme ve bır- bınnı tamamlama olur hanı Çaiışma Bakaniığı'nda, hafta boyunca ışçı ve ışveren konfe- derasyonlan "Iş Yasası Tastağı" üzennde çalışmalannı sürdur- duter. Somut bır sonuç çıkma- dı. Ama, taslak çok somut Ge- nel-lş Sendıkası, bu taslak ıle getınlen duzenlemelen her ışçı- run kolayfıklaanlayabâeceğı, kav- rayabtleceğı bır drffe özetlemış "Taslağa göre esnek çalışttn- hpesnekucretalacağız Işvere- ntn emnne amadebırmakınegı- bı ışverenın keyfinı bekleyece- ğsz, o çağırdığında ışe gıdece- ğız. ödünç ış ılışkısı kavramı ıle Köle taslağı kıraiık ışçı olabıleceğtz. Işvers- nımız bızı başkalanna kıralaya- bılecek Artıkbelıriıbtrışyenmız olmayacak, ışyen yurdun her- hangı bıryen olabılecek İsye- nmı değıştırdın, ış akdını haklı nedenlefeshedıyorum,tazmı- natımı ver" dıyemeyeceğız. Iş- verenimiz, ış akdımızı yapar- ken çaiışma koşullannı de- ğıştirme hakkını sakh tutabi- tecek, çahşma koşullan de- ğışt dıye hakkımaı arayama- yacak, hakh fesih imkârandan yoksun kalacağız. Çahşma sureterimiz işverenin keyfine bağlı olacak. Şu an geçerlı olan haftalık 45 saatiık çaiış- ma saatinın gunlere eşıt ola- rak bolünmesı, normal çahş- ma suresı uygulaması kalka- cak. Fazla mesaı kavramı da ortadan kalkacak. 45 saatiık çahşma saat haftanın gunJe- rine, 12 saate kadarfarklı şe- kilde dağrtılabriecek. Işveren, kriz haflerinde kısa çatıştema yapabiecek. Kısa çaiışma so- nucu duşük Ocret alacağız. Hafta sonu tatii uygulaması da esnekleşecek. Bu duzenleme He pazar gunu gıbı belirlı bir gunde tatıl yapamayacağız. Kıdem tazmınatı fonu kuru- lacak, bu tazminat sadece yaşttk, matuNük, ölum ve top- tan ödeme hallerinde ve en az 10yıHık pnm ödenmesi ha- finde tsteküzerme ödenecek." Genel-lş, taslağa bır de ad koymuş "Kölecı Döneme Dö- nuş Taslağı" Yine unutkanlık, yine takıyye Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer dışında Anayasa'nın açık hukmunu anım- sayan kalmadı Oysa çok değıl, daha ge- çen Ocak ayının so- nunda A-K-P lıden Recep Tayyip Erdo- ğan partısınde ga- zetecılenn sorulannı yanıtlarken, "Turkı- ye'nın Irak konusun- dakı kararının BM Güvenlık Konseyı karanna göre şekıl- lendınleceğını" soy- luyordu Aynı gunlerde Baş- bakan Abdullah Gül de, Avrupa Konseyı Pariamenterier Asamblesı nde ko- nuşmuştu "Harekât ıçın BM'nın ıkıncı karan gereklı " Recep Tayyip Erdo- ğan, 27 Aralık 2002 gunu de NTV ye şu goruşlen aktanyordu ölumun, savaşın pazahığı olmaz Böyle bır faturayı ko- nuşmayı ahlakı bul- muyorum " Son bır haftadır sur- durduklen pazarlıkla- n nasıl açıklayacağız pekı'? ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kimin Egemenliğî... 17Şubat tanhlı Radıkal'de, Neşe Duzel'ın, Adalet Baka- nı Sayın Cemil Çiçek ıle hu- kuk sıstemımız konusundakı bır soyleşısı yayımlandı Bu soyleşıde Sayın Çıçek'ınTurk adalet sıstemının sorunları konusundakı saptamalanna gene) çızgılen ıçınde katılıyo- rum Zaten adalet sıstemı- mızdekı sorunlar oylesıne net veoylesıne uzun suredırgun- demde kı, ortak saptamaîar neredeyse kaçınılmaz oluyor Fakat Sayın Çıçek'ın ege- menlıkle ılgılı goruşlerıne ka- tılmamız mumkun değıl As- lındabugoruşler Turkıye'de belirlı bırdemokrası anlayışı- nı savunanların ortak göruş- len Ve bu goruşler maalesef demokrasının ıstısmannayol açan goruşler Sayın Çıçek, "Eskıden hâ- kımıyet kayıtsız şartsız mılle- tındı Bu egemenlık TBMM'detecellıederdı 1961 Anayasası mılletın hâkımıye- tınr parçaladı", demektedır 1961 Anayasası'nın, egemen- lığın tecellısınde bazı sınırla- malargetırdığıdoğrudur Fa- kat buradakı amaç demok- rasıyı kısıtlamak değıl, tam tersıne demokrasının kuralla- nna daha açık bır bıçımde uy- maktır • • • Demokrasıyı salt bır "ço- ğunlukrejımı" olarak goren- ler, demokrasıde, çoğunlu- ğun ıstedığı her şeyı yapabı- leceğını zanneder ve hatta bunu hararetle savunurlar Geçen Salı gunku yazımda da, dolaylı olarak bu konuya degınmıştım Aslında demok- rasıde çoğunluk, ıstedığı her şeyı yapamaz Elbette, "ege- men ırade" çoğunluğun ıra- desıdır Ancak bu ırade, sı- nırsız bır ırade değıldır ve ço- ğunluk karşısındakı azınlığın hak ve ozgurluklerını kısıtla- yacak bır bıçımde kullanıla- maz, kullanılmamalıdır 1924 Anayasası gerçekten, "Egemenlık kayıtsız şartsız ulusundur" demekte ve bu "ustun ırade"y\ hıçbır bıçım- de sınırlamamaktaydı Ancak, çok olumlu bır demokrası an- layışını dıle getıren bu ıfade, ıstısmara açıktı Ve maalesef 1950 sonrasında Demokrat Partı (DP) ve ozellıkle bu par- tının lıderlen bu durumu çok fazlasıyla ıstısmar ettıler Ken- dılerıne de yazık oldu, yıtırı- len zamandan oturu memle- kete de yazık oldu Ve ben 27 Mayıs 1960 devnmının tar- tışmasız savunucusu olmama karşın, "ordt;"nun kışladan çıkmasına sebep oldular kı, boyle bır durum, ıstense de ıstenmese de, kotu bır alış- kanlık halıne gelır Gerek Adnan Menderes ve gerekse DP ust yonetımı, kendılenne ıktıdar yolunu açan çoğunluk ıradesını, "mıllı ıra- de" sayıyor ve değıl karşıla- nndakı azınlığın haklanna say- gı gostermek, bu azınlıktan kendılenne yonelebılecek eleştırılerı "vatana ıhanet" olarak goruyorlardı örneğın, dış polıtıkada, "ABD ıçın doğ- ru olan, bızım ıçın de doğnı- dur ABD ıçın yanlış olan bı- zım ıçın de yanlıştır" anlayı- şına sahıptıler Eğer dış polı- tıkaya bıreleştırı getınrsenız, sızı ıhanet ıçınde goruyorlar- dı Sadece dış polıtıkada de- ğıl, ıç polıtıkada, ya da eko- nomık polıtıkadakı uygula- malannı da eleştıremezdınız Çunku onlar, mıllı ıradeyı tem- sıl ettıklerını duşunuyorlardı ve her turlu eleştınyı mıllı ıra- deye karşı çıkış ve ıhanet ola- rak goruyorlardı Fakat so- nunda kendılerı ıhanet çızgı- sıne duştuler 1961 Anayasası, bır nok- tada DP'nın bu ırade "anla- yışına", tepkı anayasasıdır Çoğunluk karşısındakı azın- lığın hak ve özgurluklennı ko- ruyabılmek ıçın bırtakım yap- tınmlar getırmek ıstemışler ve getırmışlerdır örneğın, Ana- yasa Mahkemesı, anayasaya aykırı olarak gerçekleştırılen ya da gerçekleştırılebılecek olan yasama uygulamalannı frenlemek amacıyla oluştu- ruluyordu Aynı şekılde Yar- gıtay, Danıştay, Sayıştay gı- bı kurumlann yetkılerı genış- letılıyordu Burada amaç, va- tandaşın özgurluklennı kıs- mak değıl, tam tersıne, vatan- daşın ozgurluklerını cıddı bır bıçımde guvence altına al- mak ıdı Fakat gunumuzde bıle kımı sıyasetçıler, bu tur- den sınırlamaları ıçlenne sın- dırememekte ve ulus ege- menlığıne "ortak çıktığını" duşunmekteler Anlaşılıyor kı, Sayın Cemıl Çıçek de bunlar- dan bırı • • • Bır demokrasıyı dığer re- jımlerden ayıran temel bazı ozellıklervardır Bunlar arasın- da (bence) en önemlılennden bın; "çoğunluk karşısındakı azınlığın" yaşamaya ve ıktı- dara talıp olmaya, hakkının bulunmasıdır Gerçekten, ne kadar ufak bır azınlık tarafından benım- senırse benımsensın ve ço- ğunluğa ne denlı aykın gelır- se gelsın, demokrasıde "ıktı- dar yolu" herkese, sonuna kadar açıktır Eğer "mutlak hâkımıyet" buna engel oluyor- sa, bu mutlak hâkımıyetı yu- muşatmak gerekır Turkıye'de muhafazakâr sıyasetçılerın, "egemenlığe ortak" olarak gorduklen kurumlar, demok- rasıyı guvence altına alıyorlar- sa bu turden kurumlan de- mokrasıye engel kurumlar olarak değıl, tam tersıne de- mokratık kurumlar olarak gor- mek gerekır Bana oyle gelıyor kı, "mıl- let hâkımıyetı" ancak bu ko- şullaraltındasağlanabılır Ak- sı takdırde çoğunluğun hâkı- mıyetı, bır nokta gelır, çoğun- luk tahakkumune, çoğunlu- ğun canının ıstedığı her şeyı yapmak ıstemesıne donuşe- bılır Bunun omektennı gormek zor değıl KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behıcakCa turk.net ÇtZGtLÎK KÂMtL MASARACJ HARBİ SEMİHPOROY semıhporoy(<ı yahoo.com w BULUT BEBEK NLRAYÇİFTÇI bulutbebeko hotmail.com # TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 22 Şubat DEV KULAKMR D/NUYOR: DUNYAM/Z ÛI$INDA YAŞAM VAR M/?. SASIUINA YAMStMIŞTI. KO- Nü, KADYO AST&ONOMlSIYCM lüBlUYDl KOZtoıK C1S1MLEROEN <S£LSA/ GADrO MLGALAKI rK&eLeNIYOe. VE F^Zıtc- SEL Ö2EU-IKLE&( DBĞBItLBUblBlUrOROU'RADYO OAL6ALAJ&NfN F&EKAMC UZUA/LUĞU,R/)Dy/<ISYONL4 SAĞCAMri- LIPIR /£/, M'Z VE MAGMertkL GUÇ OB ISAOYO YAYl- NIMA KlEDeN OL4gtLM£~lcreCHK \ NOVA p#TX/IM/llA/e/, YALMIZCA fÇ/MOe BULUMDÜ_ ĞUMUZ GALAICSt "SA~MANYOLU"MDı4la YIL OlNLEMEtC 8ıLE ÇOK BUYUtL RADYO TSLESKOPLARt <5E/Z£(Cr/jeMe£- ŞEIClL SUUCJ AÇI*UJrOJp. fl fflR YAÇAM VA£ Ml *ACA8A CHJNV» Plfl fflR YAÇAM VA£ Ml AsmONOMLAR. Ş Ü AHCAK, Sı/S MESATl/l K4£Ş!LA' YA vee/P eeMEKre A SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU 'Çok Acıkmış Dinozor...' "Ayağı Çop Kovasına Gırmış Kız", "Kulağına Çöp Batan Uç Ayaklı Çocuk", "Ayakta Duran Penguen", "Armut Kafalı YaramazAnten Kulaklı Kız", "Bakıcısı OlanFıl", "KuşAdam", "HayalKurmuş, Ellennın Çok Fazla Olmasını Istemış Hayalcı Kız", "ÇokAcıkmış Dı- nozor " Daha ne ısım\er Bırbınnden tılsımlı Gönül Paksoy'un "sergısınden" soz edıyorum Dun açılışa gıttım Davetıyede "BezBebekHeykel Ser- gısı" yazıyordu Bebekler gerçek bırer heykel Soyut "Büyu ve masal heykellen" "Bez bebek" lafı aldat- masın Paksoy, el attığı her şeye "sıhır" katan bır yaratıcı- lık hazınesı Ben onu "modacı" olarak tanıdım Me- ğer "modacı" değıl, aynı zamanda bır "yemek tasa- nmcısıymış" "Usta", "gum?e°gıbıtanımlarmahare- tını anlatmakta yetersız kalıyor Yılda bır dostlannı, muştenlennı bır araya getırdığı yemek davetlen yapı- yor Neye şaşacağınızı bılemıyorsunuz Paksoy'un harikalar diyan... "Çıleklııspanaksalatası'mı, "elmalıbörûlce", "enk sosunda fasulye buketı" mı, Paksoy un bır araya ge- tırdığı ınsan topluluğunun bıleşkesı" mı daha şaşır- tıcı olabılır sızce? Benı en çok "Gönül Hanım Kabıle- sının" kımyası şaşırtıyor Onun davetlennde hayatım- da ılk kez gorduğum çoğu ınsanla acayıp bır "ortak elektnk", "yıllanmış bır tanışıklık" duygusu yaşıyo- rum (-kı bu, tanımadığım ortamlarda benım asla duy- madığım, taşımadığım bır duygudur ) Duşundum Rasüant değıl Gonul Paksoyyalrnz"/no- dacı" ve "yemek tasanmcısı" değıl, gerçek bır "kım- yacıymış" Bayağı "kımyager" yanı Ama molekul- ler kımyasından sıkılıp hayatın kımyasına el atmış Gıysılennın kumaşlannı oturup kendı boyuyor mese- la Tek tek Bınnın ustunde bır ceket görup "Aa ay- nısından ıstenm" dıyemıyorsunuz Aynısı yok ve hıç- bır zaman olmuyor Gonul Hanım "aynı olan" hıçbır şeyden hoşlanmıyor Tekrardan haz etmıyor "Külfe- te" aldırmayıp her sefennde yenıden başlıyor ve ye- nıden yaratıyor Nasıl takılırsa llham ve keyfine göre Portakallı şarap, karanfilli çay Yemeklende boyle yaparmış Sabahmanavdabul- duğu sebzelere gore menu "ıcat eder", baştan yara- tırmış Sırf seruven olsun dıye Bazen anneannesının yemeklennden kalan bır anı, bazen uzaklardan gelen egzotık bır baharat kokusu onda "yenı çeşnıler", "ye- nı tasanmlar"arzusu uyandınrmış Kaç tur ekmek duşunebılırsınız mesela'? Uç-beş- on Gonul Hanım ın sınırı yok Ekmeklen farklı, şa- rabı farklı, çayı farklı Çukurova Unıversrtesı Zıraat Fa- kultesı Şarapçılık Işletmesı'nde "özel" olarak şışele- nen "portakal şaraplan" var mesela En aromalısın- dan Çayı bıle duzayak ıçmıyor Içıne bır-ıkı (tavsıye edenm) karanfil köku atıyor "BezBebekHeykelSergısı'ne" de "sımyacı" bu kez "ne yapacak?" duygusuyla gıttım Gırer gırmez elle- nnde pembe-yeşıl devasa pamuk şekerlerle koşuş- turan çocuklara rastladım Gonul Hanım'ın yeğenle- nymış Tasanm onlann Çızımlen5ve8yaşındaNaz- Şahin Paksoy yapmış Herbın bırer masal adı çağ- nştıran "bez bebek I heykelıstmlennı" de kendıten koy- muşlar Gonul Hanım da ığne ıplıkle bez parçaakla- nna hayat vermış Toprak tonlan, bejler, pasteller, kırmızılar, pembe- ler, uçuk mavıler Bu renk,renk"heykelcıkten" uçla- nnda mınık bırer nazar boncuğu bulunan ınce ıplık- lerle pleksıglas vıtnnlere asmış Sergı ıçın ozel kıtap- lar bastırmış Ayn renklerde boyadığı çubuklar uzenne geçırdığı -gene her bırı aynrenkboyanmış- çığ kamabaharlar, kapanlı domatesler, mor çıçeklı mınık patlıcan turşu- lan, ısımlennı hafızamda tutamadığım (envayı çeşıt) otlara bulanmış peynırler, somonlar salatalıklar, bıber- ler, kandesler ve daha neler nelenden oluşan "or- dövr tabaklan" tasarlamış, hazırlamış Salonun or- ta yenne de kırmızı arabalı bır "pamuk şekercı" yer- leştırmış Bugun "ÇokAcıkmış Dinozor, ArmutKafalı Bush"u yazacaktım "Sağnakla paylaşmak ıstedıâım çok şey vardı, bınken Ama bazen boyle oluyor Tçımden bırses "Hayıro değıl llla bunuyaz 1 " dıye tutturuyor Ben bıle şasıyorum "Savaş kapıda Ankara ayakta Bezbebeksergısı nerden çıktP" demeyın Bu ışte öy- le bır yazı Hıç hesapta olmayan Ama hayatta kaç Gonul paksoy tanır kı ınsan? Nışantaşı/Atye Sokakta- kı "bez bebek" sergısıne gıdın 20 Mart'a kadar de- vam edıyor B L J L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2SOLDAN SAĞ\. 1/Erozyonet- kısıyle oluş- muş, yumu- şak engebelı yeryuzu par- 4 çası II Avın yadakendısı- ne gostenlen 6 şeyın uzenne 7 atılıpgetırme- „ sı ıçın kopeğe verılen buy- 9 ruk Çıkolataylaya- pılan bır çeşıt tatlı 3/lçbatı Anadolu'da kurulmuş Turk bey- lığı 4/ Değerlı ma- denlerde yasanın ıs- tedığı ağırlık, saflık ve değer derecesını gosterenolçu 5/Tav- lada "ıkı" sayısı Karagoz oyununda ^ kullanılan kamış duduk 6/ Ankara'dakı ozel bır tıyatronun kısa yazılışı Italya'da yaşamış antık halk 7/ Kutsal, ulu Bır nota 8/ Asker Cınsel guçsuzluk 9/îzmır'ınSelçukılçesındekıunlu an- tık kent II Dunya Savaşı yıllannda Japonlar ta- rafindan kullanılan avcı uçağı tıpı YUKARDDAN AŞAĞIYA: 1/ Uzakdoğu mımansınde, kuleye benzeyen çok katlı dınsel vapı Tavlada "uç" sayısı 2/Esknm- de kullanılan uç sılahtan bın Yuksek aşamadab yenıçen subaylannın gıydığı, yansı arkaya sarkan uzun sank 3/ Yerleşmış ılke ya da yasaya uygun durum Bırcetvelturu 4/Kakım, gelıncık gıbı hay- vanlann lekesız beyaz renklı postu Habeş soylu- su 5/Nışastanınsındınlmesıneyarayanvetukuruk- te bulunan bır enzım 6/ Haşan 7/ Tutsaklık Bır soru sozu 8/ Arap abecesınde bır harf Yıyecek \ e ıçeceğın saklandığı oda ya da dolap 9/ Ikı mec- lısh parlamentolarda ust yasama organı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear